29 Eylül 2013 Pazar

ULUSLARARASI SAĞLIK TURİZMİ FORUMU SON KEZ İSTANBUL'DA DÜZENLENİYOR



B2B Encounters firması tarafından daha önce üç kez düzenlenen Uluslararası Sağlık Turizmi Forumu, Aralık ayında dördüncü ve son kez İstanbul’da düzenleniyor.Aralık ayında İstanbul’da gerçekleşecek organizasyona Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden sağlık turizmi acentalarının ve sağlık sigortası şirketlerinin katılması planlanıyor.  Son kez Türkiye’de düzenlenecek bu uluslararası tanıtım etkinliğine katılım için önceden kayıt yaptırmış olma şartı aranıyor.

B2B Encounters firması tarafından daha önce üç kez düzenlenen Uluslararası Sağlık Turizmi Forumu, Aralık ayında dördüncü ve son kez İstanbul’da düzenleniyor. İlgilenenlerin organizasyona katılım için medical.b2bencounters.com adresindeki internet sitesi üzerinden kayıt yaptırmaları gerekiyor. Bundan sonra Türkiye dışında düzenlenmeye devam edecek olan etkinliğin İstanbul’dan sonraki durağı ise San Marino Cumhuriyeti olacak.

B2B Encounters adına açıklama yapan Kurucu Genel Müdür Mert Akkök, organizasyonun artık yurt dışından da yoğun ilgi gördüğünü ve buna paralel olarak Türkiye dışına açılmak zorunda kaldıklarını belirtiyor. Önümüzdeki yıl Mayıs ayında San Marino Cumhuriyeti’nden başlamak üzere Sağlık Turizmi Forumlarını özellikle turistik cazibesi yüksek olan Avrupa şehirlerinde düzenleme kararı aldıklarını kaydeden Akkök, geçtiğimiz Haziran ayında düzenledikleri son organizasyonda, Türk sağlık kuruluşlarının yanı sıra çok sayıda yabancı hastane ve klinik temsilcisinin katıldığını belirtiyor.  Akkök,  “Artık etkinliklerimizin katılımcıları yarı yarıya yabancı sağlık kurumlarından geliyor, yurt dışından gelen bu talebi görmezden gelmemiz doğru olmaz” diyor.

Sağlık Turizmi Yatırımları Rekabet Çıtasını Yükseltiyor
Yatırımcıların yeni gözdesi olan sağlık hizmetleri tesisleri dünyanın birçok bölgesinde hızla yükseliyor. Ancak bu artışa paralel olarak her ülkedeki sağlık tesislerinin yurt dışından gelecek hasta sayısı ve trafiği ile ilgili beklentisi de yükseliyor. Çünkü birçok ülkenin kendi nüfusu ve demografik yapısı ile bu büyüklükte sağlık yatırımlarının kar etmesi neredeyse imkansız. Üstelik hizmet ve teknoloji kalitesi yükseldikçe artan maliyetler, özellikle az gelişmiş ülkelerdeki tüketicinin alım gücünün çok üzerine çıkıyor. Dünyanın birçok turistik bölgesinde son yıllarda açılan ultra-modern ve lüks hastaneler yabancı ülkelerden kendi tesislerine gelebilecek hastalara güvenerek kapasitelerini büyütmeye devam ediyor. Bu beklenti sağlık sektöründe uluslararası bir rekabeti ortaya çıkartıyor. Bu rekabetçi ortamda kendilerine yer edinmek isteyen Türk hastane ve klinikleri ise dünya pazarına açılmak için birçok yöntem deniyor.

Denenen yöntemler arasında birçok ülkede temsilcilik ofisi veya şubeler açmak, basın ilanları, medya kampanyaları gibi tanıtım faaliyetleri yapmak yer alıyor. Bununla birlikte hemen hemen her ülkede yerel ve uluslararası sağlık turizmi fuarları, kongreleri ve toplantılar düzenleniyor. Ülkemizde düzenlenen bu tür etkinlikler arasında, B2B Encounters Sağlık Turizmi Forumları özellikle ön plana çıkıyor. Diğer etkinliklere göre oldukça farklı ve konsantre bir mesleki buluşma yöntemi olan B2B Encounters toplantılarında, yurt dışından Türkiye’ye hasta göndermek isteyen aracı kurumlar ile Türkiye’deki sağlık kuruluşları doğrudan, yüz yüze ve birebir görüşmeler gerçekleştirebiliyor. Önceden belirlenmiş eşleştirme ve görüşme takvimleri çerçevesinde organize edilen etkinliğin yaratıcısı ve düzenleyicisi Mert Akkök, eski bir turizmci ve kongre organizatörü. 2011 yılından itibaren uyguladığı bu yöntemi geliştirirken sektördeki dinamikleri inceleyerek doğru zamanda doğru bir ürün ortaya çıkarttıklarını düşünen Akkök, bu toplantıların sağlık turizmi sektörüne girmek isteyen büyük ve küçük tüm kurumlar için kısa sürede geri dönüş sağlayan ve somut sonuçlar doğuran birer araç olduğunu söylüyor. Yaklaşık 3 senedir İstanbul’da düzenli olarak organize edilen B2B Encounters Sağlık Turizmi toplantılarına, Acıbadem, Dünyagöz, Memorial, Medipol, Medical Park, Florence Nightingale gibi büyük Hastane gruplarının yanı sıra orta ve küçük ölçekli birçok klinik ve sağlık merkezi de katılıyor.

Tatil Turizmi Neredeyse Sağlık Turizmi Orada Hızlı Büyüyor
Mert Akkök, Sağlık Turizminin hızlı yükseldiği ülke ve şehirlerin hali hazırda konvansiyonel turizm açısından da popülerleşmiş turistik merkezler olduğunu belirtiyor. Yurt dışından Türkiye’ye tatil yapmaya gelen tüketicinin öncelikle tercih ettiği İstanbul, Antalya, Bodrum gibi merkezlerin sağlık turizmi açısından da avantajlı konumda olduklarını ifade eden Akkök, bu gibi turistik bölgelerimiz dışında kalan sağlık kuruluşlarının özellikle rekabetçi fiyatlar gibi bazı avantajlar oluşturmaya özen göstermelerini tavsiye ediyor.

Sağlık Turizmi pazarlamasında artık yeni yöntemlerin de denenmesi gerektiğine dikkat çeken Akkök şöyle devam ediyor: “Özel sağlık hizmeti veren kuruluşlar artık tüm dünyayla rekabet halinde ve bu yüzden çok daha etkin ve verimli tanıtım yöntemlerine başvurmak zorundalar. Alışılagelmiş reklam çalışmaları, fuar katılımları, kongre sponsorlukları gibi yöntemlerle bir yere varmak her geçen gün zorlaşıyor. internet pazarlaması ve sosyal medya reklamcılığı gibi modern yöntemler günümüzde daha etkili.”

