3 Temmuz 2014 Perşembe

OYUNCAĞINI ALAN İŞE GELDİ



İstanbul Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi lojistik kulüplerinin ortak başlattığı proje kapsamında, deniz ve hava taşımacılığının lider ismi DHL Global Forwarding'in çalışanları, Kanuni Sultan Süleyman Üniversitesi Hematoloji Kliniği’nde yatan çocukların oyun odaları için ofislerinde oyuncak topladı.


Çalışanlarını sosyal ve toplumsal faaliyetlerde gönüllü olmaları konusunda yıl boyunca farklı projelerler ile destekleyen DHL Global Forwarding, Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi Hematoloji Kliği'nin oyun odaları için merkez ofisinde bir oyuncak kutusu tasarladı. Türkiye’deki bölge ofislerinin de katılım gösterdiği projede yüzlerce oyuncak toplandı.

 Oyuncaksız çocukları mutlu etmek adına en büyük görevin bugünün büyüklerine düştüğünü belirten DHL Global Forwarding Kurumsal İletişim Müdürü Funda Şendil "Toplumsal sorumluluk bilinci şirketimizin tüm faaliyetlerinde egemen olan öncelikli bir konudur. Oyuncak toplama projesinde sadece İstanbul ofisimiz değil, tüm Türkiye ofis çalışanlarımız katılım göstererek büyük duyarlılık sergiledi. Oyuncaksız bir çocuk düşünülemez, biz firma çalışanları olarak çocuklara uzanan bir sevgi eli olmak istedik" dedi. Toplanan oyuncaklar, Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi Hematoloji bölümündeki çocuklara, gerçekleştirilen ziyaret sırasında hediye edildi.

Satış koçluğu, satıcıyı bir metal parçasından keskin bir bıçak haline dönüştürme çabasıdır


Çocuğunuzun uzun boylu ve yapılı olduğunu düşünün. Bir basketbol oyuncusu olabileceğini düşünürsünüz. Bunun satış içindeki karşılığı, örneğin kişinin iletişim yeteneklerinin kuvvetli olmasıdır. Ama nasıl ki çocuğun uzun boylu olması bir basketbol oyuncusu olması için yeterli değilse kişinin doğuştan sahip olduğu iyi özellikler de tek başına iyi bir satıcı olmasını sağlayamaz.

Çocuğu bir basketbol okuluna yazdırırsınız, ki oyunun kurallarını öğrenebilsin ve temel becerileri gelişsin. Satış işinde bunun karşılığı satış biliminin öğrenilmesidir. Zira satış, ikna teknikleri, müzakere, beyne hitap etme, duyuların gücü, dijital teknolojiler, fiyatlama stratejileri ve daha birçok alanda bilgi sahibi olmanızı gerektirir. Ama nasıl ki her basketbol okulunu bitiren çocuk iyi bir basketbolcu olamıyorsa bu bilgileri öğrenmiş olmanız da tek başına iyi bir satıcı olmanıza yetmez.

Çocuk bir spor kulübüne katılır ve bir koçla birlikte çalışmaya başlar. Ðşte burası her şeyin değişmeye başladığı yerdir. Fiziği basketbol oynamaya müsait olan ve oyunun kurallarını öğrenerek temel becerileri edinmiş olan çocuk artık koçun yardımıyla bu sporda gelişmeye ve kendini aşmaya başlayacaktır. Satış işinde bunun karşılığı bir satış ekibine katılmış olmanız ve satış yöneticisi veya bir satış koçunun yardımıyla beceri ve yeteneklerinizin geliştirilerek performansınızın üst düzeye çıkarılmasıdır.

Satış koçluğu, satıcıyı bir metal parçasından keskin bir bıçak haline dönüştürme çabasıdır. Bu kitapta hiyerarşik bir güçle emirler yağdırmadan veya “Ben bilirim” edasıyla önerilerde bulunmadan satıcıyı değişime nasıl ikna edebileceğimizi ve performansını nasıl artırabileceğimizi keşfedeceğiz.

