3 Ekim 2013 Perşembe

BODRUM CUP 25 YAŞINDA GÜMÜŞ JÜBİLESİNİ KUTLUYOR




Akdeniz’in en büyük deniz şenliği Bodrum Cup 25 yaşında Gümüş jübilesini kutluyor
21-26 Ekim 2013Bodrum-Kos, Kos-Leros ve Leros-Yalıkavak


Türkiye’nin efsanevi turizm türlerinden Mavi Yolculuğa ev sahipliği eden ve “gulet” diye tanınan geleneksel tarzda üretilmiş tekneler arasında 1989’dan beri yapılan Bodrum Cup Uluslararası Yelkenli Ahşap Yarışları, 21-26 Ekim arasında 25. kez düzenlenecek. Bodrum’dan başlayıp, Yalıkavak’ta sona erecek olan 25. Bodrum Cup, “Gümüş Jübile”sinde Yunan Adaları Kos ve Leros’a da uğrayacak.Akdeniz’deki en büyük deniz organizasyonu olan Bodrum Cup’ı diğer yarışlardan ayıran başlıca özelliği, mürettebat ve uzman yelkencilerin yanı sıra yolcuların da yarışa katılmaları. Tamamen gezmek amacı ile Bodrum Cup’a gelen yolcuların 25. yılda da hoş zaman geçirmeleri için hem Türkiye’de, hem Yunanistan’daki her limanda çeşitli eğlence, gösteri, konser programları sergilenecek. Bu niteliği ile de Bodrum Cup, bütün Akdeniz’in en büyük deniz şenliği ünvanını kazanmakta.


21 Ekim Cumartesi Bodrum’da “25. Yıl Kortej Yürüyüşü” ile başlıyor
Bodrum Cup’ın “Gümüş Jübile”si 21 Ekim Cumartesi günü Bodrum’da yapılacak “25. Yıl Kortej Yürüyüşü” ile başlayacak. Açılış kokteyli ve briefing’i izleyerek, akşam serbest eğlenceler düzenlenecek. Yarışın fiilen 22 Ekim sabahı Bodrum Kalesi açıklarından start alacak. Türk turizminde yatçılık sektörünün ağırlığını görüntüler ile belgelemek isteyen 25. Uluslararası Bodrum Cup Yelkenli Ahşap Yatlar Yarış Komitesi, Bodrum’daki kupaya katılmayan bütün yatları da start  hattında yarışmacılara destek vermek için hazır bulunmaya davet etti.


Akdeniz’in en büyük yat şenliğine yolcular da katılabiliyor.
Bu yıl 25. Kez yelken açacak olan Akdeniz’deki en büyük deniz organizasyonu Bodrum Cup Uluslararası Ahşap Yat Yarışına denizcilik ve yelkencilikle hiç ilgileri olmasa bile, herkes yolcu olarak  katılabiliyor. Dünyada yolcuların da yer aldığı çok az sayıdaki yat yarışının en bilineni olan Bodrum Cup’a, başladığı 1989 yılından bugüne kadar 25 bin dolayında kişinin misafir ve yarışmacı olarak katıldığı bildirildi.

Bu yıl “Gümüş Jübile”si 21-26 Ekim tarihlerinde yapılacak olan Bodrum Cup Uluslararası Ahşap Yatlar Yelken Yarışı  Düzenleme Komitesi Başkanı Erman Aras, bu konuda şunları söyledi: “Bodrum Cup’ta 1989’da ilk kez yelken bastığımızda amacımız hem geleneksel Mavi Yolculuk yatlarının bu işi pek alâ başarabileceklerini göstermek, hem de turizmi biraz spor ve rekabet ile renklendirmekti. Aradan çeyrek asır geçtikten sonra görmekteyiz ki her yıl 1500-2000 kişi ile Bodrum Cup’ı yürütüyoruz. Bizi siyasi ve ekonomik krizler dahi durduramıyor. Demek ki Bodrum Cup ile birçok kişiye denizi ve yelkeni sevdirdiğimiz gibi, onlara bu zevki bilfiil yaşama fırsatını da sunabiliyoruz.”  Aras, 25. Bodrum Cup’a yolcu olarak katılmak isteyenlerin bodrumcup@bodrumcup.com; www.bodrumcup.com adresinden yarışı düzenleyen Era Bodrum Yacht Club ile temasa geçerek bilgi alabileceklerini de belirtti.

Bodrum Cup 25. Yılında Bodrum’da start aldıktan sonra Bodrum-Kos, Kos-Leros ve Leros-Yalıkavak etapları ile sürecek.Bodrum Cup organizasyon komitesi başkanı Erman Aras bu konuda şunları da sözlerine ekledi; “Bodrum Cup dünyada yolcular ile birlikte yapılan belki de üç yelken yarışından biri. Muhtemelen de en büyüğü. Bu yönüyle sadece bir regatta ve deniz şenliği olmakla kalmıyor, aynı zamanda önemli bir turizm olayına da dönüşüyor. Bu organizasyonu komşumuz Yunan adalarına taşımak, hem Bodrum Cup’a daha fazla renk ve heyecan getiriyor, hem ulusların yakınlaşmalarına katkıda bulunuyor. Ayrıca, hem komşumuzun hem de bizim de ekonomimize destek oluyor. Böylece, Bodrum Cup’ın uluslararası karakteri de sadece katılımcılar açısından değil, rotamız bakımından da büsbütün belirginleşiyor”.