CAKARTA’NIN TURİZM POTANSİYELİ İSTANBUL’DA TANITILDI



Cakarta Eyaleti Turizm ve Kültür Ofisi, Endonezya’nın başkenti Cakarta’nın turizm potansiyelini Ortadoğu ülkelerine tanıtmak ve yerel ekonomiyi güçlendirmek amacıyla İstanbul Barcelo Eresin Topkapı Otel’de turizm tanıtım günü düzenledi. Cakarta Eyaleti tanıtım toplantısında, Endonezya turizm yetkilileri, Endonezya'da faaliyet gösteren turizm acenteleri, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği temsilcileri, Türkiye”den Uzakdoğu-Asya ülkelerine tur düzenleyen turizmciler ve basın mensupları katıldı. Endonezya İstanbul Başkonsolosu Abdullah Hariadi Kusumaningprang, Cakarta Eyaleti Turizm ve Kültür Ofisi Başkanı Cucu Ahmad Kurnia, Endonezyalı parlamenter Muhammad Subhki’nin de hazır bulunduğu toplantı, geleneksel dans gösterisi ve Cakarta’nın tanıtım filmi ile başladı. Tanıtım filminde 17 binden fazla adadan oluşan Endonezya’nın; din, dil ve ırk ayrımı yapmadan, farklı kültürleri içtenlikle kabul ettiği vurgulandı.


Cakarta güvenli bir şehirdir
Cakarta’nın sahip olduğu doğal güzelliklerin, tapınakların, sahillerin, müzelerin, otellerin ve alışveriş merkezlerinin tanıtımlarının yapıldığı organizasyonda, Cakarta’nın güvenli bir şehir olduğuna da dikkat çekildi.
Cakarta Eyaleti Turizm ve Kültür Ofisi Başkanı Cucu Ahmad Kurnia; ‘‘Birçok uluslararası turist, Cakarta’ya gelmeyi tercih ediyor. Gelen turistler arasında Ortadoğu ülkelerinden insanlar da mevcut. Biz de Endonezya Turizm ve Kültür Bakanlığı olarak ülkemizin doğal güzelliklerini ve kültürünü tanıtarak, Cakarta’ya daha çok yabancı ziyaretçinin gelmesini umut ediyoruz’’ dedi.


Cakarta eğlence ve konfor için hazır
Cakarta’daki turizm sektörünün hızla büyüdüğünü belirten Cakarta Milletvekili Muhammad Subhki; ‘‘Cakarta turizmi kazançlı bir iş alanı olarak büyümeye devam edecek. Cakarta şu anda gezginler için çok çeşitli deneyimler ve konfor sağlamak için hazır. Yaklaşık 1300’e yakın eğlence merkezi bulunan Cakarta’da uluslararası modayı da yakından takip edebilir, indirimli alışverişler yapabilirsiniz’’ dedi.  
Gün içerisinde Endonezya’nın ve Türkiye’nin önemli turizm acentelerini bir araya getiren “Tanıtım Turu Jakarta 2013” gün sonunda eğlenceli bir gala yemeğine de ev sahipliği yaptı.  Gala yemeğinde davetlileri selamlayan Endonezya İstanbul Başkonsolosu Abdullah Hariadi Kusumaningprang; ‘‘Dost ülke olan Türkiye ve Endonezya arasında birçok alanda işbirliği kurmayı gönülden istiyoruz. İki ülke arasında turizm ve kültür alanında işbirliği gerçekleştirirsek, ekonomi adına da büyük kazançlar sağlamış oluruz’’ dedi.


Karşılıklı olarak turizm tanıtımları gerçekleştiriyoruz
Turizm ilişkilerinin geliştirilmesinin iki ülke arasındaki işbirliği açısından önemli olduğunu vurgulayan başkonsolos, bu yönde belirli adımların atıldığını, her ülkenin karşılıklı olarak turizm etkinlikleri düzenlediğini hatırlattı. Başkonsolos Kusumaningprang, Endonezya’nın zengin ve güzel doğaya sahip olduğunu, ülkedeki turizm hizmetlerinin üst düzeyde olduğunu ve dinlenmeyi seven her Türk vatandaşının mutlaka Endonezya’yı görmesi gerektiğini belirtti.


Endonezya yemekleri, folklor ve kültürü sergilendi
Endonezyalı aşçılar tarafından hazırlanan yöresel yemeklerinin tanıtıldığı ve birbirinden renkli ve coşkulu dansların sergilendiği gala yemeğinde, Endonezya’nın önemli müzisyenlerinden Siti Rahmawati de Endonezce, İngilizce ve Türkçe şarkılarıyla geceyi renklendirdi. Katılımcılara yöresel hediyelerin de dağıtıldığı etkinlik, onlarca kişiye Endonezya tatili ve uçak bileti ödüllü çekilişle son buldu.






SENSİMAR BELEK MİSAFİRLERİNİN OYU İLE İKİ ÇEVRE ÖDÜLÜ KAZANDI



Antalya Belek Boğazkent’te faaliyet gösteren TUI’nin önemli partner otellerinden biri olan Sensimar Belek Resort&SPA, misafirlerinin oyu ile iki çevre ödülünü birden aldı. Sherwood Hotels&Resorts bünyesinde yer alan Sensimar Belek Resort&SPA, yaptığı çalışmalarla dünya seyahat devi TUI’den “TUI Umwelt Champion” (TUI Sürdürülebilir Çevre Ödülü) ve “Tier Freundliches Hotel” (Hayvan Dostu Hotel) ödüllerini almaya hak kazandı. TUI Belek Bölge Sorumlusu Nicole Middeke, otelde konuklayan misafirlerin katıldığı bir törenle her iki ödülü Sensimar Belek Resort&SPA Genel Müdürü Şevket Bilen ve Misafir İlişkileri Müdürü Steffi Meier’e teslim etti.

Sensimar Belek Resort&SPA’nın misafirlerle birlikte organize ettiği ağaç dikimi, otel bahçesinde kedi evi oluşturma, kedilerin bakımları ve beslenmesinin sağlanması, günlük kişi başı elektrik, gaz, su ve atık çöp konusunda TUI standartlarını yakalaması ödüllerin alınmasındaki en büyük etken oldu. Sensimar Belek Resort&SPA Genel Müdürü Şevket Bilen, konu hakkında şu açıklamaları yaptı: “Sensimar Belek, 18 yaş üstündeki misafirlere hizmet vermesinin yanında kaliteli hizmet yapısı ve butik tarzı otel işletmeciliği ile farklılaşıyor. Tesisimizde animasyon yok. Yaratıcı faaliyetler, şarap tadım kursları, yemek atölyesi gibi farklı aktiviteler sunuyoruz. Türkiye’ye gelen Almanca konuşan ülkelerdeki en üst düzey segmentteki turistleri ağırlıyoruz. Aldığımız iki ödül de tamamen misafirlerin verdiği oylarla belirlendi. Tesisin kendini geliştirme ve çevreye verdiği önem devam edecek.”


REİS GIDA KASTAMONU BASKETBOL SPOR KULÜBÜ İSİM SPONSORU OLDU


Reis Gıda, Kastamonu Basketbol Spor Kulübü,Kuru Gıda sektörünün lider firması Reis Gıda, Eylül 2013 tarihi itibariyle, Kastamonu Basketbol Spor Kulübü (KBSK)’nın isim sponsoru oldu

Kastamonu Basketbol Spor Kulübü, 2013-14 sezonunda, 200 lisanslı sporcusu ile mücadele ettiği yerel liglerin yanında, ülkemizde önemli ve takip edilen bir lig olan Türkiye Kadınlar Basketbol 2.Liginde (TKB2L) de, bu yıl yer alacaktır. Türkiye Kadınlar Basketbol 2.Ligine ilk kez katılacak olan Kastamonu Basketbol Spor Kulübü, bu ligde önümüzdeki 3 yıl içinde 1.Lige yükselmeyi hedefliyor.  Nitekim, Türkiye Kadınlar Basketbol 2.Ligi müsabakaları, Ekim 2013 tarihi itibari ile başlıyor.

