Mauritius etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mauritius etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mayıs 2014 Çarşamba

CONSTANCE LEMURIA SEYŞELLER İLE DOĞAL GÜZELLİKLERİ YENİDEN KEŞFEDİN

Cennet adalar olarak bilinen Maldives, Seyşeller, Madagascar ve Mauritius bölgelerinde konumlanan ve 7 oteli ile benzersiz bir tatil sunan Constance Hotels & Resorts,  el değmemiş beyaz kumları, doğa harikası denizi ve upuzun sahilleri ile unutamayacağınız bir tatil sizleri bekliyor.

Seyşeller’ de konumlanan ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken Constance Lemuria, yeşilin her tonunu barındıran bitki örtüsü, lagünlerle çevrili ılık suları ve mükemmel hizmet anlayışı ile tatil keyfinizi lüks bir deneyime dönüştürüyor. Denize doğru inen üç basamaklı havuzları, ferah süitleri ve villaları ile dikkat çeken Constance Lemuria, hem ruhunuzu hem de bedeninizi dinlendirebileceğiniz bir spaya da sahip. Le Spa de Constance,  profesyonel ekibiyle birlikte bambu ve palmiye ağaçları arasında birbirinden eşsiz terapiler ve masaj hizmeti sunuyor.

Constance Lemuria, büyüleyici bir deniz tatilinin yanı sıra zengin sualtı aktiviteleri ile de misafirlerine yeni hobiler kazandırıyor. Bir yandan okyanusun derinliklerinde dalış keyfini doyasıya yaşarken diğer yandan da doğa harikası mercanları keşfetmenin tadına varacaksınız.  Ayrıca tesiste yer alan 18 delikli bir golf sahası, 2 tenis kortu, şnorkelli yüzme turları ve rüzgar sörfü ile de farklı spor alternatifleri sizleri bekliyor.

Constance Lemuria’ nın dikkat çeken en önemli özelliklerinden biri de hayalet ve herbit yengeçlerinin yanı sıra 32 farklı yengeç türünü barındırması. Seyşeller ekosisteminin önemli bir parçası olarak görülen bu yengeçler;  ölmüş kuşları, yere düşen meyveleri ve bitkileri yiyerek doğayı temizlemek adına da katkıda bulunuyorlar.

Siz de bu doğa harikası güzellikleri keşfetmek ve unutamayacağınız bir tatil deneyimi yaşamak istiyorsanız planlarınızı şimdiden yapın ve Constance Lemuria’ da yerinizi ayırtın.

12 Mart 2014 Çarşamba

Turizm Afrika’nın Altın Madeni

TURİZMİN SESİ/ Ufuk TEPEBAŞ
 Afrika, dünyanın en hızlı büyümekte olan on ülkesinden yedisine ev sahipliği yapıyor



Uluslararası Para Fonu’na göre dünyanın en hızlı büyümekte olan on ülkesinden yedisine ev sahipliği yapan Afrika, BM Dünya Turizm Örgütü tarafından da son on yılda en hızlı büyümekte olan turizm bölgelerinden birisi olarak adlandırılmaktadır. Sahra altı Afrika coğrafyasındaki çeşitlilik, zengin kültürel miras, kendisine özgü milli parkları, gölleri, şelaleleri ve adaları, bölge turizmine mukayeseli üstünlükler sağlamasına karşın, altyapısal eksikliklere bağlı olarak söz konusu potansiyelden, gerektiği ölçüde istifade edilememektedir. Bu noktada ulaştırma, enerji, su ve telekomünikasyon gibi alanlarda yatırımların arttırılması gerektiği üzerinde genel bir mutabakat söz konusudur.