İdea Teknoloji Çözümleri e-Ticaret Sektörüne e-Arşiv Uygulaması’nı tanıttı


Türkiye’nin ilk ve tek “e-Arşiv Fatura” hizmet izni alan özel entegratörü İdea Teknoloji Çözümleri, 2016 yılı itibarıyla, e-Ticaret şirketlerine geçiş zorunluluğu getirilen e-Arşiv Fatura Uygulaması’nı tanıtmak üzere, Türkiye’nin önde gelen e-Ticaret firmalarının finans yöneticileri ile bir araya geldi.

Türkiye’nin GİB’den e-Arşiv hizmet izni alan ilk ve tek özel entegratörü İdea Teknoloji Çözümleri, 2016 yılında e-Ticaret şirketlerine geçiş zorunluluğu getirilen e-Arşiv Uygulaması hakkında eğitim toplantıları düzenliyor. Son olarak 24 Haziran 2014 tarihinde, Les Ottomans Otel’de Türkiye’nin önde gelen e-Ticaret şirketlerinin finans yöneticileri ile bir araya gelen İdea Teknoloji Çözümleri, etkinlik kapsamında yeni uygulamaya geçiş süreçleri, yeni uygulamanın sunduğu imkanlar, gerekli olan elektronik düzenlemeler hakkında katılımcılara yol gösterici bilgiler aktardı.

İdea Teknoloji Çözümleri Genel Müdür Yardımcısı Uğur Doğan tarafından gerçekleştirilen sunumda, e-Fatura Uygulaması ile e-Arşiv Uygulaması’nın farkları açıklanarak, e-Arşiv Uygulaması’nın kurumlara sağladığı avantajlar vurgulandı. Doğan, konuşmasında, e- Arşiv Uygulaması ile kurumların, e-Fatura kapsamı dışında kalan firma ve tüketicilere kestikleri faturaları, elektronik ortamda düzenleyip saklamalarının mümkün olduğunu, e-Ticaret firmalarının da bu uygulama ile müşterilerine e-Fatura düzenleyebileceğini belirtti.

e-Arşiv Uygulaması’nın kurumlara, satış ve faturalama süreçlerinde büyük kolaylıklar sağlayacağını belirten İdea Teknoloji Çözümleri Yönetici Ortağı Bahadır Onay, faturalama süreçlerinin uçtan uca elektronik ortamda yürütülmesi ile zamandan, işçilikten, sarf malzemeden, sınıflandırma ve arşivleme maliyetlerinden büyük tasarruf sağlanacağını belirtti. Onay, sözlerine şöyle devam etti: “ Kurumlara hem zaman hem de maliyet tasarrufu sağlayan elektronik finansal uygulamaların tüm dünyada yaygınlaşması ile birlikte bu alanda birçok ilk’e imza attık. Bugün, Türkiye’de GİB’den e-Arşiv hizmet izni alan ilk ve tek özel entegratörüz. Sunduğumuz elektronik finansal çözümlerle ilgili eğitim ve seminerler düzenleyerek müşterilerimizi bilgilendiriyoruz. 2016 yılı itibarıyla belli bir rakamın üzerinde ciro elde eden e-Ticaret firmalarına e-Arşiv Fatura Uygulaması zorunluluğu getiriliyor. Bu bağlamda, hem e-Ticaret firmalarını bilgilendirmek hem de çözümümüzün avantajlarını anlatmak amacıyla Türkiye’nin önde gelen e-Ticaret firmalarının finans yöneticileri ile biraraya geldik. Önümüzde dönem içerisinde de elektronik finansal uygulamalar hakkında kurumları bilgilendirmeye yönelik seminerler düzenlemeye devam edeceğiz.  “

BOĞAZİÇİ BÜYÜK BULUŞMAYA HAZIR!



TMOK’un geleneksel organizasyonu bu yıl 20 Temmuz’da 1700 yüzücünün katılımıyla ‘Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’ adı altında düzenlenecek.  Spora ve Olimpik değerlere verdiği kesintisiz destekle Türkiye’nin tanıtımını gerçekleştirmeyi hedefleyen Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) tarafından düzenlenen geleneksel kıtalararası yüzme yarışı organizasyonu, bu yıl Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı adı altında düzenlenecek. 20 Temmuz’da 26. kez startı verilecek olan yarış kapsamında 700’ü yabancı yaklaşık 1700 yüzücü Boğaziçi sularında mücadele edecek.
 