BRASS’TA BU AYIN MEYVESİ NAR


BRASS’TA HER AY FARKLI BİR MEYVE İLE HAZIRLANAN SPESİYAL TATLAR
Martı Istanbul Hotel’in büyük beğeni alan şık ve seçkin restoranı BRASS’ta her ay farklı bir meyve ile hazırlanan spesiyal tatlar lezzetseverlerle buluşmaya devam ediyor.İncirli lezzetlerin ardından Ekim ayının besin yönünden en zengin meyvesi nar ile Martı Istanbul Hotel’in executive şefi Eyüp Sabri Yunusoğlu tarafından hazırlanan “Narlı Lezzetler” menüsünde; “narlı tabbule salatası”ndan “nar ekşili ızgara kuzu bonfilesine”, “portakallı nar ekşili sos ile hazırlanan balkabaklı ve naneli Semiz otu salatasından” “çıtır kabak dilimleri arasında narlı ceviz kremi”ne birbirinden özel lezzetler yer alıyor.  BRASS Restaurant&Bar, dünya mutfaklarını lüks bir sadelik çerçevesinde sunduğu seçkin menüsü şık detaylarla bezenmiş dış mekan dekorasyonu ve yemyeşil bir doğada hissi veren yaz bahçesi ile İstanbul’un merkezi Taksim’de lezzetseverleri ağırlamaya devam ediyor.
www.martiistanbulhotel.com



YURTDIŞINDA YABANCI DİL ÖĞRENMENİN TAM ZAMANI

Global Vizyon, turizm çalışanlarına yurtdışında yabancı dil eğitimi konusunda geniş seçenekler sunuyor
Turizm sezonunun yavaşladığı sonbahar ve kış aylarında, İngilizcesini geliştirmek isteyen turizm çalışanları için Global Vizyon Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı İngiltere ve özellikle Malta’daki dil okullarında çok uygun seçenek ve kampanyalar hazırladı. Yurtiçinde ve yurtdışında ofisleri ve uzun yıllara dayanan tecrübesi ile Global Vizyon, İngilizceyi yurtdışında yaşayarak öğrenmek isteyenlere bütçelerine uygun paket programlar sunuyor.

Global Vizyon Antalya Şubesi Yurtdışı Eğitim Danışmanı Mine Kestane Hatipoğlu, İngilizcelerini geliştirmek isteyen ya da pratik yapma imkanı bulmak isteyen turizm çalışanlarının bu dönemi İngilizcelerini geliştirmek için değerlendirebileceklerini, bunun aynı zamanda kendileri ve kariyerleri için yapabilecekleri en değerli yatırım olacağını söyledi. Hatipoğlu özellikle, kış döneminde İngiltere ve Malta’daki uygun fiyatların kaçırılmamasını istedi.

Türkiye’de dil öğrenmeye çalışmanın istenen hızda ve verimlilikte olmadığını, öğrencinin haftanın belli günlerinde ve belli saatlerde kendisini İngilizce öğrenmeye konsantre ederken,  hayatı anadilinde devam ettiği için ciddi bir kayıp yaşadıklarını ve bazen de verilen tüm paranın boşa gittiğini görebildiğini öne süren Hatipoğlu, “Yurtdışında yabancı dil öğrenmenin, özellikle İngilizce konuşulan bir ülkede eğitim ve yaşamın İngilizce olduğu bir ortamda öğrenci neredeyse doğal bir süreç olarak dili öğreniyor ve verilen paranın her kuruşu hedefini bulmuş oluyor. İşte gerçek tasarruf burada yatıyor.”dedi.

Turizm çalışanlarının, Global Vizyon’un dil okullarının kış dönemi kampanyalarından yararlanma fırsatını kaçırmamalarını isteyen Mine Kestane Hatipoğlu, Global Vizyon’un uluslararası yurtdışı eğitim danışmanlık hizmeti verdiğine dikkati çekti, “Uzun yıllara dayanan bilgi ve tecrübe, güven ve disiplin bizim vizyonumuzdur. Global Vizyon Antalya Şubesi kanalıyla bugüne kadar 500’e yakın öğrenci çeşitli eğitimleri almak üzere yurtdışına gitti. Öğrenci memnuniyet oranımız ise yüzde 100’e yaklaştı.”diye konuştu.

29 Eylül 2013 Pazar

OKUL ÇAĞINDA BESLENME


Beslenme, insanın büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli miktarlarda alıp vücudunda kullanmasıdır.Bu ögelerin herhangi biri alınmadığında veya gereğinden az veya çok alındığında, büyüme ve gelişmenin engellendiği veya sağlığın bozulduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur.

Konya Numune Hastanesi Başhekimi İç hastalıkları Uzmanı ve Fizyoloji Doktoru Halit Karaca,Çocuklarda dengeli ve düzenli beslenme çok önceden, daha anne rahminden itibaren başlar. Anne sütünün yetersizliği ve uygun olmayan ek besinler , okul öncesi yaş grubu çocuklarındaki beslenme bozukluğunun  temelini oluşturur.  Ekonomik durumu iyi fakat  bilgisiz ailelerde bebek toplu olsun isteğiyle erken aylarda besleyici değeri yüksek ticari mamalar, ileri yaşlara uzanan obezite ve onunla bağlantılı hastalıkların riskini artırmaktadır.
Karaca Okul çağındaki çocuklarda beslenme yaşamın diğer dönemlerine göre daha da önemlidir. Çünkü bu dönemdeki  çocuklar, sürekli olarak bedensel ve zihinsel gelişme aşamasında olduğu için  bazı vitamin, mineral  ve besin maddelerine daha fazla ihtiyaç duyarlar.

Düzensiz ve yetersiz uyku, evden uzak kalmanın  psikolojik etkisi ve okul ortamında beslenme alışkanlığındaki değişiklikler bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olur.Toplu yaşam alanlarında fazlaca zaman geçiren okul çağındaki çocuklar, bulaşıcı hastalık ajanlarıyla sürekli temas halindedirler. Çocukların grup halinde birarada bulunmaları kazaların, bulaşıcı hastalıkların artması ve hızla yayılmasına neden olur. Bu dönemde çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerinin sağlanması ile, çocukların büyüme ve gelişmelerinin tam olması, vücut dirençlerinin artarak bulaşıcı hastalıklardan korunmaları sağlanabilir.

