12 Kasım 2023 Pazar

TÜRSAB, 1618 Sayılı Seyahat Acentaları Kanunu’na ilişkin bilgilendirme toplantısı düzenledi

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), 1618 Sayılı Seyahat Acentaları Kanunu ile ilgili bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi.Toplantıda; 2018 yılında çalışmaları başlayan ve 2019 yılında tamamlanan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TÜRSAB’ın birlikte hazırladığı yasa taslağı konusunda bilgilendirme yapıldı. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), 2018 yılında çalışmaları başlayan ve 2019 yılında tamamlanan. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte hazırladığı 1618 Sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu taslağıyla ilgili üyelerini bilgilendiren bir toplantı gerçekleştirdi.

firuz-baglikayaturkiye-seyahat-acentalari-birligi-tursab-1618-sayili-seyahat-acentalari-kanunu-001.jpg

Toplantıya; TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya başkanlığındaki TÜRSAB heyeti ile Türkiye’nin dört bir köşesinden gelen BTK Başkanları ve yönetimleri ile İhtisas Başkanlarından oluşan 300’ün üzerinde Seyahat Acentasının temsilcileri katıldı.

 firuz-baglikayaturkiye-seyahat-acentalari-birligi-tursab-1618-sayili-seyahat-acentalari-kanunu.jpg

BAĞLIKAYA: 1618 SAYILI YASA YENİDEN GÜNDEMDE

Toplantının açılış konuşmasını yapan Firuz Bağlıkaya, son dönemde 1618 sayılı yasada yapılacak değişikliklerin yeniden gündeme gelmesi üzerine bir bilgilendirme toplantısı düzenleme gereği duyduklarını belirterek geçmiş dönemde hazırlanan yasa taslağını TÜRSAB’ın kendi başına değil, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte hazırladığını vurguladı. Bağlıkaya, “Bu yasa taslağına TÜRSAB’ın yasası deniliyor. Bu doğru değil. 2018 yılında çalışmaları başlayan ve 2019 yılında sona eren, Bakanlığımızla birlikte hazırladığımız bir yasa taslağı var ve biz bu metnin arkasındayız. Hazırlanan taslağın en önemli maddelerinden biri tekele karşı olması. Üyelerimizin haksız rekabete maruz kalmaması için çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. Bağlıkaya, Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile birlikte hazırlanan yasa taslağının 13 Kasım Pazartesi günü TÜRSAB’ın web sitesinde yayınlanacağını da dile getirdi.

 firuz-baglikayaturkiye-seyahat-acentalari-birligi-tursab-1618-sayili-seyahat-acentalari-kanunu-002.jpg

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI İLE BİRLİKTE HAZIRLANAN YASA ÇALIŞMASI MADDE MADDE ANLATILDI 

TÜRSAB Hukuk Başdanışmanı İlker Ünsever de Bakanlık bürokratlarıyla birlikte 2018 yılında başlayan ve uzun çalışmalar neticesinde 2019 yılında oluşturulan 1618 sayılı yasa taslağıyla ilgili detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Söz konusu taslağın üyelerle paylaşılmaması konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın şerhi bulunduğunu bu nedenle bugüne kadar paylaşılmadığını aktaran Ünsever, gelinen noktada taslağı üyelerle paylaşma kararı aldıklarını ifade etti. Ünsever, TÜRSAB üyelerine gerçekleştirdiği sunumda taslağın başlıca maddeleri arasında yer alan seyahat acentalığı mesleğine giriş koşulları ve kuruluş ücreti, aidatlar, belgesiz kaçak faaliyetlerle mücadele, ana dilde rehberlik ve rehber zorunluluğu gibi konulara dair bilgiler verdi. Sunumun ardından TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ve TÜRSAB Hukuk Başdanışmanı İlker Ünsever, üyelerden gelen sorulara ve taleplere yanıt verdi.
 

10 Kasım 2023 Cuma

MICHELIN Rehberi,111 restoranı rehberin yeni seçkisine dahil etti

İzmir ve Bodrum mutfakları MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir, Bodrum 2024 seçkisine harika bir giriş yaptı! İzmir’de 15, Bodrum’da 19 olmak üzere toplam 111 restoran MICHELIN Rehberi’nin tavsiye edilenler listesine giriş yaptı.  Bodrum’da 2, İzmir’de 3 restoran birer MICHELIN Yıldızına layık görülürken, İstanbul’da 2 yeni restoran da birer MICHELIN Yıldızı ile ödüllendirildi. 

Çevreye duyarlı 4 yeni restoran MICHELIN Yeşil Yıldız aldı.

Ve yepyeni bir MICHELIN ödülü daha takdim edildi: MICHELIN Sommelier Ödülü!

Michelin, MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir, Bodrum’un yeni restoran seçkisini duyurmanın mutluluğunu yaşıyor. Michelin müfettişleri, 15’i İzmir’de ve 19’u Bodrum’da olmak üzere toplamda 111 restoranı rehberin yeni seçkisine dahil etti. İzmir’den 3, Bodrum’dan 2 restoran birer MICHELIN Yıldızı alırken, Bodrum’dan 2, İzmir’de 6 olmak üzere toplamda 8 restoran Bib Gourmand ödülüne layık görüldü. İstanbul seçkisine yeni eklenen 25 restorandan 2’si birer MICHELIN Yıldızı alırken, 8 restoran Bib Gourmand ödülüne layık görüldü. Böylece İstanbul’da listeye restoran listesi 77’ye yükseldi.

Ödül töreninde yaptığı konuşmada seçkiye dair bilgiler paylaşan MICHELIN Rehberi Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec, “Müfettişlerimiz bu yıl bir kez daha İstanbul mutfak seçkisinin cazibesine kapıldı. Karma kültüre sahip bir dünya şehri olan İstanbul, klasik Türk meyhanelerinden, son moda veya uluslararası restoranlara, aynı zamanda tam anlamıyla bir mutfak deneyimi sunan rahat restoranlara kadar oldukça zengin bir gastronomik panoramaya sahip. İkinci seçkiye bu yıl eklenen 2 yeni MICHELIN Yıldızı da dahil olmak üzere şehrin dört bir yanına yayılmış 24 yeni restoranın yer aldığı 2024 Seçkisi, aynı zamanda gelenekleriyle de gurur duyan cesur şefler neslinin yönlendirdiği gastronomi standartlarındaki yükselişi de gözler önüne seriyor" dedi.

Poullennec, İzmir ve Bodrum ile ilgili olaraksa, “MICHELIN Rehberi ailesine kayda değer derecede etkili bir şekilde giriş yapan İzmir ve Bodrum'da ekiplerimiz, bu iki bölgeyi birbirinden ayıran farklılıklardan özellikle çok etkilendi. Yerel kökler, bölgeye olan bağlılık ve yerel üreticilerle kurulan güçlü bağların, İzmir ve çevresinde seçkiye giren restoranların çoğunun paylaştığı ortak özellikler olduğunu söyleyebiliriz. MICHELIN Yeşil Yıldızı’nın bölgedeki üç restorana verilmesi, bu güçlü bağlılığı kanıtlıyor. Bodrum ise gastronomik açıdan bütünleyici bir konsept sunuyor: Sahilde lüks ve uluslararası mekanlar yer alırken, Bodrum'un merkezi özellikle pitoresk, erişmesi kolay, küçük ve bağımsız restoranlara ev sahipliği yapıyor" diye konuştu.

7 yeni restoran Birer MICHELIN Yıldızı ile ödüllendirildi

İzmir'de üç restoran birer MICHELIN Yıldızı'na layık görüldü: 

Şef Osman Sezener yönetimindeki OD Urla, köklü ve özgün mutfak anlayışıyla öne çıkıyor. Üzüm bağları ve zeytinliklerle çevrili olan ve aile tarafından işletilen bu restoranda şef ve ekibi, yarısı doğrudan tesiste üretilen, geri kalanı ise restoranın yakınındaki üreticiler ve zanaatkarlar tarafından üretilen en kaliteli yerel malzemeleri kullanıyor. Özellikle de restoranın açık odun ateşinde pişirilenler olmak üzere tüm tabaklar sade, doğal, bazen rustik ama her zaman mükemmel bir şekilde hazırlanıyor.Teruar Urla'da şef Osman Serdaroğlu ve ekibi, yerel ürünlerin zenginliğini öne çıkaran, İtalyan ve Akdeniz esintili tabaklar hazırlıyor. Kuzu saltimbocca'dan kızarmış kabaklara, taze keçi peynirinden kurutulmuş yoğurda kadar yemekler şaşırtıcı derecede zengin ve minimalist. Şarap listesi de aynı derecede etkileyici ve Türkiye'nin farklı bölgelerine saygı duruşunda bulunuyor.Ozan ve Seray Kumbasar, Vino Locale'de eşsiz bir mekan yaratmışlar. Bu tutkulu çiftin müşterilerini bölgelerinin mükemmelliğini keşfetmeye davet etmekten başka arzusu yok. Ozan Kumbasar, mutfağında yalnızca en iyi ürünleri kullanıyor ve bu ürünleri restorana yakın yerlerden temin etmeye özen gösteriyor. Mevsimlere olabildiğince uygun tasarlanan menü, 6 haftada bir değişerek konukları duygusal ve sofistike bir mutfağı keşfetmeye davet ediyor. Yemek salonunda Seray Kumbasar, gurmelere yöresel şaraplardan oluşan dikkat çekici bir seçki sunarak rehberlik ediyor. Bunun yanında dijestif içki seçkisi de oldukça etkileyici.

