6 Eylül 2014 Cumartesi

ANADOLU’NUN EN BÜYÜK FUAR MERKEZİ’NİN RESMİ AÇILIŞI T.C. BAŞBAKANI SAYIN PROF. DR. AHMET DAVUTOĞLU TARAFINDAN CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 20.00’DE GERÇEKLEŞTİRİLECEKTİR



KONYA TİCARET ODASI  - TÜYAP Konya Uluslararası Fuar Merkezi  T.C. Başbakanı Prof.Dr. Ahmet DAVUTOĞLU  ve beraberinde ki üst düzey protokol üyelerinin de  katılacağı görkemli bir törenle 6 Eylül Cumartesi Akşamı saat  20.00’de açılacaktır.


Konya Ticaret Odamız tarafından gerçekleştirilen yeni yatırım sonucunda ülkemiz fuarcılık sektörüne kazandırılan, 6 ayrı salon, fuaye alanları, toplantı salonları ve hizmet bölümleri ile birlikte 66.000m2 kapalı, 20.000 m2 açık alan olmak üzere toplam 86.000m2’lik sergileme alanı ile,  İstanbul’dan sonra ülkenin en büyük  2. Fuar merkezi olan KONYA TİCARET ODASI  - TÜYAP Konya Uluslararası Fuar Merkezi’nin, Anadolu’nun üretim üssü konumunda olan ilimize ekonomik ve sosyal anlamda büyük katkılar sağlayacağı inancındayız. KONYA TİCARET ODASI  - TÜYAP Konya Uluslar arası Fuar Merkezi’nin ülkemize, ilimize ve sektöre hayırlı olmasını diliyoruz.


Satışları katlarken, memnun müşteri ve mutlu çalışan yaratmanın 7 formülü




Perakende, turizm, inşaat gibi sektörlerde, satış danışmanı ve satış yöneticilerinin; satış hedeflerine ulaşabilmeleri noktasında açıklamada bulunan AL Danışmanlık Genel Müdürü Marka yönetimi ve İnsan Kaynakları Danışmanı Ayşen Laçinel, şunları söyledi:

“Pazarlama ve satış bölümündeki çalışanların motivasyonu, fark edilmeleri ve hedefe yönelik odaklanmaları; ancak doğru- etkili bir prim sistemi ve ödüllendirme uyarı sistemleriyle sağlanabilir” dedi.

Ayşen Laçinel, satışları katlarken, memnun müşteri ve mutlu çalışan yaratmanın 7 formülüne ilişkin şunları söyledi:

1)Satış şirketinin organizasyonunu olabildiğince yalın kurgula, komplike organizasyon ve iş süreçlerinden kaçın.

2)Yalın organizasyonda, yalın iş akışı ve yalın görev tanımlarını; ilgili çalışan ve yöneticiye iyi anlat, anlaşılmış olmanın geribildirimi mutlaka al.

3)Maaş düşük olsun, ama satış hedeflerinin her kademesi için ayrı kriterlerin belirlendiği, herkesten çok kazandıran bir prim sistemini devreye alın. Bu şekilde, düşük maaş, ama maaşı kat kat geçen prim için kimse yerinde saymak istemeyecektir. Bu arada, sadece prim sistemi ile satış yapmalarını sağlamak da, eksik kalır.

4)Mutlaka adanmış takım yarat. Bunun için duygulara ve değerlere önem ver. Özel günleri sistematik olarak takip et, aile kavramını takımdaşlıkla yoğur ve içselleştir.

5)Ödül ve uyarı sistemlerini kur, adaletli kriterler belirle ve uygula.

6)Şirketin üst yöneticisi, insan kaynakları yöneticisi ve satış pazarlama yöneticisi rol modeldir. Çalışanlara rol model olan bu yöneticiler; şirket itibarını da temsil ederler. Bu anlamda söylemeler kadar, eylemler de önemlidir.

7)Yapabileceğini söyle, söylediğini yap.

QATAR AIRWAYS CAPE TOWN’A AKTARMASIZ UÇACAK



Qatar Airways, 3 Kasım’dan itibaren Cape Town’a (Güney Afrika) haftanın beş günü aktarmasız uçacak. Qatar Airways, Cape Town’a şu anda haftanın üç günü uçuyor. Hava yolu şirket filosunun hızla büyümesi ve Güney Afrika’ya ilginin çoğalması nedeni ile bölgeye ilk kez aktarmasız uçuşlar düzenlenecek.

Cape Town rotasında, Qatar Airways’in son teknoloji Boeing 787 Dreamliner uçakları faaliyet gösterecek. Tüm kabin sınıflarında 1000’den fazla seçenek bulunan, en son interaktif eğlence sistemleri ile donatılmış bu uçaklarda; Business Class’da 22, Ekonomi Sınıfı’nda ise 232 koltuk yer alıyor.

Qatar Airways Grup CEO’su Akbar Al Baker, yolcularına Doha ile Cape Town arasında özel hizmetler sunabildikleri için son derece memnun olduklarını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Cape Town uzun süredir dünya genelindeki yolcular için en popüler varış noktalarından birisi. Yeni hizmetler ile artık müşterilerimize dünyanın en güzel kentlerine daha hızlı ve uygun bağlantılar sunabiliyoruz.”    

Qatar Airways yolcuları, Doha – Hamad Uluslararası Havalimanındaki yeni merkezi aracılığı ile uçuşlarını gerçekleştiriyor. Havuz, jimnastik salonu, squash sahaları ve lüks bekleme salonlarının yer aldığı yeni tesis, 70’den fazla perakende mağazası, 30’dan fazla kafesi, restoranı ve beş yıldızlı hizmetleri ile yolculara benzersiz hizmetler sunuyor.  


5 Eylül 2014 Cuma

MALPAS'TA SALSA RÜZGARI ESİYOR



Girne'nin muhteşem doğasında, konuklarına en özel hizmeti veren Malpas Otel "9. Salsa Jam in Cyprus Latin Dansları ve Müzik Festivali"ne ev sahipliği yapıyor... Mevsimin sonbahara döndüğü günlerde tatil programını Eylül ayına erteleyenler, Malpas Otel'de Salsa Festivali ile farklı bir tatil deneyimi yaşayabilirler...Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Girne'nin konumu, hizmeti ve sunduğu tatil imkanları ile en özel otellerinden olan Malpas, misafirlerini farklı sosyal ve kültürel organizasyonlarla da mutlu etmeye devam ediyor. Kıbrıs turizmine ve tanıtımına da önem gösteren otel, bu yıl "9. Salsa Jam in Cyprus Latin Dansları ve Müzik Festivali"ne ev sahipliği yapıyor...


