7 Nisan 2014 Pazartesi

Deniz Filmleri Festivali ilk defa Bodrum’da düzenlenecek

Denizlerin büyülü ve heyecan dolu dünyası beyaz perdeye taşınıyor

Deniz Filmleri Festivali, 18 - 20 Nisan 2014 tarihleri arasında Bodrum'da düzenlenecek. Denize, denizciliğe, doğaya ve ilişkili her sosyal sorumluluk projesine destek veren Milta Bodrum Marina ana sponsorluğunda ve Bodrum Deniz Ticaret Odası organizasyonu ile düzenlenecek olan festival filmleri Oasis Cinemarin Sinemaları’nda seyircileriyle buluşacak.

Denizlerin büyülü ve heyecan dolu dünyasını beyaz perdeye taşıyan festivalde birbirinden ilginç 11 film ve belgesel gösterimi yapılacak. Festivaldeki film gösterimleri ücretsiz olacak.

Mineral Event tarafından Türkiye’de ilk defa düzenlenecek olan Deniz Filmleri Festivali, 18 – 20 Nisan 2014 tarihlerinde denizin büyülü ve heyecan dolu dünyasına gönül verenler için Oasis Cinemarin Bodrum'da perdelerini açacak.

Dünya festivallerinden filmler
Bir Doğan Holding kuruluşu olan Milta Bodrum Marina ana sponsorluğunda ve Bodrum Deniz Ticaret Odası organizasyonu ile hayata geçen Bodrum Deniz Filmleri Festivali, dünyanın farklı festivallerinde gösterime giren ve büyük beğeni kazanan ya da ödüle layık görülen filmler arasından seçilen filmlerden oluşuyor.

Denizin macera dolu yüzü
Deniz Filmleri Festivali Direktörü Murat Yılmaz, izleyicileri gündelik hayatın streslerinden kurtarıp uzaklara, engin maviliklere götürecek bir festival programı yaratmayı amaçladıklarını belirterek, “Hayatın bir parçası olan ve her gün yanında yaşadığımız denizin altı ve üstündeki eşsiz yaşamı daha da yakından görmek isteyen macera ve deniz tutkunlarını heyecanlandıracak bir festival programı hazırladık.” dedi.

Deniz Filmleri Festivali bu anlayışla, dünyada dikkat çekmiş, bol ödül kazanmış filmlerden oluşan bir seçkiyi izleyicilerle ücretsiz olarak buluşturuyor. Festival kapsamında deniz kültürü, keşif, deniz ve macera sporları, deniz ve insan konulu filmler ve çarpıcı belgeseller bulunuyor.
Pasifik Okyanusu’nda ahşap salda 101 gün

Festivalin en dikkat çekici filmlerinden biri olan “Kon-tiki”, Thor Heyerdahl ve beş arkadaşının 1947'de Güney Amerika'nın batı kıyılarından Tahiti'nin doğusundaki adalara yaptıkları yolculuğu anlatıyor. Film yüksek yapım kalitesi ve güçlü hikayesi ile dikkat çekiyor.

Robert Redford’tan muhteşem oyunculuk
Ünlü aktör Robert Redford’un güçlü oyunculuğu ile taçlanan film, yelkenlisi ile açık denizde yol alan bir adamın hayatta kalmak için verdiği savaşı anlatıyor.

Shackleton deniz ve maceraseverler için Bodrum’da
“Shackleton’un Kaptanı” 1914 yılında güney kutbuna yapılan keşif ekspedisyonunu gemi kaptanının gözünden anlatıyor.

Hulda’nın macerası
Ünlü heykeltraş İlhan Koman’ın çalışma alanı, evi ve yarattığı inanılmaz heykellere sergi alanı olan Hulda teknesinin İsveç’ten Türkiye’ye 1 yıl süren deniz yolculuğunun hikayesini anlatan belgesel izleyicileri sanat ve bilim dünyasına bir yolculuğa çıkarıyor.


Son Süngerci : Aksona Mehmet
Türkiye’nin yaşayan belki de son sünger avcısının geçmişe dönüş hikayesini anlatan belgesel Türk ve Yunanlı süngercilerin Ege Denizi’nin derinliklerinde yaptıkları dalışları ve süngercilik mesleğinin detaylarını anlatıyor.
Festivalin diğer dikkat çekici filmleri ise “Keşif ve macera” odaklı. “Denizi aşmak”, Tierra Del Fuego” ve “Ve Sonra Yüzmeye Başladık” belgeselleri. Dünya denizlerinin değişik bölgelerinde yaptıkları deniz kanosu yolculukları ile insanın sınırlarını ve hayal gücünü yeniden keşfetmeye zorlayan bu belgeseller dünyamızın küçülmesine de katkı sağlıyor.




KON-TİKİ
Orjinal Ad : Kon-tiki
Yönetmen : Joachim Rønning & Espen Sandberg
Yıl : 2012
Ülke : Norveç
Dakika : 120 dk.
Dil : Norveççe; İngilizce
Alt Yazı : Türkçe

Norveçli genç maceracı ve bilim adamı Thor Heyerdahl eski çağlarda Güney Amerika'da yaşayan insanların, okyanusu salla geçerek Polinezya'da koloniler kurmuş olabileceğini düşünmektedir. Bu düşüncesini kanıtlamak üzere efsanevi İnka tanrısının adı olan Kon-Tiki adını verdiği bir sal inşa edecek ve beş tecrübesiz arkadaşı ile yola çıkarak 4300 mil yol katederek Tahiti’nin güney kıyılarına ulaşmaya çalışacaktır. Ekip hem bu inanılması güç bir deniz yolculuğuna çıkmakta hem de yolda çeşitli güçlüklerle karşılaşacaktır.

Film, “Yabancı Dilde En İyi Film Oscar´ı” ve “Golden Globe” adayları gösterilmişti.

SONA DOĞRU
Orjinal Ad : All is Lost
Yönetmen : J.C. Chandor
Yıl : 2013
Ülke : ABD
Dakika : 106 dk.
Dil : İngilizce
Alt Yazı : Türkçe

Hint Okyanusu'nda tek başına seyreden bir denizci, teknesinin bir gemi konteynırına çarpması üzerine bilincini kaybeder. Uyandığında bilinci yerinde değildir ve kazayı yavaş yavaş hatırlamaya başlar. Telsiz, radyo ve navigasyon ekipmanını kaybetmiştir ve vahşi bir fırtınanın tam ortasında kalmıştır.

Ünlü oyuncu Robert Redford güçlü oyunculuğu ile taçlanan film bir denizcinin karşılaştığı zorlukları azimle aşmasını konu alıyor.

SHACKLETON’IN KAPTANI
Orjinal Ad : Höllentrip Antarktis – Shackletons Retter
Yönetmen : Leanne Pooley
Yıl : 2013
Ülke : Yeni Zelanda
Dakika : 85 dk.
Dil : İngilizce
Alt Yazı : Türkçe

Film, 1914-1916 yıllarında ünlü kâşif Ernest Shackleton'un, Antarktika'yı geçişini anlatıyor.
Yirmi dokuz kişilik tayfa ve ekiple ve bir gemiyle yola çıkan Ernest, kararlı bir kaşiftir. Amacı Antarktika'yı ilk geçen ekip olmaktır. Ancak hava koşulları geçişi zorlaştırır ve gemileri buza saplanır.

TABARLY
Orjinal Ad : Tabarly
Yönetmen : Pierre Marcel
Yıl : 2008
Ülke : Fransa
Dakika : 91 dk.
Dil : Fransızca
Alt Yazı : Türkçe

Bir adam, bir tekne ve deniz arasındaki mükemmel uyum! Profesör lakaplı efsane Fransız denizci Eric Tabarly'nin denizler üzerinde geçen 35 yıllık sıra dışı kariyerini anlatan bir film.