Bodrum’da ise 2 restoran birer MICHELIN Yıldızı ile ödüllendirildi:  

Şef Osman Sezener tarafından işletilen Kitchen, leziz uluslararası dokunuşlarla modern bir Türk mutfağı sunuyor. Burada bölgesel ve taze ürünler, kömürde pişirilen ve bahçeden toplanan bitkilerden yapılan salsa verde ile zenginleştirilen ızgara ahtapotta olduğu gibi, her zaman taze hazırlanan, lezzet açısından zengin ama aynı zamanda sade ve güçlü tada sahip tabakların merkezinde yer alıyor. Ege mutfağı tutkunları, sahil boyunca dar ve kıvrımlı yoldan ilerledikten sonra, Michelin’in tavsiye edilen oteller listesinde de yer alan ve otelle aynı adı taşıyan Maçakızı’nın keyfini sürecekler. Şef Aret Sahakyan’ın yaratıcı teknikleri, yerel mutfak gelenekleri ile dans ediyor. Birinci sınıf Türk ve Avrupa şaraplarından oluşan şarap listesinin yanı sıra restoranda etkileyici bir şampanya seçkisi de mevcut.

Son olarak, İstanbul’da yer alan 2 yeni restoran birer MICHELIN Yıldızı’na layık görüldü:

Uluslararası bir geçmişe sahip İstanbullu şef Cenk Debensason, Arkestra'da uzmanlığını ve mutfak konusundaki becerilerini ortaya koyuyor. Mutfağı, marine edilmiş ton balıklı sashimi ve suşi pirinçli dondurma ile mükemmel pişmiş ördek göğsüne eşlik eden hafif şuruplu “apicius” sosundan oluşan yemekleriyle farklı ufukları birleştiriyor.Sankai by Nagaya'da şef Yoshizumi Nagaya, iki adet yüksek kaliteli omakase menüsü oluşturdu. Bunlardan ilki, suşi ustası Hiroko Shibata tarafından mümkün olduğu ölçüde yerel balıklar kullanılarak titizlikle hazırlanmış suşi oldu. İkincisi ise çok düşük sıcaklıkta 48 saat boyunca pişirilen, avrupai dokunuşlarla zenginleştirilen ve ardından fasulye, ponzu mayonezi, toz sirke ve susam ile servis edilerek kaiseki mutfağını onurlandıran dana yanağı idi.Bu birer MICHELIN Yıldızı ile ödüllendirilen 2 yeni restoran, İstanbul’daki Bir MICHELIN Yıldızlı restoran sayısını toplamda 6’ya yükseltiyor ve Araka, Nicole, Mikla ve Neolokal bu yıl da unvanlarını koruyor. Yerel mutfak sahnesinin zirvesinde yer alan Turk Fatih Tutak ise hazırladığı mükemmel ve rota değiştirmeye değer tabaklar sayesinde, iki MICHELIN Yıldızı ile MICHELIN Rehberi’nin 2024 seçkisinde yer almaya devam ediyor.

Duyarlı dört yeni restoran MICHELIN Yeşil Yıldız ile ödüllendirildi

MICHELIN Rehberi’nin 2024 seçkisinde 3’ü İzmir’de, 1’i de İstanbul’da olmak üzere 4 yeni MICHELIN Yeşil Yıldızlı restoran yer alıyor. MICHELIN Yeşil Yıldız, gastronomi alanındaki çevreye duyarlı olma konusunda öncü restoranları onurlandırıyor ve aynı zamanda bu konuda gerçekten tutkulu ve ilham verici mutfakları keşfetmeye çalışan gurmeler için güvenilir bir kaynak görevi üstleniyor. İzmir’den OD Urla, Vino Locale ve Hiç Lokanta, İstanbul’dan ise Circle by Vertical MICHELIN Yeşil Yıldız ile ödüllendirilen restoranlar arasına girdi. Geçen yılın seçkisinde yer alan Neolokal’in MICHELIN Yeşil Yıldızı’nı korumasıyla, MICHELIN Rehberi’nin 2024 seçkisinde MICHELIN Yeşil Yıldız ile ödüllendirilen restoran sayısı 5’e yükseldi.

Seçkiye 16 yeni Bib Gourmand restoran eklendi

MICHELIN Rehberi’nin Bib Gourmand kategorisine 2’si Bodrum’dan, 6’sı İzmir’den ve 8’i İstanbul’dan olmak üzere 16 yeni restoran eklendi. Müfettişler Bodrum’daki İki Sandal meyhanesinde sunulan mezelerin çeşitlilik ve lezzetinden özellikle etkilenirken, Otantik Ocakbaşı'nda servis edilen ızgara etlerin tadını çıkarmayı da ihmal etmediler.İzmir'de geleneksel Türk mutfağı, seçkin adreslerde büyük beğeni topluyor. Adil Müftüoğlu, Ayşa Boşnak Börekçisi, Beğendik Abi ve Tavacı Recep Usta'da mezeler, haşlamalar, sebze çorbaları ve şerbetli baklavalar lezzet yarışında. Sürdürülebilir girişimleri nedeniyle MICHELIN Yeşil Yıldız'a da layık görülen Hiç Lokanta, eski şehirde daha modern ve sebze ağırlıklı bir mutfak sunuyor. Lucien Arkas bağında yer alan LA Mahzen, lezzeti ve kalitesiyle Akdeniz mutfağını yaşatırken, en kaliteli yerel şarapları da ön plana çıkarıyor.

Bib Gourmand kategorisinde yer alan İstanbul’daki 8 yeni restoran, Aida - vino e cucina veya Fauna'nın İtalyan lezzetlerinden Inari Omakase Kuruçeşme'nin Japon lezzetlerine veya Red Balon'un Akdeniz mutfağına kadar daha eklektik bir mutfak panoraması sunuyor. Modern veya geleneksel olması fark etmeksizin Türk mutfağı da unutulmadı; Circle by Vertical, Efendy, Tavacı Recep Usta Bostancı ve Foxy Nişantaşı da Bib Gourmand kategorisindeki restoranlar arasında yerini aldı. Bu kategoriye yeni eklenenlerin yanı sıra, daha önce MICHELIN Rehberi 2023 seçkisinde Bib Gourmand kategorisinde yer alan İstanbul’daki 10 restoran, rütbesini korumaya devam ediyor. Bu sayede Bib Gourmand kategorisindeki 18 restoran, Türkiye'nin en büyük şehrinde parlıyor.

Seçkiye 36 yeni tavsiye edilen restoran dahil oldu

MICHELIN Yıldızı veya Bib Gourmand ile ödüllendirilen restoranların yanı sıra müfettişler mutfaklarının kalitesiyle öne çıkan ve 6’sı İzmir, 15’i Bodrum ve 15’i İstanbul’da yer alan 36 yeni restoranı da tavsiye edilenler listesine ekledi. Tüm bu yeni restoranlar arasında, ister İstanbul'un Eyüpsultan semtindeki Lokanta Göktürk'te Anadolu spesiyalitelerinin tadına varmak, ister Bodrum'da Bağarası'nda mezelerin keyfini sürmek, ister İzmir'de Kasap Fuat'ta mükemmel etlerin tadına bakmak olsun, çeşitlilik ön planda. Asya mutfağını sevenler, Akira Back İstanbul ve Zuma Bodrum'un Japon spesiyalitelerini veya Hakkasan İstanbul'un Kanton lezzetlerini kaçırmak istemeyecek. İtalyan mutfağını tercih edenler ise Bodrum’daki Isola Manzara veya İzmir’deki Ristorante Pizzeria Venedik'i ziyaret edecek. Aynı zamanda İstanbul’daki Eleos Yeşilköy, İzmir’deki SOTA ALAÇATI veya Bodrum’lu Sait’te balık ve deniz ürünlerinin tadını çıkarabilecek. İstanbul’dan tavsiye edilen restoranlar listesine giren 15 yeni restorana ek olarak, tavsiye edilen restoranlar listesinde bu yıl da yerini korumaya devam eden 37 restoran ile şehirdeki tavsiye edilen restoran sayısı 52’ye yükseldi.

