29 Nisan 2014 Salı

Peru’nun Altın Tahılı Kinoa Frankie Restaurant’ta Tanıtıldı


Latin Amerika’nın büyülü ülkesi Peru, yemek, içki ve müzikleri ile düzenlenen özel bir gecede Türk basını ve turizm sektörüne tanıtıldı. Misafirlerin Peru’nun dünyaca ünlü şefleri Javier Florez, Marita Lynn ve Roberto Segura’nın özel menüsü ile zenginleşen gecede, eşsiz kıyıları ve deniz ürünleriyle meşhur ülkenin özel tahılı Kinoa’nın büyülü tarifleri konuklarla paylaşıldı.


Peru Mutfağı Tanıtım Kokteyli, Peru Türkiye Büyükelçisi Jorge Abarca’nın ev sahipliğinde Latin Amerika ülkelerinin diplomatik temsilcileri,  iş adamları, turizm sektörü ve Türk basın mensuplarının katılımıyla 28 Nisan Pazartesi akşamı Frankie Restaurant’ta gerçekleştirildi.


Peru’nun dünyaca ünlü şefleri Javier Florez, Marita Lynn ve Roberto Segura’nın iki gün için İstanbul’a gelerek özel olarak hazırladıkları Peru’ya özel kızarmış kırmızı biberli ve kuşkonmazlı Kinoa’lı salata, avokado soslu domatesli Kinoa’lı kroket, Kinoa’lı ve kimyonlu cızbız köfte, yufkalı minik köfteli Kinoa pilavının sunulduğu gecede Peru Türkiye ilişkileri de anlatıldı.


Kokteylde dünyaca ünlü şeflerin kızartılmış sezon sebzeleriyle hazırladıkları Kinoa’lı salatalar ve domatesli avokado soslu kanepeler, Peru’dan özel olarak getirilen Pisco ile hazırladıkları Peru ulusal içkisi ‘Pisco Sour’ kokteyli eşliğinde servis edildi.


Yüksek kaliteli ürün ihracatında ilk sıralarda yer alan Latin Amerika ülkesi Peru’nun altın renkli tahılı Kinoa, Avrupa, Asya, Kuzey Amerika, Asya ve Avustralya’da lüks restoranlarının ve elbette dünyadaki Peru restoranlarının À la carte menülerinin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.


Ant Dağları’nın altın tahılı Kinoa, lezzeti ve yüksek besin değeriyle dikkat çekiyor. Kinoa, dünyanın dört bir yanında yüksek besin değerleri nedeniyle oldukça meşhur ve önemli marketlerin aranan ürünlerinden.
Peru mutfağı Afrikan, İspanyol, Japon ve Çin mutfaklarından etkilenmiş biyolojik ve kültürel zenginlikleri bir arada bulunduran bir mutfak kültürüne sahip. Bu zengin yemek kültürünü ünlü Perulu şeflerin kişisel yaratıcılıklarını katarak yeniden şekillendirmesi Peru mutfağının tüm dünyada tercih edilir hale getiriyor.

Kinoa ile iki farklı tarif:
Kinoa’lı ve Kimyonlu Cızbız Köfte
500 gram kıyma
1 bardak pişirilmiş kırmızı kinoa
1 orta boy rendelenmiş soğan
1 yumurta
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı kimyon
Kinoa, yumurta, zeytinyağı, kıyma, soğan ve kimyonu karıştırın. Küçük köfteler haline getirin. Izgara şeklinde pişirdikten sonra sebze ve salatayla servis edin.

Domates ve Avokado Soslu Kinoa Kroketleri
4 su bardağı kinoa
8 bardak su
2 yumurta
¼ su bardağı mısır nişastası
¼ su bardağı  kanola yağı
Bir miktar tuz ve karabiber
6 adet salkım domates
1 demet doğranmış taze soğan
4 adet yeşil limon
1 demet doğranmış kişniş
4 adet avokado
2 mısır koçanı
1 diş doğranmış sarımsak
1/3 su bardağı zeytinyağı.

Kinoa’yı yıkadıktan sonra 15 dakika suda pişirin. Fazla suyunu süzün ve 20 dakika bir kapta bekleterek soğutun. Tuz, biber, yumurta ve mısır koçanıyla tatlandırın. Hamur haline gelene kadar karıştırın ve kroket haline getirin. Kızgın ateşte iki tarafını da kızartın.Domatesleri ve avokadoyu küçük küçük doğrayın, taze soğan ve kişnişi de ekleyerek son halini verin. Zeytinyağı, tuz ve biberle tatlandırın.
























Tariş Zeytinyağının ‘Nüfus Kağıdı’ Var!




Sizin damak tadınıza hangisi uyuyor? Kuzey Ege’nin taze çimen kokusu ve ipeksi yumuşaklığı mı, Güney Ege’nin meyve kokulu baskın karakteri mi? Türkiye’nin köklü zeytinyağı markası Tariş bir ilke imza attı ve zeytinyağı şişelerinin üzerine, o şişedeki zeytinin bölgesini, kökenini ve türünü yazdı. Yani tüketici ne yediğini bilsin, sevdiği lezzete de ulaşabilsin diye, zeytinyağına kimlik kartını verdi…Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin kalite onayı verdiği tek Türk zeytinyağı olan Tariş, müşterilerini “Kuzey Ege” ile  “Güney Ege” zeytinyağlarının farklı ve benzersiz dünyasını keşfetmeye davet ediyor.