Kastamonulu bayan basketbol takımına destek olmaktan gurur duyuyoruz
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, isim sponsoru oldukları Kastamonu Basketbol Spor Kulübü ile diğer tüm basketbol takımlarına, Türk basketbolu adına başarılı bir sezon diledi. Kastamonulu bayan basketbol takımına destek olmaktan duydukları gururu ifade eden Mehmet Reis, şunları söyledi: “Sporun bir ilin tanıtılmasında çok büyük rolü vardır. Hem ilimizin tanıtımına, hem de sporcularımıza destek olmaktan, Reis Gıda ailesi olarak tarif edilmez bir mutluluk ve gurur duyuyoruz. Kaliteli bir yaşam için, sağlıklı ve dengeli beslenmek gerekiyor. Reis Gıda’nın sosyal sorumluluk projesi olan ‘Obeziteye karşı sağlıklı beslenme’ kampanyasını yurtiçi ve hatta Amerika başta olmak üzere yurtdışı kamuoyunun gündemine taşıyoruz. Obezite konusunda, öncelikle gençlerimizin bilgi sahibi olmasını istiyoruz. Bugünün gençleri, yarının anneleri, babaları olacaktır. Sporcularımızı sağlıklı beslenme konusunda bilgilendirirken; onların katkılarıyla Kastamonu başta olmak üzere ülkemiz genelinde sağlıklı beslenme konusunda daha fazla bilinçlendirme imkanı bulacağız” dedi. Mehmet Reis, Kastamonu Spor Kulübü Kadınlar Basketbol takımı olarak, önümüzdeki yakın gelecekte 1.Lige çıkmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

Reis Gıda’ya, büyük saygı duyuyoruz
Kastamonu Basketbol Spor Kulübü Başkanı Nihat Saka, kulübe sponsor olacak firmalardan aradıkları özelliklere ilişkin şunları söyledi: “Kulübümüze isim sponsoru olacak firmadan; Kastamonu ilimiz ile bağlantılı olmasını; marka değeri olarak saygın bir konumda olmasını; spor ve sağlıklı yaşam ile her zaman bağlantılı bir marka olmasını ve hayalleri olan bu hayaller nezninde marka değeri için üreten ve düşünen bir kurum olmasını aramaktayız. Reis Gıda, aradığımız özelliklerin hepsi ile örtüşen, Türkiye bakliyat sektörünün lider bir firmasıdır. Hem Kastamonulu olmalarından, hem sağlıklı beslenme konusunda yaptığı çalışmalardan, hem de ürün çeşidi ve vizyon çalışmaları nedeniyle, Reis Gıda’ya büyük saygı duymaktayız. Reis Gıda’yla yaptığımız işbirliği ile çocuklarımıza, gençlerimize, Türk Basketboluna ve ülkemize daha faydalı olmayı istiyoruz. Kastamonu Basketbol Spor Kulübü olarak, Reis Gıda kurumunun logosunu formamızda taşımak, bize gurur ve onur verecektir” diye konuştu. Kastamonu Basketbol Spor Kulübü’ne sponsor olan Reis Gıda’nın logosu; takımın tüm malzemeleri, maç salonu, web sitesi vb gibi her alanda yer alacaktır.






TURİZM SEKTÖRÜNÜN DEVLERİ TUTİ RESTAURANT'DA BULUŞTU



The Marmara Taksim, Wordhotels Leadership Conference programı kapsamında İstanbul’da biraraya gelen CEO ve otel sahiplerini dünya mutfağından lezzetleri sunan Tuti Restaurant’da ağırladıThe Marmara Taksim, İstanbul’un ev sahipliği yaptığı Wordhotels Leadership Konferansı kapsamında dünyanın birçok ülkesinden İstanbul'a gelen CEO ve otel sahiplerini Türk ve dünya mutfağının seçkin örneklerini sunan Tuti Restaurant’da ağırladı.

Avrupa ve EMEA (Europe, Middle East and Africa) bölgelerinden sorumlu yeni Satış ve İş Geliştirme Başkanı Sven Doliwa önderliğinde, ilgili bölgelerdeki portfolyoyu geliştirmeyi ve zincire lüks segmentte bağımsız ve seçkin yeni oteller katmayı hedefleyen Worldhotels Organizasyonu, Liderlik Konferansını  İstanbul'da gerçekleştirdi.

Tuti Restaurant tam not aldı
The Marmara Taksim Genel Müdürü Ata Eremsoy, Liderlik Konferansı’nın turizm sektörü için her yıl ilgiyle beklenen çok önemli bir organizasyon olduğunu ifade etti. Eremsoy, Tuti Restaurant’ın Türk ve dünya mutfağından örnekleri barındıran zengin menüsüyle böyle önemli bir davete ev sahipliği yapmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Eremsoy ayrıca, ödüllü Tuti Restaurant mutfağının sektörün duayeni sayılan isimler tarafından da tam not aldığını sözlerine ekledi.Liderlik Konferansı kapsamında İstanbul'da bulunan dünyanın birçok ülkesinden gelen CEO ve otel yöneticileri, turizm sektörünü değerlendirdi. Sektörün geleceğini de masaya yatıran CEO ve otel yöneticileri, turizm sektörüne yön veren kararları aldı.


KANLI DİVANE VE MERSİN

 Dinlence döneminde tercihim genelde Mersin sahilleri olur. Taşucu’nda Mavi kentte konaklarım. Mavi kent orman ile denizin buluştuğu yoldan 9 km uzakta Yeşil Ovacıktan önce yol ayrımı ile gidilen sessiz muhteşem bir dinlence yeridir. Burada dahi bir kilise yıkıntısı yerleşimin yakınlarında yer almaktadır. Ama bu gibi gözden ırak yerlerde değil Mersin’den Anamur’a kadar sahil yolu boyunca onlarca tarihi yapı ile karşılaşmak olasıdır. Kaleler, sarnıçlar, yerleşim yerleri yeni yapılaşmalarla iç içe girmiş durumdadır. Bölgede Özellikle Erdemli’den sonra çok sayıda tarihi yapı yol boyunca görülebilir. Kızkalesi’ne 1978 de gittiğimizde bu denli yapılaşma yoktu.  Çadırlar da konaklar, kaleye kayıkla geçerdik. Kalenin Resturant hatta konaklama için kullanılacağı söylenirdi. Halende söyleniyor. Karşısında yol kenarında kale bir dönem onarılır gibi oldu ise de öylece kaldı.

 Yörede en önemli merkezlerden biride Kanlı divane. Erdemli’den sonra Kumkuyu yakınlarından yol ayrımı ile gidilen Kanlıdivane görülmeye değer. Ne var ki birkaç tur otobüsü dışında her gittiğimde sınırlı yerli turistten gayri kimseye rast gelmedim.. Bölgede 1970 ler de başlayan kazı çalışmalarının en önemli dönemi Prof. Dr Semavi Eyice döneminde olmuş ama bölgede yeni kazılarla daha çok bulguların açığa çıkması da olası. Denize muhteşem bir seyir noktasında yer alan Kanli Divane antik adı ile Canytellis,Karytella  yerleşmesi    M.Ö 3 yy kadar gidiyor.

