20 Ocak 2013 Pazar

BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN VALİ KARALOĞLU’NA SERGİ MESAJI




Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; ‘Yeni Van Yeniden Van’ isimli fotoğraf sergisi münasebetiyle, Van Valisi Münir Karaloğlu’na bir kutlama mesajı gönderdi. Van Valiliği; deprem sonrası kentin yeniden inşası ve doğal güzelliklerinin yer aldığı fotoğraf sergisini, önceki gün TBMM Necati Kültürevinde açtı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) himayesinde açılan sergiye; Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve çok sayıda davetlinin katıldığı ‘Yeni Van Yeniden Van’ isimli serginin açılışına, yoğun programı sebebiyle katılamayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, serginin öncüsü Van Valisi Münir Karaloğlu’na bir kutlama mesajı gönderdi. Başbakan mesajında: ”Yeni Van Yeniden Van’ adını verdiğiniz fotoğraf sergisine nazik davetiniz için teşekkür ederim. Büyük acıların yaşandığı ve bütün Türkiye’yi üzüntüye boğan depremin ardından Van ilimiz kısa bir süre içerisinde modern bir yapıya kavuşmuştur. Yenilenen şehrimizin fotoğraf karelerinden oluşan serginin büyük bir ilgi ile takip edileceğine inanmaktayım. Serginin hazırlanmasında emeği geçen herkesi ve değerli fotoğraf sanatçımızı içtenlikle tebrik ediyorum. Van’da hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Sergiyi ziyaret eden tüm konuklara ve Vanlı hemşerilerime şahsınızda sevgi ve selamlarımı sunuyorum” dedi.

ANADOLUJET EKONOMİK UÇURACAK



Türkiye’nin iç hatlarda en fazla noktasına uçuş düzenleyen havayolu şirketi AnadoluJet, nisan ayından itibaren uçtuğu nokta sayısını ve sefer sayısı arttıracak.2013 yılında 5. yaşını kutlayacak olan AnadoluJet, geçtiğimiz yıl 5,3 milyona yakın yolcu taşıdı.Ocak 2013 itibariyle karşılıklı olarak günde 2 sefere çıkarılan Ankara - Batman seferlerinden sonra Nisan 2013 itibariyle de günlük sefer sayıları arttırılacak iller aşağıdaki gibi olacak.

Hatlar Mevcut Durum (Günlük) Nisan ayı itibariyle (Günlük)
Ankara - İzmir 5 sefer 7 sefer
Ankara - Antalya 5 sefer 7 sefer
Ankara - Mardin 1 sefer 2 sefer
Ankara - Elazığ 1 sefer 2 sefer
Ankara - Malatya 1 sefer 2 sefer
Ankara - Trabzon 3 sefer 4 sefer
Ankara - Erzurum 2 sefer 3 sefer
Ankara - Van 3 sefer 4 sefer
Ankara - Kars 1 sefer 2 sefer
Ankara - Adana 3 sefer 4 sefer
Ankara - Hatay 1 sefer 2 sefer
Ankara - Şanlıurfa 1 sefer 2 sefer
Ankara - Gaziantep 2 sefer 3 sefer
Ankara - Samsun 1 sefer 2 sefer
Ankara - Diyarbakır 4 sefer 5 sefer

Bu illerden Ankara ve Ankara üzerinden kısa bekleme süreleri ile Anadolu’nun dört bir yanına seyahat etmek için AnadoluJet yolcularının önünde daha fazla seçenek olmuş olacak. Arttırılan seferlerle ilgili tarife bilgisine www.anadolujet.com web sitesinden ve 444 2 538 numaralı çağrı merkezinden ulaşılabilecek.

KAHVENİZİ AŞK İLE YUDUMLAYIN




Kahve ve aşkın en iyi halleri sıcak oldukları zamanlardır….Her ikisi de hem tatlıdır hem acı…

Ruhun rahatı, ömre ömür katan ve bundan dolayı gönül ehlinin her daim ona meylettiği esmer güzeli kimdir diye sorduğumuzda elbette kahve diyeceğiz. Nitekim bu olayın tiryakileri de bilirler ki, rengiyle ve şekliyle güzel olduğu gibi kokusu ile de ayrı bir cazibeye sahiptir kahve… Kahve aşk gibidir, her ne kadar sabır ve özen gösterirsen tadı o kadar güzel olur.

Her ülkede kahve; farklı tatlarda, farklı şekillerde sunulur ve içilir. Osmanlı'dan
günümüze kadar uzanan Türk Kahve Kültürü, günlük hayatımıza o kadar girmistir ki
adına yuvalar dahi kurulmuştur. Türk Kahvesi, kahvenin her tanesi gibi kavrulmuş
Aşk ile yudumlanır… ister tatlı içilir, ister orta.... Hepsinin sonunda illa olur uzun bir
hikaye…

Siz de bu kahve kadar özel bir Aşk'a yelken açtıysanız, "KivaHan"'ın Sevgililer Günü
için özel olarak ürettiği "Ginsengli, Kakuleli, Keçiboynuzlu, Damla Sakızlı ve Sade
Türk Kahvesi” serilerinden; ister ikili, ister beşli peketlerde olmak üzere tüm
sevdiklerinize hediye edin. KivaHan’ın hatırına yakışır asırlık geçmişi, “Sevgililer Günü” için özel olarak aşkın
büyüsü ile ürettiği kahve serisi, bugüne kadar içmediğiniz bir aromada Kahve
içmenin tadını yaşatacak. Satış Noktaları için lütfen www.kivahan.com.tr adresimizi ziyaret edin.







17 Ocak 2013 Perşembe

SETUR DUTY FREE FORD FIESTA VERDİ






SETUR DUTY FREE ÇEKİLİŞ KAMPANYASI İLE YENİ FORD FIESTA SAHİBİNİ BULDU


Setur Duty Free 06 Ağustos – 31 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirdiği çekiliş kampanyası ile Setur Sabiha Gökçen Duty Free mağazalarından alışveriş yaparken otomobil kazanma şansı sundu. Her 50 Euro ve katları şeklinde alışveriş yapananın çekilişe katılmaya hak kazandığı kampanyanın talihlisi İstanbul’dan Nilay MUMCU, 2012 Model Buz Beyazı Ford Fiesta 5 K 1.25İ’nin sahibi oldu.

16 Ocak 2013 tarihinde Kalamış SETUR Marina Divan Brasserie’de yapılan özel bir tören ile Yeni Ford Fiesta Nilay MUMCU’ya Ford Otosan Satış, Satış Sonrası ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Aykut ÖZÜNER, Setur Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Gökhan DEDEOĞLU ve Setur Bölge Satış Müdürü Ercümend ONUR tarafından takdim edildi.