Her coğrafyanın kendine özgü tadı, kokusu, dokusu vardır. Kuzey’in rüzgârı taze çimenlerin kokusunu taşırken, Güney’in kızgın güneşi olgun meyvelerin baskın aromasıyla baş döndürür. Bu yüzden farklı bölgelerde yetişen zeytinler, çevrelerinin karakteristik özelliklerini taşır. Biri bahar rüzgarları gibi hafif ve yumuşak, diğeri yaz güneşinin sıcaklığı ile daha yoğun ve baskın…İşte 1915’ten beri inanç, bilgi ve aşkla üretim yapan Tariş, zeytinyağı ambalajlarının üstüne, yetiştirilen zeytinin coğrafi bölgesini, menşeini ve türünü yazarak bir yeniliğe daha imza atıyor. Bundan böyle, damak tadınıza uygun zeytinyağına daha kolay ulaşacak ve sofralarınızı sevdiğiniz lezzetlerle donatacaksınız.


Damak tadınızı keşfedin!
Kuzey ve Güney… İki farklı coğrafya, iki farklı hikaye… Kuzey Ege zeytinlerin kendine has karakteri yüzlerce yıllık, görmüş geçirmiş köklerinden ve Kaz Dağları’nda esen rüzgârının ellerinde yetişmesinden gelir. Ekmeğinizi bandığınız an o eşsiz taze meyve ve çimen kokusunu, ipeksi kıvamını hissedersiniz. Damakta hafif bir acılık hissedilmesi, karakteristik özelliğidir. Güney Ege’de, yetiştirilen zeytinin kendine has karakteri, sarp yamaçlarına inat, Ege’nin kızgın güneşinde büyüyüp serpilmesinden gelir. Ekmeğinizi bandığınız an o yoğun meyve kokulu karakteri damağınızda yoğun bir tat bırakır. Bu yüzden de daha koyu renkte ve daha az akışkandır.

Damak tadınıza uygun Tariş zeytinyağını marketinizde veya www.ta-ze.com.tr adresinde bulabilirsiniz.

MSA’nın ilk pop up restoranı açılıyor



Yeni lezzetler denemek isteyenler, Çırağan Palace Kempinski’nin palmiyeler içindeki otel bahçesinde ve muhteşem Boğaz manzarası eşliğinde menüyü tatma ayrıcalığını yaşayacak.Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) ve Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un başlattığı iş birliği ile hayata geçirilecek olan pop up restoran, İstanbul’a yepyeni ve özel bir mekan kazandıracak. Restoran aynı zamanda MSA öğrencilerine Türkiye’nin gözde oteli Çırağan Palace Kempinski İstanbul’da deneyim kazanma fırsatı da sunacak.Türkiye'nin lider uluslararası diplomalı profesyonel mutfak okulu Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) ile yiyecek ve içecek sektörüne yüzlerce profesyonel kazandıran Çırağan Palace Kempinski İstanbul, İstanbul’un yiyecek içecek platformuna özel bir deneyim sunuyor. Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un Boğaz’a nazır avlusunda açılacak olan MSA’nın ilk pop up restoranı, genç şef adaylarına çok özel bir ortamda menü ve konseptlerini sunma fırsatı da sağlayacak.


Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un ilk defa kapılarını açtığı bu proje MSA için de bir ilk niteliği taşıyor. 1 Mayıs – 27 Haziran tarihleri arasında hizmet verecek olan Okulun Mutfağı pop un restoranında MSA’da eğitim alan öğrenciler çalışacak. Restoran hafta içi öğle saatlerinde MSA Maslak Kampüsü’nde, Pazartesi hariç diğer günler 17.00-23.00 saatleri arasında ise Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un bahçesinde açık olacak. Böylece hem Maslak’taki restoranın müdavimleri hem de yeni lezzetler denemek isteyenler, Çırağan Palace Kempinski’nin palmiyeler içindeki otel bahçesinde ve muhteşem Boğaz manzarası eşliğinde menüyü tatma ayrıcalığını yaşayacak. İlk defa bir restoranı bünyesine kabul eden Çırağan Palace Kempinski İstanbul böylelikle sektöre girecek olan genç şef adaylarına da gerçek bir tecrübe yaşatacak. MSA pop up restoran projesi Eylül ayında tekrar hayata geçirilecek.Bu deneyime katılmak ve MSA öğrencilerini iş başında değerlendirmek isterseniz, 0212 236 73 33 numaralı telefondan rezervasyon yaptırabilirsiniz.

