Köklü bir geçmişle sağlam bir geleceğe emin adımlarla yürümeye devam eden Elginkan Topluluğu, proaktif ve uzun vadeli bakış açısı ile başarılarını daha da perçinleyerek ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam etmektedir. Ülkemiz için yarattığımız katma değeri, ticari alandaki başarılarımızın yanında toplumsal ve sosyal konulardaki çalışmalarımızla desteklemekteyiz. Elginkan Topluluğu’nun hisse ve gelirlerinin sahibi olan Elginkan Vakfı aracılığı ile insanımıza ışık tutarak, geliştirme arzusuyla birçok başarılı proje gerçekleştiriyoruz, hayatlarına dokunduğumuz pek çok insana fayda sağlıyoruz.
İnşaat ve yapı malzemesi sektörleri ülkemizin stratejik sektörleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Sektör, yurtiçi ve yurtdışı pazarda büyüyen, gelişen, rekabetçi bir sektördür. Sürekli gelişimi, sağladığı istihdam, cari açığa pozitif katkı ve katma değeri nedeniyle kritik önemdedir. Gelişmekte olan ve genç nüfusa sahip bir ülke olarak Türkiye, henüz altyapı ve üstyapı inşaat hamlesini tamamlayamamıştır.
Diğer taraftan, Türkiye’de gayrimenkul ve inşaat sektörünün gelişimi açısından önemli bir unsur olan kentsel dönüşüm çalışmaları tüm hızıyla sürmektedir. Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılıp yeniden yapılacak ya da iyileştirilecek bina stoku için yenilikçi inşaat malzemeleri ihtiyacı da önümüzde durmaktadır. Kentsel dönüşümün yaratacağı inşaat potansiyeli, inşaat malzemesi sanayi için ilave bir malzeme talebi olanağı yaratmıştır.
Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılarak veya yerinde iyileştirilerek yaklaşık 6 milyon konutun dönüştürülmesi inşaat malzemesi sanayine yönelik orta – uzun vadeli süreçte ilave talep yaratmıştır. Kentsel dönüşüm, nitelikli ve asgari standartlara uygun inşaat malzemesi kullanımını da özendirmektedir. Böylece katma değeri yüksek, nitelikli inşaat malzemelerinin üretimi ve kullanımı artmıştır.
Son yıllarda inşaat sektörü, küresel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) yaklaşık %13’ünü oluşturmaktadır. Global Construction Perspectives ve Oxford Economics’in hazırladığı Küresel İnşaat Sektörü 2025 Raporuna (“Global Construction 2025”) göre, gelecek dönemde inşaat sektörünün GSYİH’den daha hızlı büyümesi ve dünya ekonomisindeki payını 2020 yılına kadar %15 düzeyine yükseltmesi beklenmektedir. Küresel inşaat sektörünün hali hazırda 7,2 trilyon ABD doları düzeyindeki büyüklüğü, gelecek yedi yıl içinde 12 trilyon dolara ulaşacaktır.
Dünya bu rakamlardan söz ederken, son yıllarda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden olan Türkiye’de de inşaat sektörünün oldukça güçlü bir performans sergilediği dillendirilmektedir. Ülkemizde son dönemde konut satışları tarihi yüksek seviyelere ulaşmış, konut fiyatları da paralel olarak artış eğilimini sürdürmüştür. Sektör, 2013 yılının başından itibaren hızla toparlanmış, yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde Türkiye ortalamasının üzerinde büyüme sergilemiştir. Rakamlarla ifade edersek;
• 2013 yılında GSYİH %4,1 büyürken, inşaat sektörünün yıllık büyüme oranı %7,0 olmuştur. 2014 yılının ikinci çeyreğinde de inşaat sektörü %2,6 büyüme ile %2,1’lik GSYİH artış oranının üzerinde bir büyüme göstermiştir.
• İnşaat sektörünün GSYİH içindeki payı, 2013 yılındaki %5,9 seviyesinden, 2014 yılının ikinci çeyreğinde %6,0 seviyesine yükselmiştir.
• İnşaat sektöründeki büyümede bu ivmenin yakalanmasında son dönemde hız kazanan ve 6 milyon konutu içeren kentsel dönüşüm çalışmaları da önemli rol oynamıştır.
Öte yandan 2013 yılı başında tam anlamıyla uygulamaya giren KDV oranlarındaki değişiklik de inşaat sektöründeki büyümede etkili olmuştur.
Kentsel dönüşüm inşaat sektörünün tüm alt sektörlerine canlılık getirmiştir. Hatta sektörün geneline ivme katmıştır. Özellikle çimento, hazır beton ve tuğla gibi alt sektörlerde bu canlanma, daha yoğun yaşanmıştır.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, içinde bulunduğumuz dönemde dünya ekonomisindeki dalgalanmalardan ülkemiz ekonomisi etkilenmektedir. Geleceğe ilişkin öngörülerin de olumsuz etkilenmesi nedeniyle tüketicilerin tüketme eğilimlerinin azaldığı gözlenmektedir.
