13 Kasım 2017 Pazartesi

Umre ibadeti için yolculuklar başladı

Kutsal toprakları ilk kez görmek isteyenlerin yanı sıra daha önce Umre ya da Hacca giderek o maneviyatı yeniden yaşamak isteyen insanların dört gözle beklediği Umre  mevsimi  başladı. Profesyonel hizmet anlayışıyla 15 yıldır delüks – lüks hac ve umre turları organize eden Talha Çizmeci, umre gruplarının yoğun olduğunu ve ‘o’ maneviyatı yerinde yaşamak isteyenlere eşlik etmenin huzuru içinde olduklarını söyledi. 

Kutsal toprakları ilk kez görmek isteyenlerin yanı sıra daha önce Umre ya da Hacca giderek o maneviyatı yeniden yaşamak isteyen müslümanların beklediği Umre sezonu başladı. Dünyanın farklı noktalarında yaşayan müslümanlar umre ibadetini yerine getirmek için seyahat ediyor ve rakamlar; Umreye gidenlerin sayısı her geçen yıl gözle görülür bir biçimde artığını, Türkiye’den umreye gidenlerin sayısının ise bu yıl 400.000’i geçeceğini gösteriyor. Umre ziyareti için kutsal topraklara giden vatandaşlar için her ayrıntıyı önceden düşündüklerini söyleyen  Talha Çizmeci, Umre turlarıyla vatandaşların kutsal topraklara olan özlemini dindirdiklerini söyledi. Çizmeci, “Misafirlerimiz için her ayrıntıyı önceden düşünüyor, kutsal topraklarda yeme-içme, konaklama, ulaşım ve A’dan Z’ye her konuda lüks hizmet veriyoruz. Aslına bakarsanız son yıllarda Umreye artan yoğun talep oldukça fazla ve bizde bu durumdan memnunluk duyuyoruz. Artık insanlar daha bilinçli ve kutsal topraklardaki vazifelerini bu farkındalıkla yerine getiriyor” dedi. 

Bu yılın Umre programı 2 bin dolardan başlıyor
Bu yıl 4.000 adayı Umre’ye götürmeyi hedeflediklerini söyleyen Talha Çizmeci, Harem bölgelerine en yakın ve en lüks otellerden oluşan umre programlarının bu yıl 2 bin dolardan başladığını söyledi. Bu rakama vize işlemleri, THY ile gidiş-dönüş uçak bileti, son model Mercedes Travego otobüs ulaşımın dahil olduğunun altını çizen Çizmeci, belirtilen en iyi 5 yıldızlı delüks otellerde konaklama, açık büfe kahvaltı ve akşam yemeğinin yanı sıra Vizyon Turizm’in profesyonel rehberlik hizmetinin de bu rakama dahil olduğunu aktardı. 

8 Kasım 2017 Çarşamba

Alanya Turizm Tanıtma Vakfı Seçimli Genel Kurulu yapıldı

ALANYA Turizm Tanıtma Vakfı (ALTAV) Seçimli Genel Kurulu Alanya Kültür Merkezi’nde yapıldı. Aynı zamanda Alanya Belediye Başkanı olan önceki dönem Vakıf Başkanı Adem Murat Yücel, yeniden başkanlığa seçildi. Vakfın 2016 bütçesi 478 bin TL olarak açıklanırken 2017 tahmini bütçesi 465 bin TL olarak duyuruldu. Yeni yönetim listesinde ise şu kurum ve kişiler yer aldı:

“Adem Murat Yücel, Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD), Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO), Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC), Alanya Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Alanya Şoförler Odası, Alanya Otelciler ve Pansiyoncular Odası, Alanya Kent Konseyi, Alanya Sanayici ve İşadamları Derneği, Alanya Hamdullah Emin Paşa Üniversitesi (HEP), Alaattin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), Alanya Sağlık Turizmi Derneği (ALSTUD), Alanya Kültür ve Turizm Sanat Vakfı (ALSAV), Mehmet Dahaoğlu, Gürol Birgen, Şükrü Cimrin, Elvan Güneş, Kasımoğlu Kerim Yılmaz, Mehmet Kural, Kemal Kahya ve Yakup Uslu.”

“ALTAV’DAN ÖĞRENİLECEK ÇOK ŞEY VAR”
Sunumlarla ve video klip görselleriyle dikkat çeken programın genel değerlendirmesini yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı adına katılan ve aynı zamanda Antalya Tanıtım Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olan İbrahim Evrim, “Yapılan çalışmaların sunumu, yüksek lisans eğitim programına benziyor. Belli ki iki yıl boyunca çok emek verilmiş. ALTAV’dan öğrenilecek çok şey var” dedi. Programın sonunda Alanya tanıtımına katkı sağlayan kişi ve kurumlara plaket verildi.  

Meeting Point International WTM Londra Fuarı’nda Önemli Açıklamalar Yaptı

Meeting Point International, yeni iş ortaklıkları kurmak ve paydaşları ile sektörün nabzını tutmak için WTM (World Travel Market) Londra Turizm Fuarı’nda yerini aldı. Meeting Point International, 6-8 Kasım’da düzenlenen WTM Londra Fuarı’nda konaklamadan destinasyon yönetimine, transferden yazılım geliştirmeye turizmin her alanında lider olan şirketleri ile sektörle buluştu. Dünya çapında sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiren fuarda Meeting Point International ve LABRANDA Hotels & Resorts geleceğe dair büyüme hedeflerini paylaştı.

Meeting Point International, yeni iş ortaklıkları kurmak ve paydaşları ile sektörün nabzını tutmak için WTM (World Travel Market) Londra Turizm Fuarı’nda yerini aldı. Fuarda şirket CEO’su Khaled Jouny ve FTI Group CCO’su Roula Jouny’nin önderlik ettiği Meeting Point International; başta dünyanın farklı noktaları için yapılan direkt uçuş anlaşmaları, dünya çapında bir otel zincir markasına dönüşen LABRANDA ve son yıllarda sergilediği başarılı performans ile fuarın dikkat çeken firmaları arasındaydı.WTM Londra Fuarı ile ilgili açıklamada bulunan FTI Group CCO’su Roula Jouny: “Avrupa’nın en büyük 4. destinasyon yönetim şirketi olarak WTM Londra Fuarı’nda yeni yatırımlar, iş ortaklıkları yapma ve sektörün diğer temsilcileri ile bir araya gelerek son gelişmelerin nabzını tutma imkânı yakaladık. Standımızda dünyanın en geniş networklerinden birine sahip bir tur operatörüyle turizmin her alanında yeni iş anlaşmaları yapmak arzusunda olan sektör temsilcileri ile buluştuk” değerlendirmesinde bulundu.