Dünyanın en iyi Salsa Festivalleri arasına girmeyi başaran "Salsa Jam in Cyprus Latin Dansları ve Müzik Festivali" Bu yıl 40 ülkenin katılımı ile 4-8 Eylül tarihleri arasında gerçekleşiyor. Festival, dünyanın efsanevi Latin Jazz Salsa Orkestrası " NEW SWING SEXTET" i ve dünyanın dört bir köşesinden gelecek ödüllü Salsa yıldız dansçılarına ve DJ'leri ağırlayacak. Festival kapsamında; 40 profesyonel sahne şovu, 45 saatlik hızlandırılmış, her seviye'ye uygun dans dersleri ve sabahlara kadar Salsa partileri yer alacak. Festivalin en önemli konukları arasında yer alan, Gramy Müzik Ödülleri'ne aday gösterilen Latin Jazz Salsa orkestrası " NEW SWING SEXTET" 6 Eylül Cumartesi gecesi Malpas Otel'de  canlı konseriyle salsa severlerle buluşacak. Doğanın kendini cesurca sunduğu Girne'de yaz-kış misafirlerini Akdeniz sıcaklığı ile ağırlayan Malpas'ın tüm oda ve süitleri dağ ve deniz manzarasına sahip...Deniz manzaralı villa ve bungalovlarla alternatif konaklama imkanı sunan otel Türk ve uluslararası en özel lezzetlerin hazırlandığı mutfağı ile de misafirlerini şımartıyor...

GÖÇMENLERDEN 150 MİLYAR DOLARLIK HAKSIZ KAZANÇ SAĞLANIYOR

Dünya çapında yaklaşık 20.9 milyon kişi yoksulluk ve göç gibi nedenlerle, ailelerinden ve evlerinden uzakta zorla çalıştırılıyor. Bu insanların 9.1 milyonu göçmenlerden oluşuyor. Çocuk ve yetişkinler kölelik benzeri şartlarda zorla çalıştırılarak, yılda yaklaşık 150 milyar dolarlık haksız kazanç sağlanıyor. Bu duruma dur demek ve göçmenlerin görünmeyen emeğine  dikkat çekmek isteyen IOM, "Sorumlu Tüketin” başlıklı bir kampanya başlattı.
                                                                           
Bireylerin insan haklarının savunulduğu 21. yüzyılda, insan ticareti yaşam hakkı dahil tüm insan haklarının ihlal edildiği, kişiye karşı işlenen en ciddi suçlardan biri olarak kabul ediliyor. Zorla çalıştırma insan ticaretinin gittikçe artan şekilde görünen bir biçimi olarak karşımıza çıkıyor. Ortadoğu'daki çatışmalardan kaçan binlerce göçmene kapılarını açan Türkiye, 1990'ların başından bu yana düzensiz göçmen işçiler, sığınmacılar, mülteciler, profesyoneller, Avrupalı öğrenciler ve emekliler gibi çeşitli kesimlerin akınına uğruyor. 2001 yılında Türkiye'ye giriş yapmış olan yabancı sayısı 12 milyon iken, 2012 yılında bu rakam 41.5 milyona yükseldi. Düzensiz göçmenler, farklı sektörlerde kayıtdışı ekonominin bir parçası haline geldiler. İnsan ticareti olgusu ve göçmenlerin çalışma şartlarına dikkat çekmek için 2009 yılından bu yana Cenevre, Viyana, Lahey ve Varşova'da Buy Responsibly/Sorumlu Tüketin başlıklı bir kampanya yürüten Uluslararası Göç Örgütü (IOM), aynı kampanyayı Türkiye'ye de taşıdı. İsveç ve Hollanda  hükümetleri tarafından desteklenen kampanya eylül ayında, İstanbul’da hayata geçirilecek.

En hassas grup olarak göçmenler
Dünyadaki eğilimlere paralel olarak, Türkiye'de de düzensiz göçmenler genellikle turizm, tarım, ev içi hizmet, inşaat, tekstil, deri işleme veya küçük ölçekli üretimlerde yasadışı olarak istihdam ediliyor. Dünya genelinde pek çok düzensiz göçmenin, sosyal güvenlik, iş sağlığı, eğitim ve  adalet gibi temel haklara erişimde sıkıntı yaşadıklarına işaret eden IOM Türkiye Misyon Şefi Dr. Meera Sethi, göçmenlerin ayrımcılık, dışlanma, istismar, kötü muamele ile karşı karşıya gelme potansiyellerinin yüksek olduğunu vurguluyor. Düzensiz durumları nedeniyle savunmasız olan ve  yardıma ihtiyaç duyan göçmenlerin yetkililere erişim ve yardım istemenin yollarını bilmediklerine ya da korktuklarına işaret eden Sethi, "Bazı ürünlerin zorla çalıştırılan göçmen işçiler ya da insan ticareti mağdurları tarafından üretilmiş olabileceğine dikkat çekmek, bu konu ile ilgili Avrupa’da olduğu gibi Türkiyeli tüketicileri de bilinçlendirmek amacıyla Sorumlu Tüketin kampanyasını başlattık. Toplumda sesini duyuramayan hassas grupların, insan onuru ile haklarını korumak ve zorla çalışmayı önlemek için sizin desteğiniz çok önemli. Siz de www.sorumlutuketin.org adresinden kampanyamıza katılın" diyor.