Karaca Okul öncesi ve okul çağı çocuklarında , demir, B6, B12 vitaminleri ve folik asit alımının yetersizliği ya da biyoyararlılıklarının düşüklüğüne bağlı  anemi dediğimiz kansızlık sık görülmektedir. Anemi , çocuklarda okul başarısını düşüren,dikkati azaltan en önemli etkenlerden biridir.Beslenme sorunları açısından riskli grupların biri de yükseköğrenim gençliğidir. Yapılan araştırmalarda, öğrencilerin yarıya yakının düzenli kahvaltı etmediği gibi öğle ve akşam yemeklerini de yeterli ve dengeli almadığı tesbit edilmiştir.
Öğrencilerdeki beslenme sorununun başlıca nedenleri; bilgisizlik ve ekonomik yetersizliktir. Beslenme açlık duygusunu bastırmak yada canın istediği şeyleri yemek içmek değildir.

İnsanın ileri yaşlarda  yaşam kalitesini düşüren kemik erimesinin (osteoporosiz)  temel nedeni çocukluk ve gençlik yıllarında kalsiyumun temel kaynağı olan süt ve türevlerinin yetersiz alımıdır. Okul çağındaki çocuklarda fiziksel büyüme ve gelişmedeki artışa bağlı olarak D vitamini ve kalsiyum gereksiniminde artış görülmektedir.Bu nedenle  çocukların beslenmesinde süt ve yoğurt tüketimi büyük önem taşımaktadır.

Çocukların sağlıklı gelişimi, büyümeleri, derslerindeki başarı, dikkat ve konsantrasyonlarının artması için asla uzun zaman aç kalmamaları gerekir. Bu nedenle gün içinde mutlaka 2–3 saat aralıklarla günde 6 öğün şeklinde beslenmeleri sağlanmalıdır.Konya Numune Hastanesi Başhekimi İç hastalıkları Uzmanı ve Fizyoloji Doktoru Halit Karaca,Kahvaltı, günü etkileyen en önemli öğündür. Kahvaltı altın bir öğün olarak görülmeli ve kesinlikle atlanmamalıdır. Düzenli kahvaltı yapmamak  veya yetersiz ve dengesiz kahvaltı,  çocukların okul başarısı kadar büyüme ve gelişmelerini de etkilemektedir. Dengeli kahvaltı öğrencilerde dikkat düzeyini de olumlu etkileyerek okullarda yaralanma ve kaza oluşumunu azaltır. Araştırmalara göre dengeli kahvaltı yapan çocuğun başarısının daha fazla olduğu, soru çözme  ve kavrama yeteneğinin arttığı tesbit edilmiştir.
 Eğer beslenme çantası evden hazırlanıyorsa; beslenme çantasına hazır değil, evde yapılmış gıdalar konulmalıdır. Kek, kurabiye, meyve suyu gibi hazır besinler yerine sandviç, ayran, meyve tercih edilmelidir.  Çocuklara işlem görmemiş çiğ kuruyemiş,  üzüm, incir ve kayısı kurusu gibi meyve kurusu tüketimi alışkanlığı kazandırılmalıdır.

Dengeli beslenme için su alımına da özen gösterilmelidir.Ayaküstü beslenme (fast-food) doymuş yağ asitleri yönünden zengin, ancak posa içeriği, A ve C vitaminleri yönünden yetersiz olup, sağlıksız beslenmeye neden olmakta, şişmanlık ve kalp-damar hastalıklarının oluşma riskini arttırmaktadır.Çocuklara kola gibi asitli içecekler, hazır meyve suyu ,cips ve çikolata gibi besinler alınmamalıdır. Bu tür gıdalar sağlığa zararlı tatlandırıcı, renklendirici ve koruyucu madde içerebilir. Şeker oranı yüksek  içecekler normalden fazla insülin salınımına neden olarak  açlık hissi oluşturmakta, bu durum da gereğinden fazla gıda alınımına neden olarak daha çocuk yaşlarda obeziteye yol açmaktadır.

Karaca,Özetle aileler , çocuklarının evden uzak olduğu zamanlarda da neler yiyip içtiklerini de titizlikle araştırmalıdır. Veli toplantılarında öğrencilerin derslerinin sorgulandığı kadar okul kantinlerinde neler satıldığı titizlikle takip edilmelidir. Öğrencilere neler verildiğinden haberdar olunmalı, okul kantinleri sağlığa zararlı yiyecek ve içeceklerden arındırılmalıdır. Okul çağındaki çocuklara doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, onların daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmelerinin temelini oluşturur.
ZEKİ DURSUN

ÇAĞIN VEBASI; ALZHEİMER!


21 Eylül Dünya Alzheimer Günü. Dünyada 30 milyona yakın Alzheimer hastası bulunuyor. 2050 yılında bu sayının 80 milyon olacağı tahmin ediliyor. Bunamanın nedeni ve çaresi bulunamazsa bu asrın sonunda gelişmiş ülkelerde hiçbir şeyi hatırlayamayan insan sayısı sağlıklı bireylerin sayısını geçmiş olacak. Hiçbir bulaşıcı hastalık insanlık adına bu denli bir tehdit oluşturmuyor. Neden günümüzde geçmişe göre çok daha fazla Alzheimer’a yakalanıyor ve bunuyoruz? Her unutkanlık Alzheimer değildir diyoruz ama neden daha fazla unutur hale geliyoruz? Liv Hospital Nöroloji Uzmanı Türker Şahiner “Küçük fedakarlıklar yaparak Alzheimer’a yakalanmadan yaşayabiliriz. Fiziksel egzersiz yapın, şekerden uzak durun, beyninizi strese girmeden çalıştırın” diyor…

Küçük fedakarlıklar yapın
Genetik olarak Alzheimer açısından şanslı olmayabiliriz ve örneğin APOE4 gen tipini taşıyorsak normal topluma göre yakalanma şansımız 10 kat fazla olabilir. Risk yaratan bunun gibi onlarca gen tanımlanmıştır ancak bu genleri pimi çekilmemiş bombalara benzetebiliriz. Pimi bizler çekiyoruz. Yaşam konforumuz uğruna bunu yapıyoruz. Oysa azıcık fedakarlık ile bu bombaları patlatmadan yani Alzheimer’a yakalanmadan yaşayabiliriz.