SON SÜNGERCİ
Orjinal Ad : Son Süngerci
Yönetmen : Savaş Karakaş & Sibel Göloğlu
Yıl : 2011
Ülke : Türkiye
Dakika : 49 dk.
Dil : Türkçe
Alt Yazı : İngilizce

Hikayemiz; Türkiye’nin yaşayan belki de son sünger avcısının geçmişe dönüş hikayesidir. Türk ve Yunanlı süngercilerin Ege’nin derinliklerinde yazılmış destanını, 60’lı yaşlarına meydan okuyup, denizden ve hayattan kopmayan ‘Aksona Mehmet’ dillendirmektedir.Eski kurt kah Bodrum açıklarında, kah Kalimnos kıyılarında hatıralarındaki sünger bangolarını ziyarete gidiyor. Yine dalıp, sünger çıkarıyor; eski süngercilik hikayeleri, vurgun acıları, kaybettiği arkadaşları, eski av anıları canlanıyor. İkinci baharında, denize ve günümüzün denizcilerine eski kurtların anılarını, kaybolmak üzere olan sünger kültürünü fısıldıyor. Hep hatırlansın, unutulmasın diye…

KUTUPLARDAKİ DERİN DENİZ
Orjinal Ad : Deepsea Under The Pole
Yönetmen : Thierry Robert
Yıl : 2011
Ülke : Fransa
Dakika : 52 dk.
Dil : İngilizce
Alt Yazı : Türkçe

Buzun altındaki muazzam sessiz evreni keşfetmek için Kuzey Kutbunun buz gibi sularına dalmak. Bu sıra dışı keşif ekibi, hedefine ulaşmak için iki ay buz kütleleri üzerinde yürüyüş yaptı. Hedefine vardığında ise nihai dalışı yaptı - Kuzey Kutbunda buzun altında tüple dalış!
Araştırmacı bir grup Kuzey Kutbuna, Kanada'nın kuzeyine, uzaklara Ellesmere Adasının kıyılarına götürecek bir sefer düzenlemeye karar verir. Kuş uçuşu 800 km yol, kayakla çekilecek her biri 140 kiloluk yük, buz yok olmadan buzaltı  dalışı ve su altını filme almak. 110 günlük dalış, inceleme, yürüyüş…
Kutup buzullarının altında yaşadıkları bu deneyim onları derinden etkileyecektir.


TIERRA DEL FUEGO
Orjinal Ad : Tierra del Fuego
Yönetmen : Justine Curvengen
Yıl : 2013
Ülke : İngiltere
Dakika : 51 dk.
Dil : İngilizce
Alt Yazı : Türkçe

İngiliz bir çift, dünyanın en ücra ve rüzgarlı adası olan Tierra del Fuego’da 1000 millik bir rotada su kayağı yapan ilk insanlar olmak için yola çıkıyor.
Yola çıktıkları an bir çok zorlukla karşılaşıyorlar. Ulaşım problemleri ve gecikmeleri, Kayaklarından birinin çalınması, şiddetli rüzgarlar, ürkütücü dalgalar, buzullar ve en zorlusu Tendonitler. Yani aşırı zorlanma sonucu el ve ayak bileklerinde oluşan iltihaplanmalar. İkili tüm bu zorluklarla mücadele ederken kendilerine eşlik eden Deniz arslanları, balinalar ve albatros kuşlarıyla moral bularak adrenalin ve huzur dolu rotalarını tamamlayabilmek için ellerinden geleni yapıyor.

VE SONRA YÜZMEYE BAŞLADIK
Orjinal Ad : And Then We Swam
Yönetmen : Ben Finney
Yıl : 2013
Ülke : İngiltere
Dakika : 38 dk.
Dil : İngilizce
Alt Yazı : Türkçe

2010’un Mayıs ayında, iki arkadaş Hint Okyanusunu geçmek için yola çıktılar. Hiç kürek çekme deneyimleri olmamasına rağmen, düzenlenen bir yarışmaya katıldılar.
Kaygılı ama azimli bir şekilde Avustralya kıyılarından yola çıktılar. Maceralarla dolu 3500 millik bir rotayı 116 günde katettiler. Hedefleri olan Mauritus’a ulaşmak için 5 mil mesafeleri kalmıştı. İşte her şey tam da o zaman oldu. 1 günlük yolları kalan iki okyanus maceracısı için her şey bir anda ters gitmeye başladı...


DENİZİ AŞMAK

Orjinal Ad : Crosssing the ditch
Yönetmen : Justin Jones
Yıl : 2009
Ülke : Avustralya
Dakika : 54 dk.
Dil : İngilizce
Alt Yazı : Türkçe

Bu film, James Castrission ve Justin Jones adlarındaki iki Avustralyalı’nın, Tazmanya Denizi’ni aşmalarının hikayesidir. Küçük kanolarının içinde on metreye varan dalgalarla boğuştular, şiddetli fırtınalar, köpekbalığı saldırıları ve akıntılar atlattılar. 62 günün sonunda; 3318 km yaparak ve 1.7 milyon defa kürek sallayarak Yeni Zelanda’ya ulaştılar. Böylece tarihteki yerlerini de almış oldular.

ANTİK ÇAĞ DENİZCİLERİ
Orjinal Ad : Ancient mariners
Yapımcı : Claude Duthuit
Yıl : 1981
Ülke : ABD
Dakika : 59 dk.
Dil : İngilizce
Alt Yazı : Türkçe

Belgesel, Doğu Akdeniz’in derinliklerindeki üç ayrı batıkta kazı sürütendenizaltı arkeologlarının çalışmalarını anlatıyor. Bu üç batık M.Ö 300’den 1025 yıllarına tarihleniyor. Batıklar hem o yıllardaki gemi inşa yöntemleri hakkında hem de o yıllardaki sosyal, ekonomik ve politik koşullar hakkında bilgi veriyor.

HULDA FESTİVALİ
Orjinal Ad :  Hulda’s festival
Yönetmen :
Yıl :
Ülke : İsveç
Dakika : 50 dk.
Dil : İngilizce
Alt Yazı : Türkçe

İlhan Koman’ın en büyük hayali, 100 yıllık teknesini İsveç’den Türkiye’ye getirmekti. 1 yılı aşkın sürecek bu maceraya katılacak mürettebatı ise asla bulamadı.Ünlü sanatçının anısına, ailesi ve arkadaşları Hulda ile bir yolcuğa çıktılar. Bu tekne kendisinin çalışma alanı, evi ve yarattığı inanılmaz heykellere sergi alanıydı ki yarattığı her heykel ayrı bir fenomendi. Hulda’nın Festivali isimli bu belgesel sizi, sanat, bilim ve denize götürürken Ilhan Koman’ın hayaline yerine getiren insanları da size tanıtacak.






















9 Nisan’da Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü’nde

Osmanlı Cephesinde Yeni Bir Şey Var: Cihan Harbi’ne Yeniden Bakmak (1914-1918) Uluslararası Konferansı I. Dünya Savaşı’nın yüzüncü yılı dolayısıyla, Tarih Vakfı ve Orient-Institut İstanbul tarafından düzenlenen uluslararası konferans, 8 – 12 Nisan 2014 tarihleri arasında gerçekleşecek.20. yüzyılı başlatan ve yapan ilk olay olan Cihan Harbi’nin 100. yılında, konuya dair bilginin dayanaklarını gözden geçirmeyi ve son 30 yılda gelişen yeni askeri tarih anlayışıyla da bağlantılı olarak, Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı tecrübesine dair yeni araştırmaları bir araya getirmeyi amaçlayan konferansta, 20 oturumda 70’i aşkın bildiri sunulacak.

Benjamin Fortna, Christina Koulouri, Elisabeth Thompson, Engin Akarlı, Eyal Ginio, Fikret Adanır, Fuat Dündar, Hamit Bozarslan, Hans-Lukas Kieser, Heghnar Watenpaugh, Holly Shissler, Margaret Anderson, Mete Tunçay, Mustafa Aksakal, Nathalie Clayer, Oliver Janz, Salim Tamari, Selçuk Esenbel, Şevket Pamuk, Taner Akçam, Wolfgang Gust gibi alanlarının önde gelen isimlerinin katılacağı konferans, 9 Nisan Çarşamba günü saat 9:30’da açılış konuşmalarıyla başlayacak ve 12 Nisan Cumartesi günü 11:00-12:30 arasında gerçekleşecek kapanış paneliyle sona erecek.