RAKAMLARLA İNSAN TİCARETİ
Geçen yıl, 230 milyonun üzerinde insan, ekonomik, sosyal ya da politik nedenlerle ülkesini terk etti. 2013 Yılında ülke sınırları içinde göç eden kişi sayısı 700 milyon. (Kaynak: IOM)
Birleşmiş Milletler verilerine göre, yılda 800 bin ile 2 milyon 500 bin kadın, erkek ve çocuk kendi ülkelerinde ya da sınırların aşılmasıyla insan ticaretine maruz kalıyor.
Türkiye'de 2011'de düzensiz göçmen sayısı 44 bin 415'ken, 2013'te bu rakam 39 bin 890'a geriledi. (Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Hudut İltica Dairesi Başkanlığı)
2004-2013 yılları arasında 1.321 kişinin insan ticareti mağduru olduğu tespit edildi.  (Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Hudut İltica Dairesi Başkanlığı)
Tüketici mektubu: http://www.buyresponsibly.org/documents/Consumer_Letter_Tr.doc
Kampanya linki: http://www.sorumlutuketin.org, www.buyresponsibly.org
Facebook sayfası: https://www.facebook.com/buyresponsiblyinturkey
KAMPANYANIN TV SPOTU: http://goo.gl/8wCsjG

KAMPANYANIN RADYO SPOTUNA YUKARIDAKİ LİNKTEN ULAŞABİLİRSİNİZ.


SONBAHARDA SHANG DU SPA İLE YENİLENİN



Canlılığı ve tazeliği hissetmek isteyenler SHANG DU SPA’da buluşuyor.Yaz mevsiminin yerini kışa devretmeye hazırlandığı sonbaharda yeniliği, canlılığı ve tazeliği hissetmek isteyenler SHANG DU SPA’da buluşuyor.Shang Du Spa, Antalya Belek’te, Xanadu Resort Otel’in eşsiz doğası içinde, apayrı, sakin, huzurlu bir ortam; sadece kendinize bakmanız, rahatlamanız, güzelliğiniz ve sağlığınız için ayrıldı. Tatil dönüşü yenilenmek, şehir yaşamına tekrar ayak uydurmak isteyenler için içine su, sessizlik, renkler, kokular katılarak doğa ile bütünleştirildi.


2014 yılı itibarı ile OTI Holding bünyesine dahil olan Xanadu Resort Hotel’de, adını Kubilay Han döneminde Moğol topraklarında bulunan, güzel bahçe ve motifleri ile bezenmiş evleri ile ünlü Shang Du şehrinden alan Shang Du Spa otelin ayrıcalıklı bölümü olarak dikkat çekiyor.  Avrupa ve Asya masajları, otantik Orta Doğu kesesi, vücut kürleri su terapileri ve cilt bakımları ile ruhlarını ve bedenlerini şımartmak isteyen misafirlerine aradıkları huzuru sunuyor. Ayurveda uygulamalarında da oldukça iddialı olan Shang Du Spa’da Bali, Tayland ve Hintli terapistler maharetlerini konuşturuyor. Suyun, Uzak Doğu masajlarının teknolojinin bir arada misafirlerin hizmetine sunulduğu Shang Du’da yorgun bedenler yalnızca dinlendirilmiyor, forma da sokuluyor. Kas, yağ oranlarının tespit edildiği, özel diyetisyen konsültasyonu ile başlayan programda kişiye özel egzersiz, masaj ve terapilerin yanı sıra diyet mutfağında hazırlanan özel menüler ince ve formda bir bedene ulaşmayı sağlıyor.

Shang-Du Spa’nın özel delüks suitlerinde balayı çiftleri için hazırlanmış özel spa menüleri ile Binbir Gece Masalları’ndaki sultan ve padişahlar gibi keyifli zaman geçirmek ve düğün sonrası yorgunluğunu atmak mümkün. Shang-Du Spa, ayrıca bünyesinde bulunan Imperial Suit ile Spa uygulamalarını ayrı bir konfor ortamında sunuyor. Ayrı bir uygulama odası, termal suit bölümü, masajların özel olarak alınabileceği panoramik bir bahçe ve özel havuz ile dizayn edilen Imperial Suit balayı çiftleri için eşsiz bir mekan.

Kastamonu Konfederasyonu (Kas-Kon) H.Selami Çelebioğlu ile yola devam dedi

Kas-Kon, Çelebioğlu ile yola devam dedi 

Kastamonu Konfederasyonu (Kas-Kon) 2. Olağan Genel Kurulu, 17 Ağustos 2014 tarihinde, Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi’nde yapıldı. Genel kurulda, tek liste ile girilen seçim sonucunda, Kas-Kon Genel Başkanı H.Selami Çelebioğlu, yeniden Kas-Kon Genel Başkanlığı’na seçildi. Bir konuşma gerçekleştiren Çelebioğlu, geçtiğimiz 2 yılda İstanbul ve Kastamonu da yaptıkları projeler hakkında bilgi verdi. 

Kas-Kon Yönetim Kurulu Üyeleri: 
H.Selami Çelebioğlu, Ali Güler, Cengiz Yıldız, Hamza Baş, Mehmet Alver, Mehmet Diribaş, Ahmet Tokatlıoğlu, Ali Bayraklı, Şeref Yalçın, Metin Çırpan, Ali Evgiloğlu, Ali Karakoca, Ayten Ekiz, Emrah Kütükçü, Erdoğan Karakal, Fırat Gül, Güler Sarıcı, Haki Sarul, Hasan Elbuz, Hatice Işık, Hüseyin Belgin, Kamil Ergin, Kemal Turgut, Mehmet Adak, Mustafa Dikmen, Nazım Özkan, Özcan Karul, Özcan Özsoy, Salim Demirci, Selahattin Vural, Sevgi Şahin, Şükrü Mutlu, Ümit Maranki, Veysel Yılmaz, Yaşar Kımıl, Yılmaz Karakoç, Zeki Cemal Pürtaş, Zeki Şeref…

MSC Cruises, 10. Yılında Türkiye Seferlerini Arttırıyor



Türkiye’de 2005 yılından bu yana Arkas Holding ortaklığıyla faaliyet gösteren MSC Cruises, 10. yılında Türkiye seferlerini arttırıyor. MSC Cruises, 2015 yılında 3 gemisi ile (MSC Magnifica, MSC Opera ve MSC Poesia,) gerçekleştireceği Türkiye uğraklı turları  ile Türkiye ofisinin kuruluşunun 10. yılını kutluyor. Böylelikle MSC gemileri ile Türkiye’ye gelen turist sayısında önemli bir artış olacakken, geçmiş senelere kıyasla daha fazla Türk yolcusuna da 3 farklı kruvaziyer seyahati hizmet vermiş olacak.