MICHELIN’den Üç Özel Ödül

Olağanüstü bilgi birikimini onurlandırmak ve restoranlardaki çeşitli görevleri ön plana çıkarmak için müfettişler, unutulmaz yemek deneyimlerine katkıda bulunan 3 yetenekli profesyoneli ayrıca onurlandırmaya karar verdi. 

MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir, Bodrum 2024 seçkisi ile birlikte ilk kez açıklanan MICHELIN Sommelier Ödülü, İzmir’deki MICHELIN Yeşil Yıldızlı 

Seray Kumbasar ve İzmir’deki bir MICHELIN Yıldızlı restoranlardan biri olan Vino Locale’in oldu.

Mastercard tarafından desteklenen MICHELIN Servis Ödülü, olağanüstü konukseverlik anlayışlarından dolayı İsmail Kahveci ve İstanbul’daki Tuğra Restoran’ın servis ekibinin oldu.

Son olarak, gelecek vaat eden genç yetenekleri onurlandıran MICHELIN Genç Şef Ödülü, seçkiye Bib Gourmand kategorisinden dahil olan The Red Balon'dan Ulaş Durmaz'a verildi.

MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir, Bodrum seçkisinde özetle:

- 77’si İstanbul, 15’i İzmir ve 19’u Bodrum’da olmak üzere toplamda 111 restoran, tavsiye listesinde yer aldı.

- 1 adet İki MICHELIN Yıldızlı restoran (İstanbul)

- 11 adet Bir MICHELIN Yıldızlı restoran (6’sı İstanbul’da, 3’ü İzmir’de, 2’si Bodrum’da)

- 26 Bib Gourmand restoran (18’i İstanbul’da, 6’sı İzmir’de, 2’si Bodrum’da)

- 5 adet MICHELIN Yeşil Yıldızlı restoran (2’si İstanbul’da, 3’ü İzmir’de) yer aldı.

MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir, Bodrum'un tam seçkisi MICHELIN Rehberi web sitesinde ve uygulamasında ücretsiz olarak yer alıyor.  Restoranlar, Türkiye'nin ve dünyanın en eşsiz ve heyecan verici konaklama mekanlarını içeren MICHELIN Rehberi otel seçkisi ile beraber sunuluyor. Rehberde yer alan her otel, her bütçeye uygun seçeneklerle olağanüstü tarzı, hizmeti ve karakteri nedeniyle seçilmiş olup, oteller için doğrudan MICHELIN Rehberi web sitesi ve uygulaması aracılığıyla rezervasyon yapılabiliyor. Gastronomi alanında bir referans noktası olan MICHELIN Rehberi, oteller için de yeni bir standart belirliyor. Seçimdeki her restoranı keşfetmek ve unutulmaz bir deneyim yaşamak için seçeceğiniz bir otele rezervasyon yapmak için MICHELIN Rehberi web sitesini ziyaret edebilir veya iOS ve Android üzerinden MICHELIN Rehberi’nin uygulamasını ücretsiz olarak indirebilirsiniz.

 

Adana'nın  meşhur lezzetleri 01 Adana Cadde Kebap Bostancı’da 

Bu restoranın kurucuları ise yemek sektörüne yeni giren, farklı mesleklerden gelen üç arkadaş. İş güvenliği uzmanı, avukat ve öğretmen olan bu arkadaşlar, Adana'nın  kültürünü ve lezzetini İstanbul'a taşıdılar.

 

Adana'dan getirdikleri malzeme ve ustalarla, İstanbul'da da aynı kaliteyi sağlamak için büyük bir gayret gösterdiler. Etlerini Adana'dan günlük olarak tedarik eden bu restoran, müşterilerine sadece kendilerinin de beğendiği lezzetleri sunuyor.

Adana'nın yöresel lezzetlerini İstanbul'da sunan bir restoran, bir yıl içinde büyük bir kitleye ulaştı. Bu restoran, %99 memnuniyet oranına sahip olmasıyla da dikkat çekiyor.

Restoranın menüsünde Adana'nın en sevilen yemekleri olan tavuk kanat, tavuk şiş, ciğer, çöp şiş, Adana kebap gibi etli ürünler bulunuyor. Bunların yanında lahmacun çeşitleri, kaşarlı pide, kuşbaşılı pide, kıymalı pide, sucuklu pide gibi hamur işleri de mevcut.

01 Adana Cadde Kebap Bostancı'da yemek yiyenler, hem damak tadına hem de göze hitap eden sunumlarıyla memnun kalıyorlar. 01 Adana Cadde Kebap Bostancı, lezzetli kebap çeşitleriyle ünlü bir restoran. Özellikle Adana kebabı, Urfa kebabı, patlıcan kebabı ve beyti sarma gibi spesiyalleri denemelisiniz.

Mezeler ve salatalar enfes. Çiğköfte ise günlük ikram ediliyor

Yemeklerden sonra ise tatlı olarak sütlaç veya kadayıf tercih edebilirsiniz.

Bu tatlılar hem hafif hem de lezzetli olup, kebapların yanında harika bir uyum sağlıyor

Bu üç arkadaşın başarılı girişimi bize gösteriyor ki, hayallerimizi gerçekleştirmek için elimizdeki fırsatları değerlendirmeliyiz. Onlar gibi siz de tutkunuzun peşinden gidin ve kendinize inanın. Belki de sizin de bir gün böyle bir girişiminiz olur.

BU LEZZETLERİ TATMAK İSTEYENLER İÇİN RESTORANIN ADRESİ

01 Adana Cadde Kebap Bostancı

Bostancı, Prof. Dr. Ali Nihat Tarlan Cd No:47/C, 34744 Kadıköy/İstanbul 

Tel (0216) 362 08 51

 

9 Kasım 2023 Perşembe

BY KUZU, DENİZLİ'NİN MEŞHUR KUZU TANDIRINI İSTANBUL'DA SUNUYOR 

By Kuzu Tandır işletmeci ortakları Ömer Duran, Aytaç Çetiner, Emre Derli, İstanbul'un en lezzetli tandır kebaplarını sunan By Kuzu Tandır’ın lezzetine imzasını atıyor. By Kuzu Tandır işletmeci ortakları Ömer Duran, Aytaç Çetiner, Emre Derli, bu üç girişimci, Türk mutfağının en sevilen yemeklerinden biri olan Denizli Tandır Kebabını, hem geleneksel hem de modern bir sunumla müşterilerine sunuyor. 

By Kuzu restoranının Şefi Emre Derli, kuzu etini en iyi şekilde pişirip, bu lezzeti tatmak için gelen misafirlerine sunuyor. BY Kuzu şefi Emre Derli, Denizli'de başladığı kebap ustalığı serüvenini İstanbul'a taşımış ve burada kendine özgü bir fırın tasarlamış. Emre Derli, kullandığı kuzuların 20 kilodan küçük olmasına özen gösteriyor.

Bu sayede etin daha yumuşak ve lezzetli olduğunu belirtiyor. Ayrıca fırınının da normal fırınlardan farklı olduğunu ifade ediyor. Fırının tabanının kül olduğunu ve bu sayede etin daha iyi piştiğini anlatıyor. Etleri çift taraflı kancalara takarak fırına asıyor ve altı üstü önü arkası kızarmış şekilde pişiriyor.

Pişme süresinin ortalama 3-3,5 saat olduğunu söylüyor. Tandır kebabını servis ederken de özel bir sunum yaptığını dile getiriyor. Soğan, köz biber, lavaş, acı biber, turşu ve domates ile birlikte tabakta servis yapıyor.

Bu şekilde hem göze hem de damağa hitap ettiğini vurguluyor. İsterseniz Kuzu Tandırın yanında Adana’dan şalgam Denizli’den Zafer Gazozu yada köy yoğurdundan yapılmış  ayran sunuyor.

By Kuzu restoranının amacı, müşterilerine kaliteli, lezzetli ve sağlıklı bir yemek deneyimi sunmak. Bu amaçla, restoranda kullanılan etler günlük olarak tedarik ediliyor ve özel fırınlarda pişiriliyor. Tandır kebabın yanında servis edilen ekmekler de taze olarak hazırlanıyor. Restoranın dekorasyonu da hem sıcak hem de şık bir atmosfer yaratmak için özenle tasarlanmış. 

 

By Kuzu restoranının hikayesi, işletmeci ortakların bir araya gelerek kendi işlerini kurma hayalini gerçekleştirmeleriyle başlıyor. Ömer Duran, Aytaç Çetiner ve Emre Derli, uzun yıllar Restoran sektörde çalıştıktan sonra, ortak bir tutku olan kendi işlerinin sahibi olma konusunda bir araya gelerek By Kuzu'yu kuruyor. 

