29 Eylül 2013 Pazar

SENSİMAR BELEK MİSAFİRLERİNİN OYU İLE İKİ ÇEVRE ÖDÜLÜ KAZANDI



Antalya Belek Boğazkent’te faaliyet gösteren TUI’nin önemli partner otellerinden biri olan Sensimar Belek Resort&SPA, misafirlerinin oyu ile iki çevre ödülünü birden aldı. Sherwood Hotels&Resorts bünyesinde yer alan Sensimar Belek Resort&SPA, yaptığı çalışmalarla dünya seyahat devi TUI’den “TUI Umwelt Champion” (TUI Sürdürülebilir Çevre Ödülü) ve “Tier Freundliches Hotel” (Hayvan Dostu Hotel) ödüllerini almaya hak kazandı. TUI Belek Bölge Sorumlusu Nicole Middeke, otelde konuklayan misafirlerin katıldığı bir törenle her iki ödülü Sensimar Belek Resort&SPA Genel Müdürü Şevket Bilen ve Misafir İlişkileri Müdürü Steffi Meier’e teslim etti.

Sensimar Belek Resort&SPA’nın misafirlerle birlikte organize ettiği ağaç dikimi, otel bahçesinde kedi evi oluşturma, kedilerin bakımları ve beslenmesinin sağlanması, günlük kişi başı elektrik, gaz, su ve atık çöp konusunda TUI standartlarını yakalaması ödüllerin alınmasındaki en büyük etken oldu. Sensimar Belek Resort&SPA Genel Müdürü Şevket Bilen, konu hakkında şu açıklamaları yaptı: “Sensimar Belek, 18 yaş üstündeki misafirlere hizmet vermesinin yanında kaliteli hizmet yapısı ve butik tarzı otel işletmeciliği ile farklılaşıyor. Tesisimizde animasyon yok. Yaratıcı faaliyetler, şarap tadım kursları, yemek atölyesi gibi farklı aktiviteler sunuyoruz. Türkiye’ye gelen Almanca konuşan ülkelerdeki en üst düzey segmentteki turistleri ağırlıyoruz. Aldığımız iki ödül de tamamen misafirlerin verdiği oylarla belirlendi. Tesisin kendini geliştirme ve çevreye verdiği önem devam edecek.”


REİS GIDA KASTAMONU BASKETBOL SPOR KULÜBÜ İSİM SPONSORU OLDU


Reis Gıda, Kastamonu Basketbol Spor Kulübü,Kuru Gıda sektörünün lider firması Reis Gıda, Eylül 2013 tarihi itibariyle, Kastamonu Basketbol Spor Kulübü (KBSK)’nın isim sponsoru oldu

Kastamonu Basketbol Spor Kulübü, 2013-14 sezonunda, 200 lisanslı sporcusu ile mücadele ettiği yerel liglerin yanında, ülkemizde önemli ve takip edilen bir lig olan Türkiye Kadınlar Basketbol 2.Liginde (TKB2L) de, bu yıl yer alacaktır. Türkiye Kadınlar Basketbol 2.Ligine ilk kez katılacak olan Kastamonu Basketbol Spor Kulübü, bu ligde önümüzdeki 3 yıl içinde 1.Lige yükselmeyi hedefliyor.  Nitekim, Türkiye Kadınlar Basketbol 2.Ligi müsabakaları, Ekim 2013 tarihi itibari ile başlıyor.

Kastamonulu bayan basketbol takımına destek olmaktan gurur duyuyoruz
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, isim sponsoru oldukları Kastamonu Basketbol Spor Kulübü ile diğer tüm basketbol takımlarına, Türk basketbolu adına başarılı bir sezon diledi. Kastamonulu bayan basketbol takımına destek olmaktan duydukları gururu ifade eden Mehmet Reis, şunları söyledi: “Sporun bir ilin tanıtılmasında çok büyük rolü vardır. Hem ilimizin tanıtımına, hem de sporcularımıza destek olmaktan, Reis Gıda ailesi olarak tarif edilmez bir mutluluk ve gurur duyuyoruz. Kaliteli bir yaşam için, sağlıklı ve dengeli beslenmek gerekiyor. Reis Gıda’nın sosyal sorumluluk projesi olan ‘Obeziteye karşı sağlıklı beslenme’ kampanyasını yurtiçi ve hatta Amerika başta olmak üzere yurtdışı kamuoyunun gündemine taşıyoruz. Obezite konusunda, öncelikle gençlerimizin bilgi sahibi olmasını istiyoruz. Bugünün gençleri, yarının anneleri, babaları olacaktır. Sporcularımızı sağlıklı beslenme konusunda bilgilendirirken; onların katkılarıyla Kastamonu başta olmak üzere ülkemiz genelinde sağlıklı beslenme konusunda daha fazla bilinçlendirme imkanı bulacağız” dedi. Mehmet Reis, Kastamonu Spor Kulübü Kadınlar Basketbol takımı olarak, önümüzdeki yakın gelecekte 1.Lige çıkmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

Reis Gıda’ya, büyük saygı duyuyoruz
Kastamonu Basketbol Spor Kulübü Başkanı Nihat Saka, kulübe sponsor olacak firmalardan aradıkları özelliklere ilişkin şunları söyledi: “Kulübümüze isim sponsoru olacak firmadan; Kastamonu ilimiz ile bağlantılı olmasını; marka değeri olarak saygın bir konumda olmasını; spor ve sağlıklı yaşam ile her zaman bağlantılı bir marka olmasını ve hayalleri olan bu hayaller nezninde marka değeri için üreten ve düşünen bir kurum olmasını aramaktayız. Reis Gıda, aradığımız özelliklerin hepsi ile örtüşen, Türkiye bakliyat sektörünün lider bir firmasıdır. Hem Kastamonulu olmalarından, hem sağlıklı beslenme konusunda yaptığı çalışmalardan, hem de ürün çeşidi ve vizyon çalışmaları nedeniyle, Reis Gıda’ya büyük saygı duymaktayız. Reis Gıda’yla yaptığımız işbirliği ile çocuklarımıza, gençlerimize, Türk Basketboluna ve ülkemize daha faydalı olmayı istiyoruz. Kastamonu Basketbol Spor Kulübü olarak, Reis Gıda kurumunun logosunu formamızda taşımak, bize gurur ve onur verecektir” diye konuştu. Kastamonu Basketbol Spor Kulübü’ne sponsor olan Reis Gıda’nın logosu; takımın tüm malzemeleri, maç salonu, web sitesi vb gibi her alanda yer alacaktır.






TURİZM SEKTÖRÜNÜN DEVLERİ TUTİ RESTAURANT'DA BULUŞTU



The Marmara Taksim, Wordhotels Leadership Conference programı kapsamında İstanbul’da biraraya gelen CEO ve otel sahiplerini dünya mutfağından lezzetleri sunan Tuti Restaurant’da ağırladıThe Marmara Taksim, İstanbul’un ev sahipliği yaptığı Wordhotels Leadership Konferansı kapsamında dünyanın birçok ülkesinden İstanbul'a gelen CEO ve otel sahiplerini Türk ve dünya mutfağının seçkin örneklerini sunan Tuti Restaurant’da ağırladı.

Avrupa ve EMEA (Europe, Middle East and Africa) bölgelerinden sorumlu yeni Satış ve İş Geliştirme Başkanı Sven Doliwa önderliğinde, ilgili bölgelerdeki portfolyoyu geliştirmeyi ve zincire lüks segmentte bağımsız ve seçkin yeni oteller katmayı hedefleyen Worldhotels Organizasyonu, Liderlik Konferansını  İstanbul'da gerçekleştirdi.

Tuti Restaurant tam not aldı
The Marmara Taksim Genel Müdürü Ata Eremsoy, Liderlik Konferansı’nın turizm sektörü için her yıl ilgiyle beklenen çok önemli bir organizasyon olduğunu ifade etti. Eremsoy, Tuti Restaurant’ın Türk ve dünya mutfağından örnekleri barındıran zengin menüsüyle böyle önemli bir davete ev sahipliği yapmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Eremsoy ayrıca, ödüllü Tuti Restaurant mutfağının sektörün duayeni sayılan isimler tarafından da tam not aldığını sözlerine ekledi.Liderlik Konferansı kapsamında İstanbul'da bulunan dünyanın birçok ülkesinden gelen CEO ve otel yöneticileri, turizm sektörünü değerlendirdi. Sektörün geleceğini de masaya yatıran CEO ve otel yöneticileri, turizm sektörüne yön veren kararları aldı.


KANLI DİVANE VE MERSİN

 Dinlence döneminde tercihim genelde Mersin sahilleri olur. Taşucu’nda Mavi kentte konaklarım. Mavi kent orman ile denizin buluştuğu yoldan 9 km uzakta Yeşil Ovacıktan önce yol ayrımı ile gidilen sessiz muhteşem bir dinlence yeridir. Burada dahi bir kilise yıkıntısı yerleşimin yakınlarında yer almaktadır. Ama bu gibi gözden ırak yerlerde değil Mersin’den Anamur’a kadar sahil yolu boyunca onlarca tarihi yapı ile karşılaşmak olasıdır. Kaleler, sarnıçlar, yerleşim yerleri yeni yapılaşmalarla iç içe girmiş durumdadır. Bölgede Özellikle Erdemli’den sonra çok sayıda tarihi yapı yol boyunca görülebilir. Kızkalesi’ne 1978 de gittiğimizde bu denli yapılaşma yoktu.  Çadırlar da konaklar, kaleye kayıkla geçerdik. Kalenin Resturant hatta konaklama için kullanılacağı söylenirdi. Halende söyleniyor. Karşısında yol kenarında kale bir dönem onarılır gibi oldu ise de öylece kaldı.

 Yörede en önemli merkezlerden biride Kanlı divane. Erdemli’den sonra Kumkuyu yakınlarından yol ayrımı ile gidilen Kanlıdivane görülmeye değer. Ne var ki birkaç tur otobüsü dışında her gittiğimde sınırlı yerli turistten gayri kimseye rast gelmedim.. Bölgede 1970 ler de başlayan kazı çalışmalarının en önemli dönemi Prof. Dr Semavi Eyice döneminde olmuş ama bölgede yeni kazılarla daha çok bulguların açığa çıkması da olası. Denize muhteşem bir seyir noktasında yer alan Kanli Divane antik adı ile Canytellis,Karytella  yerleşmesi    M.Ö 3 yy kadar gidiyor.

Antik Olba Krallığının da kutsal yerleşim alanı olarak tanımlanan bölge ye girişte ücret alınıyor. Girişte   altmış metre derinliğinde olduğu ifade edilen bir obruk dikkat çekici.. Obruk etrafında oluşan yapılar topluluğu bölgenin önemini gösteriyor. MS 4 yy en parlak dönemini yaşadığı bilinen Kanlıdivane yapı görünümleri dahi ne kadar önemli bir merkez olduğunun kanıtı. Bizans İmparatoru II. Theodosius (408-450),  önem verdiği kent kesme taştan yapılan bazikalar, kaya mezarları, sarnıçları, kaya kabartmaları ile geniş bir alan tarihin izleri ile dolu.

 Bölgede yer alan bir kule var. Kulede  Tanrı Zeus  için kral Teukros tarafından yaptırıldığı kitabesinde yazılı olduğu uzamların incelenmesinde anlaşılmış. Kraliçe Aba kocası ve oğlu için yaptırdığı anıt mezar gibi ayrıntılarda günümüze erebilmiş dünün izlerini günümüze yansıtan ayrıntılar.  Olba krallığı sınırları içinde kalan alandaki   Obruk, Narlıkuyu yakınındaki Cehenneme göre daha geniş benzer bir derinlikte. Obruğun çevresinde Hellenistik dönemden itibaren inşa edilmiş yapıların kalıntıları bulunuyor.. Oldukça geniş alanda yer alan yapılardan antik yerleşmenin önemi açıkca görülüyor. İnşa edilmiş dört kilise bölgede yerleşmenin ne kadar kalabalık olduğunun da bir işareti sayılabilir. Hellenistik Kule ise yazıt ve semboller dikkat çekici. Kulede yer alan bilgilere göre rahipler tarafından Zeus Olbiosa ithaf edildiği saptamış. Antik Zeytinyağ atölyesi, Antik Kaya oyma İşlik alanı, Geleneksel Köy evi, Aba’nın anıt mezarı, Antik Çanakçı Kaya mezarları, Antik Sarnıç yanı sıra mezarlıklarda alanda yer alıyor. Kilikya dönemi izleri de rastlanan alan da yapılan çalışmalar da 8 yy kadar süren yerleşmeler de saptanmış. Yörenin adı ile ilginç anlatılar var. Kanli Divane adı alması nedeni olarak en çok tanımlananı doğal çöküntüye Romalılar döneminde suçluların atıldığı ve vahşi hayvanlara yem edildiği için bu ad verildiği yönünde. MÖ. 3 yy başlayarak MS 6 yy kadar çok önemli bir antik yerleşim alanı olan alanda gezerken ayağınızın altında bir tarihi dünün varlığını hissediyorsunuz. Gezi süresince yaz güneşinin sıcaklığı ile tarihin zenginliği sizi alıp çok çok ötelere taşıyor.

Gittiğimde neden bu muhteşem tarih hazinesi ilgi bulmuyor diye hep düşünürüm gezdiğim yerlerde adım başı bir farklı görünümün olduğu bu yer daha çok tanıtılmalı.  Özellikle yabancı turistler bölgeyi gördükçe daha çok ilgi odağı olacağından şüphem yok.Tarih hazinesi bölge her anlamda yabancı turizm içinde olanakları bulunan bir dokuya erdi. Konaklama, ulaşım gibi sorunlar yörede önemli ölçüde aşıldı. Tarihin böylesine görkemli olduğu bir yörenin yabancı turizmden daha çok pay almaması açıkçası düşündürücü. Kanlı Divane herkesin gidip görmesini de öneriyorum.  Yalnız Kanlı divane değil sahil ulaşım yolu boyunca onlarca tarihi eserde bir sahiplenme bekliyor. Bilimsel çalışmaların devamı halinde de yeni yerlerinde açığa çıkması olası.

 Kız Kalesi, Narlı kuyu, Cennet Cehennem, Astım Mağarası, Mozaik Müzesi, Silifke Kalesi, yol boyu köprü, suyolu, konut gibi görülmeye değer tarihi merkezler Anamur’a kadar uzanıyor. Anamur’da tarihin denizle adeta oynaştığı bir alan var ki o bölgede ayrı güzel. Hatta farklı bir yazıya konu olacak özellikte. Bir yükseklikte denize bakan 3 km içerideki Kanlı Divane’yi görmedi iseniz mutlaka gidin. Tepeye doğru yükseldikçe geride muhteşem Akdeniz güzelliğini de  ayaklarınızın altında kalan tarih ile gözlerinizin önündeki yapıların özelliklerini de  izler ve tarihe yolculuk edersiniz..





KLASİK OTOMOBİLCİLER "SEKSENLERİ" ZİYARET ETTİ



Romantik dönem komedisinin en popüler örneği olan Seksenler dizisinin seti İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği üyelerini ağırladı.70'li ve 80'li yıllarda yollarda sıkça rastladığımız ve günümüzde klasik olarak nitelenen Chevrolet, Buick, Ford, Cadillac, Pontiac gibi otomobiller ,bu yıllardaki İspanyol paça pantolonlar,sivri yakalı renkli gömlekler,leblebi tozu,şeker kız Candy,Dallas dizisi,VHS video,misket,sek sek,topaç,çevirmeli telefon,siyah okul önlüğü,Adile Naşit,Kemal Sunal gibi yaşamımızın birer parçalarıydı.Bazen bir Yeşilçam filminde Sadri Alışık'ın taksi durağındaki sırdaşıydı 1959 Chevrolet'i,bazen ise Ayhan Işık'ın Türkan Şoray'a aşkını haykırışının şahidi Kız Kulesi manzarasında.Yapımcılığını Birol Güven'in,senaryosunu Murat Aras'ın,yönetmenliğini Müfit Can Saçıntı'nın üstlendiği gülümseten hatıralarımızı yakaladığımız Seksenler dizisi yaşamımızın her boyutundaki 30 yıllık bir değişimi başarıyla aktarıyor bizlere..Hayatımıza giren yeniliklerin bizleri nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor.

Dizinin Rasim Öztekin,İlker Ayrık,Şoray Uzun,Özlem Türkad gibi oyuncularıyla bir araya gelen İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği'nin üyeleri sette unutulmaz anlar yaşadılar.Konuya ilişkin değerlendirme yapan usta oyuncu Rasim Öztekin, "Üyesi olduğum İKOD'u bugün misafir etmekten tüm ekip çok mutlu olduk.Sokağımızda bu kadar klasiği bir arada görmek çok hoş oldu.Bu araçlar gerçekten birer sanat eseri ve tek tip değiller.Her noktasında ayrı bir emek var.Ben de bu estetik harikalarından birine sahibim.1963 model bir Chevrolet Impalam var ve İKOD'un aktivitelerine katılmaktan büyük keyif duyuyorum."dedi.Şoray Uzun ise İKOD'un sete ayrı bir renk getirdiğini,bugün itibarıyla İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği'nin üyesi olduğunu bundan sonra kulüple sık sık bir araya geleceğini kaydetti.İKOD'un başkanı Serkan Okay ise düşüncülerini şu şekilde ifade etti: "Seksenler dizisi kaybettiğimiz değerleri,gerçek samimi duyguları bize tekrar hatırlatan bir yapım.Bu araçlar da artık bir şekilde bu duyguları sembolize ediyor.Bu araçların gölgesinde bu duyguları tekrardan bizlere yansıtan bu başarılı geçmiş dönem dizisinin setinde bulunmak bizler için mutluluk verici."

ÇUKURCA LEO KULÜBÜ'NÜN CHARTER (KURULUŞ) GECESİ KUTLANDI




"21 Eylül 2013 Cumartesi gecesi Swissotel’de, Lions Club International’a bağlı, 118 U Lions Yönetim Çevresi’nin 1992 yılından bu yana hizmet etmek amacıyla toplum için çalışan Ankara Çukurca LIONS Kulübü sponsorluğunda, kuruluşunun ilk adımlarını atan Ankara Çukurca LEO Kulübü’ne, Charter (Kuruluş) Belgesi verildi.118 U LIONS Genel Yönetmeni Sn. Bülent Şen’den charter belgesini alan Çukurca LEO Kulübü’nün Kurucu Başkanı Cansel Şengör hislerini şu şekilde ifade etti;“Duyarlı ve sosyal sorumluluk bilincine sahip, öncü bireylerden oluşan Çukurca LEO ailesi, genç ve dinamik yapısıyla özverili çalışmalar yapmaya ve tek amacımız olan “hizmet etmek” ilkesi için çalışmaya an itibariyle hazırdırlar. 118 U ve Çukurca ailesine katılmaktan çok onurlu ve gururluyuz.


Ben de her biri birbirinden değerli ve nitelikli üyeleri barındıran Çukurca LEO Kulübü’ne kurucu başkanlık onuruna eriştiğim için kendimi çok şanslı görüyorum.  Arasına katıldığımız Çukurca Lions’un her bir üyesine samimiyetleri, anaçlıkları, bizleri aralarına aldıkları ve tüm destekleri için, Çukurca Ailesinin yeni fertleri olarak Çukurca LEO Kulübü adına teşekkürü bir borç biliyorum.”LEO Kulüp Danışmanı Çukurca LIONS Kulübü üyesi Sn. İlknur Türkkaan ise “LION olmak ayrıcalıktır. LEO olmak daha da ayrıcalıktır. Çünkü geleceğin liderlerini şimdiden görmek anlamına gelmektedir.

LEO’larımızın, donanımını gözler önüne serdiğimizde aslında bu ayrıcalıkları kendilerini yetiştiren ailelerden kaynaklandığını unutmamak lazım. Bu nedenle huzurlarınızda kendilerini saygı ile hürmetle selamlıyorum” diyerek yeni kurulan Çukurca LEO Kulübü’nün üyelerinin niteliklerine dikkati çekti.Çukurca LIONS Kulübü Dönem Başkanı Sn. Esin Özçelik “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı dinamizmleriyle bizlere güç verecek olan LEO’larımızı aramıza kattığımız için çok mutluyuz. Çukurca LEO Kulübü şimdiden başarılar kazanmaya başladı bile 118 U LEO Yönetim Çevresi’nin Geleneksel “Türk Bayrağı” konseptli fotoğraf yarışmasında üyelerimiz 2. ve 3. olmuşlardır. Kendileriyle gurur duyuyoruz” diyerek mutluluğunu ifade etti.Nitelikli üyeleriyle yaptıkları çalışmalarla adından sıkça söz ettireceğinin sinyallerini şimdiden veren Çukurca LEO Kulübü’nün kuruluş gecesinde pek çok seçkin LION ve LEO şıklıklarıyla göz doldurdular. Davetlilere gecede bir sürpriz de vardı, Çukurca LEO Kulübü kurucu üyeleri bu gece için özel dans dersi aldılar ve davetlilere unutulmayacak çok şık bir dans gösterisi sundular.Gecede LIONS’un renkleri olan sarı ve mor kullanılırken, tüm detayların özenle seçildiği gözlerden kaçmıyordu."

GLORİA 2,5 MİLYON EUROLUK DEV YATIRIMLA GOLF SAHALARI YENİLENDİ




Gloria,dev yatırım ,golf sahaları Avrupa’da ikinci, Türkiye’de ise en büyük 45 delikli golf sahasına sahip olan Gloria Hotels&Resorts tüm golf sahalarını 2,5 milyon euroluk bir yatırımla yeniledi. 1 Ekim itibariyle, Gloria Golf Club tam kapasiteyle hizmet vermeye başlayacak. Özaltın Holding turizm yatırımı olan Gloria Hotels&Resorts’ün tüm golf sahaları Haziran ayı itibariyle yenilenmeye başlandı. İki adet 18 delikli, bir adet 9 delikli toplam 45 delikli golf sahalarıyla Türkiye'nin en büyük golf sahalarına sahip Gloria Golf Club, sahalarını tasarlayan ünlü mimar Michel Gayon kontrolünde yeniledi. Haziran ayı itibariyle 2,5 milyon euro yatırım miktarıyla golf sahalarını yenileme kararı aldıklarını açıklayan Gloria Hotels&Resorts Yönetim Kurulu Üyesi Elif Özdemir, Gloria’nın en iyi golf destinasyonlarından biri olduğunu ve sahaların yenilenmesiyle birlikte, bu öncülüğü sürdürmeye devam edeceğini belirtti. Dünyaca ünlü Fransız golf mimarı Michel Gayon tarafından golf sahalarının tasarlandığına değinen Özdemir, “Haziran ayında yenileme çalışmalarına başladık. Bu kapsamda 17 binin üzerinde ağaç budanıp temizlendi, yeni su fiskiyeleri eklendi, tüm göller temizlendi, yeni antreman ve eğitim araçları kuruldu. Gloria Golf Club, 3 sahada bulunan tüm green'lerde, Tee'lerde, bunker ve fairway'lerde yapılan genel yenileme çalışmalarının bitmesiyle 1 Ekim 2013 tarihi itibariyle tam kapasite ile hizmet vermeye başlayacak” dedi. Sahaların görünümü değişiyor Gloria Golf Club'ta çam ormanı içerisinde yer alan Old Course, ilave edilen 9 yeni ''Turnuva Tee'' ile 6 bin 514 metre uzunluğa ulaştı, drenaj ve sulama sistemleri yenilendi, sahada bulunan ağaçlar temizlendi ve Bunker'ler yeniden düzenlendi. Hizmete girdiği 2005 yılından bugüne birçok önemli uluslararası turnuvaya ev sahipliği yapan New Course, ilave edilen 6 yeni Turnuva Tee ile 6 bin 534 metre uzunluğa ulaşırken, 9 delikli golf sahaları içinde Avrupa'nın önde gelen tasarımlardan birine sahip olan Verde Course’un uzunluğu, ilave dilen 5 yeni Turnuva tee ile 3 bin metreye çıktı. Gloria Hotels & Resorts Hakkında: Akdeniz’in Toros Dağları ile buluştuğu noktada 2.122 dönümlük benzersiz bir doğa zenginliğin ortasında kurulu olan Gloria Hotels & Resorts; 1997’de Gloria Golf Resort, 2001’de Gloria Verde Resort ve 2007’de Gloria Serenity Resort ile konfora dair en ince detayların düşünüldüğü bir yaşam alanı sundu. Gloria Serenity Resort; sıra dışı mimarisi, özenli dekorasyonu ve farklı ambiyanstaki konaklama seçenekleriyle ayrıcalıklı bir tatil sunuyor. 500 metrelik enfes bir kum şeridinde, 515 odası bulunan Gloria Golf Resort’te ailenizle baş başa unutulmaz bir tatil geçirebilirsiniz. Çam ormanları içerisindeki 293 odalı Gloria Verde Resort’te “Asklépion SPA & Thalasso”da deniz suyu ile uygulanan sağlık ve güzellik terapilerini deneyimleyebilirsiniz. Gloria Hotels & Resorts özgün dekorasyonlu restoranlarıyla her gün farklı bir ülkenin mutfağını keşfedeceğiniz eşsiz yemekler vaat ediyor. Gogi Kids Club’da Gogi Fun Jungle ve VIM (Very Important Minis), Gogi Junior, Gogi Mini’den oluşan özel çocuk alanlarında her yaş grubuna hitap eden eğlence dolu aktivitelerle çocuklar, profesyoneller eşliğinde güvenli bir ortamda tatilin tadını çıkarıyor. Gloria Convention Center, yüksek kalitedeki teknik altyapısı ve özel salonlarıyla her türlü seminer, workshop ve kongre organizasyonlarına da ev sahipliği yapıyor.