Meeting Point International CEO’su Khaled Jouny ise: “Meeting Point International son yıllarda iştirak şirketleri ile birlikte faaliyet gösterdiği tüm pazarlarda büyüme sağlamayı ve gelirlerini artırmayı başardı. WTM Londra Fuarı, bu başarılarımızı bir adım öteye taşımak, yeni iş ortaklıklarına imza atmak ve elde ettiğimiz başarıları paydaşlarımız ile paylaşmak için uygun bir platform oldu” dedi.Fuarda Meeting Point International’ın öne çıkardığı konulardan biri Dubai’ye yapılmaya başlanan direkt uçuşlar oldu. FTI Group bir ilke imza atarak Almanca konuşulan pazarlardan Dubai’ye aktarmasız charter uçuşlara başladı. Bu girişim FTI Group’un büyüme stratejisinin önemli bir ayağını oluştururken, aynı kapsamda Türk – Alman Dostluğunun 60. Yılı” dolayısıyla Türkiye’ye özel bir program uygulamaya konuldu. Almanca konuşulan ülkelerden Bodrum’a direkt charter uçuşları programlandı ve bölgede sezonu uzatmak üzere anlaşmalar yapıldı.  

Aynı şekilde dünyanın önde gelen resort otel zincir markası LABRANDA Hotels & Resorts ile faaliyet gösterdiği ülkelerde gözde bir konaklama markası olarak öne çıkarken, birçok ülkede yeni otel yatırımları yapmayı ve HolidayCheck başta olmak üzere çok sayıda önemli sektör değerlendirme kuruluşları tarafından ödüle layık görülmeyi başardı. LABRANDA’nın son yıllarda sergilediği agresif büyüme yeni ülkelerdeki stratejik otel yatırımları devam edecek.Meeting Point International’ın ülkemizdeki yapılanması Meeting Point Turkey de, Türkiye’nin en büyük seyahat acentesi olmasının yanı sıra, son iki yılın en çok döviz kazandıran ve en çok turist getiren firması olmayı başardı. Şirket, bu başarıyı sürdürülebilir kılmak için ekiplerine ve alt yapısına büyük yatırımlar yaptı.WTM Londra Turizm Fuarı’nda yaklaşık 5 bin destinasyon, teknoloji ve özel sektör şirketi ile 51 bin turizm profesyoneli, müşterisi, gazeteci, öğrenci ve çeşitli ülkelerin turizm bakanları bir araya geliyor. Her yıl yaklaşık 300 bin yeni iş anlaşmasının yapıldığı fuarda seyahat endüstrisinin 38 farklı sektöründen katılımcı yer alıyor.


Emirates’in 100. A380 Uçağı Filoya Katıldı


Emirates, 100. Airbus A380 uçağının filoya katılışını Airbus’un Hamburg’daki üretim merkezinde özel bir teslim alma töreniyle kutladı

Törene Emirates Yönetim Kurulu ve İcra Başkanı Ekselansları Şeyh Sheikh Ahmed bin Saeed Al-Maktoum, Emirates Havayolu Başkanı Tim Clark, Airbus İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Tom Enders, Rolls-Royce Müşteri Hizmetleri Yöneticisi Dominic Horwood, BAE Almanya Büyükelçisi Ekselansları Ali Al Ahmad, Özgür ve Hansa Şehir Hamburg Ekonomi, Ulaşım ve İnovasyon Senato Üyesi Frank Horch katıldı. Şeyh Ahmed konu ile ilgili olarak: “Emirates, Airbus ve A380 programına dahil olan birçok iş ortağımız için bu çok önemli bir an. A380’in hiç şüphesiz ki; binlerce iş imkânını destekleyerek ve yer hizmetleri, yemek servisi, havalimanı olanakları, kabin ürünleri gibi ilgili birçok alandaki yeniliği ve ürün gelişimini tetikleyerek hava-uzay endüstrisi üretimine ve havacılık endüstrisine çok büyük katkısı oluyor. “Daha da önemlisi A380, yolcularımız için uçuş deneyimini bir üst seviyeye taşıyor. Mühendislik açısından da uçağın kendisi görülmeye değer. Dünyadaki en büyük ticari yolcu uçağı fakat çok sessiz ve etkili… Emirates olarak uçakta kullandığımız ürünler ile bu alandaki anlayışı ve deneyimi yeniden tanımlıyoruz. Ekibimiz bu uçağı uçurmayı ve yolcularımız bu uçakta uçmayı seviyor.

“Emirates için A380 bir başarı hikâyesi oldu. Yerleri kısıtlı ve yolcu talebini artırdığımız bölgesel ve ‘ikincil’ havalimanlarında A380’i kullanmayı başardık. A380, dahil edildiği her rotada, yolcuların ilgisini çektiği için daha fazla trafiğe ve talebe yol açtı. Programa sadık kalmaya devam ederken Airbus ve iş ortaklarımız ile yakın temasta çalışarak siparişteki 42 uçağı teslim almayı heyecanla bekliyoruz”.

Tom Enders: “Emirates ile A380 programının ayrılmaz parçası olan uzun süreli ilişkimizden büyük gurur duyuyoruz. Böyle öngörülü bir havayolunun en başından beri A380’e güvenmiş olması ve bu uçağı amiral gemisi ve hizmetlerinin belkemiği olarak seçmesi Airbus’taki herkes için büyük bir tatmin kaynağı. Ve tabii ki müşterilerimizden ve yolcularımızdan uçak ile ilgili her zaman olumlu geri bildirimler alırken bunu dünyanın en dinamik hava transfer bölgesi Dubai’nin başarısı ile ilişkilendirmek de çok heyecan verici”. Dominic Horwood: “Emirates’i bu çok önemli anın bir parçası olduğu için kutluyoruz. 100. Airbus A380’lerine destek olmaktan dolayı gurur duyuyoruz ve güçlü iş birliğimizi gelecek yıllarda da sürdürmeyi diliyoruz”. Rolls-Royce motorlarına sahip Emirates’in 100’üncü A380’i; First Class’taki 14 özel suiti, Business Class’taki 76 ve Economy Class’taki 426 koltuğu ile 3 kabin sınıfına ve aynı zamanda havayolunun yenilenen Uçak İçi Dinlenme Salonuna sahip. 100. A380, önümüzdeki hafta düzenlenecek olan Dubai Air Show’da görücüye çıkacak ve sonrasında filoda hizmete girecek. 

Zayed’i Anma Yılı 
Kutlamalara ek olarak Emirates, Birleşik Arap Emirlikleri kurucusu son Şeyhi HH Zayed bin Sultan Al Nahyan için 100’üncü A380’indeki özel üniformalar ile özel bir anma seramonisi gerçekleştirdi. 

Şeyh Ahmed: “Ülkemizin kurucusunun doğumunun 100’üncü yılını ve mirasını kutladığımız 2018, ‘Zayed Yılı’… Emirates, BAE’nin değişimine ve gelişimine araç olan bu kişiye, kilometre taşı 100’üncü A380’in teslim alınmasında saygılarını sunmaktan dolayı gurur duyuyor. Aynı A380’in birçok alanda açtığı yenilikler gibi Şeyh Zayed de gerçek bir öncü ve öngörü sahibi biriydi. A380 ile onun ilham, cesaret ve kararlılık mesajını tüm dünyaya ulaştırmak, mirasını kutlamak için çok yerinde bir yol”. 

