19 Ekim 2014 Pazar

UHKİB, AVRUPA MODASININ ÖNCÜLERİNİ BURSA’DA AĞIRLADI


UHKİB, Patrick Lee Yow ve Carol Morgan'ı Bursalı tasarımcılarla buluşturdu.Küresel piyasada üst düzey rekabetin yaşandığı günümüzde, üyelerinin gücünü artırmaya yönelik eğitimler düzenleyen Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB), Dünyaca ünlü modacılar Patrick Lee Yow ve Carol Morgan’ı Bursa’da ağırladı.

Dünyanın en ünlü moda okullarından St. Martin’s London School of Arts’ın öğretim üyelerinden Patrick Lee Yow ve Carol Morgan’ı Bursalı tasarımcılar ve öğrencilerle bir araya getirerek, 2016 yılının trendleri hakkında bilgi almalarını sağlayan UHKİB, üyelerinin global trendleri yakından takip etmesini de ayrıca önemsiyor. Bursa’da moda ve marka bilincini daha da yukarıya taşımak amacıyla düzenlenen ve 2 gün süren eğitimin ilk gününde, global moda akımları, bayan giyim trendleri ve aksesuarlar ele alınırken, 2’inci gününde ise, renkler, yeni kumaş trendleri, erkek giyim trendleri ve trend gelişimi gibi konular masaya yatırıldı.

Hedef kitle analizi…
Bir tasarımcının hedef kitlesini çok iyi analiz etmesi gerektiğini söyleyen Patrick Lee Yow, “Dünyanın birçok ülkesine tasarım yaptım ve hepsinin ayrı bir tarzı olduğunu gördüm. Bazı ülkelerde insanlar birbirlerinden etkilenirken, bazı ülkelerde de kimse birbirine benzemek istemiyor. Bu konunun analizinin çok iyi yapılması gerekiyor” dedi.

Kot ve denim önemini yitirmiyor…
Son 5 yıldır yenilenen trendlerin hepsinde geriye dönüş olduğunu da ifade eden Patrick Lee Yow, tasarımcıların her zaman eski kıyafetlerden esinlendiklerini dile getirdi. Günümüzde spor kıyafetlerin de göz önünde olduğunu sözlerine ekleyen Patrick Lee Yow, kot, denim ve çift taraflı kumaşların hiçbir zaman önemini yitirmediğini de söyledi.

Renklerin büyük etkileri…
Güçlü renklerin büyük etkiler yaratacağını savunan Carol Morgan ise, katılımcılara “Müşterilerinizin hayallerini göz önünde bulundurmaya dikkat edin” dedi.
Renklerin, kültürlere göre farklılık gösterdiğini belirten Morgan, ana renklerin yanı sıra, doğal renklerin kullanılmasının önemine de vurgu yaptı.

“Modada her şey detaylarda gizlidir”
“Pazarınızın nerede olduğu tasarım aşamasını doğrudan etkiler. Dolayısıyla renk seçimleri de bu doğrultuda belirlenmelidir” şeklinde konuşan Morgan, moda da detayın önemine dikkat çekerek, “Modada her şey detaylarda gizlidir. En iyi koleksiyonlar, detaya önem veren kişilerin ellerinden çıkıyor” ifadelerini kullandı. Deride kullanılan renklere de çok dikkat edilmesi gerektiğini de söyleyen Morgan, “Deride klasik renkler tercih edilmelidir. Aksi takdirde rengi öldürebilirsiniz” dedi.

Ter Kokusundan Kurtulmak İçin Kansere Davetiye Çıkarmayın!



Son dönemde özellikle kadınlarda görülen meme kanseri ve bundan kaynaklı ölümlerin artışına dikkat çeken uzmanlar, terletmeyen deodorant kullanımının kanser riskini yükselttiğini belirtti. Uzmanlar uyardı: “Ter kokusunu engellerken kansere davetiye çıkarmayın. Terden ve kötü kokulardan kurtulmak için nano gümüş gibi doğal yöntemlerden faydalanın..!”Türkiye’de her yıl 100 bin kişinin kanserden öldüğünü açıklayan uzmanlar, güzelleşmek uğruna kadınları kansere davetiye çıkarmamaları konusunda uyardı. TÜBİTAK’a göre, kişisel bakım ürünlerinde bulunan kimyasal maddelerin 884’ünün zehirli olduğunun tespit edildiğini, 146’sının tümöre, 218’inin üreme bozukluğuna, 376’sının ise deri ve göz tahrişine neden olduğunun belirlendiğini belirten Uzman Dr. Semih Gökart, son dönemde özellikle kadınlarda görülen meme kanserine ve bu alandaki ölüm oranlarının artışına dikkat çekti.


Kadınlara, “dünyada kanser olan her dört kadından biri meme kanseri ve terletmeyen deodorant kullandığımız sürece kanser riskiniz yüksek. Kansere davetiye çıkarmayın” çağrısında bulunan Uzman Dr. Gökart, “Kanserden korunmak için günlük hayatımızda kullandığımız kimyasallar yerine doğal ürünlere dönmek lazım.  Ter kokusunu engellemek için vücudunuzun toksin maddeleri atma sürecini tıkayarak kansere davetiye çıkarıyorsunuz” dedi.


Ter, sigara ve istenmeyen kokulara doğal çözüm!
Vücudun doğal bir süreci olan terden ve istenmeyen kötü kokulardan kurtulmak için doğal bir yöntem olarak ‘nano gümüş’ içerikli NanoClear AG’yi tavsiye eden Semih Gökart, “NanoClear AG ile sağlığınıza zarar vermeden, bakterileri öldürerek, kötü koku oluşmasını engelleyebilirsiniz. NanoClear AG giysinize de uygulanabilir ve ter, sigara gibi istenmeyen kokulardan parfüm kokusunu yok etmeden kurtulabilirsiniz” açıklamasını yaptı.

