27 Mayıs 2014 Salı

QATAR AIRWAYS TÜM OPERASYONLARINI HAMAD ULUSLARARASI HAVALİMANI`NA TAŞIYOR



Qatar Airways Yolcuları, Yeni Birinci Sınıf Hava Limanında Beş Yıldızlı Uçuş Deneyiminin Tadını Çıkaracak
Qatar Airways’ in Tüm Uçuşları, 27 Mayıs’ tan itibaren Hamad Uluslararası Havalimanı’ ndan (HIA) yapılacak.  Qatar Airways, tüm uçuşlarını Hamad Uluslararası Havalimanı’ na taşıyarak 27 Mayıs’ tan itibaren buradaki uçuş operasyonlarına başlayacak. Bu tarihi değişiklik Qatar Airways yolcularının, hava yolu şirketinin dünyanın en yeni uluslararası geçiş noktasında sunduğu beş yıldızlı hizmetinin tadını çıkarmalarını sağlayacak.


Bu taşınma, Qatar’ da faaliyet gösteren ve yolcu taşıyan tüm hava yolu şirketlerinin, 27 Mayıs’ tan itibaren Hamad Uluslararası Havalimanı’ na iniş yapacağı ve kalkışlarını da yine buradan gerçekleştireceği anlamına geliyor.Tüm operasyonlarının Hamad Uluslararası Havalimanı’ na (HIA)  taşınmasının Qatar Airways için çok önemli bir olay olduğunu belirten Qatar Airways CEO’ su Akbar Al Baker sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu değişiklik için oldukça uzun süredir hazırlanıyoruz. HIA’ ya taşınmamız Qatar Airways için yeni bir başlangıcı müjdeliyor. Artık tüm yolcularımızın ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayabileceğimiz, her yönüyle yepyeni bir tasarıma sahip birinci sınıf bir merkezimiz olacak.”  


Saatte 8.700 yolcu taşıma kapasitesine sahip olan HIA, yolcularına check-in anından pasaport kontrolüne ve uçağa binişe kadar sorunsuz bir deneyim sunacak. Qatar Airways yolcuları, yeni havalimanının konforunu, işlevsel tasarımını, burada sunulan benzersiz alışveriş ve yemek seçeneklerinin tadını çıkarmak için oldukça heyecanlı.  HIA Yolcu Terminali Kompleksi’ nde beş ada halinde toplam 138 check-in kontuarı bulunacak. Bunların 108 tanesi Qatar Airways ve diğer hava yolu şirketlerinin Ekonomi Sınıfı yolcularına hizmet verirken, 16 kontuar Qatar Airways Business Class yolcularına, lüks ve özel tasarımlı koltuklarıyla dikkat çeken 14 kontuar ise Qatar Airways Birinci Sınıf yolcularına ayrılacak.

Check-in Sırası:
Qatar Airways Birinci Sınıf - Sıra 1
Qatar Airways Business Class - Sıra 2
Qatar Airways Ekonomi Sınıfı - Sıra 3, 4 ve 5

Tüm yolcuların uçuştan üç saat önce gelmeleri tavsiye ediliyor. Check-in işlemleri Ekonomi Sınıfı için kalkıştan bir saat önce, Birinci Sınıf ve Business Class yolcuları için ise kalkıştan 45 dakika önce kapanıyor. e-Gate’ ler hem gidiş hem de geliş alanlarında faaliyet gösteriyor ve e-Gate Kart sahiplerine yeni havalimanında daha hızlı bir yolculuk yapma imkanı sunuluyor. Yardımsever HIA personeli ise çok sayıdaki bilgilendirme masasında ve havalimanı genelinde yolculara yardımcı olmak için hazır bulunacak.    

Hamad Uluslararası Havalimanı’ nda birinci sınıf alışveriş ve yemek seçeneği sunan perakende ve yiyecek-içecek tesisleri için toplam 40.000 metre kare alan ayrıldı. 70’ den fazla perakende mağaza ile ünlü tasarımcı ve modacıların ürünlerinin bulunduğu mağazalar, elektronik ürünler, gurme yiyecekler ve daha pek çok ürün seçeneği sunan HIA’ daki Qatar Duty Free de yolcularına sunduğu özel fırsatlarla hizmet verecek. Buna ilave olarak, 30’dan fazla cafe ve restoran ile dünya yemekleri ve yerel yemeklerden seçim yapma fırsatı da sunulacak.  

Yarımadanın Doğu kıyısında yer alan yeni havalimanı, Doha’ nın merkezine sadece 16 km ve DIA’ ya ise 4 km uzaklıkta bulunuyor. HIA’ nın çevresindeki çok yönlü yeni inşa edilen yol alt yapısı sayesinde havalimanına ulaşım trafiğe bağlı olarak yaklaşık 25 dakika sürüyor. Qatar Airways yolcuları HIA’ ya araba, otobüs, taksi veya limuzin hizmeti kullanarak ulaşabilir.

Van Kahvaltısının Dünya Çapında Tescillenmesine Sayılı Günler Kaldı



Türkiye’de kahvaltı kültürü denildiğinde ilk akla gelen şehirlerden biri olan Van, 1 Haziran 2014 tarihinde düzenlenecek olan ve 30 bine yakın kişinin katılacağı organizasyon ile bir rekora imza atmaya hazırlanıyor.

Dünyanın en kalabalık kahvaltı organizasyonunu 18 bin 941 kişi ile elinde bulunduran Amerika’nın rekorunu kırmak ve Van’ın uluslararası alanda da tanıtımını güçlendirmek amacı ile gerçekleştirilecek olan “Van Kahvaltısı Guinness Dünya Rekoru” organizasyonu için hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor.

Türkiye’nin yeme-içme kültüründe önemli yere sahip olan kahvaltı anlayışının en güzel örneklerinden biri olan ve doğal ürünlerden oluşan bir menünün sunulduğu Van kahvaltısı, önemli bir gastronomi ürünü olarak da öne çıkıyor. Van’ın, tarihi ve kültürel dokusu ile konukseverliğinin, sınırlarımızın dışına çıkarak dünya çapında tanınmasını sağlayacak olan bu etkinliğin önemine dikkat çeken Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, “Van Kahvaltısı Guinness Dünya Rekoru”nun turizm sektörü açısından da oldukça önemli bir organizasyon olduğunu belirterek, “Van kahvaltısının dünya çapında tescillenmesine sayılı günler kaldı” dedi.

Turizmde dünya markası olmuş şehirler ile yarışabilmek için sahip olduğumuz değerlerin doğru tanıtım ve pazarlama stratejileriyle sunulmasının şart olduğuna dikkat çeken TUROB Başkanı Timur Bayındır, tarihi ve kültürel dokusunun yanı sıra gastronomi alanındaki zenginliği ile de özel bir yere sahip olan Van’ın, sadece yurt içinden değil yurt dışından da turist ağırlayan bir destinasyon olarak öne çıkabilmesi için bu organizasyonun büyük bir fırsat olduğunu vurguladı.

Van kahvaltısının dünya çapında bilinirliğini sağlamak, şehrin tarihi, doğal ve kültürel zenginliklerinin de  dünyaya tanıtmak amacı ile çıkılan bu yolda emek veren herkesi Birlik olarak sonuna kadar desteklediklerini ifade eden Bayındır, konu ile ilgili şunları aktardı; “Tarihi geçmişi, doğal zenginlikleri ve sıcakkanlı insanlarının misafirperverliği ile geçmişten bugüne ülkemizin özel şehirleri arasında yer alan Van’ın, turizm sektöründe de hak ettiği ilgiyi görebilmesi adına bu ve benzeri organizasyonların yapılması bizleri son derece memnun etmektedir. Van kahvaltısının bir turizm ürünü olduğu ve insanların sadece bu konsepti deneyimleyebilmek için dahi kenti ziyaret ettiği aşikardır. Van’ın ülke turizmine ve şehir hayatına sağlayacağı katma değer, turizm potansiyeli olan diğer şehirlerimizi de harekete geçirerek, sektörümüzün gelecek dönem hedeflerine ulaşılmasında önemli rol oynayacaktır. Umuyorum ki yakın bir gelecekte Van, gastronomi turizminde dünya markası olmuş şehirler arasında yer alacaktır. Tarihe geçecek böylesi bir organizasyonun gerçekleştirilmesine katkı sunan herkesi kutluyorum.”

Çinlilerin Gözü Türkiye’de!


Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nin (CASS) açıkladığı Turizm Yeşil Raporu'na göre, 2013’te 97 milyon 300 bin Çinli yurt dışı seyahatine çıktı. Bu yıl bu rakamın 100 milyonu aşması bekleniyor. Peki bu
Çinliler nereye gidiyor? Uçak bileti, otel ve araba kiralama fiyatlarını aynı platformda karşılaştıran uluslararası seyahat arama motoru Skyscanner’ın verilerine göre Çinliler’in Türkiye aramaları giderek artıyor. Bu yıl 2013’e kıyasla Çin’den Türkiye’ye uçak bileti aramalarında %87’lik bir artış görülüyor. Çin’den yapılan seyahat aramalarının artış oranlarına göre Türkiye; Seyşel Adaları, Yeni Zelanda ve Maldivler’in ardından 4. sırada yer alıyor.


CASS’ın açıkladığı Turizm Yeşil Raporu'na göre Çin’in ülke dış seyahatlerinde çok hızlı bir artış görülüyor. 2000 yılında 10 milyon Çinli turist yurt dışına seyahat ederken, bu rakam 2013'te 97 milyon 300 bine ulaştı. Bu artışın en çok yansıyacağı ülkelerden biri de Türkiye olacağa benziyor. İnternet sitesi ile olduğu kadar mobil uygulamalarıyla da dünyada seyahat etmek isteyenlerin hayatını kolaylaştıran ve en hesaplı alternatifleri sunan Skyscanner’ın verilerine göre, Çin’den Türkiye’ye seyahat aramalarında 2013’e kıyasla %87’lik bir artış yaşanıyor. Bu yıl Çinli turist sayısının 100 milyonu aşması beklenirken, Çinliler için bu senenin parlayacak yıldızları Türkiye ile birlikte Seyşel Adaları, Yeni Zelanda, Maldivler ve Mauritius olacağa benziyor.

Çinlilerin en çok ilgi gösterdiği ülkeler
Skyscanner’ın verilerine göre; Çin’den yapılan aramalar incelendiğinde, Çinli turistlerin 2013 yılında en çok arama yaptığı destinasyonlar arasında Türkiye 22. sırada yer alırken, bu yılın aramalarında ise Türkiye 5 sıra birden yükselerek 17. sıraya yerleşiyor. En çok aranan ülkeler arasında Çin için yakın destinasyonlar olan

Tayland, ABD ve Japonya ön plana çıkıyor.
Skyscanner Türkiye Pazarlama Müdürü Murat Özkök: “Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu sene de Çinli turistlerin yoğun olarak seyahat etmesi bekleniyor. Raporda ayrıca Çinli turistlerin 2013’te toplam 102 milyar ABD doları harcayarak bu alanda dünya birincisi olduğu da belirtiliyor. Bu bilgiden yola çıkarak, Çinli turistlerin seyahat ettikleri bölgelerin ekonomilerine de bir canlılık getirmesini öngörüyoruz. Çin’in yurtdışı aramalarında en çok artış gösteren 4. ülkenin Türkiye olması, turizm için çok önemli. Ayrıca 2012 yılının Türkiye’de Çin Kültür yılı olarak kutlanması, 2013 yılının ise Çin’de Türkiye Kültür yılı olarak kullanması bu artışta etki etmişe benziyor.  ”

MEHMET ZERZELE VEFAT ETTİ



TURİZMİN SESİ
Uzun yıllar Eminönü Turizmci ve İşadamları Derneği Başkanlığı ve TUROB yönetim kurulu üyeliği yapmış, turizm sektörüne büyük katkıları bulunan değerli Duayen turizmci Mehmet ZELZELE vefat etti

Eminönü Turizmci ve İşadamları Derneği Başkanı ve TUROB yönetim kurulu üyeliği yapmış, turizm sektörüne büyük katkıları bulunan  Duayen turizmci Mehmet ZELZELE’ nin vefatı Turizm sektörünü ve sevenlerini  derin üzüntü yaratmıştır. Cenazesi 28.05.2014 Çarşamba günü (yarın) ikindi Namazına müteakip Ataköy 5.Kısım Camii’nden kaldırılacaktır.

Mehmet Zelzele'nin Laleli'de Eyfel ve Pisa  adında 2 adet oteli var. Babacan tavırları  herkes tarafından sevilen 1933 Kilis doğumlu Mehmet Zelzele 2 kız ve 2 erkek çocuk babasıdır. Eminönü Turizmci ve İşadamları Derneği Başkanı ve TUROB'un yönetiminde bulunmasının yanı sıra birçok dernek ve vakıfta aktif sorumluluk üstlendi.

Mehmet Zelzele Turizme ve bu ülkeye çok değerli katkılar sağlamış ilerleyen yaşına rağmen köşesine çekilip emekliliğinin tadını çıkarmayı biran olsun aklından geçirmediği gibi birçok sosyal sorumluluk projesi içerisinde ve dernek çalışmalarında aktif rol almıştır “Kabına Sığmayan Kilisli” adında bir de kitabı olan Turizm Duayenini Mehmet Zelzele vefatıyla sevenlerini derin üzüntü yaşatmıştır.

Turizminsesi.com adına  Allahtan rahmet, kederli ailesi, dostları, akrabaları ile turizm sektörüne başsağlığı ve sabır dileriz.

MAHED KURULUŞUNU MARMARİS CAMİASINA RESMEN DUYURDU


Excutive Housekeeping dergisi ve Hakan Halit Yeni öncülüğünde Marmaris’te Kat Hizmetleri Eğitim Derneği kuruldu. Dernek Başkanlığını Pınar Kalkan Çamlar’ın yaptığı Marmaris Kat Hizmetleri Eğitim Derneği, 24 Mayıs 2014 Cumartesi akşamı Cle Resort Hotel’in ev sahipliğinde kuruluş balosunu gerçekleştirdi. Geceye Alanya OTED Onursal Başkanı ve Baş danışmanı Hakan Halit Yeni, Marmaris Aşçılar Derneği başkanı, Efembi müdürleri derneği başkanı, gecenin sponsoru olan 3M yetkilileri, Excutive Housekeepıng dergisi genel yayın yönetmeni, hijyen firmalarının temsilcileri, basın mensupları ve çok sayıda Housekeepıng yöneticileri katıldı.


Gecenin açılış konuşmasını Marmaris Kat Hizmetleri Eğitim Derneği yönetim kurulu Başkanı Pınar Kalkan  Çamlar yaptı. Çamlar, Bu derneğin açılmasında bizlere destek olan başta sayın Hakan Halit Yeni olmak üzere, Executive Housekeeping dergisi genel yayın yönetmeni sayın Erus’a sonsuz şükranlarımızı sunarız. İlk gecemize destek olan sponsor firmamız 3M yetkililerine teşekkürlerimizi bir borç biliriz. Derneğimizin başta Marmaris olmak üzere turizm camiasına hayırlı olmasını diliyoruım. Amacımız, gerçekleştireceğimiz eğitim ve seminerlerle, daha bilinli, daha kaliteli hizmet verilmesine öncülük etmektir. Herkesin destek ve katkılarını bekliyoruz”Dedi.


3M firması temsilcisi Gökhan Ilgaz ise her zaman Hausekeeperların destekçisi olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini söyleyerek derneğin Marmarise hayırlı olmasını diledi. Housekeepıng dergisi genel yayın yönetmeni Alpay Erus’ta dergi olarak destek vermeye hazır olduklar mesajını verdi.