Almanya Başkonsolosluğu, konferans katılımcıları için 8 Nisan akşamı Prof. Erik-Jan Zürcher’in konuşma yapacağı bir kapalı resepsiyon düzenleyecek. Ayrıca, I. Dünya Savaşı’nın yüzüncü yılı dolayısıyla dört yıla yayılmış bir dizi olarak planlanan Thyssen Lectures konferanslar serisinin ikincisi, konferans kapsamında 10 Nisan Perşembe günü saat 11:00-12:30 arasında Prof. Jay Winter tarafından verilecek.

Boğaziçi Üniversitesi, Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü (IFEA), İstanbul Bilgi Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Şehir Üniversitesi tarafından desteklenen konferans boyunca pek çok yan etkinlik de gerçekleştirilecek: 7 Nisan Pazartesi günü Fransız Kültür Merkezi’nde Tarih Vakfı ve IFEA işbirliğiyle düzenlenen “Lise’de I. Dünya Savaşı’nı Öğretmek: Fransa ve Türkiye Örnekleri” atölyesi;  9 Nisan akşamı Tütün Deposu’nda “Açık Alanlar: I. Dünya Savaşı” sergisi açılışı; 10 Nisan Perşembe saat 19:00’da Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’de Sema Kaygusuz, Alphan Eşeli, Ahmet Kuyaş, Cüneyt Cebenoyan ve Erol Köroğlu’nun katılımıyla gerçekleşecek “Cihan Harbi Bağlamında Tarih, Temsiliyet ve Sinema” söyleşisi; 12 Nisan Cumartesi günü öğleden sonra Tarabya Askeri Mezarlık’ta Goethe Enstitüsü tarafından düzenlenen  “Bastırılmış ve Unutulmuş” adlı belgesel tiyatro ve 13 Nisan Pazar günü Saint Pulcherie Lisesi’nde Tarih Vakfı ve farklı liselerin işbirliğiyle düzenlenen “Gençler I. Dünya Savaşı’nı Tartışıyor: Farklı Ülkelerin Ders Kitaplarında Cihan Harbi” etkinlikleri gerçekleşecek.



BRÜKSEL'DE OTELDE

Bildiğiniz gibi seyahatlerinizde iki durumu hiç unutmazsınız. Çok mutlu olduğunuz yerleri  ve  sizi üzen, sinirlerinizi bozan ,nahoş durumlar yaşadığınız yerleri. İlkinden başlamayıp ikinci durumu önce anlatmak istedim ki, başka insanlar yaşamasın.

Avrupa'daki duraklarımdan biri Belçika oldu. Brüksel'de bir aile dostumuzu ziyaret ettik. Ama hepsinden önemlisi turist olarak değil ama turizm sektöründe de çalışmış bir aileden gelen birey olarak yok artık pes dediğim durumlar yaşadığım şehir olarak Brüksel'i hiç unutmam diyorum.

Brüksel,Avrupa Birliği'nin başkenti ancak her çikolatasever gibi benim için de çikolata cenneti, ve tasarım alanına ilgi duyanlar için Atomium ve expo alanı da. Brüksel'de bulunduğum dönem gene bir expo dönemi ve G-7 zirvesine denk geldi. Brüksel'de ilk seçtiğim otel şehir merkezini tercih ettiğim için Sheraton Brüksel Oldu. Sheraton Brussels Hotel  ,Rogier Meydanı, La Grand Place ve Manneken Pis 'e yürüme mesafesinde yer alıyor. Bir de kampanya yakaladık, kraliçe comfort odasında keyfimize diyecek yok. Sheraton ekibi, resepsiyon görevlilerinden kat görevlilerine çok iyiler,hizmet çok iyi. Çok memnun kaldık. Bir daha Brüksel'e yolum düşerse gene kalacağım otel seçeneklerinden biridir. Ödediğiniz her Euro'yu hakediyorlar.

Brüksel'de geçirdiğim iki keyifli gün sonrası planımda değişiklik oldu, iki gün daha kalalım dedik . İyi bir otelde mutlu olduk başka bir otel deneyelim ,bakalım, merak kediye pek yararlı gelmez. O hesap oldu.

Sheraton'ın yanındaki Thon Hotel Brüksel'e geçtik . Bilmediğim bir otel grubu, yeni durumlar deneyelim dedim. Tripadvisor'ı devamlı takip ederseniz ,artık ona da çok güvenemiyorum, sadece arkadaşların ve tanıdıkların yorumlarına itimat ederim. Orada Thon Otel Brüksel hakkında yazanları okuyunca pes dedim. Başımıza gelenleri olduğu gibi aktaracağım yorum sizin .Kişisel bloğumda da bana gönderilen özür mektubunu paylaşacağım.

Thon Otele bir giriş yaptık, ilk gün odada bir ısıtma problemi var. Kutup odası gibi ,ancak geç farkettik, çünkü bavulu bırakıp şehri geziyoruz. Resepsiyonda artık stajyer mi, hayatında ilk defa resepsiyonda durmak durumunda mı kalmış bir hanım , siz şikayet ediyorsunuz, omuz silkiyor, bana ne gibisinden, ne yapayım ,vücut dili de ağzından çıkanları onaylayan bir şekilde. Nerede sizin yöneticiniz diyorum, çağırmıyorlar. Sonra kızdığımı anlayınca odayı değiştirdiler. Bu sefer sen misin şikayet eden, bavulumu açamıyorum oda , o derece ufaldı, biz bu odalara günlük 150 Euro para ödüyoruz. Banyoda duş bozuk ,sular ip gibi akıyor. Banyo yapmak mümkün değil. Gene resepsiyona indik, bu sefer size özür niyetinde büyük oda verelim, kartı veriyorlar, iki kadın resepsiyon görevlisi ,kartı açmamış ,oda açılmıyor. Bu arada asansör sistemi bozuk, annem ve bir turist daha asansörde kalıyor, büyük odada ısrar etmiyorum en tepede Allah muhafaza asansörde kalsak  ne olacak. Bir komedi daha yaşandı, annem bir wi-fi girişi satın aldı, verilen kağıtta şifrenin olduğu bölüm silinmiş, seç bakalım şifre ne şeklinde, o konuda bile hatasını kabul etmeyen resepsiyon görevlisi  var.

Tüm bu konuları resepsiyondaki iki hanıma iletince verilen cevap şöyle, asansör çalışıyor kartı takamamışlardır. Hep onlarda bir durum bir kabahat yok, otel müşterisi yapamıyor. Tavır ve eda bu şekilde gidiyor .Ben böyle saygısız ve laubali resepsiyon görevlileri görmedim.  İki gün daha kaldığım Brüksel'de lanet ettim bu Thon Otel yüzünden .Bir de THY bu otele reklam vermiş mi , sinirden gülüyorum, THY gibi bir kurum için fazlaca kötü bir otel. Yanda Sheraton var iken bu kadar iyi hizmet sunarken.

En sonunda aracı olan kuruma e-posta gönderdim.Onlar da otel yönetimine iletmiş, benim odama bir mektup bırakılmış, ama olanlar olmuş. Brüksel'in ortasında 4 yıldızlı bir otelde neler olabilir öğrenmiş oldum. Hayatımda yaşadığım  en kötü otel deneyimi  Thon Otel Brüksel'dir. Diplomat arkadaşlara da söyledim. Türk arkadaşlarımdan Brüksel'e gidecekleri de uyardım.

Aracı kuruma otel yöneticisi bir yazı göndermiş ,her otelde teknik arıza olur. Evet her otelde teknik arıza olur. Normaldir. Ancak her otelde oluşan bu tür durumları kurtaran bir yönetici ve resepsiyon görevlisi olmalı, resepsiyonda iyi donanımlı, saygılı ve otel müşterisinin her şikayetine anında cevap verebilecek yetenekte insanlar olmalı. Yoksa dört yıldızlı bir otele niye gidelim ?  Daha sonraki yazılarımda başka AB ülkelerinde nasıl iyi hizmet aldım ,onları da yazacağım.




