29 Eylül 2013 Pazar

KANLI DİVANE VE MERSİN

 Dinlence döneminde tercihim genelde Mersin sahilleri olur. Taşucu’nda Mavi kentte konaklarım. Mavi kent orman ile denizin buluştuğu yoldan 9 km uzakta Yeşil Ovacıktan önce yol ayrımı ile gidilen sessiz muhteşem bir dinlence yeridir. Burada dahi bir kilise yıkıntısı yerleşimin yakınlarında yer almaktadır. Ama bu gibi gözden ırak yerlerde değil Mersin’den Anamur’a kadar sahil yolu boyunca onlarca tarihi yapı ile karşılaşmak olasıdır. Kaleler, sarnıçlar, yerleşim yerleri yeni yapılaşmalarla iç içe girmiş durumdadır. Bölgede Özellikle Erdemli’den sonra çok sayıda tarihi yapı yol boyunca görülebilir. Kızkalesi’ne 1978 de gittiğimizde bu denli yapılaşma yoktu.  Çadırlar da konaklar, kaleye kayıkla geçerdik. Kalenin Resturant hatta konaklama için kullanılacağı söylenirdi. Halende söyleniyor. Karşısında yol kenarında kale bir dönem onarılır gibi oldu ise de öylece kaldı.

 Yörede en önemli merkezlerden biride Kanlı divane. Erdemli’den sonra Kumkuyu yakınlarından yol ayrımı ile gidilen Kanlıdivane görülmeye değer. Ne var ki birkaç tur otobüsü dışında her gittiğimde sınırlı yerli turistten gayri kimseye rast gelmedim.. Bölgede 1970 ler de başlayan kazı çalışmalarının en önemli dönemi Prof. Dr Semavi Eyice döneminde olmuş ama bölgede yeni kazılarla daha çok bulguların açığa çıkması da olası. Denize muhteşem bir seyir noktasında yer alan Kanli Divane antik adı ile Canytellis,Karytella  yerleşmesi    M.Ö 3 yy kadar gidiyor.

Antik Olba Krallığının da kutsal yerleşim alanı olarak tanımlanan bölge ye girişte ücret alınıyor. Girişte   altmış metre derinliğinde olduğu ifade edilen bir obruk dikkat çekici.. Obruk etrafında oluşan yapılar topluluğu bölgenin önemini gösteriyor. MS 4 yy en parlak dönemini yaşadığı bilinen Kanlıdivane yapı görünümleri dahi ne kadar önemli bir merkez olduğunun kanıtı. Bizans İmparatoru II. Theodosius (408-450),  önem verdiği kent kesme taştan yapılan bazikalar, kaya mezarları, sarnıçları, kaya kabartmaları ile geniş bir alan tarihin izleri ile dolu.

 Bölgede yer alan bir kule var. Kulede  Tanrı Zeus  için kral Teukros tarafından yaptırıldığı kitabesinde yazılı olduğu uzamların incelenmesinde anlaşılmış. Kraliçe Aba kocası ve oğlu için yaptırdığı anıt mezar gibi ayrıntılarda günümüze erebilmiş dünün izlerini günümüze yansıtan ayrıntılar.  Olba krallığı sınırları içinde kalan alandaki   Obruk, Narlıkuyu yakınındaki Cehenneme göre daha geniş benzer bir derinlikte. Obruğun çevresinde Hellenistik dönemden itibaren inşa edilmiş yapıların kalıntıları bulunuyor.. Oldukça geniş alanda yer alan yapılardan antik yerleşmenin önemi açıkca görülüyor. İnşa edilmiş dört kilise bölgede yerleşmenin ne kadar kalabalık olduğunun da bir işareti sayılabilir. Hellenistik Kule ise yazıt ve semboller dikkat çekici. Kulede yer alan bilgilere göre rahipler tarafından Zeus Olbiosa ithaf edildiği saptamış. Antik Zeytinyağ atölyesi, Antik Kaya oyma İşlik alanı, Geleneksel Köy evi, Aba’nın anıt mezarı, Antik Çanakçı Kaya mezarları, Antik Sarnıç yanı sıra mezarlıklarda alanda yer alıyor. Kilikya dönemi izleri de rastlanan alan da yapılan çalışmalar da 8 yy kadar süren yerleşmeler de saptanmış. Yörenin adı ile ilginç anlatılar var. Kanli Divane adı alması nedeni olarak en çok tanımlananı doğal çöküntüye Romalılar döneminde suçluların atıldığı ve vahşi hayvanlara yem edildiği için bu ad verildiği yönünde. MÖ. 3 yy başlayarak MS 6 yy kadar çok önemli bir antik yerleşim alanı olan alanda gezerken ayağınızın altında bir tarihi dünün varlığını hissediyorsunuz. Gezi süresince yaz güneşinin sıcaklığı ile tarihin zenginliği sizi alıp çok çok ötelere taşıyor.

Gittiğimde neden bu muhteşem tarih hazinesi ilgi bulmuyor diye hep düşünürüm gezdiğim yerlerde adım başı bir farklı görünümün olduğu bu yer daha çok tanıtılmalı.  Özellikle yabancı turistler bölgeyi gördükçe daha çok ilgi odağı olacağından şüphem yok.Tarih hazinesi bölge her anlamda yabancı turizm içinde olanakları bulunan bir dokuya erdi. Konaklama, ulaşım gibi sorunlar yörede önemli ölçüde aşıldı. Tarihin böylesine görkemli olduğu bir yörenin yabancı turizmden daha çok pay almaması açıkçası düşündürücü. Kanlı Divane herkesin gidip görmesini de öneriyorum.  Yalnız Kanlı divane değil sahil ulaşım yolu boyunca onlarca tarihi eserde bir sahiplenme bekliyor. Bilimsel çalışmaların devamı halinde de yeni yerlerinde açığa çıkması olası.

 Kız Kalesi, Narlı kuyu, Cennet Cehennem, Astım Mağarası, Mozaik Müzesi, Silifke Kalesi, yol boyu köprü, suyolu, konut gibi görülmeye değer tarihi merkezler Anamur’a kadar uzanıyor. Anamur’da tarihin denizle adeta oynaştığı bir alan var ki o bölgede ayrı güzel. Hatta farklı bir yazıya konu olacak özellikte. Bir yükseklikte denize bakan 3 km içerideki Kanlı Divane’yi görmedi iseniz mutlaka gidin. Tepeye doğru yükseldikçe geride muhteşem Akdeniz güzelliğini de  ayaklarınızın altında kalan tarih ile gözlerinizin önündeki yapıların özelliklerini de  izler ve tarihe yolculuk edersiniz..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder