TURİZMİN SESİ |Turizm ve Turizmcinin Sesiyiz | Turizm | Turizm Haberleri| turizminsesi@gmail.com
27 Ağustos 2022 Cumartesi
ANTALYA TURİZM FUARI 27-28 EKİM’DE
26 Ağustos 2022 Cuma
TÜRSAB'ın yeni yasasını çıkar aday değilim
TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, TÜRSAB TV canlı yayınında Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'a TÜRSAB'ın yeni yasasını istediğimiz şekilde çıkar, önümüzdeki seçimlerde Başkan adayı olmayacağım dedi. TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya TÜRSAB TV'de gazeteci Mehmet Güneli moderatörlüğünde yayınlanan "Firuz Bağlıkaya ile TÜRSAB Gündemi" canlı yayınında soruları cevapladı
YASAMIZI BAKANLIĞIN GÖNDERDİĞİ SON ŞEKLİYLE ÇIKARTIN, BEN ADAY DEĞİLİM
İlk dönemimiz borçla, icrayla, hacizle, mahkemeyle, savcılıkla geçti. İkinci dönemimizde pandemi dolayısıyla bir araya gelemeden, uzaktan üyelerimizin sorunlarına mümkün olduğu kadar merhem olmaya çalıştık. Önümüzdeki dönem bir önceki dönem için planladığımız şeyleri hayata geçirip, yasamızın çıkması için uğraşacağız. TÜRSAB'ın şeffaf olması, ticarete bulaşmaması, üyeleriyle rekabet halinde olmaması, kurumsallaşmasıyla ilgili süreçlerimizi tamamladık. 3 ayda bir bilançolarımız yayınlanıyor. dijitalleşmeyle ilgili TÜRSAB aplikasyonumuz yayınlandı artık üyelerimiz her şeyi dijital ortamda yapabiliyor. Biz kendi yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Sadece yasal düzenlemeyle ilgili mücadelemiz ve bunun Ankara'da kamuoyunun oluşturulması ve bunun realize olmasıyla ilgili çalışmalarımızı tamamlayacağız yeni dönemde. En önemli görevimiz bu. Biz yasanın çıkması için uğraşıyoruz. Her hangi bir koltuk için değil. Gerçekten önümüzdeki seçimleri değil gelecekteki nesilleri düşünerek hareket ediyoruz. Biz bu mücadeleyi vermezsek seyahat acentacılığı yapmak imkansız hale getirebilir. Bize muhalefet eden arkadaşlarımız adına da hareket ediyoruz. Hep şöyle bir şey kulağıma geliyor " Firuz bey olduğu için yasa çıkmıyor." Ben buradan ilan ediyorum. TÜRSAB seçimlere 3 ay var daha. Yasa seyahat acentalarının istediği şekilde çıksın ben aday değilim. Madem benim için çıkmıyor. Benim burada olmamı istemiyor musunuz. Rakiplerime maddi manevi destek mi oluyorsunuz. Hiç böyle şeyler yapmaya gerek yok. Yasamızı bakanlığın gönderdiği son şekliyle çıkartın ben aday değilim"
VERDİĞİM SÖZLERİ YERİNE GETİRENE KADAR ADAYIM' DEDİ, NEDENİNİ AÇIKLADI
Programın moderatörü Mehmet Güneli'nin Bağlıkaya'ya ilk sorusu Önümüzdeki TÜRSAB seçimlerinde Başkan adayı olacak mısınız' sorusunu sordu.
Bağlıkaya soruya net cevap verdi: Doğal olarak adayım. Bağlıkaya önümüzdeki TÜRSAB seçimlerinde aday olmasının sebebini de şöyle açıkladı. "Doğal olarak adayım, adaylığım devam ediyor. Verdiğimiz sözleri yerine getirene kadar, acentaların lehine olacak yasal düzenlemeler hayata geçirilene kadar göreve devam etmeyi düşünüyorum. Açıkçası yapacağımız çalışmalar için 2 dönemin yeteceğini düşünmüştük ama araya pandemi girdi. 2 yıla yakın bir süre pandeminin etkileriyle geçti. Bir dönem daha görev yaparak çalışmalarımızın eksik kalan kısımlarını tamamlamak istiyoruz.
BAZILARI 2 DÖNEM DERKEN 4+4 YIL DEDİĞİMİZİ UNUTUYOR
Bazılarının, kendisinin daha önce söylediği TÜRSAB Başkanlarının 2 dönemden fazla görev yapmaması gerektiğine dair sözlerini seçim atmosferine girilirken yeniden getirdiğini belirten Bağlıkaya, Bunu söyleyenler 2 dönem derken 1 dönemin 4 yıl olması gerektiği sözlerimizi saklıyor. Mevcut durumda 1 dönem 2 yıl. Benim söylediğim 2 dönem 4+4 yıl toplam 8 yıl şeklindeydi. Bu dediğimiz bizim hazırladığımız yasa taslağında da var zaten. 1 dönem 4 yıl olmalı, Ticaret Odalarındaki gibi bir başkan iki dönemden fazla başkan olmamalı." dedi.
DAHA ÖNCEKİ RAKİPLERİMİZ ŞİMDİ BİZE DESTEK OLUYORLAR
Bağlıkaya, TÜRSAB'ın önceki seçiminde Başkan adayı olan Davut Günaydın'ın bu seçimlerde kendisini destekleyeceğine yönelik sorularla ilgili şu ifadeleri kullandı. " Daha önce bize rakip olarak çıkmış arkadaşlarımız bizim ne yaptığımızı gördükleri için bize destek oluyorlar. Bu dönemin ne kadar önemli olduğunu, gerçekten nasıl bir mücadele verdiğimizi gören arkadaşlarımız yalnız Davut bey değil geçen seçimde karşımızda yer alan arkadaşlarımızda bizim tarafımızda yer alıyor. Geçen dönem ibra olmayan arkadaşlarla şahsi bir durumumuz yok. İbra edilmemenin gerekliliği neyse biz yasal müracaatımızı yaptık. Bundan sonrası yargının işi. Bu arkadaşlar durumun hakkını teslim ediyorlar, mücadelemizi takdir ediyorlar ve bizim yanımızda yer alıyorlar. Onlara teşekkür ediyorum. Şahsi meseleleri bir kenara bıraktılar."
MİLLETVEKİLİ OLMAK İSTİYOR MU?
Bazı partilerle temas halinde olduğu, TÜRSAB'da Başkanlık seçimlerinin ardından milletvekili adayı olacağına yönelik söylentilerle ilgili de soruları yanıtlayan Bağlıkaya şöyle konuştu: " Bize böyle bir teklif yok. Bizim böyle bir çabamız yok. Partilerle falan bir alakamız yok. Herkesin uydurduğu kendine. TBMM'de 23 komisyonda 400'e yakın milletvekili görev yapıyor. Bu kadar milletvekili içinde CV'sinde turizmci yazan sadece 9 milletvekili var. Turizm komisyonun adı da: Bayındırlık, İmar ve Turizm komisyonu. Turizm komisyonu neden yok tek başına. Hani cari açığı tek başına kapatan sektördük. Gönlümden geçer ki mümkün olduğu kadar turizmci arkadaşımız milletvekili olsun."