BAŞKAN TOPBAŞ'A ÜLKE LİDERLERİNDEN BÜYÜK İLGİ



Birleşmiş Milletler 68. Kurul toplantısına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, birçok ülke lideriyle ikili görüşme yaptı.Dünya siyaseti ve yerel yönetimler üzerine görüş alışverişinde bulunan Başkan Topbaş büyük ilgi gördü.Liberya Devlet Başkanı Ellen Johnson Sirleaf ile sohbet eden Başkan Topbaş, “Ülkelerin kalkınması yerel yönetimlerden geçiyor. Biliyorsunuz her toplantıda örnekleriyle dile getiriyorum” dedi. Liberya Devlet Başkanı ise, “Sizin görüşleriniz ve tecrübeleriniz bizim için önemli. Bir sene önce Liberya’ya geldiğinizde bize üç adet çöp kamyonu ve otobüs hediye etmiştiniz. Sözünüzde durdunuz. Şimdi onları kullanıyoruz. Halkım adına çok teşekkür ediyorum. Sizin İSMEK ve diğer konularda verdiğiniz örnekler üzerinde çalışıyoruz. Sizin tecrübenizle halkımıza daha iyi hizmet için çalışıyoruz. Sizi ülkemizde tekrar görmek isteriz” dedi. Başkan Topbaş ise, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak tüm şirketlerimle yardıma hazırız. Kardeş ülkeler olarak sorunların üzerinden gelmemiz lazım. Sizi İstanbul’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyarız” dedi.

Ortak paydalarda buluşmak en büyük temennimiz
Toplantı sırasında Hollanda Kraliçesi Zorrequieta Maxima da Başkan Topbaş’a, “Sayın Topbaş sizi çok yakından takip ediyoruz. Burada karşılaşmak ne büyük mutluluk. İstanbul’a geldim hayran kaldım. Siz de iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlama törenlerine gelmiştiniz. Bu dostluklarımız daha yüzyıllarca sürecek. Seçimlere hazırlanıyormuşsunuz. İstanbul halkının tercihi yine siz olacaksınız eminim. İstanbul halkı sıcak insanlar doğru karar vereceklerinden eminim” dedi. Bunun üzerine Başkan Topbaş da, “Sizi tekrar İstanbul’da görmek isteriz. Halkım adına teşekkür ederim. Ortak paydalarda buluşmak en büyük temennimiz” dedi.


Tecrübelerimizi paylaşabiliriz
ABD Kongre üyesi Ed Witgield Başkan Topbaş ile görüştü. Witgield de Başkan Topbaş’a, “ABD’de Amerikan Türk İş Adamları derneğinin kuruluşunda görev aldım. İki ülkenin iş adamlarını bir araya getirerek önemli çalışmalar yaptı. İstanbul’un da potansiyelinizi biliyoruz. Orada yapılan çalışmalar ve dinamik genç bir nesliniz var. Sizinle bir çok ortak noktada buluşabiliriz” dedi. Başkan Topbaş ise, “ Biz İstanbul halkı olarak gerek yönetimde gerekse ticari ilişkilere hazırız. Tecrübelerimizi paylaşabiliriz. Sizi İstanbul da görmek bizleri mutlu eder” dedi.Başkan Topbaş daha sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Dışişleri Bakanlığı’nın yabancı heyetlere verdiği kokteyle katıldı.

MARTI ISTANBUL HOTEL DÜNYANIN EN İYİ 100 OTELİNDEN BİRİ SEÇİLDİ




Martı Istanbul Hotel,dünyaca ünlü seyahat rehberlerinden Fodor tarafından 2013’ün En İyi 100 oetlinden biri seçildi.Geçtiğimiz bir yıl içinde dünyanın sayılı önemli ödüllerinin sahibi olan Martı Istanbul Hotel; 77 yıldır seyahat rehberlerinin dünyanın en önde gelen ismi, Fodor’s Travel tarafından verilen “2013 En İyi 100 Fodor Oteli” (2013 Fodor’s 100 Hotel Awards) ödülünü, Türkiye’den tek otel olarak,  almaya hak kazandı.
Her yıl 8 farklı kategoride, o yılın turizm trendlerini de göz önünde bulundurarak 7,500 farklı destinasyonlardaki 17.000 otel arasından en iyi 100 dünya otelini seçen Fodor’s editörleri ve seyahat eksperleri, 2013 yılında da kategorilerinin en iyilerini belirledi. “2013 En İyi 100 Fodor Oteli” ödülleri,
26 Kasım akşamı New York’ta düzenlenen seremoni ile sahiplerine takdim edildi.

Dünyaca ünlü tasarımcı Zeynep Fadıllıoğlu tarafından dizayn edilen Martı Istanbul Hotel; farklı özelliklerin önem taşıdığı, en iyi yeme-içme otelinden en egzotik otellere kadar birbirinden farklı kategorilerde birçok otelin özenle incelendiği değerlendirmeler sonucu, yüksek standartlardaki lüks hizmet anlayışı, üstün konforu ve şıklığı ile “Sleek City Addresses” (En Şık Şehir Oteli) kategorisinde 2013’ün “En İyi 100 Fodor Oteli” ödülüne layık görüldü. Bu kriterler ile dünya çapında benzerlerinden farklılaşan ve ilk 100 otel arasına giren Martı Istanbul Hotel’in Genel Müdürü Sedat Nemli “Şehrin kültür dokusuna uygun, özellikle kültür ve sanat merkezi Taksim’in ruhuna uyumlu, farklı özellikleri ile de dikkat çeken kişilikli bir şehir oteli Martı Istanbul Hotel. “2013 Fodor’s 100 Hotel Award” ile bu değerlerimizi belgelemiş olmaktan gurur duyuyoruz. İlerleyen süreçte bir şehir oteli olarak çok iyi bir ev sahibi olmakla kalmayacak, kültür, sanat ve gurme alanlarında şehrimizin hareketli yaşamına aktiviteler ile yeni renkler, yeni tatlar katacağız.” dedi.  Martı Istanbul Hotel, farklı kategorilerde, lüks döşenmiş ve büyüklükleriyle dikkat çeken 31’i suit 270 odaya sahip. Otel, her biri gün ışığı alan toplantı salonları, uluslararası lezzetleri yerel tatlarla harmanlayan mutfağı, tarifsiz bir İstanbul manzarasına hakim terası, spası ve fitness alanları ile de dikkat çekiyor.
http://www.fodors.com/hotel-awards/2013/sleek-city-addresses/marti-istanbul-hotel

ONUR AİR’E YENİ GENEL MÜDÜRÜ SAMİ ALAN OLDU




Onur Air Yönetim Kurulu, Sami Alan'ı Genel Müdür (CEO) ve İcra Kurulu Başkanı olarak atadığını duyurdu. Havacılık sektoründe 13 yıllık deneyimi içerisinde Amerika ve Türkiye'de pek çok ticari ve üst yönetim rolü üstlenen Sami Alan, 2004-2012 yılları arasında THY'de çalıştıktan sonra, Atlasjet'in İcra Kurulu Başkanlığı görevini yürütmüştü.

Onur Air Yönetim Kurulu Başkanı Cankut Bagana, “Bir süredir üstlendiğim Genel Müdürlük görevini Sayın Sami Alan’a devrediyorum. Havacılık sektöründe uzun yıllardır deneyimi bulunan Sami Alan, Genel Müdür unvanın yanısıra şirketimizin İcra Kurulu Başkanlığı görevini de yürütecektir. Bu atamanın şirketimize ve Türk Sivil Havacılığı’na hayırlı olmasını dilerim“ dedi.

Onur Air Genel Müdürü Sami Alan ise yeni göreviyle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Özel havacılık tarihimizin en köklü, deregülasyon öncesi kurulmuş ve 21 yıldır özel havayolları sektörüne öncülük etmiş bir kurum. Böylesine önemli bir kurumun liderliğine seçilmenin büyük bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Kendi işlerimle ilgilenmek için profesyonel kariyerime ara vermeyi planladığım bir dönemde aldığım gurur verici bir teklif oldu. Geleceğe yönelik yeni bir marka vizyonuyla hareket edeceğiz. Ortaya koyacağımız stratejik yaklaşım ile Onur Air'in geleceğini şekillendirecek yatırımlara yön verecek olmaktan büyük heyecan duyuyorum“

Sami Alan kimdir?
1975 Mersin doğumlu, Ankara Fen Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu.

1999-2001 yılları arasında University Of California, Irvine MBA eğitimi sırasında havayolu gelir yönetimi sistemleri konusunda Prof. Reynold Byers ile beraber çeşitli havacılık projeleri üzerinde çalıştı.

2001-2004 yılları arasında daha sonra US Airways adını alan America West Airlines'da Gelir Yönetimi bölümlerinde analyst ve lead analyst olarak çalıştı.

2004-2006 yılları arasında THY'de Gelir Yönetimi Başkan Yardımcılığı, 2006-2008 arasında ise şirketin dönüm noktası olan yıllarda en hayati birimler arasında gösterilen Gelir Yönetimi
Başkanlığını başarıyla yürüttü. Eş zamanlı olarak bu dönemde Star Alliance GMBH'de Network Sounding Board olarak da görev aldı.