“Türk kumaş sektörü, dünyadaki konumunu Fransa’da ispatladı”



Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), moda dünyasının en prestijli fuarlarından olan Premiere Vision Paris ve Texworld  Paris fuarlarına katıldı. 96 Türk firmasının  boy gösterdiği Texworld fuarında UTİB de kendi yayın organı olan Turkish Fashion Fabrics (TFF) Dergisi  ile Türk tekstil sektörünün geldiği noktayı Fransa vitrininden dünyaya sundu.UTİB Başkanı İbrahim Burkay, “Biz Fransa’da katıldığımız fuarlarda dünya tekstilindeki son gelişmeleri takip ederken aynı zamanda, Türk kumaş sektörünün imajını, geldiği noktayı ve markalaşmada öncülük edecek bir konuma geldiğini, kısacası sektörün iddiasını ortaya koyuyoruz” dedi.



Moda dünyasının en prestijli fuarlarından Premiere Vision Paris 16-18 Eylül ve Texworld Paris Fuarı 15-18 Eylül tarihleri arasında Paris’te gerçekleştirildi. İpekten örme ve pamuklu  kumaşa, kot kumaşına kadar akla gelebilecek her türlü kumaş çeşidi ve aksesuarların sergilendiği fuarlara, Türkiye 168 Türk firması ile katılım sağladı. Bu fuarlara Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği de tanıtım standı ve yayın organı olan Turkish Fashion Fabrics Dergisi ile katıldı. Türk tekstil sektörünün başarısını dünyaya anlatmak amacıyla yayınlanan dergi, fuara katılan ziyaretçiler ve yabancı firmalar tarafından yoğun ilgi gördü. Dünyanın en büyük moda markalarının yetkilileri, özel tasarımı ve renkli yapısıyla ziyaretçilerin oldukça dikkatini çeken UTİB standını ziyaret ederek, Turkish Fashion Fabrics Dergisi aracılığıyla Türk firmalarını yakından tanıma fırsatı yakaladılar.
Fuarda Messe Frankfurt tarafından Kasım ayında ilk defa düzenlenecek  Texworld İstanbul fuarının yabancı basına tanıtımı da yapıldı.

Basın toplantısında UTİB Başkan Yardımcısı Pınar Taşdelen Engin Türkiye tekstil sektörü ve üretim-ihracat potansiyeli hakkında basına bilgi verdi. UTİB Başkan Yardımcısı Pınar Taşdelen Engin: “Bugün üye firmalarımız Rusya, Almanya, Amerika, Romanya, İran, Birleşik Krallık, İtalya, Polonya, Fas, Belçika, Bulgaristan, Mısır, Ukrayna başta olmak üzere tüm kıtalara yayılan 190’dan fazla ülkeye ihracat yapıyorlar. UTİB olarak birçok uluslararası fuarda sektörümüz ve firmalarımızı bir dizi etkinlik ile tanıtıyoruz. Türk Denim ve kumaş üreticilerinin başarılarını desteklemek amacıyla UTİB tüm platformlarda ‘Turkish Blue Sign’ ve “Turkish Fashion Fabrics” markaları altında onları temsil ediyor. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak sektörün nabzını yılda dört defa çıkardığımız TFF Magazin dergimiz ile ayrıca tutuyoruz.

Messe Frankfurt organizasyonları markalarımızın olduğu kadar TFF Magazine dergimizin de tanıtımı için son derece iyi bir platformdur. Biz fuarlara katılan firmaları ve Türk tekstilinin çalışmalarını dünyaya tanıtmak ve sektörün geldiği noktayı göstermek için birliğimizin yayın organı olan Turkish Fashion Fabrics Dergisi’ni yurtdışında düzenlenen fuarlara götürüyoruz. Dergimizi standımıza gelen dünyanın en büyük moda markalarının yetkililerine sunarak Türk tekstil sektörü hakkında onlara a dan z’ye her şeyi anlatıyoruz. Fransa’da katıldığımız fuarlarda özellikle Fransa, Hindistan, İspanya, Pakistan, Çin, Orta Doğu ve Amerika’dan önemli moda markalarının yetkilileri standımıza gelerek dergimizi incelediler. Bizden Türk tekstili ile ilgili detaylı bilgiler aldılar” dedi.

 Ayrıca Pınar Taşdelen Engin “İstanbul artık fuarcılıkta da bir cazibe merkezi. Coğrafi konumu ile bu bölgelerdeki tüm önemli ticaret merkezlerine ulaşım açısından çok uygun bir lokasyonda bulunan İstanbul, dinamik ticaret ortamı,  global hazır giyim kumaşları üreticileri ve hızla gelişen bölgelerdeki satın alıcılar için yeni bir buluşma noktası. Türkiye’nin Doğu Avrupa, Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın kesiştiği noktada yer alması ve uluslararası hazır giyim kumaş üreticilerinin birçoğunun bu bölgeleri henüz yeterince keşfetmemiş olmaları Texworld Istanbul’un önemini daha da arttırıyor. Bu bağlamda fuar Orta Doğu, Doğu Avrupa, Asya, Yakın Doğu ve Rusya’daki büyük ve keşfedilmemiş pazarları da hedefliyor. İstanbul’un 2 havalimanı, dünyada 200 nokta ile bağlantısı olması ve Türkiye’nin pek çok ülke ile vizesiz seyahat olanağı katılımcı ve ziyaretçilere cazip gelen kolaylıklar Texworld İstanbul’u yakın zamanda dünyanın sayılı fuarları arasına alacaktır.” dedi.

Dünya, Türk tekstilinin takipçisi
Hemen hemen aynı tarihler arasında Fransa’da düzenlenen iki fuar hakkında değerlendirmelerde bulunan UTİB Başkanı İbrahim Burkay ise,  Türkiye’nin moda ve tasarımda geldiği noktayı, yenilikçi ve inovatif ürünleriyle fuarlar aracılığıyla dünyanın beğenisine sunduğunu söyledi. Premiere Vision ve Texworld Fuarlarının dünyada tekstil sektöründeki eğilimlerin takip edilmesi ve ülkelerin kendi tasarımlarını göstermesi açısından önemli olduğunu belirtti.

UTİB olarak katıldıkları fuarlar aracılığıyla sektördeki eğilimleri takip etme fırsatı yakaladıklarını kaydeden İbrahim Burkay, “Biz dünya tekstilindeki eğilimleri takip ederken, Türk kumaş sektörünün imajını nasıl geliştirdiğini markalaşmada öncülük edecek bir konuma geldiğini kısacası sektörün iddiasını ortaya koyuyoruz” dedi.