Havayolu Bilet Satış Personeli Açığı Kapanacak
TÜRSAB Havayolu Bilet Satış Personeli Yetiştirme ve İstihdam Programı Lansmanı Gerçekleşti
TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) 25 Ağustos tarihinde Havayolu Bilet Satış Personeli Yetiştirme ve İstihdam Programı kapsamında Amadeus, Sabre ve Travelport ile protokol imzaladı.
SEKTÖRDEKİ AÇIK KAPANANA KADAR EĞİTİMLERE DEVAM EDECEĞİZ
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya; “Sektördeki nitelikli personel ihtiyacının karşılanması için başlattığımız toplantımıza hoşgeldiniz. Seyahat acentacılığında, turizm ve havayolu konusunda nitelikli eleman sıkıntılarını çözüme ulaştırmak için Havayolu Bilet Satış Personeli Yetiştirme ve İstihdam Programını Amadeus, Sabre ve Travelport ile işbirliği içerisinde gerçekleştirmekteyiz.
Aktif hale getirdiğimiz TÜRSAB Akademi çatısı altında sektörümüzün kalifiye elaman ihtiyacının karşılanması için gerekli adımları atıyoruz. Global dağıtım sistem firmalarından Amadeus, Sabre ve Travelport ile Havayolu Programı 2’şer aylık programlar halinde devam edecek, eğitimlere sektördeki açık kapanana kadar İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’da da devam edeceğiz. Değerli işbirlikleri için saygıdeğer firma temsilcilerine ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
BU PROGRAM İLE SEKTÖRDE TAZE KAN NİTELİKLİ PERSONEL HEDEFLENMEKTEDİR
Havayolu Bilet Satış ve IATA İhtisas Başkanı Numan Olcar; “Pandemi dönemi pek çok sektörde olduğu gibi sektörümüzü ve havayolunu da etkiledi. Acentalardaki personel yetersizliği havayolundan paydaşları olan tüm departmanlarda hissedildi. Piyasada gördüğümüz bu sıkıntı çerçevesinde bir plan gerçekleştirildi. Sektörde liyakat çok önemli, işi bilen insanların yapması çok önemli. Yeni bir personel yetiştirilmesi ve taze kan sağlanması bu projenin temelini oluşturdu. Mevcut olan personele de destek olunacaktır. Ama sektöre yeni girecek olan, meslek olarak sektörü seçen gençleri, taze kanı hedeflemektedir. İlk kez bir masa etrafında bir araya geldik, TÜRSAB olarak bundan memnuniyet duymaktayız. Rakip olan firmalar bu proje ile bir araya geldi. İş ortaklarımız ve paydaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.
AMADEUS EĞİTİMLERİYLE SEKTÖRÜN CANLANMASINA KATKI SAĞLAYACAĞIZ
Amadeus Pazarlama ve İletişim Müdürü Çiğdem Cengiz; “Amadeus adına teşekkürlerimi sunuyorum. Projenin başından beri tüm paydaşlarla birlikte çalıştık. Eğitimli personel ve yeteneklerinin keşfedilmesi ve nitelikli personel açığının kapatılması için projede emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Çalışanlarımızı ve teknolojimizi bir araya getirerek öğrenmeye ihtiyaç duyanlar için seyahat ve turizm alanında ihtiyaca yönelik Amadeus eğitimlerine erişimleriyle sektörün canlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz. Sektör için olumlu etkiler getireceğine inanıyoruz. Sektör adına hayırlı olmasını diliyoruz” dedi.
BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR BU PROJENİN TÜM TÜRKİYE’YE YAYILMASINI DİLİYORUM
Sabre Satış Müdürü Ferah Banu Altunsoy; “Projenin içerisinde olmaktan son derece mutluyuz. Eğitim konusu çok önemli, sektörün içerisindeyiz. Ancak her zaman birlikten kuvvet doğar. 2014 yılından bu yana Türkiye’deki acentalarla çalışıyoruz, sektöre kalıcı personel yetiştirmek hem turizm adına hem de bizler için çok önemli. Kazan kazan stratejisi olacaktır diye düşünüyorum. Türkiye’de İstanbul ile başlayan bu projenin tüm Türkiye’ye yayılmasını ve örnek olmasını diliyorum” dedi.
BU PROJE İLE BİZDEKİ HAVAYOLU VE TURİZM SEKTÖRÜNE BAĞLILIK UMARIM SİZLERE DE GEÇER
Travel Port Bölgesel Ekip Lideri Sunny Gupta; “Emeklerinden dolayı tüm paydaşlara teşekkür ediyorum. Sektörde bir ilki gerçekleştirdik. Toplu olarak bunu yapabildiğimiz için TÜRSAB’a çok teşekkür ediyorum. Tek bir çatı altında bunu gerçekleştirmek çok kıymetli. Eğitim sonrasında bizlerin içindeki havayolu ve turizm sektörüne bağlılık umarım sizlere de geçer ve uzun yıllar sizlerle çalışabiliriz. Teşekkür ederiz” dedi.
İMZALAR ATILDI
Havayolu Bilet Satış Personeli Yetiştirme ve İstihdam Programı kapsamında TÜRSAB, Amadeus, Sabre ve Travelport arasında protokol imzalandı.
BAŞVURULAR 30 AĞUSTOS’A KADAR DEVAM EDİYOR
Başvurular 30 Ağustos’a kadar devam ediyor. Şu ana kadar 134 kişi İstanbul’dan, 32 kişi Ankara’dan, 25 kişi Antalya’dan ve 23 kişi İzmir’den başvurdu. 6 aşamalı olarak gerçekleşecek eğitim sınav ve işe yerleştirme ile son bulacak.
TOPLANTI SONUNDA PLAKETLER TAKDİM EDİLDİ
Amadeus, Sabre ve Travel Port paydaşlarına plaket takdim edildi.
Toplu aile fotoğrafı çekimi ile toplantı sona erdi.
19 Ağustos 2022 Cuma
MUTFAĞIN YILDIZLARI BODRUM’DA
12 Ağustos 2022 Cuma
Bursa Lezzetlerini Macaristan’da Tanıttı
Bursa Gastronomi Turizmi Derneği (Bursa GTD), Bursa’nın Coğrafi İşaretli lezzetlerini tüm dünyaya tanıttı.Yaklaşık 300 bin davetlinin katıldığı, 27 Türk boyunu bir araya getiren, Hun-Türk kardeşliğini simgeleyen kurultayda, Bursa Gastronomi Turizmi Derneği (Bursa GTD), Bursa’nın Coğrafi İşaretli lezzetlerini tüm dünyaya tanıttı. Macaristan’ın Bugac kasabasında yapılacak olan, Büyük Turan Kurultayı’nda, Bursa Gastronomi Turizmi Derneği (Bursa GTD), Bursa’nın coğrafi işaretli lezzet ürünlerini tanıtmaya hazırlandı.