Restoranın adı da bu ortaklığın bir yansıması olarak seçiliyor

By Kuzu restoranının işletmeci ortakları Ömer Duran, Aytaç Çetiner ve Emre Derli, müşterilerine en iyi hizmeti vermek için sürekli olarak kendilerini geliştirmeye devam ediyor. Bu üç girişimci, By Kuzu'nun sadece bir restoran değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olduğunu söylüyor. By Kuzu restoranına gelen herkesin kendini evinde hissetmesini ve lezzetli yemeklerin tadını çıkarmasını istiyorlar. By Kuzu restoranının dekorasyonu da çok şık ve modern. Restoranda hem kapalı hem de açık alanlarda oturabilirsiniz.  By Kuzu restoranı, hem aileler hem de arkadaş grupları için ideal bir mekan. By Kuzu restoranı, İstanbul Anadolu yakasında, Çavuşbaşı’nda bulunuyor. Restorana kolayca ulaşabilir ve ücretsiz otoparktan yararlanabilirsiniz. 

By Kuzu Tandır  İstanbul'dan sonra Yalova'da da açılıyor

Türk mutfağının en lezzetli yemeklerinden olan Denizli kuzu tandırın yeni şubesi Yalova'da açılıyor. By Kuzu Tandır, İstanbul'da yıllardır hizmet veren ve müşterilerinin beğenisini kazanan bir restoran. Şimdi ise Yalova'da da açılmaya hazırlanıyor. Restoran, Yalova'nın merkezinde, ulaşımı kolay bir noktada yer alacak. Açılış tarihi ise yakında duyurulacak. Kuzu Tandır'ın yeni şubesini merak edenler, sosyal medya hesaplarını takip edebilirDenizli'nin meşhur kuzu tandırını İstanbul ve Yalova’da tatmak isteyenler için kaçırılmayacak bir lezzet fırsatı. Eğer siz de Denizli usulü tandır kebabını tatmak isterseniz, By Kuzu'yu mutlaka ziyaret edin. By Kuzu ekibi sizi sıcak bir şekilde karşılayacak ve damak tadınıza uygun bir lezzet şöleni yaşatacak.

GTD Üyeleri Marka Kent Yalova'yı Ziyaret Etti

TURİZMİN SESİ


GTD üyeleri, gastronomik Marka Kent Yalova'yı ziyaret etti ve birbirinden güzel yerleri keşfetti.GTD üyeleri Coffe Chef'te yöresel ürünlerle hazırlanmış lezzetli bir kahvaltı ile başladı. Burada, Yalova'nın zengin mutfağını tatma fırsatı buldu. Kahvaltının ardından, Yalova Hersek Lagünü Kuş Gözlem noktasına gittik. Burası, 2500'den fazla kuş türünün yaşadığı ve göç yollarının üzerinde bulunan bir doğa harikası. Kuşların sesleri ve renkleri GTD üyelerini büyüledi. Lagünün etrafında yürüyüş yaparak, kuşları daha yakından gözlemledi.Gezinin bir sonraki durağı, Tıbbi Aromatik bitkiler bahçesi oldu. Burada, binlerce tohumun yetiştirildiği ve çeşitli hastalıklara şifa olan bitkileri görüldü. Bahçenin sahibi, bitkilerin özelliklerini, nasıl kullanıldıklarını ve nasıl korunduklarını anlattı. Bahçede, lavanta, adaçayı, kekik, nane gibi birçok bitki vardı. Kokuları ve renkleri GTD üyelerini mest etti. Gezimize eşlik eden Yalova Valisi Dr. Hülya Kaya, Altınova Belediye Başkanı Metin Oral, GTD üyeleri, Turizm sektör temsilcileri ve Basın mensupları ile birlikte bahçeden ayrıldık. 

gtd-yon-kur-baskani-gurkan-boztepe-altinova-belediye-baskani-metin-oral-yalova-valisi-dr-hulya-kaya.jpg

Yalova Valisi Dr. Hülya Kaya, Yalova'nın özgün ve kaliteli ürünlerine dikkat çekti. Yalova'nın coğrafi işaretli ürünleri arasında termal su, çilek, incir, zeytin, bal ve peynir gibi birçok değerli ürün bulunuyor. Bu ürünlerin hem Yalova hem de Türkiye ekonomisine katkı sağlaması için pazarlama ve tanıtım çalışmalarının önemli olduğunu vurgulayan Vali Kaya, bu konuda tüm paydaşların iş birliği içinde olması gerektiğini söyledi. Vali Kaya, coğrafi işaretli ürünlerin sadece üreticilerin değil, tüketicilerin de haklarını koruduğunu, kalite ve güvenilirlik sağladığını, yerel kültürü ve biyolojik çeşitliliği koruduğunu belirtti. Vali Kaya, Yalova'nın coğrafi işaretli ürünlerinin Türkiye'nin her yerinde bilinir ve tercih edilir olması için çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.

Altınova Belediye Başkanı Metin Oral, ilçede turizm potansiyelini artırmak için yaptıkları çalışmaları anlattı. Birçok noktada çeşitli alanlar oluşturduklarını belirten Oral, önümüzdeki yıllarda giderek artan talep ile yatırımların hızlanacağını söyledi.Oral, Yalova Valiliği, Yalova Ticaret ve Sanayi Odası ve Yalova Turizm Platformu iş birliğiyle düzenlenen Yalova Gastronomi Günü etkinliğine katıldı. Etkinlik kapsamında Altınova'ya gelen misafirler, ilçenin tarihi ve doğal güzelliklerini gezdi.Gezi programında ilk olarak Yürüyen Köşk ziyaret edildi. Burada misafirlere köşkün hikayesi anlatıldı. Ardından Termal kaplıcalar ve Limak Thermal Hotel gezildi. Misafirlere yöresel ürünlerle hazırlanan zengin menülü öğle yemeği ikram edildi.Öğleden sonra ise Sanayi ve Ticaret Odası ile sektör için geliştirilen proje ve Yalova Gastronomi Günü Sempozyumu düzenlendi. Panelde başta Gürkan Boztepe olmak üzere Turan Eselioğlu, Yalova Uygulama Oteli Şefi Ferit Usta, Hasan Soygüzel, Yılmaz Boz, Hüseyin Kurtoğulları ve Efsun Dindar gibi değerli konuşmacılar soruları yanıtladı.

Altınova Belediye Başkanı Metin Oral, panelin ardından yaptığı açıklamada, ilçenin turizm sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı. "Altınova, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Biz de belediye olarak bu potansiyeli daha da artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Birçok noktada çeşitli alanlar oluşturduk. Önümüzdeki yıllarda giderek artan talep ile yatırımlarımız hızlanacak. Altınova'yı turizmin merkezi yapmak için elimizden geleni yapıyoruz" dedi. Oral, etkinliği düzenleyen kurumlara ve katılımcılara da teşekkür etti. "Yalova Gastronomi Gezisi, ilimizin tanıtımına büyük katkı sağladı. Bu vesileyle ilçemizi ziyaret eden misafirlerimize de hoş geldiniz diyoruz. Umarım buradan güzel anılarla ayrılırlar" diye konuştu.

gtd-yon-kur-baskani-gurkan-boztepe.jpg

GTD Yön. Kur. Başkanı Gürkan BOZTEPE; Bu yıl ilk defa yapılan Sanayi ve Ticaret Odası sempozyumu toplantısı ile Gastronomi  sektörüne yeni bir soluk kazandırmayı ve sınırları ortadan kaldırmayı amaçladıklarını söyledi. Yalova Valiliğince gerçekleştirilen bu sempozyumda konuşmacılardan Plantur Başkanı Hüseyin KURTOĞULLARI, Türkiye’nin Gastronomi alanında turizm gelirinin artması için Valiliklerin, Ticaret ve sanayii odalarının yurt içi ve yurt dışı kurumlarla yapılan iş birliklerinin önemine dikkat çekti. ‘’Önümüzdeki yıllarda Gastronomi  turizmi sektörünün dünya ekonomisindeki yerinin çok daha artacağını öngörüyoruz'' dedi. Paydaşlar arasında sinerjinin yakalanması açısından bilgilendirme   toplantılarının çok etkili ve önemli olduğunu düşündüğünü ekledi. Gürkan Boztepe, “Rekabet gücümüz, dünyaya hızla uyum sağlayan bakış açımız ve vizyonumuz sayesinde sınırları aşacağımıza inanıyoruz. Gastronomi Turizm sektörüne iş birliklerinin ve ortaklıkların kurulmasını cesaretlendirirken, yeni destinasyonlar ile kültürel deneyimler hakkında fikir alışverişleri yapacağız” dedi. Boztepe, Türkiye dünyanın birçok noktasından gelen üreticilerin bir araya geldiği toplantıda katılımcılara ve konuşmacılara teşekkür ederken, Yalova Valisi Hülya Kaya da toplantıya ev sahipliği yapmaktan dolayı büyük memnuniyet duyduklarını vurgulayarak, GTD önderliğindeki toplantının sektöre yeni bir sinerji getirmesini beklediklerini belirtti.