Son olarak söz alan Alanya Oted’in Onursal Başkanı ve Baş danışmanı Hakan Halit Yeni ise şunları ifade etti “Ülkemizin bir çok şehrinde farklı isimlerle Housekeepıng dernekleri açmaya devam ediyoruz. İlk durağımız Marmaris oldu. cesarek ve kararlılıklarından dolayı, başta dernek başkanımız Pınar Kalkan Çamlar olmak üzere, yönetim kurulunu tüm içtenliğimle kutluyorum. Yanınızda olmaktan büyük onur ve şeref duyduğumu özellikle ifade etmek isterim. Hk camiası olarak mutlak suretle bir birimize sahip çıkıp destek vermeliyiz. Bireysel hareketler hiç bir zaman kaile alınmaz. Toplumsal hareketler ise her zaman dikkate alınır. Bu düşünceyle hareket edip, mesleğimizin adını ve çıtasını en üst seviyeye çıkarmak için tüm gücümüzle çalışmalıyız. Aşcılarımızda olduğu gibi, ülkemizin dört bir yanında gücümüze güç katarak federasyonlaşmanın önü mütlak suretle açılmalı. İşlerimin yoğunluğu nedeni ile ertelemiş olduğumuz, farklı şehirlerdeki Hk derneklerimizin açılışlarını sırasıyla önümüzdeki aylarda gerçekleştireceğiz. Hedeflerimiz var. Bu hedeflerimize sağlıklı bir şekilde ulaşabilmemiz için, çoğalmak ve büyümek zorundayız. Başka altarnatifimiz yok.  Biz Alanya’da nasıl kenetlenmiş isek, aynısını sizden de bekliyoruz. Bizler hizmet sektörüyüz. Kendimizi doğru ifade edip, doğru anlatmalıyız. Housekeepıng mesleği adına, doğru ve iyi niyetlerle yapılan her türlü çalışmayı desteklemeye devam edeceğim. Buna hiç ama hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Marmaris Kat Hizmetleri Eğitim Derneğimizin Marmarise ve ülkemize hayırlı olmasını diliyoruım. Allah utandırmasın”Dedi.

Sonderece profosyonelce ve titizlikle hazılanan gecede, Israrlar üzerine mini bir konser de veren Yeni, gecede yaptığı konuşması ve mini jestinden dolayı, Marmarisli Housekeeperlar ve geceye katılan konuklar tarafından  uzun süre alkışlandı. Yeni’ye, destek ve katkılarından dolayı, ayrıca birde teşekkür plaketi takdim edildi. Canlı müzik eşliğinde devam eden gedede, Marmarisli Housekeepıng yöneticileri ve geceye katılan konuklar bol bol eğlenip, sohbet ettiler.

26 Mayıs 2014 Pazartesi

DİKKAT! BU BELİRTİLER 24 SAATTE GEÇMEMİŞSE, NEDENİ MULTİPL SKLEROZ OLABİLİR!



Multipl Skleroz, görme bozukluğundan, kollar bacaklar ya da gövdede güçsüzlüğe, idrar kaçırmadan cinsel isteksizliğe kadar birbirinden çok farklı belirtilerle başlıyor. Tedavisinde geç kalındığında atakların sıklığı ile şiddeti artıyor. Bunun sonucunda da hastalarda kalıcı sakatlıklar oluşabiliyor. Aslında erken ve düzenli tedaviyle Multiple Skleroz atakları kontrol altına alınabiliyor. Üstelik yeni tedavi seçenekleriyle başarı grafiği yükseliyor ve hastaların konforları da artıyor. 



Multipl Skleroz, merkezi sinir sisteminde gelişen bir hastalık. Bu hastalıkta, bağışıklık sistemi hücreleri; merkezi sinir sistemini, sinir hücrelerinden çıkan ve akson olarak isimlendirilen uzantıları ve bu uzantıların çevresini saran, miyelin olarak isimlendirilen yapıları etkiliyor. Bağışıklık sistemi hücrelerinin saldırısı sonucunda başta miyelin ve akson olmak üzere hasar gören bu yapılar da hastalığı ortaya çıkartıyor.


Acıbadem Maslak Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, Multipl Skleroz’un her hastada farklı belirtiler ile başladığına dikkat çekerek, “Ayrıca belirtilerin hastalığın başlangıç dönemlerinde genellikle kendiliğinden de düzelebildiği için” hastalarının hekime başvurmaları ve tanı almaları gecikebiliyor. Bazı hastalar da ataklar geçtiğinde 'düzeldim' diyerek tedavilerini aksatıyor. Zamanla hastalarda kalıcı görme kaybı, yürüme ya da denge bozukluğu gibi sekeller ortaya çıkıyor. Oysa Multipl Skleroz erken ve düzenli tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalık. Üstelik yeni tedavi seçenekleri hem daha etkili sonuçlar veriyor, hem de hastalara büyük konfor sunuyor.” diyor.

Bu belirtiler 24 saati geçmesine rağmen devem ediyorsa, dikkat!
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, aşağıda yer alan belirtilerden birkaçının, hatta birinin bile 24 saatten uzun süredir devam etiği takdirde, zaman kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurmak gerektiği uyarısında bulunuyor.

• Genellikle tek gözde görme keskinliğinin azalması veya görme kaybı ya da çift görme.
• Baş dönmesi, dengesizlik, beceriksizlik.
• Vücudun değişikli bölgelerinde özellikle gövdede kuşak tarzı duyu değişikliği, yüzde, kollar ya da bacaklarda uyuşukluk, güçsüzlük.
• İdrar kaçırma ya da idrar yapamama, dışkılama sorunları
• Dilde peltekleşme gibi konuşma bozuklukları. 

• Yorgunluk.
• Bellek sorunları.
• Depresyon gibi duygu durum değişiklikleri.
• Cinsel isteksizlik, erken boşalma gibi cinsel işlev bozuklukları.

Daha az sıklıkla;
• Baş ağrısı, uyku bozuklukları ya da epileptik nöbetler.

Hastaların üçte ikisi 20-40 yaş grubunda
Hastaların üçte ikisi bu hastalığa 20-40 yaş arasında yakalanırken, üçte biri ise 40 yaş üstünde ya da 20 yaş altında oluyor. 55 yaşın üzerinde ise risk belirgin olarak azalıyor.
Yeterli sayıda olmamakla birlikte, ülkemizde her 100 bin kişide 30- 40 kişinin MS’li olduğunu bildiren çalışmalar var. Bu çalışmalardan yola çıkılarak ülkemizde yaklaşık 35 bin MS hastası olduğu tahmin ediliyor.
40 yaş altında başlayan ataklar ve düzelmelerle giden MS tipi kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 2 kat daha sık görülüyor. Bunun aksine 40 yaş ve üzerinde başlayan MS hastalığında ise kadın ve erkek oranı eşit rakama yaklaşıyor

Erken yakalandığında ataklar kontrol altına alınabiliyor
MS’in temel olarak 3 tip tedavisi var; belirtilere yönelik tedavi, atak tedavisi ve atakları önleme tedavisi. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, MS’in henüz kesin tedavisi olmasa da, erken tanı ve tedaviyle atakların kontrol altına alınabildiğine dikkat çekerek sözlerine şöyle devam ediyor: “Bunun sonucunda hastalar atak döneminde yaşadıkları görme bozukluğu, konuşma güçlüğü, denge sağlama ve idrar tutamama gibi nörolojik belirtilere bağlı sıkıntılardan ve atak nedeniyle sık aralarla yüksek doz kortizon almaktan kurtulabiliyor. Daha da önemlisi hastalar sakat kalmadan hayatlarına devam edebiliyor.”

Yeni seçeneklerle tedavinin etkinliği yüzde 50’nin üzerine çıktı
Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, Multipl Skleroz tedavisinde son 3-4 yıldır çok büyük adımlar atıldığını belirterek hastaların yüzünü güldüren gelişmeleri şöyle anlatıyor:
"Bundan birkaç yıl öncesine dek, tedavi seçeneklerimizin tümü enjeksiyon şeklinde idi ve hastalarımıza sadece birkaç ilaç seçeneği sunabiliyorduk. Bugün ise hem hap şeklinde ilaçlarımız var, hem de hastalara önerebileceğimiz tedavi seçeneklerimiz arttı. Tıpkı bir terzinin kişiye özel elbise dikmesi gibi, biz de artık mevcut hastalığının aktivitesi ve eşlik eden başka sağlık sorunları olup olmadığına bakarak hastaya özel ilaç seçenekleri sunabiliyoruz. Tedavide kullandığımız yeni ilaçların 2 önemli avantajı var; birincisi hap olmaları nedeniyle uygulamasının kolay olması. Bu gelişme, özellikle enjeksiyondan korkan hastalarımız için büyük bir konfor sağlıyor. İkinci avantajı da yıllardır kullandığımız bazı tedavilere göre etkinliklerinin daha fazla olması. Öyle ki daha önce hastalığa bağlı klinik atakları önleyebilme şansımız yüzde 30'lar civarındayken, bu rakam yeni oral ilaçlar sayesinde yüzde 54'e kadar çıkabilmektedir. Ancak yeni tedavilerin uzun dönem güvenlik verilerine henüz sahip değiliz. Bu nedenle 20-25 yıllık uzun dönem sonuçlarını bildiğimiz mevcut tedavilerle hastalığı kontrol altında olan hastalar, sadece yeni olduğu için ya da hap şeklinde olduğu için ilaçlarını değiştirmeyi kesinlikle düşünmemeliler. Biz yeni geliştirilen hapları önceden kullanılan ilaçlara yanıt veremeyen hastalarda kullanıyoruz.”