Hava-uzay endüstrisi ve havacılığa pozitif etki
Emirates’in A380 programı, küresel uçak üretimi tedarik zincirine iş imkânları yaratıyor. Airbus’ın tahminine göre Emirates’in sadece A380 siparişleri, Almanya’da 14.500 adet iş gücü yaratmanın yanı sıra Avrupa’da direkt, dolaylı ve teşvik edilmiş 41.000 iş alanı yaratıyor. Bu işlerin tümü yüksek vasıflı ve yüksek-değerli bir tedarik zincirini etkiliyor ve Airbus’un uçak üretim tesislerinin olduğu ülkelerde önemli bir çarpan etkiye sahip. Emirates’in A380 yatırımının tahmini Avrupa etkisi 2013/14 yıllarında 3,4 milyar GSMH’ya eşit. Almanya ve Fransa’da her bir ülke için GSMH; 1,2 milyar.*   Nisan 2015’te Emirates, Rolls-Royce ile Trent 900 motorları ve uzun vadeli bakım paketi için 8,7 milyar avroluk tarihi bir anlaşmaya imza attı. Motorlar, 2016 yılında hizmete giren 50 Airbus A380’de kullanılacak. Rolls-Royce tarihindeki ve İngiliz bir firma için ithal siparişteki bu en büyük anlaşma; Emirates’in İngiltere ve Avrupa’da devam eden yatırımının bir parçası.

Uçuş deneyiminde yeni standartlar
Emirates’in 2008 yılında ilk A380’i hizmete sunması, yolcu deneyimine yeni standartlar getirirken Uçak İçi Dinlenme Salonu, Duş Spa, ücretsiz wi-fi, tüm sınıflarda gelişmiş uçak içi eğlence sistemi ve daha birçok yenilik, sektörde ilkleri başlattı.  Emirates, A380’i geliştirmek için düzenli olarak yatırım yapmaya devam ediyor ve yolcularının mümkün olan en iyi deneyimi yaşadıklarından emin oluyor. Bugüne kadar 85 milyonun üzerinde yolcu, Emirates A380 ile uçtu.Havayolu 2008 yılından bugüne A380 filosuna; koltuk USB girişleri, elektrikli pencere perdesi, daha geniş bir kabin için baş üstü bagaj yerlerinin değiştirilmesi, daha iyi uçak içi eğlence sistemi ve Uçak İçi Dinlenme Alanı gibi sayısız yenilikler getirdi.

Emirates’in A380 hizmetleri
Emirates, programlı hizmetleri ile 6 kıtada 48 şehre uçtuğu ikonik çift katlı uçağı ile dünyanın en büyük A380 operatörü konumunda. Tek seferlik, test ve özel uçuşlar ve diğer hizmetler de dâhil olmak üzere bugüne kadar 70’in üzerinde havaalanı, Emirates A380’e ev sahipliği yaptı.Havayolu, Ağustos 2008’deki uçağından günümüze yılda ortalama 11 adet A380 teslim alıyor. 2016/17 mali yılında Emirates bir rekora imza atarak 19 adet A380 teslim aldı.Emirates Dubai’de, tamamıyla A380 hizmetlerine özel olarak inşa edilmiş, dünyanın en büyük A380 merkezini yönetiyor. 3,3 milyar dolarlık yatırım ile bu tesis, yolculara eşi benzeri olmayan bir rahatlık ve First ve Business Class Dinlenme Salonlarından direkt uçağa geçiş ve duty free, spa, yemek hizmetleri ve çok daha fazla imkân sunuyor.  Emirates’in A380 filosu için özel olarak eğitim alan 1,500 uçuş ekibi ve 23,000’in üzerinde kabin ekibi bulunuyor.

Orient Express şimdi Hilton İstanbul Bomonti’de

Orient Express’in Orijinal Menüsü Şimdi Hilton İstanbul Bomonti İmzasıyla The Globe’da
İlk yolculuğunu 4 Ekim 1883 yılında gerçekleştiren Orient Express (Şark Ekspresi), o zamandan bu zamana pek çok filme, romana ve etkinliğe konu oldu. Lüks ve leziz bir yemek deneyimi arayışında olanlar için Orient Express şimdi Hilton İstanbul Bomonti’de yer alan The Globe’da hayat buluyor.
İstanbul’un en büyük oteli Hilton İstanbul Bomonti’deki The Globe Restaurant, Kasım ayı itibariyle her Cuma ve Cumartesi “Orient Express Menü” servis etmeye başlıyor. İlk seferini 1883 yılında Paris’ten aktarmalı olarak İstanbul’a yapan Orient Express’ten ilham alan menüde ana yemek ve tatlı seçmeli; başlangıçlar ise fiks olarak sunuluyor. 

Füme Ördek Ciğeri ile Lyon Usülü Soğan Konsom Çorba; İngiliz Usülü Bezelye Püresi ve Deniz Yosunu ile servis edilen Tütsülenmiş Somon; Fransız Usülü Kurutulmuş Deniz Tarağı; Viyana Usülü Kuzu Eti ve Yer mantarı suyunda Biftek gibi zengin bir seçkiden oluşan Orient Express Menü’nün tatlı seçenekleri arasında Yoğurt Sorbe yanında Antep Fıstıklı Kek ile Vişne Kremalı Bitter Çikolata bulunuyor. Hepsi birbirine benzeyen menülerden sıkıldıysanız ve farklı bir yemek deneyimi arayışındaysanız The Globe Restaurant’ın misafirlerini 1883’ün görkemli günlerine götüren Orient Express Menüsünü kaçırmayın. Orient Express’in orijinal menüsüyle bu tarihi yolculuğun lezzetlerini siz de deneyimleyebilir; kendinizi bir Şark yolcusu gibi hissedebilirsiniz.

Tarih sahnesinin en popüler treni “Orient Express” Orient Express ilk yolculuğunu 4 Ekim 1883’te Paris’ten Romanya’nın Giurgiu şehrine Münih ve Viyana üzerinden geçerek gerçekleştirir. Yolcular Giurgiu’ya vardıklarında teknelere binip Tuna nehri boyunca yol alarak Bulgaristan’ın Ruse şehrinde Varna’ya giden ve yolculuklarını İstanbul’da sonlandıracak başka bir trene binerler. Yıllar boyunca güzergahlar değişse ve birçok yenilik yapılsa da Orient Express’in zamansız ruhu aynı. Orient Express’in görkemli ve resmedilmeye değer rotasında gastronomik deneyimlerin en lükslerinden birini yaşayın.