 UTİB Başkanı İbrahim Burkay, fuar sonrası değerlendirmesinde ise şöyle konuştu: “Bildiğiniz gibi, Fransa, kumaş sektörünün hedef pazarları arasında yer alıyor.  Ülkemizin pazardaki prestijini ve hakimiyetini artırmak açısından Fransa’da düzenlenen fuarlar önem taşıyor. 2013 yılında Fransa 4,7 milyar dolar tekstil ithalatı yaptı. Aynı yıl Türkiye’den de 148 milyon dolarlık tekstil ithalatı oldu. Fransa’nın en büyük tekstil tedarikçileri İtalya, Almanya ve Çin’dir. 2013 yılında İtalya bu pazara 928 milyon dolar, Almanya 607 milyon dolar, Çin ise 390 milyon dolar ihracat yaptı.

Bu arada bu pazara en fazla ihracat yapan İtalya, Almanya gibi ülkeler ihraç ettikleri bu ürünlerin önemli bir bölümünü zaten Türkiye’den tedarik ediyor” diye konuşan Burkay, Fransa tekstil pazarının, Türkiye için büyük fırsatlar sunduğunu, Fransa’da düzenlenen Texworld Paris ve Premiere Vision Paris Fuarlarına katılmanın büyük önem taşıdığını söyledi.

QATAR AIRWAYS EN İYİ BUSİNESS CLASS HİZMETİ SUNAN HAVA YOLU ŞİRKETİ SEÇİLDİ




Qatar Airways,Londra’da düzenlenen 2014 Business Traveller Ödülleri kapsamında art arda ikinci defa “En İyi Business Class Hizmeti Sunan Hava Yolu Şirketi” seçildi.Şirket ayrıca  ‘’En İyi Hava Yolu Şirketi, En İyi Ekonomi Sınıfı Hizmeti, En İyi Uzun Mesafeli Uçuş Yapan Hava Yolu Şirketi, En İyi Kabin Personeli ve Orta Doğu’nun En İyi Hava Yolu Şirketi’’ kategorilerinde de finalist ilan edildi.


Art arda ikinci defa bu ödülü kazanmanın müşterilerine sundukları beş yıldızlı hizmet ve kalitenin takdir edildiğinin göstergesi olduğunu belirten Qatar Airways Grup CEO’su Akbar Al Baker sözlerine şu şekilde devam etti: “Business Traveller Ödülünü kazanmak bizim için büyük bir onur. Bize oy veren ve bizimle seyahat eden herkese teşekkür etmek istiyoruz.Hamad Uluslararası Havalimanı’ndaki Al Mourjan Business Lounge’da ve Londra Heathrow Terminal 4’deki birinci sınıf bekleme salonlarımızda yolcularımıza lüks hizmetler sunuyor ve hava yolu seyahatlerine yenilikler getiriyoruz.” Havacılık sektöründe mükemmelliğin simgesi olarak bilinen Business Traveller Ödülleri dergi okurlarının oyları ile belirlendi ve sonuçlar bağımsız bir denetleme şirketi tarafından değerlendirildi.

Qatar Airways, Mayıs ayında, Doha ile Londra Heathrow arasında uçuş yapan ve 40 özel bespoke seat  koltuğun yer aldığı A319 uçağı ile ilk All-Business Class hizmetini başlatmıştı.Birleşik Krallık iş piyasasında giderek popüler hale gelen hizmette Qatar Airways yolcularına, özel jet ve benzeri bir çok lüks seçenek sunuyor.140’tan fazla uçuş noktası ile 17 yıldır faaliyet gösteren Qatar Airways oneworld birliğinde de ‘’En İyi Hava Yolu Birliği’’ seçilmişti.


DUKAN İLE ARA ÖĞÜNLER HEM HAFİF HEM LEZZETLİ



Dünyada 38 milyona yakın insanın forma kavuşmasını sağlayan Dukan’ın mini kraker, bisküvi ve barları ile şimdi ara öğünler daha sağlıklı ve bir o kadar da leziz!


Ünlü Fransız Doktor Pierre Dukan’ın tüm dünyaya tanıttığı sağlıklı ve formda kalma mucizesi yulaf kepeği, birbirinden özel ara öğün lezzetlerini tatlandırıyor! Glisemik indeksi düşük, beyaz un, şeker ve yağ içermeyen, lif oranı yüksek ve benzerlerinden farklı olarak oldukça yüksek oranda yulaf kepeği içeren Dukan ara öğün atıştırmalıkları arasında mini krakerler, bisküviler ve barlar yer alıyor.
Gün boyu keyifle yiyebileceğiniz, uzun süre tok tutan, hafif ama besleyici Dukan ara öğün lezzetleri, acıktığınızda en sağlıklı abur atıştırmalık!


Her biri farklı lezzet alternatifleriyle raflarda yerini alan Dukan ara öğün atıştırmalıkları ile kalori hesabı yapmadan acıktığınız anlarda atıştırmanın keyfini yaşayacak, sevdiklerinize sağlıklı ve benzersiz tatlar sunacaksınız.Formunuza dikkat ediyorsunuz diye damak zevkinizden ödün vermek zorunda değilsiniz!


Tüm Macrocenter, Migros ve seçkin eczanelerden ulaşabileceğiniz Dukan ara öğün atıştırmalıkları ile açlık hissinizle vedalaşacak, daha sağlıklı beslenerek daima formda kalacaksınız.www.dukanturkiye.com


Sürdürülebilir Bir Gelecek için Aile Çiftçiliği

Birleşmiş Milletler tarafından 2014'ün teması “Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı” olarak belirlendi. 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde, aile çiftçiliği kapsamında gıda güvencesi, tarımın yeniden ivme kazanması, sağlıklı bireyler yetişmesi ve yerel ekonominin canlanması konuları ön plana çıkarılıyor

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)'nün önerisi çerçevesinde 2014 yılı, BM 66. Genel Kurulu tarafından Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı (AÇY) olarak ilan edildi. Bu gelişmenin ardından her yıl 16 Ekim'de çeşitli etkinliklerle kutlanan Dünya Gıda Günü'nün 2014 ana teması ''Aile Çiftçiliği: Dünyayı besle, yeryüzünü önemse'' olarak belirlendi. Bu kapsamda gıda güvenliği, beslenme, istihdam, doğal varlıkların korunması ve doğru yönetimi, açlık ve yoksulluğun azaltılması ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi hedefleniyor.