Beyin hasarı 40’lı yaşlarda başlıyor
Düşünme yetimize güvenerek övündüğümüz beyin kabuğumuza (korteks) çok acımasızca davranıyoruz. Bir asır öncesine göre, kendi ürettiğimiz teknoloji mahareti ile yüzlerce kat fazla radyasyona maruz kalıyoruz. Keşke radyasyon sadece tek riskimiz olsa! Ofislerde, evlerde geçirdiğimiz uzun hareketsiz saatlere yoğun iletişimin getirdiği stres ve giderek artan hareketsiz yaşam biçimi eklenince Alzheimer’ın temel nedeni olan Amiloid ve TAU proteininin beyindeki miktarını yüzlerce kat artırıyoruz. Tüm bilimsel çalışmalar beyin protein birikiminin başladığı günden en az 20 yıl kadar bir süre geçtikten sonra ilk bulguları fark ettiğimizi gösteriyor. Bir başka deyişle 60 yaşında bunama belirtileri gösteren bir kişide beyin hasarı 40’lı yaşlarda başlamıştır diyebiliriz.

Hareketsiz yaşam ve stres tetikliyor
Beyinde biriken bu proteinlerin diğer bir nedeni de depresyon, günümüzde depresif belirtileri bulunmayan bir insana rastlamak adeta mucize gibi. Yaşamdaki beklentilerin yükselmesi ve acımasız yarış içinde geri kalma korkusu sadece depresyon yaratsa belki de sevinebiliriz. Bir dönem sonra beynin korunma refleksleri ve tıbbi destekle mutluluğu tekrar yakalayabiliriz. Ama bu dönemin geride bıraktığı Amiloid ve TAU birikimini artık temizleme şansı kalmıyor. Depresif ruh hali ile beraber hareketsiz yaşam asrın en önemli sağlık problemlerinden biri olan “metabolik sendromu” birlikte getiriyor. Beyin hücrelerimiz dahil tüm hücrelerimiz insülin hormonuna karşı direnç geliştiriyoruz.

Glukozu hücreye alamıyoruz, ne yesek yağa dönüşerek vücudun yağlanmasına neden oluyor ve malum devam eden damar sertliği problemleri. Bu durum en çok beyin hücre ölümüne neden olan risklerden biri. Bugün Alzheimer’ı metabolik bir problemin sonucu gören çok sayıda bilim adamı var ve daha da ileri giderek Alzheimer hastalığını aslında TİP 3 Diyabet diyenler dahi var. Kısaca kan şekerimiz yüksek kaldıkça şeker hastası olmasak bile Alzheimer riskimiz çok fazla artıyor. Günümüz de uyku problemleri de en sık rastlanan sorunlardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Uykusuzluk esnasında beyinde protein birikimini gösteren çok sayıda hayvan deneyi var. Aslında iyi bildiğimiz bir gerçek olan beynin uyku ile dinlendirilemediği zaman çok sayıda hastalığa neden olması bugün bir başka yönüyle risk teşkil ediyor. Kronik uykusuzlukta beyin küçülmesi hızlanıyor.

Şekerden uzak durun
Bilim dünyası beyinde biriken proteinleri Amiloidi ve TAU proteinini temizleyecek teknolojiyi geliştirdi. Bilgi toplumunda yaşayan insan günlük yaşam konforunu sürdürme uğruna beyin sağlığına dikkat etmediği sürece bunları temizlemek işe yaramayacak. Kısacası fiziksel egzersiz yapın, şekerden uzak durun, beyninizi strese girmeden çalıştırın.

İŞTE KEBAP ZİYAFETİ SAİT EFENDİ RESTAURANT ANTEP MUTFAĞININ EFENDİSİ


Alışveriş merkezleri, birçok alanda olduğu gibi yemek kültürümüze de farklı açılımlar kazandırıyor. Özellikle bu mekanlarda hızla yaygınlaşan ‘fast food’ kültürü, tüm dünyanın derin saygıyla kabul ettiği geleneksel-yöresel mutfaklarımıza sahip çıkmamızı daha da önemli bir hale getiriyor.



Sait Efendi Restaurant, BVS Group tarafından, bu yaklaşımdan hareketle geliştirilmiş bir zincir restoran konsepti. Vialand, Cevahir ve Profilo alışveriş merkezlerinde yer alıyor. Türk ve Antep Mutfaklarımızın en seçkin örneklerini, modern işletmecilik, kalite yönetimi (ISO 22000) ve titiz servis anlayışıyla her gün müşterilerine sunuyor.


VAZGEÇİLMEZ LEZZETLERİN EFENDİSİ
Sait Efendi Restaurantları’nda dilerseniz ‘karışık kebap’ tabağıyla kendinize ‘kebap ziyafeti’ de çekebilirsiniz. Ya da garsonunuzdan lezzetine doyamayacağınız bir saç kavurma tabağı da isteyebilirsiniz.


Mutfakta kullanılan tüm malzemeler, özel denetim firmalarının kontrolünde seçiliyor, her yörenin yetiştirdiği usta ellerde tarifsiz lezzetlere dönüştürülüyor. Dürüm Beyti, Patlıcan Kebap, Beğendi Kebap gibi lezzetleri barındıran geniş kebap menüsü, küşleme, içli köfte, gavur dağı salatası gibi yöresel tatları, farklı damak zevklerini buluşturan salata barları, özellikle odun ateşinde pişirilen yaprak döner-iskender kebap önerileri ve geleneksel tatlıları ile yemek kültürümüzün korunması ve gelişmesi için önemli bir misyon üstlenmekten mutluluk duyuyor.

Adres: Cevahir AVM Büyükdere Caddesi No:22/618 Şişli/İstanbul
Telefon: 0212 380 18 28 – 0212 380 18 38
----------------------------
Adres: Profilo AVM Cemal Sahir Caddesi No:303 Mecidiyeköy/İstanbul
Telefon: 0212 343 44 44 – 0212 248 44 44
----------------------------
Adres: Vialand AVM 1.Kat No:34 Bağımsız Bölüm Eyüp/İstanbul
Telefon: 0212 777 49 71 – 0212 777 49 91


Yılın son tatilinin rotası: Hotel MRG


Yaz tatili sezonunun son günlerini yaşadığımız bugünlerde tatile çıkamayanlar için tatilin rotası Hotel MRG’yi gösteriyor. Çanakkale’nin Biga ilçesinde yer alan Hotel MRG, Kaz Dağları’na bir adım mesafedeki yemyeşil bahçesi, tarihsel dokusu ve büyüleyici atmosferiyle huzuru bulacağınız bir tatil olanağı sunuyor. Çanakkale sınırları içinde yer alan ve Kaz Dağları’na bir adım mesafedeki yemyeşil bahçesi, tarihsel dokusu ve büyüleyici atmosferiyle Hotel MRG, sizi yılın son yaz tatilini yapmaya davet ediyor.