Antik Olba Krallığının da kutsal yerleşim alanı olarak tanımlanan bölge ye girişte ücret alınıyor. Girişte   altmış metre derinliğinde olduğu ifade edilen bir obruk dikkat çekici.. Obruk etrafında oluşan yapılar topluluğu bölgenin önemini gösteriyor. MS 4 yy en parlak dönemini yaşadığı bilinen Kanlıdivane yapı görünümleri dahi ne kadar önemli bir merkez olduğunun kanıtı. Bizans İmparatoru II. Theodosius (408-450),  önem verdiği kent kesme taştan yapılan bazikalar, kaya mezarları, sarnıçları, kaya kabartmaları ile geniş bir alan tarihin izleri ile dolu.

 Bölgede yer alan bir kule var. Kulede  Tanrı Zeus  için kral Teukros tarafından yaptırıldığı kitabesinde yazılı olduğu uzamların incelenmesinde anlaşılmış. Kraliçe Aba kocası ve oğlu için yaptırdığı anıt mezar gibi ayrıntılarda günümüze erebilmiş dünün izlerini günümüze yansıtan ayrıntılar.  Olba krallığı sınırları içinde kalan alandaki   Obruk, Narlıkuyu yakınındaki Cehenneme göre daha geniş benzer bir derinlikte. Obruğun çevresinde Hellenistik dönemden itibaren inşa edilmiş yapıların kalıntıları bulunuyor.. Oldukça geniş alanda yer alan yapılardan antik yerleşmenin önemi açıkca görülüyor. İnşa edilmiş dört kilise bölgede yerleşmenin ne kadar kalabalık olduğunun da bir işareti sayılabilir. Hellenistik Kule ise yazıt ve semboller dikkat çekici. Kulede yer alan bilgilere göre rahipler tarafından Zeus Olbiosa ithaf edildiği saptamış. Antik Zeytinyağ atölyesi, Antik Kaya oyma İşlik alanı, Geleneksel Köy evi, Aba’nın anıt mezarı, Antik Çanakçı Kaya mezarları, Antik Sarnıç yanı sıra mezarlıklarda alanda yer alıyor. Kilikya dönemi izleri de rastlanan alan da yapılan çalışmalar da 8 yy kadar süren yerleşmeler de saptanmış. Yörenin adı ile ilginç anlatılar var. Kanli Divane adı alması nedeni olarak en çok tanımlananı doğal çöküntüye Romalılar döneminde suçluların atıldığı ve vahşi hayvanlara yem edildiği için bu ad verildiği yönünde. MÖ. 3 yy başlayarak MS 6 yy kadar çok önemli bir antik yerleşim alanı olan alanda gezerken ayağınızın altında bir tarihi dünün varlığını hissediyorsunuz. Gezi süresince yaz güneşinin sıcaklığı ile tarihin zenginliği sizi alıp çok çok ötelere taşıyor.

Gittiğimde neden bu muhteşem tarih hazinesi ilgi bulmuyor diye hep düşünürüm gezdiğim yerlerde adım başı bir farklı görünümün olduğu bu yer daha çok tanıtılmalı.  Özellikle yabancı turistler bölgeyi gördükçe daha çok ilgi odağı olacağından şüphem yok.Tarih hazinesi bölge her anlamda yabancı turizm içinde olanakları bulunan bir dokuya erdi. Konaklama, ulaşım gibi sorunlar yörede önemli ölçüde aşıldı. Tarihin böylesine görkemli olduğu bir yörenin yabancı turizmden daha çok pay almaması açıkçası düşündürücü. Kanlı Divane herkesin gidip görmesini de öneriyorum.  Yalnız Kanlı divane değil sahil ulaşım yolu boyunca onlarca tarihi eserde bir sahiplenme bekliyor. Bilimsel çalışmaların devamı halinde de yeni yerlerinde açığa çıkması olası.

 Kız Kalesi, Narlı kuyu, Cennet Cehennem, Astım Mağarası, Mozaik Müzesi, Silifke Kalesi, yol boyu köprü, suyolu, konut gibi görülmeye değer tarihi merkezler Anamur’a kadar uzanıyor. Anamur’da tarihin denizle adeta oynaştığı bir alan var ki o bölgede ayrı güzel. Hatta farklı bir yazıya konu olacak özellikte. Bir yükseklikte denize bakan 3 km içerideki Kanlı Divane’yi görmedi iseniz mutlaka gidin. Tepeye doğru yükseldikçe geride muhteşem Akdeniz güzelliğini de  ayaklarınızın altında kalan tarih ile gözlerinizin önündeki yapıların özelliklerini de  izler ve tarihe yolculuk edersiniz..





KLASİK OTOMOBİLCİLER "SEKSENLERİ" ZİYARET ETTİ



Romantik dönem komedisinin en popüler örneği olan Seksenler dizisinin seti İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği üyelerini ağırladı.70'li ve 80'li yıllarda yollarda sıkça rastladığımız ve günümüzde klasik olarak nitelenen Chevrolet, Buick, Ford, Cadillac, Pontiac gibi otomobiller ,bu yıllardaki İspanyol paça pantolonlar,sivri yakalı renkli gömlekler,leblebi tozu,şeker kız Candy,Dallas dizisi,VHS video,misket,sek sek,topaç,çevirmeli telefon,siyah okul önlüğü,Adile Naşit,Kemal Sunal gibi yaşamımızın birer parçalarıydı.Bazen bir Yeşilçam filminde Sadri Alışık'ın taksi durağındaki sırdaşıydı 1959 Chevrolet'i,bazen ise Ayhan Işık'ın Türkan Şoray'a aşkını haykırışının şahidi Kız Kulesi manzarasında.Yapımcılığını Birol Güven'in,senaryosunu Murat Aras'ın,yönetmenliğini Müfit Can Saçıntı'nın üstlendiği gülümseten hatıralarımızı yakaladığımız Seksenler dizisi yaşamımızın her boyutundaki 30 yıllık bir değişimi başarıyla aktarıyor bizlere..Hayatımıza giren yeniliklerin bizleri nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor.

Dizinin Rasim Öztekin,İlker Ayrık,Şoray Uzun,Özlem Türkad gibi oyuncularıyla bir araya gelen İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği'nin üyeleri sette unutulmaz anlar yaşadılar.Konuya ilişkin değerlendirme yapan usta oyuncu Rasim Öztekin, "Üyesi olduğum İKOD'u bugün misafir etmekten tüm ekip çok mutlu olduk.Sokağımızda bu kadar klasiği bir arada görmek çok hoş oldu.Bu araçlar gerçekten birer sanat eseri ve tek tip değiller.Her noktasında ayrı bir emek var.Ben de bu estetik harikalarından birine sahibim.1963 model bir Chevrolet Impalam var ve İKOD'un aktivitelerine katılmaktan büyük keyif duyuyorum."dedi.Şoray Uzun ise İKOD'un sete ayrı bir renk getirdiğini,bugün itibarıyla İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği'nin üyesi olduğunu bundan sonra kulüple sık sık bir araya geleceğini kaydetti.İKOD'un başkanı Serkan Okay ise düşüncülerini şu şekilde ifade etti: "Seksenler dizisi kaybettiğimiz değerleri,gerçek samimi duyguları bize tekrar hatırlatan bir yapım.Bu araçlar da artık bir şekilde bu duyguları sembolize ediyor.Bu araçların gölgesinde bu duyguları tekrardan bizlere yansıtan bu başarılı geçmiş dönem dizisinin setinde bulunmak bizler için mutluluk verici."