TURKIYE CIKIŞLI TURLAR
MSC Cruises’un 2005 yılından bu yana gerçekleştirdiği Türkiye çıkışlı Ege Adriyatik programını, 2015 yılında 3.013 yolcu kapasiteli MSC Magnifica gemisi yapacak.  Gemi, 12 Nisan – 26 Kasım 2015 tarihleri arasında haftalık olarak   her Çarşamba İzmir’den ve her Perşembe İstanbul’dan  hareketle Türk yolcularını alarak Dubrovnik, Venedik, Brindisi, Katakolon, İzmir ve İstanbul rotasını izleyecek.

2.069 yolcu kapasiteli MSC OPERA gemisi ise, 06 Temmuz – 14 Eylül 2015 tarihleri arasında 14 gece olarak gerçekleştireceği seferinde, İstanbul’dan Türk yolcularını alarak hareketle , sırasıyla Mikanos, Santorini, Kefalonya/Argostoli, Dubrovnik, Venedik, Bari, Pire/Atina, Köstence, Soçi ve İstanbul rotasını izleyecek.

3.013 yolcu kapasiteli MSC Poesia gemisi ise MSC Magnifica gemisi ile aynı Ege ve Adriyatik rotasını izleyerek, 06 Mayıs – 18 Kasım 2014 tarihleri arasında haftalık olarak her Salı İzmir, her Çarşamba İstanbul’da turist getirecek.

4 Eylül 2014 Perşembe

Crowne Plaza İstanbul atamalar gerçekleşiyor


CROWNE PLAZA İSTANBUL HARBİYE’YEYENİ KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ
BURCU GÜNSEL

Burcu GÜNSEL, dünyada 100’den fazla ülkede 9 farklı marka ile temsil edilen; toplamda 4600’den fazla oteli, 650 binden fazla odası ile dünyanın en fazla oda kapasitesine sahip uluslararası otel zinciri olan Intercontinental Hotels Group (IHG) bünyesinde yer alan Crowne Plaza İstanbul Harbiye’de Kurumsal İletişim Müdürü olarak Ağustos 2014’de görevine başladı. Çalışma hayatına 1997 yılında İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda Resepsiyonist olarak başlayan Burcu GÜNSEL; 1999-2000 yılları arasında Genel Müdür Asistanlığı, devam eden 4 yıl boyunca da Ziyafet & Etkinlik Koordinatörlüğü yaptı. İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda toplam 17 yıl görev yapan Burcu GÜNSEL, kariyerinin son 10 yılında ise; kurumsal marka yönetimi ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesinden sorumlu olarak Kurumsal İletişim ve Pazarlama Koordinatörü pozisyonunu üstlendi.


CROWNE PLAZA İSTANBUL HARBİYE’YE YENİ SATIŞ & PAZARLAMA MÜDÜRÜ
PINAR TEZEL

Pınar TEZEL, dünyada 100’den fazla ülkede 9 farklı marka ile temsil edilen; toplamda 4600’den fazla oteli, 650 binden fazla odası ile dünyanın en fazla oda kapasitesine sahip uluslararası otel zinciri olan Intercontinental Hotels Group (IHG) bünyesinde yer alan Crowne Plaza İstanbul Harbiye’de Satış & Pazarlama Müdürü olarak Temmuz 2014’de görevine başladı. Çalışma hayatına 2001 yılında MİM Hotel’de Satış Temsilcisi olarak başlayan Pınar TEZEL; Nippon Hotel’de Satış Yetkilisi olarak devam etti. Kariyerine Taksim Gönen Hotel’de Satış Müdürliği yaparak devam eden TEZEL, son olarak ise Elite World Prestige Hotel’de Satış & Pazarlama Müdürü pozisyonunu üstlendi.

HAYDARPAŞA PROJESİNE KADIKÖY BELEDİYESİ’NDEN RED!

Tarihi Haydarpaşa Gar Binasının restorasyonu ruhsat başvurusuna Kadıköy Belediyesi’nden reddedildi. Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün Tarihi Haydarpaşa Gar Binasının restorasyonuyla ilgili ruhsat başvurusu Kadıköy Belediyesi tarafından reddedildi



Bir basın toplantısıyla red gerekçesini açıklayan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, “Yasal olarak plan süreçleri tamamlanmayan ve eski eser binaya ilave yapılaşma getiren restorasyon projesine onay vermemiz mümkün değildir” dedi. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Anıtlar Kurulu tarafından onaylanan Haydarpaşa Tren Garı’nın restorasyon projesine, “özgün binanın yapısını bozacağı” gerekçesiyle yapı ruhsatı vermeyeceklerini açıkladı. Projenin orijinal yapıya uygun olmadığını söyleyen Başkan Nuhoğlu, garın çatısına kafeterya yapılarak asansör eklemesinin getirileceğini belirtti ve “Biz projeyi bu haliyle kabul edemeyiz. Orijinal yapısına uygun bir proje sunulursa onaylarız” dedi.Bir basın toplantısı düzenleyen Nuhoğlu, ortada yeni bir projenin olmadığını belirterek Kadıköy Belediyesi’ne sadece Haydarpaşa Garı için bir başvuru yapıldığını hatırlattı ve bugüne kadar gelinen süreçle ilgili bilgi verdi. Haydarpaşa garı ve çevresinin özelleştirme kapsamına alındığını ve imara açılarak rant alanın dönüştürülmek istendiğini söyleyen Nuhoğlu, 2012’de yapılan planlamada sadece Haydarpaşa Gar binasının değil çevresindeki yaklaşık 1 milyon metrekarelik araziyle ilgili  “Kültürel Tesis, Turizm ve Konaklama Alanı” ifadesinin kullanıldığını belirterek “Yani Haydarpaşa Garı’nın otele dönüştürüleceği kayıtlara geçmiştir” dedi.


BÜYÜK RESMİN YALNIZCA BİR PARÇASI
Haydarpaşa Gar projesinin, bu bölge için planlanan projelerde büyük resmin bir parçası olduğunu söyleyen Başkan Nuhoğlu, geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı açıklamayı hatırlattı. Nuhoğlu; “Maliye Bakanı Mehmet Şimşek söz konusu 102 dönümlük arazinin “imar çalışmaları sonrasında” özelleştirme programına alındığını ifade ederek,  siyasi iktidarın ve Büyükşehir Belediyesi’nin ısrarının sürdüğünü göstermiştir.” dedi.