ÇUKUROVA’NIN GÖNÜLLÜ TURİZM ELÇİSİ ADANA’YA GELİYOR


Mısır Firavunu Ramses ile Tarihteki ilk antlaşmayı imzalayan Hitit İmparatoru Muvattali'nin Anadolu'daki en eski Hitit kabartmasının ‘’SİRKELİ’’  kazısını yapan Zurich Bern Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mirko Novák, ADRO’nun ‘’Turizm Haftası Etkinlikleri kapsamında düzenlediği ‘’Kilikya’da Antik Kentler ve Sirkeli’’ konulu  konferansa konuşmacı olarak katılmak üzere Adana’ya geliyor Mısır Firavunu Ramses ile Tarihteki ilk antlaşmayı imzalayan Hitit İmparatoru Muvattali'nin Anadolu'daki en eski Hitit kabartmasının ‘’SİRKELİ’’  kazısını yapan Zurich Bern Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mirko Novák, Adana Bölgesel Turist Rehberleri Odası’nın (ADRO) ‘’Turizm Haftası Etkinlikleri kapsamında düzenlediği ‘’Kilikya’da Antik Kentler ve Sirkeli’’ konulu  konferansa konuşmacı olarak katılmak üzere Adana’ya geliyor.


ADRO Başkanı İsa Akdağ, yaptığı açıklamada, 15-22 Nisan Turizm haftası dolayısı ile Çukurova’nın turizmde atağa kalkması ve kendini  ispatlaması için, bölgenin; kültürel ve tarihi değerlerinin gün yüzüne çıkartılıp tanıtılmasını sağlamak adına ADRO olarak ellerinden gelen gayreti gösterdiklerimi belirtti.


‘’Bölge dinamizmlerini harekete geçirmek için sürekli faaliyetler yapmaktayız, 21 Şubat Dünya Rehberler Günü dolayısı ile  bir ilk’e imza attık ve Bölgede ilk kez Çukurova Turizm Ödülleri adı ile yeni bir marka yarattık’’  diyen Akdağ, şunları kaydetti:‘’Ayrıca, Milli bilinci uyandırmak için 18 Mart Çanakkale zaferi dolayısı ile Tarihi Gerçekler Işığında Çanakkale Zaferi konulu konferans düzenledik.  Bu kez de bölgenin asıl kılcal damarları olan ‘Kilikya’da Antik kentler ve sirkeli’ konulu konferansı düzenliyoruz. Bizim için önemli olan, Çukurova’nın tarihe mal olmuş antik isminin  ön plana çıkartılması yani Kilikya ismi. Kilikya, turizmde en az Likya kadar bir marka olmalıdır.


Bölgemiz keşfedilmemiş Karun hazineleri kadar zengin ve değerli, dağlık Kilikya ve Ovalık Kilikya olmak üzere farklı iki destinasyona sahip iki kanatlı kuş gibidir. Dünyanın hiçbir yerinde deniz, tarih ve doğanın iç içe geçtiği başka bir bölge bulamazsınız. Batıdan doğuya Akdenizi  süsleyen gerdanlık gibi dizili antik kentler (Anemirium, Kanlıdivane, Cennet-Cehennem, Uzuncaburç, dünyada eşi benzeri olmayan Adam kayalar, Soli Pompeipolis, Snt. Pavlus’un  doğduğu şehir Tarsus ,Tepebağ, Yılankale, Anadolunun en eski antik kenti sayılan Anavarza, Kadeş antlaşmasının mimarı olan Muvattali’nin Sirkeli’deki rolyefi, Yumurtlık, liman kenti magarsus) ve daha niceleri…

’’Karun hazineleri kadar zengin ve değerli olan Kilikya ve Ovalık Kilikya destinasyonlarını tanıtmak üzere  Mısır Firavunu Ramses ile Tarihteki ilk antlaşmayı imzalayan Hitit İmparatoru Muvattali'nin Anadolu'daki en eski Hitit kabartmasının ‘’SİRKELİ’’  kazısını yapan dünyaca ünlü Zurich Bern Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mirko Novák’ı Adana’ya getirteceklerini belirten Akdağ, ünlü profesörün 16 Nisan 2014 Çarşamba günü  saat 14:00 da Ramazanoğlu Kültür Merkezi Yüreğir’de ‘’Kilikya’da Antik Kentler ve Sirkeli’’ konulu  konferans vereceğini bildirdi.,

Akdağ, yıllarını Çukurova’ya verip Sirkeli kazısını yapan Novak’ın, her yıl yurt dışında ‘’Sirkeli ve Çukurova günleri’’ etkinlikleri düzenleyerek, Çukurova’nın gönüllü turizm elçilik görevini üstlenmiş bir bilim adamı olduğunu ifade etti. Akdağ, turizm haftası etkinlikleri kapsamında 17 Nisan 2014 Perşembe günü ücretsiz Yılankale, Anavarza, Kozan, Sirkeli, Magarsus, Eski Adana’yı (Tepebağ) kapsayan ‘’Kilikya’da Antik Kentler Gezisi’’  düzenlediklerini de kaydetti.

Berlin'de Pasta Gurmesi La Graf



 Turizminsesi Ekibi , Avrupa seyahatindeki duraklarından biri olan Almanya -Berlin'de  ünlü pasta gurmesi Lo Graf von Blickensdorf  ile  Ramada Hotel- Alexanderplatz'da bir röportaj yaptı.Lo Graf von Blickensdorf,sanatçıyım diyor. Aynı zamanda ressam,grafiker ve karikatürist.Bir dönem Berlin'de serbest gazeteci olarak çalışmış. Bu süre içinde Almanya'da ekonomik kriz ortaya çıkmış ve hiç kimse Lo Graf'ı arayıp sormamış, bütün telefonları susmuş.Daha sonra eline bir broşür geçmiş . Bu broşürü okuduktan sonra birden aklına bir fikir gelmiş.


Bu broşürde sanatımızı nasıl ön plana çıkarabiliriz ve kendimizi nasıl  daha iyi pazarlayabiliriz diye okumuş. Lo Graf da düşünmüş ve soyadının önüne bir ekleme yapmaya karar vermiş. Lo Graf von Blickensdorf şeklinde  soyadını tasarlamış.


Lo Graf şöyle devam ediyor : “Bu düşüncemden önce biraz çekindim. Çünkü ceza alabilirim diye düşündüm. Almanya'da 1919'da soyluluk rejimi bitmişti. Yine de herşeyi göze alıp denemek istedim. Kartvizitimi bastırdım. Amblemini de ressam olduğum için iki fırça ve bir göz olarak tasarladım. Soylularda olduğu gibi başına da bir taç kondurdum. Berlinale'de davetlere katılmaya başladım. Katıldığım bütün davetlerde kartvizitimi dağıttım. Bir çok kişi beni gerçek asil sandı. Bu yüzden davetlerim her geçen gün arttı.Hatta siyasi davetler ,elçiliklerden davetler gelmeye başladı. Herkesin ilgisi bir anda artmıştı. Daha sonra bir arkadaşım bu yaşadıklarını neden yazmıyorsun dedi. Ben de yazmaya karar verdim ve Werden Sie doch einfach Graf ! İsimli kitabımı yazdım. “Lo Graf, televizyonlardan davetler almaya başlamış. Artık gittiği her yerde kendisinden imza istenmeye başlamış. Lo Graf, sadece tv programlarında değil ;sosyal medyayı da kullanarak her gün takipçileri ve hayranlarıyla pastalar hakkında bilgiler paylaşıyor. Önemli bazı Alman gazetelerinde ve dergilerinde  karikatürleri yayınlanıyor.


Neden özellikle pastalarla ilgilendiğini sorduğumuzda ise Lo Graf “ Ben, Nordrein Westfalen Eyaleti'nden Berlin'e geldim. Orada öğleden sonra pasta-çay saati çok önemlidir. Bu yüzden her gittiğim yerde pastaların resmini çektim.Bunları zaman içinde internette,facebook sayfamda yayınlamaya başladım. Sayfamdaki arkadaşlarım,hayranlarım,takipçilerim her gün benden yeni bir pasta resmi paylaşmamı istediler. Neden pasta derseniz ise bir Graf'a pastanın çok yakıştığını düşündüm ve insanlar da çok yakıştırdılar. “Bir Graf'ın papates veya sosis hakkında paylaşım yapmasını bekleyemezsiniz diyerek esprisini de yapıyor. Yeni hikayelerini yazmaya devam edecek hatta ikinci kitabı da hazır.İleride bir marka olmayı umuyor.