Budapeşte’de bulunan Yunus Emre Enstitüsünde gerçekleşen lansmana Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur AKTAŞ, Bursa Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Yüksel AKTAŞ Türk-Soyu Genel Sekreteri Sultan YAREV, Türk Devletleri Teşkilatı Başkanı Baghdad AMREYEV, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Gülşen Karanis EKŞİOĞLU ve Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Abdullah Kutalmış YALÇIN katılım sağladı. Bursa yerel lezzetlerini, ipek böceğini, el sanatlarını ve coşkulu halk danslarıyla Bursa Kültür ve Sanat Vakfı, Macaristan’da bulunan yerli ve yabancı turistlere Bursa kültürünü tanıttı.
Açılış konuşmalarını yapan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur AKTAŞ; “2022 Yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilen Bursa’dan herkese selamlar getirdik, zengin ve kadim bir kültüre sahip olan, Bursa’nın, bu kurultayda onur konuğu olması, bizlere şeref verdi. Tüm dünyaya hitap eden kültürümüzü ve yerel zenginliklerimizi Bugac’da sergileyeceğiz. Aynı zamanda Türk Kültürünü ve Türk lezzetlerini sadece bölgemizde değil, çeşitli ülkelerde yapacağımız etkinliklerle tanıtmaya devam edeceğiz.”
“BURSA GASTRONOMİSİNİ DÜNYAYA TANITMAYA GELDİK.”
Macaristan’ın Bugac kasabasında yapılacak olan, Büyük Turan Kurultayı için tüm hazırlıklar tamamlandı. Bursa’dan gelen heyet, Yunus Emre Enstitüsünde protokolün katılımıyla lansman gerçekleştirdi. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği lansmanda, Bursa Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Yüksel AKTAŞ, şu ifadelere yer verdi; “Bursa Gastronomi Turizmi Derneği (Bursa GTD) olarak, iki yılda bir düzenlenen Büyük Turan Kurultayı’na, derneğimizin yönetim kurulu ve yönetim kurulu içerisinde bulunan şeflerimizle, üzerimize düşen ne görev varsa yapmak için katıldık. Birbirinden hünerli şeflerimiz, Bursamızın coğrafi işaretli lezzetleri olan, Kestaneli Pilavı, Muradiye Çorbası, Tahanlı Pidesi, Cevizli Lokumu, Kemalpaşa Tatlısı, Süt Helvası ve cevizli tatlılarımızı burada hazırlayarak, katılımcılarla buluşturdu.” Bursa Gastronomi Turizmi Derneği (Bursa GTD), Bursamızın eşsiz lezzetlerini tüm dünyaya tanıtma misyonuyla çalışmalarının ilk durağı olan Macaristan, Budapeşte’de bulunan Yunus Emre Enstitüsünün ardından, sonraki durağı Bugac’da yapılacak olan ve yüzbinlere yerel ve yabancı ziyaretçinin katılım sağlayacağı Büyük Turan Kurultayı olacak.
9 Ağustos 2022 Salı
Eyüpsultan Çiftalan Halk Plajı Açıldı
Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, göreve geldiği günden bugüne eğitimde, sağlıkta, sporda, sanatta ve sosyal yaşamda birbirinden güzel projelere imza attı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “41 Ayda 41 Eser” sloganı ile geçtiğimiz günlerde açılış yapılan, Eyüpsultan’a değer katan bu önemli projelerden birisi de Çiftalan Plajı. Eyüpsultan’ın Karadeniz'e kıyısı bulunan, Çiftalan Mahallesinde vatandaşların hizmetine açılan Çiftalan Plajı’ndan aynı anda 500 kişi faydalanabiliyor. Çiftalan Plajı, şehrin stresinden ve yoğunluğundan birkaç saatliğine de olsa kurtulmak isteyenler için İstanbul’un merkezinde keyifli bir haftasonu geçirme imkanı sunuyor.
SADECE OTOPARK ÜCRETİ VAR
Eyüpsultanlıların aileleriyle birlikte denizin ve doğanın tadını doyasıya çıkarmak için önemli bir alternatif sunan Çiftalan Plajı’nda vatandaşlar ücretsiz bir şekilde şezlong ve şemsiyelerden faydalanabiliyor. Sadece otopark ücretinin alındığı plajda soyunma kabinleri, duş alanları, tuvaletler, kafeterya, revir alanı yer alıyor. Vatandaşların güvenli bir şekilde denize girebilmeleri ve denizin tadını doyasıya çıkarabilmeleri için plajda cankurtaran kulesi ve cankurtaran ekibi de bulunuyor.
HAFTADA 3 GÜN KADINLARA ÖZEL
Çiftalan Plajı Pazartesi günleri bakım ve genel temizlik çalışmaları gerçekleştirildiği için kapalı; Salı, Cumartesi, Pazar günü aileler ve Çarşamba, Perşembe, Cuma günleri ise sadece kadınlar yararlanıyor.
6 Ağustos 2022 Cumartesi
Türk Vatandaşlarının Schengen Ülkelerine Vize Sorunu ve Sektörümüze Olumsuz Yansıması
Son zamanlarda Schengen ülkelerinde başvuruda yetkili seyahat acentalarının ve kişisel başvuruda bulunan vatandaşlarımızın ciddi anlamda şikayetleri olup, bu konu ile ilgili çözüm yollarının aranmasının başlatılması gerektiğine inanıyorum.
Covid-19 pandemi süresince kapalı kalan kapılar, sürecin hafiflemesi sonrasında yavaş yavaş kapılarını açtıklarında kısıtlı randevu ile kısıtlı başvuru alma, vize değerlendirme sürelerinin uzaması başlarda doğru, mantıklı,anlaşılabilir olarak geliyordu. Ancak artık Covid-19 kısıtlamalarının neredeyse tüm ülke uçuşlarında kaldırılması ile vize sürecinde rahatlama olacağını düşünürken tam tersi bir durumla karşı karşıyayız.
Schengen grubu ülkelerde randevu almak başlı başına bir problem, birkaç başvuru merkezi randuvular kapalı iken “VIP randevu” ücretleri ile aynı gün başvuruları almaları mümkün olduğundan birçok pasaport sahibi ekstra maliyetler ile bu yıl başvurmak zorunda kaldı, bunun yanı sıra başvuru merkezleri bir çok ülkede randevu oluşturmayı ücretli hale getirdi!
Yaklaşık 2 yıl gibi bir süreçte evet hepimizin büyük maddi kayıpları var, fakat kayıpları bu şekilde telafi etmek ne derecede doğru?
Neticede evde 2 yıl oturan ve gezmeye ihtiyacı olan ve aynı ekonomik sıkıntıları yaşayan vatandaşımıza ekstra bir yükümlülük nedendir?