Aykut ÖZÜNER talihliye ödülünü takdim ederken “Koç Holding bünyesinde bulunan kardeş kurumlar olarak gerçekleştirdiğimiz çekiliş kampanyasının gelenekselleşmesi ve kampanyanın karşılaştığı yoğun ilgi hepimizin gurur kaynağı oluyor” dedi. Gökhan DEDOĞLU ise düşüncelerini “Bu yıl 3.cüsünü gerçekleştirdiğimiz, gelenekselleşen kampanyamızda misafirlerimizin yoğun ilgisi bizi çok memnun etti, kendilerinin heyecanını paylaşabilmek bu tür projeleri daha fazla üretmemiz için bizi motive ediyor ” sözleri ile ifade etti.

TATIL ANLAYISINA YENI BIR KONSEPT




MALDİVLER’İN TÜRK YATIRIMCISINDAN ARMUTLU’YA DEV YATIRIM

Maldivler’in en büyük turizm tesisini hayata geçiren Akarsu Holding, Yalova – Armutlu’dahayata geçireceği Mahal Palas projesini düzenlenen basın toplantısında lanse etti.30 yılı aşkın süredir inşaat ve turizm sektörlerinde faaliyet gösteren, Mosaic Center markasıyla banyo – mutfak dekorasyon ürünleri ihracatı yapan Akarsu Holding, inşaat ve turizm sektörlerindeki yatırımlarına ağırlık veriyor.2012 ve 2013 yılları itibariyle yeni otel projelerini hayata geçiren Akarsu Holding, 2012 yılında Maldivler’de inşasına başladığı tesisin %65’ini tamamlaması üzerine, Türkiye’de yeni bir projeye başladı.Yalova – Armutlu’dainşa edeceği Mahal Palas projesini, 16 Ocak Çarşamba günü düzenlendiği basın toplantısında lanse eden Akarsu Holding, yeni projesiyle özel bir konsept oluşturuyor.

İstanbul’a en yakın tatil beldelerinden Yalova – Armutlu’dainşa edilecek Mahal Palas estetik mimarisi, donatıları ve konumuyla en çok tercih edilen tatil tesislerinden biri olması bekleniyor.
95 milyon TL yatırımla hayata geçirilen Mahal Palas, 34.905 metrekare alan üzerinde inşa edilecek.
Holding olarak inşaat ve turizm sektörlerindeki faaliyetlerine ağırlık vereceğini belirten Akarsu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Eren Akarsu; “İnşaat ve turizm sektörü ile onlarca yıldır iç içeyiz. Her dönemde sektörün en önemli, en kaliteli tedarikçilerinden biri olduk. Seramik ithalatı, mutfak ve banyo dekorasyonu gibi alanlarda faaliyet göstermeye devam ederken, bir de Dünya markası üretme sevdasıyla on yıl önce Mosaic Center’ın faaliyetlerine başladık. Mosaic Center firmamızla, Rusya, Azerbaycan ve Gürcistan başta olmak üzere Türkmenistan, Almanya, Finlandiya ve Amerika’ya yıllardır ihracat yapmaktayız.Bir yandan ithalat ve ihracat alanlarındaki çalışmalarımız devam ederken, 2012 ve 2013 yılları itibariyle inşaat ve turizm sektörlerindeki yatırımlarımıza ağırlık vermeye başladık.

Bunlardan biri, geçtiğimiz yıl inşaatına başladığımız ve yüzde 65’ini tamamladığımız Maldivler’in en büyük otel tesisi olarak gösterilen projemizdir. Bir diğeri ise lanse ettiğimiz Mahal Palas projemizdir. Türkiye’deki otel yatırımlarımızın en yenisi olan Mahal Palas’ı İstanbul’a en yakın tatil beldelerinden Yalova – Armutlu’da inşa ediyoruz. 95 milyon TL’lik bir yatırımla inşasına başladığımız Mahal Palas projemiz , gerek mimarisiyle, donatılarıyla, gerekse Saray Kalitesi ve muhteşem ortamıyla örnek niteliği taşıyacaktır.” dedi.
9.200 devre tatil kapasitesine sahip proje 365 gün boyunca hizmet verecek. 1+1 ve 2+1 şeklinde tasarlanan daireleriyle de kesintisiz deniz manzarası sunan Mahal Palas’ta, 184 daire ve 808 yatak kapasitesi bulunmakta.Bölgeye yeni bir hareketlilik kazandıracak Mahal Palas’ın 2014’ün Aralık ayında hizmete girmesi bekleniyor.Osmanlı mimarisinden detaylar taşıyan Mahal Palas, saray konseptiyle sunulacak hizmetleriyle misafirlerine özel bir tatil deneyimi yaşatacak.

MAHAL PALAS PROJE DETAYLARI
Projeninadı : MahalPalas
İnşaeden firma : AkarsuHolding
Lokasyonu : Yalova / Armutlu
Toplamarsaalanı : 34.905 m2
Binaoturumalanı : 5.000 m2
Toplaminşaat alanı : 37.000 m2
İnşaatabaşlamatarihi : 15.04.2013
Hizmetegiriştarihi : 31.12.2014
Yatırımbedeli : 95.000.000 TL
Yataksayısı : 808
Projemimarı : KaragençMimarlık

16 Ocak 2013 Çarşamba

SÖMESTRE TATİLİNDE SIRA DIŞI BİR TATİL





Sömestr tatilinde çocuklarıyla birlikte sıra dışı bir tatil yapmak isteyenler ETUR’un Junior Safari turuyla farklı bir deneyim yaşayacak. ETUR, Junior Safari ile misafirlerine sömestre tatilinde Afrika’nın en görkemli ülkesi Kenya’da çocukları eşliğinde düşlerini gerçekleştirme fırsatını sunuyor.ETUR’un çocuklu aileler için özel olarak tasarladığı Junior Safari ile Kenya’da unutamayacağınız bir sömestre tatili sizi bekliyor. Çocuklarınızla Afrika’nın doğal hayatını rahat ve güvenli bir ortamda deneyimleyeceğiniz Junior Safari’nin rotaları arasında Hilal Ada; Maasai Mara Köyü, Nairobi Mamba Köyü ve Karen Blixen Zürafa Merkezi bulunuyor.

Aileler ve çocuklar keşfe çıkacak…
ETUR’un 26 Ocak–1 Şubat 2013 tarihleri arasında sömestr tatili için özel düzenleneceği Junior Safari turuna katılacak olan tatilciler, kuş çeşitliliği ile ünlü Hilal Ada’yı ziyaret ederken; zengin bitki örtüsü ve aslan, zebra, çita, leopar, ceylan gibi hayvanları bir arada görecekleri Maasai Mara Köyü’ne hayran kalacak. Kenya’nın en görkemli timsah çiftliğinin bulunduğu Nairobi Mamba Köyü’nü gezecek olan tatilciler, Karen Blixen Zürafa Merkezi’nde zürafaları yakından görme ve onları besleme fırsatını yakalayacak. Birçok deneyimi bir arada yaşanacağı Junior Safari turunda aileler çocuklarıyla birlikte unutulmaz bir tatil geçirecek.
Misafirlerine alışıldık rotalarının dışında, yerel hayatı deneyimleten ve yaşatan turlar sunan ETUR, Afrika’nın en görkemli ülkesi Kenya’yı çocuklarıyla birlikte keşfetmek isteyen tüm aileleri Junior Safari’ye davet ediyor.  Junior Safari turunda fiyatlar konaklama alternatiflerine göre 2.199 – 2.749 Euro arasında değişiyor. Turun detaylı programına www.etur.com.tr adresinden ulaşılabiliyor.