ÇUKURCA LEO KULÜBÜ'NÜN CHARTER (KURULUŞ) GECESİ KUTLANDI




"21 Eylül 2013 Cumartesi gecesi Swissotel’de, Lions Club International’a bağlı, 118 U Lions Yönetim Çevresi’nin 1992 yılından bu yana hizmet etmek amacıyla toplum için çalışan Ankara Çukurca LIONS Kulübü sponsorluğunda, kuruluşunun ilk adımlarını atan Ankara Çukurca LEO Kulübü’ne, Charter (Kuruluş) Belgesi verildi.118 U LIONS Genel Yönetmeni Sn. Bülent Şen’den charter belgesini alan Çukurca LEO Kulübü’nün Kurucu Başkanı Cansel Şengör hislerini şu şekilde ifade etti;“Duyarlı ve sosyal sorumluluk bilincine sahip, öncü bireylerden oluşan Çukurca LEO ailesi, genç ve dinamik yapısıyla özverili çalışmalar yapmaya ve tek amacımız olan “hizmet etmek” ilkesi için çalışmaya an itibariyle hazırdırlar. 118 U ve Çukurca ailesine katılmaktan çok onurlu ve gururluyuz.


Ben de her biri birbirinden değerli ve nitelikli üyeleri barındıran Çukurca LEO Kulübü’ne kurucu başkanlık onuruna eriştiğim için kendimi çok şanslı görüyorum.  Arasına katıldığımız Çukurca Lions’un her bir üyesine samimiyetleri, anaçlıkları, bizleri aralarına aldıkları ve tüm destekleri için, Çukurca Ailesinin yeni fertleri olarak Çukurca LEO Kulübü adına teşekkürü bir borç biliyorum.”LEO Kulüp Danışmanı Çukurca LIONS Kulübü üyesi Sn. İlknur Türkkaan ise “LION olmak ayrıcalıktır. LEO olmak daha da ayrıcalıktır. Çünkü geleceğin liderlerini şimdiden görmek anlamına gelmektedir.

LEO’larımızın, donanımını gözler önüne serdiğimizde aslında bu ayrıcalıkları kendilerini yetiştiren ailelerden kaynaklandığını unutmamak lazım. Bu nedenle huzurlarınızda kendilerini saygı ile hürmetle selamlıyorum” diyerek yeni kurulan Çukurca LEO Kulübü’nün üyelerinin niteliklerine dikkati çekti.Çukurca LIONS Kulübü Dönem Başkanı Sn. Esin Özçelik “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı dinamizmleriyle bizlere güç verecek olan LEO’larımızı aramıza kattığımız için çok mutluyuz. Çukurca LEO Kulübü şimdiden başarılar kazanmaya başladı bile 118 U LEO Yönetim Çevresi’nin Geleneksel “Türk Bayrağı” konseptli fotoğraf yarışmasında üyelerimiz 2. ve 3. olmuşlardır. Kendileriyle gurur duyuyoruz” diyerek mutluluğunu ifade etti.Nitelikli üyeleriyle yaptıkları çalışmalarla adından sıkça söz ettireceğinin sinyallerini şimdiden veren Çukurca LEO Kulübü’nün kuruluş gecesinde pek çok seçkin LION ve LEO şıklıklarıyla göz doldurdular. Davetlilere gecede bir sürpriz de vardı, Çukurca LEO Kulübü kurucu üyeleri bu gece için özel dans dersi aldılar ve davetlilere unutulmayacak çok şık bir dans gösterisi sundular.Gecede LIONS’un renkleri olan sarı ve mor kullanılırken, tüm detayların özenle seçildiği gözlerden kaçmıyordu."

GLORİA 2,5 MİLYON EUROLUK DEV YATIRIMLA GOLF SAHALARI YENİLENDİ




Gloria,dev yatırım ,golf sahaları Avrupa’da ikinci, Türkiye’de ise en büyük 45 delikli golf sahasına sahip olan Gloria Hotels&Resorts tüm golf sahalarını 2,5 milyon euroluk bir yatırımla yeniledi. 1 Ekim itibariyle, Gloria Golf Club tam kapasiteyle hizmet vermeye başlayacak. Özaltın Holding turizm yatırımı olan Gloria Hotels&Resorts’ün tüm golf sahaları Haziran ayı itibariyle yenilenmeye başlandı. İki adet 18 delikli, bir adet 9 delikli toplam 45 delikli golf sahalarıyla Türkiye'nin en büyük golf sahalarına sahip Gloria Golf Club, sahalarını tasarlayan ünlü mimar Michel Gayon kontrolünde yeniledi. Haziran ayı itibariyle 2,5 milyon euro yatırım miktarıyla golf sahalarını yenileme kararı aldıklarını açıklayan Gloria Hotels&Resorts Yönetim Kurulu Üyesi Elif Özdemir, Gloria’nın en iyi golf destinasyonlarından biri olduğunu ve sahaların yenilenmesiyle birlikte, bu öncülüğü sürdürmeye devam edeceğini belirtti. Dünyaca ünlü Fransız golf mimarı Michel Gayon tarafından golf sahalarının tasarlandığına değinen Özdemir, “Haziran ayında yenileme çalışmalarına başladık. Bu kapsamda 17 binin üzerinde ağaç budanıp temizlendi, yeni su fiskiyeleri eklendi, tüm göller temizlendi, yeni antreman ve eğitim araçları kuruldu. Gloria Golf Club, 3 sahada bulunan tüm green'lerde, Tee'lerde, bunker ve fairway'lerde yapılan genel yenileme çalışmalarının bitmesiyle 1 Ekim 2013 tarihi itibariyle tam kapasite ile hizmet vermeye başlayacak” dedi. Sahaların görünümü değişiyor Gloria Golf Club'ta çam ormanı içerisinde yer alan Old Course, ilave edilen 9 yeni ''Turnuva Tee'' ile 6 bin 514 metre uzunluğa ulaştı, drenaj ve sulama sistemleri yenilendi, sahada bulunan ağaçlar temizlendi ve Bunker'ler yeniden düzenlendi. Hizmete girdiği 2005 yılından bugüne birçok önemli uluslararası turnuvaya ev sahipliği yapan New Course, ilave edilen 6 yeni Turnuva Tee ile 6 bin 534 metre uzunluğa ulaşırken, 9 delikli golf sahaları içinde Avrupa'nın önde gelen tasarımlardan birine sahip olan Verde Course’un uzunluğu, ilave dilen 5 yeni Turnuva tee ile 3 bin metreye çıktı. Gloria Hotels & Resorts Hakkında: Akdeniz’in Toros Dağları ile buluştuğu noktada 2.122 dönümlük benzersiz bir doğa zenginliğin ortasında kurulu olan Gloria Hotels & Resorts; 1997’de Gloria Golf Resort, 2001’de Gloria Verde Resort ve 2007’de Gloria Serenity Resort ile konfora dair en ince detayların düşünüldüğü bir yaşam alanı sundu. Gloria Serenity Resort; sıra dışı mimarisi, özenli dekorasyonu ve farklı ambiyanstaki konaklama seçenekleriyle ayrıcalıklı bir tatil sunuyor. 500 metrelik enfes bir kum şeridinde, 515 odası bulunan Gloria Golf Resort’te ailenizle baş başa unutulmaz bir tatil geçirebilirsiniz. Çam ormanları içerisindeki 293 odalı Gloria Verde Resort’te “Asklépion SPA & Thalasso”da deniz suyu ile uygulanan sağlık ve güzellik terapilerini deneyimleyebilirsiniz. Gloria Hotels & Resorts özgün dekorasyonlu restoranlarıyla her gün farklı bir ülkenin mutfağını keşfedeceğiniz eşsiz yemekler vaat ediyor. Gogi Kids Club’da Gogi Fun Jungle ve VIM (Very Important Minis), Gogi Junior, Gogi Mini’den oluşan özel çocuk alanlarında her yaş grubuna hitap eden eğlence dolu aktivitelerle çocuklar, profesyoneller eşliğinde güvenli bir ortamda tatilin tadını çıkarıyor. Gloria Convention Center, yüksek kalitedeki teknik altyapısı ve özel salonlarıyla her türlü seminer, workshop ve kongre organizasyonlarına da ev sahipliği yapıyor.