VİZE REDDİNDE NEDEN ARTIŞ VAR?
Gelen vize reddine bakıldığında öncelik;
KALIŞ SEBEBİNİZ YETERLİ GELMEDİ
Münferit olarak otel ve ulaşım belgesi sunsanızda, satın alınmış paket tur sunsanızda bu madde en çok çıkan madde. Türkiye’nin yaşamış olduğu ekonomik sorunlar vatandaşımızı yurtdışına kaçacak olarak nitelendirmekte. 65-70 yaşındaki insanımız dahi!
Neden bu şekilde nitelendiriliyoruz?
En çok göç alan ülke – en kolay vatandaşlık veren ülke olduğumuz için olabilir mi?
Çünkü İran ve Suriyeli vatandaşlar Türkiye’yi bir basamak olarak görmekte ve 2-3 yıl Türkiye’de düzenli yaşam ispat ettiklerinde Avrupa’ya vize alıyorlar ve dönmüyorlar.
Birde gerçekten amacı dönmemek olan vatandaşlarımız var. Ama artık başvuru sahibinin amacının ne olduğunu başvuru merkezindeki görevliler dahi anlayabiliyorken, vize veren yetkililerin bu ayrımı yaparak vize vermesi gerekmez mi?
Daha önce birçok kez Avrupa ülkesine çıkmış, Türkiye’ye geri döneceği garanti olan, istenilen tüm belgeleri doğru olarak sunmuş vatandaşlarımıza bile bu sebep red olarak verilebiliyor. Yani deyim yerinde ise; “KURUNUN YANINDA YAŞ DA YANIYOR! “
MADDİ İMKANLARINIZ YETERLİ GÖRÜLMEDİ
İş yeriniz var, evleriniz var, arsalarınız var, bankada Eurolar - USDlar – TL hesaplar var ama yeterli görülmüyorsunuz!!! Bu gerçek J ya da bankada seyahat masraflarınıza yetecek kadar bakiye var, ama RED.
Bunlar daha önce bazı durumlarda kabul edilebilen nedenlerdi. Ama artık her şey olsa da vize almasına engel bir durum olmasada, sebepsiz olarak gösterilen nedenler…
VİZELERİN SONUÇLANMA SÜRELERİ NEDEN BU KADAR UZADI?
Başvuru merkezlerinin bir bahanesi var:
“AŞIRI TALEP VAR“
Randevu almak bu kadar zor iken nasıl aşırı talep olabilir, neden işlemler bu kadar uzuyor, başvuru merkezlerinin web sayfalarında bazı güncellemeler yok, baktığınızda halen 15 iş günü sürecinde vize neticelenir yazmakta. Biz acenta olarak süreci biliyoruz ama bilmeyen vatandaş! bilmeden uçak biletlerini alanlar - otel parasını ödeyenler – tur parasını ödeyenler hepsi ziyan.
Vize sürecinini 12 haftaya uzatan ülke var.
Neden? Nereden, nasıl sorgulayacağız?
ÇIKAN VİZELER DAHİ NEDEN TEK GİRİŞ VE KISA SÜRELİ?
Daha önce pasaportunuzda uzun süreli ve çok girişli vize olması artık önemli değil. Pasaport sahibi 2 yıllık vizem vardı, bana bu sefer 5 yıllık verirler umudu ile başvuru yapıyor ama gelen vize 10-15 günlük tek girişli.
RED ALINMA SEBEPLERİNİ SORGULAYACAK YETKİLİLERE ULAŞMAK MÜMKÜN DEĞİL…
Vize başvuru yetkili kurumları başvuru sahibi arasında bir köprü. Ama bu tek yönlü bir köprü sadece pasaportunuzu teslim alıyorlar bitti, pasaportum nerede? Neden gecikti? Neden reddi geldi sorularınızın cevabını verecek kimse yok, konsolosluğa sorun, konsolosluklarda ulaşacak kimse yok. Başvuru sahibi yalnız, olaki bir acentadan destek aldı, bu aşamada acentasının desteği de ne yazık ki olmuyor, konsolosluğa ulaşır isek pasaport sahibi arasın diyerek, bizleri de müşterimizin çözüm ortağı olma yolunda çözümsüz bırakıyorlar.
Tüm bunların yanı sıra Schengen ülkesinden vizesini almış olup ve doğru şekilde de kullanmış olan vatandaşlarımız farklı bir Schengen ülkesine girmek istediği zaman geçerli Schengen vizesi olduğu halde Türk vatandaşı olduğu için kapıdaki sınır polisinin sorduğu sorulara çoğu zaman yeterli derecede dil bilmediği için cevap veremediğinden, hem uzun süre vatandaşımızı oralarda bekletip, hem de geçerli vizesini iptal ederek deporte edebiliyor. Geçerli vizeniz olsa dahi ülkeye giriş garantiniz yok.
Devletimiz yaşanılan sıkıntının ne derecede farkında?
Bu konuyu ilgili birimlere taşıyan birileri var mı?
Evet bir TÜRSAB seçimi daha yaklaşıyor. Bu konu Turizm Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığı’nca ele alınıp ortak talepler ile çözüme ulaştırılabilir mi?
Bu konu herhangi bir Başkan adayımızın gündeminde mi?
Gündemlerinde değil ise, TÜRSAB Başkan adaylarının bu konuyu da ele almalarını Uluslararası Kadın Turizmciler Platformu olarak yapacakları faaliyet çalışmalarına almalarını umut ediyoruz.
Uluslararası Kadın Turizmciler Platformu Kurucu Başkanı
Ömür ÖZDEMİR
2 Ağustos 2022 Salı
Tamer Çiçek TÜRSAB Başkan adaylığını açıkladı
Tamer Çiçek; Biz Değişim İçin Değil, Dönüşüm İçin Adayız “Yeni Nesil TÜRSAB” sloganıyla Tamer Çiçek TÜRSAB Başkan adaylığını ortağı olduğu LA QUİNTA By Wyndham otelde gerçekleşen basın toplantısında açıkladı
“Yeni Nesil TÜRSAB” sloganıyla Tamer Çiçek TÜRSAB Başkan adaylığını ortağı olduğu LA QUİNTA By Wyndham otelde gerçekleşen basın toplantısında açıkladı. Çiçek; açıklamasında “Değişim için değil dönüşüm için TÜRSAB’ın 25. Olağan Genel kuruluna yeni nesil TÜRSAB hareketi olarak adayız” dedi.
DİJİTAL ACENTACILIĞIN ÖNCÜLERİNDEN BİRİYİZ VE TURİZMİN HEMEN HEMEN HER ALANINDA VARIZ
20 yıldır turizm sektöründe çalışıyorum. Üniversite öğrencisiyken kokartlı rehber olarak sektöre girdim, sonrasında Acentamı kurdum. Sektörde taşımacılık ve otelcilik alanında da faaliyet gösteriyoruz. Dijital acentacılığın da öncülerinden biriyiz. Adonisverse projemizle turizmi metaverse dünyasına uyumladık.