13 Ocak 2013 Pazar

Damien Hirst Protesto Edildi


Sanat mı, Cinayet mi? Damien Hirst İstanbul'da... 


Gittiği her ülkede protesto edilen dünyaca ünlü sanatçı Damien Hirst, Türkiye’deki ilk sergi açılışında 10 Ocak 2013 Perşembe akşamı “Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri” tarafından protesto edildi. Çalışmalarında kullandığı hayvan cesetleriyle tanınan "Bir hayvan simetrikse ne yaparsınız? Ortasından kesersiniz ve aynı anda içini ve dışını görebilirsiniz. Güzeldir. Tek sorun ölmüş olmasıdır." gibi söylemleri bulunan Hirst'ün sanat anlayışını eleştiren hayvan hakları savunucuları, Bedri Baykam, Mustafa Sarıgül ve serginin sahipliğini yapan Raffi Portakal ile görüştü.

Aralarında sosyete ve ünlü isimlerin de olduğu sergi ziyaretçilerine Damien Hirst’ün hayvanları öldürmesi konusunda ne düşünüyorsunuz sorusuna verilen yanıtlar arasında; “sanat adına yapıldıysa diyecek bir şey yok” “kendi düşüncesi tabi, insanlara elektrik veriliyor neticede sanatçı belki onun eleştirisini getirmiştir” ya da “bu konu hakkında konuşmak istemiyorum” cevapları alınırken, sokakta çiçek satıp müzik yaparak sanatını icra eden insanlardan gelen tepkiler de hayvan öldürerek değil resim yapararak sanatını yapması gerekiyor dendi.

Mustafa Sarıgül çok üzüldüm, bilseydim katılmazdım derken pek çok akademisyen konuk sanatın geldiği noktayı cinayet olarak adlandırdı.

Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri yaptıkları açıklamada: “Doğanın ham madde deposu gibi kullanıldığı modern zamanlarda, Damien Hirst’ün bir cam vitrine öldürüp koyduğu köpekbalığının fiyatını 25 milyon dolar olarak biçmesi trajikomik. Bugün ırkçılık her yerde teşhir edilirken hayvanlara yapılanlar sanat adı altında manipüle edilebiliyor. Sanatın bir din gibi sorgulanamaz olduğu ve sanatçıların yaptıkları her işte estetik aramaya çalışması bugün bile alay konusuyken, gün gelecek bu yapılanların hepsi zırvalık olarak nitelendirilecek. Ama katlettikleri canlıların yaşadıkları acıyı ve ızdırabı kimse telafi edemez.

Bugün 9000 kelebeğin elektrik verilerek öldürülmesi ve de hayvanların öldürülüp sanat adına cam vitrinlerde sergilenmesi, tıpkı eğlence adına yunusların aqua parklara hapsedilmesine benziyor. Sanat uygarlığın sürdürülemez zevkleri uğruna insan olmayan canlıların hayatlarının hiçe sayılması durumuna gelmiştir. Bu nokta da sanat adına işlenen cinayetler insanlığın tarihine kara bir leke olarak geçecektir ” dedi.
Galeride yer alan “Bir sanatçı insanlar satın almıyorlar diye sanat yapmayı bırakmaz” cümlesini “Bir sanatçı hayvanlar sesini çıkaramıyor diye onları öldürmez”e çeviren hayvan özgürlükçüleri, hayvanların sömürü zincirinde en alt sırada olduğunu hatırlatarak açılıştan ayrıldı.

Sergi katılımcılarına sorulan sorular arasında:
1. Damien Hirst'ün içlerinde zebra, köpekbalığı, koyun gibi hayvanların ölü bedenlerini özel bir sıvı içerisinde sergilediğini biliyor musunuz?
2. Peki İngiltere'deki en son sergisinde 9000 kelebeği öldürmüş olması hakkında ne düşünüyorsunuz?
3. Sizce sanat günümüzde öldürmeyi meşrulaştırabilecek bir duruma geldi mi? Hayvan öldürülerek sanat yapılabilir mi?

İletişim için:
http://hayvanozgurlugu.blogspot.com/2013/01/damien-hirst-sergisine-ziyaret.html

KAYAK TATİLİNİN YENİ ADRESİ



JOLLY TUR  BULGARİSTAN- BANSKO’DAKİ KAYAK MERKEZİNE GÖTÜRÜYOR
Bansko, Bulgaristan’ın güneybatısında şirin mi şirin bir kasaba…Bu kasaba Avrupalı turistlerin kayak için tercih ettiği en popüler merkezlerden. Muhteşem pistleri,  Spa’ları, Casino’ları, gece klüpleri, ultra lüks otelleriyle ve uygun fiyatlarıyla öne çıkan bu kasaba 2014 yılında kış olimpiyatlarına da ev sahipliği yapacak. İşte Jolly Tur’un Bansko’ya yolculuğu…Bansko deniz seviyesinden 930 metre yüksekte, Bulgaristan’ın meşhur Pirin Dağları’nın yamacında yer alan bir kasaba. Bu kasaba kayak turizminde kısa sürede Fransa ve İsviçre köyleri ile yarışır hale geldi. Muhteşem bir doğası olan Bansko 180’den fazla irili ufaklı gölle çevrelenmiş. Kayak merkezi Aralık- Mayıs ayları arasında hizmet veren Bansko Avrupa’dan milyonlarca turist alıyor. Özellikle İngilizlerin gözdesi.  Kayak alanı saatte 25.000 kişiyi ağırlayabiliyor.  Bansko’ da 990 metreden 2600 metreye kadar farklı zorluk derecelerinde toplam 19 pist bulunuyor. Pistlerin toplam uzunluğu ise 65 km. 3 adet Chair Lift, 8 adet Drag Lift ve 1 adet Gondola lifti bulunan Bansko’da liftler 08:30-16:30 arası hizmet veriyor. Karın yetersiz kaldığı zamanlarda 186 adet technoalpine yapay kar makinesi rahat spor yapılabilmesi için imkan sağlanıyor. Bazı pistlerde hava koşullarına bağlı olarak 18:30-21:30 arası gece kayağı yapma imkanı da bulunuyor. Snowboard’cular için de parkur var Bansko’da..