GTD Yön. Kur. Başkanı Gürkan BOZTEPE, Yalova Valisi Hülya Kaya'ya teşekkür plaketi sundu

25 Ekim 2023 Çarşamba

Cumhuriyetimizin 100. Yılında Turizmde Yeni Perspektifler

İSATAG’dan “Cumhuriyetimizin 100. Yılında, Turizmde Kadın Liderliği ve Cam Tavan Sendromu” Konferansı Gerçekleşti.İstanbul’u dünya çapında tanıtmak, şehrimizi hakkettiği ilgi odağı haline getirmek, İstanbul’daki seyahat acentalarının sektörel bazda markalaşmasına katkıda bulunmak, sektör paydaşları ve ilgili bürokrasi ile iş birlikleri sağlamak ve uluslararası rakipleri arasında öne çıkarmak amacıyla kurulan İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği (İSATAG), yeni bir etkinliğe imza attı. “Cumhurı̇yetı̇mı̇zı̇n 100. Yılında, Turı̇zmde Yenı̇ Perspektı̇fler” başlığı altında, “TURİZMDE KADIN LİDERLİĞİ” konulu bir farkındalık konferansı düzenleyen İSATAG, bu konferansta sektörün önde gelen kadın yöneticilerini ve iletişimcilerini bir araya getirdi. İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği (İSATAG), 23 Ekim’de “Cumhuriyetimizin 100. Yılında, Turizmde Kadın Liderliği ve Cam Tavan Sendromu” Konferansı’nı gerçekleştirdi. Elite World Hotel Taksim’de düzenlenen Farkındalık Konferansı’nda turizmin önde gelen kadın liderleri ve iletişimcileri panellerde önemli konulara dikkat çekerek, deneyimlerini paylaştı. Turizm sektöründe kadınların hem işlevsel hem de yönetimsel düzeyde önemli roller üstlendiği, ancak üst düzey yönetim pozisyonlarında Cam Tavan Sendromu hala mevcut olduğu belirtildi.

isatag.jpg

Saygı duruşu ve İstiklal marşı okundu.

isatag-baskani-ve-fuego-travel-ceosu-aylin-ozsavas.jpg

İSATAG Başkanı ve FUEGO Travel CEO’su Aylin Özsavaş;
“Turizm camiamızın Değerli Başkanları, kıymetli meslektaşlarım, basın mensubumuz ve kıymetli katılımcılar, Cumhuriyetimizin 100. Yılında turizmde kadın liderliği ve Cam Tavan Konferansı’na hoşgeldiniz. Bugünki konferansımız fırsat eşitliği konularına odaklanıyor. Ülkelerin demokratik gelişimi kadar ekonomik ilerlemesini de teşvik edecek konu bu. Kadınların ve kız çocuklarının toplumun her alanında tam katılımını sağlamak için engelleri kaldırıp, destek olmalıyız. Turizmdeki kadın çalışan oranı %54. THY’nin Üst düzey kadın yönetici oranını %25’e çıkarma taahhüdünü heyecanla bekliyoruz. Ulu Önder Atatürk’ün bize açtığı bu yolda ilerleyeceğiz. Turizm sektöründe kadınlar hem işlevsel hem de yönetimsel düzeyde önemli roller üstlenir. Ancak üst düzey yönetim pozisyonlarında Cam Tavan Sendromu hala mevcut. Dünyanın en güçlü ekonomilerine yön veren turizm sektöründe kadınların önemini vurguladığımız konferansta, sektör temsilcilerine ilham vermesi ve etkin rol almaları için turizm profesyonellerinin ve İletişim uzmanı akademisyenlerin katıldığı paneller düzenleyeceğiz. Kadınların haklı gücüne inanan yöneticilerin katıldığı bu toplantı, turizmde kadınların geçmişten günümüze katkılarını ve sektöre sağladığı değerleri ele alacak ve sektörün geleceğine olumlu bir etki yapacaktır.  Değerli katılımlarınız ve katkılarınız için teşekkür ederiz” dedi.

ibb-turizm-sube-muduru-huseyin-gazi-cosan.jpgİBB Turizm Şube Müdürü Hüseyin Gazi Coşan; “Ben turizm sektörünü ayrı görüyorum. Eşimin ilk tezi Türk Alman turizminde feminizmdi. Eyvah dedim. Turizmde kadın yönetici pozisyonunu anlamak için biz de belediyede bir çalışma yapabiliriz. Bir veri merkezi kuruyoruz, Türkiye adına veriler toparlayacağız. Bunun bir kolu da turizmde kadın istihdamı olsun. Bunun bizim vizyonumuz için de önemli olduğunu düşünüyorum. Herkese çok teşekkür ediyorum iyi ki kadın yöneticilerimiz var” dedi.

iro-baskani-huseyin-ozgur-ozaltun.jpgİRO Başkanı Hüseyin Özgür Özaltun; “Bizim de yönetim kurulumuzda eşit sayıda olmaya çalışmakla beraber bu işin tarihsel boyutuna değinmek de istiyorum. Tarih öncesi çağlarda anaerkil çağlarda kadın varlığını biliyoruz. Sonrasında ataerkil toplum başlıyor ve kadın tutsaklık halkasını takan ilk insan oluyor ve ikincil görülmesine sebep oluyor. Fransa’da 1948 devrimi sırasında Kadının Sesi Gazetesi yayınlıyorlar. Bunu kurmak istediklerini anlatıyorlar. Kadınlar boyun eğmeyip, direniyorlar ve dünyaya yayıyorlar. Kadın direnişleri erkekler ile omuz omuza devam ediyor. 1948 kadın hareketinden bahsetmişken 1970’lerde ilerici gençlik ve kadınlar topyekün bir kurtuluş mücadelesi vermek için dernek kuruyorlar. 1979’da gerekçesiz ve süresiz Maraş Katliamını görüyoruz. Kadınlar çalışmalarına yer altı koşullarda devam ediyor. 1980’de bütün çalışmalar son buluyor. Kadının Sesi Gazetesi olarak Türkiye’de de çıkıyor. Komisyonlar kurup, eğitimler veriyorlar. Kampanyalar, eğitimler düzenlenip 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü coşkuyla kutluyorlar. 1948’i 1970’li yıllara bağladık. Cumhuriyetin kurulmasıyla 1923’de Atatürk esas savaş şimdi başlıyor diyor. Eğitmenler bu dönemde erkeklerden oluşmuyor. Kız çocukların azlığı dikkat çekiyor. Karma eğitime son veriliyor. Günümüze dönüp baktığımızda tüm ilerici yaklaşımlara rağmen kadınların karşısında iki çeşit düşman var. Bizlerde kadınlarla birlikte cam tavan cinsiyet ayrımı yapmadan kadınlarla omuz omuza mücadele vermeliyiz” dedi.

tursab-baskan-yardimcisi-davut-gunaydin.jpg
TÜRSAB Başkan Yardımcısı Davut Günaydın; “Tarihe bakınca hep tanrıçalar var. Bir zeka var o da tanrıçaların ne kadar etkisinde olduğunu biliyoruz zaten anaerkil bir toplumuz. Bir kadın yükselmek istiyorsa bunu hiçbirisi engelleyemez. Turizme girdiğim günden yana hep sınıflarımda kadın artışı vardı. Problemleri çözme yöntemleri farklıydı. Biz turizmi kadınsız düşünemeyiz. İyi ki varsınız. 1925 yılında Atatürk noktayı koymuş; “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye lâyıksın” demiş. Turizmde mutlak bir kadın hakimiyeti var. Biz TÜRSAB olarak sosyal sorumluluk projelerini destekliyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

ttyd-baskani-oya-narin-010.jpg

TTYD Başkanı Oya Narin; “12.000 yıllık bir medeniyete sahibiz. Bu topraklarda herşey ana tanrıçaların etrafında dönüyor. Kadına bu topraklar hep itimat etmiş ve yaşamın içerisinde onu hep ön planda tutmuş. Çok önemli bir haftadayız. Cumhuriyetimizln 100. Yılı. Bugün biz bu yüzyılı gururla kutluyoruz. Sektörümüzde kadın emeğinin rolü çok büyük. STK’larda ve yönetim pozisyonlarında da bunu herhangi bir ayırım olmaksızın görmekteyiz. Bizim yönetim kurulumuzun da 13 kişiden 6’sı kadından oluşmakta. Kadın erkek eşitlenmesi Türkiye turizminde ortak hedef olmak durumunda. Kadınlarımızı çalışmalarımıza ortak kılmalı ve yönetim konularında bunları bir araya getirmeliyiz. İkinci yüzyılımızda turizmde kadın liderliği konusunda çalışmalar yapmayı düşünüyoruz tabi beylerin de desteğiyle. Girişimcilikte Türk vizyonunda özellikle kırsal bölgelerde aile işletmelerinin desteklenmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Cesaretlendirici politikaların arttırılması gerekiyor. Kadınların turizm istihdamında daha güçlü olabilmesi için sezonsallığın önde olduğu bölgelerde esnek çalışma imkanlarının kadınlarımıza verilmesi gerekiyor ve kreş alanlarının yapılması kadın istihdamında önem arz ediyor.

