Son dönemde iflas erteleme başvurularında ciddi artış var. Şirketler, haciz baskısı olmadan bütün varlıklarını koruyarak faaliyetlerini devam ettirmek için bu kararı aldırmak için başvuru yapıyor. Ancak doğru zamanda ve doğru şekilde yapılan başvurular şirketi kurtarıyor. Yanlış zaman ve yapılacak bazı hatalar şirketin sonu olabiliyor.Son bir yıldır kendi sektöründe marka olmuş şirketlerin bir biri ardına iflas erteleme için başvurduğu yönünde haberler okuyoruz. Köytür Piliç, Aziz Bebe, Gold Bilgisayar, Nursan Çelik, Sezon Pirinç, Yazgan Şarapçılık bunlar içinde ilk akla gelenler…Ekonomik kriz nedeniyle çeklerini ya da aldığı krediyi ödeyemez duruma gelen şirketlerin iflas erteleme başvurusunun tek kurtuluş yolu olarak gördüğünü söyleyen Çakır Hukuk Danışmanlık’ın kurucu avukatı Umut Çakır “İflas ertelemede en büyük risk sonucun ‘iflas’la bitmesidir” diyor.
Hileli İflas gündeme gelirse yargılama sonucunda hürriyeti bağlayıcı cezai yaptırımlar ve tazminatların da söz konusu olabileceğini dile getiren Çakır, iflas erteleme başvurusu yapmadan ve başvuru sırasında bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.
Doğru zamanda başvurulmalı
İflas erteleme, sürece başvuran firmalar haciz baskısı olmadan bütün varlıklarını koruyarak öncelikle faaliyetlerinin devamını sağlayacak tedbirleri alarak serbestçe yollarına devam ediyorlar. Ancak Avukat Umut Çakır, firmaların iflas ertelemesi işlemine karar vermekte geç kaldığını vurguluyor. Firma yetkililerinin her nedense ‘halledebilirim, bir yerlerden kaynak yaratabilirim’ gibi çoğu kez gerçekleşemeyecek umutlarla zaman kaybettiğini söyleyen Çakır, kanuni takip nedeniyle haciz işlemine maruz kalındığında ise iflasın ertelenmesi uygulamasının başlatılmak istendiğini anlatıyor. Bu arada, haciz baskıları nedeniyle faaliyetinin devamını sağlamak ve mal muhafazasına engel olmak için çok önemli sayılabilecek maddi kayıplar verildiğinin de altını çizen Çakır, süreç içerisinde en fazla ihtiyaç duyulan işletme sermayesinin kaybedildiğini belirtiyor. Peki iflas erteleme başvurusu için en doğru zaman ne?
Bu soruya Çakır şu şekilde cevap veriyor: “Şirketler düzenli olarak öz varlık kontrolü yapmalı. Mukayeseli öz varlık karşılaştırmalarında süregelen bir eksilme izleniyorsa gidişatın iyi olmadığı açıkça ortadadır. Eğer mutlaka iflasın ertelenmesi müessesesinden yararlanılmak isteniyorsa, aktif-pasif dengesi çok fazla bozulmadan yani çok geç kalmadan operasyon başlatılmalı.”
Başvuruda nelere dikkat edilmeli?
Bu konuyla ilgili olarak TCS Danışmanlık’ın Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Işık, ise iflas erteleme müracaatında bulunmak isteyen firmaların öncelikle mali alt yapılarının buna uygun olup olmadığını kontrol ettirmelerini öneriyor. Kendilerinin yaptığı kontrollerde çok sayıda firmanın alt yapısı uygun olmadığı için teşebbüslerinin yarıda kaldığını hatırlatan Erdoğan Işık, mali yapısı uygun olan firmaların borca batıklık bilançosu ile iyileştirme projesinin mutlaka profesyoneller tarafından hazırlanması gerektiğinin üzerinde duruyor. Zira müracaatta bulunup mahkeme tarafından bilirkişilere yaptırılan borca batıklık hesabında, borca batık olmadığı için davası reddedilen firma sayısı oldukça fazla. Ayrıca uygun olmayan borca batıklık oranı nedeniyle iflas kararı verilen firma sayısı da hatırı sayılır bir seviyede.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, sunulan iyileştirme projesinin firma gerçeklerini yansıtması ve uygulanabilir olmasıdır. Projede somut iyileşme emareleri bulunmalı ve devam eden süreçte öngörülen ciro ve karlılığa mutlaka ulaşılmalı. Yoksa sonuç yine iflas olabilir.
Sonuç iflas olmasın
Son olarak Çakır Hukuk Danışmanlık'ın Kurucu Avukatı Umut Çakır şu uyarıda bulunuyor:
“Çok önem arz eden diğer bir husus ise borca batıklık oranı. Yüzde 30’un üzerindeki bir borca batıklık durumunda iyileşmenin mümkün olamayacağı yönünde kesinleşmiş yargı kararları dikkate alındığından, firma hakkında iflas kararı verilir. Müracaattan piyasanın haberdar olduğu andan itibaren artık firma tüm alımları nakit yapmak zorunda kalır. Elde faaliyeti devam ettirebilecek kadar işletme sermayesi olmayan firmalar projede öngörülen hedeflerden uzaklaştıkları için, iflas kararı ile karşı karşıya kalır. Sürece girerken işletme sermayesi çok çok önemli. Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise, ihtiyatı tedbir kararıyla rahatlayarak rehavete kapılmanın operasyona olumsuz etkileri. Sanki tedbir kararıyla bütün dertler bitmiş gibi rahat davranılmamalı.”