6 Kasım 2017 Pazartesi

Dünyaca Ünlü Şefler İstanbul’da Buluşuyor

Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı, 2 Aralık 2017 tarihinde dünyanın önemli şeflerini İstanbul’da ağırlamaya hazırlanıyor

Uluslararası Gastromasa Konferansı, Türk mutfak kültürünü dünyaya tanıtmak, Dünya ve Türk mutfakları arasında köprü kurmak ve Türkiye’deki yeme-içme turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla yerli-yabancı ödüllü birçok şefi 2 Aralık’ta Haliç Kongre Merkezi’nde bir araya getiriyor. Bu yıl 3.'sü düzenlenen Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı için geri sayım başladı. Dünya gastronomisinin önemli şeflerine ev sahipliği yapacak olan konferansta bu yılın teması 'Ürün'. Mutfağın dünyaca ünlü yıldız şefleri; 'The Best Chef' ödülüne layık görülen ve 'Dünyanın En İyi 50 Restoranı' listesinin üçüncüsü Joan Roca,  ‘Dünyanın En İyi 50 Restoranı’ listesine adını altın harflerle yazdıran Mauro Colagreco, Virgilio Martinez, 'Asya'nın En İyi 50 Restoranı' listesinden Hiroyasu Kawate, İspanya'da ‘Kralların pastacısı’ olarak anılan Paco Torreblanca, Latin Amerika’nın en iyi şefi seçilen Mitsuharu Tsumura, ‘Dünya Barista Şampiyonası’nda birincilik alan James Chen, Michelin Yıldızı’yla başarılarını taçlandıran Kiko Moya, Luigi Taglienti, David Thompson, dünyanın en iyi pasta şeflerinden Gianluca Fusto, Andrea Dopico, başarılı çikolata şefi Stelios Parliaros, dünya gastronomisinin önemli şefleri Carlos Garcia, Diego Guerrero, Basque Culinary Center'ın Genel Müdürü Jose Mari Aizega ve 2016 yılında ‘Latin Amerika’nın En İyi Kadın Şefi’ seçilen Kamilla Seidler başta olmak üzere birçok ünlü şef 2 Aralık’ta Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı’nda, “Ürün”ü konuşmak üzere bir araya geliyor.

Konferansta, dünyanın en iyi şefleri kendi bölgelerinin özel ürünlerini kullanarak sahnede canlı olarak yemek pişirecek. Etkinliğin bir diğer ilgi çekici içeriği ise ChefChat olacak. Tarihi değerleri ve eşsiz mutfak kültürüyle dünyaya nam salan, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil edilen Gaziantep ve damaklarda iz bırakan lezzetleri, bu yıl Gastromasa’da! Konferansta ulusal ve uluslararası birçok marka stantlarda özel tadım etkinlikleri gerçekleştirerek konferansa renk katacak.

Turkish Airlines Open Golf Turnuvası, Regnum Carya’da sonuçlandı

Avrupa’nın para ödülü en yüksek golf turnuvası olan Turkish Airlines Open Golf Turnuvası, Regnum Carya’da sonuçlandı

Avusturalyalı ünlü golfçü Marcus Fraser’in yaptığı vuruş ile başlayan 4 günlük turnuvada dünyaca ünlü sporcular kıyasıya yarıştı. Tüm dünyada 1 buçuk milyar kişinin izlediği turnuvanın galibi aynı zamanda ilk golf Olimpiyat şampiyonu unvanının da sahibi olan Justin Rose oldu. Dünyanın gözü kulağı bir kez daha Belek’teydi. Bu yıl 5’inci kez düzenlenen Turkish Airlines Golf Turnuvası, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da Regnum Carya Golf&SPA Resort’te gerçekleşti. 2016’da olimpiyatlara dahil edilen golf sporunun ilk Olimpiyat Şampiyonu Justin Rose, 2014 şampiyonu Martin Kaymer ve turnuvanın iddialı isimlerinden Henrik Stenson gibi dünyaca ünlü sporcuların yarıştığı turnuva kıyasıya mücadeleye sahne oldu. Justin Rose‘un şampiyon olduğu turnuvada şampiyon ödülünü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun elinden aldı.

Kapanış töreninde konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Turnuvada, oyuncuların yanısıra golfseverlerin de büyük heyecanına tanık oldum. Hepinize memleketime geldiğiniz için teşekkür ederim. Bu etkinliği desteklemeye devam edeceğiz. Fikret Öztürk ve değerli eşine özel teşekkürlerimi sunarım. Sizlerin sayesinde bu turnuva güzel“ dedi. Turnuvanın kendisi için önemli bir deneyim olduğunu dile getiren Justin Rose ise, şunları söyledi:“Türkiye’de olmak her zaman çok güzel. Fikret Öztürk ile Çarşamba günü gerçekleşen Pro-am’de oynadığım golf çok eğlenceliydi, sahayı çok iyi biliyor.Regnum Carya’da olmak her zaman çok eğlenceli.“

Regnum Carya, Avrupa’daki ilk 100 golf sahası arasında 2.sırada. Dünyanın en prestijli golf turnuvalarından biri olan Turkish Airlines Golf Turnuvası‘na bu yıl ikinci kez evsahipliği yapmaktan dolayı mutlu olduklarını dile getiren Regnum Carya Golf&Spa Resort Onursal Başkanı Fikret Öztürk ise  turnuvanın Belek için önemini belirtti. “Bildiğiniz gibi Turkish Airlines Open Golf Turnuvası, Avrupa’nın en önemli golf organizasyonlarından biri. Turnuvanın burada düzenlenmesi ülkemiz için bulunmaz bir fırsat. Öncelikle Türkiye Golf Federasyonu’na ve Türk Havayolları’na bu çapta büyük ve yankı uyandıran bir organizasyonu ülkemize ve Belek’e kazandırdıkları için teşekkür ederim” diyen Fikret Öztürk, Belek’in yaklaşık 20 yıl önce sazlık, bataklık bir alan iken bugün dünyanın en önemli golf destinasyonlarından biri haline geldiğini belirtti.Turnuvanın düzenlendiği Regnum Carya Golf Kulübümüz, Avrupa’da ilk 100 saha içinde 2. sırada yer alıyor ve Avrupa’nın 18 delikli, aydınlatmalı ilk ve tek sahasıdır. Yılın 12 ayı turist ağırlamaya elverişli olan Belek, toplamda 15 golf sahası bu sporun müdavimlerine Avrupa’nın başka hiç bir yerinde bulamayacakları kusursuz bir hizmet veriyor. Bu gibi organizasyonlar sayesinde Belek’in bu potansiyelini duyurarak golf turizmindeki yerimizi  her geçen gün daha da sağlamlaştırıyoruz.”

4 Kasım 2017 Cumartesi

Tarsus Mutfağı Dünya’ya Açılıyor

Adana ve Urfa kebabına rakip olarak Tarsus Kebabı oldukça iddialı... İslam inancı ve Hristiyanlık için önemli bir merkez olan Tarsus, turizmini çeşitlendirmek için mutfağını da görücüye çıkarıyor. 1.Tarsus Gastronomi ve Araştırma Günleri Kapılarını Türk ve Yabancı basının katılımlarıyla açtı. Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarsus Belediyesi, Mersin Üniversitesi, Tarsus Ticaret Odası, Mersin Kent Konseyi ve Tarsus Kent Konseyi işbirliği ile düzenlenen festival muhteşem üç gün boyunca Tarsus’un geleneksel lezzetlerine ev sahipliği yapacak.