Tedaviyi yarım bırakmak kalıcı sakatlık nedeni
MS ataklarla seyreden bir hastalık. Bu nedenle bazı hastaların sadece atak denilen dönemde tedavi olduklarını, belirtiler geçince de 'artık düzeldim' diyerek tedavisini yarım bıraktıklarını söyleyen Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, “Hasta tedavisini yarıda bıraktığı için atakların sıklığı ve şiddeti giderek artmaya başlıyor. Zamanla ciddi yürüme ya da görme bozukluğu, bellek bozukluğu gibi, hastanın günlük işlevlerini bile yerine getiremeyecek kadar önemli, kalıcı sekeller oluşabiliyor. Dolayısıyla hastalar hekimi belirtmediği sürece, ilaç tedavilerini kesinlikle bırakmamalılar. Ayrıca tedavinin de MS konusunda uzmanlaşmış hekim ve merkezde yapılması da çok önemli." diyor.

“ŞİŞMAN” KİME DERLER?



Genetik yatkınlık olsa bile şişmanlığa teslim olmayın!
Şişmanlık vücutta biriken yağ dokusu fazlalığına deniliyor, obezite kelimesi de Latince’de şişmanlık anlamına geliyor. Besinlerle alınan enerji vücuda girdikten sonra eğer yakılamazsa, yağ dokusu olarak birikiyor ve sonunda da kilo artışı meydana geliyor. Acıbadem Bağdat Caddesi Tıp Merkezi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yaser Süleymanoğlu, şişmanlığın ömür boyu süren kronik bir hastalık olduğunu belirterek, şişmanlıkla mücadelenin de ömür boyu sürmesi gerektiğini belirtiyor.


Aslında aynaya bakınca şişmanladığımızı kolayca anlıyoruz. Vücut hatlarımız bozuluyor, kıyafetlerimize giremiyoruz. Ancak günlük hayatta kendimize sık sık söylediğimiz ‘ben şişmanladım’ sözünü bilimsel bir tarifle açıklamak mümkün. Bu aynı zamanda ‘Şişman Kime Derler?’ sorusunun da cevabını bulmamıza yardımcı oluyor. Şişmanlığın hesabının Vücut Kitle İndeksi (VKİ) ölçümüne göre yapıldığını belirten Dr. Yaser Süleymanoğlu şu bilgileri veriyor:


“Kişinin kilogram cinsinden terazide ölçülen kilosu, boyunun metre cinsinden karesine bölünüyor. Yani 170 cm boyundaysa ve 70 kiloysa: 70 kg /1,7 m2 olarak hesaplanınca çıkan sonuç: 24.22 oluyor. Eğer kişinin Vücut Kitle İndeksi 18,5-25 arasındaysa ideal kiloda, 25-30 arasındaysa kilo fazlası var demektir. 30-40 arasındaysa obez ya da şişman olarak kabul ediliyor. Vücut kitle indeksi 40’ın üzerindeyse morbid obez olarak adlandırılıyor. Bir de vücut kitle indeksi 18,5’in altında olanlar var ki, zayıf kabul ediliyor ve tıpkı obezler gibi sağlık kontrolünden geçmeleri öneriliyor.”


Şişmanlığın 12 zararı
Şişmanlık kısa sürede çözümlenecek bir sağlık sorunu değil. Kilolar da aslında çok kısa sürede alınmıyor, vücutta yağ birikimi yıllar içinde artıyor, sonunda sadece az yiyerek çözümlenmekten uzak bir soruna dönüşüyor. Hekim ve beslenme uzmanı desteği almadan, spor yapmadan da kilolardan kurtulmak mümkün olamıyor. Şüphesiz ki şişmanlık vücut için ciddi bir yük. Şişmanlığın bize verdiği zararları daha iyi anlamamıza yönelik bilgiler veren Dr. Yaser Süleymanoğlu, bunları şöyle sıralıyor:
1-Motivasyon eksikliği.
2-Eklemlerde özelikle dizlerde rahatsızlık.
3-Kalça ağrıları.
4-Omurga ağrıları.
5-Büyük göğüsler nedeniyle sırt ağrıları.
6-Sürekli yorgunluk.
7-Nefes nefese kalmak.
8-Merdiven çıkmakta zorlanmak.
9-Koşamamak.
10-Tempolu yürüyüşte zorlanmak.
11-Büyük beden kıyafetler giymek zorunda kalmak.
12-Genç olduğu halde yaşından büyük göstermek.

Şişmanlığı neler tetikler?
Şişmanlığı tetikleyen birçok neden bulunduğunu, bunların başında hareketsizlik ve vücudun yakabileceğinden fazla kalori tüketmenin geldiğini belirten Dr. Yaser Süleymanoğlu, “Bir de bunlara genetik yatkınlık, insülin direnci, hipoglisemi, stres, hormonal bozukluklar (büyüme hormonu, tiroid, hipofiz ve adrenal bez sorunları) ekleniyorsa, yağ dokusu artarak şişmanlık sorunu ortaya çıkıyor” diyor. Genetik yatkınlığı olan kişilerin yaşam tarzlarına dikkat etmedikleri sürece şişmanlayacaklarına değinen Dr. Süleymanoğlu, genetik yatkınlığı olup da kilosuna dikkat eden kişilerin şişmanlıktan kurtulabileceklerini söylüyor. Çocukluk çağı obezitesinin artmasıyla birlikte şişman çocukları gelecekte bekleyen tehlikelerin de arttığını vurgulayan Dr. Süleymanoğlu, diyabet, kalp ve koroner damar hastalıkları, erken yaşta hipertansiyon ve kanser riskinin de yükseldiğini ifade ediyor.

Su içse yarayanlar kimler?
Bir de yediklerine dikkat ettiklerini söyledikleri halde en küçük kaçamaklarda bile kilo aldıklarını söyleyenler var ki bu kişiler durumlarını ‘Su içsem yarıyor’ diye tarif ediyor. Şişmanlamamak için geç saatlerde aşırı kalori almaktan kaçınmak şişmanlamamak için alınacak ciddi önlemlerden biri. Sonra hareketli olmak, spor yapmak geliyor. Hazır gıdalardan uzak durmak, bol karbonhidrat ve yağlı yiyecek tüketmemek de alınacak önlemler arasında. Tüm bunlar yapıldığı halde kişi “Su içsem yarıyor” diyorsa metabolizma hızının yavaş olduğu anlaşılıyor. Dr. Yaser Süleymanoğlu, günlük yaşamı sırasında tükettiği enerji miktarını ifade eden bazal metabolizma hızının bazı kişilerde çok düşük olduğuna dikkati çekerek şunları söylüyor:
“İnsülin direnci, tiroid hastalıkları ve hareketsiz olanların bazal metabolizması yavaş çalışır. Bu kişiler hekim tarafından mutlaka araştırılmalıdır. Örneğin insülin direncinin kırılması için kişiye özel kalorisi hesaplanmış bir diyet programı uygulamak, yine uzman tarafından planlanmış sağlıklı egzersiz bir egzersiz programı yapmak, direncin kırılmasına yönelik ilaç tedavisi görmek etkili olacaktır. Duygusal nedenlerle yiyenlere gelince: Onlar da psikolojik destek almalı, hekim önerisi çerçevesinde bazı medikal yöntemlerle iştah kontrolü yapabilmelidir.”
İnsülin direncinin büyük şehirlerde yaşayan, hareketsiz kalan, çok fazla kalorili gıda tüketenlerin bir sorunu olduğuna işaret eden Dr. Yaser Süleymanoğlu, “İnsülin direnci ömrü kısaltan bir durumdur. İnsülin direncinin diyabet, damar sertliği, tansiyon ve kalp hastalığını tetikleyici etkisi var” diyor.