Samsung’un önceki 9 yılda ana sponsoru olduğu ‘Boğaziçi Kıtalararası Yarışları’, Samsung ve TMOK arasında imzalanan üç yıllık işbirliği anlaşması doğrultusunda, bu yıldan itibaren ‘Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’ adını aldı.



YÜZÜCÜLER ANADOLU YAKASINDAN AVRUPA YAKASINA KULAÇ ATACAK
Bu sene 2700’e yakın başvurunun olduğu Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı, 54 ülkeden yaklaşık 1700 sporcunun mücadelesine sahne olacak. Yarışma, 20 Temmuz Pazar günü, saat 10:00’da Kanlıca’dan start alacak ve Kuruçeşme Cemil Topuzlu Parkı’nda son bulacak. Yarışlar Cemil Topuzlu Parkı’nda bulunan seyirci alanlarından izlenebilecek.  Prof. Dr. Uğur Erdener: “Dünyanın başka hiçbir noktasında yaşanmayacak özgün bir deneyim olan bu yarışı ulusal ve uluslararası medyanın odaklandığı bir platformda gerçekleştirmekteyiz.”


Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener: “Boğaziçi Kıtalararası Yarışları, TMOK’un spor faaliyetleri içinde önemli bir yere sahiptir. Dünyanın başka hiçbir noktasında yaşanmayacak özgün bir deneyim olan bu yarışı ulusal ve uluslararası medyanın odaklandığı bir platformda kitlesel bir etkinlik olarak gerçekleştirmekteyiz. Bu yıl 26’ncısını düzenleyeceğimiz etkinlik, her yıl daha kapsamlı hale dönüşüyor. Önceki 9 yılda olduğu gibi bu kez de ana sponsorluğumuzu üstlenen Samsung Electronics ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği sonucu, geleneksel organizasyonumuz 3 sene boyunca ‘Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’ olarak anılacaktır. İstanbul’un tanıtımına önemli katkı sağladığına inandığımız Boğaziçi’ndeki bu eşsiz yüzme etkinliğine, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da güçlü desteğini sürdürecek olan Samsung Electronics firmasına ve onun değerli Türkiye Başkanı Sayın Yoonie Joung’a teşekkürlerimi iletiyorum.” dedi.

Yoonie Joung: “Adeta ‘katılan herkesin kazandığı’ bu yarışta, yüzücülere ve izleyicilere böylesine farklı bir deneyim yaşatmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

Samsung Electronics Türkiye Başkanı Yoonie Joung  “Uzun yıllardır TMOK’un en önemli sponsorlarından biriyiz. Birlikteliğimizi sürdürme ve uzun soluklu kılma kararlılığı ile bu sene TMOK ile üç yıllık yeni bir protokole imza attık. Bu bağlamda 10. kez ana sponsoru olacağımız, TMOK’un Türkiye’ye ve spor dünyasına hediye ettiği, 26 senedir düzenlenen bu eşsiz yarışın bundan sonra ‘Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’ olarak anılması ile beraber bilinirliğinin daha da güçleneceğini ümit ediyor, markamızın gücünü, TMOK ve Boğaziçi markalarının gücüyle birleştirmenin heyecanını taşıyoruz. Bu işbirliğimizi özellikle Türkiye’deki spor etkinlikleri adına önemli bir adım olarak görüyorum. 54 ülkeden gelen yüzücülere yarış platformu olarak Olimpik havuz yerine Boğaz’ın muhteşem mavi sularını sunuyor olmamız, bu etkinliği çok daha özel kılıyor. Adeta ‘katılan herkesin kazandığı’ bu yarışta, yüzücülere ve izleyicilere böylesine farklı bir deneyim yaşatmaktan ayrıca büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

“KIŞ UYKUSU”, 6 AĞUSTOS’TA FRANSA’DA VİZYONA GİRİYOR!


Nuri Bilge Ceylan’ın, 67. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülüne layık görülen filmi “Kış Uykusu”; Türkiye’nin ardından, 6 Ağustos 2014, Çarşamba günü Fransa’da vizyona girecek!


Dünya prömiyerini 67. Cannes Film Festivali’nde yapan, Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu” filmi; festivalden, dünyanın en prestijli sinema ödüllerinden biri olan Altın Palmiye ile döndü. Yapımcılığını ZeynoFilm’in üstlendiği “Kış Uykusu”; festivalde aynı zamanda FIPRESCI Ödülü’ne de layık görüldü.