2008 yılında başlangıcından itibaren THY'nin alt markası Anadolujet'i kurdu ve 2012'ye kadar yönetti. İçhatlarda THY'den sonra en fazla yolcu taşıyan havayolu markası oldu Anadolujet. Yine 2008-2012 yılları arasında Sunexpress havayolları denetim ve yönetim kurulu üyeliği de yapan Alan 2012'de Atlasjet İcra Kurulu Başkanlığı görevine getirildi. Bir yıl gibi kısa sürede uçtuğu nokta sayısını yaklaşık iki katına çıkaran Alan, Global Atlasjet vizyonunun bir parçası olarak Kırgızistan ve Kazakistan'da Atlasjet'in alt markaları olan ve her ikisi de Ekim ayında uçuşlara başlayacak olan Kyrgyz Airlines ve Atlasjet Kazakhstan projelerini başlattı ve yönetti.

1992 Atina Matematik Olimpiyatlarında Bronz madalyası olan Alan, amatör havacılık ile de hobi düzeyinde ilgileniyor.

Hususi pilot lisansı sahibi olan Alan'ın havacılık kariyerinin yanı sıra farklı sektörlerde niş alanlarda kurduğu başarılı şirketlerle de girişimcilik tarafı biliniyor. Türkiye'nin en büyük canlı tropik balık stokuna sahip. Tam bir doğa tutkunu olan Alan'ın Duzce'de 200 binin üzerinde süs bitkisi koleksiyonu bulunuyor. Sportif okçuluğa gönül veren Alan Türkiye Okçuluk Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi olup evli ve iki çocuk babasıdır.

KEMER KINDILÇEŞME’DE TOZU DUMANA KATTILAR


TURİZMİN SESİ -Halil ÖNCÜ-KEMER
Uluslar arası Red Bull Sea To Sky organizasyonunun ilk gününde endurocular tozu dumana kattılar.Kemer'de, Dünya Ekstrem Enduro Motosiklet yarışları arasında yer alan Uluslar arası Red Bull Sea To Sky organizasyonunun ilk gününde endurocular tozu dumana kattılar. Kemer Kındılçeşme mevkiinde düzenlenen ve 20 dakika süren parkurda yarışan Endurocuları karadan ve denizden yüzlerce kişi izledi.
Her geçen gün çıtasını yükselten şampiyonada bu yıl 25 ülkeden 150 motosiklet sporcusu katılıyor. Xavi Galindo, Graham Jarwis, Johny Walker, Alfredo Gome, Diego Ordonez, Andreas Lettenbichler, Paul Bolton ve Homero Diaz gibi dünyaca ünlü sporcuların yarıştığı ilk günkü yarışta birinciliği İngiliz Johny Walker, ikinciliği  İspanyol Alfredo Gome ve üçüncülüğü de yine İspanyol Xavi Galindo elde etti. Pazar günü Ağva Deresi Girişi'nden başlayacak yarışlar  Olympos Dağı'nın 2 bin 365 metre yüksekliğindeki zirvesinde son bulacak.


DOSTLUK PANAYIRI GELİRİ EĞİTİME HARCANACAK



ASPENDOS ROTARY KULÜBÜ’NDEN ANLAMLI PANAYIR
Aspendos Rotary Kulübü’nün geleneksel Dostluk Panayırı’nın 13’ncüsü Falez Parkı’nda gerçekleşti. Antalyalıların yoğun ilgi gösterdiği panayır renkli görüntülere sahne olurken, çok sayıda sponsor da ürünlerini tanıtma fırsatı buldu.“Kendinden önce Topluma hizmet” ilkesinden hareket eden Aspendos Rotary Kulübü tarafından düzenlenen 13’ncü. Dostluk Panayırı’ndan elde edilen gelir “Muhtaç Çocuklara Eğitim Yardımı” amacıyla kullanılacak. Ayrıca madde bağımlısı ve Otizm hastası çocuklarla ilgili projeler gerçekleştirilecek. Falez Parkı’nda gerçekleşen Dostluk Panayırı’nda düzenlenen kermesi ziyaret eden Antalyalılar da sponsor firmaların açtıkları stantlarda sergilenen ürünlerden satın alarak muhtaç çocukların eğitimine katkıda bulundular.

Aspendos Rotary Kulübü Dönem Başkanı Elvan Yılmaz, 13’ncü dostluk panayırına destek veren sponsorlara ve panayıra ilgi gösteren Antalyalılara teşekkür etti. İlk Dostluk Panayırı’ndan bu yana düzenlenen etkinliklerden sağlanan gelirin çeşitli projelerde değerlendirildiğini belirten Elvan Yılmaz, “Projelerden bugüne kadar elde edilen gelirler, ‘Spastik Çocuklar Merkezi’, ‘Engelli Vatandaşlarımıza Engelsiz Yaşam’, ‘Kütüphanesiz Okul Kalmasın’, ‘Cehaletle Savaş’, ‘Erken Tanı’ ve ‘Görme Engellilere Bir Işık’ gibi projelerde kullanılmıştır. Bu kermesle sponsorlarımız hem kendi ürünlerini tanıtma fırsatı buldular, hem de yüzlerce çocuğumuzun eğitimine çok değerli bir katkıda bulunmuşlardır.”dedi.


TURİZMİN ESKİ DÖRT BAKANI TÜRKİYE TURİZMİ VE KRİZLER PANELİ'NDE BULUŞTU



Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör:Turizm” konulu konferansına katılan turizmin eski dört bakanı, Türkiye Turizmi ve Krizler Paneli’nde turizmin geleceğini tartıştı.Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı “Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör:Turizm” konulu toplantıda turizm eski bakanları Alev Coşkun, Abdulkadir Ateş, Bahattin Yücel ve Ahmet Tan bir araya geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın moderatörlüğündeki  “Türkiye Turizmi ve Krizler” adlı panelde Turizm Eski Bakanı Alev Coşkun, Antalya’nın Türk turizminde temel alan haline geldiğini kaydetti.

SAVAŞ TURİZME BÜYÜK ZARAR VERİR
Türk ekonomisinde turizmin son derece önemli hale geldiğini ifade eden Coşkun, turizmin çok hassas, duygusal bir sektör olduğunu hatırlattı. En ufak hareketlerin turizmde dalgalanmalara neden olduğunu ifade eden Coşkun, “Başbakan  ‘one minute’ diyerek 2009’da 320 bin olan İsrailli turist sayısını 2012’de 20 bine düşürdü. Şimdi de her işi bıraktı ‘ustamız’ savaş yapalım diyor. Savaştan en büyük zararı Antalya görür. Barışın zedelendiği noktaya turist gelmez. Çok titiz davranmak gerekir. Savaş kışkırtıcılığı insanlık onuruna yakışmıyor” dedi.

AYRIMCILIK YAPILMAMALI
Bakan Abdulkadir Ateş ise Türkiye’de turizm yapmanın dünyanın en zor işlerinden biri olduğunu söyledi. Bu dalda başarılı olmanın deveye hendek atlatmaktan daha zor olduğunu kaydeden Ateş, “Ama bizim ülkemizde turizmciler bunu başardı. Kardeşliği geliştiren Antalya’yı kutluyorum” diye konuştu. Turizmin özgürlükler ve demokrasi ile direk bağlantılı olduğunu vurgulayan Ateş, bu iki değerin iyi uygulanması gerektiğini dile getirdi.
11 yıldır bu iki değerin iyi geliştirilmediğini savunan Ateş, şöyle konuştu: “Dış ilişkileri iyi yönetemeyen ülkelerde turizmi geliştirmek zordur. İnsanlar ülkemizde her an bir şey olacak kaygısı taşıyor. Turizmde yeni alanlara açılmak durumundayız. Hiçbir ülkeye ayrımcılık yapmamalıyız. Bizim dönemimizde hiçbir ülke ayırt edilmeksizin turizm temsilcilikleri kurduk.”

TURİZMİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ LAZIM
Abdulkadir Ateş, Antalya’nın yatak kapasitesi bakımından doyma noktasına geldiğini belirterek, bu alandaki arz talep dengesinin çok önemli olduğunu söyledi. Yaşı 35’i aşkın oteller olduğunu dile getiren Ateş, devlet desteğiyle bu otellerin yenilenmesi gerektiğini açıkladı. Otellerin 5 yıldızlı, ancak dışarının 3 yıldız olduğunu ifade eden Ateş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yerel yönetimlere büyük iş düşüyor. Ancak bu yerel yönetimlerin de merkezi hükümet tarafından desteklenmesi lazım. Yeni pazar alanları bulmak zorundayız. Sadece inançlarla turizmi bağlamamalıyız. Turizmi çeşitlendirmemiz gerekiyor. Sadece Antalya’ya değil, diğer bölgelere de turizm gözüyle bakmalıyız. Bunlar finansla alakalı durumlar. Türkiye’de iç barışı sağlamadan turizmi sağlam temellere oturtamayız.”

TURİZMDE SİYASET YAPILMAMALI
Turizm için çok önemli olan bu toplantıyı AK Partili yetkililerinin katılmamasını eleştiren Ateş, “Turizm siyaset yapılacak bir alan değildir. Turizm ülkemiz için giderek büyük önem kazanıyor. Böyle bir toplantıyı boykot etmek ne demek oluyor? Böyle bir anlayış turizm için, Türkiye için iyi değil” dedi.