Aile çiftçiliği kırsal kalkınma ve gıda güvencesi için anahtar
Aile çiftçiliği, tarımsal üretim, balıkçılık, meracılık, ormancılık ve su ürünlerinin üretiminin tüm aşamalarında ailedeki iş gücünü kullanarak gerçekleştiriliyor. Gelişmekte olan ülkelerde gıda üretimi sektöründe tarımın en etkin ve yaygın yapılardan birisi olan aile çiftçiliği, gıda güvenliği açısından önemlidir. Geleneksel olarak üretilen tarımsal ürünler ile gıda ürünlerinin ve biyoçeşitliliğin korunmasına katkı sağlarken, özellikle yerel ölçekli aile işletmeleriyle dengeli bir beslenmeye imkan sağlıyor. Aile çiftçiliği aynı zamanda yerel ekonominin canlanmasını sağladığı gibi tarımsal üretimin devamlılığı açısından da önemlidir.

Aile çiftçiliği, gıda güvencesini tehdit eden unsurları ortadan kaldıracak, tarımın yeniden ivme kazanmasına olanak sağlayacak, sağlıklı bireyler yetişmesine ön ayak olacak ve yerelde ekonominin canlanmasına katkı verebilecektir. Bunun için aile çiftçisi olan küçük tarım işletmelerinin sorunlarına yönelik olarak kamu, özel sektör ve STK’lar birlikte işbirliği geliştirilmelidir. Aile çiftçilerinin özelikle üretimden tüketime kadar olan süreçlerinde elde edilen deneyimlerinin birbirleri ile paylaşmaları kolaylaştırılıp, birbirlerinden faydalanmaları sağlanmalıdır. Aile çiftçilerinin, çiftçi örgütlerine, karar alıcılara, finans kuruluşlarına, medya ve halka ulaşmaları etkin bir biçimde sağlanmalıdır. Aile çiftçiliği teşvik edilmeli, desteklenmeli ve gelişmeleri sağlanmalıdır. Yine, özellikle tarımsal üretimde karşılaşacakları sorunlara teknik destek sağlanmalı ve üretim süreçlerinde yaşadıkları yetiştiricilik sorunları ivedilikle halledilmeli ve gerekli eğitimler verilmelidir. Bu eğitimlerde, sürdürülebilir ekolojik tarımsal üretim yöntemleri ile sağlıklı bitkisel üretim metotları öncelikle aktarılmalıdır.

Ulusal ve küresel ölçekte doğru tarım politikalarıyla, fırsatları belirleyen ve uygulayan, gıda güvencesini sağlayan politikalara ulaşmamızı aile çiftçiliği sağlayabilir. 2014 yılının Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı olarak belirlenmesi ile Dünya Gıda Günü’nde de küçük aile işletmeciliğinin küresel ölçekte sürdürülebilirliğinin sağlanması ve kırsal kalkınmanın etkin bir parçası olmasının önemine dikkat çekiliyor.  Konuya ilişkin değerlendirmelerini aktaran TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, sanayi devrimi ile ortaya çıkan ve sadece üretimde verimliliği esas alan yanlış tarım, çevre ve ekonomi politikalarının sürdürülemez düzeye ulaştığını belirtti. Kırsalda ve şehirlerdeki fakirlik, yoksulluk ve açlık dünyayı tehdit eder hale geliyor diyen Ataç, bu tehditle baş edebilmek ve gıda güvenliğini sağlayabilmek için özellikle küçük tarım işletmeleri olan aile işletmelerine yeniden gözlerin çevrildiğini ifade etti.

DÜNYANIN EN GÜZEL 100 OTELİNDEN BİRİ: ARGOS IN CAPPADOCIA

‘Fodor’s 100 Hotel Awards’ kapsamında ‘Küçük Otel’ kategorisindeki 12 otel arasında gösterilen argos in Cappadocia, dünyanın en güzel 100 oteli içinde Türkiye’den listeye giren tek otel oldu.
Seyahat rehberliğinde dünyanın 75 yıldır lider isimlerinden biri olmayı sürdüren Fodor’s Travel, küresel çapta hazırladığı ‘Fodor’s 100 Hotels 2014’ seçkisinde argos in Cappadocia’yı dünyanın en güzel 12 küçük oteli arasında gösterdi. Uzman editör ve seyahat uzmanları tarafından yapılan seçkide lüks stili, mükemmel hizmet kalitesi ve konuklarına yaşattığı unutulmaz deneyimle öne çıkan argos in Cappadocia’ya, bir kez daha dünyanın en seçkin otelleri arasında yer verildi.

Fodor’s’un uzman ekibi bu yıl yeni bir otel ziyareti rekoru kırarak 5 binden fazla otelde değerlendirme yaptı. Otel sayısı yeni bir değerlendirmeyle 100’e indirilerek sekiz kategoriye ayrıldı. Binlerce yıllık bir manastır yerleşkesi, buna bağlı mağaralar, yeraltı tünelleri ve tarihi evlerden oluşan kalıntıların titiz restorasyonuyla hayata geçirilen ve eşsiz bir otel olan argos in Cappadocia, ‘Küçük Otel Ödülü’ne layık görüldü. Ödül, konukların kişiselleştirilmiş hizmetler aldığı ve benzeri olmayan deneyimler edinebildiği özel mekânları öne çıkarıyor. argos in Cappadocia, sunduğu özgün yerel deneyim için de 2011’de ‘Fodor’s Local Flavor’ ödülünü almıştı.