Kendisi şöyle devam ediyor : “Pasta , insan sağlığı için hem yararlı hem de yediklerinde mutlu oluyorlar. Almanya'nın her eyaletini geziyorum. Pastahane ve cafe sahipleri ,pastalarını tanıtmak için beni gurme olarak davet ediyorlar. Bu beni inanılmaz mutlu ediyor. Fotoğraflarını çektiğim pastaların üzerlerine küçük oyuncaklarla süslüyorum.Bu da ilgi çekici oluyor. “

Hobilerini sorduğumuzda ise karikatür çizmek diyor. Hem işi hem hobisi olarak söylüyor. İşinizi aynı zamanda hobi olarak da yaparsanız yaptığınız işten daha çok zevk alırsınız diye de ekliyor.Berlin'i gezmeye gelenlere tavsiyeleriniz ne olur diye bir soru yöneltiyoruz. Berlin'in özellikle gece hayatı ve barları güzeldir diyor. Bunun yanında çok şık restaurantlarını  ve görülmeye değer müzelerini tavsiye edebilirim diye eklerken tarihi şatoları da görmenizde fayda vardır diye belirtiyor. Lo Graf, bir gün İstanbul'u ziyaret etmek istiyor. En çok merak ettiği şehirlerden biri İstanbul. Türk mutfağının tadına bakmak isityor. Tatlı olarak baklava ve lokum ilk aklına gelenler arasında.

Turizminsesi Ekibi olarak , bize zaman ayırdığı için  kendisine teşekkür ediyoruz. En yakın zamanda Lo Graf'ı İstanbul'da görmek istediğimizi de belirtiyoruz.

6 Nisan 2014 Pazar

Alanya’nın Ukrayna hamlesi



Alanya Turizm Tanıtma Vakfı, siyasi ve ekonomik sıkıntılar içinde olan Ukrayna’yı es geçmedi. 25 Ukraynalı basın mensubunun reklam çalışması kapsamında Alanya’ya getirilmesi için girişimde bulunuldu
Uitt 2014 Turizm Fuarı 25-28 Mart tarihleri arasında Ukrayna’nın başkenti Kiev’de yapıldı. Nüfusu 46 milyon olan bu ülkede Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak 756 bin kişi oldu. Fuarda Alanya’yı, Alanya turizm Tanıtma Vakfı (ALTAV) Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Dahaoğlu temsil etti. Dört gün süren fuarla ilgili Dahaoğlu, şunları kaydetti:


KOKTEYL YAPILDI
Alanya standının da içinde olduğu Türkiye standı toplam 450 metrekare olup burada Türkiye’den 20 katılımcı yer aldı.Fuarın ilk günü Türkiye Cumhuriyeti Kiev Büyükelçisi Yönet Can Tezel ve Tanıtım Müşaviri Berat Yıldız, misafirlerin, tur operatörlerinin ve katılımcıların da iştirak ettiği büyük bir kokteyl organize ederek birçok kişiyi bir araya getirdi.

‘BASIN DAVET EDİLDİ’
Mayıs ayında Ukrayna’nın önde gelen gazete ve turizm dergilerinden 25 kadar basın yetkilisini Alanya’mızda 1 hafta misafir ederek reklam kampanyası yapabileceğimizi Tanıtım Müşaviri Sayın Yıldız’a bildirdik. Bu tanıtım çalışması Ukrayna pazarı açısından çok önemli. Alanya için de önemli bir hamle.

‘SATIŞLAR DÜŞÜK SEVİYEDE’
Büyük tur operatörleri Pegas, Anex, Coral ve Natalia Tour, otelcilerin de katılımıyla kendi stantlarında tanıtım yaptılar. Acentalarla yapmış olduğumuz görüşmelerde, ülkede yaşanan sıkıntılar nedeniyle şu anda satışların düşük seviyelerde olduğunu fakat yavaş yavaş toparlanma eğilimi gösterdiğini belirttiler. Nüfusu 46 milyon olan bu ülkede Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak 756 bin kişi olmuştu.

‘TÜRKİYE TERCİH EDİLİR’
Standımızı ziyaret eden misafirler ise Kırım’ın Rusya’ya dahil olmasından sonra Ukrayna halkının Türkiye ve Akdeniz kıyılarını daha çok tercih edeceklerini, ülkedeki gazetelerde de bu yönde demeçler okuduklarını anlattılar.

‘HER ŞEY NORMALE DÖNECEK’
Özellikle 25 Mayıs tarihinde yapılacak genel seçimlerin ülkenin geleceği açısından büyük önem taşıdığı, tüm halkın ve ekonominin bu tarihe kenetlendiği, her kesim tarafından onaylanan bir ismin başkan seçilmesinden sonra ülkede her şeyin normale döneceği, her gün fuarda konuşulan ana konulardan biriydi.

HEM ÇÖL HEM DENİZ SEFASI İÇİN DUBAİ



Arap kültürünün gelenekselliğini barındıran yaşamı ile etnik esintileri, gelişen dünyanın modernizmi ile buluşturan Dubai tatilinde Tatilbudur.com beklenenlerin de ötesini sunuyor.Denizi, kumsalları, güneşi, insanın ruhunu ve bedenini ısıtan iklimi, göz alıcı mimarisi, oryantal eğlenceleri, zengin sofraları, çöldeki büyüleyici gün batımları ile unutulmaz bir tatil için Dubai heyecan verici bir rota.1900’lü yılların, küçük balıkçı kasabası olan, şimdilerde gelenekselliğin modernizm ile kusursuz buluşmasını sergileyen, dünyanın en zengin ve ihtişamlı şehirlerinden Dubai’yi Tatilbudur.com’un özel turunda en ünlü yapıları, en gözde mekanları ve efsanevi ikonları yakından görme fırsatını kaçırmayın.

Dubai dendiğinde ilk aklan gelen nam-ı değer yelken otel Bur Al Arab şehrin en dikkat çekenlerinden. Otelin önünde yer alan plaj ise dünyanın en güzel kumsallarından biri olarak anılıyor. Kentin simgelerinden biri ve turistlerin ziyaretine açık olan Jumeirah Camisi’nin akşamları gökyüzünü aydınlatan hali bu turun unutulmaz karelerinden… Altın ve baharat çarşılarında, geleneksel takıları, Arap mutfağına lezzet katan çeşnileri keşfedecek, oldukça geniş bir koleksiyona sahip olan Dubai Müzesi’nde, şehrin yüz yıllara dayanan tarihsel ve kültürel mirası hakkında bilgi edinebileceksiniz. Bastakiya Heritage Village ve Shindigha Historical Village da Dubai’nin tarihi yüzünü yansıtan diğer adreslerden… Modern mimarinin eşsizliğini sergileyen J W Marriot Oteli ve Jumeirah Lake Towers bölgesi, dünyanın en önemli ve modern golf kulüplerinden Emirates Golf Klubü, Dünya Ticaret Merkezi bölgesi, ihtişamlı Sheikh Mohammed Bin Rashid Al Maktoum Sarayı, emirlikleri birbirine bağlayan Sheikh Zayed Road, dünyanın en yüksek gökdeleni Burj Khalifa, dünyanın ilk insan yapımı adası olan Palm Jumeirah, Dubai’de görülmesi gereken yerlerden sadece bir kaçı…


Geleneksel ahşap Dhow Cruise gemisi ile Dubai haliç bölgesini gezebilir, yerel restoranlarda Arap mutfağının tadına varabilir, Tennura dans şovu ile etnik bir eğlenceye katılabilir, Arap Çölü’nde çıkacağınız çöl safarisinde eşsiz gün batımının güzelliğine tanıklık edebilirsiniz. Bu turda Yedi Emirliğin başkenti, doğal rezervlerin zenginliği ile çevrelenmiş Abu Dhabi’yi de görme fırsatınız olacak. Şehrin büyüsü tüm görkemi ile daha ayak basar basmaz ziyaret edenleri sarıyor. 41.000 kişilik kapasitesi ve eşsiz mimarisi ile ünlü, dünyanın 4. büyük camisi Sheikh Zayed Grand Mosque, dünyanın en büyük su parklarından Yas Water World su parkı, en ihtişamlı villaların bulunduğu Al Bateen bölgesi, şehrin en meşhur caddesi The Corniche, Sheik Zayed’in görkemli sarayı, 60.000 deniz canlısına ev sahipliği yapan The Lost Chambers ve dünyanın en büyük kapalı oyun parkı Ferrari World, Abu Dhabi’de görülecek yerler arasında... 7’den 70’e herkesin keyif alabileceği, saatte 240 km. hızla giden dünyanın en hızlı roller coasterına sahip olan Ferrari World, bu turun adrenalin ve eğlence dolu, unutulmaz deneyimlerini yaşatan adreslerinden…

Hayatın koşuşturmasına ara verip, gördüklerinizle büyüleneceğiniz Dubai turu ile ilgili detaylı bilgiye www.tatilbudur.com’dan ulaşabilir, 3 gece 4 günlük bu özel turda, 529 Euro’dan başlayan fiyatlarla yerinizi şimdiden ayırtabilirsiniz.