KRİZLER SÜREKLİ VAR OLDU
Bahattin Yücel de 40 yıldır Türkiye’de kriz halinin sürekli var olduğunu gözlediğini söyledi. Krizin neden çıktığının saptanmasının çok önemli olduğunu ifade eden Yücel, Türkiye içinde ciddi bir barış sorunu olduğunu kaydetti. Dünyada örnek alınması gereken saptamalar olduğunu dile getiren Yücel, “Taksim’deki olaylardan önemli sonuçlar çıkartılabilirdi. Kriz yönetimi devreye girebilirdi. Taksim olaylarının nedenlerinin paylaşılması gerekirdi. Hükümet Gezi’deki olayları iktidarı yok etme olayı görerek durumu yönetti. Gezi iyi bir iletişim aracı olarak kullanılabilirdi” diye konuştu.

TURİZMCİLER ALKOL YASAĞI TARTIŞMADI
Türkiye’de alkole gelen yasağın ciddi bir kısıtlama olduğunu ifade eden Yücel, kısıtlamanın kişisel haklara önemli bir müdahale olduğunu belirtti. Yücel, turizmcilerin bu yasağı tartışmadığını dile getirdi. Yücel, şöyle konuştu: “Antalya’nın en büyük sorunu hedef pazardan doğrudan uçuş olmamasıdır. Türk Hava Yolları (THY) en çok turistin geldiği Rusya, Almanya ile bazı Avrupa ülkelerinden kente direk seferler düzenlemiyor. Ama THY Şarmen Şeyh’e her gün uçuş gerçekleştiriyor. Çünkü Mısır’daki yatırımlara bir sorumluluğumu var. THY’nin bu politikası sürekli eleştirilir.”

YÜZÜMÜZÜ AVRUPA’YA DÖNMELİYİZ
Turizm Eski Bakanı Ahmet Tan krizin en yoğun yaşandığı, Abdullah Öcalan’ın yakalandığı dönemde bakanlık yaptığını söyledi. Kriz dönemlerinde reklamdan ziyade halkla ilişkiler çalışması yapılması gerektiğini ifade eden Tan, şöyle konuştu: “Öfke turizmi yaratan bir iktidara sahip olmak en tehlikeli krizdir. Bugünkü iktidar ne yazık ki barış turizminde, özgürlük turizminde Türkiye’nin ahengini bozacak bir ses tonunu kullanıyor. Böyle konuşmasının alıcısı Ortadoğu olabiliyor. Ama Avrupa ilişkilerimizi uzun vadede söküyor. Ortadoğu hep kanın, kavganın içinde kalmıştır O yüzden yüzümüzü batıya çevirmemiz lazım.”

HER YERDE METRO HER YERE METRO



İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş:“Tarih metro ile kurtulur, çevre metro ile kurtulur, metro kentin hayatıdır. Her yerde metro, her yere metro”İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, düzenlediği basın toplantısında İstanbulluların yaşamını kolaylaştıracak ulaşım projelerini açıkladı ve “Her yerde metro, her yere metro olsun. Bu hedefi koyduk” dedi.2004’te göreve gelindiğinde önce ulaşım master planlarını hazırlayarak İstanbul’un geleceğini tasarladıklarını belirten Başkan Topbaş, İstanbul’da herhangi bir noktasında yaşayan her insanın yaşamını kolaylaştıracak adımlar attıklarını ifade etti.

İstanbul’u gelişmiş kentlerle yarışan bir noktaya taşıyoruz
Yoğun katılımın olduğu basın toplantısında, yeni metro projelerini anlatan Başkan Topbaş, bir şehrin medeniyet ölçüsünün o şehirde yaşayan insanların toplu taşıma araçlarını kullanma oranlarına bağlı olduğunu vurguladı. Topbaş “Bireysel araçlar yerine toplu taşıma kullanabiliyorsa o şehir medenidir. Biz de bunu ortaya koymaya çalıştık” dedi. Ayrıca toplu taşıma araçlarının sosyalleşme, şehirleşme içinde birlikteliği sağlayan sistemler olduğunu ifade eden Başkan Topbaş, İstanbul’u gelişmiş kentlerle yarışan bir noktaya taşımanın heyecanı içerisinde olduklarını söyledi. Topbaş sözlerini şöyle sürdürdü; “Özellikle altını çiziyorum; bu kentte yaşayan her insan bir ülke özelliği gösteren İstanbul’un herhangi bir noktasından metro ile her noktaya erişebilecek. Yani her yerde metro her yere metro olsun. Bu hedefi koyduk.”

Dünyada en büyük metro ağına sahip ikinci kent İstanbul olacak
Başkan Topbaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyanın en modern metrolarını kentimize kazandırmaya çalışıyoruz. New York’un 800 km’lik metro ağını, Londra’nın ve Tokyo’nun 500 km’lik metro ağlarını, Paris’in 400 km’ye ulaşmış metro ağlarını dikkate alırsak, İstanbul’da 2019 ve sonrası için planladığımız çalışmalarla New York’tan sonra dünyanın en büyük metro ağına sahip ikinci kent İstanbul olacak. Bu bir hayal değil, bir proje. Ve projeleri adım adım yürürlüğe koyuyoruz”

Yerin 40 metre altında tarih yazılıyor
“Bugün aramızda da bulunan, yerin 30- 40 metre altında 24 saat esaslı İstanbul’u demirağlarla örmeye çalışan, alın teri döken insanlarımız var. Kendilerine huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bir tarih yazıyorlar. Aynı şekilde yüklenici firmalarımızın ve mesai arkadaşlarımın proje aşamasında nasıl heyecan yaşadıklarını da biliyorum. Bu heyecanı birlikte paylaşıyoruz.”

Tarih metro ile kurtulur, çevre metro ile kurtulur, metro kentin hayatıdır
Ülke özelliği taşıyan bir kent olarak İstanbul’da ulaşım konusunda ciddi mesafeler aldıklarını kaydeden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bütçenin % 55’ini ulaşıma yatırdıklarını açıkladı. Otobüslerin yenilendiğini, metrobüs hattının geçici çözüm olarak kurulduğunu ancak kentin ulaşımının metro ile sistematik işlerlik kazanacağını ifade etti. Topbaş “Tarih metro ile kurtulur, çevre metro ile kurtulur, metro kentin hayatıdır, diyoruz.  Çünkü metro ile 50 bin, 70 bin insan taşınabiliyor. Bu başka ülkelerde bir belediye bütçesi ile mümkün değilken biz kendi bütçemizle yapmaya çalışıyoruz Büyük bir başarı olarak kabul ettiğimiz bu yatırımlar dünyada hayranlık ve hayretlik uyandırıyor” dedi.

Projelerimiz gerçekleştikçe İstanbulluların yaşamı kolaylaşacak
Başkan Topbaş basın toplantısı düzenlemesinin ve bugün gazetelere projelerle ilgili ilanlar vermesinin nedenini ise şöyle açıkladı; “İstanbullular bu gazete kupürlerini saklasın. Yakın gelecekte görecek ki her bir proje gerçekleştikçe kendisinin yaşamı daha kolaylaşacak. Ben nerede oturacağım? İşime nasıl gideceğim? Okuluma nasıl gideceğim? İstanbullular buna göre ayarlasın. Herkes yürüme mesafesinde veya biraz daha ötesinde bir metro istasyonuna erişebilecek. Bunlar hayal değil.  2019 sonrası için Sarıyer’e metrodan bahsettik. Beykoz’a da aynı şekilde sahilden metrodan bahsediyoruz. Yani İstanbul’da metronun gitmediği bir ilçe, hatta birkaç hattın gitmediği bir ilçe kalmayacak. Her tarafı metro ağları ile alttan örmekteyiz. Bu bir hayaller manzumesi değil bir hayallerden bahsetmiyoruz. Ortaya koyduğumuz ve başarı ile hayata geçirdiğimiz güzelliklerden bahsediyoruz. Ve istiyoruz ki İstanbul’da yaşayan herkes İstanbul’da yaşamanın tadını zevkini alsın. Bu projeleri gerçekleştirmenin heyecanını yaşıyoruz”

İstanbul hak ettiği noktaya gelsin. Gecikmişliği ortada kaldıralım
“Km’si 100 bin lira civarında olan böyle bir yatırımı İstanbulluların bize emanet ettiği bütçeden ortaya koyuyoruz. Bu hizmetlerimiz İstanbul’a gururla yansıtmaya çalıştığımız duygularımızdır, arzumuzdur, heyecanımızdır. Yüreği yanmayanın gözü yaşarmaz. Bizim derdimiz; bu kent, bu ülke hak ettiği noktaya gelsin. Gecikmişliği ortada kaldıralım, geleceği beraberce güzellikle ortaya koyalım.”