Atatürk’ün sözü ile konuşmamı noktalamak istiyorum. “Bizce, Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır.” 100. Yılımız kutlu olsun” dedi.

“Cam Tavan Sendromu” Deneyimler ve Geleceğe Bakış Paneli Gerçekleşti

Marka, İletişim ve Proje Yöneticisi İris Cıngı moderatörlüğünde konuşmacılar TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Gazeteci, Yazar, Ekonomist Meliha Okur ve İSATAG Başkanı, FUEGO Travel CEO’su Aylin Özsavaş “Cam Tavan Sendromu” Deneyimler ve Geleceğe Bakış Paneli gerçekleşti.

moderator-iris-cingi.jpgModeratör İris Cıngı; “Cam tavan sendromu aslında pirelerle yapılmış bir deney. Dr. David pirelerin farklı yüksekliklere sıçradığını fark eder. Metal zemin üzerinde bir fanus yerleştirir. Pireler kafalarını fanusa çarpınca belli bir yüksekliği geçmediklerini görür. Sonra fanusu açar ve pirelerin özgür olduğu halde aynı seviyede sıçradıklarını farkeder. Aslında bariyerler kafamızdadır. Bugün literatüre geçen bu kavramı konuklarımla konuşacağım” dedi.

moderator-iris-cingi-001.jpg

ATAERKİL TOPLUMDA BEN DE ORADAYIM DEMEYİ BİLEREK BU SENDROMU AŞTIM

TÜROB Başkanı Müberra Eresin; “Türkiye’de özellikle turizm sektörü son 35-40 yılda eşi benzeri görülmemiş bir başarıya sahip oldu. Turizmde kadın çalışan sayısı turizm sektörü için yeterli değil. Rakamlar %30’ları geçmiyor. Benim için önemli olan birey başarısıdır. Günümüz şartlarında fiziksel üstünlükleri bir kenara bırakıp, kadınların erkeklerle aynı platformlarda oturup tartışabiliyor olması lazım. Özellikle turizm sektöründe çok önemli markalarımız var. %8’inin yönetiminde kadınlar var. Bizim mottolarımızın ilki eğitim, ikincisini kadınların sektördeki rolünün artması idi. Otelcilik yaparken ben kadın olarak çok zorluklarla karşılaşmadım ama her zaman etrafımda bir kalkan varmış yeni fark ediyorum. Ailemin dışına çıkıp, başkan olunca cam tavan sendromu ile orada karşılaştım. Ben o tavanı kırmak için daha çok zıplayan birisiyim. STK Başkanı olunca cam tavanların daha aşağılara geldiğini gördüm ama bu sendroma hiç yakalanmadım. Yere düştüm ama sektörel olarak almaya hakkımız olduğunu düşündüğüm her konuda cam tavanlara çarpa çarpa hakkımızı almaya devam ettim. Benim Babannem’in geçmiş hayatı çok farklıydı ve zorlukları nasıl aştığını gördüm. Belkide ataerkil toplumda kadın olarak ben de oradayım demeyi bildim. Cam tavan sendromunu öyle aştım” dedi.

ekonomist-meliha-okur.jpg

ALT BİRİMDEKİ KADINLAR YÜKSELSİN BU SEKTÖR DEĞİŞİR, TURİZMDE YARATILACAK GÜCÜ KADINLAR GETİRİR

Ekonomist Meliha Okur; “Çok entelektüel bir sohbetin yapıldığı bir sohbette olmak beni çok mutlu etti. Türkiye’nin katma değer yaratan bir sektöründe kadınların biz de buradayız demesi çok hoşuma gitti. Mitoloji bize bambaşka bir açılım sunuyor. Kadının daha özgür olduğunu biliyoruz. Kadının eve, üretime yabancılaştığı bir dönem başlıyor. 500 yılllık sanayi toplumunda kadının kullanılıp, emeğinin sömürüldüğünü biliyorum. Turizm gibi 6 ayda 22 milyar dolar yaratan bir sektörün de bu kadar kadın hareketinin gerisinde kalmasından üzüntü duyuyorum. Turizm sektöründen 100. yıl filmi izlemek isterdim. Cumhuriyet’in 100. yılında daha cesur olun. Mustafa Kemal Atatürk 13 milyon insanla üretim demiş sanayi demiş. Kadınlar bu sektörde çok. Çok kadın görüyorum ama karar veren kadın yok. Ucuz emek olarak kadın çalıştırılıyor. Yönetimde kadın az. Ben buraya gelirken bir dönem turizm sektörünün önemli isimlerinden bir kadın aradı. Kadınlar bol bol futbol muhabbeti yapmalı, iyi futbol bilir, başarılı olurlarsa yönetici olacaklar. Turizm sektörü feodal bir sektör, erkek egemen bir sektör. Bütüncül olarak ele almak lazım. Sektörü tam ve net olarak tartışmaya davet ediyorum sizi. Alt birimdeki kadınlar yükselsin bu sektör değişir. Turizmde yaratılacak gücü kadınlar getirir. Bu sektör cam tavan sendromunu aşabilirse katma değerli yol ve yolculuğa çıkarız. Lütfen korkmayın sonuna kadar yanınızdayım” dedi.

isatag-baskani-aylin-ozsavas.jpg

PATRON ŞİRKETLERİNDE ÇALIŞTIĞINIZ KADAR VARSINIZ, İYİ İŞ ÇIKARDIKÇA VAR OLMAYA DEVAM EDERSİNİZ

İSATAG Başkanı Aylin Özsavaş; “Ben isterdim ki bu salon kadınlarla dolu olsun. Çok duyurusunu yaptık. Ben 33 yıldır sektörün bir fiil içinde olan biriyim. Tesadüfen bir şirkette sıfırdan iş hayatıma başladım, her kademede çalıştım. Çok çalıştım. 2006 yılına geldiğimizde patron şirketinde en üst düzeyde idim. O tarz şirketlerde çalıştığın kadar varsın. İyi iş çıkardıkça var olmaya devam ediyorsun. Büyük bir holdingde hiç çalışmadım. Ben kendi eksenimden aktarmak istiyorum. Basamakları çıktıkça, yükün sırtında ağırlaştıkça cam tavanı görmeye başlıyorsun. Ya seni tutan var ya da farklı birşeyler var. Biz sektörde %54 kadın çalışan sayısındayız. Ama basamakları çıktıkça bu sayı azalıyor. Kamuda ise, bu sayı sıfıra yaklaşıyor. Aslında yola bir yerden başlamamız gerekiyor. Buradaki farkındalığı hepimizin içselleştirmesi gerekiyor. Hepimizin kız evlatları var. Birşeyler yapacağız inşallah. Sektörün kadın liderleri var. Onları alkışlamak istiyorum. İnşallah bunu yaygınlaştırarak gençlere de örnek olabilecekleri bir ortam yaratırız” dedi.

turob-baskani-muberra-eresin.jpg

PATRON AİLESİ OLAN BİR ÇOCUK OLARAK HEP BUNU KAMUFLE ETMEYE ÇALIŞTIM

TÜROB Başkanı Müberra Eresin; “Avantajlı bir patron ailesi olan bir çocuk olarak yıllarım bunu kamufle etmekle geçti. Otelcilik ve gastronomi üzerine İngiltere’de master yaptım ve çalıştım. Masterım bitince Türkiye’ye dönmedim. 4 yıl orada her departmanda çalıştım. Kendi sektörümde otel işletmeciliğinde mutlaka pratikten de sıfırdan başlamalısınız. Yönetici kadrolarına gelince iyi ki de okumuşum dedim. Bugün gençlerine her departman da çalışarak, kendi doğrularını çizerek, tavanları umursamadan yöneticilik yolunda ilerleyip, liderlik formuna gelmeleri için adım atsınlar.

ekonomist-meliha-okur-001.jpg

KADIN TURİZM BAKANINA İHTİYACIMIZ VAR

Ekonomist Meliha Okur; “Dünya bir değişim döneminden geçiyor. Kadın yüzyılındayız. Kadına çok ihtiyaç var. Gelişmiş dünyaya bakınca kadın yine cam tavan sendromuna takılıyor. Feodal, erkek egemen kültür en geri kalmış kültür kadın sorunu. Sosyal adalete dayalı sistemde bizim genel bir sorunumuz var. Türkiye, turizmde kendi coğrafyasında Akdeniz’de liderliğe oynayan bir ülkedir. En alttan başlayıp, merdivenleri tırmanıp, cam tavanları kırmak için kadınların çok yolu var. Hep söylüyorum turizmde Kadın Turizm Bakanı’na ihtiyaç var. Eğer neden üzerinden olaylara bakarsak çözüm daha iyi gelecek. Biz eğitimde iyi durumda değiliz. Turizm sektöründe Farkındalık Konferansı’nı başlattınız bunu Anadolu’ya götürün, yollara düşün. Kadınlara umut verin. Biz bu gelen kitleye karşı içinde iyi olanları seçeceğiz. Çocuk ve kadınların öldürülmediği bir dünya demekten çekinmeyelim. Biz kadınlar cesuruzdur, daha cesur olalım. En önemli araç turizm sektörüdür” dedi.