Organizasyonun ilk günü, Mersin Büyükşehir Başkanı Burhanettin Kocamaz ve Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can’ın da katıldığı akşam yemeğiyle tamamlandı. Yemekte, Lübnanlı yazar ve gurme Barbara Abdini Massad, Tarsus’taki yerel tatların desteklenmesine ilişkin bir sunum da gerçekleştirdi. Londra’dan Modern Kebap yorumcularının da katıldığı organizasyon, 4 Kasım’da ST. Paul Kuyusu meydanında düzenlenecek Gastronomi Festivali ile devam edecek.



Belediye Başkanları Kebap için Kolları Sıvadı
Festival kapsamında düzenlenen basın gezisinde, Tarsus yöresine ait lezzetlerden humus, Tarsus kebabı ve Tarsusi kahvesi misafirlerin beğenisine sunuldu. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ve Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can ev sahipliğinde gerçekleşen yemekte, başkanlar kebap yapımı için ocak başına geçip, hünerlerini sergiledi. Yabancı basın mensupları ile meşhur Tarsus kebabı yapan belediye başkanları gurmelerin odak noktası oldu. 3 gün sürecek etkinliğe Türk Aşçı Milli Takımı Kaptanı Esat Özata,  Modern Kebap Yorumcusu Edward Brunet Adıono gibi yerli ve yabancı birçok isim katılacak. 

Kültür Mozaiğinin Yansıması
Son günlerde esrarengiz kazıyla yerli ve yabancı medyanın dikkatini çeken Tarsus’un tarihi antik çağlara dayanıyor. Neolitik dönemden beri kültürlerin buluşma noktası olan Tarsus’ta, yıllarca Türkmen, Girit, Türk, Rum ve Ermeni kültürleri bir arada yaşadı. Bu kültür birlikteliği, karşılıklı olarak mutfakların birbirinden etkilenmesini sağlamış ve yaşayanların evlerinde pişen yemeklerde büyük bir çeşitliliğe yol açtı. 1. Tarsus Gastronomi ve Araştırma Günleri Tarsus mutfağının zenginliklerinin ortaya çıkarılması, tarihi güzelliklerin tanıtılması ve unutulmaya yüz tutmuş yemeklerin gelecek kuşaklara aktarılmasını amaçlıyor.





3 Kasım 2017 Cuma

Turkish Airlines Open Golf Turnuvası, Regnum Carya’da başladı


Avrupa’nın para ödülü en yüksek golf turnuvası olan Turkish Airlines Open Golf Turnuvası, Regnum Carya’da başladı. Avusturalyalı ünlü golfçü Marcus Fraser’in yaptığı vuruş ile başlayan turnuva Pazar günü sona erecek. 4 günlük turnuvayı tüm dünyadan yaklaşık 1 buçuk milyar kişinin izlemesi öngörülüyor.Antalya’da 5’inci kez düzenlenen Turkish Airlines Golf Turnuvası, dünyanın en önemli golfçülerinin kıyasıya mücadelesine sahne olacak. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da Regnum Carya Golf&SPA Resort’te düzenlenen turnuvaya, 2016’da olimpiyatlara dahil edilen golf sporunun ilk Olimpiyat Şampiyonu Justin Rose, 2014 şampiyonu Martin Kaymer ve turnuvanın iddialı isimlerinden Henrik Stenson gibi dünyaca ünlü sporcular katılıyor. 

Büyük ödülün 7 milyon Dolar olduğu turnuvaya 3’üncü kez katılan Henrik Stenson; “Türkiye’ye gelmeyi her zaman dört gözle bekliyorum. Misafirperverlik, sahanın kalitesi ve hayranlar, gerçekten de akılda kalıcı bir golf deneyimi yaşatıyor. 2013’te yedinci ve 2014’te üçüncü olduktan sonra bu yıl sıralamamı yükseltmeye ve haftanın sonunda da ödülü almaya kararlıyım.” dedi. Turnuva öncesi yapılan basın toplantısında konuşan Türkiye Golf Federasyonu Başkanı Ahmet Ağaoğlu "Dört gün süren büyüleyici bir oyun süresince dünyadaki golf fanlarını selamlamak için sabırsızlanıyoruz" dedi.

“Bildiğiniz gibi Turkish Airlines Open Golf Turnuvası, Avrupa’nın en önemli golf organizasyonlarından biri. Turnuvanın burada düzenlenmesi ülkemiz için bulunmaz bir fırsat. Öncelikle Türkiye Golf Federasyonu’na ve Türk Havayolları’na bu çapta büyük ve yankı uyandıran bir organizasyonu ülkemize ve Belek’e kazandırdıkları için teşekkür ederim” diyerek sözlerine başlayan Regnum Carya Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Öztürk, turnuvanın asıl kazananının Türk turizmi ve Belek olduğunun altını çizdi.  Fikret Öztürk sözlerine şöyle devam etti: “Turnuvanın düzenlendiği Regnum Carya Golf Kulübümüz, Avrupa’da ilk 100 saha içinde 2. sırada yer alıyor ve Avrupa’nın 18 delikli, aydınlatmalı ilk ve tek sahasıdır. Yılın 12 ayı turist ağırlamaya elverişli olan Belek, toplamda 15 golf sahası bu sporun müdavimlerine Avrupa’nın başka hiç bir yerinde bulamayacakları kusursuz bir hizmet veriyor. Bu gibi organizasyonlar sayesinde Belek’in bu potansiyelini duyurarak golf turizmindeki yerimizi  her geçen gün daha da sağlamlaştırıyoruz.”

Avrupa’nın ilk ve tek gece aydınlatmalı golf sahası olan Carya Golf Club’ta oynanacak turnuvayı geçtiğimiz yıl Thorbjorn Olesen kazanmıştı. Kupasını, kendisi de bir golf tutkunu olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun elinden alan Olesen ve diğer golfçülerin olumlu izlenimleri, Belek’in ve Carya Golf Club’ın dünya çapında tanıtımına büyük katkı sağlamıştı. Geçtiğimiz yıl 45 yayıncı kuruluş tarafından 58 ülkede yayınlanan Turkish Airlines Open Golf Turnuvası‘nı, bu yıl da yaklaşık 1.5 milyar kişinin izlemesi öngörülüyor. 

Doğuş Turizm Grubu’nun Türkiye’deki ev konseptindeki ilk oteli Hyatt House Gebze açıldı

Doğuş Turizm Grubu’nun yeni yatırımı ve Hyatt markasının Türkiye’deki ev konseptindeki ilk oteli Hyatt House Gebze açıldı.Doğuş Turizm Grubu’nun yeni yatırımı, Hyatt House Gebze 1 Kasım 2017 itibariyle hizmet vermeye başladı. Otel, uzun dönem konaklama ile ev konseptini yansıtmanın yansıra otel konforunda ev keyfini yaşamak isteyenlerin beklentilerine 158 odası ile yanıt verecek. 