Binlerce yıl önce keşişlerin yaşadığı Uçhisar Köyü’nde konumlanan argos in Cappadocia, benzerlerinden ayrılan ‘kişiye özgü lüks’ tarzıyla tanınıyor.  Antika Türk halıları, el yapımı eşyalar, mumlar ve duvar nişlerini süsleyen dekoratif objelerle her odası farklı bir dekorasyona sahip. Birçok odanın özel teras ve bahçesi huzur veren Güvercinlik Vadisi ve heybetli Erciyes Dağı’na bakan muhteşem manzaraya açılıyor. Ayrıca Splendid süitlerin her birinde özel yüzme havuzu bulunuyor.

Fodor’s Travel Yayın Yönetmeni Arabella Bowen, “Fodor’s Travel gezginlerinin bir otele giriş yaptıkları andan itibaren çok yüksek beklentileri olduğunu biliyoruz ve bizler de öyleyiz. Fodor’s 100 Hotel ödüllerini kazananlar hizmet, konum, stil ve olanaklar ölçütlerindeki değerleriyle bu beklentilerin çok ötesine geçiyor. Bu otellerin herhangi birinde bir gecenin, seyahatin en güzel noktalarından biri olacağına güvenimiz tam” diyor.

argos in Cappadocia, 2014 Fodor’s 100 Hotel ödülünü kazanan otellerden biri olarak www.fodors.com’da tanıtılacak.

ŞEKER YA DA OYUN? BAR 212’DE KARAR VERİN!



Renaissance Istanbul Bosphorus Hotel’in roof katında yer alan, eşsiz Boğaz manzarasına sahip Bar 212,  31 Ekim Cuma akşamı çok özel bir geceye hazırlanıyor.   30 Ekim Devil’s Night ve 31 Ekim Cadılar Bayramı’nın birarada kutlanacağı Bar 212 misafirlerine yüzde yüz eğlence vaad ediyor.


21:00 – 02:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek partide Psycho, Sleepy Hollow, Zombieland,  The Ring gibi korku filmlerinden esinlenerek hazırlanan moleküler kokteyllere Otel’in deneyimli şefleri tarafından hazırlanan birbirinden leziz atıştırmalıklar eşlik edecek.  Servislerin cadılar, kurt adamlar ve vampirler tarafından yapılacağı Bar 212, Cadılar Bayramı’na özel dekoruyla korku ve eğlenceyi birarada sunuyor.


Siyah – beyaz kült korku filmleri gösteriminin yanı sıra arzu eden misafirlerin girişte kostüm de satın alabileceği gecede limitsiz yerli içki ve atıştırmalıklar dahil 180 TL.


Renaissance Istanbul Bosphorus Hotel hakkındaki detaylı bilgi www.renaissanceistanbulbosphorus.com adresinden ve 0212 340 70 00 numaralı telefondan alınabiliyor.



SARAY MUHALLEBİCİSİ & TURKCELL EMEKLİLER KULÜBÜ İŞBİRLİĞİ İLE


 “Saray Muhallebicisi anıları sizden, bol köpüklüler bizden!..”
Geleneksel sütlü ve hamurlu tatlıları ile Türkiye’nin ilk muhallebici zinciri olan Saray Muhallebicisi Turkcell Emekliler Kulübü işbirliğiyle, 1935 yılından bugüne müşterilerinin hafızalarında yer eden hatıraları ölümsüzleştiriyor!..

İstanbul’un klasikleşmiş lezzet noktalarından Saray Muhallebicisi’nin, 79 yıldır sunduğu doğal, kaliteli ürün ve hizmet anlayışıyla müşterilerinin kalpleri ve zihinlerinde yer eden Saray anıları; bol köpüklü Türk kahvesi eşliğinde misafirlerinin yazacağı hatıralarla yeniden canlanacak.

THE NEW YORK TIMES’IN İSTANBUL’DAKİ FAVORİSİ
İngiltere’den Japonya’ya kadar İstanbul ile ilgili birçok ülkede yazılmış turist rehberi kitaplarda geniş yer bulan Saray Muhallebicisi; geçtiğimiz yıllarda ülkemize tatil için gelen Amerikalı bir gazetecinin izlenimleriyle, dünyanın en prestijli gazetelerinden The New York Times’ta haber olarak geniş yer bulmuş, tarihinden ve ürünlerinden övgü ile söz ettirmişti.

“ÜNLÜ” ANILARIN EV SAHİBİ
Kampanya kapsamında 60 yaş ve üzeri Turkcell Emekliler Kulübü üyesi olan tüm Saray Muhallebicisi müşterileri; hafta içi 15.00-17.00 saatleri arasında Saray Muhallebicisi şubelerine gelerek, ikram edilecek Türk kahvesi eşliğinde kendileri için özel olarak hazırlanan anı defterine Saray anılarını yazabilecekler. Bugüne kadar ünlü ve ünsüz birçok çiftin tanışma noktası da olan Saray, kampanya boyunca gelen tüm anıları kayıt altına alarak misafirlerine ait bu değerli hazineyi gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor.31 Aralık 2014 tarihine kadar devam edecek olan kampanya; klasik tatları ile müşterilerine 79 yıldır kapılarını sonuna kadar açan Saray Muhallebicisi’nin tüm şubelerinde (*) geçerlidir. Kampanyaya katılacak olan Turkcell Emekliler Kulübü üyesi Saray Muhallebicisi müşterileri, kampanyadan yalnızca 1 kez yararlanabilir.

*Beyoğlu, Teşvikiye, Osmanbey, Cevahir Avm, Zorlu Avm, Kanyon Avm, Özdilek Park, Etiler, İstinye Park Avm, Fatih, Bakırköy (Manhattan Pizza), Galleria Avm, Güneşli, Mall Of İstanbul Avm, Marmara Park Avm, Feneryolu, Suadiye, Bağdat Caddesi, Palladium Avm

ÜNLÜ İP CAMBAZI NIK WALLENDA EN ZORLU YÜRÜYÜŞÜNÜ ŞİKAGO ÜZERİNDE YAPACAK



Merakla Beklenen Nik Wallenda GÖKDELENDE şovu 3 Kasım Gece yarısından SONRA saat 02: 00'da Türkiye TÜM DÜNYADA 220 ve Ülkede SIM Express Anda canlı yayında Discovery Channel ekranlarında Olacak.