BM Dünya Turizm Örgütü’ne göre, 2012 yılında dünya genelindeki turist sayısı ilk kez 1 milyar barajının üzerine çıkarken (1 milyar 32 milyon), Asya, Afrika, Orta ve Doğu Avrupa gibi gelişmekte olan bölgelere yönelik talepte artışlar görülmektedir. 2011 yılında Afrika’yı ziyaret eden turist sayısı 50 milyonun üzerinde olurken, 2012’de 63,6 milyona ulaşmıştır.[1] Bu sayının 2003 yılında 37 milyon olarak kayıtlara geçmiş olması, gelinen noktanın mukayese edilmesi bakımından önemli bir göstergedir. Bölgesel düzeyde kıtanın en çok turist çeken kesimi Kuzey Afrika olurken, ardından Güney, Doğu, Batı ve Orta Afrika şeklinde sıralanmaktadır.

Güney Afrika Cumhuriyeti, Mısır, Fas, Tunus, Tanzanya ve Mauritius, 2012 yılında sektörde en çok gelir elde eden ülkeler olmuşlardır. Yine aynı yıl turizm ve ulaştırma sayesinde 8,2 milyon kişiye istihdam fırsatı sunulmuştur.[2] Söz konusu gösterge, nüfusunun %70’ini 25 yaş altı kesimin oluşturması münasebetiyle dünyanın en genç kıtası Afrika için önemli bir ölçüttür.

 Öte yandan Afrika, dünya nüfusunun yaklaşık %15’ini oluşturmasına karşın, uluslararası turist sayısından %5, dünya turizm hâsılatından ise yalnızca %3’lük bir pay alabilmektedir. Afrika’nın 2012 yılında elde ettiği uluslararası turizm hâsılatı, 43,6 milyar dolar olarak açıklanmıştır.[3] Söz konusu tutar, sektöre gerekli yatırımların yapılabilmesi bakımından yeterli olmamakla birlikte Afrika’ya yönelik dış yardımların yaklaşık iki katına karşılık gelmesi münasebetiyle azımsanmamalıdır.

 Mauritius, Gambiya, Seyşeller, Cape Verde (Yeşil Burun Adaları) ve Komorlar gibi küçük yüzölçüme sahip ülkeler, turizmde büyük birer potansiyele sahip olmalarının yanı sıra ziyaret edildikleri turistler tarafından Afrika kıtasından çok farklı yerler olarak tanımlanmaktadırlar. Bahsi geçen ülkelerin turizm hâsılatları, Gayri Safi Yurtiçi Hâsılalarına yüksek oranlarda katkı yapmaktadır. Bu oranların Seyşeller’de %50, Cape Verde’de %30, Mauritius’da %25, Gambiya’da %16’ya kadar ulaştığı bildirilmektedir.[4]

 Ruanda ve Uganda, vahşi yaşama ilgi duyan turistlerin son yıllarda daha fazla rağbet gösterdikleri ülkelerdir. Kıta genelinde her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen kültür festivalleri de sektörel gelişimi desteklemektedir. Sözgelimi Burkina Faso’daki film, Zanzibar Adası’ndaki müzik ve film, Benin’deki kültür, Güney Afrika’daki uluslararası jazz festivalleri, verilebilecek çok sayıdaki örnekten yalnızca birkaçıdır. Gambiya’da diasporanın, kendi tarih ve kültürüyle yeniden bütünleşmesini teşvik etmek amacıyla “Köklerin Eve Dönüşü Festivali” adı altında gelenekselleşmiş olan bir festival düzenlenmektedir.[5] Öte yandan 2010 Dünya Kupası organizasyonuna ev sahipliği yapan Güney Afrika Cumhuriyeti’ni bu süreçte 300.000’in üzerinde yabancı turist ziyaret ederken, Afrika’nın dünyaya tanıtımı noktasında önemli bir misyon üstlenmiştir.

 Afrika’daki çok sayıda ülkenin Turizm ve Çevre Bakanlıkları, BM Sınaî Kalkınma Örgütü (UNIDO) başta olmak üzere BM Çevre Programı ve BM Dünya Turizm Örgütü gibi kuruluşlarla müşterek çalışmalar yapmaktadırlar. Afrika Turizm Örgütü de bu alanda seminerler icra etmek suretiyle sektördeki yatırım fırsatlarına dikkat çekmeyi amaçlamaktadır.