İstanbul’da ulaşım rayına oturuyor
“Artık İstanbul’da şunu söyleyebiliriz: İstanbul’da ulaşım rayına oturuyor. Artık raylı sistemler dönemi başlıyor. Bireysel araç kullanma dönemi artık bitecek. Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde bireysel araç artık kullanılmıyor. Toplu taşıma o kadar konforlu ki insanların tercih ettiği hat haline geliyor. İstanbul’da 3 milyon araç var. Bir arabada ortalama 1,5 insan seyahat ediyor.  Bir trafik şeridinden saatte 1200 araç geçiyor. Saatte 1800 kişi bu şeritleri kullanıyor. Hâlbuki metroda 50 bin insan götürebiliyorsunuz.”

2016 bu şehirde bir dönüm noktası olacak: Hedefimiz 7 milyon
“Şunu gururla burada ifade edeceğim: Belediye başkanı olarak arkadaşlarımı temsilen İstanbulluların bana verdiği yetkiyle buradayım. Birlikte bir heyecan ortaya koyduk. Görevi geldiğimiz zaman gördüğümüz 45 km’lik tramvaylar dahil metro hattını bugün 2 milyonlara yaklaştırdık. 2016 bu şehirde bir dönüm noktası olacak. Günde 7 milyon insan metroyu tercih edecek. 2019’da İstanbul’da 11 milyon insan metroyu kullanabilme imkanına sahip olacak. 400 binden 11 milyonlara ulaşmış bir kent. Bunu başarmış olacağız.”

İstanbullularla beraber bir tarih yazıyoruz
İstanbullularla beraber bir tarih yazdıklarını ifade eden Başkan Topbaş, “Sizin iradenizin arzunuzun yansıması olarak bu hizmetler ortaya çıkıyor. 2019 zirve dönemimiz. Derdimiz; bu şehri medeni ve herkesin yaşamaktan zevk aldığı, gurur duyduğu gıpta edilen bir şehir haline getirmek. 11 milyon insan kapasiteye erişmiş metro ağı sistemine sahip bir kent olmak. Hele sonraki projeleri de ortaya koyduğumuz zaman, 775 km’ye eriştiğimiz zaman, İstanbul dünyanın gıpta ettiği, ulaşımında problemi olmayan, keyifle yaşanan bir kent haline gelecek. Londra, Paris ve New York ile yarışan bir kent olma özelliğini ortaya koymuş olacağız” dedi.

“Bir neslin geleceğini bir önceki nesil hazırlar”
Başkan Tobbaş sözlerini Hz. Mevlana’nın güzel bir sözü ile tamamladı: ‘Bir neslin geleceğini bir önceki nesil hazırlar’ Biz de yavrularımızın, çocuklarımızın, Türkiye’nin geleceğini hazırlıyoruz. Bu geleceğe beraberce İstanbullular olarak, Türk milleti olarak, ulus olarak ele ele vererek bu başarıya birlikte imza atıyoruz. Türkiye’nin gelişmesini, İstanbul’un gelişmesini hayranlıkla izleyenler, dünyada bize iletilen övgü ve takdirler var. Bunlar, bu kent ve bu ülke hakkında verdiğiniz karar ve yetkilerin yansımasıdır. Bunu gururla ifade ediyorum. Tüm metro ağları İstanbul için gelecek demek. İstanbul’a hayırlı olsun. Emeği geçen tüm arkadaşlarıma işçisinden memurundan bürokratın teknik adamına kadar herkese teşekkür ediyorum. Ve yine burada bize bu yetkiyi verdiğiniz, bu onuru yaşattığınız için İstanbullulara teşekkür ediyorum”

TURİZM BARIŞIN DİLİDİR

                  
TURİZM SEKTÖRÜ EKMEĞİNİ BARIŞTAN ÇIKARIYOR 


Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ‘Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör: Turizm’ konulu konferansa katılan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Daha fazla turistin ülkenize gelmesini istiyorsanız bütün komşularınızla iyi geçinmek zorundasınız. Turizm, barışın dilidir. Savaş kışkırtıcığı yapmış olduğunuz andan itibaren turizmin önüne set çekmiş olursunuz” dedi.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın ev sahipliğinde 27 Eylül Dünya Turizm Günü’nde gerçekleşen savaş ve gerilim politikalarının turizme olumsuz etkilerinin ve sektörün geleceğinin tartışıldığı ‘Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör: Turizm’ konulu konferans Ramada Plaza Otel’de başladı. Konferansa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları, CHP Milletvekilleri, Antalya Vali Yardımcısı, CHP İl ve İlçe başkanları, İlçe Belediye Başkanları, turizm eski bakanları, yabancı turizm otoriteleri, bürokratlar, turizm yatırımcı ve işletmecileri, STK temsilcileri ve turizm emekçisi Antalyalılar katıldı.

BARIŞ KADAR ÖNEMLİ BİR ŞEY YOK
Konferansın açılışında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu ülkeyi kuranlar savaş meydanlarından çıktılar. Hiç biri turizmci değildi, hiç biri ekonomiyi bilmiyordu. Ama savaşı verenler barışın ne kadar değerli olduğunu biliyorlardı. Onun içindir ki ‘Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir’ dediler. Arkasından sadece ülkede değil, dünyadan barışın olması gerektiğini söylediler. Barış kadar önemli bir şey yok” diye konuştu.

İKTİDARIN TURİZM POLİTİKASI YOK
Türkiye coğrafyasının sorunlu olduğunu ve tarihin her döneminde acı ve gözyaşı yaşandığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:  “Biz turizmle bunları aşmak istedik. Geldiğimiz noktaya baktığımızda kapısını çalabileceğimiz bir komşumuz kalmadı. Herkesi düşman ilan ettik. 500 bin sığınmacıyı ülkede ağırlıyoruz. 900 kilometrelik sınırımız sınır olmaktan çıktı. Terör ithal eden ülke haline geldik. Bu bizim için hoş bir tablo değil. Anadolu toprakları sevgi ve barışla yoğrulmuştur. Mevlana, Karacaoğlan bu toprakların insanları. O zaman savaş çığırtkanlığı yapmanın alemi ne. İktidarın bir turizm politikası yok. Eğer turizm konusunda hala sağlıklı ve tutarlı bir politika oluşturamamışsanız gelecek açısından turizmcinin kaygılanması gayet doğaldır. Sorunların çözümü konusunda siyasal iktidarların daha kararlı tutum sergilemeleri gerekir.”

EKONOMİK SOSYAL KONSEY 4 YILDIR TOPLANMIYOR
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Şu anda 3 büyük sektör var; finans, sanayi, turizm. Önümüzdeki yıllarda turizm ilk yıllarda yer alacak. 21’nci yüzyılda turizm güçlü bir sanayi olarak önümüzde duruyor. İnsanlar tüm dünyayı gezmek, görmek istiyor. Turizme gerekli önemi vermiyoruz. Rahmetli Ecevit zamanında ekonomik ve sosyal konsey diye bir kurum oluşturuldu. Var olan ekonomik ve soysal sorunları bir masa etrafında oturup çözelim diye.  Sonra bir yasayla anayasal bir kurum haline getirildi. Konseyin başkanlığını Sayın Başbakan yapıyor. En az 6 ayda bir toplanması lazım. Yasal zorunluluk. Turizminde içinde olduğu pek çok sosyal konuda oturulup tartışılıyor. En son Şubat 2009’da toplandı. Yani 4 yıldır toplanmıyor. Normal yurttaş yasaya uymadığı zaman savcılar soruşturma açar, devlet memuruysa görevine son verilir. Bir başbakan kendi çıkardığı ve anayasal kurum haline getirdiği ekonomi sosyal konseyi yasanın öngördüğü sürede toplayıp sorunları çözmek için çaba harcamazsa bunun yaptırımı nedir. Hep birlikte düşünmemiz gerekiyor.”

TURİZM BARIŞIN DİLİDİR
Turizmin aslında barışın dili olduğunun altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Eğer siz barışı savunuyorsanız,eğer kendi coğrafyanızda daha fazla turistin ülkenize gelmesini istiyorsanız bütün komşularınızla iyi geçinmek zorundasınız. Barış dilini kullanmalısınız. Savaş döneminde kimse turizmden söz etmez. Savaş kışkırtıcığı yapmış olduğunuz andan itibaren turizmin önüne set çekmiş olursunuz. CHP olarak kendi ülkemizde barışı sonuna kadar savunuyoruz. Barışın olduğu bir ülkede insanlar huzur bulur, rahat çalışır, üretirler. Turizmin bir başka özelliği var. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde turizm daha hızlı gelişir. İnsanlar daha güvenle gider o ülkeye. Dikta yönetimlerinde turizmi desteklemek diye bir şey olmaz, kimse gelmez. Demokrasiyi güçlendirmek, barış dilini kullanmak, huzuru sağlamak, var olan sorunları çözmek, Türkiye’yi dünyaya tanıtmak bizim temel hedefimiz olmalıdır.”