TÜRKİYE’YE 200 BİNDEN FAZLA TURİST GETİRİYORUZ
Şirket olarak ağırlıklı olarak Orta Doğu, Afrika ve Avrupa coğrafyasında da önemli bir konuma sahibiz ve yurtdışında Dubai, Tunus, Fas ve Berlin ofislerimiz ile hizmet vermekteyiz. Türkiye’ye 200.000’den fazla turist getiriyoruz.
ADAYLIĞIMI OTELİMİZDE AÇIKLAMAK İSTEDİM
Turizm sektörünün neredeyse her alanında çalışıyoruz. Otelcilik sektörüne de girdim ve bu otelin ortaklarından biriyim. Bu sebeple adaylığımı otelimizde açıklamak istedim.
TAMER ÇİÇEK; “BİZ DEĞİŞİM İÇİN DEĞİL, DÖNÜŞÜM İÇİN ADAYIZ”
TÜRSAB’ın 25. Olağan Genel Kurulu’na yeni nesil TÜRSAB hareketi olarak adayız. Her koşulda sorunları çözmeyi hedefleyen bir ekibiz. Biz değişim için aday olmadık dönüştürmek için aday olduk. Dönüşümü gerçekleştirebilmek için adayız.
BİZ KİMİZ?
Biz Türkiye’deki acentaların ortak sesiyiz. Ekibimizde her yaştan acentacı arkadaşımız var, yakında ekibimizi de açıklayacağız. 15’den fazla ili gezdik ve acentacıların sesini dinledik, gezmeye de devam edeceğiz, bütün illeri tek tek gezeceğiz.
BİZ MENFAATLER İÇİN KİMSEYLE PAZARLIK YAPMAYIZ, MASAYA OTURMAYIZ
Biz adında Türkiye geçen TÜRSAB, Türkiye’deki acentaların sorunlarını çözemediği için adayız. Biz menfaatler için kimseyle pazarlık yapmayız, masaya da oturmayız. İçimizde her yaştan kişi var ortak amacımız Önemli olan yaşımız değil zihniyetimizdir. Yönetim kurulumuza alacağımız ekibimizde dönüşüm için olan bir ekip olacak. Dönüşmek rastgele seçilmiş bir kavram değil.
DÖNÜŞEREK NE YAPMAK İSTİYORUZ?
Türk turizminin gelişiminde seyahat acentacılığının önemi aşikar. Hedeflerimiz var. yeninesiltursab web sitemizde de detayları bulabilirsiniz.
MEVCUT YÖNETİMLER SON 5 YILDIR ÇÖZEMEDİ
Sorunları mevcut yönetimler çözemedi ve son 5 yıldır bu sorunlar arttı. Nitelikli eleman bulunamaması, müzelere girişin TÜRSAB kontrolünde olmaması, 1618 sayılı yasa gibi birçok sorun var. Mevcut yönetimler bu sorunları konuşuyorlar ama maalesef çözemiyorlar. Biz konuşmayacağız çözüm yaratacağız.
EN ÖNEMLİ PLANLARIMIZDAN BİRİ DESTİNASYON AÇMAK
Sizlere projelerimizden de bahsetmek istiyorum. TÜİK istatistikleri açıklandı. Türkiye’de kaç tane turistik destinasyon var? 4,5 -5 tane destinasyonumuz var. Bir destinasyonun gerçekten iş yapabilmesi için bizim yeni destinasyonlar açmamız lazım. Destinasyon açmak bizim en önemli planlarımızdan biri.
SAĞLIK TURİZMİ
Sektörü kimin yönetmeye çalıştığı açık değil. Biz bir meslek birliğiyiz. Herkesin amacı para kazanmak. Bizim acentacıların, TÜRSAB’ın yapmış olduğu bir sağlık Fuarı bile yok. İş üreten veya bu işi acentacıların domine etmesini sağlayacak kimse yok. Bu konuda projemizi gerçekleştireceğiz.
SİNEMA TURİZMİ
Reklamlarınızı ve tanıtımlarımızı sosyal medyaya reklam basarak yapamayız. Yurtdışından sinema yapımcılarını buraya getirip burada çekim yaptırmamız gerekiyor. Bizim yaptığımız film ve dizilerin yurtdışında pazarlanması ve yayınlanması, işbirliği kurulmasını organize etmemiz gerekiyor, sadece paneller yaparak olmaz.
EV TURİZMİ
Airbnb bir yazılımla bir web sitesiyle 60 milyar dolarlık bir şirket. 4 milyon yazlığın resmî olarak kiralanması ve ekonomiye dahil edilmesi lazım. Bizim artık turizmde 80-100 milyar dolarları konuşabileceğimiz durumlara geleceğimizi göreceksiniz.
EN ÖNEMLİ PROJEMİZ KOMER’İ TÜRSAB ÜNİVERSİTESİ YAPACAĞIZ
Bazen bakış açısını değiştirmek lazım, gözünüzün önünde olanı bambaşka şekilde değiştirebilirsiniz. Son ve en önemli projemiz; Sektör Üniversite İşbirliği yani TÜRSAB ÜNİVERSİTESİ. Üniversite kuracağız. Bizim zaten bir mekanımız var. TÜRSAB’ın bir kongre merkezi var. Kuşadası Kongre Merkezi (KOMER). 10 sene önce KOMER zamanında yapıldı. 110 dönüm arazi üzerinde 55 bin metrekare alana sahip ve 10 yıldır atıl durumda. Biz burayı öncelikle turizm merkezine çevireceğiz ve içerisinde bir üniversite ve kongre merkezi olacak. Turizm, Teknoloji ve Kültür Sanat Fakültesi kuracağız. Nitelikli iş gücü yetiştireceğiz. Teknoloji iki yazılımcıyla yapılarak olmaz. Sektörle bir arada çalışıp, okulda okuyan öğrencileri sektörde eğiteceğiz.
TÜRSAB’IN ELİNİ SEYAHAT ACENTALARININ CEBİNDEN ÇEKECEĞİZ, ACENTALARDAN AİDAT ALMAYACAĞIZ
Pandemi de bütün dünyada turizm sektörü nitelikli personel sıkıntısı çekmeye başladı, kendi sorunumuzu kendimiz çözeceğiz sektörle iç içe kendimiz yetiştireceğiz. Teknoloji ihtiyacımızı ve dönüşümümüzü sağlayacağız. Turizmi daha aktif çeşitlendireceğiz. Buradan elde edilecek kaynakla TÜRSAB’ın seyahat acentalarının cebinden elini çekmiş olacağız, aidat almayacağız.
EYLEM PLANIMIZDA ÖNCELİK
Sağlık Turizmi, Eğitim ve Kamp Karavan Turizmi üzerinde çalışacağız.
TGA BİR SORUN, MÜZAKERELER İLE ÇÖZECEĞİZ
TGA bir sorun bunu tavır alarak ya da kavga ederek değil müzakere ile çözeceğiz.
TÜRSAB’IN 50 YILLIK TARİHİNİ BELGESEL YAPMAK İSTİYORUM
Başkan seçilirsem sinemayı bırakmayacağım sinema sektöründe daha çok faaliyet gösterip, TÜRSAB’ın 50 yılını belgesel yapacağım.
TAMER ÇİÇEK KİMDİR?
Antakya’da 1981 yılında dünyaya gelen Tamer Çiçek, ilk ve orta öğrenimini Antakya’da tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Bölümü’nde Felsefe eğitimi aldı. Lisans eğitiminden sonra Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde yüksek lisans programı tamamladı.
Öğrencilik yıllarında rehberlik de yapan Çiçek, henüz 23 yaşındayken kendi acentasını kurdu. Daha sonra yatırımlarını bir bütünlük içinde gerçekleştirerek turizm endüstrisinde küresel oyunculardan biri oldu.
Sinema konusundaki hobisini de ihmal etmeyen Çiçek, Sinema-Televizyon programında doktora eğitimini tamamladı ve 2022 yılında “Doktor” unvanını aldı.
Dr. Çiçek eğitimci kimliği ile turizm ve teknoloji alanlarındaki deneyimlerini genç kuşaklara aktarmak amacıyla, İstanbul’daki çeşitli üniversitelerde eğitim verdi.
Üniversite eğitimi sırasında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Profesyonel Turist Rehberliği Kursu’nu tamamlayıp kokartlı rehber olarak turizmde iş hayatına başladı. İngilizce, Fransızca ve Arapça dillerine hakim olan Tamer Çiçek, 2004 yılında “Adonis İstanbul Turizm”in kurucu ortağı oldu.
Ağırlıklı olarak incoming ile sektöre giriş yapan Tamer Çiçek, teknolojinin yarattığı hızlanma ile birlikte ortaya çıkan yeni trendleri, turizmdeki eğilim ve beklentileri de gözlemleyerek Türkiye’de Dijital Acentacılık kavramının öncüsü oldu. İnovatif bir yaklaşımla online dünyaya da adım atarak 2012 yılında adonis’in B2B online rezervasyon sistemi ile dünya devleri arasına girmesini sağladı.
Türkiye sınırlarını aşarak farklı ülkelerde de turizm alanında faaliyet göstermeye başlayan Tamer Çiçek, Dubai, Tunus, Fas ve Berlin ofisleri ile Orta Doğu, Afrika ve Avrupa coğrafyasında da önemli bir konuma sahip oldu.
Turizm endüstrisinin önemli bir sacayağı olan otelcilik hizmetlerine de yatırımlar yapan Tamer Çiçek, ilk otelcilik deneyimini 2010- 2014 yılları arasında Mersin’deki Green Tower Suite’in işletmeciliğini üstlenerek kazandı. Wyndham’ın önemli markalarından biri olan La Quinta’nın Amerika dışındaki ilk otelini İstanbul’da 2019 yılında açtı. Güneşli’deki 404 odalı 5 yıldızlı La Quinta by Wyndham Oteli’nin ardından, 2022’de Bomonti’de açılması planlanan 75 odalı 4 yıldızlı oteli ile hizmet vermeye hazırlanıyor.
29 Temmuz 2022 Cuma
AFETNAME İsimli Komedi Filmi Vizyona Girdi
TURİZMİNSESİ
Afetname geniş oyuncu kitlesiyle birlikte, Özdilek AVM Cinetime’de filmin basın lansmanı gerçekleştirdi. Özen filmin dağıtımını yapacağı “AFETNAME” isimli sinema filmi projesinde oğlu Toprak Can Akbacak ve eşi ünlü şef Ayvaz Akbacak önemli karakterlere hayat verirken ünlü oyuncu Derya Şen, bu kez kamera karşısına ailesi ile geçti. Güzel oyuncu Derya Şen Oğlu Toprak Can ile ana oğul kamera karşısına geçerek Afetname komedi filminde beyaz atlı prensini arayan afet karakterinin entrikalarla dolu ajans hikayesini anlattı.
AFETNAME SEVİLEREK İZLENECEK BİR KOMEDİ FİLMİ
29 Temmuz 2022 Cuma günü vizyona giren Derya Şen projesi “AFETNAME” isimli sinema filminde başrolü Derya Şen ve Umut Özkan paylaşırken birçok yapımda birlikte çalıştığı oyuncu arkadaşları Özlem Savaş, Sevil Uyar, Ebru Kocaağa, Naci Taşdöğen, Ferdi Atuner, İlhan Karamanoğulları, Tolga Öz, Ömer Duran, Gülfem Eğilmez, Batuhan Soncul, Hasan Ballıktaş, Deniz İrem Morkoç ile aile bireylerinden ise Derya Şen Akbacak’ın oğlu Toprakcan Akbacak ve Derya Şen Akbacak’ın eşi Ünlü Chef lezzetli yemeklerin efendisi Ayvaz Akbacak canlandırdıkları karakterlerle gala gösteriminde beğeni ve taktirle karşılandı. Yapımcılığını Mert Yapım medya adına Mert Ozan Düz’ün gerçekleştirdiği, hikayesi Derya Şen ve senaryosu Şeyda Delibaşı imzası taşıyan “AFETNAME” isimli komedi tarzındaki sinema filminin yönetmen koltuğunda Ahmet Yaşar Gümüş oturdu.
ÜNLÜ TURİZMCİ ALAEDDİN BABAOĞLU SİNEMAYA GÖZMÜ KIRPIYOR
Ampilo'nun Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı olan Alaeddin Babaoğlu, uluslararası konuk ağırlama ve eğlence endüstrisinde çok önemli işlere imza atmış duayen bir turizmcidir. Otel zincirlerinin projelerinde ve kentsel dönüşüm projeleriyle adından övgü ile bahsedilen Babaoğlu şimdi de sinema yapımcılığına mı soyunuyor. İnşaat sektöründe faaliyet gösteren ünlü iş insanı Alaeddin Babaoğlu Afetname sinema filmi projesine eğitim alanında Derya Şen akademisine desteğini verdi yapımcılığa göz kırptı. Derya Şen mutfağından çıkan Afetname sinema filmine desteğini esirgemeyen Türk sinemasına katkıda bulunan Alaeddin Babaoğlu, Eşi ve Oğlu ile Afetname Sinema Filmi Galasına katıldı konuklar tarafından birlikte fotoğraf çekilerek tebrik edildi.
DERYA ŞEN EKİBİNE VE BASIN DOSTLARINA TEŞEKKÜR ETTİ
Derya Şen projesi AFETNAME Özdilek AVM Cinetime’de basın lansmanı gerçekleşen etkinlikte, Derya Şen yanımda olan ekibime, oyuncu dostlarıma, aileme ve her daim yanımda olan basın emekçilerine çok teşekkür ediyorum dedi. Turizminsesi.com ailesi olarak gişesi bol bir film olmasını temenni ediyoruz.