2014 KIŞ OLİMPİYATLARINA HAZIRLANIYOR
Bansko Kayak Merkezi, Bulgaristan`in en büyük ve iddialı kayak merkezi olup 2014 Kış Olimpiyatları için de onay almış bir yer. Avrupa’lı kayakçıların da favorisi. Dünya şampiyonu Alberto Tomba’nın kayak yaptığı, 2600 metrede Tomba ismiyle anılan, meşhur Siyah zorluk dereceli kayak pisti Bansko’da bulunuyor.
Avrupa’nın son gözdesi olmanın yanı sıra 2014 Kış Olimpiyatlarına da hazırlanıyor olmasından dolayı pistleri ve merkezlerinde her türlü lükse sahip Bansko… Banskonun her yerinde sıkça cafe, bar ve gece kulüplerine rastlayabilir özellikle gece kulüplerinde sabahlara kadar hiç sıkılmadan eğlenebilirsiniz. Bansko’da ’’Mehane’’ ismiyle adlandırılan geleneksel Bansko tavernaları çok popüler. Mehane tavernalarında tipik Bulgar yemeklerinin en güzellerinin tadına bakabilirsiniz. Mehanelerin bazılarında canlı local folklorik Bulgar müziği dinleme imkanınız bulunuyor. Casino ve  Spa Merkezleri de Bansko’da kayak yapmak dışında vakit geçirebileceğiniz yerler. Ayrıca atlı kızak turları da çok keyifli…Bansko çocuklu aileler için de çok uygun. Kayak merkezinde 4-7 yas arası çocuklara özel Ski Oyun ve Kayak Öğrenme Parkı bulunuyor. 3 adet çocuk lifti de gözetmenler tarafından hizmet veriyor. Ders almak isteyenler de yine bu parklarda münferit olarak veya grup eğitimi olarak çocuklarına kayak öğretmeni tutabiliyor.

2.5 SAATTE BANSKO’DASINIZ!
Jolly Tur Avrupa’nın bu gözde kayak merkezine uçakla ve otobüsle olmak üzere iki tur programı sunuyor. Otobüsle ulaşım 8 saat sürerken, İstanbul’dan 1 saatlik uçak yolculuğu ile Sofya’ya oradan 1.5 saatlik araba yolculuğu ile Bansko’ya ulaşabilirsiniz. Yolların asfalt olması ve sürekli temizlenmesi nedeniyle Sofya Bansko arası gidilen yol da son derece keyifli ve rahat. Türk Havayollarının sabah uçakları ile düzenlenen turlara katılanlar aynı gün öğleden sonra rahatlıkla kayak yapmaya başlayabilirler.

TUR PROGRAMI
19 Ocak, 26 Ocak, 2 Şubat, 9 Şubat 2013 ÇIKIŞLI /5 GECE/ OTOBÜS İLE ULAŞIM
 24 Ocak, 31 Ocak, 07 Şubat, 14 Şubat 2013 ÇIKIŞLI/ 3 GECE/ THY İLE ULAŞIM
199 EURO’DAN BAŞLAYAN FİYATLARLA….

12 Ocak 2013 Cumartesi

EGE LEZZETLERİYLE HER ÇARŞAMBA APERATİVO’DA


DOĞAL SEVECEN LEZZETLİ
Bodrum Bağarası’nın Ünlü aşçısı Ümmühan, Ege lezzetleriyle
Her Çarşamba Aperativo’da

Şef Hakan Bilge Yaman’ın iddialı menüsüyle kış aylarına merhaba diyen Aperativo, 23 Ocak’tan itibaren her Çarşamba öğle ve akşam yemeklerinde mutfağını Bodrum’un ünlü aşçısı Ümmühan’a emanet ediyor.
Ümmühan - İsmail Girgin, Bodrum’la ilgisi olan İstanbullu lezzetseverlerin yakından tanıdığı bir çift. 2005 yılından bu yana Bitez’de mandalina bahçelerinin ortasında açtıkları Bağarası adlı köy lokantasında yemeklerinin farklı lezzetleriyle ün salmışlar.


Ege ve Akdeniz yemeklerini kendi tarzıyla yorumlayan Ümmühan, mutfaktan, eşi İsmail Girgin ise servisten sorumlu. Bodrum Bağarası’nda yer bulmak hiç kolay değil. Günler öncesinden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Aperativo’da haftada sadece bir gün olduğuna göre, herhalde haftalar önce yer ayırtmak gerekecek.

Sakız ağacına geçirilmiş çöp şiş, çıtır mantı, şaraplıyeşil domates, kuru domatesli kuru üzümlü ıspanak kavurma, kırmızı erikli pırasa...


Ümmühan’ın menüsünde neler yok ki… Şaraplı yeşil domates, kırmızı erikli pırasa, kuru üzümlü ve kuru domatesli ıspanak kavurma, elmalı kırmızı pancar, tarçınlı barbunya, portakallı kabak, yeşil elmalı ve avokadolu rezene, buğday ve cevizli süzme yoğurt, erik ve kayısılı lahana dolması, fesleğenli fasulye, ıspanaklı veısırgan otlu sıcak mücver, koruklu zeytinyağlı kuru börülce, çıtır mantı, sakız ağacına geçirilmiş çöp şiş, erikli bamya,. Üstelik çeşitlerin sayısı her geçen gün artıyor…


Aperativo’nun işletmecisi Tolga Çinkitaş “Ümmühan, bundan böyle yaratıcılığını her Çarşamba öğle ve akşam yemeklerinde Aperativo için kullanacak. Mevsiminde otlarını ve malzemelerini Bodrum’dan beraberinde getirip, Aperativo Mutfağı’nda harika lezzetler yaratacak” diyor.


Çinkitaş; aynı zamanda İstanbul’un en başarılı dans mekânlarından biri olan Aperativo’nun kış menüsüyle böylece lezzet konusunda da bir farklılık ortaya koyduğunu belirterek şöyle devam ediyor:
“Atıştırmalıklardan oluşan menümüzü yeniledik ve şefimiz Hakan Bilge Yaman’la birlikte, konuklarımızı “Modern Akdeniz Mutfağı” konseptiyle ağırlamaya başladık. Öğle servisimiz de akşam kadar ilgi görüyor. Ümmühan’ı İstanbullu lezzet severlerle buluşturuyor olmaktan da doğrusu özel bir gurur duyuyoruz.”

6 Ocak 2013 Pazar

YENİ VAN; ANKARA’DA GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR


 
YENİ VAN BAŞKENT’TE FOTOĞRAF SERGİSİYLE TANITILACAK
Van Valiliği, Ankara’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) himayesinde, deprem sonrası kentin yeniden inşası ve doğal güzelliklerinin yer alacağı  bir fotoğraf sergisi açıyor.



Hükümet; 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen iki büyük depremde sarsılan Van’ın yeniden inşası için, altyapı ve üst yapı da tamamlandığında yaklaşık 5,5 milyar TL harcama yapmış olacak. 10 ay gibi kısa bir sürede TOKİ tarafından depremzedeler için yapılan 17 bin 317 afet konutu ve EYY modeli ile köylere 9 bin 800 konut yapılarak teslim ediliyor.