İKTİDARA YÜKLENDİ
Türkiye’deki bir başka temel sorunun da iktidarın kullandığı sert dil ve eleştirilere olan tahammülsüzlüğü olduğunu belirten Kılıçdaroğlu şunları ifade etti: “Politikacı konuşurken daha yumuşak, herkesi kucaklayan bir dili seçmek zorundadır. Özellikle iktidar olanların temel görevlerinden birisi budur. İktidar olanların muhalefetmiş gibi sert dil kullanmaları toplumu böler. İktidar olanların bir temel görev daha toplumdan gelen eleştirilere kulak kabartmaktır. Eleştiriye tahammül edemeyenlerin ülke yönetimine talip olması ülkeyi felakete götürebilir. Türkiye’nin yaşadığı temel sorunlardan birisi budur. Eğer siz eleştiriye tahammül edemiyorsanız o koltukta ne işiniz var. Bu toplumda çatışma kültürünü besliyor. Bugün bir gazete manşetinde var. Bir ilköğretim okulunda bir çocuk sınıf başkanı seçilecek. Başbakanı eleştirmiş, ‘O da ağaçları kesiyor’ diye bir ifade kullanmış. Öğretmeni ne yapıyor. Bu ilköğretim öğrencisini vatan haini diye suçluyor. Olacak şey değil. Ülkenin geldiği noktaya dikkat çekmek için bu örneği verdim. Ağaç kesmeyi eleştirmenin vatan hainliği ile eşdeğer tutulduğu bir noktaya geldik. Turizm çevre ve doğa demek değil midir? Bu öğretmen bir de gelecek kuşakları yetiştirecek.”

İKTİDAR ELEŞTİRİLERE KULAK VERMELİ
Türkiye’nin 3’ncü sınıf demokrasiye layık olmadığının altını çizen CHP Genel Başkanı, “Çağdaş ülkelerde ne varsa benim insanım da ona sahip olmalı. Eğer bu ülkenin insanı daha fazla demokrasi ve özgürlük istiyorsa, iktidar sahipleri bundan memnun olmalı. Aksi düşünülemez. İnsanları suçlamak yerine onların düşüncelerini öğrenmek, eleştirilerine kulak kabartmak iktidarın temel görevidir. Barıştan ekmeğini çıkaran turizmciler bu ülkeyle büyük hizmetler veriyorlar. Yürekten kutluyorum. Bütün sorunlara karşı aşmak için çabalıyorlar. Bu ülkede barışı yerleştirdiğiniz andan itibaren, özgürlük ve demokrasiyi daha da derinleşip kökleştirdiğiniz andan itibaren Türkiye büyük sıçramalar yapacaktır”  diye konuştu.

UMUDUMUZ YARINLARIN BÖYLE OLMAMASIDIR
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın da turizm kelimesinin yarattığı çağrışıma barış, güleryüz, insan sevgisi ne kadar yakışıyorsa, savaş öfke nefret şiddet doğa katliamı ve bağnazlığın o derece ters düştüğünü söyledi. Akaydın, şöyle konuştu: “Bu uyumsuzluk topluma ekonomiye, turizm sektörüne, hatta henüz doğmamış çocuklarımıza yüksek bedeller ödetiyor. Sadece turizmciler değil, turizme girdi sağlayan onlarca sektör bundan zarar görüyor. Yakın geçmişimizde ‘one minute’ siyasi çıkış bile Antalya’ya yılda 300 bin İsrailli turist kaybetmiştir. Gezi parkındaki polis şiddeti görüntüleri dünya yansımakta, büyük tepkiler toplamakta ve turizm olumsuz şekilde etkilemeye devam etmektedir. Savaş çığırtkanlığı öfke nefret, şiddet ve doğa katliamının yanına ekonomik çöküşü ve sosyal patlamaları ve büyük ustanın tüm bunlara yaptığı katkıları da eklediğinizde ortaya çıkan yürekler acısı fotoğraf Türkiye’nin bugünüdür. Öyle bir fotoğraf ki tarihimizde görülmemiştir. Umudumuz yarınlarımızın böyle olmamasıdır.”

BÜYÜK KAYGI DUYUYORUZ
Başkan Akaydın, şöyle devam etti: “Tarihte Türkiye turizm sektörünün terör, iç çatışmalar ve savaş nedeniyle krize girmesinin örnekleri ile doludur. Halen milli gelirinin yüzde 12 kadarını turizmden elde eden Mısır bu kriz sürecinden dolu dizgin geçmektedir. Trajik olmakla beraber General Sisi ve İhvan hareketi, Fas, Türkiye ve Yunanistan turizmi için bir fırsat da yaratmıştır. Bizler geçici olan bu fırsatların ülkemiz için bir trajediye dönüşmesini istemiyoruz. Yurt savunması haricindeki tüm savaşları cinayet olarak görüyoruz. Bugün Türkiye’de olup bitenlerden, basınımızı, üniversitelerimizi, gençlerimizi hatta futbol takımlarımızı hedef alan şiddet manzaralarından, Suriye’ye asker göndermek için yanıp tutuşanlardan, İstanbul ve Ankara da milyonlarca ağacın kesilmesiyle doruğa çıkan doğa katliamından, kıyılarımıza göz diken rant hırsından ve ekonomimizin yokuş aşağı gidişinden ülkemiz ve turizm sektörü adına büyük kaygı duyuyoruz. Bizler barışın ve doğaya saygının egemen olduğu bir dünya ve Türkiye istiyoruz. Rant oluşmazsa ülke kalkınmaz diyen Çevre ve Şehircilik Bakanımızın bu itirafı, kentleşme çevre ve ekonomi tarihindeki ibret verici yerini almıştır. Bundan utanç duyuyoruz.”

SAVAŞ ÇIĞIRTKANLARINA ÇAĞRI
Suriye’ye askeri müdahalenin şimdilik gündemden çıkmasını barış adına umut verici bulduğunu belirten Akaydın, sözlerini şöyle tamamladı: “Ortadoğu’da savaş çığırtkanlığı yapan ve Suriye’deki iç savaşa para, silah ve askeri destek sağlamış olan kukla liderlerin ve onların kontrolündeki yandaş medyanın, bu gelişmeleri insanlığın barışa olan özleminin kanıtları olarak doğru okumaları ve gereğini yapmaları gerekir. Demokrasi, barış, özgürlük ve adalet için mücadele ettiklerini söyleyenler, diktatörlükten, topluma nefret tohumları saçmaktan, kindar bir gençlik istemekten, şiddeti kışkırtmaktan savaşın fitilini ateşlemekten ve ona katkı sağlamaktan vazgeçmelidirler. Hükümetlerin, uluslararası kuruluşların ve medyanın bu sorumluluğu duymalarını ve barışa katkı açısından bozuk olan sicillerini düzeltmelerini diliyorum. Güç sevgisi yerine insan sevgisinin gücünü koyabilmelerini diliyorum. Dünyamız ve ülkemiz ancak o zaman huzur bulacaktır. Hem barışa katkı koyan hem barış ortamında varlığını sürdürebilen turizm sektörü ancak o zaman bugünkü kaygılarından kurtulacaktır. Yurtta ve dünyada barışı sağlamış olarak kutlayacağımız Dünya Turizm Günlerinin yakın olmasını diliyorum.”

YILLIK YÜZDE 6 BÜYÜME
Dünya Turizm Günü’nü kutlayan Antalya Vali Vekili Recep Yüksel ise de Antalya turizminde yıllık ortalama yüzde 6 büyümeyi yakaladıklarını anlattı. Yüksel, “Turizmcilerin genel olarak dünya turizm pazarının hassaslıklarını bilerek, kamudan destek alarak, savaş çığlıklarına rağmen can siparane çalışmalarıyla seviyelere geldik. Hala çeşitli sıkıntılarla uğraşıyoruz.  Hepimiz turizm arkadaşların işini kolaylaştırmalı ve sağlıklı bir kılavuzluk yapmalıyız. Ayrıca parti yöneticilerine bir önerim var. Önümüzdeki yerel seçimlerde belediye meclislerine turizmci arkadaşları yazsınlar. Onların karar organlarına katılımlarını sağlasınlar” dedi.

TÜRKİYE TURİZMİ DEMEK ANTALYA DEMEK
ATSO Başkanı Çetin Osman Budak da ülke imajında turizmin önemine işaret ederek, kadın turistlerin başına gelen olayların, Gezi Parkı olaylarının turizmi olumsuz etkilediğini ancak her şeye rağmen beklentilerin üzerinde bir sezon yaşandığını kaydetti. Antalya’nın yılda 15 milyon turiste ev sahipliği yaptığını anlatan Budak “2012 yılı verilerine göre Türkiye’deki 90 milyon gecelemenin 60 milyonu Antalya’da gerçekleşmiş. Yani Türkiye turizmi demek Antalya demek” diye konuştu. Turizmin sorunlarını anlatan Budak, çözüm önerilerini anlattı.