27 Temmuz 2022 Çarşamba
AKM’de 2-9 Ağustos Etkinlikleri
13 Temmuz 2022 Çarşamba
DERYA ŞEN PROJESİ VİZYONA HAZIR
12 Temmuz 2022 Salı
Dünyanın en büyük yelkenlilerinden Club Med 2, QTerminals Antalya’ya demir attı
9 Temmuz 2022 Cumartesi
DATÇA MEHMET ALİ AĞA KONAĞI’NDA SİZ DE KENDİ MASALINIZI YARATIN
Herkes kendi masalını yaratır…
Mehmet Ali Ağa Konağı olarak, biz kendi masalımızı yeniden yazdık….
Sizleri de; İçinizdeki ‘’BEN’’ i yeniden keşfetmeye; kendi masalınızı yaratmaya ve masalınızın baş kahramanı olmaya davet ediyoruz…
Mehmet Ali Ağa Konağı olarak; sizlere kusursuz bir tatil deneyimi yaşatmak için buradayız.
Kişiye özel hizmetlerimiz ile tatilinizi daha rahat, daha konforlu, daha deneysel geçirmeniz için çalışıyoruz.
Ve bölgeyi en güzel biçimde yaşamınız için uğraşıyoruz.
Sanatı, doğayı, tarihi yeniden yorumlayacağınız, kendinizi özel hissedeceğiniz, tarihin içinde sakin bir tatil yaşayacağınız Mehmet Ali Konağı her yaz olduğu gibi bu yaz da özel davetlerin, etkinliklerin, düğünlerin , sanatsal faaliyetlerin vazgeçilmez mekanı olmaya hazır.
1800’lerin başlarına tarihlenen; yöre halkının ‘’Kocaev’’ diye andığı Mehmet Ali Ağa Konağı; yalnız Datça’da değil, tüm Akdeniz yöresinde günümüze ulaşabilmiş en eski sivil mimari örneklerinden biridir.
Mehmet Ali Ağa Konağı, yaklaşık 200 yıl boyunca Datça’nın sosyo-ekonomik hatta siyasi tarihinde belirleyici rol oynayan Tuhfezade ailesinin malikanesiydi.
Yarımadamızda Koca Ev diye bilinen Mehmet Ali Ağa Konağı, Tuhfezadeler tarafından yaptırılmış, yaptıranın Mehmet Ali Ağa’nın babası Mehmet Halil Ağa olduğu tahmin edilmektedir.
Mehmet Ali Ağa, 1895 yılında Rodos’ta İdare Meclisi azasıdır. Mehmet Ali Ağa ailesi uzunca bir dönem bu konakta yaşarlar. Aileden hayatta kalan olmayınca Konak ve diğer miras Tereke Hakimi tarafından satışa çıkarılır. Konak birkaç kez el değiştirir. Tütün deposu, sinema, okul ve düğün salonu olarak kullanılır. Konak tüm bu zaman içinde değişir, hasar görür, tadilatlar yaşar.
Dünya literatürüne girmiş bu konak, kaderine terkedilmiş, çürümeye, yıkılmaya bırakılmıştı. Ta ki 2002’de Pir Turistik Tesisler A. Ş, konağı satın alıp restore ederek bir «müze otel» e dönüştürene kadar.
Geleneksel tarzda ve Anadolu’daki eşraf ailelerinin evlerine özgü mahrem ortamın büyüsü korunarak restore edilen Mehmet Ali Ağa Konağı’nın kalemişleri ve ahşap işçiliği Türk Sanat Tarihinde önemli bir yere sahip.
Tarihi dokunun en ince ayrıntısına kadar korunduğu Mehmet Ali Ağa Konağı’nın restorasyonu tarihe karşı beslenen sevgi, saygı ve sorumluluğun öyküsüdür.
Mehmet Ali Ağa Konağı, bugün geçmişten aldığı mirası geleceğe taşıyan benzersiz bir ‘’müze otel’’ olarak ; birbirinden farklı her biri antikalarla dekore edilmiş Konak odaları , geleneksel taş odaları; gizli bahçeleri, özel hamamı, ve yemyeşil doğası ve çok özel ekibiyle seçkin müşterilerine özgün deneyimler yaşatıyor, unutulmaz anılarla uğurluyor.
12 dönüm arazi içine konumlanmış Mehmet Ali Ağa Konağı; incelikli mimarisi ve dekorasyonu, mücevheri andıran başodası, aile hamamı, duvar ve tavanlarını süsleyen kalem işleri, eski ahşap işçiliğinin bütün zarafetini ortaya koyan yüklükleri ve tüm detayları ile ayrıcalıklı bir mekanın sıcaklığını yansıtıyor.
1 Başoda, 4 Konak odası, ve 3 ayrı binada 1’i süit 12 odasıyla toplam 18 oda olarak hizmet vermekte olan Mehmet Ali Ağa Konağı günümüzün en seçkin ve tercih edilen ‘’müze otel’’idir.
Geçmişte özel konukların ağırlandığı “Başoda” bugün de özel konuklarını ağırlıyor
Geçmişte özel konukların ağırlandığı Konağın ‘’Başoda’’sı, olağanüstü ahşap doğramaları ve 1831 yılına tarihlenmiş kalemişleriyle bir müze niteliğini taşıyor. Türk evlerinin iç dekorasyonlarında her zaman önemli bir süsleme öğesi olarak yer almış olan kalemişleri, Batı’dan gelen Barok süslemeciliğiyle minyatür sanatının ayrıntılı gerçekçiliğini buluşturmasını bilmiş sanatkarların seyrine doyum olmaz eserlerini günümüze yansıtıyor. Orijinal durumunu korumuş olan tavan süslemeleri ve ortasında sonsuzluğu simgeleyen Çarkı felek eski Türk tavanlarının önemli örneklerinden birini oluşturuyor.
Mekanın ilk şekline uygun duvarlar boyunca uzanan sazdan sedirlerden oluşan oturma grubu, yastık ve kanaviçe örtüleri, antika gümüş şamdanları ve tüm detaylarıyla Başoda, konukları Konağın görkemli günlerine taşıyor.
Konağın görkemli ahşap kapısından girer girmez, 19. yüzyıldan bir Türk evinin günümüz konforuyla birleşmesinden doğan bir yapıda, tarih içinde yolculuğa çıkıyorsunuz.
Sedir kokusunun yayıldığı konak odaları; Başoda’nın kalemişlerinde yer alan ‘’Yedi Uyurlar’’ efsanesinden esinlenerek adlandırıldı. Yemliha, Mislina, Sazenuş, Mernuş, Tabernuş…
Yüzyıllık Fransız, İngiliz, Viyana tarzı mobilyalara, antika vantilatörler, radyolar ve telefonlar eşlik ederken kışın bakmaya doyum olmaz ateşiyle odaları ısıtan külahlı şömineler Konağa özgü bir nostaljiyi yansıtıyor.