Turizmin teşviki kapsamında Doğu Afrika Topluluğu (EAC) mensuplarından Kenya, Uganda ve Ruanda arasında geçtiğimiz Şubat ayında başlatılan ortak vize uygulaması, diğer ülkelere de emsal teşkil edebilecek türden bir girişimdir. Uygulama sayesinde, turist vizesi ile üç ülkeye birden giriş yapma olanağı sunulmaktadır. Güney’deki ülkelerden Zambiya ve Zimbabve, 2013 yılında BM Dünya Turizm Örgütü ile üçlü bir anlaşmaya imza atmak suretiyle turizmin geliştirilmesi için işbirliği taahhüdünde bulunmuşlardır. Anlaşma kapsamında, her iki ülkenin ortak sınırında bulunan Kariba Gölü bölgesinde yeni yatırımların yapılarak turizmin canlandırılması amaçlanmaktadır.

Turizm sektörünün geliştirilmesi noktasında kıta ülkelerinin, dış ülkelerle işbirliği protokolleri imzalamak suretiyle konaklama imkânlarının genişletilmesinden doğrudan uçuş seferlerinin başlatılmasına kadar birçok konuda çaba sarf ettiklerini de gözlemlemek mümkündür. Bu suretle, Afrikalı havayolu şirketlerinin yanı sıra Amerikalı, Avrupalı ve Ortadoğulu firmaların da mevcut uçuş güzergâhlarının sayısını her geçen yıl arttırdıklarına tanıklık edilmektedir. Son yıllarda THY, en hızlı yükselmekte olan havayolu şirketleri listesinin üst sıralarında kendisine yer bulmaktadır.

 THY, bugün itibariyle Afrika'da 37 noktaya sefer gerçekleştirmekte ve bilhassa Sahra altı Afrika bölgesine yönelik seferleri sayesinde ilgili ülkelerin turizmine katkılar sağlamaktadır. Girişimler ve söylemler, söz konusu atılımın devam edeceğine dair izlenimler oluştururken, THY’nin yakın gelecekte kıtada 50’nin üzerinde noktaya uçuş yapmakta olan Air France şirketini geride bırakması kuvvetle muhtemeldir. Afrika’ya yönelik yatırımlarıyla dikkat çeken Birleşik Arap Emirlikleri kökenli Emirates Group ise son on yılda kıta genelinde 249 milyon dolarlık bir yatırıma imza atmış ve Sahra altı Afrika, söz konusu tutardan 204 milyon dolarlık bir pay almayı başarmıştır. Seyşeller, Moritanya, Senegal ve Gine, şirketin yatırımlarında üst sıralarda kendilerine yer bulmuşlardır.[6] Afrika bünyesindeki Etiyopya, Kenya ve Güney Afrika Havayolları da kıta dâhilinde en çok noktaya sefer yapmakta olan firmalardır.

Sektörel kalkınmanın önünde altyapısal eksikliklerin yanı sıra iklim değişikliği ve güvenlik gibi hususları da göz ardı etmek mümkün değildir. İklim koşullarına bağlı olarak yaşanmakta olan doğal felaketler, kolera salgınlarını tetiklemekte ve Ulusal Parklar’da bulunan çok sayıdaki canlı türünü göçe zorlamaktadır. Dünyanın en zengin ekolojisine sahip ülkelerinden Madagaskar başta olmak üzere birçok kesimdeki biyo çeşitlilik her geçen gün azalmaktadır.