İki saygın kurumun güçlü iş birliği
MSA ve Çırağan Palace Kempinski İstanbul, Mart ayında ilk adımını attıkları iş birliği ile genç şef adaylarına ayrıcalıklı bir eğitim, tecrübe ve kariyer fırsatı sunuyor. İş birliği ile ayrıca MSA’nın Türk mutfağını akademik ve kültürel anlamda dünyaya tanıtmak amacıyla başlattığı “Dünyaya Türk Mutfağı Hareketi” de Çırağan Palace Kempinski’nin bir sosyal sorumluluk projesi olarak sağladığı katkı ile güç kazanıyor. Kempinski Grubu’nun dünya genelindeki 80 otelinde Türk Mutfağı Hareketi’ne katkı sağlayacak organizasyonlar gerçekleştirilecek.

NOT: MSA pop up restoran sadece akşam yemeği servisi verecek ve Pazartesi akşamları kapalı olacaktır.

Bilecik’te turizmciler sezona hazır


TURİZMİN SESİ
Bilecik Dünya Turizm Destinasyonu Oluyor projesi tanıtım ve eğitim toplantısı gerçekleştirildi
Bilecik turizmindeki gelişmelerin değerlendirildiği toplantıda 2014 yılının verimli olması için fikir alış verişinde bulunuldu.Bilecik turizmindeki gelişmelerin değerlendirildiği toplantıda 2014 yılının verimli olması için fikir alış verişinde bulunuldu.Bilecik Belediyesi Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıda Bilecik turizm paydaşları bir araya geldi. Başta otel ve restoran işletmecileri olmak üzere turizm ile ilgili faaliyet gösteren çok sayıda işletmenin iştirak ettiği toplantıda, Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA), Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı ve Bilecik Belediyeler Birliği’nin katkılarıyla hazırlanan “Bilecik Dünya Turizm Destinasyonu Oluyor” projesinin koordinatörü Yrd. Doç. Metin Çelik turizmdeki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Çelik, toplantıda yaptığı konuşmada, Bilecik'teki turizm faaliyetlerinin iyi bir boyuta taşındığını söyledi. Turizmde Bilecik'in birçok konuda umut verici bir durumda olduğunu vurgulayan Çelik, kentin, turizm pastasında daha fazla pay alabilmesi için birçok konuda çalışmalar gerçekleştirdiği belirtti. Bilecik'teki turizm hedeflerine her gün daha da yaklaştıklarını dile getiren Çelik, şunları söyledi: ''Bu toplantıda, şehrin pazarlanabilir turizm çeşitlerini anlattık ve bunların sosyal medyada nasıl yer bulacağı üzerinde durduk. Toplantıda ayrıca gerek yurt için gerek yurt dışı seyahat acenteleri ile iletişimin nasıl kurulacağı ve turistin ilgisinin nasıl çekileceği konularını görüştük.'' Projenin son durumu hakkında da bilgi veren Çelik, pazarlanabilir turizm çeşitleri, turizm tanıtım mecraları, cazip turizm paketlerinin oluşturulması, ulusal basında haber yapma yöntemleri ve sosyal medyada hesap açma ve yönetme konularında bilgi verdi.

Otellerden yoğun ilgi
Bilecik’te turizm alanındaki gelişmeleri yakından takip eden otel sahibi ve işletmecileri toplantıya yoğun ilgi gösterdi. Bilecik merkezde bulunan Kent Otel ile Bozöyük’ten Grandçalı ve Taşkın Otel’in sahiplerinin yanı sıra çok sayıda otel işletmecisi toplantıya katılarak turizm alanındaki çalışmalara destek verdi.

Restoranlar turizme hazır
Tünel Restoran, Mersu Alabalık, Şelale Restoran ve Cennet Vadisi gibi Bilecik ve ilçelerinin önde gelen restoran sahipleri de düzenlenen eğitim toplantısına katılarak turizme hazır olduklarının mesajını verdiler.

Turistler güzel zaman geçirecekler
Bilecik’te turizm alanında sürdürülen çalışmalarla birlikte artık şehre gelen turistler güzel zaman geçirecekler. Bilecik’e gelecek olan turistler Mehter ve Mevlevi gösterisi, Yörük adetlerini Yörük çadırlarında görme fırsatı ve Osmanlı Ahilik geleneklerini de görme şansına sahip olacaklar.

Deniz Kültürüne Yelken Açıyoruz



BM NTSR Fuarcılık tarafından düzenlenen "Haliç Boatshow", 30 Nisan - 04 Mayıs tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi önünde deniz üzerinde gerçekleşecek.Fuar öncesinde UBM-NTSR Yürütme Kurulu Başkanı Serkan Tığlıoğlu ve UBM Türkiye Fuarlar Grup Direktörü Esin Göksel, bir basın toplantısı düzenledi.

Haliç Boatshow'da, sadece tekne, motor yat, mega yat ve yelkenlileri değil, tekne ekipman ve aksesuarları görücüye çıkacak. Ayrıca fuarda su sporları ve geceli gündüzlü etkinlikler gerçekleşecek.


Haliç Kongre Merkezi'nde Haliç'in üzerine kurulan ve bir milyon doların üzerinde yatırımla hayata geçirilen tekne bağlama sistemi ile tekne sahibi olmak isteyenler, beğendikleri modelleri deniz üstünde test edebilme şansı yakalayacaklar. Fuarda, boyları 3 metre ile 36 metre arasında değişen 180 tekne, motor yat, mega yat, yelkenliler ve ultra lüks tekneler sergilecek. Fuarda sergilenecek otomobil fiyatına sahip olunabilecek kullanışlı ve kompak tekneler ve ikinci el tekneler de dikkat çekiyor.