KADIKÖYLÜLERLE İTİRAZ ETMİŞTİK
Bu plana Haydarpaşa Dayanışması ve binlerce Kadıköylüyle birlikte itiraz ettiklerini belirten Nuhoğlu, açılan davaların da sürdüğünü ifade etti. Gar ve çevresiyle ilgili taleplerini şöyle sıraladı.. “Haydarpaşa, asli işlevi olan İstanbul kentinin tren garı olarak kullanılmalıdır. Çevresindeki alanlar da sermayeye ve ticarete peşkeş çekilmemeli, halkın doğrudan kullanımına yönelik, İstanbul'un ihtiyaç duyduğu, toplumun beklentilerine dönük yeşil ve sosyal alanlar olarak kullanılmalıdır. Zira endüstriyel bir miras olan Haydarpaşa Garı, kent siluetinin kuvvetli bir imgesel değeri niteliğindedir. Tarihi Bağdat Demiryolu'nun başlangıç noktası olan Gar, kent belleğine katkı sağlayacak ve sürekli canlı tutacak biçimde korunmalıdır.”

GARIN İŞLEVİNİN KORUNACAK OLMASI SEVİNDİRİCİ
Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, verilen mücadele ve adalet arayışı sonucunda Haydarpaşa Garı’nın gar işlevinin korunması konusunda önemli bir aşamaya gelindiğini söyledi. Nuhoğlu; “TCDD tarafından belediyemize yapılan 14 Ağustos tarihli başvuru ile 5 no’lu Koruma Kurulu tarafından onaylanan röleve çalışmalarına başlanması için imar durumu talebinde bulunulmuştur. Başvuru sonucu ve basına yansıyan haberler, Haydarpaşa Garı’nın tarihi misyonuna yeniden geri döneceğini, hızlı tren istasyonu olarak kullanılacağını göstermektedir. Haydarpaşa Garı’nın aradan geçen neredeyse 5 yıldan sonra yeniden tarihi işlevine uygun biçimde kullanılması kararı sevindiricidir. ‘Haydarpaşa Gardır Gar kalacak’ diyenler kazanmış, özelleştirme politikalarıyla tarihi garın peşkeş çekilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu karar bizim açımızdan hukukun, çağdaş ve katılımcı belediyeciliğin zaferidir.” dedi.

BELEDİYE NEDEN ONAY VERMEDİ?
Başkan Nuhoğlu, bu önemli kazanıma rağmen, Haydarpaşa Gar Binası ile ilgili yapılan restorasyon projesine Kadıköy Belediyesi olarak neden onay vermediklerini şöyle açıkladı:
“Çatı Arası döşemesinin çelik sistemle yükseltilerek gabarinin (binanın yüksekliği)  değiştirildiği ve çatıya gelen yük sebebiyle statik sistemin yeniden hesaplanması gerektiği, daha önce fonksiyonu olmayan çatı arasına; sergi salonu, kafeterya, konferans salonu fonksiyonu verilerek statik yük hesabının değiştirildiği, yangın merdiveninin çatıya çıkarılarak bu alanda döşemenin kesildiği, yeni asansör ilavesi yapılarak döşemelerin her katta açılarak statik sistemin bu bölümde değiştirildiği, iç avluda şeffaf asansör ve bağlantı köprüsü ile çatı arasına kadar yeni ilave yapılaşma olduğu,  avlunun üzerini tamamen kapatan bir çatı örtüsü ile binanın bu cephesinde, görünüşün tamamen değiştirildiği, bu örtünün çözümü itibariyle yeni bir yapılaşma içerdiği ve statik sistem çözümü gerektirdiği görülmektedir.”

“RESTORASYONU BİZ DE İSTİYORUZ”
Söz konusu düzenlemeyle binanın yüksekliği ve kapladığı alanda ciddi değişiklikler yapılacağını belirten Aykurt Nuhoğlu; “Bu nedenle yasal olarak plan süreçleri tamamlanmayan ve eski eser binaya ilave yapılaşma getiren bir restorasyon projesine onay vermemiz mümkün değildir. Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün Haydarpaşa Gar Binasının rölöve, restitüsyon, restorasyonu ile ilgili ruhsat başvurusu belediyemiz tarafından red edilmiştir.” dedi. Nuhoğlu, tarihi gar binasının restorasyonuna itirazları olmadığını da vurgulayarak “Orijinal haline sadık bir restorasyon projesi önümüze gelirse elbette onaylarız” şeklinde konuştu.

AŞPAFED AŞÇILAR VE PASTACILAR FEDERASYONU 30. MENGEN ULUSLARARASI AŞÇILIK VE TURİZM FESTİVALİ’NE KATILIYOR

AŞPAFED Yönetim Kurulu Açıklaması:
Mengen Belediye Başkan’ı Sn. Turhan Bulut’un tarafımıza yapmış olduğu resmi davet ve devamında yönetim kurulumuzun konuyu değerlendirip almış olduğu karar neticesinde AŞPAFED Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu 27-28 Eylül 2014 tarihlerinde 30´uncusu düzenlenecek olan Mengen Uluslararası Aşçılık ve Turizm Festivali’ne iştirak edecektir. AŞPAFED ilgili tarihlerde yönetim kurulu ve federasyona bağlı derneklerin katılımı ile tam kadro festivale katılacaktır. Değerli camiamızın ve kamuoyunun bilgisine sunulur.

AŞPAFED Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu
Yönetim Kurulu

3 Eylül 2014 Çarşamba

SAÇMALAMAYI KES – MEYİN, Lütfen daha fazla saçmalayın !!!


 Bu sosyal medyaya hep söyleniyoruz fakat hayatımızda bir çok bilinmezi ortaya çıkardığı ve bilgi dağarcığmızı arttırdığı tartışılmaz.

Son zamanlarda fazlasıyla gündemde olan bir kampanya icebuketchallenge , ALS hastalığına dikkat çekebilmek için yapılan bu kampanya , sosyal medya ile birlikte ciddi bir kitleye ulaştı.Ne yapıldığını anlatmama gerek yok , amaç belli ; algıları açıp bu hastalığı tanıtmak , geniş kitlelere duyurmak ve tabi çaresi olmayan fakat hasta yaşadığı sürece hayat standardını yükseltme şansı bulunan ALS için bağış toplamak.