25 Mayıs 2014 Pazar

Dikkat! Bu haber Türkiye’de 18 milyon kişiyi ilgilendiriyor

HİPERTANSİYON HASTALARININ EN SIK YAPTIKLARI 8 HATA

Hipertansiyon günümüzün en önemli hastalıklarından biri. Ülkemizde çoğunu kadınların oluşturduğu 18 milyona yakın hasta yüksek tansiyona karşı mücadele veriyor. Tüm dünyada ve ülkemizde yaygın olarak görülen hipertansiyon kontrol altına alınamadığında birçok organı etkileyerek başta kalp damar hastalıkları olmak üzere; böbrek yetmezliği, görme kaybı, hatta felç gibi ölümcül sonuçlara yol açabilen tehlikeli bir hastalık. Öyle ki ülkemizde her 4 ölümden biri, hipertansiyon sonucu oluşuyor. Hipertansiyonun bu tür ciddi tablolara yol açmasında en çok hastaların ilaçlarını yarım bırakmaları, yaşam alışkanlıklarına dikkat etmemeleri ve ilaç kullanmak yerine bazı besinlerden medet ummaları gibi yaptıkları hatalar rol oynuyor. Acıbadem Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, hipertansiyon hastalarının en sık yaptıkları 8 hatayı ve bunların yol açtıkları sorunları anlattı.


1. Hipertansiyonu ciddiye almamak
‘Bünyem, yüksek tansiyona alışmış’ deyip hipertansiyonu ciddiye almamak yapılan en büyük hatalardan biri. Kan basıncı yüksekliğini sadece strese (gerginliğe) bağlayıp tansiyon ilacı kullanmamak, ‘Ben tansiyonumun yükseldiğini hissediyorum’ deyip yakınma olmayan zamanlarda kan basıncını ölçtürmemek de hastaların yaptıkları diğer önemli hatalardan. Oysa ki hipertansiyon sinsi bir hastalık. Kişi kendini iyi hissetse bile, yüksek tansiyon damarlardaki harabiyetini sürdürüyor.

2. Sadece büyük tansiyonla ilgilenmek
Sadece büyük tansiyonla ilgilenmek de hastalar tarafından sıkça yapılan bir başka hata. Yapılan araştırmalar küçük tansiyon kontrol altına alınmadığında damar harabiyeti riskinin devam ettiğini gösteriyor. Bazı kişilerde sadece küçük tansiyonun yüksek olduğu ve bu kişilerin tedavi altına alınması gerektiği unutulmamalı. Özellikle kalp damarları, küçük tansiyon varlığında yüksek basınca maruz kalıyor.

3. Bitkisel ilaçlar ve sarımsaktan medet ummak
Hipertansiyon tedavisinin bitkisel ilaçlar ile sarımsakla yapılması ve tansiyon düşürücü ilaç kullanımından kaçınılması da yapılan hatalar arasında. Piyasada mevcut bitkisel ilaçlar Tarım Bakanlığı onaylı olup, çoğunluğu uyarıcı afrodizyak maddeler içeriyor. Bu ilaçlar tansiyon yükselmesine yol açabiliyor. Limon ve sarımsak kullanımının tansiyon düşürmedeki rolü minimal olup, tek başına yüksek tansiyon tedavisinde kullanılmıyor. Ancak sarımsak ve limon diyetin bir parçası olabilir. Sakinleştirici ilaçlar kişilerin stresini azaltarak tansiyon dengelenmesine katkıda bulunabiliyor. Bu ilaçların tek başına kullanılması ancak nadir vakalarda tansiyon kontrolü sağlayabiliyor.

4. Her kan basıncı yüksekliğinde dilaltı hapı çiğnemek
Her kan basıncı yüksekliğinde dil altı hapı çiğnenmemeli. Dil altı hapının sadece baş ağrısı, göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi şikayetlerin geliştiği ve sıklıkla büyük tansiyonun 180 değerini aştığı acil durumlarda kullanılması gerekiyor. Aksi halde dilaltı ilacı kan basıncını hızla ve kontrolsüz düşürerek felç, kalp krizi ve ölüm gibi istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor. Dilaltının evde kullanımı doktor önermediği sürece tercih edilmemeli.

5. İlaç tedavisinden bağımlılık veya yan etki yapar diyerek kaçınmak
Birçok hastalığı mevcut olan “Vücut ilaca alışır etkisini kaybeder, ilaç yan etki ve bağımlılık yapar” şeklindeki düşünce kesinlikle yanlış. Eğer ilaç tansiyonu iyi kontrol etmiş ve kişide belirgin yan etki oluşturmamışsa, ilacın eski ya da yeni oluşuna bakılmaksızın ilaç kullanılmalı. Tansiyon ilaçları bağımlılık yapmaz. Tansiyon ilaçlarının yan etki potansiyeli düşüktür ve bu etkinin ortaya çıkışı kişiye göre değişiyor. Yan etki ortaya çıktığında ilaç bırakılmamalı ve mutlaka doktora başvurulmalı. Unutmayın ki hastaya en büyük zararı kontrolsüz hipertansiyon veriyor.

6. İlaç dışı tedavileri ihmal etmek
Hipertansiyon tedavisinde ilacın yanı sıra yaşam şekli değişikliği diye adlandırılan ilaç dışı tedaviler de bir o kadar önemli. Yaşam şekli değişikliği; tuzu azaltma, düzenli spor, ideal kiloya ulaşma, sigara ve alkolden uzaklaşma ve hipertansiyon diyetini kapsıyor. Ancak ilaç kullanan hastaların çoğu ilaçsız tedaviyi ihmal ediyor. İlaçsız tedaviye dikkat edilmezse antihipertansif ilaçların da etkisi çok azalıyor veya ortadan kalkıyor. Hipertansiyon tedavisi ancak sağlıklı bir hasta-hekim ilişkisiyle mümkün olabiliyor.

7. İlaç tedavisine ara vermek
Birçok hasta kan basıncı ilaçlarla kontrol altına alındığında, kendilerini rahatsız eden baş ağrısı, nefes darlığı ve çarpıntı gibi yakınmalar ortadan kalktığında veya ilacı bittiğinde ilaç tedavisini yarıda bırakabiliyor. Oysa kısa süreli bile olsa tedaviye kesinlikle ara verilmemeli. Çünkü tedavide amaç sadece hastayı o dönemde rahatsız eden yakınmaları gidermek değil, aynı zamanda hedef organ hasarını önleyerek veya geri çevirerek kalıcı sakatlık ve ölümleri azaltmak. Hipertansiyonun büyük olasılıkla ömür boyu eşlik edeceği unutulmamalı. İlacın ani bırakılması, tansiyon değerlerinde ani fırlamaya ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

8. İlacı bırakarak ‘kan basıncı yeniden yükselecek mi?’ diye deneme yapması
Kan basıncı kontrol altına alınan bir hastanın ilacı bırakarak ‘kan basıncı yeniden yükselecek mi?’ diye deneme yapması da büyük bir hata. Antihipertansif ilaçlar bırakılsa bile kan basıncını düşürücü etkileri bir süre daha devam ediyor. Hastada geçici, hipertansiyon yoksa, ilaç bırakılınca kan basıncı bir süre sonra kesinlikle yeniden yükseliyor. Bu nedenle ilaç tedavisinin kesilmesi ve doz değişikliği kesinlikle doktor tarafından yapılmalı.



MUGLA’NIN MEMECIK ZEYTINI HATİCE TEYZE’DE HAYAT BULUYOR



Zeytinyağı kültürüne farklılık getiren Hatice Teyze olgun zeytinlerden soğuk sıkım yöntemiyle ürettiği
zeytinyağlarını, damak zevkini düşünürken sağlığına önem verenlerin beğenisine sunuyor.Bodrum’da bir ilki gerçekleştiren Işıl Tan, annesinin adına ithaf ettiği tüm ürünlerinde asolan yeni neslin çok daha sağlıklı ürünlerle tanışması ve alışması için Milas Yöresinde kendine has zeytin ağaçlarından ürettiği ve Türkbükü’nde açtığı Hatice Teyze mağazasında organik ürünlerini satışa sunmaya başladı.


Naturel Sızma Zeytinyağı 0.8
Naturel yağlar içerisinde en değerlisi ve en hafifidir.
Dağ zeytinidir. Verimli yamaçların, bol oksijenli Milas’ın dağlarından esen rüzgarlarla harmanlanması sonucunda zeytin olgunlaşana kadar dalında doğadan gelen yağmurla birlikte suyu az gördüğü için nefaseti yüksektir. Doğada yağmur sularıyla olgunlaştığı için tanesi küçük, verimi yüksek kaliteli bir yağ elde etmiş oluruz. Ağacından özenle toplanan zeytinlerin önce yıkanıp sızdırılması, daha sonrada filtrelenmesiyle elde edilir. Olgun dönem zeytinlerinden üretilen ancak her damlasında taze zeytin tadını aldığınız zeytinyağlarının efendisidirYakıcı değildirGenizde oldukça hafif bir yanma, ağızda yine çok hafif bir acılık hissettirir.
Zengin aroması ve tadının yumuşaklığından içerdiği vitaminlerle mutfağınız için en ideal yağdır.
Zeytinyağlı yemekler kadar, salata ve soslara da ayrı bir değer katar.