"EMİNÖNÜ'NE KADAR GİDECEK, GELİŞECEK BİR ORGANİZASYON"
UBM-NTSR Yürütme Kurulu Başkanı Serkan Tığlıoğlu, tekne fuarlarının en büyüklerinin Düseldorf, Cenova, Cannes ve Londra'da yapıldığına dikkat çekerek, "10 yıl içerisinde Haliç'de düzenlenecek olan bir Boatshow, bölgenin de gelişmesiyle beraber, bölgedeki zenginliğin de artmasıyla beraber, demokrasiyle beraber sadece Türkiye'nin değil dünaynın en gözde boatshowlarından biri olacak. O yüzden biz burayı seçtik ve buraya bir yatırım yaptık" dedi. Tığlıoğlu fuarda 100'ün üzerinde tekne sergileneceğini belirterek bu sayının 2-3 yıl sonra 300'lere çıkacağına dikakt çekti. Tığlıoğlu, "Ama göreceksiniz bu fuar zaman içerisinde Haliç'in başına doğru Eminönü'ne kadar gidecek, gelişecek bir organizasyon olacak" dedi.


UBM-NTSR Yürütme Kurulu Başkanı Serkan Tığlıoğlu, Türkiye'nin yatcılık sektöründe Avrupa'yla kıyaslandığında geride olduğunu, Türkiye'de şu anda 35-40 civarında marinanın bulunduğunu belirterek, "Önümüzdeki dönemde bu sayı çok daha fazla artacak ve tekne kapasitesi gelişecektir" diye konuştu.


5.500 EURO İLE 5 MİLYON EURO ARASINDA DEĞİŞEN FİYATLAR
Fiyatları 5 bin 500 Euro ile 5 milyon Euro arasında değişen ikinci el ve sıfır tekneler, Haliç Boatshow'a özel indirimli fiyatlarla satılacak. Son zamanlarda hareketlenen ve talep gören ikinci tekne pazarını, lider ve güvenilir broker firmaların katılımıyla tek çatı altında toplayan Haliç Boatshow'u yaklaşık 50 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.


Fuar'da ayrıca, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı'nın Avrupa Birliği Projesi MARLISCO kapsamında 12-18 yaş arasındaki gençlerin katıldığı "Çöp Denizde, Kamera Sende!" konulu kısa video yarışmasının ödül töreni yapılacak. Haliç Boatshow'un gişe gelirinin bir kısmı TURMEPA'ya bağışlayacak.

Fikret Özdemir, Brüksel Uluslararası Üstün Lezzet Ödülü Testinde



TURİZMİN SESİ
Radisson Blu Hotel Executive Chef’i Fikret Özdemir International Taste & Qualite Institute davetlisi ve Juri üyeliğinde Belçika’da



”International Taste & Qualite Institute’ye Katılan jüri üyelerin ülkelere dağılımı başta Fransa olmak üzere İtalya, İngiltere, Lüksemburg, Belçika, İsviçre, Danimarka, İspanya, Portekiz, Hollanda ve Türkiye’dende Fikret ÖZDEMİR olmak üzere çok sayıda ünlü şefler katıldı.”


Chef Fikret Özdemir Belçika’dan Turizmin Sesi’ne yaptığı açıklamada şu sözleri söyledi.
Uluslararası gıda ve içeçek kalite ödülü jüriligi ve tadımı tüm hızıyla devam ediyor.



Türkiye’den tek olarak katıldığım International Taste & Qualite Institute davetlisi olarak büyük onur duyduğumu belirtmek istiyorum.



International Taste & Qualite Institute Belçika’da bulunan Chef’lerin tarafıma  ve Türkiye’ye karşı çok büyük ilgi olduğunu  mennuniyetle belirtmek istiyorum. International Taste & Qualite Institute’ye katılan bütün jürilerin ve organizasyonun ilgi odağı olmam Türk aşçılığı adına büyük gurur duydum.


Burada gördüğüm en önemli detayın herkesle aynı dili konuşmam olduğunu ve iletişim olarak sıkıntı yaşamamam olduğunu belirtebilirim. International Taste & Qualite Institute’ye Katılan jüri üyelerin ülkelere dağılımı başta Fransa olmak üzere İtalya, İngiltere, Lüksemburg, Belçika, İsviçre, Danimarka, İspanya, Portekiz, Hollanda ve Türkiye’dende ben olmak üzere çok sayıda ünlü şefler katıldı.Hececanla çalışmalarım devam ediyor dedi.



Brüksel Uluslararası Üstün Lezzet Testi'ndeTürk markalarında desteği bulunmaktır.