Başrollerini Haluk Bilginer, Melisa Sözen ve Demet Akbağ’ın paylaştığı “Kış Uykusu”; eski bir tiyatro oyuncusu olan Aydın’ın, Anadolu bozkırlarının ortasında, adeta bir kış uykusuna yatmış gibi görünen ıssız bir mekanda, kendisiyle, hayalleriyle, sevdikleri ve taşrayla kurduğu ve düşe kalka sürdürmeye çalıştığı ilişkilerini konu alıyor. Karı-koca ve kardeşlik bağları da dahil her türlü insan ilişkisinin, çaresizlik, hayal kırıklığı, önyargılar ve çıkışsızlıkla mühürlenmiş olan o ağır kapısını aralıyor...


Zeynep Özbatur Atakan’a ait ZeynoFilm’in ana yapımcılığında, Türkiye-Fransa-Almanya ortak yapımı olarak gerçekleştirilen “Kış Uykusu”; 6 Ağustos 2014, Çarşamba günü Fransa’da gösterime girecek.






























Bilgi için: nbcfilm.com/wintersleep/
www.zeynofilm.com
twitter.com/kisuykusu_film

1 Temmuz 2014 Salı

The North Face ® ile Kadınlar Doğada Farkediliyor


The North Face®, gündelik hayatın yanı sıra gece saatlerinde de güvenli bir şekilde spor yapmak isteyen kadınlara özel tasarladığı renkli tişörtler sayesinde hem doğada hem sokakta dikkatleri üzerine topluyor.
Uzun mesafe koşularından üstün performans antrenmanlarına kadar konforlu bir spor deneyimi sunan markanın tasarımları, vücudun esnekliğiyle de uyumlu bir şekilde bütünleşiyor. Günün her anı ekstra hareket özgürlüğü sağlayan renkli modeller, günlük kullanımlar için de ideal… Markanın özgün tasarımları, spor sırasında vücudu serin ve kuru tutarken aynı zamanda da anti-mikrobik özelliğiyle de sıcak yaz günlerine meydan okuyor.

Sporda Üstün Performansın Anahtarı: Etekler…
Markanın yaz sezonundaki favori parçalarından olan etek tasarımları spor tutkusunu keyfe dönüştürüyor. Ultra hafif özelliğiyle bedeni saran modeller spor yaparken vücudun nem transferini de maksimum düzeye yükseltiyor.  Markanın etek koleksiyonu, kadının kişisel performansını üst düzeye çıkarmayı başarıyor.

Taytlarla Hareket Özgürlüğü Bir Adım Yakında…
Her koşulda spor yapan kadınların olmazsa olmazı markanın taytları, dikişsiz kesim ayrıntısıyla hafiflik hissi vererek ağırlığı dengeliyor. Sağlıklı ve konforlu bir spor yaşamı adına FlashDry™ teknolojisini tayt modelleriyle buluşturan marka, yaz aylarında vücudun nefes almasını sağlıyor.

Pendik'te konutlara 'hızlı tren' dopingi


Ankara İstanbul Hızlı Tren Hattı’nın İstanbul’daki en önemli ayağı Pendik’te konut fiyatlarındaki yükseliş dikkat çekiyor. Ankara-İstanbul Hızlı Tren Hattı'nın 5 Temmuz'da törenle hizmete açılacağı açıklandı. Açıklamanın ardından gözler Ankara-İstanbul Hızlı Tren Hattı'nın İstanbul'daki durağı Pendik'e çevrildi. Hızlı Tren projesinin açıklanmasından itibaren konut fiyatlarının yükselişte olduğu Pendik'te son dönemdeki artış da epey hızlı seyretti.

Hurriyetemlak.com Emlak Endeksi'ne göre; Pendik'te satılık konut fiyatlarındaki yıllık artış oranı yüzde 26'ya ulaştı. Konutların metrekare satış fiyatının 1.909 lirayı bulduğu ilçede, amortisman süresi ise 15 yıl.

Kiralar uçtu
Pendik'teki konut fiyatlarının değişimine bakıldığında ise özellikle kiralıklardaki artış göze çarpıyor. İlçede kiralık konutların metrekare fiyatı geçtiğimiz yıldan bu yana tam yüzde 51 oranında yükseldi. Bu ay itibariyle Pendik'te kiralık evlere metrekaresi 10 liradan ulaşmak mümkün.