Dubai Turu / 529 Euro’dan başlayan fiyatlarla
10 – 13 Nisan 2014 / 3 gece – 4 gün
Fiyata dâhil olan hizmetler;
Arabia Havayolları ile gidiş – dönüş uçak bileti,
Havalimanı vergileri,
Belirtilen otellerde, 3 gece oda – kahvaltı konaklama,
Hava alanı, otel transferleri,
Detaylı Dubai şehir turu,
Türkçe rehberlik hizmeti,
Seyahat sigortası…

Ukrayna daki gelişmelerden Karadeniz Bölgesinde Samsun Trabzon Amasra ve Bartın avantajlı çıkacak



Karadeniz’e gemi turları düzenleyen uluslar arası kurvaziyer şirketleri rotalarını Ukrayna daki karışıklıklardan dolayı Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan limanlarına yönlendirdi. Karadeniz’de gemi turları düzenleyen uluslararası kurvaziyer şirketleri, tur rotalarını Bulgaristan, Türkiye ve Yunanistan’daki limanlara kaydırdı. Regent Seven Seas, Azamara, Oceania, ve MSC Cruises Windstar gibi  büyük uluslar arası şirketler, Ukrayna’daki gelişmeler üzerine Karadeniz’deki gemi güzergahlarını değiştirdi.  Amerika Birleşik Devletlerinde yayın yapan, yat gezileri konusunda dünyanın en ünlü referans sitelerinden “cruisecritic.com”, Ukrayna’daki gelişmeler üzerine gemilerin Karadeniz sahillerindeki Odesa, Sivastopol ve Yalta’ya uğramaya ara verdiklerini duyurdu. Site, yeni güzergâhların Türkiye’de Amasra, Samsun, Bartın ve İstanbul, Yunanistan’da Volos ve Nafplion, Bulgaristan’da ise Varna olarak yazdı.

Karadeniz Turistik İşletmeciler Derneği (KATİD) Yönetim Kurulu Başkanı Murat TOKTAŞ “Karadeniz’in kurvaziyer turizm anlamında şu an çok kullanılmamakta, fakat bölgedeki gelişmeler nedeniyle tur operatörlerinin problemli limanları, güvenli olanlarla değiştirerek önlem aldıklar. Samsun, Trabzon, Amasra ve Bartın’a kaymalar olduğunu, ancak bu avantajı doğru kullanarak geçici olan rotanın kalıcı hale getirilmesi gerekiyor. Hem özel sektör hem de kamunun bu konuda bir grup kurup çalışma yapması gerekiyor.” dedi.

KATİD Yönetim Kurulu Başkanı Murat TOKTAŞ “Bu sevindirici haberler her ne kadar var olsa da biz bunları uzun vadeli görmemeliyiz. 2014 ve 2015 yılında Karadeniz’e ne kadar gemi koyacakları ve bizim bu konuya nasıl yaklaşacağımız önemli. Bize gelen bilgi Azamara gemisinin, birkaç Ukrayna limanını iptal edip Amasra’ya geleceği, Quenayt gemisinin rotasını değiştirdiği, birkaç küçük geminin de rotasını çevirdiği yönünde. Toplamda 9-10’u geçmez. Karadeniz de çok yoğun kurvaziyer trafiği yaşamadığı için bu oldukça dikkate alınması gereken bir kayma.” dedi.

“Macera Yarışları Avrupa Şampiyonası 2014” için geri sayım sürüyor


Türkiye’nin tarihinde ilk kez ev sahipliği yapmaya hazırlandığı, doğayla insanın nefesleri kesecek mücadelesine sahne olması beklenen “Macera Yarışları Avrupa Şampiyonası 2014” için geri sayım sürüyor... 29 Nisan – 4 Mayıs 2014 tarihleri arasında Fethiye’de gerçekleştirilecek olan, Ulusal ve uluslararası arenada milyonlarca insanın heyecanla beklediği dev şampiyona öncesinde hazırlıklar tüm hızıyla sürerken, bugüne kadar pek çok ülkeden 35 takım şampiyonaya katılmak için başvurusunu tamamladı.


Likya Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü’nün ülkemize kazandırdığı Macera Yarışı Avrupa Şampiyonası 2014 (Adventure Racing European Championship) için heyecanlı bekleyiş sürüyor.
Fethiye’nin ev sahipliğinde 29 Nisan – 4 Mayıs 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan dev şampiyona öncesinde hazırlıklar tüm hızıyla sürerken, dünya çapında üne sahip macera ve doğa tutkunu milyonlarca insanın merakla beklediği bu zorlu şampiyonaya bugüne kadar 35 takım başvuruda bulundu.


Avrupa Şampiyonası olmasına rağmen dünyanın birçok yerinden gelen başvuruların yarışın heyecanını arttırdığını belirten Likya Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü Üyesi ve Uluslararası Lycian Challenge Macera Yarışı Direktörü Bora Borçin; “Bu yarış hem dünya literatürüne girecek, hem de Türkiye için çok önemli bir tanıtım fırsatı yaratacak. Çalışmalarımızı tüm hızı ile sürdürüyoruz. Dünya basını da bu etkinliğe büyük önem veriyor. Özellikle etkinlikte sponsorlukları ile yer alan firmalar için çok büyük fayda yaratılacak” dedi.

Hazırlıklar Sürüyor
Göz kamaştıran yeşil coğrafyasında doğayla insanın kıyasıya mücadelesine sahne olması beklenen şampiyonaya az bir zaman kala, Likya Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü kusursuz bir organizasyon gerçekleştirmek adına çalışmalarını yoğun bir tempoda sürdürüyor.
Hem Türkiye’nin hem de Fethiye’nin tanıtımı noktasında paha biçilemez bir fırsat sunan şampiyonaya, Muğla Valiliği ve Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA) tarafından da tam destek veriliyor. Yarış merkezi ise Hotel Suncity / Ölüdeniz olarak belirlendi.

Rekabet Üst Düzeyde
Dünyanın pek çok yerinden gelecek yarışmacılar belirlenen parkur boyunca, dağ bisikleti, patika koşusu, deniz kanosu, yüzme, nehir kanosu, trekking, ip inişi, kanyon geçişi gibi bir çok doğa sporunda hem doğayla hem de birbirleriyle üst düzey rekabet yaşama fırsatı bulacak.

Siz de Macera Yarışlarına Katılabilirsiniz…
Likya Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü, bu yıl Macera Yarışı Avrupa Şampiyonası’nın yanı sıra katılımcılar için de özel projeler geliştirdi. Her yaştan katılımcının dahil olabileceği ve Fethiye’nin merkezinde yapılacak City Challenge, fotoğrafların yarışacağı Fotomaraton, birbirinden güzel macera filmlerinin yayınlanacağı Macera Sineması gibi özel projeler de bölgede bulunan turistler için eğlenceli günler vadediyor. Bu etkinlikler için başvuru adresi ise www.likyamacera.com olarak belirlendi.

KETOB GENEL KURULUNDA TAYYAR GÜL YENİDEN BAŞKAN OLDU

Genel Kurul toplantısına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel, Antalya Turizm İl Müdürü İbrahim Acar, Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül ile KETOB üyeleri ve sektör temsilcileri katıldı.