Türkiye’nin ev konseptindeki ilk oteli olan Hyatt House Gebze, modern mimari özellikleri taşıyor. Sıcak, misafirperver ve dost bir yaşam ortamı vadeden otel, bu özellikleriyle uzun süreli konaklayan misafirlerine komşularıyla iç içe yaşıyormuş hissini yaşatacak detaylar sunuyor. Her odasında mutfak olan otelin, günlük ihtiyaçlara cevap vermek için bir de marketi bulunuyor. Otel misafiri, ‘select servis’ hizmeti ile marketten ihtiyacı olan her şeyi resepsiyon aracılığı ile alabiliyor, otelin çamaşırhanesinde çamaşırını yıkayabiliyor. 




Gebze ilçesinde yaşam bulacak Hyatt House Gebze, game room, havuz, fitness, business center, lounge ve yeme-içme alanları ile de misafirlerine sosyalleşebilecekleri alanlar sunuyor. Gebze Sanayi Bölgesi’nde yer alan, hem iş hem de eğlence için ideal bir konumda bulunan Hyatt House Gebze, Sabiha Gökçen Havalimanı’na, alışveriş merkezlerine, üniversitelere, hastanelere ve iş merkezlerine yakınlığı ile farklılaşıyor. 

2 Kasım 2017 Perşembe

World Tourism Forum Dünya Turizmine Yön Veriyor

Türkiye turizm alanındaki  yatırımlarıyla dünyada yönlendirici oluyor
World Tourism Forum Başkanı Bulut Bağcı, Türkiye'nin yurtdışındaki turizm alanlarını değerlendirip, bu ülkelerde  yatırım yapıp, yönlendirici ülke oluyor

World Tourism Forum Başkanı Bulut Bağcı, Türkiye başka ülkelerde yatırımlar yapıp yönlendirici ülke olabilir. Buna yönelik daha önce yurt dışında etkinlikler, görüşmeler yaptık.  Bu nedenle Gana’da bir Form gerçekleştik. Gana'nın başkenti Akra'da Afrika Zirvesi düzenledik. Türkiye merkezli bir kuruluş olarak ilk kez Afrika’da bir organizasyon yaptık. Gana Devlet Başkanlığı himayesinde gerçekleştirilen zirveye çok ciddi sayıda Türk iş adamı Yabancı yatırımcı işadamlarını ve Turizmcileri götürdük. Orada yeni iş projelerini, iş ortaklıklarını Formda konuştuk. Gana Türkiye için ticari, turizm ve politik alanlarda Batı Afrika'ya açılan kapı olacak.Türkiye olarak dünya  ülkeleri arasında, turizmde söz sahibi olmaya başladık. Zor bir dönemden geçtik. Bizim ülke olarak  yaşadığımız kolay bir durum değildi. Yine de  milyonlarca turistin tercih ettiği bir ülke konumuna geldik.

Çok iyi hizmet veren konforlu otellerimiz var. Kültürel değerlerimiz ve  tarihi alanlarımız oldukça fazla. Kongre Turizmi ve Kültür Turizmi alanına bir de Gastronomi turizmini eklediğimizde, Türkiye dünyada daha çok söz sahibi olacağına inanıyorum. Hedefimiz, ilerleyen süreçte Türk turizmcilerinin burada ağırlığı olan bir duruma gelmesidir. Batı Afrika'daki diğer ülkelerden, Türkiye ile nasıl iş birliği yapabiliriz diye yatırımcılarımıza soruyorlar. Yatırım için talepler gelmeye başladı. Çok yakın bir zaman da Türk yatırımcılar Gana’da yatırıma başlayacağına inanıyorum dedi.World Tourism Forum Dünya genelinde  önemli çalışmalar yapıyor. Ülkemizin başka ülkelerdeki turistik imkanları değerlendirmesi çok önemli. Bu kapsamda Türkiye başka ülkelerde de yatırımlar yapıp, yönlendirici ülke olması için çalışmalar yapıyoruz. Buna yönelik daha önce yurt dışında etkinlikler, görüşmeler yaptık. Türkiye’de ve Dünyada turizm adına yeni gelişmelere imza atacağız. Sn; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 3i Turizm Şurasında ifade ettiği gibi devletimiz tüm imkanlarıyla turizmcinin yanındadır açıklaması turizm camiası tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. World Tourism Forum Başkanı Bulut Bağcı,  Bizlerde üzerimize düşeni yapacağız dedi.







31 Ekim 2017 Salı

RUMELİ HİSARI, KAPSAMLI RESTORASYON İLE GELECEĞE TAŞINACAK

İstanbul’un fethinde önemli rol üstlenen ve 1950’lerde açık hava müzesine dönüştürülen Rumeli Hisarı’nın bütününde yapılması planlanan restorasyon projelerinin kurul tarafından onaylandığını belirten Rumeli Hisarı Sanat Tarihi ve Arkeoloji Uzmanı Ali Zeyrek, “Birkaç yıl içinde uygulamaya geçilecek” dedi.

İstanbul Boğazı, Roma İmparatorluğu’ndan bu yanaAnadolu’nun Trakya ile birleşme noktasında bulunan önemli bir su yolu kavşağı. 1452’deyapılan Rumeli Hisarı ise bu su yolunun korunması için tarihte önemli birişleve sahip. İstanbul Boğazı’na sahip olmak için 1451’de inşa edilen,İstanbul’un fethinde önemli rol üstlenen ve 1950’lerde açık hava müzesinedönüştürülen Rumeli Hisarı, kapsamlı bir restorasyona hazırlanıyor. RumeliHisarı Sanat Tarihi ve Arkeoloji Uzmanı Ali Zeyrek, ‘Rumeli HisarıRestorasyonu’ başlıklı bir söyleşide İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) AnadoluBİL Meslek Yüksekokulu (ABMYO) Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü MimariRestorasyon Programı öğrencileri ile bir araya geldi. İAÜ Florya Halit AydınYerleşkesi’nde düzenlenen etkinlikte konuşan tarihi eser uzmanı Ali Zeyrek,İstanbul’un tarihi eser olarak en önemli nirengi noktalarından biri olan RumeliHisarı’nın tarihçesi, konumu, mimarisi ve restorasyonu özelinde bir sunumgerçekleştirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir müze olan RumeliHisarı’nın inşa edildiği dönemden günümüze kadar nasıl geldiğine ilişkinbilgiler aktaran Zeyrek, Rumeli Hisarı’nın İstanbul’un Fethi’nde ve Osmanlıİmparatorluğu’nun yükseliş tarihinde önemli bir rol oynadığı mesajı verdi.

“İstanbul Boğazı, hem Roma İmparatorluğu döneminde, hem DoğuRoma İmparatorluğu Dönemi’nde, hem Osmanlı Dönemi’nde, hem de günümüzde önemlibir su yoludur. Tarih boyunca su yollarının E-5’i olmuş” diyen Zeyrek, RumeliHisarı’nın stratejik olarak önemli bir noktada olduğunu ve su yolunu kontroletmek için Anadolu Hisarı’nın karşısına Fatih Sultan Mehmet tarafından yapıldığınısöyledi. Zeyrek, yapım aşamasındaki detaylara ilişkin şu bilgiyi verdi: “30 binmetrekarelik Rumeli Hisarı hisarın inşasında 300 usta, 700-800 işçi, 2 binarabacı, kayıkçı, nakliyeci çalışıyor. Fatih Sultan Mehmet her bir burcuninşası için bir vezir görevlendiriliyor. Saruca Paşa, Çandarlı Paşa ve HalilPaşa, kendi adlarıyla anılan büyük burçları inşa ediyorlar. İstanbul’un Fethiiçin önemli bir rol üstleniyor. 1800’lerin başına kadar aktif olarak su yolunukoruma görevi görüyor. 1960’tan sonra açık hava müzesi olarakişlevlendiriliyor.”