Yapılan kampanya da hem bağış bekleniyordu hem de hastalığı tanıtmaktı amaç , son zamanlarda kampanyayla birlikte tepkilerde artmaya başladı , artık suyu çıktı , su dökmeyle olmaz , bağış yapan yok v.s , bende yavaş yavaş aynı şekilde düşünmeye başlıyordum ki , konunun merkezine indim ve fikirlerim değişti nasıl mı ?

ALS derneğinde gönüllü olarak çalışan bir arkadaşım , en son toplantıdaki detayları heyecanlı bir şekilde anlatınca herkesin daha fazla saçmalaması için dua etmeye başladım..

Sonra dernek başkanı olan eski profesyonel futbolcu , bu hastalık ile yaşamayı öğrenmiş ve hala gülümseyen İsmail Gökçek’ in bir röportajını okudum , neden ben diye sormadım hiç diyordu , önünde kameralı bir laptop , alnına takılan bir bant sayesinde bilgisayar konuşmak istediklerini seslendiriyordu , düşünsenize doktor size 3 sene ömrünüz kaldı diyor üzerinden yıllar geçiyor dernek kuruyorsunuz , ayaktasınız , hala umutlarınız hayalleriniz var ve 3 yıl ömrü kaldı diyen doktor hala yaşıyor mu esprilerine gülüyorsunuz .Siz olsanız hala gülebilir miydiniz ?

Kampanya sayesinde çok ciddi talepler geldiğini , hastalığı herkesin kavradığını , bağışların her geçen gün arttığını ve arkasından da daha fazla projenin oluştuğunu ( şu an 7 ilde 7 klinik projesi ile uğraşıyorlar ) birbirlerine saatlerce anlatırken duygu dolu anların yaşandığını ve hepsinin bu saçmalığın devam etmesi için dua ettiğini duyduğumdan beri , aslında bize uzadıkça saçmalık gelen bu kampanyanın , aslında uzadıkça bu hastalığa yakalanan ve destekçisi olan bir çok kişinin umutlarınıda büyüttüğünü anladığım andan beri bende bir şeyler yapmalıyım dedim ve yazmaya başladım.Tabi sadece yazmayacağım , hem bir gönüllü olarak destek vereceğim hem de çevremi bu kampanya için değerlendireceğim , ilk olarak bu yazının mümkün olduğu kadar yayılmasını sağlayacağım , emin olun herkesin küçük de olsa bir desteği olabilir , yani istediğiniz gibi saçmalayın , önemli olan kampanyanın ayakta kalması…

Kampanyanın ilk aşaması başarılı geçti. Bağış olarak da hedefe henüz ulaşılamasada beklenmedik rakamlara ulaşıldı  , şimdi bir çok gönüllü firma yeni projeler üretiyor , dernek te gece yarılarına kadar hummalı bir çalışma var ve bu kampanya unutulacak ama yenilerini oluşturarak unutturmamalıyız diyorlar.Üstüne basarak söylüyorum ,dernekte çalışan hastaların yanında hiç bir maddi menfaati olmadan çalışan gönüllüler var ,tek istekleri bu hastalığa yakalanan insanları yaşadıkları sürece insan gibi kaliteli yaşatabilmek.

Sanat camiası zaten işin kampanya kısmındaydı ,şimdi daha da içine alınmaya çalışılıyor , derneğe bir çok kurumsal firmadan ve kişilerden yardım mailleri geliyor.Bunları öğrenince bir turizmci olarak yalnız Türkiye’de değil dünya çapında bile bunu en iyi yapabilecek sektör olduğumuz göz önüne alınınca bir düşündüm , neden bizim sektörde kimse bu konuda önderlik yapmadı diye !!

Türsab birçok yere gezi düzenliyor tanıtım yapıyor , bu kadar gündemde olan bir kampanyayla ilgili bir çalışma yapamaz mıydı ? Yada sektörün içindeki bir çok kurum en azından kampanyaya farkındalık adına bir video yada resimle katılamaz mıydı ?

Neyse hiçbir şey için geç değil..İlk aşama başarı ile geçti , umarım Türsab ve bir çok sektörden kurum ve kişiler bu farkındalık yaratma ve destek verme kampanyasına daha güçlü bir adım atar.

Biz bu konuda bir ilki gerçekleştirerek yönetiminde bulunduğum Genç Turizmciler Derneği olarak ileriki tarihlerde ALS derneğini yerinde ziyaret edip sektör olarak algıyı açmak adına ilk adımı atıyoruz.Umarız ki arkası gelir.

Sadece ALS mi ? , bir sürü hastalık ve dernek var destek verilmesi gereken diye sorguladığınızı duyar gibiyim , evet var. Bu kampanyanın sürekliliği ve doğuracağı fikirler belkide diğer derneklere ve ihtiyacı olan insanlara umut olacak . Para şart değil her zaman unutmayın , mesela gidin kimsesiz çocuklar yurduna hiçbir eksikleri yok eksik olan yalnızca sevgi..O zaman sizde , sizde ne varsa onu verin , sevgiyse sevgi , paraysa para .
Yani kısaca diyorum ki lütfen saçmalamaya devam edin , hayatınızda belkide ilk defa saçmalayarak umut dağıtacaksınız , çare olacaksınız..

Destek olmak için sosyal medya hesapları ;

https://www.facebook.com/pages/ALS-MNH-derne%C4%9Fi/151437521606940?fref=ts
https://twitter.com/alsmnhturkiye
instagram : alsmnhturkiye
http://www.als.org.tr/


Belki yeni slogan bu olur : ) hadi devam edinnnnn     SAÇMALAMAYI KES-MEYİN !!!!
Sevgilerimle
Tolga ÇEVLİK


Amsterdam’da Gazze Dayanışma Gecesi

Gazze’de yaşanan insanlık dışı olaylar karşısında harekete geçerek, geçtiğimiz haftalarda  Hollanda’da bir dizi etkinlikler organize eden ‘Stand up for Palestine grubu’ Amsterdam’da  Gazze Dayanışma Gecesi organize ediyor.

Stand up for Palestine sloganın yer aldığı T-shirts’leri değişik mekan ve organizasyonlarda satışa sunarak, Gazze’ye yardım toplayan gençler 7 Eylül Pazar akşamı Amsterdam’da düzenleyecekleri Gazze Dayanışma Gecesiyle toplanan miktarı ve Gazze’de uygulayacakları projeyi açıklayacaklar.
Gazze Dayanışma Gecesine Hollandanın tanınmış siyasetçilerinden Anja Meulenbelt, sanatçı Nilgün Yerli, Yazar ve televizyon yapımcısı Umar Mirza gibi isimler de katılarak, Gazze’ye yardım kampanyasına destek verecekler.