BİZ CİNSİYET AYRIMI DEĞİL, LİYAKAT İSTİYORUZ

Kadın liderler artarsa neler değişecek sorusuna cevap veren İSATAG Başkanı ve FUEGO Travel CEO’su Aylin Özsavaş; “Buna inanmasam burada olmazdım. En başta adalet ve eşitlik getirecek. Biz turizmciler zaten yaratıcıyız ama kadınlar bir tık daha yaratıcı. Turizm sektöründe çalışan kadın sayısının %54 olması da bunu gösteriyor. Biz cinsiyet ayrımı değil, liyakat istiyoruz. Biz sürdürülebilirlik konularında kadınlar daha hassasız. Bir kadın olarak birazcık daha fazla sorumluluğumuz var. Fazla söze de gerek yok. Victor Hugo’nun güzel bir sözü ile sözlerimi noktalamak istiyorum; “Uygulama zamanı gelen bir fikir dünyanın tüm ordularının toplamından daha güçlüdür” diyerek sözlerini noktaladı.

iris-cingiaylin-ozsavas.jpg

“KENDİNE GÜVEN! PEKİ NASIL?” Paneli Gerçekleşti

Turizm Anahtarı Marka&Yönetim CEO’su Sevda Yılgaz moderatörlüğünde konuşmacılar BAU İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. İdil Karademirlidağ Suher, I-MICE 2. Başkanı Işıl Özmen ve TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi, EBİ & MEBY Dubai CEO’su Oya Ebru Küçükel “Kendine Güven! Peki Nasıl?” paneli gerçekleşti.

Panel sonrası katılımcılardan gelen sorulara ve katkılara yer verildi.

handan-atamer.jpg

isatag-baskani-ve-fuego-travel-ceosu-aylin-ozsavas-marka-iletisim-ve-proje-yoneticisi-iris-cingittyd-baskani-oya-narintursab-baskan-yardimcisi-davut-gunaydiniro-baskani-huseyin-ozgur-ozaltunibb-turizm-sube-muduru-huseyin-gazi-cosan-004.jpgisatag-baskani-ve-fuego-travel-ceosu-aylin-ozsavas-marka-iletisim-ve-proje-yoneticisi-iris-cingittyd-baskani-oya-narintursab-baskan-yardimcisi-davut-gunaydiniro-baskani-huseyin-ozgur-ozaltunibb-turizm-sube-muduru-huseyin-gazi-cosan.jpg

isatag-baskani-ve-fuego-travel-ceosu-aylin-ozsavas-marka-iletisim-ve-proje-yoneticisi-iris-cingittyd-baskani-oya-narintursab-baskan-yardimcisi-davut-gunaydiniro-baskani-huseyin-ozgur-ozaltunibb-turizm-sube-muduru-huseyin-gazi-cosan-001.jpg

isatag-baskani-ve-fuego-travel-ceosu-aylin-ozsavas-marka-iletisim-ve-proje-yoneticisi-iris-cingittyd-baskani-oya-narintursab-baskan-yardimcisi-davut-gunaydiniro-baskani-huseyin-ozgur-ozaltunibb-turizm-sube-muduru-huseyin-gazi-cosan-002.jpg

isatag-baskani-ve-fuego-travel-ceosu-aylin-ozsavas-marka-iletisim-ve-proje-yoneticisi-iris-cingittyd-baskani-oya-narintursab-baskan-yardimcisi-davut-gunaydiniro-baskani-huseyin-ozgur-ozaltunibb-turizm-sube-muduru-huseyin-gazi-cosan-003.jpg

isatag-baskani-ve-fuego-travel-ceosu-aylin-ozsavas-marka-iletisim-ve-proje-yoneticisi-iris-cingittyd-baskani-oya-narintursab-baskan-yardimcisi-davut-gunaydiniro-baskani-huseyin-ozgur-ozaltunibb-turizm-sube-muduru-huseyin-gazi-cosan-005.jpgisatag-001.jpg

Skål International İstanbul Kulübü Cumhuriyet’in 100. Yılını Kutladı

Skål International İstanbul Kulübü, 24 Ekim tarihinde Sofitel Hotel’de, Cumhuriyet’in 100. yılını coşkuyla kutlamak için “100. Yıl Özel Buluşması”nda bir araya geldi.Skål International İstanbul Kulübü,Sofitel Hotel’de, Cumhuriyet’in 100. yılını coşkuyla kutlamak için “100. Yıl Özel Buluşması”nda bir araya geldi. Skål International İstanbul Kulübü,Sofitel Hotel’de, Cumhuriyet’in 100. yılını coşkuyla kutlamak için “100. Yıl Özel Buluşması”nda bir araya geldi.

skal-international-istanbul-kulubu-cumhuriyetin-100-yili-004.jpg

skal-international-istanbul-kulubu-cumhuriyetin-100-yili.jpgSaygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. 


skal-international-istanbul-kulubu-cumhuriyetin-100-yili-002.jpg

BU SAHNEDE 24 SENE ÖNCE BABAM KONUŞMA YAPMIŞTI VE 2 AY SONRA KAYBETMİŞTİK 

Bilim İnsanı Burak Küntay; “Benim yaşıma yakın olanlar hissiyatımı anlamayabilir. Mesleğim icabı bir çok toplantıda bulunuyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli dönemlerinden birine denk geldik. Buraya davet edildiğimden dolayı çok mutlu oldum. Çocukluğum SKÅL toplantılarında geçti. Babamla hep SKÅL toplantılarına gelirdim. Tabi benim için enteresan şeylerden biri SKÅL’a 24 sene önce gelmiştim babam konuşma yapıyordu ve 2 ay sonrasında babamı kaybettik. Şu an çocukluğumu hissettiğim, değişik duygularda olduğum bir toplantı ve özel bir gece. Babamın o geceki hitabıyla geceyi açayım. Babam o gün sahnede bir hikaye anlatmıştı. Rahmetli 79 Turizm Bakanı. Çerçeve kararname daha çıkmamış, annem bunu söyleyince kızardı. Çünkü o hazırlamış. Her köylü, her kasabalı, her Antalya’da evi bulunan kişi yurtdışından geleni evlerinde misafir edecek ama bunu halka anlatmak zor. Bir fiil babam ve dönemin değerli bürokratları tek tek halkın kapısını çalıyorlar, pilot bölge ve ev seçiyorlar. Kolay değil evinizde bir yabancı ağırlayacaksınız. 5-6 tane pilot yer seçiyorlar, turistler geliyor, evlere yerleşiyorlar, tatillerini yapıyorlar, 15 gün tatil yapıyorlar. Ayrılırken para verecekler, bizimkiler almıyor. Biz sizi misafir ettik, para alamayız diyorlar. Böyle bir ülke bugün turizmin en önemli merkezlerinden biri haline geldi. Cumhuriyet aşkı da tam da böyle geç ulaştığımız hemen farkına varamadığımız ama bu toplumun, bu ülkenin mayasına iyice sinmeye başlamış bundan sonraki yüzyılın da önünü açacak bir kıymet” diyerek sözlerine başladı. 