Daha önce depremin 120’nci ve 365’nci günlerinin yer aldığı birer çalışma kitabı hazırlayan Van Valiliği, bu kez de ‘Yeni Van, Yeniden Van’ isimli bir fotoğraf sergisini de Ankara’da açıyor.


Sanatçı Ali İhsan Öztürk’ün objektifinden, Van’ın güzellikleri ve deprem sonrası kentin yeniden yükselişinin yer aldığı 40 adet fotoğraf; 15 Ocak 2013 Salı günü saat 12:30’da Kızılay-Mithatpaşa Caddesi’nde bulunan TBMM Mustafa Necati Kültürevinde sergilenecek ve 20 Ocak’a kadar da açık kalacak.

BARIŞ MANÇO 70.YAŞ GÜNÜNDE ANILDI




BARIŞ MANÇO HER DEVRİN DEVİ 

Attila Güvenç
İstanbul(Anayurt)-Unutulmaz şarkılara imza atan, Türk pop-rock müziğinin efsane ismi Barış Manço 70. yaş gününde Küçükçekmece'de   özel bir etkinlikle anıldı. Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Bu Dünya Bizim Memleket - Barış Ağabey 70 Yaşında” adlı programa, Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay ve Başkan yardımcıları başta olmak üzere Barış Manço’nun ailesi, sanatçıyla ilgili çalışmalarıyla adını duyuran Semih Çelik ve Manço sevenleri katıldı.



‘O, HER DEVRİN DEVİDİR’
 ‘Asfalt Ozanı’ Barış Manço isimli söyleşide konuşan Semih Çelik, Manço’nun her devrin devi olduğunu söyleyerek, “O, çağdaş bir Karacaoğlan, çağdaş bir Yunus Emre’dir. Hala onun ismi anılıyor ve onun eserleri konuşuluyorsa belleklerimizde unutulmuyorsa, olumlu işler yapmış, günümüze gelebilmiştir. Bugüne dek, akademik çalışmalara konu olan Manço ile ilgili 10 adet  kitap yazılmış, 3 tez hazırlanmıştır. Türk Müziği hala onun etkisi altındadır. Bu kapsamda, Manço bizlere ölümün bir son olmadığını gösteriyor.” dedi.
Gün boyunca devam eden program kapsamında Semih Çelik’in ‘Bu Dünya Bizim Memleket - Türk matbuatında Barış Manço’ konulu fotoğraf sergisinin açılışı da gerçekleştirildi. Barış Manço’nun 70. yaş gününe özel hazırlanan sergide Barış Manço’ya ait 70 fotoğrafa, kasetlere ve mecmualara yer verildi.


‘BABAM BENİM İLK KAHRAMANIM’
 Batıkan Zorbey Manço, “Babam benim ilk kahramanımdı. Ona çok özenirdim. Ne yazık ki sadece 14 yaşıma kadar onunla birlikte olabildim. Hep ‘Hayatta olsaydı bana ne derdi’ diye merak ettim. Şimdi geride bıraktıklarından ders çıkarmaya çalışıyorum.”diyerek babasına duyduğu özlemi dile getirdi.
Ayrıca Batıkan Manço, babasını hiç insanlardan dinlemediğini belirterek, katılımcılara ‘Barış Manço nasıl biriydi?’ diye sordu. Barış Manço severleri dinleyen ve onların sorularını yanıtlayan Batıkan Manço, küçükken zaman zaman babasını diğer çocuklardan kıskandığını da itiraf etti.
Oğlunun ardından söz alan Lale Manço ise Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay’a ve Semih Çelik’e teşekkür ederek, Barış Manço’yu dünya mirası haline getirmek istediklerini ve bunun için çalışmalarının devam ettiğini söyledi.


‘BARIŞ AĞABEY’ ŞARKILARIYLA ANILDI
 Barış Manço’nun büyük oğlu Doğukan Manço’nun DJ performansıyla coşan Küçükçekmeceliler, sevilen grup Gece Yolcuları’nın Barış Manço şarkılarıyla eğlendi. Gece Yolcuları’na eşlik eden konuk sanatçılar Efsun ve Cahit Berkay’ın performansları da katılımcılardan büyük alkış aldı. Katılımcılarla beraber Barış Manço’nun unutulmaz klasiklerini seslendiren Gece Yolcuları grubu ise, Türk müziğinin dünyanın her yerinde sevilip dinlenebildiğinin Barış Manço sayesinde anlaşıldığını ifade etti.


‘YENİ NESİLLERE BARIŞ MANÇO’YU TANITACAĞIZ’
 Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay ise, “Burada barış var, burada sevgi var. Barış Manço, sevginin, saygının, vefanın ete kemiğe bürünmüş halidir. Ocak ayındaki kültür ve sanat programlarımızın teması ‘Vefa’. Vefa ve Barış Manço birbirleriyle özdeşleşiyor. Barış Manço dünyanın her yanında bir şeyler yaptı. Türkiye’nin gönüllü kültür elçisiydi. Bizler onu tanıdık, bundan sonraki nesillerin de onu tanıması için elimizden geleni yapacağız.”açıklamalarında bulundu.

4 Ocak 2013 Cuma

365 GÜN DEMİRHİNDİ ŞERBETİ





Osmanlı Mutfağı’nın içeceği Demirhindi Şerbeti (15. Yüzyıl) Osmanlı Mutfağı’nın kaybolmaya yüz tutan 600 yıllık şerbet kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz. Güler Osmanlı Mutfağı olarak Demirhindi Şerbeti’ni üç yüz atmış beş gün sunan nadir mekanlardan biriyiz. Osmanlı Mutfağında, 15. Yüzyıldan beri her dere deva Demirhindi Şerbeti otuz sekiz çeşit baharatı ile ferahlık verici, serinletici ve bağırsakları çalıştırıp sindirim sistemini rahatlatma özelliğiyle vazgeçilmezler arasındadır. Demirhindi Şerbetini aslına uygun baharat çeşitleri katarak Osmanlı arşivlerinde yer alan tariflere göre hazırlıyoruz. Özel şişeler, geleneksel askı ve seremoni ile sunuyoruz.

Hatırı Sayılan Şerbet Demirhindi Şerbeti
Güler Osmanlı Mutfağı Türkiye'de, Şerbet kültürüne sahip çıkan bir kaç lokantadan biri. Batılıların tamarint dedikleri bizdeki eski adı ile Hint Hurması isimli demirhindi ağacının meyvelerinden yapılan hatırı sayılan şerbetler arasında yer alıyor. Demirhindi tropik bölgelerde yetişen kalın gövdeli, zümrüt yeşili oldukça ekşimsi bir meyvedir. Eskiden yemeklerde ekşi yerine kullanılırdı. Kabukları siyah renkte, eti yumuşak besleyici ve ferahlık verici bir meyvedir. Bu meyvenin üzerine şeker serperek çiğ olarak da yenirdi.