BAŞKAN TOPBAŞ'A ÜLKE LİDERLERİNDEN BÜYÜK İLGİ



Birleşmiş Milletler 68. Kurul toplantısına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, birçok ülke lideriyle ikili görüşme yaptı.Dünya siyaseti ve yerel yönetimler üzerine görüş alışverişinde bulunan Başkan Topbaş büyük ilgi gördü.Liberya Devlet Başkanı Ellen Johnson Sirleaf ile sohbet eden Başkan Topbaş, “Ülkelerin kalkınması yerel yönetimlerden geçiyor. Biliyorsunuz her toplantıda örnekleriyle dile getiriyorum” dedi. Liberya Devlet Başkanı ise, “Sizin görüşleriniz ve tecrübeleriniz bizim için önemli. Bir sene önce Liberya’ya geldiğinizde bize üç adet çöp kamyonu ve otobüs hediye etmiştiniz. Sözünüzde durdunuz. Şimdi onları kullanıyoruz. Halkım adına çok teşekkür ediyorum. Sizin İSMEK ve diğer konularda verdiğiniz örnekler üzerinde çalışıyoruz. Sizin tecrübenizle halkımıza daha iyi hizmet için çalışıyoruz. Sizi ülkemizde tekrar görmek isteriz” dedi. Başkan Topbaş ise, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak tüm şirketlerimle yardıma hazırız. Kardeş ülkeler olarak sorunların üzerinden gelmemiz lazım. Sizi İstanbul’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyarız” dedi.

Ortak paydalarda buluşmak en büyük temennimiz
Toplantı sırasında Hollanda Kraliçesi Zorrequieta Maxima da Başkan Topbaş’a, “Sayın Topbaş sizi çok yakından takip ediyoruz. Burada karşılaşmak ne büyük mutluluk. İstanbul’a geldim hayran kaldım. Siz de iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlama törenlerine gelmiştiniz. Bu dostluklarımız daha yüzyıllarca sürecek. Seçimlere hazırlanıyormuşsunuz. İstanbul halkının tercihi yine siz olacaksınız eminim. İstanbul halkı sıcak insanlar doğru karar vereceklerinden eminim” dedi. Bunun üzerine Başkan Topbaş da, “Sizi tekrar İstanbul’da görmek isteriz. Halkım adına teşekkür ederim. Ortak paydalarda buluşmak en büyük temennimiz” dedi.


Tecrübelerimizi paylaşabiliriz
ABD Kongre üyesi Ed Witgield Başkan Topbaş ile görüştü. Witgield de Başkan Topbaş’a, “ABD’de Amerikan Türk İş Adamları derneğinin kuruluşunda görev aldım. İki ülkenin iş adamlarını bir araya getirerek önemli çalışmalar yaptı. İstanbul’un da potansiyelinizi biliyoruz. Orada yapılan çalışmalar ve dinamik genç bir nesliniz var. Sizinle bir çok ortak noktada buluşabiliriz” dedi. Başkan Topbaş ise, “ Biz İstanbul halkı olarak gerek yönetimde gerekse ticari ilişkilere hazırız. Tecrübelerimizi paylaşabiliriz. Sizi İstanbul da görmek bizleri mutlu eder” dedi.Başkan Topbaş daha sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Dışişleri Bakanlığı’nın yabancı heyetlere verdiği kokteyle katıldı.

MARTI ISTANBUL HOTEL DÜNYANIN EN İYİ 100 OTELİNDEN BİRİ SEÇİLDİ




Martı Istanbul Hotel,dünyaca ünlü seyahat rehberlerinden Fodor tarafından 2013’ün En İyi 100 oetlinden biri seçildi.Geçtiğimiz bir yıl içinde dünyanın sayılı önemli ödüllerinin sahibi olan Martı Istanbul Hotel; 77 yıldır seyahat rehberlerinin dünyanın en önde gelen ismi, Fodor’s Travel tarafından verilen “2013 En İyi 100 Fodor Oteli” (2013 Fodor’s 100 Hotel Awards) ödülünü, Türkiye’den tek otel olarak,  almaya hak kazandı.
Her yıl 8 farklı kategoride, o yılın turizm trendlerini de göz önünde bulundurarak 7,500 farklı destinasyonlardaki 17.000 otel arasından en iyi 100 dünya otelini seçen Fodor’s editörleri ve seyahat eksperleri, 2013 yılında da kategorilerinin en iyilerini belirledi. “2013 En İyi 100 Fodor Oteli” ödülleri,
26 Kasım akşamı New York’ta düzenlenen seremoni ile sahiplerine takdim edildi.

Dünyaca ünlü tasarımcı Zeynep Fadıllıoğlu tarafından dizayn edilen Martı Istanbul Hotel; farklı özelliklerin önem taşıdığı, en iyi yeme-içme otelinden en egzotik otellere kadar birbirinden farklı kategorilerde birçok otelin özenle incelendiği değerlendirmeler sonucu, yüksek standartlardaki lüks hizmet anlayışı, üstün konforu ve şıklığı ile “Sleek City Addresses” (En Şık Şehir Oteli) kategorisinde 2013’ün “En İyi 100 Fodor Oteli” ödülüne layık görüldü. Bu kriterler ile dünya çapında benzerlerinden farklılaşan ve ilk 100 otel arasına giren Martı Istanbul Hotel’in Genel Müdürü Sedat Nemli “Şehrin kültür dokusuna uygun, özellikle kültür ve sanat merkezi Taksim’in ruhuna uyumlu, farklı özellikleri ile de dikkat çeken kişilikli bir şehir oteli Martı Istanbul Hotel. “2013 Fodor’s 100 Hotel Award” ile bu değerlerimizi belgelemiş olmaktan gurur duyuyoruz. İlerleyen süreçte bir şehir oteli olarak çok iyi bir ev sahibi olmakla kalmayacak, kültür, sanat ve gurme alanlarında şehrimizin hareketli yaşamına aktiviteler ile yeni renkler, yeni tatlar katacağız.” dedi.  Martı Istanbul Hotel, farklı kategorilerde, lüks döşenmiş ve büyüklükleriyle dikkat çeken 31’i suit 270 odaya sahip. Otel, her biri gün ışığı alan toplantı salonları, uluslararası lezzetleri yerel tatlarla harmanlayan mutfağı, tarifsiz bir İstanbul manzarasına hakim terası, spası ve fitness alanları ile de dikkat çekiyor.
http://www.fodors.com/hotel-awards/2013/sleek-city-addresses/marti-istanbul-hotel

ONUR AİR’E YENİ GENEL MÜDÜRÜ SAMİ ALAN OLDU




Onur Air Yönetim Kurulu, Sami Alan'ı Genel Müdür (CEO) ve İcra Kurulu Başkanı olarak atadığını duyurdu. Havacılık sektoründe 13 yıllık deneyimi içerisinde Amerika ve Türkiye'de pek çok ticari ve üst yönetim rolü üstlenen Sami Alan, 2004-2012 yılları arasında THY'de çalıştıktan sonra, Atlasjet'in İcra Kurulu Başkanlığı görevini yürütmüştü.

