Buzlar Ülkesi İzlanda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Buzlar Ülkesi İzlanda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Haziran 2015 Perşembe

Buzlar Ülkesi İzlanda’yı Keşfetme Zamanı

Soğuk iklimi, kutu gibi dizilmiş binaları, renkli bir o kadar da hüzünlü gün batımı ile bir ada ülkesi olan İzlanda’yı keşfetmenin tam zamanı. 17 Haziran'da bağımsızlığının 71. yılını kutlayan kutup ülkesi İzlanda'da haziran ayında 18 gün boyunca güneş batmıyor.


Kışın ortalama -39 derece soğukluğun görüldüğü Vikinglerin ülkesi İzlanda’nın, en güzel keşif zamanı ortalama sıcaklığın 11 derece olduğu 18 haziran ve temmuz ayları.
Doğa harikası şelaleleri, mavi göl olarak adlandırılan dünyanın en güzel termal gölü blue lagoon’u, volkanları ve ilginç kültürüyle buzlar ülkesi İzlanda’yı keşfe hazır mısınız?

Türkiye’ye uçakla sadece 5 saat 20 dakikalık uzaklıktaki İzlanda’ya uçuş ve konaklamalar için 9 taksit ve yüzde 10 indirim kampanyası yapan online seyahat asistanı, bavul.com’a göre;  İzlanda’ya ziyaret için en doğru zaman Haziran ayında başlıyor. Bavul.com Türkiye Müdürü Mazhar Özsoy, kutup ülkesi İzlanda’yı ziyaret etmek isteyenlere Haziran ve Temmuz aylarını öneriyor. Buzlar ülkesi İzlanda’nın dünyanın bir çok yerinden ziyaretçi akınına uğradığını ancak Türklerin özellikle yaz aylarını tercih ettiğini kaydeden Özsoy şöyle dedi:

“İzlanda’ya her zaman ziyaretçi akını var. Ancak kış aylarında -39 dereceye yükselen soğuklar nedeniyle Türk ziyaretçiler zorlanabilir.Bu nedenle bu ülkeye ziyaret için en uygun zaman haziran ayında başlıyor. Sıcaklığın 11 dereceye yükseldiği haziran ayında 18 gün boyunca güneş hiç batmıyor. Biz de bavul.com olarak yaz aylarında indirim kampanyası yapıyoruz. Ayrıca haziran ayında geleneksel sanat festivali yapılıyor ve büyük ilgi görüyor.”

Ordusu bulunmayan ülke
 9. yüzyılın sonlarında Norveçli Ingólfur Arnarson tarafından keşfedildiği söylenen adanın, ilk sakinleri Vikingler olmuş. Zamanla yaşanan anlaşmazlıklar ve iç çatışmalar sonrasında ada bağımsızlığını kaybetmiş ve Norveç egemenliği altına girmiş. 14. yüzyılda Norveç’in Danimarka tarafından ele geçirilmesiyle bu sevimli ada Danimarka topraklarına katılmış. İzlanda’nın başkenti Reykjavik. Önceleri ticari anlamda Danimarka’ya bağlı olan şehir, sonraki yıllarda tamamen ülkenin egemenliği altına girdi. Şehirde, 17. yüzyıl hastalık, volkan patlamaları ve salgınlarla geçti. II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere tarafından işgal edilen topraklar, 1941’de Amerika’nın eline geçti. 17 Haziran 1944 ise bu toprakların tanındığı tarih olarak tarihe geçti.

Cumhuriyet ile yönetilen  İzlanda'da ordu yok. Nüfusu ise sadece 323 bin. Nüfusun büyük çoğunluğu 170 bin kişi ise başkent Reykjavik'de yaşıyor.

Cennet göller, volkanlar, altın şelaleler: Doğanın en güzel manzaralarına tanıklık edeceğiniz İzlanda'da, safari gezilerinden trekking'e, tarihi keşiflerden müze turlarına kadar onlarca renkli ve eğlenceli aktivite yapılabiliyor.

Geysir Ulusal Parkı: Hala aktif olan bölgede, buzulların içinden fışkıran sularla unutulmaz bir keyfe tanıklık edebilirsiniz.