Program Türk Yorumcular Tarafindan Canlı Olarak sunulacak
'İp Cambazlarının KRALI' Nik Wallenda Geri Dönüyor. Nik, SU ana KADAR denediği tr Cüretkar zorlayıcı Yürüyüşü Click met sefer 'Rüzgarlı Şehir' Şikago'ya Gidiyor A.Ş.. Efsanevi Wallenda Ailesinin geleneğinde oldugu Gibi Nik met yürüyüşünü de herhangi Bir AĞ A.Ş. Emniyet kemeri Olmadan gerçekleştirmenin Yanı Sıra Bir kısmını da Gözleri kapali tamamlayacak. 00'da Discovery Channel ekranlarında Canlı Olarak yayınlanacak NIK Wallenda GÖKDELENDE 3 Kasım Pazartesi Gece yarısından SONRA 02 Sovu.


Wallenda, 2013'ün Haziran ayında Büyük Kanyon'u Bir ip uzerinde yürüyerek Gecen initial KISI olmuştu.Vicende. Nik Bir Sonraki meydan okumasını Amerika'nın en IKONIK şehirlerinden Biri Olan Şikago'nun Rüzgarlı gökyüzünü ip uzerinde geçerek gerçekleştirecek. Canlı Olarak yayınlanacak şovu Türkiye'de Eurosport'un Türk'ün yorumcuları Caner Eler Emre Yazıcıol A.Ş. bir ettik, bir sunarak izleyicileri heyecana DAHA da yaklaştıracak. Bu programı sene Başında Eurosport'un Çoğunluk hisselerini alan Discovery Networks, Eurosport arasinda Gerçekleşen ILK A.Ş. Canli isbirligi de Olacak. Canlı yayın sırasında yorumcuların next to Türk'ün sporcu Bulut, Şahin de yer alarak Nik'in yürüyüşünü Kendi deneyimlerinden yararlanarak yorumlayacak.tshbr

Sehrin yerlerine bir bir çekecek A.Ş. helikopterlere yerleştirilen düzinelerce Kamera Wallenda'nın Şikago'nun en Rüzgarlı noktalarından Birinde gerçekleştireceği met korkutucu Iki bölümlü Gece yürüyüşünü A.Ş. beligbli. Öngörülemeyen Hava Koşulları dolayısıyla ip üzerindeki pad pek Eklendi çok engeli icinde barındıracak. Wallenda "Bu Deneyim kariyerimdeki en Inanılmaz pad Olacak. Bunu yapabileceğim DAHA Iyi Bir Şehir olamazdı. BURADA güzel Anılarım var, ailemle Birlikte Şikago A.Ş. Midwest'te pek Eklendi çok gösteri yaptık. AYRICA Şikago 'Rüzgarın Şehri' dolayısıyla met Yürüyüşü Şikago'da Kişin Yapıyor Olmak Inanılmaz ettik. Bu pad benim Click Eklendi çok zorlu Olacak But cogu insanin imkansiz Olarak düşündüğü Seyler Click kendimi zorlamayı seviyorum. "Dedi.#turizminsesi


Yürüyüşün initial kısmında, Wallenda 15 derecelik açıyla yokuş yukarı Marina City Batı Bloğundan Şikago Nehri'nin yaklasik 50 kat uzerinde yaklasik yer alan Leo Burnett Binası'na Iki bloktan FAZLA Bir mesafe yürüyecek. Bu Wallenda Ailesinin SU ana KADAR yaptıgı en YÜKSEK gökdelenler Arası pad olmanin Yanı Sıra Bu Kadar dik Bir asit a yaptıkları da initial pad Olacak. Nik yürüyüşün İKİNCİ Partial Click imkb gözlerini bağlayacak A.Ş. Marina City'nin Batı bloğundan doğu bloğuna yürüyecek. Onun tarafına helikopterlere yerleştirilen düzinelerce Kamera Wallenda'nın Şikago'nun en Rüzgarlı kısımlarından Birinde gerçekleştirmeyi deneyeceği Yürüyüşü A.Ş. Sehrin bir bir ekranlara taşıyacak ettik. tshbr

Wallenda "Iki Yürüyüşün kısmında da, DAHA ÖNCE deneyimlemediğim zorluklarla karşılaşacağım. Yürüyüşü tamamlayabilmek Click sadece sadece Inanılmaz Bir Physical Güce DeğiL keskin Bir konsantrasyona da ihtiyacım Olacak. Dünyaya Eger Bir Seyi aklınıza koyar, hayallerinizin Peşinden sales ettik Hiç pes etmezseniz Neler başarabileceğinizi göstereceğim Click Eklendi çok heyecanlıyım "dedi. #turizminsesi

Discovery Networks, CEEMEA Kanallardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Lee Hobbs imkb "Nik Wallenda Gökdelende" Discovery Channel'ın met seneki En Büyük şovlarından Biri Olacak. Nik Wallenda met IŞIN ustası AMA Şikago A.Ş. gösterinin zorlu Yapısı KesinlikLe Inanılmaz Bir meydan okuma. Bu heyecan dolu Canlı yayını Türk seyircilerimizle, Canlı yorumcularımız Türk Bir ip cambazı Bulut Şahin'in Lütfen Bilgileri Ile sunacağımız Click Eklendi çok heyecanlıyız ettik. "

Internete giren seyircilerimiz de etkinligi Canlı Olarak skyscraperlive.com'da izleyebilecek. 60 Ülkede Türkçe Dahil Olmak Üzere 14 Dilde yayında Olan Web Sitesi TÜM dünyadan seyircileri Şikago'ya götürecek. Izleyiciler Nik'in met pad Click yaptıgı Hazırlıkları videolar kısmından konumundadır edebilecek, Yürüyüşü 360 derecelik bir 3D DENEYİMİ Ile "Sen de Yürü" kısmında deneyimleyebilecek. Yürüyüşün pek Eklendi çok Ekstra Kamera açısının A.Ş. Chris Jacobs'ın sunuculuğunu yapacağı Canlı şov Öncesi sahne arkası Görüntüleri konumundadır edebileceğiniz skscraperlive.com, Wallenda hayatının en Tehlikeli yürüyüşüne Adım atarken seyircileri şovun gerçekleşeceği noktaya götürecek.