Türkmenistan At Bayramı’nı Coşkuyla Kutladı




TURİZMİN SESİ / ASUMAN DAĞISTANLI
Türkler, özellikle Orta Asya Türkleri, çağlar boyunca atları sosyal hayatın bir parçası olarak görmüş,atlara adeta bir dost, savaşlarda mücadelenin can yoldaşı gibi anlamlar yüklemişlerdir. Atlar tarih’te birçok destan da başkahraman olarak nitelenmiştir.Atlar özellikle Türkmenistan için çok daha önemli anlamlar ifade etmektedir.Türkmenler tarih boyunca atlara verdikleri önem sayesinde ticari,ekonomik,kültürel anlamda farklı bir konuma sahiptir.Dünyanın en değerli atları bu ülkede bulunmakta,hatta dünyada sadece bu ülkede At Bakanlığı bulunmaktadır.Dünyaca ünlü Ahal Teke atlarının yüzyıllardan beri cinslerini korumayı başaran Türkmenler bu atların en iyi şekilde yetiştirilmesi için çaba sarfetmektedirler.


Dünya’nın At Bayramını Kutladığı Tek Ülke Türkmenistan
Dünyada at bayramı’nın kutlandığı tek Ülke olan Türkmenistan’da 1992 yılından beri her Nisan ayının son Pazar günü Bedev Bayramı adı altında At Bayramı tüm coşkusuyla kutlanmaktadır.Bu yıl Türkiye’den katılımın oldukça yüksek olduğu bayramda kutlamalar, üst düzeyde gerçekleştirildi. Törenlere, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Tataristan Cumhurbaşkanı Rustam Minnihanov onur konuğu olarak katıldı. Ve bayram üç ülke devlet başkanını bir araya getirdi.

Tören, Türkmenistan, Türkiye ve Tataristan folklor ekiplerinin gösterisi ile başladı. Daha sonra at yarışlarının düzenlendiği Hipodromda Türkmen atçılar, at üzerinde çeşitli gösteriler yaptı..

Ardından TürkiyeCumhurbaşkanlığı, Tataristan Cumhurbaşkanlığı ve Türkmenistan adına özel koşu düzenlendi. Ülkeler için düzenlenen özel koşularla birlikte toplam 7 koşu yapıldı. Koşulardan birini ‘Anadolu Rüzgarı’ isimli atın Türk jokeyi Onur Atmaca kazandı.. Koşuların tamamlanmasının ardından ödül törenine geçildi. ilk 3'e giren jokeyler ile seyislerine çeşitli kategorilere göre ya 10 ile 50 bin dolar, yada otomobil hediye edildi. Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguly Berdımuhamedov’un’da at üzerinde yaptığı ve atı şaha kaldırması ile sonuçlanan gösteri hayranlıkla izlendi.

Milli değerlerine bu kadar önemli ölçüde sahip çıkan Türkmenistan devlet büyüklerinin ve halkının bu güzel bayramını en içten dileklerimiz ile kutluyoruz.


27 Nisan 2014 Pazar

Turizmciler “Dünya Skal Günü”nü Kutladı



İstanbul Büyükşehir Belediyesi Turizm Atölyesi Tülin Ersöz’ün ev sahipliğinde Dünya Skal Günü Kutlaması için İstanbul'da gezi düzenlendi.Geziye Rehber Mücahit Saatcioğlu, Mustafa Kahraman ve  Sinan Demirtaş’ın bilgilendirmeleriyle  Kaptan Şükrü Karataş’ın yönetiminde  Skal İstanbul Başkanı Feza Solaklar ve üyeleri eşliğinde hareket edildi. Beşiktaş Vapur İskelesi hareketiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı 2 tünelden geçilerek Miniatürk'e varıldı. İki tünel hakkında bilgi veren İBB Rehberi Mücahit Saatcioğlu,  Bomonti-Dolmabahçe Karayolu Tüneli, Dolmabahçe Stadı’nın kuzeyinden başlayarak Taksim ve Feriköy’ü alttan geçtikten sonra Bomonti’den çıkıyor. Piyalepaşa’dan başlayan diğer tünel yol ise, Okmeydanı ve Çağlayan’ı alttan geçerek Kağıthane’ye çıkıyor.  Her iki tünel 9 şiddetinde depreme dayanıklı olarak yapıldığı bilgisini verdi.  Çevre düzenlemeleriyle birlikte her iki köprünün maliyeti 5oo milyon TL’ye maal olmuş. İstanbul caddelerinden geçerken anlatımlarını sürdüren İBB Rehberi Mücahit Saatcioğlu ve İstanbul Skal üyeleriyle birlikte Miniatürk'e gelindi.



Özel olarak dizayn edilen kahvaltı salonuna geçildi. Kahvaltı sonrası ve Miniatürk Gezisi düzenlendi. Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan Miniatürk, Toplam 60.000 metrekare alan üzerine kurulan Miniatürk’te, 15.000 metrekare maket alanı, 40.000 metrekare yeşil ve açık alan, 3.500 metrekare kapalı alan, 2.000 metrekare havuz ve suyolu, 500 araçlık otopark yer almaktadır.Eş zamanlı yürütülen proje koordinasyonu sayesinde 22 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan Miniatürk, dünyanın en geniş maket alanına sahip ve en kısa sürede tamamlanan minyatür kentidir.


Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçekli maketlerinin yer aldığı Miniatürk’te, 59 eser İstanbul’dan, 55 eser Anadolu’dan 12 eser ise bugün Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğrafyasından olmak üzere126 maket eser sergilenmektedir. Ayasofya’dan Selimiye’ye, Rumeli Hisarı’ndan Galata Kulesi’ne, Safranbolu Evleri’nden Sümeli Manastırı’na, Kubbet-üs Sahra’dan Nemrut Dağı Kalıntıları’na dek pek çok kültür ve medeniyetin izlerinin bir araya geldiği parkta, bugün artık yerlerinde olmayan Artemis Tapınağı, Halikarnas Mozolesi, Ecyad Kalesi gibi eserler de yeniden canlandırılmıştır.


Anadolu ve çevresinde hüküm sürmüş, izler bırakmış her medeniyetin Miniaturk’te yer almasına özen gösterilmiştir. Miniatürk ile Antik Çağ’dan Bizans’a, Selçuklu’dan Osmanlı’ya, 3000 yıllık yaşanmışlığın izleri Haliç kıyısına taşınmış.


"Minatürk" gezisi sonrasında " İstanbul 1453 Panoramik Müzesi gezildi. Muhteşem atmosfer turizmcileri büyüledi. İstanbul 1453 Panoramik Müzesi, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından şehrimize kazandırılan önemli bir değerdir. Kuşatmanın geçtiği Topkapı-Edirnekapı surlarının karşısında bulunmasıyla da İstanbul’un tarihe açılan kapısı olan fetih müzesi, Kültür A.Ş. tarafından işletilmektedir.


İstanbul kuşatmasının en çetin geçtiği, aşılamaz denilen surların aşıldığı, kutlu askerlerin bekledikleri günün yaşandığı yer. İstanbul’un fethe açılan kapısı. Panorama 1453 Tarih Müzesi’nde İstanbul`un fethine yeniden tanık olacak ve kente giriliş anını neredeyse aynen yaşayacaksınız. Macar topçu ustası Urban`ın döktüğü toplara dokunup Kostantinopolis`in surlarına doğru onların patlamalarına şahit olacaksınız. Sultan II. Mehmed`in binlerce askerinin tekbir seslerini ve Mehter Marşı`nı duyacaksınız.


İstanbul 1453 Panoramik Müzesi’ne girildiğinde Edirnekapı surlarını ve Topkapı surlarını görebilirsiniz. Kuşatma sonrası Kostantinopolis’e giren Osmanlı askerlerinin geçtiği surları seyrederken 1453 yılına hayali bir yolculuk yapılması kaçınılmazdır.


Tarihin en görkemli fetihlerinden biri olan İstanbul Fethi’nin içerisinde kendinizi bulmanız olasıdır. Müzedeki devasa resimlerde 10.000 adet figür kullanıldığını hatırlatmakda fayda olduğunu söyleyebiliriz.


Dünya çapında yaklaşık olarak 30 adet panaroma müzesi bulunuyor. İstanbul 1453 Panaromi Müzesini diğer müzelerden ayıran en temel özellik ise yatay ve dikey panaroma tekniklerinin kullanılmış olmasıdır. İstanbul 1453 Panoramik Müzesi’nin kalbi olan resim, 38 metre çaplı bir yarım küre üzerine yapılmıştır. Yarım kürenin iç yüzeyini kaplayan resim, 2350 m2 olup, resimle ziyaretçi platformu arasındaki 650 m2`lik 3 boyutlu objeler platformuyla birlikte, toplam 3000 m2`lik dev bir büyüklüğe ulaşmakta ve ziyaretçiyi her yönden kuşatmaktadır.


 İstanbul 1453 Panoramik Müzesi’nin panoramik resim ile ilgili çalışmalarına 2005 yılında başlanmış, 2008 yılında tamamlanmıştır. Bu çalışma 8 sanatçı tarafından yapılmıştır. Resimde 10.000 figür çizimi vardır. Surlardaki yıkılmış bölgeler ve bu bölgelerin büyüklükleri, İstanbul`un ilk belediye başkanı olan Hızır Bey`e, surların tamiri ile ilgili olarak sunulmuş bir rapora dayanmaktadır. Dünyanın tek tam panaromik müzesi olma ayrıcalığını taşıyan müzeye sayısız ülkeden ziyaretçi gelmektedir.


Sırasıyla İstanbul gezisine devam edilirken Binbirdirek Sarnıcı Gezisi’ne hareket edildi.Yaklaşık bir saat sonra Sultanahmet meydanına ulaşıldı. İBB Rehberleri eşliğinde Binbirdirek Sarnıcı’na inilerek geziye başlandı.
Sarnıcın Türk dönemindeki adı çokluk anlamındaki “binbir” teriminden gelmiş olabileceği gibi bazılarının iddia ettiklerine göre sütun gövdelerinin üst üste bindirilmiş oluşundan dolayı “binbir” teriminden de geldiği ileri sürülür.Binbirdirek Sarnıcı, etrafı kalın bir duvarla sınırlandırılmış 64, 56, 40 mt ölçüsünde büyük bir haznedir. İçinde 224 sütun bulunur. Her biri 14 sütunlu 16 sıra halindeki birbirinden 3,75 m aralıklı olan bu destekler kemerler ile bağlanmış olup, çapraz tonozları taşırlar.