Halil ÖNCÜ -KEMER
 1999 yılında Kemer'de bulunan konaklama tesisleri arasında birlik ve beraberlik ihtiyacı üzerine kurulan KETOB ( Kemer Turistik Otelciler Birliği )’un  Genel Kurul Toplantısı Rose Residence Beach Hotel’de gerçekleşti. Genel Kurul toplantısına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel, Antalya Turizm İl Müdürü İbrahim Acar, Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül  ile KETOB üyeleri ve sektör temsilcileri katıldı. Tek liste ile tekrar KETOB Başkanlığına seçilen mevcut Başkan Tayyar Gül ayrıca KETOB’a katkı sağlayan kuruluşlara da birer plaket vererek teşekkürlerini sundu.
Abdurrahman Arıcı, “2018’de 18 milyon turist misafirimiz olsun diyoruz”


Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı yaptığı konuşmasında, “ Artık tek bir Kemer olduğu için KETOB’u Kemer’in dışında da beldeler ile birlikte düşünmemiz gerekiyor. Çünkü ne kadar birlikte hareket edersek o kadar da güçlü oluruz. Kemer’i ben her gittiğim turizm fuarında yurt dışında karşılaşıyorum. Belediye Başkanımı da hep orada görüyorum. Tanıtım amacı ile de büyük bir çaba içerisindeler. Çabamız bunun daha da ileri gitmesini sağlamak. Biz kendi bölgemize bir hedef koyduk. Antalya’mız için 2018’de 18 milyon turist misafirimiz olsun diyoruz. Bunu başarabilmemiz için de tanırın faaliyetleri ve diğer turizm çeşitlendirmesi yönünde hep beraber çalışmamız gerekir. Bunlardan bir tanesi de KETOB. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak biz bölgelerimize, hem alt yapı hizmetlerinde hem de diğer tanıtım ve faaliyetlerde gerekli destekleri veriyoruz. Bu bölge 1980’li yıllarda Türkiye’de turizmin ilk çıkış noktalarından birisi. Deniz, kum, güneş üçlemesi var ve bugünlere kadar da geldik. Bununla ilgili deniz, kum ve güneş için Türkiye’ye 30 milyon insan geliyor. Bunun da 12 milyonu Antalya’ya geliyor. Tabii ki bundan sonra bunların da çeşitlendirilmesi gerekir. Kongre turizmi önemli.  Bugün kongre turizminde İstanbul çok ileride. İstanbul ile rekabet edebilecek. Tek bir yer vardır ve orası da Antalya’dır”


Tayyar Gül, “ Üyelerimize yakışır bir şekilde yakışır bir şekilde temsil ettik”
KETOB Başkanı Tayyar Gül açılış konuşmasına geçtiğimiz aylarda kaybettikleri Kemer turizminin başlamasında büyük katkıları olan duayen isimler Ali Alpasar ve Ali Berberoğlu’nu anarak konuşmasına başladı. Tayyar Gül, “ Öncelikle Genel Kurulumuzun Kemer turizmine hayırlı olmasını diliyorum. 1999 yılında bölgedeki küçük pansiyon ve otelcilerin bir araya gelerek kurdukları KETOB, gönüllülük ilkesi ile görev alan saygıdeğer yönetim kurulu başkanlarımız ile 15 yılı geride bıraktı. Geçmiş dönem başkanlarımıza ve görev alan yönetimlerimize teşekkürü bir borç biliyoruz. 2012 yılında bana ve yönetim kuruluma güvenerek teslim ettiğimiz birliğimizi başta Kültür ve Turizm Bakanlığı, Antalya Valiliği, Kemer Belediyesi, TUROFED ve AKTOB nezdinde üyelerimize yakışır bir şekilde yakışır bir şekilde temsil ettik. Bölgemizde turizmimiz geliştirici etkinlikler ve otellerimize yönelik çok sayıda eğitimler organize ettik” dedi.


Kemer Belediye Başkanı Gül’den Kongre Merkezleri açıklaması
Kemer’e tekrar Belediye Başkanı seçilen Mustafa Gül de genel Kurul da bir konuşma yaprtı. Turizmcilerin Kemer’de kongre merkezi isteklerini bildiklerini belirten Gül konu ile ilgili geldikleri son noktayı katılımcılar ile paylaştı. Mustafa Gül “Geçtiğimiz Pazar günü halkımızın büyük bir teveccühü ile tekrar Kemer Belediye Başkan ı olduk. İnşallah önümüzdeki dönemde de amacımız Kemer’e hizmet etmek olacak. Seçim sürecinde de vatandaşlarımıza yapacaklarımız projelerimizi sunmuştuk. Bu projelerin içinde en önemlisi ise projeyi ise kongre merkezi oluşturuyor. Kemer’deki arazilerin çok az olması nedeniyle bunun futbol ile yapmamızın çok mümkün görünmediği ancak kapalı spor salonlarının çoğaltarak sporun başka dallarını Kemere getirme şansımızın olduğunu gördük. Bunların yanında da Kemer’e mutlaka kongre merkezlerimizin getirilmesi gerekiyor. Sayın Bakanımızın büyük katkısı ile almış olduğumuz kongre merkezimizin imarı şu anda mevcuttur. Sadece arsanın Belediyemize tesliminden sonraki inşaatının başlaması ile en kısa zamanda üç bin ve bin beşyüz olmak üzere iki tane salonu bulunan 4500 kişinin aynı anda kongre yapabileceği bir merkezimizin yeri hazırdır. Ama bunun Kemer’e yeterli olmadığını düşünüyorum.Önümüzdeki dönemdeki mevcut belediyelerinde birleşmesi ile elde edeceğimiz arsaları da değerlendirerek , Kemer’de en az 20 bin kişinin aynı anda kongre yapacağı bir alanı oluşturmak istiyoruz” dedi.


Vali Yardımcısı Yüksel, “Kemer yeni bir eşikte, yeni bir dönemeçte”
Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel ise yaptığı konuşmasında, KETOB ile yakın bir çalışma ve yaklaşım içinde olduklarını belirterek teşekkürlerini sundu. Yüksel, “ Görev yaptığınız süre içerisinde bziler sizler ile çok yakın çalışma fırsatı bulduk. İşletmelerin kendi başlarına yaşadıkları sorunların çözümü amacıyla hem de genel olarak Kemer’in turizmini ilgilendiren çeşitli sıkıntıların başta bakanlıklarımız olmak üzere yerel güçlerimiz ile çözüm amacıyla birçok ortak noktaya varmak adına birlikte çok sayıda buluşma gerçekleştirdik.  Başta KETOB Başkanı ve diğer üyeler olmak üzere hepsine çok teşekkür etmek istiyorum. Bizim beklediğimiz de bu zaten. Hep yakın çalışmak ve hep paylaşım içinde olmak. Kemer yeni bir eşikte, yeni bir dönemeçte. Beldeler kalkıyor, dolayısıyla bir uçtan bir uca Bedibi’nden Olympos’a varana kadar Kemer Belediyesinin yerel yönetim sorumluluğuna giriyor” dedi.