En pahalı semt Yenişehir
Pendik'te konut fiyatlarının semtlere göre dağılımına baktığımızda, en hızlı yükseliş Yenişehir'de dikkat çekiyor. Semtte bir yılda satılık konut fiyatları tam yüzde 67 artarak metrekaresi 2.417 liraya kadar çıktı. Kaynarca'da metrekare ortalaması 2.087 lira olarak göze çarparken, Kurtköy'de 2.000 lira olarak belirlendi.

BORAJET HAVAYOLLARI’NIN FİLOSUNA KATTIĞI E190 JET UÇAKLARI TÜRKİYE'DE



TÜRK SİVİL HAVACILIĞINA YENİ SOLUK
Ulusal ve Uluslararası gerçekleştirdiği bölgesel uçuşlarla 2014 yılına büyüme hedefi ile giren Borajet Havayolları, Dünyanın en prestijli havayolu şirketlerinin filosunda bulundurduğu Embraer E190 jet uçaklarını filosuna kattı.

Borajet Havayolları’nın ilk E190 jet uçağı 29 Haziran 2014 Pazar günü Sabiha Gökçen Havalimanı’na iniş yaptı. Havalimanında yoğun ilgi gören Borajet Havayolları E190 jetinin, uçak tipi ile Türk Sivil Havacılığına bölgesel havacılıkta yeni bir soluk katması bekleniyor. Borajet, 2014 yılı Eylül ayına kadar tüm filosu E190 Jet uçakları ile yenilenerek, yolcularına sağladığı hizmet ve servis kalitesini artırarak devam ettirecektir.

21 ülkeden üniversite öğrencileri deprem filmleriyle yarışacak



Mete Horozoğlu ve Ahmet Mümtaz Taylan DASK jürisinde
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından düzenlenen, üniversite öğrencilerinin katılımına açık Uluslararası Kısa Film Yarışması’na son başvuru tarihi 1 Ağustos’a uzatıldı. Bu yıl beşincisi düzenlenen yarışmada, üniversiteliler “Depremde evin hasar görürse nereye gidersin?” sorusunun yanıtını filme alıyorlar.

Yarışmanın jürisinde oyuncu Mete Horozoğlu ve Ahmet Mümtaz Taylan, yönetmen Ozan Açıktan, sinema yazarları Mehmet Açar ve Şenay Aydemir, Prof. Dr. Ali Atıf Bir, Doç. Dr. Ayla Kanbur ve DASK Genel Sekreteri Serpil Öztürk yer alacak. DASK Uluslararası Kısa Film Yarışması’nın jürisi Türkiye’nin yanı sıra deprem riski altındaki komşu ülkeler, Balkan ülkeleri ve İtalya dahil 21 ülkeden gelen öğrenci filmlerini değerlendirecekler.

Üniversite öğrencileri, kısa filmleriyle depremden sonra evleri hasar gören ve oturulamaz hale gelen konut sahiplerinin yaşayacağı sorunları anlatacaklar. Yarışmaya başvurular www.daskfilm.com adresinden yapılıyor.

Filmleri hem jüri hem de izleyiciler değerlendirecek
DASK Uluslararası Kısa Film Yarışması’nın birincisi MacBook Pro Retina ve Sony HXR - MC2000E kamera, ikincisi MacBook Pro Retina ve üçüncüsü de iMac’in sahibi olacak. Jüri değerlendirmesinin yanı sıra DASK’ın Facebook sayfasından (www.facebook.com/dask) Facebook İzleyici Özel Ödülü için de oylama düzenlenecek. Facebook İzleyici Özel Ödülü almaya hak kazanan 2 katılımcıya sırasıyla Canon SLR ve Canon Compact dijital fotoğraf makinesi hediye edilecek.