Onur Air Yönetim Kurulu Başkanı Cankut Bagana, “Bir süredir üstlendiğim Genel Müdürlük görevini Sayın Sami Alan’a devrediyorum. Havacılık sektöründe uzun yıllardır deneyimi bulunan Sami Alan, Genel Müdür unvanın yanısıra şirketimizin İcra Kurulu Başkanlığı görevini de yürütecektir. Bu atamanın şirketimize ve Türk Sivil Havacılığı’na hayırlı olmasını dilerim“ dedi.

Onur Air Genel Müdürü Sami Alan ise yeni göreviyle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Özel havacılık tarihimizin en köklü, deregülasyon öncesi kurulmuş ve 21 yıldır özel havayolları sektörüne öncülük etmiş bir kurum. Böylesine önemli bir kurumun liderliğine seçilmenin büyük bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Kendi işlerimle ilgilenmek için profesyonel kariyerime ara vermeyi planladığım bir dönemde aldığım gurur verici bir teklif oldu. Geleceğe yönelik yeni bir marka vizyonuyla hareket edeceğiz. Ortaya koyacağımız stratejik yaklaşım ile Onur Air'in geleceğini şekillendirecek yatırımlara yön verecek olmaktan büyük heyecan duyuyorum“

Sami Alan kimdir?
1975 Mersin doğumlu, Ankara Fen Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu.

1999-2001 yılları arasında University Of California, Irvine MBA eğitimi sırasında havayolu gelir yönetimi sistemleri konusunda Prof. Reynold Byers ile beraber çeşitli havacılık projeleri üzerinde çalıştı.

2001-2004 yılları arasında daha sonra US Airways adını alan America West Airlines'da Gelir Yönetimi bölümlerinde analyst ve lead analyst olarak çalıştı.

2004-2006 yılları arasında THY'de Gelir Yönetimi Başkan Yardımcılığı, 2006-2008 arasında ise şirketin dönüm noktası olan yıllarda en hayati birimler arasında gösterilen Gelir Yönetimi
Başkanlığını başarıyla yürüttü. Eş zamanlı olarak bu dönemde Star Alliance GMBH'de Network Sounding Board olarak da görev aldı.

2008 yılında başlangıcından itibaren THY'nin alt markası Anadolujet'i kurdu ve 2012'ye kadar yönetti. İçhatlarda THY'den sonra en fazla yolcu taşıyan havayolu markası oldu Anadolujet. Yine 2008-2012 yılları arasında Sunexpress havayolları denetim ve yönetim kurulu üyeliği de yapan Alan 2012'de Atlasjet İcra Kurulu Başkanlığı görevine getirildi. Bir yıl gibi kısa sürede uçtuğu nokta sayısını yaklaşık iki katına çıkaran Alan, Global Atlasjet vizyonunun bir parçası olarak Kırgızistan ve Kazakistan'da Atlasjet'in alt markaları olan ve her ikisi de Ekim ayında uçuşlara başlayacak olan Kyrgyz Airlines ve Atlasjet Kazakhstan projelerini başlattı ve yönetti.

1992 Atina Matematik Olimpiyatlarında Bronz madalyası olan Alan, amatör havacılık ile de hobi düzeyinde ilgileniyor.

Hususi pilot lisansı sahibi olan Alan'ın havacılık kariyerinin yanı sıra farklı sektörlerde niş alanlarda kurduğu başarılı şirketlerle de girişimcilik tarafı biliniyor. Türkiye'nin en büyük canlı tropik balık stokuna sahip. Tam bir doğa tutkunu olan Alan'ın Duzce'de 200 binin üzerinde süs bitkisi koleksiyonu bulunuyor. Sportif okçuluğa gönül veren Alan Türkiye Okçuluk Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi olup evli ve iki çocuk babasıdır.

KEMER KINDILÇEŞME’DE TOZU DUMANA KATTILAR


TURİZMİN SESİ -Halil ÖNCÜ-KEMER
Uluslar arası Red Bull Sea To Sky organizasyonunun ilk gününde endurocular tozu dumana kattılar.Kemer'de, Dünya Ekstrem Enduro Motosiklet yarışları arasında yer alan Uluslar arası Red Bull Sea To Sky organizasyonunun ilk gününde endurocular tozu dumana kattılar. Kemer Kındılçeşme mevkiinde düzenlenen ve 20 dakika süren parkurda yarışan Endurocuları karadan ve denizden yüzlerce kişi izledi.
Her geçen gün çıtasını yükselten şampiyonada bu yıl 25 ülkeden 150 motosiklet sporcusu katılıyor. Xavi Galindo, Graham Jarwis, Johny Walker, Alfredo Gome, Diego Ordonez, Andreas Lettenbichler, Paul Bolton ve Homero Diaz gibi dünyaca ünlü sporcuların yarıştığı ilk günkü yarışta birinciliği İngiliz Johny Walker, ikinciliği  İspanyol Alfredo Gome ve üçüncülüğü de yine İspanyol Xavi Galindo elde etti. Pazar günü Ağva Deresi Girişi'nden başlayacak yarışlar  Olympos Dağı'nın 2 bin 365 metre yüksekliğindeki zirvesinde son bulacak.


DOSTLUK PANAYIRI GELİRİ EĞİTİME HARCANACAK



ASPENDOS ROTARY KULÜBÜ’NDEN ANLAMLI PANAYIR
Aspendos Rotary Kulübü’nün geleneksel Dostluk Panayırı’nın 13’ncüsü Falez Parkı’nda gerçekleşti. Antalyalıların yoğun ilgi gösterdiği panayır renkli görüntülere sahne olurken, çok sayıda sponsor da ürünlerini tanıtma fırsatı buldu.“Kendinden önce Topluma hizmet” ilkesinden hareket eden Aspendos Rotary Kulübü tarafından düzenlenen 13’ncü. Dostluk Panayırı’ndan elde edilen gelir “Muhtaç Çocuklara Eğitim Yardımı” amacıyla kullanılacak. Ayrıca madde bağımlısı ve Otizm hastası çocuklarla ilgili projeler gerçekleştirilecek. Falez Parkı’nda gerçekleşen Dostluk Panayırı’nda düzenlenen kermesi ziyaret eden Antalyalılar da sponsor firmaların açtıkları stantlarda sergilenen ürünlerden satın alarak muhtaç çocukların eğitimine katkıda bulundular.