Bina İnşaatı Maliyet Endeksine (BİME) baktığımızda;
• Temmuz–Ağustos–Eylül aylarını kapsayan 2014 yılı üçüncü çeyreğinde, toplamda bir önceki çeyreğe göre %1,6, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %10,6 ve dört çeyrek ortalamalara göre ise %10,1 artmıştır.
• BİME’de 2014 yılı üçüncü çeyreğinde işçilik endeksi bir önceki çeyreğe göre %1,7, malzeme endeksi %1,6, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre işçilik endeksi %10,4 ve malzeme endeksi %10,7 artmıştır.
• 2014 yılının ilk altı ayında bir önceki yıla göre belediyeler tarafından Yapı Ruhsatı verilen yapıların bina sayısı %24,6, yüzölçümü %35,8, değeri %50,4, daire sayısı da %27,4 oranında artmıştır.
• Yapı Ruhsatı verilen binaların 2014 yılı Ocak – Haziran ayları toplamında; yapıların toplam yüzölçümü 112,6 milyon m² iken; bunun 63,8 milyon m2’si (%56,7) konut, 29,9 milyon m2’si (%26,5) konut dışı ve 18,9 milyon m2’si (%16,8) ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşmiştir.
Konut satış istatistikleri raporuna göre 2014 Ekim ayında 95 bin 645 konut satılmıştır. Oransal olarak bakıldığında ise Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %25,3 oranında artış gerçekleşti.
2014 yılı Ocak – Ekim döneminde konut satış sayısı geçen yılın aynı dönemine göre, %1 oranında azalarak, 926.932 adede düşmüştür. Bu rakam geçen sene Ocak – Ekim döneminde 938.725 adet idi.
En fazla konut satılan iller ise sırasıyla,
• 17 bin 240 konut ile İstanbul
• 10 bin 549 konut ile Ankara
• 5 bin 772 konut ile İzmir olmuştur.
• Diğer yanda ise Ardahan’da 15, Hakkari’de 18 ve Bayburt’ta 41 konut satılmıştır.
Yapı sahipliğine göre, özel sektör 99,5 milyon m² (%88,3) ile en büyük paya sahip olmuştur. Bunu 11,3 milyon m² (%10) ile devlet sektörü ve 1,9 milyon m² (%1,7) ile yapı kooperatifleri izlemiştir.
Sektör son derece güçlüdür. Konut talebi hala arzın üstündedir. Yabancı yatırımcının konut talebi artmış, kentsel dönüşüm avantajları konut talebi ve sektörünü canlandırmıştır. Genç nüfusun artan konut talebi ve artan kişi başı milli gelir ve satın alma gücü, gayrimenkul talebini yükseltmektedir.
ELMOR A.Ş. 2014 Değerlendirmesi
Tüm bunlara paralel, şirketimiz 2014 yılında 2013’e göre adetsel olarak yüzde 12, sabit fiyatlar ile yüzde 27 oranında büyüme rakamı ile yılı kapatmaktadır. Ürünlerimizle 2014;
• (E.C.A ve AR YAK) armatür ürün pazarında yüzde 40,
• Seramik sağlık gereçleri pazarında yüzde 13,
• Gömme rezervuar pazarında yüzde 22’lik pay oranıyla noktalanmaktadır.
Kazanılan Uluslararası Ödüller
Diğer yandan 2012, 2013 yılında ve de içinde bulunduğumuz 2014 yılında, geliştirdiğimiz standartlar, yenilikçi yaklaşım ve ürünlerimizle şirketimiz yurtdışında pek çok ödül kazanırken, yurt içinde de aldığı ödüllerle önemli başarılara imza atmıştır.
Dijital teknolojiyi su ile buluşturduğumuz E.C.A. Electra serimiz; 2012 yılında Dünyanın en pretijli ödülü kabul edilen, A’Design’da Platin ve Gümüş ve Türkiye’nin alanındaki tek ve en önemli ödülü Design Turkey 2012 ödülleri kazanmıştır. Aynı yıl, SEREL de Amphora serisi ile A’Design Turkey ödüllerine layık görülmüştür.
2013 yılı da bizler için ödüllerle dolu bir yıl oldu. Tasarım ödüllerine layık bulunan markalarımız; E.C.A. Luna Lavabo Bataryası ile Plux X 2013, SEREL Amphora Asma Klozet (Bataryasız) ile ‘Reddot Design Award Winner 2013 ve 2013 A’Design Gümüş ödüllerini bizlere getirmiştir.