Üç kuşağın bir arada büyüdüğü, renove edilmiş bu tarihi ahşap konak, içindeki tüm eşyalarla beraber, konuklarını tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Toplantı ve eğitim merkezi olarak da kullanılabilen Hotel MRG, konuklarının ortamın bir parçası olabilmelerini sağlıyor. Üç ana bloktan oluşan MRG’nin içinde Akdeniz mutfağı ağırlıklı bir menü sunan Refet Restaurant, lezzeti damağınızda kalacak tatlar sunuyor. Konağın yanındaki R binanın altında hizmet veren Gönenç Bar ise, müzikleri ve dekoruyla konuklarına unutulmaz anlar yaşatıyor. Ayrıca, otelin avlusunun içerisinde, Kaz Dağları’nın havasını soluma imkanı veren yemyeşil bir bahçe de bulunuyor.


Kahvaltı adresinin olmazsa olmazlarından olan Hotel MRG, kahvaltı menüsüne kendi bahçelerinin gülleriyle yapılan gül reçelini eklemekle kalmayarak, özel yapım olan keçi peynirlerini de misafirlerine sunuyor. Siz de hayır diyemeyeceğiniz bu ayrıcalıklı dünyayla tanışmak ve doğayla iç içe olmak istiyorsanız, ilk tercihiniz Hotel MRG olacak.

Yılın son yaz tatili için doğru tercih: Hotel MRG
Çanakkale’nin, İstanbul-Bursa-Çanakkale turizm ekseninde yer alan, doğal ve tarihi güzellikleriyle bilinen ilçesi Biga’da yer alan Hotel MRG, şehrin gürültüsünden ve kargaşasından uzakta, denize yakın, huzurlu vakit geçirme olanağı sunuyor. İstanbul, Trakya ve Bursa’ya 3 saat, İzmir’e 4 saat uzaklığıyla her türlü yöresel, ulusal ve uluslararası toplantı, seminer ve konferans için uygun bir konaklama yeri olan MRG,  tarihsel dokusu ve sonbaharın büyüleyici atmosferiyle size tam anlamıyla nefes aldırıyor.

AVRUPA’NIN EĞLENCE DEVİ MERLIN ARTIK TÜRKİYE’DE





AVRUPA’NIN EN BÜYÜK EĞLENCE FİRMASI MERLIN ENTERTAINMENTS
TÜRKİYE PAZARINA TÜRKİYE’NİN İLK DEV AKVARYUMU TURKUAZOO’YU SATIN ALARAK GİRDİ

Avrupa’nın en büyük eğlence firması Merlin Entertainments (Merlin) 2009 yılında Bayrampaşa’daki Forum İstanbul AVM’de faaliyete geçen Türkiye’nin ilk dev akvaryumu Turkuazoo’yu Hollanda merkezli Global Aquariums firmasından satın aldı. Madame Tussauds balmumu müzesi, Legoland, London Eye, Dungeons ve tüm dünyada 45 farklı akvaryumu bulanan ve yılda 14 milyon rekor ziyaretçi sayısı ile dünyanın en büyük akvaryum markası Sea Life’ın da sahibi olan Merlin, Turkuazoo’yu da satın alarak Türkiye pazarına hızlı bir giriş yaptı.

Merlin’in Avrupa’nın en canlı ve kalabalık şehri İstanbul’daki ilk yatırımı olan Turkuazoo Akvaryum aynı zamanda Merlin’in İstanbul’u yakından tanıyarak bünyesinde bulundurduğu diğer markalarıyla yapacağı yatırımları değerlendirmesi için önemli bir katalizör görevini görüyor. Merlin, Turkuazoo’nun doğru lokasyonda ve iyi bir büyüme grafiğine sahip kaliteli bir eğlence merkezi olduğunu belirterek Turkuazoo’ya yeni yatırımlar yaparak iş hacminin geliştirilmesi, her yaştan ziyaretçiye ulaşarak dünya çapında bir akvaryum olduğunu bir kez daha gözler önüne sermeyi hedefliyor. Merlin Türkiye pazarında başta Turkuazoo ile birlikte olmak üzere küresel stratejisinin kalbi olan “bilgilendirme” ve “eğlenceli öğrenme (fun learning)” konularına yoğunlaşmayı planlıyor.

Global Aquariums CEO’su Mark Taylor Türkiye’de ve dünyada çeşitli başarılara imza atmış Turkuazoo Akvaryum’un dünya devi Merlin’e satışını değerlendirdi. Taylor “2009 yılında Turkuazoo’nun açılışından bu güne kadar kat ettiğimiz yolda ulaştığımız üstün başarılardan gurur duyuyoruz. Sektöründe dünya devi olan Merlin’in Turkuazoo’yu satın almasının İstanbul’un eğlence sektöründeki gelişimi için önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Merlin, Turkuazoo’nun sürmekte olan gelişimi ve başarılarına kendi tecrübelerini de aktaracak. Global Aquariums dünyada yeni projelerle  çalışmalarına devam edecek.”

Merlin Entertainments direktörü Glenn Earlam Turkuazoo Akvaryum’u Merlin bünyesine dahil etmekten çok mutlu olduklarını belirterek “İstanbul hızla büyüyen turistik bir şehir ve önemli bir yerel pazar. Merlin olarak amacımız böylesine önemli bir şehirde Turkuazoo Akvaryum’un kusursuz Türk yönetim ekibiyle Merlin’in sihirini harmanlayarak Turkuazoo’nun dünya çapında bir akvaryum ve İstanbul’un mutlaka görülmesi gereken bir turistik destinasyonu olduğunu vurgulamak.” dedi.

