İstanbul’a Yeni Yatırımların Yapılacağını Açıklayan Gerhard Struger, Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’un Renovasyon Bütçesine Dikkat Çekti: 100 Milyon Euro’luk Renovasyon Bütçesiyle Yeni Bir Otel Yapılabilirdi.Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’da Kasım 2013’te başlatılan renovasyon süreci ile Batı Kanadı tamamen yenilendi. Doğu Kanadı’nda da benzer bir süreç başlatıldı. Efsane mimar Khuan Chew’in sürdürdüğü renovasyona 100 milyon Euro’luk bütçe ayrıldı. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, Genel Müdürü ve FRHI Hotels & Resorts Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Gerhard Struger, Türkiye’nin en kapsamlı renovasyonlarından birini gerçekleştirdiklerini belirtirken, 100 milyon Euro ile yeni bir otelin yapılabileceğini vurguladı. Swissôtel’in dünyadaki otel sayısını yaklaşık yüzde 50 oranında artıracağını açıklayan Struger, markanın, İstanbul ve Türkiye’deki farklı projeleri değerlendirme aşamasında olduklarını kaydetti.
İstanbul’un ikon otellerinden biri olarak kabul edilen Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, 2000-2001 yıllarındaki yenilemenin ardından bu defa çok daha kapsamlı bir şekilde yenilendi. Kasım 2013’te otelin Batı Kanadı’nda başlatılan renovasyon süreci ile 206 oda ve süitlerin tamamı yenilendi. Ayrıca Café Swiss, Gaja Restoran ve lobideki cam pencereler başta olmak üzere Batı Kanadı’nda yer alan açık alanların da yenilendiği renovasyon süreci, bu yıl lobi alanı ve Doğu Kanadı ile devam ediyor. Doğu Kanadı’nda yer alan 300 odanın yanı sıra yine aynı kanatta yer alan Kongre Merkezi’nin renovasyonunun ise Şubat 2016 tarihinde tamamlanması hedeflendi. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’un renovasyon sürecine ayrılan bütçenin 100 milyon Euro’yu aşması bekleniyor.
EFSANE MİMAR KHUAN CHEW İLE YENİLEMEYE DEVAM
Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, için yapılan yenileme sürecinden dikkat çekici bir diğer konu ise çevreci uygulamalara önem verilmesi. Bunlardan biri de artık lavaboda ve duşta kullanılan suyu toplayan ve işleme sonrasında bu suyu bahçe sulamada kullanan bir gri su sisteminin yapılandırılmış olması.Daha önce Swissôtel Living’i de yenileyen Khuan Chew, otelin tüm renovasyon sürecini gerçekleştiren isim. Burj el Arab Oteli, Dubai Metrosu gibi pek çok önemli yapıda imzası olan Khuan Chew, yaşayan efsane, dünyanın en iyi tasarımcılarından biri olarak nitelendiriliyor. Khuan Chew, otelin iç tasarımında daha çağdaş ve zaman üstü bir dil kullandı. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, Doğu Kanadı’ndaki yenilemede de yine Yaşam Boyu Başarı Ödülü sahibi Khuan Chew ile birlikte çalışacak.
TÜRKİYE’DEKİ EN BÜYÜK RENOVASYON PROJELERİNDEN BİRİ
Renovasyon ile ortaya konulan eşsiz yaklaşım ve çağdaş tasarım felsefesinin misafirler tarafından çok beğenildiğini vurgulayan Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, Genel Müdürü ve FRHI Hotels & Resorts Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Gerhard Struger, yaşayan bir efsane olarak nitelendirilmesine rağmen alçakgönüllü mimar Khuan Chew ile birlikte çalışmalarından duydukları memnuniyetin altını çizdi. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’da iç tasarımın yanı sıra ön cephe dahil ve çıplak beton hariç olmak üzere binanın tamamını aşağı indirip en yeni teknolojiyle yeniden inşa ettiklerini belirten Gerhard Struger, “Renovasyon sürecini, binaya uyguladığımız bir tür yüz gerdirme operasyonunun yanında süreçlerimizi revize etme ve hizmetlerimizi en yeni teknolojinin yardımıyla iyileştirme fırsatı olarak da görüyoruz” dedi.