Amsterdam’da yapılacak dayanışma gecesine katılanların üzerinde Stand up for Palestine sloganı yazan ve şu ana kadar 3000’den fazla satışı yapılan T-shirt’ler olacak.Tüm satışlar ve giriş bileti ücretlerinden elde edilen miktarın Gazze’ye yardım olarak gönderileceği Gazze Dayanışma Gecesine sizi de davet eder, kampanyaya destek gecesine katılmanızı rica ederiz.

Tarih: 7 Eylül 2014, Pazar
Yer: Sky Palace Amsterdam
Adres: Jan Rebelstraat 21, Amsterdam Osdorp
Saat: 17.00

Stand up for Palestine
Organizyonu
www.standupforpalestine.com
info@standupforpalastine.com

Erikli’de aktivitelerin Merkezi Hotel İşçimen oluyor

Erikli’nin Turizm Merkezi
Keşan Erikli’de bulunan İşçimen Hotel, Meyzade’m, Balıkçızade ve Poseidon deniz sporları merkeziyle Erikli’de sunduğu alternatif turistik eğlence seçenekleriyle dikkatleri çekiyor. Bulunduğu konum, doğal güzellikleri ve kumsalı ile dikkat çeken Keşan’ın Erikli ilçesi, sahip olduğu alternatif turizm seçenekleri ile dikkatleri üzerine çekiyor.


Doğası, Denizi, Kumsalı, Akdeniz Mutfağı, Dalış Turizmi merkezi ile ünlü Saros, turistlere sunulan alternatif eğlence seçenekleri ile gün boyu güzel zaman geçirmelerine olanak tanıyor. Poseidon deniz sporları merkezi ile erikli sahilinde eğlence ve heyecana tanıklık ediyor. Güvenlik önlemleri alınmış spor merkezi cankurtaranları güçlü sürat motorlarıyla anında müdahale ediyorlar. Yalnızca kendi alanına değil, tüm sahil boyunca güvenlik bizden sorulur, buralarda anlık oluşacak hava şartları sebebiyle açıklarda bulunan teknelere ve botlara anında müdahale yaparak uyarıp, sahile çekiyorlar.


Erikli Sahili’nde olabilecek hatalar ile acı yaşanmaması için çaba gösteriyorlar. Bu çabaları ile Erikli sahili güvenli denize girilebilir, mutlu bir tatil için gelen misafirlerin mutlu ayrılmaları için büyük çaba sarf ediyorlar. Ancak halkımız da duyarlı olup yetkililere yardımcı olmalıdır. Turizm merkezleri güvenlik ve temizliği ile ön plana çıkmalıdır. Poseidon deniz sporları merkezi yetkilileri profesyonel kadrosuyla hem eğitim hem de eğlence amaçlı güvenli bir şekilde belde misafirlerine hizmet veriyorlar.


Erikli turizmi açısından önemli destinasyonları bünyesinde bulunduran Hotel İşçimen, konaklama imkanları,Dalış merkezi Poseidon ve Balık Restaurantı ile Balıkçızade, akşamları ise  Meyzade’m Bar sizlerin hizmetinizde  bulunuyor.Hotel İşçimen’ de sabah, yöresel köy kahvaltısı ile başlıyor.Bahçeden sofranıza domates biber kahvaltılık sebzeleri sizlere sunuyor.  Zengin yöresel köy kahvaltısı bölgede yetişen organik sebzelerle yapılıyor. Mandıradan gelmiş özel süt ürünleri kahvaltıda bulunan misafirlerinden tam not alıyor. Özel olarak istek de bulunan misafirlere Ünlü Cheff birbirinden özel zengin yemek seçenekleri sunuyor.


Yenilenmiş odaları her türlü konforu yaşatırken sizlere her daim yardımcı olan profesyonel ekibi de size evinizdeki rahatlığı yaşatıyor. Hotel İşçimen’ in Ceo’ su Mustafa İşçimen bizim misafirlerimizi kapımızdan adım attıktan sonra mutlu etme zorunluluğumuz var. Rahat ve huzurlu ortamı onlar için sağladım. Her misafirimizin memnun ayrılması için gayret gösteriyoruz, Memnun ayrılmadım diyen bir misafirimiz olmamıştır. Biz sadece turistik amaçlı değil, dostlarımızı ve akrabalarımızı da burada ağırlıyoruz. Hiç kimse için bir özellik yapmıyoruz, Çizgimiz doğrultusunda herkesi memnun ediyoruz dedi.Bizim özümüzde misafirperverlik yatıyor diyor.

Bende memnun kalmanız adına İşçimen Hotel'in telefonlarını paylaşıyorum (0284 737 31 50) Egenin incisi Saros'da tatil yapmak için Mustafa İşçimen sizin telefonunuzu bekliyor olacak. Ancak bir hatırlatmada bulunalım  rezervasyon yapmadan gitmeyin yoksa üzülebilirsiniz...

2 Eylül 2014 Salı

Okula adım atarken



Okula başlama dönemi, çocuğun hayatındaki en önemli geçiş dönemlerinden biridir diyen Bilfen Anaokulları Eğitim Koordinatörü Mihrap Divrengi; “ Çocuk okula başlamadan önce ailenin konuya yaklaşımı da çocuktaki kaygı düzeyini arttıracak ya da onu rahatlatacaktır. Çocuk okula başladı diye bir kutlama ortamı yaratılması, çocuğun kaygılarını artırabilir. Bunun yerine çocuğun okulu, hayatının bir parçası olarak görmesini sağlamak için bu yeni durumun üstünde çok durmamak, çocukta kaygı durumu hissedildiğinde kısa, açık ve net cümlelerle kararlı bir davranış sergilemek en sağlıklısıdır.” dedi.


Çocuklar, onlara vermek istediğiniz mesajı sözlerinizden önce beden dilinizden anlarlar diyen Divrengi; “Sözel olarak çocuğa okulu seveceğini söyleyip, beden dilinizle kaygınızı ona hissettiriyorsanız çocuk okulu korkulması gereken bir yer olarak algılayacaktır. Oysa ailelerin bu hassas geçiş dönemi için çocuğa güven duygusunu hissettirmesi gerekir. Unutmayın ki bu dönemde çocuklar her zamankinden daha fazla ilgi ve sevgiye ihtiyaç duyar.  Bu süreçte çocuğa karşı anlayışlı ve cesaretlendirici olmak gerekir.” diye konuştu.