REZERVASYON DEFTERİ İLE REZERVASYON ALMA RAHATLIĞI



Rezervasyon Defteri; restoran ve mekânların, otellerin ve rezervasyon ile çalışan tüm işletmelerin en sağlıklı şekilde rezervasyonlarını kayıt altına almalarının ve takibini yapmalarının rahatlığını yaşatıyor.Her sayfada bir gün, özel günler ve Cumartesi, Pazar günleri için 2’şer sayfalı özel rezervasyon tasarımlı, iki renkli kurdele ayraçlı Rezervasyon Defteri, rezervasyon alma ve takip etme işini bir konfora dönüştürüyor.

Zamansız bir defter olma özelliği ile zaman yönetiminin kullanıcısı tarafından belirlendiği bu özel deftere istenen tarihte başlanıp yine bir sene boyunca aralıksız kullanabiliyor ya da sezon aralarında kullanılmadığında tarih kaybı olmuyor.

Yalın çizgileri, uygun sayfa düzeni ile sağlıklı rezervasyon kayıt ve takip olanağı sağlayan tasarıma sahip Rezervasyon Defteri; klasik, siyah ve kırmızı renkli özel cilt bezli ve altın yaldız baskılı şık kapağı ile de dikkat çekiyor.

17x33 cm boyutlarında, 508 sayfa, 1. hamur kağıda 2 renk baskılı, özel ayraç-kalemlik bölümlü olan Rezervasyon Defteri,  kırtasiyeciler ve seçkin kitapçılarda satışa sunuldu.
Detaylı bilgi için : www.kackisilik.com
Ürün perakende satış fiyatı: 45,00 TL

Yeni Nesil Meyhane Keyfine Bekleriz!



Avlu Meyhane’de, Haftanın altı günü canlı müzik ve nefis lezzetler
Son zamanlarda popülerliği artan ‘modern meyhane’ ekolünün en eğlenceli ve şık temsilcisi Avlu Meyhane, yeniden dekore edilerek "Sarı Siyah Avlu Meyhane" adıyla lezzeti ve eğlenceyi doruklara çıkarıyor. Eski tarz meyhane ruhu, yepyeni bir konseptte ve modern bir atmosferde yeniden canlanıyor. Doyumsuz lezzetler ve canlı müzik keyfi ile misafirlerini ağırlayan Avlu Meyhane, yeniden dekore edilerek konuklarını ağırlamaya başladı. Türk meyhane kültürünü, zengin Türk müziği ile birleştirerek fasıl geceleri düzenleyen Avlu’nun solisti, aynı zamanda mekânın işletmeciliğini yürüten Atacan Yücel… Türk musikisinin dillerden düşmeyen şarkılarından oluşturulmuş zevkli bir repertuar ile misafirlere unutulmaz geceler yaşatan Atacan Yücel, kulakların pasını silen yorumuyla birlikte nefis mezelere ve enfes yemeklere imza atıyor.

Çırağan Palace Hotel Kempinski İstanbul, BW Plus The President Hotel, The Plaza Hotel’in aralarında bulunduğu otellerde ve Türkiyenin en büyük sosyal derneği olan Büyük Külüp Derneği’nde uzun yıllar yöneticilik deneyimi bulunan Atacan Yücel, tüm lezzetleri özgün bir tarzda ve şık sunumlar eşliğinde, Türk mutfağı esintileri ile sentezleyerek konuklarına tam bir lezzet şöleni yaşatıyor. Şık bir konseptte özel lezzetler ve muhteşem müzikler eşliğinde, işinin ehli servis personeli ile Avlu Meyhane gerçek meyhane kültürünü yaşamak isteyenlere başarılı bir alternatif… Avlu Meyhane, ERC gurubunun bir işletmesidir.

Haftanın altı günü canlı müzik ve nefis lezzetler
Beyoğlu’nun can alıcı noktasındaki Avlu Meyhane’de özenle hazırlanan soğuk mezeleri birbirinden lezzetli ara sıcaklar takip ediyor. Şef Aykut Usta’nın maharetli elleriyle hazırladığı ana yemeklerle devam eden lezzet şöleni, enfes tatlılarla son buluyor. Hafta sonlarında sadece set mönülerle hizmet veren Avlu Meyhane’de hafta içinde alakart mönüden seçim yapabiliyorsunuz.

Rezervasyon ve bilgi için;
Avlu Meyhane: 0 212 244 97 25 veya 0 536 509 17 01
Yeniçarşı Cad. No: 32 Beyoğlu – İstanbul



34. İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması başlıyor


Türkiye’nin en eski kısa film etkinliği olan İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması’na katılımlar başlıyor. Son başvuru tarihi 31 Aralık 2013 olan yarışmaya tüm sinemaseverler kısa filmleriyle başvurabilir.İFSAK – İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin en eski kısa film etkinliği olan “İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması”na başvurular başlıyor. Sinemaseverler, sayı ve konu sınırlaması olmadan kısa filmleri ile 31 Aralık 2013 tarihine kadar yarışmanın Kurmaca, Deneysel veya Belgesel kategorilerine katılabilir.

İlki 1978 yılında düzenlenen “İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması” başladığı günden bu yana ulusal düzeyde düzenlenmekte ve ülkemizdeki birçok kısa film etkinliğine örnek teşkil etmektedir.

Etkinlik, çoğu dünya çapında önemli eserler vermiş değerli sinemacıların ilk eserlerine gösterim olanağı sunmakla birlikte, o yıllardan bugüne arşivlenen filmler sayesinde ülkemizin en kapsamlı kısa film arşivinin oluşmasına da katkı sağlamaktadır.

İFSAK gelecek dönemlerde de, aynı düşüncelerle ülkemizdeki sinema eseri sahiplerinin üretimlerini artırmak, bir sanat olarak sinemacılığın gelişmesine ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmak, yeni fikirlere öncü olabilmek amacıyla her yıl “İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması”nı düzenleme kararlılık ve inancıyla çalışmalarını sürdürecektir.