Sütunlar üst üste bindirilmiş iki gövdeden meydana gelmiş olup, bunların aralarına dışa taşkın birer bilezik yapılmıştır. Sütun gövdelerinin üstlerinde ise üzerlerinde hiçbir işleme bulunmayan piramit biçiminde ( impost ) başlıklar vardır. Böylece sütunlar ve başlıklar devşirme malzeme olmayıp burası için yapılmıştır. Başlıkların üstünde kemerler karşılıklı olarak ağaç gergilerle bağlanmıştır. Bugün bunların yalnız yuvarlak delikleri görülür.. Sütunların alt kısımları 5 metreye yakın toprağa gömülmüştür. Aslında desteklerin tam yüksekliği 12,50 metreyi bulmaktadır.


Binbirdirek Sarnıcı Gezisi ile son bulan  İstanbul gezisinde Mikrofonu alan Skal İstanbul Başkanı Feza Solaklar, İBBTurizm atölyesi Tülin Ersöz’ün sponsorluğunda istanbul gezimizi düzenledik.Cumartesi gününü bizlere ayırdığınız ve beraber olduğunuz için teşekkür ederim dedi.

İBB Rehberi Mücahit Saatcioğlu,Gezimizin amaci ve vizyonu Türkiyenin gorünen yüzü olan istanbulumuzun tarihi ve kültürel mirasını koruyabilen ve sahip çıkabilen öncü ve önder belediye olma kararlılığıdır. Bu kapsamda siz değerli Skal İstanbul üyelerini ve  bu değerlerimizi korumaya davet ediyor, Gezimize katıldığınız için öncelikle iBB başkanımız Kadir Topbas adına ve tüm ekibimiz adına teşekkür ediyorum. İBB’nin bir başka etkinliğinde görüşmek ümidiyle hoşçakalın dedi.

24 Nisan 2014 Perşembe

TED İstanbul Seniors Cup Finansbank Sponsorluğunda 5.Yaşını Kutluyor

Finansbank Özel Bankacılık’ın ana sponsorluğunda gerçekleşen TED İstanbul Seniors Cup bu yıl 5. kez düzenleniyor.  Finansbank’ın spora ve sporcuya verdiği desteğin bir göstergesi olan turnuva 28 Mayıs – 7 Haziran 2014 tarihleri arasında yapılacak.

Müşterilerine klasik bankacılık hizmetlerinden fazlasını sunan Türkiye’nin finansçısı Finansbank Özel Bankacılık’ın ana sonsorluğunda Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü (TED) tesislerinde organize edilen “Finansbank Private Banking İstanbul Seniors Cup” bu yıl beşinci kez gerçekleştiriliyor. Ulusal senior turnuvalar arasında seçkin bir yere sahip olan turnuvaya geçen sene olduğu gibi bu yılda  tanınmış işadamları, sanat camiasının ünlü isimleri ve TED kulübü üyeleri katılacak. 28 Mayıs – 7 Haziran 2014 tarihleri arasında yapılacak turnuvada mücadele edecek 650 tenisçi birinci olmak için ter dökecek.

Turnuvaya destek vermekten duydukları memnuniyeti dile getiren Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras, “Finansbank Özel Bankacılık olarak hayata geçirdiğimiz “Finansbank Private Banking İstanbul Seniors Cup” bu yıl 5’inci yaşını kutluyor. Türkiye’nin finansçısı olma hedefi ve anlayışıyla gerçekleştirdiğimiz projelerimizle spora ve sporcuya da destek vermekten gurur duyuyoruz. Bu organizasyon kapsamında çalışmalarımızı hızlandırarak Finansbank Private Banking İstanbul Seniors Cup‘ı dünya standartlarında, uluslararası bir tenis turnuvası haline getirmeyi hedefliyoruz. Amacımız, tenis sporunu ülkemizde daha geniş kitlelere ulaştırmak” şeklinde konuştu. İki hafta sürecek olan turnuva kupa töreni ve kokteyl ile sona erecek.

Türk Hava Yolları, destekçisi olduğu tüm spor dallarını ve sporcuları “Wings of Sports” aracılığı ile sporseverlerle buluşturuyor

Türk Hava Yolları’nın, geçmişten günümüze yer aldığı etkinlikler, fotoğraf albümleri, haberler ve videoları güncelleyerek bir arşiv halinde meraklılarının beğenisine sunduğu www.wingsofsports.com platformu kanatlanmaya başladı.

Geniş uçuş ağı ve yüksek kalite standartları ile dünyanın lider havayolu şirketleri arasında yer alan Türk Hava Yolları, küresel vizyonu doğrultusunda Türkiye’de ve dünyada sporcu, takım ve organizasyonlara bilfiil destek vererek toplum nezdinde spor kültürünün gelişmesine katkıda bulunuyor.

Her geçen yıl spor sponsorluk faaliyetlerini daha da genişleterek özellikle Türk sporu ve dünya çapındaki önemli organizasyonlara destek olan Türk Hava Yolları, bu yöndeki faaliyetleri ile küresel spor arenasında adından sıklıkla söz ettiriyor.