Gerhard Struger’in dikkat çektiği bir diğer konu, renovasyona ayrılan 100 milyon Euro’luk bütçe oldu. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’a yapılan harcamanın tutarı ile sıfırdan otel inşa edilebileceğini vurgulayan Struger, oteli yenilemeye ayrılan bütçenin büyüklüğünü, “Kesinlikle Türkiye’deki en büyük renovasyon projelerinden biri” sözleriyle ortaya koydu. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, Genel Müdürü ve FRHI Hotels & Resorts Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Gerhard Struger, renovasyon ile birlikte misafirlere daha da iyileştirilmiş bir otel deneyimi yaşatacaklarını belirtirken, istihdam planlarındaki büyümeye de dikkat çekti. Gerhard Struger, “Bu yılki en önemli planlarımız arasında çeşitli bölümlerde çalıştırmak üzere yaklaşık 250 yeni ekip üyesini işe almayı planlıyoruz. Ekibimize katılacak 250 kişilik çalışanımızı Swissôtel felsefesine ve standardına göre eğiteceğiz” diye konuştu.
DÜNYADAKİ SWISSÔTEL SAYISI YÜZDE 50 ARTACAK; PLANLARDA TÜRKİYE DE VAR
Gerhard Struger, Swissôtel’in İstanbul ve Türkiye’deki yeni planlamaları hakkında da açıklama yaptı. Swissôtel’in İstanbul’da ve Türkiye’de farklı projeleri değerlendirdiğini ifade eden Struger, onaylanan en son çalışmalardan biri olarak İstanbul Esenyurt’taki projeye dikkat çekti. Struger, şöyle devam etti: “Önümüzdeki 4-5 yıllık süreçte dünya çapındaki otellerimizin sayısını yaklaşık yüzde 50 oranında artırmayı planlıyoruz. Global büyüme hedeflerimiz Doğu Avrupa’ya (Türkiye’deki 3 mülkiyet dahil) ve Ortadoğu’ya odaklanmış durumda.”
İSTANBUL’A YATIRIM KAÇINILMAZ AMA,FARKLI YILDIZ KATEGORİLERİNE İHTİYAÇ VAR
Dünya yatırımcılarının İstanbul ve Türkiye’yi yatırım fırsatlarının olduğu coğrafyalar olarak değerlendirdiğini vurgulayan Gerhard Struger, bu ilginin en önemli kanıtı olarak, otel sayılarının yalnızca İstanbul’da değil, diğer şehirlerde de artmasını gösterdi. Özellikle İstanbul’a gösterilen ilginin altını çizen Struger, İstanbul’un popülerliğinin son 7-8 yıldır arttığına ve dünyanın en ilgi çekici destinasyonlarından biri haline geldiğine işaret ederek şöyle konuştu: “İstanbul’a gelen turistlerin sayısı çok büyük ölçüde artış gösterdi. Ayrıca, Türk Hava Yolları’nın son 10 yıldaki gelişimi de dikkate değer. Tüm bu etkenler bir araya geldiğinde yeni yatırımlar yapmak kaçınılmaz bir hal alıyor. İstanbul’daki global marka sayısının arttığını görmek bizi mutlu ediyor, çünkü bu markalar pazarın yönünü tayin ediyor ve destinasyonun popülerliğine olumlu yönde etki ediyor. Bununla birlikte, İstanbul’un yalnızca 5 yıldızlı lüks otellere değil, farklı bütçelerle seyahat eden turistlerin ağırlanabileceği, farklı yıldız kategorilerindeki otellere de ihtiyacı var.”