Erken Hasat Zeytinyağı / 0.1
Sağlığınıza armağanımızdır
Memecik zeytin çeşidinin ayrı özelliklerini barındıran bu ürünümüzde zeytin meyvesinde bulunan antioksidan ve fenollerin soğuk sıkım tekniğiyle kaybolmadan yağa geçmesiyle üretilmiştir. Ova zeytinidir. Genizde orta düzeyde bir yakıcılık içerisinde barındırdığı antioksidan ve fenol bileşenlerden dolayı dilinizin üzerinde ve yanlarında ki acılıkla uyum içerisinde size alışmış olduğunuz yağlardan farklı bir tat deneyimi yaşatmak üzere yapılmıştır.


Earty tadı, acı ve yakıcıdır.
Ekim ayı içerisinde zeytin henüz yeşil halindeyken hasat edip aynı gün içerisinde soğuk sıkım yöntemiyle sıkarak sınırlı sayıda üretiyoruz. Yeşil zeytin aromasına sahip zeytin meyvesinden gelen fenol bileşenlerin ve antioksidanların etkisi ile dil üzerinde yoğun hissedilir. Acılık ve genizde yakıcılık oluşturmaktadır.
Seramik fıçılarda dinlendirme prosesi ile 1500 şişe özel üretimdir.Limitli sayıda üretilmiş olup önde gelen gurmeler tarafından kısa sürede rezerv edilmiştir. Sabah kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak, enerjinizde ve cildinizde düzenli tüketimde farkı hissedeceksiniz. Balık, et ve salatalarda kullandığınızda ayrı bir lezzet dünyasına geçeceksiniz. Zeytinyağlı yemeklerinizin vazgeçilmezi olarak sofralarınızda ayrı bir fark yaratarak damak ziyafeti çekebilirsiniz.Özellikle bu üst sınıf yağın çiğ tüketilmesini tavsiye ediyorum.


Organik Naturel Zeytinyağ / 0.8
Muğla ovalarında harmanlanan memecik zeytinlerinin el ile hasat edildikten sonra soğuk sıkım yöntemiyle elde edilen meyvemsi yoğun aromaya sahip üst sınıf bir natürel zeytinyağıdır. Meyvemsiliğinde dikkat çeken özellikleri turunç, portakal mandalina ve limon aroma kokularının hakim olması ve meyve çeşitliliğinin sağladığı olueropein zenginliği açığa çıktığından natürel zeytinyağında bulunması gereken acılık damakları yormadan hissedilmektedir. Memecik çeşidinden gelen baskın yakıcılık bütünlüğü oluşturmaktadır. Bu ürünümüzde meyvemsi aromalar orta yoğunlukta olup dengeli bir natürel zeytinyağıdır. Gözlerinizi kapatıp kokladığınızda kendinizi mandalina bahçesinde dolaşıyormuş gibi hissedebilirsiniz. İçerdiği antioksidan ve fenol bileşiklerin sayesinde özellikle çocuklarda (6 ay üstü) besin takviyelerinde kullanılmalıdır. 1 aylık bebeklerde banyodan sonra vücudun bakımı için rahatlıkla cilde sürülebilir mamalarına damlatarak takviye yapabilirsiniz.
Zeytinyağlı yemekler, salatalar, mezeler ve makarnalarda çiğ tüketilmesini tavsiye ediyorum.

Hatice teyze Grubunda yer alan  ürünler ise;
Saf zeytinyağı ile üretilen cildi ve ruhunuzu düşünerek hazırlanmış naturel sabun çeşitleri
Sağlıklı Atıştırmalıklar:  Gümüşlükten özel olarak toplanan Mandalinadan yapılan ( Mandalina cipsi) , Karadut ve Elma Kurusu ( mevsimine göre bir çok farklı çeşitler eklenmekte ) Hiçbir üründe kıvam artırıcı, şeker, pekmez koruyucu, un, nişasta ve bal, şeker ile hazırlanmamıştır. Sağlıklı Atıştırmalıklar bulunan Hatice Teyze ürünlerinde, meyveler dallarından toplanarak doğal ortamda kurutularak,  50 gr lık paketlerde vakumlanarak satışa sunulmaktadır. Meyvenin tüm vitamini korunarak doğru bir şekilde tüketilmesi sağlanmaktadır.
Yöresel Lezzetler; Işıl Tan’ın baba tarafı Mardin olduğu için oradan doğal lezzetleri kendi mağazasında satışa sunmaktadır. Hepsi ev ve el doğal ortamlarda hazırlanmıştır. Ürünler; Domates Salçası, Acılı ve Acısız Biber Salçası, Pul Biber, İsot Biberi, Bulgur ve Kişniş ve yer almaktadır.


Ballar: Kısıtlı miktarda üretilen ballar civar köylerden ve arıcı ailelerden gelmekte. Çeşit olarak, Kekik, Kestane, Çam, Çiçek ve Geven balı yer almakta.Reçeller; Birçok farklı meyveden yapılan reçellerden mutlaka tatmalısınız. Şekerli ve Şekersiz olarak 2 farklı reçel hazırlayan Işıl Tan, diyabetlileri ve diyet yapanları da düşünmüş. Mevsimine göre uygun zamanlarda toplanan meyvelerden hazırlanan reçeller, pişirilmeden güneşte kurutularak hazırlanmakta. Çeşit olarak, Portakal Kabuğu,  Limon Çiçeği, Yasemin Çiçeği, Dağ Çileği, Tatlı Bal Kabağı, Kivi, Kayısı, Karadut, Beyaz dut, Vişne’nin yansıra Yunanistan’dan özel tarifli Domates Reçeli, Zeytin, Bergamut, Turunç, Havuç ve Ayva reçelleri bulunmakta.
Şekersiz seçenekler ise; Kayısı, Çilek, Ayva ve Havuç reçelleri yapılmakta.

Bilgi için http://www.haticeteyze.com
İletişim Adresi: Göltürkbükü Mah. 88 Sok. No:10/A Bodrum/Muğla
Tel: 0252 3775877




ZAGROSJET’İN İSTANBUL’DAN ERBİL UÇUŞLARI BAŞLADI


             
         
Atlasjet’in Kuzey Irak’taki iştiraki Zagrosjet, İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Erbil uçuşlarına başladı. Haftada dört gün ile başlayan uçuşlar Haziran ayından itibaren haftada altıya çıkacak. Sefer saatleri nedeniyle özellikle iş adamları tarafından yoğunlukla tercih edilecek uçuşların bilet fiyatları 230USD’den başlıyor.


“Yolcusunu en çok seven” havayolu Atlasjet’in Kuzey Irak’taki iştiraki Zagrosjet bugün (21 Mayıs Çarşamba) İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Erbil tarifeli seferlerine başladı. Atatürk Havalimanı’nda su takı ile karşılanan Zagrosjet uçağına biniş yapan yolculara lokum ikram edilirken, pilot ve kabin ekibine de çiçekler verildi. Atlasjet Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy, yolcuları uçağın kapısında karşılayarak yaptığı açıklamada “Bildiğiniz gibi Zagrosjet, Atlasjet olarak bizim yurt dışındaki ilk yatırımımızdı. Türkiye’de edindiğimiz tecrübeyi yeni bir coğrafyaya taşıyarak, buradaki pazarı geliştirdik ve istihdam yarattık. Geçen sene Erbil merkezli olarak tarifeli uçuşlara başlayan Zagrosjet’in kısa sürede bu kadar hızlı büyümesinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Uçuş ağına İstanbul’un katılmasıyla bu başarı grafiğinin artarak devam edeceğine inanıyorum.” şeklinde konuştu.