Aspendos Rotary Kulübü Dönem Başkanı Elvan Yılmaz, 13’ncü dostluk panayırına destek veren sponsorlara ve panayıra ilgi gösteren Antalyalılara teşekkür etti. İlk Dostluk Panayırı’ndan bu yana düzenlenen etkinliklerden sağlanan gelirin çeşitli projelerde değerlendirildiğini belirten Elvan Yılmaz, “Projelerden bugüne kadar elde edilen gelirler, ‘Spastik Çocuklar Merkezi’, ‘Engelli Vatandaşlarımıza Engelsiz Yaşam’, ‘Kütüphanesiz Okul Kalmasın’, ‘Cehaletle Savaş’, ‘Erken Tanı’ ve ‘Görme Engellilere Bir Işık’ gibi projelerde kullanılmıştır. Bu kermesle sponsorlarımız hem kendi ürünlerini tanıtma fırsatı buldular, hem de yüzlerce çocuğumuzun eğitimine çok değerli bir katkıda bulunmuşlardır.”dedi.


TURİZMİN ESKİ DÖRT BAKANI TÜRKİYE TURİZMİ VE KRİZLER PANELİ'NDE BULUŞTU



Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör:Turizm” konulu konferansına katılan turizmin eski dört bakanı, Türkiye Turizmi ve Krizler Paneli’nde turizmin geleceğini tartıştı.Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı “Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör:Turizm” konulu toplantıda turizm eski bakanları Alev Coşkun, Abdulkadir Ateş, Bahattin Yücel ve Ahmet Tan bir araya geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın moderatörlüğündeki  “Türkiye Turizmi ve Krizler” adlı panelde Turizm Eski Bakanı Alev Coşkun, Antalya’nın Türk turizminde temel alan haline geldiğini kaydetti.

SAVAŞ TURİZME BÜYÜK ZARAR VERİR
Türk ekonomisinde turizmin son derece önemli hale geldiğini ifade eden Coşkun, turizmin çok hassas, duygusal bir sektör olduğunu hatırlattı. En ufak hareketlerin turizmde dalgalanmalara neden olduğunu ifade eden Coşkun, “Başbakan  ‘one minute’ diyerek 2009’da 320 bin olan İsrailli turist sayısını 2012’de 20 bine düşürdü. Şimdi de her işi bıraktı ‘ustamız’ savaş yapalım diyor. Savaştan en büyük zararı Antalya görür. Barışın zedelendiği noktaya turist gelmez. Çok titiz davranmak gerekir. Savaş kışkırtıcılığı insanlık onuruna yakışmıyor” dedi.

AYRIMCILIK YAPILMAMALI
Bakan Abdulkadir Ateş ise Türkiye’de turizm yapmanın dünyanın en zor işlerinden biri olduğunu söyledi. Bu dalda başarılı olmanın deveye hendek atlatmaktan daha zor olduğunu kaydeden Ateş, “Ama bizim ülkemizde turizmciler bunu başardı. Kardeşliği geliştiren Antalya’yı kutluyorum” diye konuştu. Turizmin özgürlükler ve demokrasi ile direk bağlantılı olduğunu vurgulayan Ateş, bu iki değerin iyi uygulanması gerektiğini dile getirdi.
11 yıldır bu iki değerin iyi geliştirilmediğini savunan Ateş, şöyle konuştu: “Dış ilişkileri iyi yönetemeyen ülkelerde turizmi geliştirmek zordur. İnsanlar ülkemizde her an bir şey olacak kaygısı taşıyor. Turizmde yeni alanlara açılmak durumundayız. Hiçbir ülkeye ayrımcılık yapmamalıyız. Bizim dönemimizde hiçbir ülke ayırt edilmeksizin turizm temsilcilikleri kurduk.”

TURİZMİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ LAZIM
Abdulkadir Ateş, Antalya’nın yatak kapasitesi bakımından doyma noktasına geldiğini belirterek, bu alandaki arz talep dengesinin çok önemli olduğunu söyledi. Yaşı 35’i aşkın oteller olduğunu dile getiren Ateş, devlet desteğiyle bu otellerin yenilenmesi gerektiğini açıkladı. Otellerin 5 yıldızlı, ancak dışarının 3 yıldız olduğunu ifade eden Ateş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yerel yönetimlere büyük iş düşüyor. Ancak bu yerel yönetimlerin de merkezi hükümet tarafından desteklenmesi lazım. Yeni pazar alanları bulmak zorundayız. Sadece inançlarla turizmi bağlamamalıyız. Turizmi çeşitlendirmemiz gerekiyor. Sadece Antalya’ya değil, diğer bölgelere de turizm gözüyle bakmalıyız. Bunlar finansla alakalı durumlar. Türkiye’de iç barışı sağlamadan turizmi sağlam temellere oturtamayız.”

TURİZMDE SİYASET YAPILMAMALI
Turizm için çok önemli olan bu toplantıyı AK Partili yetkililerinin katılmamasını eleştiren Ateş, “Turizm siyaset yapılacak bir alan değildir. Turizm ülkemiz için giderek büyük önem kazanıyor. Böyle bir toplantıyı boykot etmek ne demek oluyor? Böyle bir anlayış turizm için, Türkiye için iyi değil” dedi.

KRİZLER SÜREKLİ VAR OLDU
Bahattin Yücel de 40 yıldır Türkiye’de kriz halinin sürekli var olduğunu gözlediğini söyledi. Krizin neden çıktığının saptanmasının çok önemli olduğunu ifade eden Yücel, Türkiye içinde ciddi bir barış sorunu olduğunu kaydetti. Dünyada örnek alınması gereken saptamalar olduğunu dile getiren Yücel, “Taksim’deki olaylardan önemli sonuçlar çıkartılabilirdi. Kriz yönetimi devreye girebilirdi. Taksim olaylarının nedenlerinin paylaşılması gerekirdi. Hükümet Gezi’deki olayları iktidarı yok etme olayı görerek durumu yönetti. Gezi iyi bir iletişim aracı olarak kullanılabilirdi” diye konuştu.

TURİZMCİLER ALKOL YASAĞI TARTIŞMADI
Türkiye’de alkole gelen yasağın ciddi bir kısıtlama olduğunu ifade eden Yücel, kısıtlamanın kişisel haklara önemli bir müdahale olduğunu belirtti. Yücel, turizmcilerin bu yasağı tartışmadığını dile getirdi. Yücel, şöyle konuştu: “Antalya’nın en büyük sorunu hedef pazardan doğrudan uçuş olmamasıdır. Türk Hava Yolları (THY) en çok turistin geldiği Rusya, Almanya ile bazı Avrupa ülkelerinden kente direk seferler düzenlemiyor. Ama THY Şarmen Şeyh’e her gün uçuş gerçekleştiriyor. Çünkü Mısır’daki yatırımlara bir sorumluluğumu var. THY’nin bu politikası sürekli eleştirilir.”

YÜZÜMÜZÜ AVRUPA’YA DÖNMELİYİZ
Turizm Eski Bakanı Ahmet Tan krizin en yoğun yaşandığı, Abdullah Öcalan’ın yakalandığı dönemde bakanlık yaptığını söyledi. Kriz dönemlerinde reklamdan ziyade halkla ilişkiler çalışması yapılması gerektiğini ifade eden Tan, şöyle konuştu: “Öfke turizmi yaratan bir iktidara sahip olmak en tehlikeli krizdir. Bugünkü iktidar ne yazık ki barış turizminde, özgürlük turizminde Türkiye’nin ahengini bozacak bir ses tonunu kullanıyor. Böyle konuşmasının alıcısı Ortadoğu olabiliyor. Ama Avrupa ilişkilerimizi uzun vadede söküyor. Ortadoğu hep kanın, kavganın içinde kalmıştır O yüzden yüzümüzü batıya çevirmemiz lazım.”