Yarışma başvurusu:  Ayça Güler
Grup 7 İletişim Danışmanlığı
İnönü Cad. Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya Sok.
Gümüşsuyu İş Mrk. No:11/1 34427 Beyoğlu / İstanbul
E-mail: aguler@grup7.com.tr  / daskfilm@dask.gov.tr


Yunuslara özgürlük istediler



Alanya’da yaşayan yerli ve yabancı hayvan ve doğa severler yunus parklarını protesto etti
Dünyada eş zamanlı yapılan “Yunus parkları gösterileri protestosu” Alanya’da da hayvan severler tarafından gerçekleştirildi. Hükümet Meydanı’nda 4 saat kadar stant açan hayvan severler vatandaşları bilgilendirdi.


Yunusların doğal ortamlarından alınarak havuz ve konteynırlarda yaşamak zorunda bırakıldığını söyleyen hayvan sever Gökçe Nihan Doğan, yunusların, gösterilerde ölü balık yemeye zorlandıklarını, kapatıldıkları alanda doğum yapamadıklarını, doğal ortamında 45 yıl, havuzlarda ise 5 yıl yaşayabildiklerini belirtti.


Bir yunusun doğal ortamında günde 100 kilometreden fazla yüzdüğünü söyleyen Doğan, “Denizlerde 300 metre derinliğe kadar iniyorlar. İnsanlar gibi büyük ailelerden oluşur ve sosyal yaşantıları vardır.Hapsedildikleri ortamlarda strese giren yunuslar sakinleştirici ilaçlarla yaşatılmaktadır. Bu gösterilere giderek yaşanan vahim olaya destek olmayın. Yunus gösteri parkları kapatılmalı” dedi.



POLONYALI CAZCILAR İSTANBUL CAZ FESTİVALİ’NDE



21. İstanbul Caz Festivali, Polonya çağdaş caz müziğinin dünyaca ünlü ustalarını ağırlıyor
“Polonya-Türkiye Diplomatik İlişkilerinin 600. Yılı” nedeniyle düzenlenen kültür programı kapsamında, 21. İstanbul Caz Festivali, Polonya çağdaş caz müziğinin dünyaca ünlü ustalarını ağırlıyor. Festival’de, 3 ve 5 Temmuz 2014 tarihlerinde, “Możdżer Danielsson Fresco Trio”, “Tomasz Stańko Quartet”, “Avrupa Caz Kulübü: Stryjo feat. Fakih Kıdemoğlu” ve “Parklarda Caz: Mitch & Mitch with Their Incredible Combo” konserleri gerçekleşecek.


21. İstanbul Caz Festivali bu yıl, Polonya ve Türkiye diplomatik ilişkilerinin 600. Yıl kutlamaları etkinlikleri kapsamında Adam Mickiewicz Enstitüsü'ne bağlı bir dijital platform olan Culture.pl ile işbirliği içinde Polonya cazcılarını konuk ediyor.Polonya caz dünyasının son 10 yıldaki en büyük keşfi olarak kabul edilen LeszekMożdżer, İsveçli kontrbas sanatçısı Lars Danielsson ve İsrailli vurmalı çalgılar ustası Zohar Fresco’dan oluşan  “Możdżer Danielsson Fresco Trio” 3 Temmuz Perşembe günü saat 21:00’de, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahneye çıkacak. Avrupa ve dünya cazının yaşayan en önemli isimlerinden Tomasz Stańko, ise “Tomasz Stańko Quartet” ile festivale konuk oluyor. Avrupa’nın ilk “free jazz” trompetçisi olarak tanınan Stańko, Avrupa’nın en özgün caz müzisyenleri arasında yer alıyor. Bugüne kadar 37 albüm çıkartan, birçok film ve tiyatro oyunununmüziklerine imza atan Stańko, günümüz caz sahnesinin en yaratıcı isimleri arasında gösteriliyor. Stańko, konserinde, Slav melankolisini İstanbul’a taşıyacak.



Stryjo, Salon İKSV’de Avrupa cazının sınırlarını zorlayacak
3 Temmuz Perşembe günü saat 21:30’da, “European Jazz Club – Avrupa Caz Kulübü” konserleri kapsamında, Polonyalı grup Stryjo, elektroakustik müziği geleneksel enstrümanlar ile yaratıcı bir şekilde yorumlayan neyzen Fakih Kıdemoğlu ile bir araya geliyor.  “Avrupa caz sınırlarını kıran üçlü” olarak kabul edilen ve doğaçlamaya öncelik veren tarzlarıyladikkat çeken grup,  Nikola Kołodziejczyk (piyano), Maciej Szczyciński (bass) ve Michał Bryndal (davul)’dan oluşuyor.
Klasik müzikten beslenen, folk, flamenko, disco ve dünya müziklerinden ezgiler taşıyan Stryjo, Fakih Kıdemoğlu’yla birlikte Japon üflemeli çalgısı shakuhachi, ney, saksafon ve saron eşliğinde Salon İKSV’de dinleyicilere özel bir müzikal deneyim yaşatacak.