İsmini, Türk Hava Yolları’nın geniş kanatlarından alan “Wings Of Sports”, spor tutkunlarını www.wingsofsports.com platformu üzerinden tüm merak ettiklerine ulaştırıyor.

 Bu proje kapsamında, yer aldığı sponsorluk faaliyetleri ve sporla ilgili çeşitli etkinlikleri sosyal medya ve internet üzerinden duyurmayı planlayan Türk Hava Yolları, Twitter'da @wingsofsports hesabının yanı sıra www.wingsofsports.com web adresi üzerinden de doğru ve güncel haberleri sporseverlerle paylaşmayı amaçlıyor.

 Proje ile ilgili daha detaylı bilgiye; www.wingosfsports.com ve twitter.com/wingsofsports web linkleri üzerinden ulaşabilirsiniz.

1 Mayıs Perşembe tatilini haftasonu ile birleştirerek kendinize bir iyilik yapın

RICHMOND NUA’DA BAHARA MERHABA


Avrupa’nın en donanımlı, Türkiye’nin ilk ve tek destinasyon spa oteli Richmond Nua Wellness-Spa, 30 Nisan – 4 Mayıs uzun haftasonu programı ile size ve sevdiklerinize mükemmel bir dinlenme ve yenilenme programı sunuyor.Misafirlerini yemyeşil orman ile Sapanca Gölü’nün kesiştiği mükemmel konumunda ağırlayan Türkiye’nin bol ödüllü “En İyi Spa Oteli” Richmond Nua, sizi bu küçük haftasonu programıyla huzur ve doğallığın tadına varacağınız masaj ve bakımlar ile dinlendirmeyi hedefliyor.

30 Nisan – 4 Mayıs 2014 tarihleri arasında 1, 2 veya 3 gecelik konaklama programlarında açık büfe kahvaltı, açık büfe akşam yemeği, wellness-spa girişi kişi başı gecelik  € 85 + kdv.’ den başlayan fiyatlarla.


Richmond Nua Wellness Spa:  Sahilyolu Mevkii  Sapanca, Sakarya 0264 582 21 00
www.richmondnua.com
Richmond Nua Wellness Spa’ ya wellness – Spa konsepti gereği 14 yaş ve üzeri misafirler kabul edilmektedir.

RICHMOND NUA
Richmond Nua, uzman kadrosuyla sizi sağlıklı bir yaşama davet ediyor. İstanbul’a 1,5 saat uzaklıkta, Sapanca Gölü kenarında doğa içinde sevdiklerinizle olmak istiyorsanız, RichmondNua sizler için vazgeçilmez bir seçenek olacak.

Nua ayrıca; sıcaklıkları 35 ile 100º arasında değişen farklı buhar odalarıyla da eşsiz. Nua’da yer alan Salt Jacuzzi (Mineral Tuz Jakuzi), Jet Pool 117 (117 Jetli Jakuzi), OttomanSteamBath (Osman Buhar Banyosu), Salt InhalationSteamBath (Tuz Soluma Buhar Banyosu), HerbalSteamBath (Bitkisel Buhar Banyosu), Laconium (Roma sitili kuru banyo), benzersiz çift katlı Fin kelo kütüklerinden yapılmış Loft Sauna, IceGrotto (Buz odası), Tepidarium (Isıtılmış Seramik Yataklar), WaterBeds (Isıtılmış Su Yatakları), DayDream (Yıldızlı Dinlenme Alanı), AquaCave (Mağara macera duşu), SnailShowers (Salyangoz Duşlar), çift kişilik özel bir ritual NuaSpiritgibi alanlar modern bir SPA teknolojisiyle bir arada sunuluyor.

Avrupa’nın en donanımlı, Türkiye’nin ise ilk ve tek destinasyon spa oteli olan Richmond Nua Wellness-Spa, 2011 yılından bu yana 3. kez, World Luxury SPA Awards tarafından farklı ülkelerdeki tatil severlerin oylarıyla belirlenen ‘Türkiye’nin En Lüks Spa’sı ödülüne layık görüldü.


Üç kuşağın bir arada yaşadığı konak Azakları bekliyor



Çanakkale’nin şirin ilçesi Biga’da konumlanan Hotel MRG, her yıl olduğu gibi bu yıl da 25 Nisan Anzak Günü’ne katılmak üzere bölgeye gelen misafirlerini ağırlama hazırlanıyor. MRG, Birinci Dünya Savaşı'nın Çanakkale Cephesi'nde savaşarak hayatını kaybeden Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerini anmak amacıyla Çanakkale’yi ziyaret eden konuklarını, kusursuz bir misafirperverlikle ağırlıyor.


Hotel MRG, yemyeşil bahçesi, tarihsel dokusu ve büyüleyici atmosferiyle Biga’da geçirilen her günü unutulmaz kılıyor. Kaz Dağları’na bir adım mesafedeki MRG, büyük bir duyarlılıkla renove edilen tarihi bir ahşap konak ve onunla aynı avluya bakan iki diğer binadan oluşuyor. Geçmişte üç kuşağın bir arada yaşadığı konak, içindeki tüm eşyalarla beraber konuklarını tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. http://hotelmrg.com