Çocuğun okula güven duyabilmesi ve alışabilmesi açısından ailelerin dikkat edebilecekleri çok basit davranışların bu süreci kolaylaştıracağının altını çizen Mihrap Divrengi, aileler için bir dizi öneri hazırladı.
Öncelikle çocuğunuza, okula gitmeyi yaşamın doğal bir süreci olarak anlatın ve bu konu hakkında kısa açıklamalar yaptıktan sonra üzerinde çok durmayın.
Birlikte okul alışverişi yapmak onu heyecanlandıracaktır. Hatta bu alışveriş öncesinde kısaca sohbet edip okulda nelere ihtiyacı olabileceğini sorarsanız çocuğunuzun okulu nasıl hayal ettiği ile ilgili bir fikir sahibi de olabilirsiniz.
Okulla beraber çocuğun uyku zamanında değişiklik olacaktır. Erken yatması için zorlayıcı bir tutum benimsemeyin. Çocuğunuza bu konuda anlayış gösterin, gerekirse ilk günlerde ailece onun yatması gereken saatlere göre uyku zamanınızı ayarlayın.
Yine okulun ilk günlerinde çocuk hangi ebeveynden daha kolay ayrılabiliyorsa okula o ebeveyni ile gitmelidir. İlk iki gün dışında ise okulda beklemeyin.
Eğer okuldan siz alacaksanız tam vaktinde okulda olun. Bu davranış, çocuğa okula ve ailesine güvenebileceği mesajını verir.
Çocuk okula götürüldüğünde “veda” anı kritik bir andır. Bu vedalaşmaları çok uzun tutmayın ya da kaçar gibi gitmeyin. Sizden güven duygusu alarak okula adım atmalıdır.
Çocuğunuz okuldayken, siz dışarıda bir etkinlik yapacaksanız, bunu onun yanında konuşmayın. O okuldayken, sizin eğleneceğinizi düşünebilir ve okula gitmeyi ceza gibi algılayabilir.
Çocuğun eğitim öğretim hayatına sağlıklı bir başlangıç yapabilmesi ve başarı ile yoluna devam etmesi; ancak kurulacak okul-aile işbirliği ile mümkün olur. Bunun için okul yöneticileri ve öğretmeniyle karşılıklı güvene dayalı bir ilişki kurun.
Bütün bunlar, çocuğunuzun sağlıklı bir başlangıç yapabilmesi için temel taşları oluşturur.

“Çocuklar kadar aileler de kaygı duyuyor”
Okula başlangıç sürecinde çocuklarda kaygıya neden olan etmenleri ve bunlarla nasıl baş edileceğine dair öneriler sıralayan Bilfen İlköğretim Kurumları Rehberlik Bölüm Başkanı Tuğçe Kılıç, “Okulun akademik sürecin desteklendiği yer olduğu kadar çocuğun duygusal yaşantısına önemli katılar sunan, ailesinden ayrılarak yeni ilişkiler kurduğu büyük bir sosyal ortam olduğu da unutulmamalıdır.” dedi.


Okula başlangıç konusunda tek kaygı yaşayan kişinin çocuklar olmadığını da belirten Kılıç, “Çocuğun evden ilk defa bu kadar uzun süre ayrı kalacak olması, henüz tam olarak tanımadığı kişi veya kuruma en değerli varlıklarını emanet edecek olmak anne ve babaların da aynı kaygı ve korkuları yaşamasına sebep olabilmektedir. Önemli olan bu kaygılarını çocuklarına yansıtmadan çözebilmektir. Kafalarına takılan sorulara ilişkin kayıt yaptırılan okulun yönetici, psikolojik danışman ve öğretmenleri ile görüşmek izlenecek en sağlıklı yöntem olacaktır.” diye konuştu.

Okula başlangıçta genel olarak neler çocuklarda kaygıya sebep olur?
- Kimseyi tanımıyor olmak.
- Okulun büyüklüğü.
- Öğretmeninin ona nasıl davranacağını bilmemesi.
- Hep okulda kalacağı ve bunun tam olarak bir ayrılık olduğuna dair yanlış düşünceler.
- Yemek, su, tuvalet gibi temel ihtiyaçlarını tek başına nasıl karşılayacağını bilmemek ya da zorlanabileceğini düşünmek.
Sağlıklı bir başlangıç için nelere dikkat etmek gerekir?
- Ailelerin kendi kaygılarını kontrol atına almaları ve bu duygularını çocuklarına yansıtmamaları önemlidir.
- Okula gitmenin belli bir yaşa gelen herkes için zorunlu ve normal bir durum olduğu vurgusu yapılmalı; bu konuda net ve tutarlı bir tutum sergilenmelidir.
- Okul ve öğretmen hakkında olumsuz konuşmalardan kaçınmak önemlidir.
- Kaygının normal olduğunu kabul edip nötr bir tutumla bu kaygıya sebep olan konulara açıklık getirmek gerekir.
- Okulu ödül ya da ceza aracı olarak kullanılmamalıdır.
- Okulla ilgili çocuğun sohbet etmesini desteklemek soru işaretlerini gidermek adına etkili olabilir.
- Okul başlamadan önce okul gezdirilmeli; önünden geçildiği zamanlarda “onun okulu” olduğu vurgusu yapılmalıdır.
- İmkan varsa önceden öğretmeni ile tanışması sağlanmalıdır.
- Okula ne zaman gidip döneceği, yemek ve tuvalet ihtiyacını ne şekilde karşılayacağı ve kimden yardım isteyeceği konularında bilgilendirmek gerekir.
- Odasına çalışma masası, kütüphane vb eşyalar konarak ufak değişiklikler yapılabilir.
- Okul eşyalarını birlikte almaya gitmek ve seçmesine izin vermek uyumunu kolaylaştıracaktır.
- Uyku saatlerini okula başlamadan bir iki ay önce düzene koymak gerekir.
- Okula başlamadan önce görme, işitme ya da nörolojik bir problem olmadığının tespiti için sağlık muayenesi yapılmalıdır.