Mitch & Mitch fenomeni, “Parklarda Caz”a geliyor
Festival kapsamında bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek “Parklarda Caz” etkinliği ileİstanbullular, 5 Temmuz Cumartesi 18.00’den itibaren Nişantaşı Sanat Parkı ve çevresinde açık havada caz keyfi yaşayacaklar. Ücretsiz gerçekleştirilecek etkinlikte, 9 kişilik Polonyalı topluluk Mitch & Mitch with their Incredible Combo ( Mitch & Mitch ve Olağanüstü Caz Topluluğu) sahnede olacak. 2002 senesinde kurulan topluluk, grup üyelerinin kendilerine taktıkları, Serious Mitch, Reverend James Boned Mitch, Mad Mitch, Mitch The Kid gibi ilginç lakaplarla da dikkat çekiyor. Grup, Amerikan folk ve batı etkisindeki tarzlarını İtalyan şarkıları, Japon türküleri, porno film müzikleri, samba ve mambo ile harmanlıyor.
Polonya ve Türkiye diplomatik ilişkilerinin 600. Yıldönümü” nedeniyle tüm sene boyunca gerçekleşecek etkinlikleri görmek için http://turkiye.culture.pl/tr  sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Culture.pl ve Adam Mickiewicz Enstitüsü hakkında:
Culture.pl, Adam Mickiewicz Enstitüsü tarafından 10 yılı aşkın bir süredir yürütülen, Polonya kültürel etkinliklerini uluslararası zeminde tanıtmaya odaklanan dijital bir platform. Culture.pl, ilgilenenlere, Polonya kültürü, kültür kurumları, sanatçıları ve sanatı üzerine kaleme alınan makale ve bilgilendirici metinlerin yanı sıra düzenlenen uluslararası etkinlikleri de yakından takip etme fırsatı sunuyor. Adam Mickiewicz Enstitüsü, Polonya kültürünü dünyaya tanıtmayı amaçlayan ve bu bağlamda uluslararası kültür kurumları, galeri, tiyatro ve festivallerle birlikte çalışan bir kurum.

Projelerinde Türkiye’den Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Pera Müzesi, Istanbul Modern, CerModern, İstanbul Teknik Üniversitesi, Istanbul Kültür Sanat Vakfı, İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı, SALT gibi pek çok kurumun yanı sıra Bozar, La Monnaie, Edinburgh UluslararasıFestivali, Southbank Centre, Barbican Centre, Whitechapel Gallery, Londra Tasarım Festivali, Martin Gropius Bau, Teatro Real, Puşkin Güzel Sanatlar Müzesi, Brooklyn Academy of Music ve Lincoln Center gibi uluslararası kültür-sanat kurumları ile işbirliği içinde çalışıyor. Pek çok ülkede önemli kültürel etkinlikler düzenleyen Adam Mickiewicz Enstitüsü’nün projeleri arasında, "İsrail Polonya Yılı”, "İngiltere Polska Yılı”, “Polonya AB Dönem Başkanlığı Uluslararası Kültür Programı Kültür Orkestrası”, “Polska Müzik” ve “Proje Asya” yer alıyor.

“Çocuklar İçin Gemiye Binin” girişimi 3 milyon € bağış getirdi




MSC Cruises UNICEF’e 3 milyon € bağış yaptı
İsviçre, Cenevre; 30 Haziran – MSC Cruises, Cenevre’de bulunan merkezinde yapılan bir törenle, Birleşmiş Milletler’in tüm dünyadaki çocukların hakları için mücadele eden temsilciliği UNICEF’e 3 milyon € bağış yaptı. MSC Cruises ve UNICEF, MSC’nin filosunda bulunan   12 yolcu gemisine binen misafirlerini, UNICEF’e katkıda bulunmaya teşvik eden “Çocuklar İçin Gemiye Binin” girişimi kapsamında, 2009 yılında güçlerini birleştirdiler.

Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) 190’dan fazla ülkede ve bölgede aktif olarak görev alıyor ve        2009 yılından beri, MSC Cruises ile yaptığı işbirliği sayesinde, Brezilya’da yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele için finansman sağlıyor. Bu çalışma ile toplanan parayla UNICEF, Rio de Janeiro ve São Paolo’daki   126 yardıma muhtaç bölgede yer alan çocukların kaliteli eğitime ulaşmasına yardımcı oldu.

MSC Cruises ve UNICEF, gelişmekte olan ve krizden etkilenen ülkelerde, Plumpy’Nut® gibi, Hazır Terapötik Gıdalar dağıtarak, yetersiz beslenen çocuklara yardımcı olmak amacıyla,  bu yılın Ocak ayında yeni bir yaşam kurtarma ortaklığına başladı.Şirketin Cenevre’deki merkezinde yapılan törende, MSC Cruises İdari Başkanı Pierfrancesco Vago,    UNICEF İsviçre İdari Direktörü Elsbeth Müller’e  3 milyon €’luk bir çek verdi.

MSC Cruises olarak, dünyadaki yiyecek sıkıntısı çeken çocuklara yardımcı olma çabalarında UNICEF’e katkıda bulunmaktan dolayı gurur duyduklarını belirten Vago, sözlerine şöyle devam etti: “Çocukların yaşamları açısından temel bir kurtarıcı olan Hazır Terapötik Gıdalar’ın tedariği için böyle somut bir ortaklık yapmak bizim görevimiz. Tüm personelimizin yoğun şekilde çalışmasından dolayı gurur duyuyoruz. Bu sayede, bu kadar yüksek miktarda bir parayı toplamak mümkün oldu. Yolcu gemileri ve kargo gemilerine sahip olan firmamız MSC grup, dünya geneline yayılmış yoğun hizmet ağı aracılığı ile proje hakkında farkındalığı arttırmak ve UNICEF’e destek olmak amacıyla yoğun çalıştı.”

Uzun süreli ortaklığı ve bugünkü 3 milyon €’luk cömert bağışlı için MSC Cruises’a içten teşekkürlerini  sunmak istediğini belirten Elsbeth Müller  sözlerine şöyle devam etti: “Bu bağış, Hazır Terapötik Gıdalar’ın satın alınması için kullanılacak ve bu sayede ciddi akut kötü beslenmeden etkilenen çocuklar tedavi edilebilecek. Ciddi akut kötü beslenme, beş yaş altındaki çocukların en başta gelen ölüm nedeni. Her yıl bir milyondan fazla çocuk bu nedenle hayatını kaybediyor. Dünya genelinde 20 milyon civarında çocuğun çok az beslenme nedeniyle sorun yaşadığı tahmin ediliyor.  MSC Cruises gibi ortaklar sayesinde, bu çocukların bir geleceği olacağından emin olabiliriz.”

MSC Cruises, misafirlerin yaptığı bağışlara ilave olarak, ayrıca gemilerinde çocuklar için eğlenceli eğitimler düzenliyor ve bu şekilde UNICEF’in çalışmaları ile dünya genelindeki çocukların ihtiyaçları konusunda farkındalığı arttırıyor.MSC Cruises gemilerinde her hafta, eğlenceli oyunların yer aldığı özel bir UNICEF Günü yapılacak ve katılan çocukların hepsine bir UNICEF Dünya Vatandaşı pasaportu verilecek. Böylece, bu çocuklar tüm dünyadaki çocukların haklarının temsilcileri olacak. MSC Cruises buna ilave olarak, İtalyan çocuk korosu tarafından seslendirilen ‘I Can Believe – MSC for UNICEF’ adlı yeni bir şarkı piyasaya sürdü. Bu şarkı, MSC Cruises gemilerinde UNICEF’i destekleme çalışmaları için fon müziği olarak kullanılacak.

MSC filosuna ait gemilerdeki misafirler, “Çocuklar İçin Gemiye Binin” girişimi için en az 1€ veya 1,5 USD bağış yapma fırsatına sahip olacak. Daha fazla bilgi, http://www.msccruises.com/gl_en/MSC-Unicef.aspx web sitesinde mevcuttur.