Taşyapı’nın yeni projesi Four Winds’in sakinleri Medline Acil Sağlık güvencesinde



Kal Peki konseptiyle Sağlıklı konforlu Bir Yaşama Dair bircok ayrıcalıklı HİZMETİ sakinlerine sunmaya hazırlanan Taşyapı'nın oğlunun Projesi Four Winds ettik, sağlık hizmetlerinde Medline Acil Sağlık Ile isbirligi yapti.

İstanbul'un en prestijli semtlerinden Bağdat Caddesi'nde Rahat Bir Yaşam Alanı Sünen Four Winds, sağlıklarını Medline acıl sakinlerinin Sağlık Ile Güvence Altına aliyor. Pilates, sudaki kloru nötralize ederek cildi gençleştiren C vitaminli duşlardan nem ayarına KADAR bircok ÖZELLİĞİ bünyesinde bulunduran Four Winds, sakinlerine Kullandığı İleri Teknolojiler A.Ş. recorder düzeyde Hizmetler Veren Medline Acil Sağlık Ile sitesi Sınırları dahilinde ve 24 saat ucretsiz doktorlu acil sağlık HİZMETİ sunuyor Yoga DANIŞMANLIĞINDAN Özel mutfağa A.Ş. misafirlerine 7 gun 24 A.Ş. Çalışanlarına .Four Rüzgarlar, Medline Acil Sağlık Ile gerçekleştirilen isbirligi çerçevesinde sitesi sakinlerine, saat farkli ayrıcalıklar sunuyor.

18 Ekim 2014 Cumartesi

BBC’NİN HAZIRLADIĞI “HEART OF TURKEY” PROGRAMINDA İSTANBUL MODERN ELE ALINDI

                                           TÜRKİYE SANATINI DEĞİŞTİREN MÜZE

  

Britanyalı yayıncılık devi BBC’nin “Heart of Turkey” adlı inceleme dizisi kapsamında İstanbul Modern ele alındı.Nikki Bedi’nin hazırladığı haberde, bir zamanlar dünya çağdaş sanat haritasında çok öne çıkmayan Türkiye’nin giderek daha kalıcı bir aktöre dönüşmesinde, İstanbul Modern’in öncü bir role sahip olduğu vurgulandı.

Nikki Bedi, BBC Televizyonu ve web sitesinde 13 Ekim akşamı yayınlanan haberinde; Türkiye’nin ilk ve en büyük modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern’in 10 yıl gibi kısa bir sürede nasıl önde gelen sanat destinasyonlarından biri haline geldiğini, İstanbul Modern Küratörü Çelenk Bafra ile konuştu. Bafra, İstanbul Modern’in bir yandan Türkiye sanatını ve güncel sanatın algılanışını dönüştürmedeki rolünden söz ederken, öte yandan da İstanbul Modern’de hazırlanan sergilerin uluslararası boyutuna dikkat çekti.

Türkiye’yi uluslararası sanat haritasına yerleştiren İstanbul Modern’in kendine duyduğu güven ve maceraperestliğinin altını çizen Bedi, İstanbul Modern’in sanat adına yeri geldiğinde zor, hatta tartışma yaratan yapıtlar sergilemekten kaçınmadığını da belirtti.

Programda, eski bir gümrük antreposunun 2004 yılında İstanbul Modern olarak açılmadan önce Türkiye’nin çağdaş sanat açısından çok da bilinir olmadığı ifade edilerek, “Dinamik bir sanat muhitine dönüşen Karaköy’de yer alan ve İstanbul Bienali’ne de ev sahipliği yapmış olan bu yeni müze her şeyi değiştirdi” denildi.

Haberde, İstanbul Modern’in sıklıkla Türkiye sanatına odaklansa da, koleksiyonunda ve sergilerinde dünyanın farklı köşelerinden önemli sanatçıların yapıtlarına ve programında küresel sergilere yer verdiği belirtildi. Video-haberde İstanbul Modern Koleksiyonu’ndan Richard Wentworth, Julian Opie, Richard Deacon, Tony Cragg ve İnci Eviner gibi önemli sanatçıların yapıtlarına ve müzenin 10. yılı için hazırlanan “Çok Sesli: Türkiye’de Müzik ve Görsel Sanatlar” adlı sergilerden görüntülere yer verilerek, müzenin video sanatı ve yeni medyaya verdiği öneme de değinildi.

http://www.bbc.com/culture/story/20141010-the-museum-that-changed-turkey 

New York Times ve USA Today’in çok satanlar listesindeki yazardan yeni bir roman

Aslında aşk sürprizlerle doludur
Birbirinden çok farklı iki genç… Bir aşk oyunu… Ve zıt kutupların karşı koyulmaz çekimi… New York Times ve USA Today’in en çok satanlar listesinde yer alan Cora Carmack, Pena Yayınları’ndan çıkan ikinci kitabı “Aslında” yine eğlenceli, tutkulu ve sürprizlerle dolu bir aşkın hikayesini anlatıyor.

Mackenzie “Max” Miller’in bir sorunu var. Ailesi ona sürpriz bir ziyarete geliyordur ve eğer onun boyalı saçlarını, dövme ve piercing’lerini görürlerse onu evlatlıktan reddedebilirler. Daha da kötüsü ailesi, erkek arkadaşı olarak Mace gibi boynunda dövmesi olan ve bir müzik grubunda çalan biriyle tanışmayı kesinlikle istemez. Max, tüm yalanları bir bir dökülmek üzereyken Cade’le tanışır. Cade Philadelphia’ya Teksas’taki sorunlarını geride bırakmak için gelmiştir. Sorunlarıyla ilgilenmek istemiyordur. Max bir kafede ondan erkek arkadaşıymış gibi davranmasını istediğinde bu oyunu oynayabileceğini düşünür ve kabul eder. Yalnız rolünü o kadar iyi oynuyordur ki oyunun sonu bir türlü gelmez...