Kargoyla Tüm Türkiye’ye 600 Yıllık Osmanlı Şerbeti gönderiyor
Daha da önemlisi, Türkiye’nin neresinde olursanız olun, sipariş edeceğiniz şerbet çeşitlerimizi kargo ile sizlere ulaştırabiliyoruz. Bir sınırlama yok, ister bir şişe, ister yüzlerce litre sipariş edebilirsiniz.

Demirhindi Şerbetinin Faydaları
* Kan yapar.
* Ferahlatıcı etkiye sahiptir.
* Enerji verir.
* Meyveleri Besleyicidir.
* Bağırsak solucanlarının düşürülmesinde yardımcı rol oynar.
* Bağırsak faliyetlerini düzenler.
* Sindirim bozukluğuna iyi gelir.
* İçeriğinde B3 vitamini barındırır

Osmanlı Şerbetlerinin Tarihçesi (15. Yüzyıl)
Osmanlı sarayını görme fırsatı bulan seyyahlar, her türlü meyvenin yetişdirildiği akıl almaz güzellikteki bahçelerden söz ederlerdi. Bu meyvelerden Osmanlılar şerbet, reçel, şekerleme, palüde ve hoşaf yapılırdı. Meyvelerden yapılan sofraların vazgeçilmez lezzetiydi şerbetler. Şarapsız bir Yunan ya da Roma şöleni olamayacağı gibi, şerbetsiz Osmanlı yemeğide düşünülemezdi. 1573 yılında sarayın helvahanesinde üzüm, limon, menekşe gibi şerbetlerin yanı sıra 851 okka (yaklaşık 1 ton) kırmızı ve beyaz gülden ve 52.300 adet nilüfer çiceğinden şerbet yapılmıştır.

15. Yüzyıl sonrasında sarayın ve zengin sofraların gözde şerbetleri gül, nilüfer, menekşe ve zambak gibi çiçeklerden yapılanlardı. Önemli konuklara bu şerbetlerden ikram edilirdi ve tabii bunlar için büyük paralar harcanırdı. Sıradan şerbet ise bal ve üzümden yapılırdı. İstanbul’un çevresini baştan, başa kaplayan bağlarda yetişen üzümler, taze olarak yenilir, kış için kurutulur ve şerbet yapılırdı. Bal yahut şeker şerbeti günlük hayatta en çok tercih edilenlerdi. Üzümü sıkıp fıçıya doldurup üzerine sıcak su ilave ederek iyice karıştırdıktan sonra üzerini dikkatlice örterek iki gün dinlenmeye bırakarak hazırlanan arap şerbeti revaçta olan şerbetlerdi. Osmanlı mutfağında her türlü meyvenin şerbeti yapılırdı.

Osmanlı’nın ünlü şerbetleri şöyle sıralanıyor:
* Sikencebin
* Demirhindi
* Harnup
* Somada
* Vişne
* Menekşe
* Nilüfer
* Zambak
* Gül
* Subye (kavun çekirdeği)
* Meyan Kökü
* Kastamonu Eğşisi
* Saray Limonatası.

Osmanlı sofralarının vazgeçilmez içeceği şerbetlerin bir kültür mirası olduğunu düşünüyor ve bu kültürün sürmesi için elimizden geleni yapıyoruz.
Türkiye’de her mevsim çeşitli şerbetleri tadabileceğiniz istisna restaurantlardan biridir Güler Osmanlı Mutfağı.

Kanuni Sultan Süleyman ve Osmanlıda Şerbet Geleneği
Kanuni Sultan Süleyman sıcak bir yaz günü Yeniçeri ortalarını ziyaret ve teftiş ederken, susamış. Ona bir kap içinde soğuk şerbet ikram etmişler. Kanuni’de, şerbeti içtikten sonra o tası altınla doldurup geri göndermiş. Ertesi yıl yine ortaları ziyaret ve teftiş ederken, her ortanın önüne geldiğinde şerbet dolu bir tas sunmuşlar ona. O da her tası altınla doldurtup, geri göndermiş. Bu şekilde her o mevsimde Padişah’a Yeniçeri ortalarından bir şerbet dolu tas gönderilmesi ve bunların altınla doldurulup, iade edilmesi gelenek olmuş. Savaşlarda bile cepheden bu taslar saraya gönderilir ve altınla dolu olarak geri gelmeleri beklenirmiş.

İstanbul Kadıköy Hasanpaşa’da hizmet veren Güler Osmanlı Mutfağı, Osmanlı ve Türk mutfağından yedi yüz yirmi’nin üzerinde çeşit zenginliğimiz var bunlardan her gün farklı on dört değişik lezzet sunuluyor.

Güler Osmanlı Mutfağı’nın vazgeçilmezleri arasında Soran Yemez Çorbaları, Osmanlı Tabağı, Demirhindi Şerbeti, Padişah Tatlısı, Özel Osmanlı Köftesi, Kapaklı Hünkar Pidesi ve Güveçte Meşhur Çayeli Kuru fasulyesi Güler yüzlü bir ifadeyle güne özel hazırlanan on dört değişik lezzet sizleri bekliyor. Bu lezzetlerin yedi tanesinin bir tabaktaki görsel şölenine “Osmanlı Tabağı “ adını verdik. Bu gün yediğiniz çeşitlere haftalar sonra rastlamanız mümkün olabilir.
.

Hafta içi ve cumartesi, iş günlerinin telaşından uzak, sevdiklerinizle beraber özel lezzetler ve güzel dostluklar yaşamak üzere misafirimiz olmanızı bekliyoruz.

Siz değerli misafirlerimizi de İstanbul Kadıköy Hasanpaşa’da bulunan Güler Osmanlı Mutfağı’na Osmanlı Mutfağı’nın 1000 yıllık şerbetler kültürüne ve tadımına bekliyoruz.
Soran Yemez Çorbaları;
" Her gün başka çorba ama adı hep aynı "

Çorbayı içmeden tadına bakmadan Adını ve içeriğini hiç kimseye söylemiyoruz beğenmediğiniz zamanda geri alma garantisi var.

Güler Osmanlı Mutfağı’nda Ezogelin ve Mercimek çorbaları YASAK. nedeni ise bu çorbalar her yerde yapılıyor. Oysaki sadece Kastamonu Mutfağı'nda yetmiş çeşit çorbamız var. Çorba kültürü çok zengin bir ülkeyiz ama maalesef bunu hiç yansıtamıyoruz.

Neden Adı Soran Yemez Çorbası; Güler Osmanlı Mutfağı Toplumumuz Ezo Gelin ve Mercimek çorbası dışındaki çorbalara çok ön yargılı bu ön yargıyı yok etmek için verdim çok ta başarılı oldum. size seğmediğiniz bir sebzenin çorbasını söylersek Ali bey teşekkür ederim ben almayım diyeceksiniz örneğin; Bamya Çorbası, Kereviz Çorbası, Pırasa Çorbası, Bal Kabağı Çorbası, Bakla Çorbası, Enginar Çorbası, vs, vs ben misafirlerime bu çorbaları içiriyorum ve çokkkk beğeniyorlar beğenmedikleri zamanda geri alma garantisi var. Geri aldığım çorba % 1 gibi bazen % 0. Soran yemez ismi insanlara ilginç geliyor.