Tek seçici Erden Kıral
Bu yıl ön elemeyi geçen filmler arasından ödüle layık bulunanlar, Türk Sineması’nın önde gelen yönetmenleri arasında yer alan Erden Kıral tarafından seçilecek. 35 yıldan beri Türk sinemasına eserler kazandırmaya devam eden Erden Kıral, “Bereketli Topraklar Üzerinde”, “Hakkari’de Bir Mevsim”, “Mavi Sürgün” ve “Yük” gibi ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödül kazanmış filmlere imza attı.

Kurmaca, Deneysel ve Belgesel kategorilerinde birinci gelen filmlerin yönetmenleri 500 TL değerindeki İFSAK Seminerleri ile ödüllendirilecektir. Yarışmanın başvuru detaylarını öğrenmek ve başvuru formunu edinmek için www.ifsak.org.tr/tr/kisa-film-yarismalari adresini ziyaret edebilirsiniz.

İFSAK (İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği)
Ülkemizde fotoğraf ve sinema sanatının öğrenilmesini, yaygınlaşmasını ve gelişmesini sağlamak; fotoğraf ve sinema alanında çalışanlar arasında yakınlaşma ve dayanışma oluşturmak, kişiliklerin ve becerilerin geliştirilebileceği kültür ve sanat ortamını hazırlamak; Türk kültür ve sanatını yurt dışında tanıtmaya çalışmak; diğer ülkelerdeki kültür ve sanat çalışmalarının yurt içinde tanınmasını, izlenmesini sağlamak; toplumsal konularda duyarlı davranarak fotoğraf ve sinema projeleri yapmak temel amaçlarını taşıyan ve kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşudur.

İFSAK kurulduğu günden beri Türkiye’de fotoğraf ve sinemanın yaygınlaşması, fotoğraf ve sinema üretiminin artması, yeni fotoğraf ve sinema sanatçılarının yetişmesi, fotoğraf ve sinemanın gereken saygınlığı kazanması için çaba göstermektedir. Fotoğraf ve sinema sanatına ilgi duyan, belirli bir temeli olmayan ya da bilgisini ilerletmek isteyenler için verdiği seminerler ve atölye çalışmaları en önemli eğitim amaçlı etkinlikleri arasında yer almaktadır. Bu seminerlerde, konularında uzmanlaşmış eğitmenler tarafından yılda yaklaşık 700 kişi ders almaktadır. İFSAK sergi salonu yerli ve yabancı fotoğraf sanatçılarının sergilerine ev sahipliği yapmakta, her ay düzenli olarak fotoğraf ve sinema amatörlerinin yanı sıra, kültür - sanat dünyasından tanınmış isimlerin katıldığı söyleşiler, seminerler, fotoğraf gösterileri, fotoğraf yarışmaları düzenlemektedir.

www.ifsak.org.tr


Mövenpick Hotels & Resorts’dan 40. yılına özel lezzet festivali...



Mövenpick Hotels & Resorts hayata mükemmel lezzetler katmanın 40. yılını kutluyor.Yaklaşık 23 ülkede 78 oteli bulunan, ilk oteli 1973 yılında Zürih'te misafirleriyle buluşan İsviçre kökenli otel grubu Mövenpick Hotels & Resorts, 40. yıl dönümünü kutlamak üzere özel bir menü hazırladı.

Avrupa'daki tüm Mövenpick otellerinin yanı sıra 1-13 Ekim 2013 tarihleri arasında Mövenpick Hotel Istanbul, Mövenpick Hotel Izmir ve Mövenpick Hotel Ankara’da gerçekleştirilecek lezzet festivalinde konuklar, 40 yıl öncesine ait en popüler ve klasik lezzetleri cazip fiyatlarla tatma imkanı bulacaklar.

Mövenpick Hotels & Resorts'un seçkin mutfak tarihinin en beğenilen örneklerinin sunulduğu 40. yıl menüsündeki favoriler arasında Maori usulü tavuk, Florida salatası, "Danieli" karides, füme somon ve biftek tartar, mantar soslu dilimlenmiş dana, "Riz Casimir" ve elmalı turta gibi unutulmaz tatlar yer alıyor.

Mövenpick'in 40 yıllık gastronomi tecrübesinden derlenen, geçmişin en popüler lezzetlerini denemek için 0212 319 29 29'dan Mövenpick Hotel Istanbul'u, 0232 488 14 14'den Mövenpick Hotel Izmir'i ve 0312 258 58 58'den Mövenpick Hotel Ankara'yı arayabilirsiniz. www.moevenpick-hotels.com

ETIHAD HAVAYOLLARI’NDAN UZAK DOĞU VE AVUSTRALYA’YA ERKEN REZERVASYON FIRSATLARI


Etihad Havayolları konukları erken rezervasyonla Kasım ve Aralık aylarında Uzak Doğu ve Avustralya’ya gidiş dönüş 383 Euro’dan başlayan fiyatlarla seyahat edebiliyor.Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ulusal havayolu şirketi Etihad Havayolları, erken rezervasyonla Kasım ve Aralık aylarında Uzak Doğu ve Avustralya’nın popüler şehirlerine çok özel fiyatlarla uçma fırsatı sunuyor. Kampanya kapsamında biletlerini 5 Ekim 2013 tarihine kadar alan Etihad Havayolları konukları,  1 Kasım – 15 Aralık 2013 tarihleri arasında İstanbul’dan Abu Dabi aktarlmalı olarak Johannesburg ve Seul’e 383, Manlia’ya 410, Cakarta’ya 425, Narita 510, Sydney ve Brisbane’e 560 ve Melbourne’e 590 Euro’dan başlayan fiyatlarla uçacak.

Etihad Havayolları uçuşları için rezervasyon ve satış işlemleri tüm seyahat acentalarından,  www.etihad.com adresindeki web sitesi üzerinden ya da şirketin İstanbul ofisi (0212 326 86 26 - isttkt@etihad.ae) aracılığıyla yapılabiliyor. Öte yandan Etihad Havayolları konukları için BAE vizesi almayı kolaylaştıran TT Services’e 0216 349 55 90 – 0216 444 00 84 numaralı telefonlardan ve ttsuaevisas.com adresinden ulaşılabiliyor.