bilim-insani-burak-kuntay.jpg

BENİ 1500’LERE GÖTÜRSENİZ BİR PADİŞAHIN KÖLESİ, KULU OLURDUM 

Küntay; “Gerçekten değinilmemiş, üzerinde durulmamış beni 1500-1600’lere götürseniz deseniz ki nasıl hissedersin? O gün kullanılan tabirle bir padişahın kölesi kulu olurdum. Bu soruyu bazı toplantılarda sorunca genç arkadaşlar kritik noktayı kaçırır ben niye birinin kulu olacağım? Değerlerim var, neden birinin iki dudağı arasında yaşayayım der. En az 15-20 kişi bir salonda çıkar. İşte Cumhuriyet tam da bu. Belki Roma Cumhuriyeti derler ama Cumhuriyet kelimesi ile hiç alakası yoktur, halkın bir sözü yoktur, Kartaca döneminde yine aynı şey dünya tarihinde hiç bir zaman bir soylunun bir bireyin aynısı olamazsınız tarih böyle gelişmiş. Hep yukarı ile teması olan biri var rakip olmazsınız. Ne zaman dünyadaki bazı denklem ve dengeler değişiyor. İşte o zaman o koskoca benim de gurur duyduğum şanlı Osmanlı İmparatorluğu’nun yegane temeli bilimden uzaklaşmış. 100 yıl önce ne oldu?” dedi. 

skal-international-istanbul-kulubu-010.jpg

ŞİMDİ SORSANIZ BEN NİYE BİRİNİN KULU OLAYIM DERİM, CUMHURİYETİN İÇİNE DOĞDUM 

Sözlerine devam eden Küntay; “Bugünleri gördük Cumhuriyet’in içine doğduk bunun tadına vardık, bunu yaşadık. Hakkımızı aramanın tepki koymanın içinde bir ana doğdum ben. Şimdi sorsanız ben niye birinin kulu olayım derim. Cumhuriyet birey olduğunuzu öğreten toprağın bayrağın vatanın bir hissedarı olduğunuzu hissettiren, halkın temsili, temsil edilebilme hakkım olduğunu hissettiren şeydir Cumhuriyet. Atatürk son akşam yemeğinde bir toplantı yapıyor yanında İsmet Paşa gibi dostları var. Rauf Orbay, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy gibi paşalardan bahsediyorum. Onlar o sırada Halife ile toplantı içindeler. 600 yıllık bir geleneği bırakmak mümkün değil. Cumhuriyet kendini devamlı ileriye götüren, ülkeyi ayrı yerlere sevkeden, insanı insan yapan bir sistem” dedi. 

BİR ADAM ÖLDÜKTEN UZUN SÜRE SONRA ELEŞTİRİLİR Mİ?

Küntay; “Atatürkçü bir ailede yetiştim hep eleştirilsel kitapları okudum, adam büyük hayaller peşinde toplumun talebi olmayan şeyleri topluma anlatıyor o sistemin getirmiş olduğu alt yapı doğru bir alt yapı kurunca kadınlara seçme seçilme hakkı geliyor. Bir adam öldükten uzun süre sonra eleştirilir mi? Sağlam iş yapmış öldükten bu kadar sonra hala eleştirilmesi geçmişten bu yana ne kadar fresh bir sistem kullanmış” dedi. 

burak-kuntay-x11.jpg

HER GELEN İKTİDAR BİR ÖNCEKİNİ ELEŞTİRİR

Burak Küntay; “Her yeni gelen iktidar bir öncekine der ki bu böyle olmaz değiştirelim, sonra yenisi gelir yine değiştirir, dünya sıralamasında kökten bazı reformları yapamıyoruz, hep sıvıyoruz. Bugün şaka maka Taksim’in Eski Büyükelçilikler Bölgesi’nde bir otelde oturup, kapıya bir hafiye gelmeden kadın ve erkekler ile oturup konuşabiliyoruz. Cumhuriyet bir bakış açısıdır. Cumhuriyet hayata tutunma tarzıdır. Cumhuriyet bir gencin çalıştığı takdirde en iyi eğitimi alabileceği bir sistemdir. 

BİZ CUMHURIYET’I BİR ANDA KUCAĞIMIZDA BULDUK O YÜZDEN YENİ YENİ ANLIYORUZ

Küntay; “Dün “Son Akşam Yemeği” filminin galasındaydım. Birkaç şey beni çok etkiledi. Hata da yok, dört dörtlük film. Latife Hanım aşçıyı çağırıyor “Cumhuriyet nedir?” diyor. Bak menüye şunu koyalım dedim, sen bunu koyalım dedin, sonunda uzlaştık işte bu Cumhuriyettir diyor. Bu değişik bir tariftir. Ertesi gün Cumhuriyet ilan edilecek, diyor ki geçmişe çok bağlısın değil mi diyor. Atatürk diyor ki sen geçmişte yaşıyorsun ben gelecekte ama ikimizinki de bir hayal gerçek olan şu masadaki ekmek, koltukta uyuyan çocuk diyor. Biz o toprak için çok mücadeleye vermişiz çok emek vermişiz. Biz Cumhuriyet’i bir anda kucağımızda hazır bulduk ya o yüzden yeni yeni anlıyoruz Cumhuriyeti” dedi. 

burak-kuntay-x11-001.jpg

ÖYLE BİR İRADEYE İHTİYACIMIZ VAR Kİ: HALK İRADESİ…

Küntay; “Bu alt yapı bir gün öyle ya da böyle aleyhinde olanın da lehinde olanın da birleşeceği bir noktadır. Atatürk diyor ki öyle bir iradeye ihtiyacımız var ki diyor. Halife’den, Mustafa Kemal’den daha büyük bir irade o da halk iradesi. Cumhuriyet gelişerek büyür, okuyarak büyür. Cumhuriyet herkesin birşey bildiği vardır diye büyür. Ben bir cumhuriyet çocuğuyum. İnançlı bir adamım. Ama hepimiz Cumhuriyet’i laikliği biliyoruz. Sıkıntı ne biliyor musunuz? Ne bilim adamı ne akademisyen ne de bir sıfatla söylüyorum. Bir sıkıntı gelince sizi birleştiren kimlik kartındaki toplumun diğer parçaları yanınızda olmuyor. Cumhuriyet bizi bir kıvama getirdi bundan sonraki mesele din, dil, ırk ayırmadan, ben daha iyi bilirim demeden, küçümsemeden, dışlamadan, ötekileştirmemek kucaklayarak hürmet ederek…” dedi. 

BABAM DERDİ Kİ…

Bilim İnsanı Burak Küntay; “Babam derdi ki “Özgürlük çok önemlidir oğlum ama özgürlüğü sınırsız sanma benim özgürlüğüm senin sınırlarının başladığı yere kadardır” derdi. Sizin özgürlüğünüz karşınızdakinin sınırları kadardır. Devletin görevi de sizin sınırlarınız ile karşınızdakinin sınırlarını korumaktır. Ben her zaman ümitliyimdir. Böyle bir Cumhuriyet, böyle bir doğal lideriniz olduğu sürece “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” diyerek sözünü Atatürk’ün sözleriyle sürdürdü. 

BEN CUMHURİYETİ HERGÜN KUTLUYORUM

Küntay; “Cumhuriyeti ben her gün kutluyorum. Eşimle dışarı çıkarken, okurken, yazarken her anımda kutluyorum. Atatürk’ü okumayan, bilmeyen adam bayramdan bayrama bayrak sallayarak kutluyor. O benim için bir anlam ifade etmiyor. Ben bu ülkede Cumhuriyet’in sağladığı imkanlarla ülkeme ne katmışım ben bununla mutlu oluyorum, ben bayrağı gönlüme asıyorum ve her gün kutluyorum. Cumhuriyeti kutlamak için bu ülkenin kimseye ihtiyacı olmaz her yerde her zaman kutlanır” dedi. 

skal-international-istanbul-kulubu-013.jpg

BURAK KÜNTAY’A TEŞEKKÜR 

Burak Küntay’a teşekkür plaketi verildi. 

Küntay; “Plaketi küçük oğlum için alıyorum onun da adı Burak, büyük oğlum dedesininkini almıştı bunu da oğlum alacaktır” dedi. 

SOFITEL HOTEL’E TEŞEKKÜR 

Sofitel İstanbul Taksim Genel Müdürü Bozkurt Atabek’e teşekkür plaketi verildi. 

skal-international-istanbul-kulubu-011.jpg

YENİ SKAL ÜYELERİ 

skal-international-istanbul-kulubu-014.jpg

Erhan Seven oğlunun Skal rozetini taktı

skal-international-istanbul-kulubu-015.jpg

skal-international-istanbul-kulubu-016.jpg

Yeni Skål üyeleri;  Ayşe Uludağ, Batuhan Özbek, Sami Can Seven ve Özgür Mete Altay’a yemin töreni yapıldı ve rozetleri takıldı. 

skal-international-istanbul-kulubu-012.jpg

SKAL’DAN DUYURU

2 Aralık tarihinde Skål yönetim kurulu ve başkanlar olarak Anıtkabir’e gideceğiz. Ardından da 100. yıl Cumhuriyet Balosu düzenleyeceğiz. 

skal-international-istanbul-kulubu-cumhuriyetin-100-yili-003.jpgskal-international-istanbul-kulubu-cumhuriyetin-100-yili-001.jpg