Zıt kutupların çekimi
Pena Yayınları, ilk kitabıyla New York Times ve USA Today’in en çok satanlar listesine girmeyi başaran Cora Carmack’ın ikinci romanı “Aslında”yı Türkçeye kazandırıyor. Pena Yayınları’ndan çıkan ilk kitabı “İlk Defa”da olduğu gibi Carmack yine gençler arasında geçen eğlenceli, yalın ve biraz daha ateşli bir aşk hikayesi anlatıyor. Her ikisi de zor durumda olan gençler sorunlarına çare olmaya çalışırken beklenmedik olaylarla oyun gerçeğe dönüşüyor ve iki genç aralarındaki çekimle mücadele etmek zorunda kalıyor. Ama zıt kutuplar birbirini çeker ve aşktan kaçılmaz.

İkili bakış açısı
Yazar, hikayesini çok farklı karakterlere sahip olan Cade ve Max’in bakış açılarından aktararak romana ikili bir anlatım kazandırıyor. Bu da karakterlerin zihinlerine girmeyi, içine düştükleri garip durumlarda aldıkları tavırları anlamayı kolaylaştırıyor. “Aslında”nın tutku dolu, sürprizli ve eğlenceli anlatımına kapılan okuyucular birkaç bölüm daha olmadığı için üzülebilirler.

Kitap hakkında ne dediler?
“Olağanüstü. İlk Defa’dan sonraki favori kitabım Aslında. Kesinlikle okunmalı.” - Jennifer L. Armentrout, USA Today bestseller yazarı

“Aslında’da istediğiniz her şeyi bulabilirsiniz. Erotik gerilim, kırık kalpler ve muhteşem karakterler Cora Carmack’in eğlenceli dilinde bir araya geliyor.” - Colleen Hoover, New York Times bestseller yazarı
“Bir kitaptan bekleyebileceğim her şey burada. Yaşamdan bir dilim gibi. Daha fazla Cora Carmack istiyorum.” - Sophie Jordan, New York Times bestseller yazarı

Eser Adı : Aslında
Yazar Adı : Cora Carmack
Çeviren : İmge Tan
Orijinal Adı : Faking It
Türü : Romans
Sayfa Sayısı : 320
Etiket Fiyatı : 20,00 TL
Yayınevi : PENA Yayınları



FLAMİNGO RESTAURANT & BAR’ DA PERŞEMBELER ‘FLAPPER SWING’ İLE BİR BAŞKA!

Yeme – içme dünyasının ve eğlence hayatının vazgeçilmez adresi Flamingo Restaurant & Bar, Django Reinhardt ve Stephane Grappelli' nin izinden giden akustik jazz manouche grubu Flapper Swing ile her Perşembe sizlerle!

Lezzetleri, sunumları ve eğlence konseptiyle ilk açıldığı günden beri İstanbul gece hayatına damgasını vuran Flamingo Restaurant & Bar, ritm gitar, solo gitar, kontrabas, soprano saksofon ve vokalden oluşan akustik caz manouche grubu Flapper Swing’e her Perşembe günü ev sahipliği yapıyor.

Quintet ve trio formunda sahne alan Flapper Swing bundan böyle her Perşembe günü Flamingo Restaurant&Bar’da misafirleri için çalacak. Repertuarlarında D.Reinhardt besteleri ve 1920-30'ların caz standartlarına yer veren grup dönemin muhteşem atmosferini,                            eşsiz lezzetler eşliğinde Flamingo Restaurant&Bar’da misafirlerinin beğenisine sunacak.

Bu muhteşem performansı Flamingo Restaurant&Bar’ ın keyifli ortamında yaşama fırsatını kaçırmayın!

9 Ekim 2014 Perşembe

BAŞROLÜNDE BİR FİGÜRANIN OLDUĞU İLK KOMEDİ FİLMİ




Bosphorus Film Makers tarafından çekilen, sezonun en iddialı komedi filmlerinin arasında yer alacak olan Figüran filminin merakla beklenen fragmanı çıktı. Yapımcılığını Aytekin Mert’in, yönetmenliğini Tolga Çetin’in üstlendiği filmin başrollerini ise Ceyhun Fersoy, Serenay Aktaş, Ferdi Kurtuldu, Erdal Cindoruk, Umut Oğuz, Cem Kılıç, Yıldırım Öcek, Mehtap Bayrı paylaştı.

FİLMİ İZLEYEN 3 KİŞİ HOLLYWOOD YOLCUSU
Bu arada 28 Kasım’da vizyona girecek olan filmi izleyen ve bileti ile selfie çekip www.figuranbenihollywoodagotur.com  adresine gönderen kişilerden, noter huzurunda yapılacak çekiliş ile üç şanslı izleyici, Amerika’ya, dünyanın en büyük stüdyoları olan Universal Stüdyolarını gezmeye ve Hollywood’u görmeye gidecek.

BAŞROLÜNDE BİR FİGÜRANIN OLDUĞU İLK KOMEDİ FİLMİ
Sinema izleyicisi tarafından merakla beklenen Figüran'ın konusu ise söyle: Dünyanın en beceriksiz ve sakar figüranı Mutlu, eşsiz bir senaryo yazdığına ve başrol oynayacak kadar yetenekli bir aktör olduğuna inanmaktadır. Sakar fakat bir o kadar da samimi hareketleriyle setin altını üstüne getiren Mutlu ve yine setlerde ışık asistanlığı yapan ev arkadaşı Cempo’nun en büyük hayali kendi senaryolarını filme çekmektir. Hayallerini hayata geçirmek için Mutlu'nun figüranlık yaptığı dizinin başrol oyuncusu Pelin Şafak'ı kendi projelerinde oynatabilmek ve dikkatleri üzerlerine çekmek için çabalamaktadırlar.

DİZİ VE FİLM SETLERİNİN BİLİNMEYEN DÜNYASI FİGÜRAN’DA
İki kafadarın projelerini yapımcı yapımcı dolaştırmaları ve Türkiye'nin Starı Pelin Şafak'ı filmlerinde oynaması için ikna çabaları, sezonun en komik ve samimi filmini ortaya çıkardı. Figüran'ın sıcak, umut dolu, bazen hüzünlü ama hep komik hikâyesinin arka planında dizi ve film setlerinin bilinmeyen dünyası izleyiciye sunuldu.