ÇOK YOL KAT EDEN TÜRKİYE, HEM KALİTEYİ ARTIRMALI HEM DE HAZİNELERİ KORUMALI
Gerhard Struger, Türkiye’nin dünyanın önde gelen turizm ülkelerinden biri olmasına ve turizmde çok yol kat ettiğinin aşikâr olmasına rağmen, yapacak çok işin de olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin zengin doğal ve tarihi mirasa sahip bir ülke olduğunu belirten Struger, “Türkiye, hizmet sektöründeki genel kaliteyi taksiler, toplu taşıma ve turizm eğitimi de dahil olmak üzere turizmin her katmanında artırmak zorunda. Bunun haricinde Türkiye, dünyada eşi benzeri olmayan doğal ve tarihi kaynaklarını da korumak durumunda. Bu, Türkiye’nin en büyük hazinesi.”
ÇİN VE HİNDİSTAN EN BÜYÜK PAZARLAR OLACAK, MUTFAK VE YEŞİL TURİZM EN ÖNEMLİ TRENDLER OLACAK
Swissôtel The Bosphorus, İstanbul Genel Müdürü ve FRHI Hotels & Resorts Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Gerhard Struger, dünya turizminin ne yönde gelişeceği hakkında da konuştu. Dünyanın artık çok ulaşılabilir olduğunu belirten Struger, dünyanın hiç bu kadar küçük olmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Günümüzde İstanbul’dan 230’dan fazla destinasyona doğrudan ulaşabiliyorsunuz. Klasik destinasyonlar, yani Paris, Londra, New York gibi destinasyonlar elbette olduğu gibi kalıyor. Ancak, henüz iyi bilinmeyen destinasyonlar da mevcut. Bilhassa Asya saklı bir mücevher. Kalabalık nüfuslu Hindistan ve Çin, geleceğin dışa yönelik en büyük pazarları olacak. Bu iki ülke, ayrıca daha çok turizm yatırımını kendine çekecek. Mutfak turizmi, yeşil turizm de önemli trendler halini alacak. Y kuşağının tercihleri geleceği belirleyecek. Bunun haricinde lükse yapılan harcama da yıldan yıla artış göstermeye devam edecek.”
Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, için yapılan yenileme sürecinden dikkat çekici bir diğer konu ise çevreci uygulamalara önem verilmesi. Bunlardan biri de artık lavaboda ve duşta kullanılan suyu toplayan ve işleme sonrasında bu suyu bahçe sulamada kullanan bir gri su sisteminin yapılandırılmış olması.Daha önce Swissôtel Living’i de yenileyen Khuan Chew, otelin tüm renovasyon sürecini gerçekleştiren isim. Burj el Arab Oteli, Dubai Metrosu gibi pek çok önemli yapıda imzası olan Khuan Chew, yaşayan efsane, dünyanın en iyi tasarımcılarından biri olarak nitelendiriliyor. Khuan Chew, otelin iç tasarımında daha çağdaş ve zaman üstü bir dil kullandı. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, Doğu Kanadı’ndaki yenilemede de yine Yaşam Boyu Başarı Ödülü sahibi Khuan Chew ile birlikte çalışacak.
TÜRKİYE’DEKİ EN BÜYÜK RENOVASYON PROJELERİNDEN BİRİ
Renovasyon ile ortaya konulan eşsiz yaklaşım ve çağdaş tasarım felsefesinin misafirler tarafından çok beğenildiğini vurgulayan Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, Genel Müdürü ve FRHI Hotels & Resorts Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Gerhard Struger, yaşayan bir efsane olarak nitelendirilmesine rağmen alçakgönüllü mimar Khuan Chew ile birlikte çalışmalarından duydukları memnuniyetin altını çizdi. Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’da iç tasarımın yanı sıra ön cephe dahil ve çıplak beton hariç olmak üzere binanın tamamını aşağı indirip en yeni teknolojiyle yeniden inşa ettiklerini belirten Gerhard Struger, “Renovasyon sürecini, binaya uyguladığımız bir tür yüz gerdirme operasyonunun yanında süreçlerimizi revize etme ve hizmetlerimizi en yeni teknolojinin yardımıyla iyileştirme fırsatı olarak da görüyoruz” dedi.