 Bazı kıta ülkelerinde yaşanmakta olan siyasi istikrarsızlıklar ve güvenlik sorunları da sektörde büyük kayıplara yol açmaktadır. Kuzey Afrika’daki dönüşüm sürecinin etkileri, turizmden yüksek gelir elde etmekte olan Mısır ve Tunus gibi ülkeler üzerinde hissedilmektedir. Afrika’nın önemli turizm merkezlerinden Kenya’da geçtiğimiz yıl ayrılıkçı Müslüman bir grup ile geleneksel bir kabile arasında yaşanan çatışmalarda güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddet, Ağustos ayında Jomo Kenyatta Uluslararası Havalimanı’ndaki büyük yangın ve Eylül ayında ülkenin en gözde alış veriş merkezini hedef alan terör saldırılarında çok sayıda insanın yaşamını yitirmesi, turizme ağır birer darbe vurmuştur. Yine sektörde potansiyeli yüksek ülkelerden Kongo D.C. sınırları içerisindeki isyancı grupların yıllardır hükümet güçleri ile süregelen çatışmaları, sektörden elde edilebilecek kazanımların önünde engel oluşturmaktadır.

Turizm sektörünün doğrudan istihdam oluşturma özelliği, nüfusu hızlı bir artış kaydetmekte olan Afrika için daha iyi değerlendirilmesi gereken bir fırsattır. Önümüzdeki yıllarda, kalkınmanın önündeki en büyük engellerden birisi olarak kabul edilen altyapı eksikliklerinin giderilmesi ve müşterek çalışmalar sayesinde dünyanın gözünde daha olumlu bir imaj oluşturulması,  Afrika’nın mevcut potansiyelini performansa dönüştürecektir.

2 Şubat 2014 Pazar

Mauritius Turizm Bakanlığı, Mauritius’u İstanbul’da tanıtıyor



Mauritius Turizm Bakanlığı, Mauritius’u tanıtmak üzere İstanbul’da bir dizi etkinlik düzenledi
Mauritius ‘un doğal ve kültürel özelliklerini tanıtmak amaçlı düzenlenen bu etkinliklerden ilki, Intercontinental İstanbul Otelinde düzenlenen bir tanıtım yemeği. Mauritius Turizm Bakanı Sn. Michael Yuen’in  da katıldığı yemeğe, seyahat  acenteleri, basın ve turizmle ilgili kuruluşlar davet edildi.

01 Şubat 2014 tarihinde ise yine aynı otelde Bakanla birlikte kahvaltılı bir basınla sohbet  toplantısı düzenlendi.  Mauritius’a dair her şeyin konuşulacağı toplantıya  yazılı ve görsel basın mensupları davet edildi.

Mauritius hakkında kısa bilgiler:
Hint Okyanusunda, Reunion Adasına 230 Km, Madagascar’a 860 Km uzaklıkta, Afrika, Asya tarafından çevrelenmiş Hint Okyanusu’nun  tam ortasında yer alan bir ada ülke. Sonsuz kum sahilleri, görkemli ağaçları, misafirperver halkı ile tam bir cennet  ada.

Yüzölçümü 2.040  kilometrekare, nüfusu 1milyon 230 bin civarında ..
Hepsi sahilde yer alan otellerinin büyük bir kısmı Dünyanın en iyi sahil oteller arasında. Unesco Dünya Mirası Listesinde yer alan doğal güzelliklerini görmek üzere onlarca değişik gezinti düzenlemek mümkün.
Her türlü deniz sporunun yapılabildiği sahillerden ayrılabildiğiniz takdirde Size “Yedi Renkli Toprakları, ”Chamarel Şelalesini”  yemyeşil uzanan şeker kamışı tarlalarını, Başkent Port Louis’i mutlaka ziyaret etmenizi öneririz.

Mauritius denilince akla mutlaka pek çok şey gelebilir. Ama herhalde meşhur Rum ve soyu tükenmiş tüm canlılara adanmış “Dodo Kuşu “en başta akla gelmeli…İki ülke arasında uçuşların artması  Türk turist sayısını önemli ölçüde arttıracak.Mauritius, başta Türk Hava Yolları olmak üzere, Türk turistleri adaya davet ediyor…