Ve 2014… SEREL, 2014 A’design Award Ödülleri’nde tam 5 ödül birden alarak kırılması zor bir rekora imza atmıştır. 2014 yılındaki başarılarımız bununla sınırlı kalmadı elbette. E.C.A. SEREL, Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödüllerinde de 4 ödül daha alarak başarımıza başarı katmıştır.
Gururla ifade ediyorum ki, “Her zaman yenilik” vizyonuyla geleceğe sağlam adımlarla ilerleyen E.C.A. SEREL, 2015’e de yeni ödüllerle giriyor. German Design Council’in düzenledği ve iç mimari sektörünün en ünlü ödüllerinden Interior Innovation Award 2015 tasarım yarışmasında, Avrupa’nın saygın tasarımcılarından oluşan jüri, E.C.A.’yı “sektörlerde yenilikçi, üretim ve sanayiye uygun” ürünleriyle 2 ödüle layık görmüştür.
Bütün bunlar şüphesiz değişim ve yenilik odaklı projelerimizin sonucudur. Sizin, bizim, tüm ailemizin gurur kaynağı övünc vesilesidir. Tüm bu gurur veren gelişmeler ışığında ELMOR olarak, markalarımızın ulusal ve global piyasalarda rekabetçiliğini artırmak için teknoloji ve inovasyon kabiliyetlerimizi her yıl güçlendirmeyi hedefliyoruz.
İçinde yaşadığımız yüzyılda dünya hızlı bir değişim sürecindedir. Dünyadaki değişim trendine ayak uydurmak, global marka olma yolundaki en önemli gereçlerimizden biridir. Bu sebeple E.C.A ve SEREL markaları olarak kendimizi sürekli bu dinamiklerin içinde görerek hareket ediyor ve çalışmalarımızı buna göre yönlendiriyoruz.
Günümüzde artık, her şey ‘farklılaşıyor’. Bu, bize de farklı olmayı zorunlu kılıyor. Ancak görünen o ki, sadece üretimde farklı olmak artık yetmemektedir. Pazarlamada ve satışta da farklı olmak zorundayız. Ürünleri tüketiciye sunan değerli iş ortaklarımız, bayilerimiz de sürekli kendilerini geliştirmektedir. Müşterilerimize ulaşan yüzlerimizden olan bayi teşkilatımız ve iş ortaklarımızın farklılaşması ile müşterilerimizi bizi tercih etmeye devam edeceklerdir. O halde “sürdürülebilir farklılaşma” demeliyiz, “kesintisiz sürdürülebilir farklılaşma”…
ELMOR olarak hep beraber bütün bu koşulları yerine getirebildiğimiz için büyüdük, güçlendik ve lider olduk. Bizim en büyük kaynağımız, gereken tüm kriterleri yerine getirme kabiliyetimizin var oluşundandır. İşimize yatırım yaparak daha da büyüyeceğiz ve faaliyet gösterdiğimiz her konuda önderliğimiz devam edecektir.
Beraberliğimizi yıllarca sürdürüp ‘bilinçli’ büyümeyle elde ettiğimiz tüm kazancı tekrar Türk halkına sunmak adına yatırıma dönüştürerek, varlığımızın dayanağı olan doğruluk, adil ve dürüst çalışma ilkelerinden asla taviz vermeden, çalışanlarımızı ve stratejik ortaklarımız bayilerimizi en önemli değer kabul edip üretken insan gücü yetiştirecek faaliyetlere yöneliyoruz.
Büyük markaları büyük insanlar temsil eder. Artan rekabet koşullarının başarının ancak takım çalışmasıyla yakalanmasını mümkün kılmaktadır. Bu takımda bize düşen rol, doğru vizyon ve stratejilerle büyük Elginkan Topluluğu ailesini geleceğe emin adımlarla yürütmek ve yönlendirmektir.
Satış cephesinde ön safları tutan, tüketici ile doğrudan bağı olan bir kesim olarak bayilerimize düşen rol ise “yaratıcı bir inisiyatif” ile hareket etmek ve müşteri yelpazemizi geliştirmeye çalışmaktır.
Bayi teşkilatımızla olan bağlılığımız ve birlikteliğimizden aldığımız güç ve güvenle, markalarımızı daha ileri taşımak için, üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirerek, konumumuzu güçlendirmeye ve her koşulda lider olmaya devam edeceğiz.
Ticari başarıların yanı sıra proaktif ve uzun vadeli bakış açısı ile bundan sonra da başarılarımızı perçinleyerek ülke ekonomisine katkı sağlamayı da hız kesmeden sürdüreceğiz.
Yaklaşan yeni yılın mutluluk, esenlik ve bol kazanç getirmesini temenni ederken, 2015’in ailemize uğurlu gelmesini dilerim.