Yüksel “ Kıyıyı efektif, verimli, sağlıklı adil bir şekilde kullanacak bir yönetime kavuşmamız ve kavuşturmamız gerekiyor”Kıyıların kullanımı ile ilgili görüşlerini de açıklayan Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel, “Plajın,denizin,güneşin kumun ortak kullanımını göz önüne aldığımızda; Beldibinde Olympos’a varıncaya kadar önümüzde iyi örnekler varken Antalya’da buralarda da bu düzenlemelere gitmemiz gerektiğini söylüyorum. Biz bunu resmi olarak söyledik ve ilgili bakanlıklarımız ile paylaştık. Genel olarak bundan birkaç yıl öncesinin bakış açınısının değiştiğini görüyoruz. Elbette kıyılarımızda bakanlık belgeli tesislerimizin yoğun olduğunu biliyoruz. Bu tesislerin kullanım hakkı  ve öncelik hakkı olduğunu da biliyoruz. Ama Kemer ülkemizde normal yaşamın ikinci kuşak turizm tesislerinin, pansiyonların , günübirlik kullanıcıların normal vatandaşların yoğun olarak yaşadığı, yaşamın çok canlı olarak aktığı bir destinasyon. Böyle olunca gün geçmiyor ki; her yapılan yeni tesis kıyıdan yer istemesin. Üç şezlong, 10 şezlong yeter diyerek günü kurtarmamız çok gerçekçi değil.  Dolayısı ile bu anlamda hem resmi olarak devlet tarafında bizlerin, hem de işletmeci arkadaşların ortak noktada buluşacak kıyıyı efektif, verimli, sağlıklı adil bir şekilde kullanacak bir yönetime kavuşmamız ve kavuşturmamız gerekiyor. Bunun örnekleri var. Örneğin Alanya, Side Evrenseki’de de var. Marmaris’de de var. Buna bir an önce el atmamız gerekiyor”


İşte KETOB’un yeni listesi
Tek liste ile tekrar KETOB Başkanlığına seçilen mevcut Başkan Tayyar Gül’ün listesinde şu isimler yer aldı:
Asil Yönetim Kurulu:  Tayyar Gür, Şener Gürler, Metin Peltek, Selçuk Akıltopu, Murat Kalaycı, Mesut Kaplan, Yakup Çekmen, Osman Kafadar, Akli Balaban, Mehmet Ceylan, Dinçer Sarıkaya
Yedek Asil Üyeler: Kenan Açıkalın, Süha Şen, Bülent Gündüz, Mustafa Pelit, Erdal Dalkılıç, Şener Şeker, Erdal Çelik, Mehmet Bağcı, Ekrem Hepiler, Ahmet Polat,Yunus Can
Denetim Kurulu Asil Liste: Yeliz Gül Ege, Aydın Sezgin, Ali Moral
Denetim Kurulu Yedek Liste: Adnan Ceylan, Özhan Erkal, Bülent Güllü

TÜRSAB ile İRO işbirliği protokolü imzaladı

TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) ve İRO (İstanbul Turist Rehberleri Odası), Türk turizminin sağlıklı gelişmesi, haksız rekabet, kaçak acenta ve kaçak rehberlik faaliyetlerinin önlenmesi amacı ile işbirliği protokolü imzaladı.


Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Genel Merkez binasında düzenlenen imza töreninde konuşan TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy şunları söyledi:“Acente olmayan kurum ve kuruluşların yapmış olduğu kaçak faaliyetler hem seyahat acentaları mesleğini zedeliyor, hem de rehberlerin ekmeğiyle oynuyor. Denetimlerden tutun, eğitime varıncaya kadar her türlü olayda uzun yıllardan bu yana beraber çalıştığımız Şerif Yenen ile bugün burada kaçak, belgesiz acentelik ve rehberlikle alakalı işbirliği yapma kararı aldık.


Rehberlerimizin kanunu çıktı. O gün iyiydi ama bugün yeterli değil. Bizim kanunumuz 40 sene önce geldi 2006’da değişti ama bugün yeterli değil yeniden değiştiriyoruz. Acımasız bir teknolojinin, gaddar bir pazarlamanın getirmiş olduğu şartlar bizi aynı masa etrafında topladı. Bu, sahamızı, hudutlarımızı belli eden, beraber hareket etmemizi gerektiren bir işbirliği protokolüdür.Biz meslek örgütü olarak birbirine yakın olması gereken kurumlarız. Burada TUREB’in de anlayışla bu işbirliğini karşılayacağını, onların da bazı konulara vakıf olması gerektiğine inanıyorum. Hiçbirisinin sahasına girmeden onların da kendi teşkilatlarına fayda sağlayacak bir protokoldür bu. Hayırlı olsun.”


İRO Başkanı Şerif Yenen de şunları kaydetti:
“Rehberlik Kanunu’nun çıkmasında önemli rol oynayanlardan biriyim. Çok iyi niyetle bir kanun çıkartmaya çalıştık. Yeterli yetersiz o tartışılır, uygulamak yetkili arkadaşlara düşüyor. Ben tabi İstanbul Rehberler Odası Başkanı olarak Türkiye’deki rehberlerin yaklaşık yarısının başkanıyım. İstanbul turizmi Türkiye turizmine yön veren lokomotif turizmdir. Onun için İstanbul turizmini doğru icra etmek diğer bölgelerini de tetikleyen, yol gösteren bir oluşum oluyor. Zaman zaman aramızdaki ilişkinin iyiye gittiği zaman zaman bozulur gibi olduğu dönemler oldu ama bizler TÜRSAB ile her zaman iyi ilişkiler geliştirmeye, bunu saygı çerçevesi içerisinde yürütmeye çalıştık.


Geçtiğimiz dönemde TÜRSAB olmadan kendi başımıza kaçak denetimi yaptığımızda aldığımız sonuçları da biliyoruz, TÜRSAB ile el ele verdiğimizde aldığımız sonuçların ne kadar daha iyiye gittiğini de biliyoruz. Amacımız üzüm yemek, kesinlikle bağcıyı dövmek değil. Hiç kimsenin ceza almasını istemeyiz ama herkesin de kurallara uygun bir şekilde turizm icra etmesini isteriz. Bu çerçevede bu işbirliğini geliştirmek adına Sayın Başaran Ulusoy’un, Sayın Firuz Bağlıkaya’nın ve TÜRSAB Yönetim Kurulu üyelerinin birebir katkıları oldu. Bu işbirliği kanunun üzerinde bir anlam taşımıyor. Sadece birlikte hareket etme amacı taşıyor. Kaçaksa kaçağa karşı mücadele etme, gelen misafirleri rahatsız etmeden icra edilmesini sağlamak üzere imzaladığımız bir protokoldür.”

Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu’na 2 yeni üye seçildi


Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu’nca, Sn. Mehmet Nuri YAZICI ve Sn. Prof. Dr. Cemal ŞANLI ‘dan istifa suretiyle boşalan Yönetim Kurulu üyeliklerine,  Sermaye Piyasası Kurulu görüşü alınarak, Sn. İlker AYCI  ve  Sn. Arzu AKALIN’ ın ilk Genel Kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere Bağımsız Yönetim Kurulu üyesi olarak seçilmesine karar verildi.Ayrıca toplantıda Yönetim Kurulu üyemiz Sn. Prof. Dr. Mecit EŞ’ in Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkan Vekili olarak atanması kararlaştırıldı.


Sn. İlker AYCI
1971 İstanbul doğumlu olan İlker Aycı, 1994 yılında Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 1995 yılında İngiltere'de Leeds Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde araştırmacı olarak bulunmuş, 1997 yılında ise Marmara Üniversitesi İngilizce Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisans Programından mezun olmuştur.İş hayatına 1994 yılında başlayan Aycı, Kurtsan İlaçları A.Ş., İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Universal Dış Ticaret A.Ş. şirketlerindeki çeşitli görevlerin ardından 2005 ve 2006 yılları arasında Başak Sigorta A.Ş., 2006 ve 2011 yılları arasında Güneş Sigorta A.Ş. Genel Müdürlüğü görevlerini üstlenmiş, 2011 yılı Ocak ayında Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı’na atanmıştır. Ayrıca 2013 yılı Şubat ayında Dünya Yatırım Ajansları Birliği (WAIPA) Başkan Yardımcılığı’na seçilen Aycı, 24 Ocak 2014 tarihinde WAIPA Başkanlığı görevine seçilmiştir.
Aynı zamanda, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, DEİK Türk-Çin İş Konseyi, Vakıf Emeklilik A.Ş. ve VakıfBank Güneş Sigorta Spor Kulübü (2008 Avrupa Challenge Cup Şampiyonu) gibi kurumlarda yönetim kurulu üyeliği ve başkanlık gibi görevler de üstlenmiş olan Aycı, evli ve bir çocuk babasıdır.


Sn. Arzu AKALIN
23.12.1973 Almanya doğumludur. Eğitiminin bir kısmını Almanya’da tamamlamış olup İstanbul Vefa Poyraz Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1991-1995 döneminde okul birincisi olarak tamamlamış, ticaret hukukunun özellikle Sınai Haklar Hukuku alanında uzmanlaşmıştır.