Erbil’de Gece Konaklamaya Gerek Kalmıyor
İlk aşamada pazartesi, çarşamba, cuma ve cumartesi olmak üzere haftada dört gün olarak başlayan uçuşlar, 16 Haziran’dan itibaren pazar hariç haftanın her günü yapılacak. İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan kalkan Zagrosjet uçağı sabah 06:30’da Erbil’de olurken, Erbil’den İstanbul seferleri saat 23:50’de yapılıyor. Yolcuların, Erbil’de gece otel konaklamasına ihtiyaç duymadan günübirlik seyahat edebilecek olmaları nedeniyle, uçuşların özellikle sık seyahat eden iş adamları tarafından yoğunlukla tercih edileceği öngörülüyor.Zagrosjet uçuşları haricinde Atlasjet’in de ayrıca haftada beş gün İstanbul’dan Erbil uçuşları bulunuyor.

Atlasjet uçuşları, pazartesi, çarşamba, perşembe, cuma ve pazar günleri İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan sabah 10:20’de kalkarak 12:40’da Erbil’de oluyor. Dönüş uçuşları da aynı günlerde Erbil’den 13:45’te kalkarak 16:30’da İstanbul’a varıyor. İstanbul – Erbil hattında seyahat eden yolcular Atlasjet ve Zagrosjet ortak uçuşları sayesinde haftada toplam onbir seferden kendisine en uygun olanı seçebiliyor.
Zagrosjet ve Atlasjet’in İstanbul – Erbil seferlerinin bilet fiyatları EkonomiPlus’ta 230 USD’den başlıyor. Biletler www.zagrosjet.com, www.atlasjet.com, yetkili acenteler ve 0850 222 00 00  Atlasjet Çağrı Merkezi’nden satın alınabiliyor.


TEPE NAUTILUS’TA MÜZAYEDE HEYECANI DEVAM EDİYOR



İstanbul’un iki yakasını buluşturan alışveriş merkezi Tepe Nautilus, sanatseverlere müzayede heyecanı yaşatmaya devam ediyor. Küratör Rahmi Çöğendez’in hazırladığı resim müzayedesi 25 Mayıs Pazar günü ikinci kez Tepe Nautilus etkinlik alanında gerçekleşecek.


İlki nisan ayında gerçekleşen ve heyecanlı anlara sahne olan müzayedenin ikincisinde de resim sanatının önemli isimlerinin toplam 98 eseri yer alacak. Tepe Nautilus etkinlik alanında aralarında, Hikmet Çetinkaya, Haluk Evitan, Orhan Gürel, Gagık Arakelyan, İlknur Gürcan, Alfred Mirashi Milot, Mihail Lipovschii, Neşe Evitan gibi yerli ve yabancı birçok ressamın eserleri müzayede de satışa çıkarılacak.
 

Tepe Nautilus AVM’nin ev sahipliğinde RC Müzayede işbirliğiyle, sanatseverlere müzayede kültürünü tanıtmak ve sanatseverleri ulaşılabilir bütçelerle orijinal eser sahibi yapmak amacıyla yapılan müzayedede yer alacak tüm eserler 100 TL’den satışa sunulacak.


 Müzayede yer alacak eseler Tepe Nautilus AVM etkinlik alanında ve www.rcmuzayede.com, www.tepenautilus.com  adreslerinden de incelenebilecek.Tepe Nautilus etkinlikleriyle ilgili detaylı bilgiye www.tepenautilus.com adresinden ulaşabilirsiniz. Tepe Nautilus’u ayrıca facebook.com/TepeNautilus, twitter.com/TEPENAUTILUS34 ve instagram.com/tepenautilus linklerinden de takip edebilirsiniz.

Germanwings,İngiliz online havacılık dergisinden iki kategoride ödül kazandı

GERMANWINGS ÖDÜLLERE DOYMUYOR
Geçtiğimiz günlerde en iyi low-cost havayolu seçilen Germanwings şimdi de İngiliz online havacılık dergisinden iki kategoride ödül kazandı.


Yepyeni konseptiyle yolcularına her zaman en iyi kalitede hizmet veren Germanwings İngiliz seyahat portalı anna.aero’dan iki ödül kazandı. Uçuş planını her geçen gün genişleten Germanwings uçuş ağına eklediği yeni uluslararası destinasyonlar sayesinde İngiliz online havacılık dergisi anna.aero tarafından iki ödüle layık görüldü. Ağustos 2013- Ağustos 2014 yılları içinde Avrupa ağına toplam 29 yeni rota ekleyen Germanwings kendisine rakip olan diğer havayollarını da geride bırakmış oldu.


Önümüzdeki günlerde uçuş ağına 100 yeni rota eklemeyi planlayan Germanwings pazardaki liderliğini koruyor.

Germanwings yolcularına ‘a la carte’ hizmet sunuyor
‘Yeni Germanwings’ konsepti altında yolculara ‘a la carte flying’ (alakart uçuş) hizmeti veren havayolu, yolcuların kendi bireysel ihtiyaçlarına uygun olarak paketlerini oluşturmalarına olanak sağlıyor. Yolcular, dilediklerinde hiçbir ekleme olmaksızın sadece düşük tarifeli uçuşun keyfini sürerken, isterlerse pek çok ekstra hizmeti de uçuş yanında satın alarak yüksek kalitede yolcu deneyimi de yaşayabiliyor.

‘Yeni Germanwings’ yolcularına 3 farklı hizmet paketi sunuyor. En iyi ve yüksek kalitedeki ‘Best’ seçeneği özellikle iş seyahati yapan yolcuların tüm ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte tatil ve gezi amaçlı seyahat eden yolculara da hitap ediyor.  İkinci bir seçenek olan ‘Smart’ seçeneği ise yolculara bazı ek hizmetler sunulan ancak yolcuların diledikleri her hizmeti ekstra olarak eklenebildiği bir seçenek oluyor. Üçüncü ‘Basic’ seçeneği ise yolculara hiçbir ek hizmet olmaksızın sadece düşük tarifeli uçuş sunuyor.

Coral Travel & ODEON Tours başarılı kurumsal organizasyonlara imza atmaya devam ediyor



Coral Travel & ODEON Tours, yetkin MICE ekibi ile Kurumsal Seyahat Hizmetleri konusunda başarılı organizasyonlara imza atıyor.Türkiye pazarındaki tüketiciye 2006’dan beri tatil hizmetleri sunan ODEON Tours, 2014 yılı itibarı ile faaliyetlerine OTI Holding’in global tur operatörü markası Coral Travel ile devam ediyor. Güçlü MICE kadrosu ile çalışmalarını sürdüren Coral Travel & ODEON Tours, kongre, seminer, bayii toplantıları,seyahat ve teşvik organizasyonları ile iş gezilerine kadar tüm kurumsal hizmetleri alanında yetkin MICE ekibi ile gerçekleştiriyor.


Coral Travel & ODEON Tours’un son dönemde gerçekleştirdiği Kurumsal Seyahat Hizmetleri hakkında bilgi veren İç Pazar Müdür Vekili Mehmet Kamçı, yeni yıl itibariyle MICE departmanı çalışmalarının daha da hız kazandığının altını çizerek ; ‘‘Başarıyla gerekleştirdiğimiz her organizasyon bize yeni ve daha büyük işler için referans oluyor, böylece sektördeki yerimizi sağlamlaştırıyoruz. İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz ürün lansman, bayii toplantıları ve teşvik organizasyonlarının yanı sıra Antalya, Trabzon, Bursa gibi İstanbul dışındaki pek çok farklı şehirden gelen taleplere de yanıt veriyoruz ve müşteri portföyümüzü günden güne arttırıyoruz’’ diye konuştu.Yaz aylarının, Coral Travel & ODEON Tours MICE ekibi için oldukça yoğun ve hareketli geçeceğini söyleyen Kamçı, Haziran ayında düzenlenecek olan devlet teşvikli ‘‘Meksika Alım Heyeti’’ için de çalışmalara başladıklarını ifade etti.

Geniş bir hizmet yelpazesi
Kurumsal Seyahat Hizmetleri departmanının sunduğu hizmetler arasında; ürün lansman toplantıları ile özel organizasyonlar yapmak; ulusal ve uluslararası kongre, seminer ve toplantı organizasyonlarını gerçekleştirmek, iş gezileri düzenlemek, şirketler tarafından çalışan ya da bayilerine verilen ödül seyahatleri veya motivasyon gezilerini yurt içinde veya yurt dışında organize etmek geliyor.