Rumeli Hisarı’nın 1950’lerde yapılan restorasyonçalışmalarının ardından son 60 yıldır herhangi bir restorasyona tabitutulmadığını belirten Zeyrek, bugün itibariyle Rumeli Hisarı’nın geleceknesillere aktarılması noktasında ciddi bir restorasyona ihtiyaç duyduğunubelirtti: “Esaslı restorasyon 1953-1957 arasında yapıldı. Tarihi eserlerdeortalama restorasyon döngüsü 40-50 yıldır. Rumeli Hisarı’nın da bugünitibariyle restorasyona ihtiyacı bulunuyor. Yapımında topografyadan çıkangevşek kayaçlar kullanılmış. Bu taşlar ufalanmış durumda. Rumeli Hisarı’ndabulunan üç büyük kulenin üzerindeki külahlar, 1890’lı yıllardan sonra kayboldu.Dolayısıyla yağmur suları, olduğu gibi kulelerin içine girerek hasarlara yolaçmış durumda. Saruca Kulesi’nin en üst katında bulunan Fatih Divanhanesi’ninüstünde bulunan kubbenin üzerinde olması gereken kurşun, 1950’lerde popülerolan çimento ile taklit edilerek tahrip edilmiş.”

Rumeli Hisarırestorasyona hazırlanıyor
Rumeli Hisarı’nın bütününde yapılması planlanan restorasyonprojelerinin kurul tarafından onaylandığını belirten Ali Zeyrek, “Aslolankorumaktır, yani konservasyondur. Rumeli Hisarı’nın da pafta pafta röleveleriçizildi, restütisyonu yapıldı, restorasyon projesi onaylandı. Birkaç yıl içindeuygulamaya geçilecek” dedi.

‘Rumeli Hisarıişlevlendirilerek geleceğe taşınabilir’
1452 yılında yapılan Saruca Paşa, Zağnos Paşa ve HalilPaşa Kuleleri ile bir anıt eser olan Rumeli Hisarı’nın Fatih’in İstanbul’u fethi,inşa süreci ve tekniği açısından önem arzeden bir özellik gösterdiğine dikkatçeken ABMYO Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü MimariRestorasyon Programı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Fatma Sedes, RumeliHisarı’nın günümüze kadar ulaşmasında ve bugün müze işlevi olarakkullanılmasında, yakın dönem tarihimizde yapılan restorasyon çalışmalarının daönemli bir payı olduğuna işaret etti. Rumeli Hisarı’nın su yolu yakınındaolması nedeniyle fırtına, iyot, nem vs gibi birçok dış etkenin baskısı altındakaldığını ve hem kimyasal hem de fiziksel olarak etkilendiğini belirten Yrd.Doç. Dr. Sedes, bu tür tarihi eser yapı restorasyonunda işlevlendirmeçalışmasının da eserlerin gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir rolüstlendiğini söyledi: “1953 yılında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın de girişimlerisayesinde aralarında Semra Emler, Cahide Tamer ve Mualla Eyüboğlu Anhegger’inbaşını çektiği üç yiğit mimarın yaptığı restorasyonun, yapının günümüze kadargelmesinde önemli payı var. Restorasyon olmasa, kuleler de surlar da harapolacaktı. İlk işlevini kaybetmiş olmasına rağmen, Rumeli Hisarı’nın 1950’liyıllarda yapılan restorasyon ile müze işlevini kazanmış olması, geleceknesillere aktırılması açısından önemlidir. Yapının ömrünü uzatmak, ona işlevvermekle ilintili. Tarihi yapının dokusuna uygun olarak müze, kütüphane,kafeterya gibi sosyal dokuları da ihtiva edecek bir işlevlendirme önemli.”

‘Restorasyondaçimento asla kullanılmamalı’
Yrd. Doç. Dr. Sedes, her tarihi eser için koşullara uygunbir restorasyon uygulaması yapmanın önemli olduğuna dikkat çekti: “Tarihiyapılarda yapılan birçok koruma amaçlı çalışmaları ‘restorasyon’ üst başlığıaltında tanımlıyoruz. Özgün tarihi eseri fazla yapılmış eklerden arındırmaya ‘liberasyon’diyoruz. Yapıda yıkılma tehdidi varsa sağlamlaştırmak için ‘konsolidasyon’yaparız. Yapının ömrünü uzatmak için işlevini yitirmiş olan alanlara, moderneklerle destekleyerek yeni işlevler kazandırmak için ‘renovasyon’ yapılır. Olduğugibi muhafaza etme çalışmasına ise ‘konservasyon’ diyoruz. Aykırı müdahaledebulunmadan o eserin ömrünü uzatmak için yapılan minimum müdahaledir. Buradakullanılması gereken malzemelerin geri dönüşümlü olması önemli. Asla çimentokullanılmamalı. Çimentonun artık taşa bile zarar verdiği tespit edilmişdurumda.”

Tarihi eserlerigeleceğin restorasyon uzmanları kurtaracak
Gerek restorasyon ve konservasyon çalışmaları, gerek tuval üzerine replika çalışmaları, gerek bezeme çalışmaları, gerekse tarihi eser maket çalışmaları ile kültürel değerlerimizin geleceğe taşınmasına katkı sunan önemli bir alan olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Fatma Sedes, Türkiye’de bilimsel restorasyon konusunda bir takım bilinçli çabaların olduğunu ifade etti.Ancak uygulama noktasında istenilen bir seviyenin halen yakalandığını söylemenin zor olacağına vurgu yapıyor ve uygulama sıkıntısının had safhada olduğu tarihi eser restorasyonu konusunda yeni yetişen restorasyon öğrencilerinin kurtarıcı bir rol üstleneceğine vurgu yaptı.

Sağlık turizmi için gelenler, Residence’ları tercih ediyor

Avrupa Residence Suites’de konaklayanların  %50’sini sağlık turistlerinden oluşuyor
Onkoloji, ortopedi gibi uzun dönemli sağlık tedavileri için ülkemize gelenler, ağırlıklı olarak residence’larda konaklamayı tercih ediyor. Bulgaristan, Gürcistan, Irak gibi bulunduğumuz coğrafyadaki ülkelerden gelen sağlık turistlerinin sayısı her geçen yıl artıyor. Avrupa Residence Suites’de konaklayanların yaklaşık %50’sini sağlık turistlerinin oluşturduğunu kaydeden Avrupa Residence Suites Genel Müdürü Ercan Yılmaz, şunları söyledi: “Bölgemizdeki birçok hastane ile anlaşmamız bulunuyor. Onkoloji, ortopedi gibi, 2 ay ve üzeri süren uzun soluklu tedaviler için gelenler, ev konforu yaşatması nedeniyle residence’ları tercih ediyor. Bir otel odasından daha büyük metrekaresi olan, içinde mutfağı dahil imkanları bulunan residenceler, 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 gibi farklı daire alternatifleri sunmasıyla da, refakatçisiyle gelen hastaların, tedavileri boyunca kendilerine ait bir odada dinlenebilmesine imkan sağlıyor” dedi. 