Getty Araştırma Enstitüsü’nün projeleri




İstanbul Modern’de “Müzeler Konuşuyor: Konuğumuz Amerika” dizisi sürüyor
İstanbul Modern’in ABD’den önemli müze profesyonellerini İstanbul izleyicisiyle düzenli olarak buluşturduğu Müzeler Konuşuyor: Konuğumuz Amerika dizisi devam ediyor. Çağdaş müzeciliğin ve geniş anlamda müze deneyiminin ayrıntılı biçimde ele alındığı bir iletişim platformu olan Müzeler Konuşuyor: Konuğumuz Amerika’da ABD’nin önde gelen müzelerinin direktör, küratör ve departman yöneticileri bilgi ve deneyimlerini paylaşıyor.

Müzeler Konuşuyor: Konuğumuz Amerika kapsamında bu ay, Getty Araştırma Enstitüsü Direktörü Prof. Thomas W. Gaehtgens 2 Ekim Çarşamba günü saat 19.00’da “Getty Araştırma Enstitüsü’nün Araştırma Projeleri ve Kaynaklarına Küresel Bağlılığı” başlıklı bir konuşma yapacak. Thomas W. Gaehtgens konuşmasında; enstitünün koleksiyonları, koruma projeleri, akademik girişimleri, sergileri ve yayınlarının küresel yönelimini ve aralarındaki bağlantıları, 20. yüzyılın en etkili küratörlerinden Harald Szeemann’ın koleksiyonunun yakın zamandaki alınışı üzerinden anlatacak.

Sanat tarihi araştırmaları ve bilim alanında küresel bir yaklaşıma kendini adamış olan Getty Araştırma Enstitüsü; bu misyonu yansıtan tüm departmanları, programları ve girişimleriyle sanat tarihindeki “küresel dönüş”ü desteklemek ve geliştirmek için işbirliği içinde çalışmaktadır. Getty Araştırma Enstitüsü’nün satın alma politikaları, Batılı ve Batı dışı sanat gelenekleri arasında bağlantılar kurmayı hedefl erken; bu koleksiyonlar da karşılığında, tüm dünyadan sanat tarihçilerinin konuk araştırmacı olarak çalışmalarını yürüttükleri akademisyen programı gibi girişimleri desteklemektedir. Bu akademik etkinlikler; sergiler, yayınlar ve diğer araştırma projelerine dönüşerek, yerelleşmiş kaynakları daha geniş kitlelere açmaktadır.

QATAR AIRWAYS, ÇİN’ DEKİ ALTINCI NOKTASINA UÇUŞLARA BAŞLIYOR



Qatar Airways, Çin’deki altıncı noktası olan Chengdu’ya programlı uçuşların başlaması ile Çin’deki operasyonlarını arttırıyor.Qatar Devletinin başkenti Doha’daki merkezinden aktarmasız gerçekleşen QR884 sayılı uçuş Chengdu Shuangliu Uluslararası Hava Limanına vardığında, tüm yolcular ve çalışan ekip hava limanı görevlileri tarafından sıcak bir selamlama ile karşılandı.  Qatar Airways’ in Çin’deki diğer beş varış noktasının (Pekin, Şangay, Guangzhou, Hong Kong ve Chongqing) arasına katılan Chengdu varış noktasına haftada üç defa uçuşlar yapılarak, Çin’e yapılan haftalık uçuşların sayısı 41’ e ulaştı.

Qatar Airways’in Chengdu’da büyük bir potansiyel gördüğünü belirten Qatar Airways CEO’su Akbar Al Baker “Bu yeni varış noktası Batı Çin’deki ekonomik gelişme dalgasında önemli bir rol oynayacak. Dünya genelinde “Fortune 500” şirketlerinin neredeyse yarısının bu kentte ofis açması bir tesadüf değil. Chengdu, Çin’in en hızlı büyüyen havacılık merkezi olmayı amaçlıyor.” dedi.

Qatar Airways’ in Çin’deki yeni varış noktasını duyurmaktan dolayı mutluluk duyduğunu belirten Akbar Al Baker sözlerini şöyle sürdürdü: “Chengdu uçuşlarının başlaması ülkenin bir sonraki önemli ekonomi ve ulaşım merkezi olacak bu kentteki canlılık ve gelişme taahhüdümüzü gösteriyor.  2011 yılında, Batı Çin ile Orta Doğu arasındaki aktarmasız ilk rota olan Chongqing’in açılışını mutlulukla duyurduğumuzu hatırlıyoruz. Büyümekte olan bu bölgeye yeni bir katkıda bulunma fırsatını elde ettiğimiz için son derece gururluyuz.”

Chengdu, Qatar Airways’ in küresel ağındaki 130.uncu varış noktası oldu. Bu kente yapılan uçuşların başlaması ile hava yolu şirketinin Asya uçuşlarının oranı %15’in üzerine çıktı.

Chengdu rotasında faaliyet gösteren Airbus A330 modeli uçaklarda 248 koltuk Ekonomi sınıfı ve 36 koltuk Business Class olmak üzere iki yolcu sınıfı bulunuyor. Uçaklarda ayrıca koltukların arkalarında bulunan TV ekranları ile her iki sınıfta seyahat eden tüm yolculara yeni nesil interaktif eğlence sistemi ile 900’den fazla ses ve video dosyası seçeneği sunuluyor.


Chengdu – Doha arasındaki uçuş programı şu şekildedir:

DOHA – CHENGDU: Haftada 3 uçuş, 3 Eylül 2013’den itibaren
Salı, Perşembe ve Cumartesi
QR884   Kalkış: Doha Saat: 02:00                   Varış: Chengdu Saat: 14:30
                                                                                               
CHENGDU– DOHA: Haftada 3 uçuş, 3 Eylül 2013’den itibaren
Çarşamba, Cuma ve Pazar
QR885   Kalkış: Chengdu Saat: 01:00               Varış: Doha Saat: 03:50