Fuar takibi de Kurumsal Seyahat Hizmetleri’nin işi
Kurumsal Seyahat Hizmetleri; yurt içi fuar organizasyonları, ülke içinde ve ülke dışında düzenlenen kongrelere kayıt, konaklama ve transfer hizmetlerinin takibi, özel ve resmi kuruluşlar için yıl boyunca düzenlenen sektörel fuarların takvimini çıkartmak, bu takvime göre seyahat programlarını hazırlamak gibi hizmetleri de veriyor.Seyahat edilecek ülkelere ait ticari vize başvuruları ve takibi, yurt içi ve yurt dışı otel rezervasyonları ve transfer organizasyonları, havayolu biletlerinin temini, araç kiralamak, incoming ve outgoing hizmetleri de Kurumsal Seyahat Hizmetleri’nin uzman kadrosu sayesinde artık çok kolay.

Mercedes-Benz Finansal Hizmetler “Finansın En İyi İşvereni” seçildi



İnsan kaynakları alanında dünyanın en prestijli organizasyonlarından “Great Place to Work”, 2014 yılı için Türkiye'nin “En İyi İşverenleri”ni seçti. Mercedes-Benz Finansal Hizmetler, 2013 yılında olduğu gibi 2014 yılında da “Finansın En İyi İşveren”i seçilirken, “50-500 çalışana sahip şirketler” kategorisinde ”İkincilik Ödülü”nü kazandı.


Her yıl dünya çapında 49 ülkede 6 bine yakın şirketin toplamda 12 milyondan fazla çalışanını analiz eden Great Place to Work® Enstitüsü, Capital Dergisi işbirliğiyle gerçekleştirdiği araştırmada, şir-ketlerin çalışan perspektiflerini ve  insan kaynakları süreçlerini analiz ederek konumlarını belirle-menin yanı sıra “Türkiye'nin En İyi İşverenleri” listesindeki yerlerini de belirliyor.  “Great Place to Work”, 2014 yılı için Türkiye'nin “En İyi İşverenleri” ödüllerinin sahiplerini “50-500 çalışanı olan şirketler”, “501 ve üzeri çalışanı olan şirketler” ,“Finansın  En İyi İşvereni” ve “IT’nin En İyi İşvereni” olmak üzere dört farklı kategoride belirledi.

Finansın En İyi işvereni “Mercedes-Benz Finansal Hizmetler” seçildi
20 Mayıs akşamı Le Meridien Otel İstanbul’da düzenlenen ödül töreninde açıklanan sonuçlara göre, Mercedes-Benz Finansal Hizmetler, 2014 yılında “Finansın En İyi İşvereni” seçilirken, “50-500 çalışana sahip şirketler” kategorisinde de  ikincilik ödülünü elde etti. Mercedes-Benz Finansal Hizmetler, geçtiğimiz yıl da “Finansın En İyi İşvereni”seçilmişti.

Mercedes-Benz Finansal Hizmetler Genel Müdürü Tolga Oktay;
“Şirketimizin müşteri memnuniyetinin, dolayısı ile başarısının devamlılığı ancak çalışanlarımızın mutluluğu, şirkete bağlılığı ve güveni ile mümkündür. Başarıya giden yolda en önemli kaynağımız çalışanlarımızdır. Great Place To Work 2014 kapsamında, şirketimiz nezdinde % 97 oranında çalışan katılımı ve katılanların % 94’ünden de olumlu geri bildirim alındığını öğrendik.          Bu Mercedes-Benz Finansal Hizmetler olarak pozitif çalışan yaklaşımımızın ve yenilikçi insan kaynakları uygulamalarımızın da başarıya ulaştığının bizler için güzel bir göstergesi oldu.” şeklinde görüşlerini dile getirdi.

Oktay;  Mercedes-Benz Finansal Hizmetler’in çalışanlarına duyduğu saygı ve takım çalışmasına verdiği değer,  çalışanların şirketin bir parçası olmaktan keyif aldıkları iş yeri haline getiriyor. Şir-ketin saygı, dürüstlük, disiplin ve tutku başlıkları altındaki temel değerleri, aynı zamanda başarıya giden yoldaki pusulasını da oluşturuyor. Yıllardır açıklanan anket sonuçları üzerine gerçekleştirilen grup toplantılarının, toplantılarda ‘Çalışmak için harika bir yer’ sloganıyla ortak olarak alınan karar-larının ve şirket nezdinde sürdürülen istikrarlı aksiyon planlarının sonuçlardaki etkisi ise oldukça büyük. Yola çıkılırken neye ihtiyaç duyulduğu, nasıl karşılanabileceği, ne fayda sağlayacağı düşün-cesi ile hareket ediliyor. Ortak fikir birliği ile üretilen düşünceler zaten çalışanlar tarafından kabul görmüş olduğu için her uygulamada başarı sağlanıyor. Kısacası bu herkesin elinin değdiği, emeğinin olduğu ortak bir sonuç.” diye konuştu.


KEMER BOTANİK OTEL HİZMETE GEÇTİ


Halil ÖNCÜ-KEMER
Antalya Ulupınar'da bulunan Botanik Restaurant'ın sahipleri Fevzi Taş ve oğlu Barış Taş'a ait olan ve Kemer 1 bölgesinde bulunan dört yıldızlı Botanik Hotel hizmete geçti. Botanik otel misafirlerinin tüm konforu göz önünde bulundurularak hazırlanırken, 98 standart oda, 2 balayı odası,  1 fiziksel engelli misafir odası  ile  toplam 101 odadan oluşuyor. Misafirlerini konuk etmeye başlayan Botanik Hotel'e ait sahilde bulunan Botanik Beach'de düzenlenirken, yeni ve yakışır görünümü ile dikkat çekiyor ve yabancı misafirlerinin yanı sıra yerli misafirlerini de ağırlamaya devam ediyor.


Kemer bunu hak ediyor…
Botanik Restaurant'ın sahipleri Fevzi Taş yaptığı açıklamada, Kemer'e yakışacak bir tesisi kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını belitirken " Kemer'e yakışan bir tesisi bölgemize kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yapım çalışmalarında daha çok bölge esnafımız ile çalışmalarımız oldu. İnşaat çalışmamızda ve dekorasyon çalışmalarımızda daha çok Kemerli esnaflarımız ile çalıştık. Kemer Ulupınar'da yıllardır turizme hizmet veren Botanik Restaurantımızın dışında Botanik Otelimiz ve Botanik Beach ile de büyümeye devam ediyoruz. Rusya, Kazakistan, Moldova gibi ülkelerin yanı sıra Avrupa pazarından da misafirlerimiz geliyor. Kış turizmi adına da çalışmalarımız var. Tesisimizi 12 ay boyunca açık tutmak adına üzerimize düşeni yapacağız. Çünkü Kemer bunu hak ediyor" dedi.


KEMER BOTANİK HOTEL:  Toros Dağları’nın  Akdeniz’in Turkuaz rengi  ile birleştiği Kemer’in hemen girişinde;  yepyeni ve  tatilde ihtiyaç olacak her türlü hizmeti gerçek 4 yıldız kalitesi ile sunmayı hedefleyen; gündüzü eşsiz güneşi ve plajı ile birlikte yeşile bezenmiş muhteşem dağ manzarası; gecesini de ışıl ışıl parlayan yıldızları ve ay ışığı altındaki Akdenize uzanan yakomoz eşliğinde romantizmi içerisnde barındıran Kemer Botanik Resort Hotel önceki hafta misafirlerine kapısını açtı.

Otel; misafirlerinin tüm konforu gözönünde bulundurularak hazırlanan 98 standart oda, 2 balayı odası,  1 fiziksel engelli misafir odası,  ile  toplam 101 odadan oluşuyor.Lobby Bar, Pool Bar, Cafe ve Patisserie,Türk Kahvesi köşesi, ve özellikle ;Ana Restaurant ve plajda bulunan Snack Restaurant ile beraber havuz kısmında yer alan gözleme köşesi  damak zevkinin hizmetinde... Özellikle arzu eden misafirler için  deniz ürünlerinin seçkin tad  ve lezzetlerini sunan  A la carte menüler de  misafirleri bekliyor.
Tatilini sadece deniz ve güneşle sınırlandırmak istemeyenler için Otelde ;Oyun Salonu,Masa Tenisi, Bilardo Salonu, Mini sinema,İnternet Cafe, Atari Salonu ayrıca sağlıklı yaşam için Fitness Center, Sauna-Hamam,Buhar Odası ve Welness Merkezi de mevcut.