Gullfoss (Altın Şelale): 10bin yıllık şelale görkemli görüntüsü ile binlerce ziyaretçinin akınına uğruyor.

Kuzey Işıkları: Eğer doğru zamanda doğru yerdeyseniz kuzey ışıklarının rengarenk ışık oyunlarına tanıklık edebilirsiniz. Kafanızı gökyüzüne çevirmeniz yeterli.

Blue Lagoon: Mavi sularıyla beyaz kar  manzaralarına eşlik eden bu göl, yaz kış 38 derece suya sahip. Karla kaplı zamanlarda bile ziyaretçi akınına uğrayan Blue Lagoon’un termal zengin  suyu gençleştirip güzelleştiriyor. Jeotermal deniz suyu olan Mavi Göl, dünyanın her yerinden turistlerin gençleşmek, tedavi olmak, İzlandalıların ise sosyalleşmek  için ziyaret ettikleri bir göl. Filmlere de konu olan Mavi Göl, adını mavi sularından alıyor. Kapalı mekanlardaki termal sular gibi kokusu ve sıcaklığıyla bunaltmayan Blue Lagoon'da saatlerce vakit geçiren ziyaretçiler, çeşitli kokteyller içerek hem dinlenip hem de ciltlerini yeniliyorlar.

Reykjavik City Hall: 20. yüzyıl İzlanda mimarisinin önemli örneklerinden olan bina, Reykjavik’da gezilecek noktalar arasında ilk sıralarda geliyor.

Hallgrímskirkja Kilisesi: Mimari detaylarıyla büyüleyen yapı, şehrin en önemli kiliselerinden

Reykjavik Açık Hava Müzesi:
Bu müzede, şehrin tarımcılık geçmişine doğru bir yolculuk yapılabiliyor.

National Gallery: 19. ve 20. yüzyılda yaşamış İzlandalı sanatçıların eserlerinin bulunduğu müze, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Köpek balığı çorbası ile ziyafet !
Deniz mahsulleri ve av etleri ile ünlü İzlanda’da kendinize bir ziyafet çekebilirsiniz. Fiyatların makul olduğu İzlanda'da, özel tatlar denemek isterseniz köpekbalığı kanadı çorbasını deneyebilirsiniz.
Fishmarket Restaurant: Taze ve lezzetli deniz ürünlerini deneyebilirsiniz.MAR Restaurant: Şehrin liman bölgesinde yer alan mekanda, Avrupa mutfağından lezzetler bulmak mümkün.

Gece hayatı canlı
Uzun kış geceleri ve bitmeyen yaz günleri yaşanan şehirde gece hayatı da hiç uyumuyor. Partiler, canlı performanslar ve DJ’ler eşliğinde organizasyonlar ile gece hayatı sizi bekliyor. Reykjavik’te eğlence mekanları içerisinde en favori olanları Cafe 22, Kaffibarin, Rex Bar, Pravda ve Vegamot olarak sıralanabilir. içerisinde en favori olanları Cafe 22, Kaffibarin, Rex Bar, Pravda ve Vegamot olarak sıralanabilir.Şehirde birçok festival düzenleniyor. Mayıs ve haziran ayları arasında düzenlenen Reykjavík Arts Festivali’ne katılabilirsiniz. Eşcinsel Festivali Ağustos’ta, Uluslararası Film Festivali Ekim’de, Jazz Festivali ise Eylül’de.

Tren yolu yok ama ulaşım kolay
Uluslararası Havaalanı ile şehir merkezi arası ortalama 45 dakika mesafede. Otobüs terminalinden kalkan havaalanı servisleri ilk tercihiniz olabilir. Bu otobüsler sizi şehir merkezine ya da yol üzerindeki otelinize bırakabiliyor. Biletleri havaalanından ya da online olarak satın alabilirsiniz. Gray Line Havaalanı ekspres otobüsleri ise daha sık kalkıyor. Havaalanı ile merkez arası mesafe biraz uzun olduğu için taksi çok tercih edilmese de servisleri kaçırırsanız pratik bir alternatif olabilir.