Gerhard Struger, Swissôtel’in İstanbul ve Türkiye’deki yeni planlamaları hakkında da açıklama yaptı. Swissôtel’in İstanbul’da ve Türkiye’de farklı projeleri değerlendirdiğini ifade eden Struger, onaylanan en son çalışmalardan biri olarak İstanbul Esenyurt’taki projeye dikkat çekti. Struger, şöyle devam etti: “Önümüzdeki 4-5 yıllık süreçte dünya çapındaki otellerimizin sayısını yaklaşık yüzde 50 oranında artırmayı planlıyoruz. Global büyüme hedeflerimiz Doğu Avrupa’ya (Türkiye’deki 3 mülkiyet dahil) ve Ortadoğu’ya odaklanmış durumda.”
Dünya yatırımcılarının İstanbul ve Türkiye’yi yatırım fırsatlarının olduğu coğrafyalar olarak değerlendirdiğini vurgulayan Gerhard Struger, bu ilginin en önemli kanıtı olarak, otel sayılarının yalnızca İstanbul’da değil, diğer şehirlerde de artmasını gösterdi. Özellikle İstanbul’a gösterilen ilginin altını çizen Struger, İstanbul’un popülerliğinin son 7-8 yıldır arttığına ve dünyanın en ilgi çekici destinasyonlarından biri haline geldiğine işaret ederek şöyle konuştu: “İstanbul’a gelen turistlerin sayısı çok büyük ölçüde artış gösterdi. Ayrıca, Türk Hava Yolları’nın son 10 yıldaki gelişimi de dikkate değer. Tüm bu etkenler bir araya geldiğinde yeni yatırımlar yapmak kaçınılmaz bir hal alıyor. İstanbul’daki global marka sayısının arttığını görmek bizi mutlu ediyor, çünkü bu markalar pazarın yönünü tayin ediyor ve destinasyonun popülerliğine olumlu yönde etki ediyor. Bununla birlikte, İstanbul’un yalnızca 5 yıldızlı lüks otellere değil, farklı bütçelerle seyahat eden turistlerin ağırlanabileceği, farklı yıldız kategorilerindeki otellere de ihtiyacı var.”
Gerhard Struger, Türkiye’nin dünyanın önde gelen turizm ülkelerinden biri olmasına ve turizmde çok yol kat ettiğinin aşikâr olmasına rağmen, yapacak çok işin de olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin zengin doğal ve tarihi mirasa sahip bir ülke olduğunu belirten Struger, “Türkiye, hizmet sektöründeki genel kaliteyi taksiler, toplu taşıma ve turizm eğitimi de dahil olmak üzere turizmin her katmanında artırmak zorunda. Bunun haricinde Türkiye, dünyada eşi benzeri olmayan doğal ve tarihi kaynaklarını da korumak durumunda. Bu, Türkiye’nin en büyük hazinesi.”
Swissôtel The Bosphorus, İstanbul Genel Müdürü ve FRHI Hotels & Resorts Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Gerhard Struger, dünya turizminin ne yönde gelişeceği hakkında da konuştu. Dünyanın artık çok ulaşılabilir olduğunu belirten Struger, dünyanın hiç bu kadar küçük olmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Günümüzde İstanbul’dan 230’dan fazla destinasyona doğrudan ulaşabiliyorsunuz. Klasik destinasyonlar, yani Paris, Londra, New York gibi destinasyonlar elbette olduğu gibi kalıyor. Ancak, henüz iyi bilinmeyen destinasyonlar da mevcut. Bilhassa Asya saklı bir mücevher. Kalabalık nüfuslu Hindistan ve Çin, geleceğin dışa yönelik en büyük pazarları olacak. Bu iki ülke, ayrıca daha çok turizm yatırımını kendine çekecek. Mutfak turizmi, yeşil turizm de önemli trendler halini alacak. Y kuşağının tercihleri geleceği belirleyecek. Bunun haricinde lükse yapılan harcama da yıldan yıla artış göstermeye devam edecek.”