Müşterilerime ‘Hayatta ağzıma sürmem!’ dedikleri yemekleri biz burada yediriyoruz yedirmekle kalmayıp müptela yapıyoruz. ” Güler Osmanlı Mutfağı’nın mönüsünde yaklaşık yedi yüz yirmi’nin üzerinde çeşit var bunlardan her gün onüç, ondört çeşit çıkıyor mönü her gün farklı…

SİZ İSTEYİN BİZ YAPALIM…
Özel Yemek Siparişleri Canınız ne isterse iki gün önceden haber vermeniz yeterli… Misafirlerinizi, ister bizde ağırlayın, ister evinizde. Siz, ne ikram etmek istediğinize karar verin yeter. İkramınızın zenginliğini ve miktarını siz belirleyeceksiniz. Bunun için EKSTRA BİR ÜCRET ÖDEMİYECEKSİNİZ. Hatta yaptığınız seçimlerle Güler Osmanlı Mutfağı’nın o günkü mönüsünü siz belirlemiş olacaksınız.

2 Ocak 2013 Çarşamba

PASAPORT HARÇ ÜCRETLERİ ZAMLANDI





Maliye Bakanlığı’nın Değerli Kağıtlar Kanunu Genel Tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı

Türkiye'deki zam ile birlikte yurtdışındaki temsilciliklerde pasaport ve kıymetli kağıt işlem ücretleri de artırılmış oldu. Noter kağıtları, vekaletname, nüfus cüzdanı ve pasaport gibi değerli kağıtların yeni ücretlerinin fiyatları değişti .Türkiye, 2013 yılına yeniden değerleme oranı kapsamında gerçekleştirilen zamlarla girdi. Yüzde 7.8 oranındaki zamla pasaport defter bedeli ve pasaport harçları da zamlandı.

2013 yılında 6 aya kadar olan pasaportlar 6 TL, 1 yıla kadar olan pasaportlar 8 TL, 2 yıl için olan pasaportlar 14 TL, 3 yıl için olan pasaportlar 20 TL, 3 yıldan fazla süreli olan pasaportlar için 28 TL artacak.

Böylece 2013 yılında uygulanacak pasaport harç fiyatları şöyle:
“6 aya kadar olan pasaportlar 83,2 TL, 1 yıla kadar olan pasaportlar 121,6 TL, 2 yıl için olan pasaportlar 198,4 TL, 3 yıl için olan pasaportlar 281,57 TL, 3 yıldan fazla süreli olan pasaportlar için 396,7 TL.” 2013 yılı ile birlikte Pasaport defter bedeli 72 liraya, 6 aya kadar olan pasaport harcı 92,55 TL'ye yükseltildi.

Diğer pasaprt harç ücretleri için belirlenen rkamlar ise şöyle oldu:
1 yıl için olanlar                            135,20
2 yıl için olanlar                            220,65
3 yıl için olanlar                            313,25
3 yıldan fazla süreli olanlar         441,40

30 Aralık 2012 Pazar

TUYED, 2013 TURİZM TRENDLERİNİ AÇIKLADI



TURİZM Gazeteci ve Yazarları Derneği'nin (TUYED) yaptığı "Turizmde trendleri araştırması, 2013'te, tatilini Avrupa'da geçirmek isteyen turistlerin tercih edeceği ilk 5 ülke arasında Türkiye'nin ikinci sırada yer alacağını ortaya koydu. 2013'ün turizm trendleri arasında, gemi turlarıyla, otellerdeki hamam, SPA bölümlerinde 'soğuk odalar'ı ön plana çıkacak.TUYED'in araştırmalarına göre, 2013'ün 11 temel turizm trendi arasında, 'iç turizm', 'Otel-AVM kardeşliği' ve 'Tatil tercihlerini belirlerken sosyal medyanın kanaat önderliği koltuğuna oturması' gibi kavramlar daha çok konuşulacak.

TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu, seyahat uzmanları arasında yapılan bir anketle, 2013'te tatilini Avrupa'da geçirmek isteyecek gezginlerin en fazla tercih edeceği 5 ülkenin belirlendiğini, buna göre tercihte Hırvatistan ilk, Türkiye'nin ise ikinci sırada yer aldığını söyledi. Köfteoğlu, Avrupa'da tercih edilecek diğer ülkelerin de Çek Cumhuriyeti, Portekiz ve İzlanda olacağını kaydetti. Köfteoğlu, TUYED Ar-Ge Birimi'nin gezi ve tur bilgileri veren dünyaca ünlü kurum ve kuruluşların yayınlarını tarayarak, '2013'nin başlıca 11 turizm trendi'ni belirlediğini belirterek, şu bilgileri verdi:"Anketler, 2013'te tatilcilerin Pasifik bölgesinde en fazla tercih edeceği turistik merkezlerin Yeni Zelanda, Fiji, Tahiti, Bora Bora ve Avustralya olacağını söylüyor. Güney Asya'da ise Vietnam, Endonezya, Burma/Myanmar, Kamboçya ve Malezya en fazla tercih edilecek ülkeleri oluştururken, anketler, Orta Amerika'daki tercihin  Ekvador, Galapagos Adaları, Panama, Peru, Breziyla ve Arjantin'den yana kullanılacağını gösteriyor."

İÇ TURİZM BÖLGESEL MERKEZLİ BÜYÜYECEK
TUYED Ar-Ge Birimi'nin yaptığı araştırmalara göre, 2013'te moda olacak turizm ve seyahat türleri şöyle: Dünyada iç turizm hareketleri başta Asya ülkeleri arasında olmak üzere bölgesel merkezli gelişip daha da büyüyecek. İç turizm ekonomik krizlerden dolayı talep görecek. Talepler, kültürel yönleri ağır basan girişimleri hızlandıracak. Türkiye'de ise erken açıklanan 'erken rezervasyon' kampanyaları iç turizmin hareketlenmesine yol açacak.

OTEL-AVM KARDEŞLİĞİ GELİŞECEK
Başta Orta Doğu ve Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin ülkesi vatandaşlarının alışveriş tutkusu, alışveriş merkezleri (AVM) ile oteller arasındaki işbirliğini hızlandıracak. Yeni oteller, yoğunlaşan alışveriş talebinden daha fazla pay alabilmek için AVM'lere yakın olmayı tercih etmeye başladı. Bu durum, Körfez ülkelerinde otellerle AVM'ler arasında başlayan bütünleşmenin önümüzdeki dönemde hızlanıp, diğer bölgelere de yayılmasını sağlayacak.