Ortadoğu pazarı ‘Residence’ diyor  
Ortadoğu pazarında güçlü olduklarını ve yoğun misafir ağırladıklarını anlatan Ercan Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti: “TEM Avrupa Konutları bitişiğinde bulunan Avrupa Residence Suites, 2012 yılında faaliyete başladı. 147 adet dairenin bulunduğu tesisimiz, ağırlıklı olarak 85m2 ve 120m2 tam donanımlı dairelerden oluşuyor. Ayrıca, 270m2 teraslı dubleks ve 250m2 seyir teraslı 360 derece manzarası olan dairelerimiz de mevcut. Oda sayısı yüksek olan dairelerimizde,10- 13 kişiye kadar konaklama olduğundan, özellikle Suudi Arabistan başta olmak üzere Ortadoğulu turistler tarafından yoğun talep görüyoruz. Misafirlerimiz, yemeklerini kendileri pişirebileceği gibi tesisin dışındaki restoranlardan da sipariş verebiliyor. Residence olarak aynı zamanda, bir otelin sunduğu, resepsiyon, güvenlik, temizlik, kapalı yüzme havuzu, sauna, fitness salonu gibi hizmetleri biz de veriyoruz” diye konuştu. 

2018 yılında %75 doluluk hedefliyor 
Gelecek yılın hedeflerine değinen Ercan Yılmaz, şunları kaydetti: “Bu yılı, %65’in üzerinde doluluk ortalamasıyla kapatacağız. 2018 yılı hedefimiz, %75 doluluk oranlarına ulaşmaktır. Önümüzdeki yıl, uzun süreli sağlık ve iş turizmi için gelen misafirlerimizin yanı sıra, Ortadoğu ülkelerinden gelen turistleri ağırlamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.



Avrupalı liman yöneticileri, Kuşadası Limanı’nda eğitim aldı

Avrupa Limanlarının yöneticilerinden oluşan 23 kişilik heyet, Türkiye’nin lider limanı Ege Port’u ziyaret ederek, eğitim aldılar. Başta İspanya, İtalya, Portekiz, Malta, Yunanistan ve Fransa olmak üzere Avrupalı liman yöneticileri, Kuşadası Limanı’ndaki başarılı iş modellerini limanlarına da taşıyacaklarını belirtti. 

Akdeniz Kruvaziyer Limanları Birliği’nin 5’incisi düzenlenen PDC (Professional Development Course) – Kariyer Geliştirme Programı çerçevesinde gerçekleşen ziyarette, Akdeniz’in çeşitli limanlarından gelen 23 liman yöneticisi, Ege Port Kuşadası Limanı’nı inceledi. Başta İspanya, İtalya, Portekiz Malta Yunanistan ve Fransa olmak üzere Avrupa’nın çeşitli limanlarının yöneticilerinden oluşan konuk heyet, Ege Port Genel Müdürü Aziz Güngör tarafından karşılandı. Avrupalı liman yöneticilerine tesisi gezdiren Aziz Güngör, aralarında liman otoritelerinin de bulunduğu misafirlere, başarılı işletmecilik modeli hakkında da bilgi verdi.

Kuşadası Limanı’nın, “Dünyanın en büyük ve lider kruvaziyer liman işletmecisi” Global Ports Holding’in ilk limanı olması itibariyle adeta bir akademiye dönüştüğüne dikkat çeken Ege Port Genel Müdürü Aziz Güngör, “Kuşadası Limanı oluşturduğu başarılı işletmecilik modeli ile bugün Akdeniz’deki birçok liman işletmesine örnek teşkil etmekte, ilham vermektedir. MEDCRUISE – Akdeniz Kruvaziyer Limanları Birliği’nin 5’incisi düzenlenen PDC (Professional Development Course) – Kariyer Geliştirme Programı çerçevesinde, Ege Port Kuşadası Limanı’nın oluşturduğu başarılı işletmecilik modelini bizzat yerinde görmek ve incelemek isteyen Akdeniz’in birçok limanından gelen kıymetli yöneticiler ile bugün bir eğitim ve inceleme çalışması yürüttük. Kruvaziyer turizminin çok zor günler geçirdiği şu dönemde Kuşadası Limanı olarak başarılı işletmecilik modelimizle ilham kaynağı olmak, bizleri ziyadesiyle gururlandırmakta ve memnun etmektedir. Sadece ülkemizin değil Akdeniz’in de en önemli kruvaziyer limanlarından biri olan Ege Port Kuşadası Limanı, tüm zorluklara rağmen çalışmalarına hız kesmeden devam etmektedir” dedi. Günün ilk yarısında bilgi alışverişi ve incelemelerde bulunan Avrupalı Liman Yöneticileri de, Ege Port Kuşadası Limanı’nı büyük bir beğeni ve ilgi ile incelediklerini belirterek, edindikleri tecrübeleri kendi limanlarında da uygulayacaklarını ifade ettiler. 

Klasik araçların Cumhuriyet Konvoyu

İKOD’dan  (İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği) Cumhuriyet’in 94.Yılına Özel Konvoy
İKOD (İstanbul Klasik Otomobilciler) Derneği üyeleri, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 94.yılında; Mobil 1’in destekleriyle  İstanbul’un her iki yakasında da kutlama yaptı. Onlarca klasik araçla 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde Türk bayraklarıyla “Yaşasın Cumhuriyet” konvoyu oluşturan İKOD konvoyu, renkli görüntülere sahne oldu. 

Avrupa Yakası’nda,Fatih Adnan Menderes Bulvarı’nda (Vatan Caddesi) ve Anadolu Yakası’nda Kadıköy Bağdat Caddesi’nde gerçekleşen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resmi geçit törenlerine katılan İKOD, saat 13.00’da yüzden fazla klasik araçla,15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden geçerek “Yaşasın Cumhuriyet” konvoyu oluşturdu. Konvoy Zincirlikuyu’dan geri dönerek  seyrine Kadıköy’de son verdi. Geçit sonrasında  Kalamış Khalkedon tesislerinde sergilenen Türk bayrakları ve balonlarla süslenmiş, yarım asrı devirenk rengarenk klasik araçlardan oluşan konvoy,  vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördü. 

“Yaşasın Cumhuriyet” konvoyunda sürpriz isim!
Cumhuriyet’in 94.yılı sebebiyle düzenlenen “Cumhuriyet Konvoyu” katılımcıları arasında usta radyocu ve stand up’cı Nihat Sırdar da vardı. 1962 model Chevrolet Impala aracıyla konvoydaki yerini alan Sırdar, vatandaşlarla bol bol fotoğraf çektirdi.