SAĞLIK TURİZMİNDE 'SOĞUK' HİZMETLERLE TANIŞACAĞIZ
SPA ve wellness hizmetlerinde şimdiye kadar taşın, suyun, saunanın 'sıcak'la başlayan örnekleriyle tanıştık. Şimdi de 'soğuk'la başlayan yeni ürün ve hizmetlerle tanışacağız. Romalılar 2 bin yıl önce sıcak-soğuk tedavisini 'frigidarium' adıyla uyguladı. Bu yöntem şimdi yeniden diriltiliyor. Otellerde karşınıza buz odası, kar duşu, 'igloos' veya  'kriyoterapi' gibi bölümler çıkacak, sakın şaşırmayın. Kriyoterapi, deriye sıvı nitrojen sprey sıkılarak yapılan bir tedavi yöntemi. Bu yöntemin sporcu ve özellikle kalori yakmak isteyen kadınları sarması bekleniyor.

KARIŞTIR-EŞLEŞTİR EĞİLİMİ AĞIR BASACAK
Turistler arasında ucuz havayolu ile yolculuk edip, 5 yıldızlı otelde kalma istekleri yaygınlık kazanacak. Özellikle her şeyi bir anda talep eden ve 'yeni turist tipi' diye tanımlanan kesim, ürün ve hizmeti
'karıştır-eşleştir' yöntemiyle birleştirip satın alacak.

MOBİL CİHAZLARIN KULLANIMI ARTACAK
Tipik bir tatilci, tatile gideceği yeri belirlemeden önce 22 web sitesini ziyaret ediyor.  Dünyada sık yolculuk eden bir kitle var. Bunlar, nüfusun geri kalan kısmına göre mobil cihazları daha fazla kullanıyor. Bu kitle, yolculuk planını, tatil rezervasyonu ve uçuşlarını ayarlarken mutlak surette mobil cihazlar üzerinden yapacağından mobil cihaz kullanımı artacak.

SOSYAL MEDYA 'KANAAT ÖNDERİ' KOLTUĞUNA OTURACAK
Tatil tüketicisinin sosyal medyadaki yorumları daha da radikalleşecek ve yorumlara olan talep artacak. Tüketicilerin tatil kararlarında ürün ve destinasyon tanıtımı değil, sosyal paylaşımlar etkili alacak. 'Kanaat önderliği' koltuğuna oturan sosyal medya, 'tüketici işbirliği' kavramının gelişmesine de yol açacak.

TURLARDA DENENEN VE YAPILANLAR ÖNEM KAZANACAK
Sri Lanka'da bir fil üstünde yapılan tur, Türkiye veya başka bir ülkede tarlalardan çay toplama, oya iğne işini öğrenme, baklava açma, kilim-halı dokuma gibi deneyimler önem kazanacak. Bu deneyimleri yaşayanlar arasında, tatil dönüşü anı  anlatımları 'Şurayı gördüm' yerine, 'Şu deneyimi yaşadım' şeklinde değişecek.

KUZEY ÜLKELERİ DOĞANIN IŞIK GÖSTERİSİNE DAVET EDECEK
NASA uzmanları, doğanın son 50 yıl içinde en parlak ışıklarının Kuzey ülkelerinde görüleceğini söylüyor. 50 yılda bir gerçekleşecek ve bir anlamda doğanın insanoğluna sunacağı ışık oyunu, Mart ayı sonuna kadar izlenebilecek. Bu doğa deneyimin en iyi izlenebileceği İzlanda, Norveç ve İsveç gibi Kuzey ülkeleri talep görecek.

ASYA MUTFAĞI TALEBİ YAYGINLAŞACAK
Daha fazla gezmeye başlayan Çinli ve Hintli turistlerin, gittikleri ülkelerde kendi mutfaklarını da görmek istemeleri Asya mutfağını öne çıkaracak. Eskiden otellerde 'fantezi' gibi duran Asya mutfağı yaygınlaşacak. Oteller restoranlarından aşçılarına kadar birçok düzenlemeyi bu talebe göre yapacak.

'YASAK' BÖLGELERİN CAZİBESİ ARTACAK
Bir zamanlar ABD yönetimi tarafından 'yasak topraklar' olarak gösterilen Myanmar, Kuzey Kore, Küba, Kamboçya ve Libya'nın cazibesi artacak. Buraların başta savaş kuşağının çocukları Baby Boomer'lar (İkinci Dünya Savaşı sonrası doğan çocuklar için kullanılan terim) olmak üzere merak eden kesimler tarafından ilgi odağı haline gelmesi bekleniyor.

KRUVAZİYER MODASI HERKESİ SARACAK
Büyük gemilerle (kruvaziyer) yapılan turlara katılanların profili değişiyor. Şirketler artık hemen her kesime ve yaş grubuna yönelik gemi turu programları hazırlanıp farklı seçenekler sunmaya başladı. 2013-2015 yılları arasında mevcut gemilere 12 adet daha eklenecek. Bu durum, fiyatları daha cazip hale getireceğinden kruvaziyer modasının tüm kesimleri kapsayacak şekilde yayılacağı tahmin ediliyor. Nehirde gemi turları da rağbet görecek.

29 Aralık 2012 Cumartesi

ALKOLLÜ SÜRÜCÜYE ALOVALE HİZMETİ




EĞLENCENİZE SINIR KOYMAYIN ALOVALE HİZMETİİLE RAHAT EDİN
Alovale hizmeti için 0533 634 96 96 numaralı telefonu aramanız halinde yurtdışından ithal ettiğimiz katlanabilir motosikletleriyle, şık görünümlü ve deneyimli şoförlerimiz ihtiyaç duyulan her an haftanın 7 günü hizmete hazırdır.

İSTANBUL'DA ALOVALE HİZMETİ
İstanbul'da motosikletli ekipler  alkol alan şoförleri kendi araçlarıyla gidecekleri yere bırakıyor. Portatif motosikletlerle gelen şoförler, motosikleti katlayıp çantasına yerleştirdikten sonra kişinin aracının bagajına koyuyor. Daha sonra ise aracın direksiyonuna geçerek yorgun, uykusuz veya alkollü olan kişilerin özel şoförü oluyor. Gideceği yere kadar şoförlük yapan motosiklet sürücüsü, daha sonra bagajdaki motorunu alıp merkezine geri dönüyor.

ALKOLÜ KAÇIRANLARA MÜJDE
"Alovale hizmeti" alkollü sürücülerin kaza yapma riskinden ve alkollü araç kulandığı için ehliyetini kaybetme riskinden koruyor

ALOVALE BÜYÜK RAHATLIK
Derya Şahin Müşterilerimiz ALOVALE telefonundan bizi arıyor ve rezervasyon yaptırıyor. Daha sonra müşterinin verdiği adrese motosikleti ile birlikte gidiyor. Gitiği adreste motosikletini katlayan elemanımız motosikleti çantaya koyarak bağaja yerleştiriyor. Ardından müşterimizi güvenli bir şekilde gideceği adrese götürüyor.Ücretlerimiz taksi fiyatı ile hemen hemen aynı. Çok uygun ve cuzi bir fiyatta taşımacılık yapıyoruz. Müşterileri kaza yapma riskinden ve alkollü araç kulandığı için ehliyetini kaybetme riskinden koruyoruz"dedi.