Zarif bir ahşap işçiliğinin örneği olan yüklük kapılarının gerisinde saklanan modern banyo ve tuvaletler, hamam kurnasından lavabosu, varak yaldızlı gümüş sırlı aynasıyla konak odalarının en çarpıcı köşelerinden biri.
Osmanlı tarzının modernleştirilmiş çizgilerine hakim olan ‘’Taş odalar’’ Konakla uyum içinde. Zarafetin her şeyden önce yaşama sanatına dönüştüğü Taş odalar, kavuklu komodinleri, mekik yatak başları, yeniçeri başlıklı lambalarıyla geçmişten geleni güncel olanla buluşturuyor.
Konforun ve teknolojinin estetikle buluştuğu, renklerin ve dokuların tılsımında yaşayan bu odalar sade dekorasyonu ve ferah boyutları ile huzurlu bir atmosfer yaratıyor.
Taş binaları birbirine bağlayan, Konak ve bahçe manzaralı ahşap teras, rahat koltuklarıyla romantik düşlere davet ediyor.
Konak bahçesi ise doğanın kışkırtıcı güzelliğini yansıtıyor
Narenciye bahçesi, gül bahçesi, Akdeniz yöresine özgü bitki ve çiçekleri, her biri ayrı bir görsel incelikle döşenmiş podima taşları, ahşap köprüleri, gizli bahçeleri, güneşlenme ve gün batımı terasları, gökyüzü seyir alanları, antik bahçeleri, çardakvari oturma gruplarıyla Konak bahçesi doğanın kışkırtıcı güzelliğini taşıyor.
Görkemli ağaçların, rengarenk çiçeklerin ve yemyeşil bitkilerin arasında masalsı bir yolculuğa çıkarken, şifalı doğasıyla ruhunuzu dinlendireceğiniz bu vahada kendinizi yeniden doğmuş gibi hissediyorsunuz.
Tarihi hamam ve aromaterapi masaj ile ruhunuzu dinlendirin
Konak bünyesinde bulunan, Türk hamamının bütün özelliklerini taşıyan küçük aile hamamı, Osmanlı’nın bir kubbenin altında mermerden sudan ve buhardan yarattığı köklü kültürü tüm gelenekleriyle yaşatıyor. Hamam ritüelinin devamı olan aromaterapik bir masaj, ruh ve vücut dinginliğine kavuşmak isteyenleri bekliyor.
Nem oranı sıfır, oksijen yoğunluğu bakımından dünyanın 3.yeri kabul edilen ve koruma altına alınan Datça Yarımadası’nın bir kıyıdan diğer kıyıya uzanan kumsallarında güneş ve deniz banyosuna, balıkçılıktan yelkenciliğe, sörf sporundan yat gezilerine kadar su sporları sevenleri de sayısız seçenekler bekliyor.
Konağın “Müzeoda”sında Sanata Saygı : Çakıl Taşı Şairi Necdet Kırımsoy’un Kalıcı Sergisi
Yaşamının büyük bir bölümünü doğal taş ve yapı taşlarından heykel ve her biri heykel sayılan takı tasarımları yaparak geçiren Necdet Kırımsoy’un değerli eserleri Mehmet Ali Ağa Konağı’nın ‘’Müzeoda’’ sında meraklıları ile buluşuyor.
2018 yılında yaşama veda eden Kırımsoy’un tüm eserleri, Mehmet Pir tarafından satın alınarak koruma altına alındı.
84 yıllık yaşamında mimar, heykeltıraş ve takı tasarımcısı olarak gerçekleştirdiği üretimlerine ek olarak kendini bir “lithoman” (taşsever) olarak tanımlayan Kırımsoy; yıllarca Türkiye’nin her bir noktasından topladığı her bir taşa yeni anlam ve ruh kazandırmış. En değerli ve yoğun çalışmalarını ise eşi Doris ile birlikte Datça Reşadiye’deki evlerindeki atölyesinde gerçekleştirmiş.
Düğün ve davetlerin en tercih edilen mekanı
Mehmet Ali Ağa Konağı, peri masallarındaki kadar büyüleyici ortamı ve butik hizmet anlayışıyla hayatınızın bu özel gününü unutulmaz kılıyor. Özel düğün menüsü ve en ince detaylara kadar düşünülmüş organizasyonun yanı sıra konaklayacağınız sıradışı tarihi Başoda’da size bir düğün masalı yaşatıyor.
Mehmet Ali Ağa Konağı; kişiye/gruba özel organizasyon anlayışıyla özel buluşmalarınızı en keyifli, iş toplantılarınızı en verimli şekilde geçirmenizi sağlıyor. Bugüne kadar en şık davetlere imzasını atan Mehmet Ali Ağa Konağı, bundan sonra da hoşluklarıyla dillerden düşmeyecek davetlerin merkezi olacak.
Türkiye’nin İlk Resort Oteli Rasim Palas Kapılarını Tekrar Açtı
7 Temmuz 2022 Perşembe
İSG Uluslararası Havalimanı Malezya Başbakanı Yaakob’u ağırladı
Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve D-8 gibi çok taraflı platformlarda iş birliği içerisinde olan Türkiye ile Malezya arasında 1 Ağustos 2015’te tarihinde yürürlüğe giren ikili Serbest Ticaret Anlaşması, Türkiye’nin ASEAN üyesi bir devletle yaptığı ilk serbest ticaret anlaşması olma özelliğini de taşıyor. Başbakanın Perşembe günü Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerçekleştireceği görüşmenin ardından Malezya ve Türkiye heyetleri arasındaki toplantıya katılması, ikili ilişkileri ve ekonomik bağları güçlendirmek üzere görüşmeler yapması planlanıyor.
İSG Dünyanın en yoğun tek pistli ve tek terminalli havalimanı
Başbakan İsmail Sabri Yaakob'un 4 günlük Türkiye ziyaretindeki ilk durağı, Malezya Havalimanları Holding’in (MAHB) işletmeciliğini yaptığı İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı oldu. Dünyanın en yoğun tek pistli ve tek terminalli havalimanı olarak ön plana çıkan İSG, 41 milyon yolcu kapasitesi, toplam 13 bin m2 duty free ve yiyecek-içecek alanıyla Türkiye’nin en büyük ikinci havalimanı olma özelliği taşıyor. 128 odalı havalimanı oteli ve 4 bin 800 kapasiteli otoparkıyla Sabiha Gökçen Havalimanı, İstanbul'a 4 saatlik uçuş mesafesinde yaşayan 1,2 milyar insan için önemli bir ulaşım, alışveriş ve konaklama merkezi olarak konumlanıyor. “Şehrin lider havalimanı” sloganıyla misafirlerine mükemmel bir havalimanı deneyimi sunmayı hedefleyen İSG, Uluslararası Havaalanları Konseyi (Airports Council International) tarafından 2009-2015 yılları arasında 7 yıl üst üste sınıfının “En Hızlı Büyüyen Havalimanı” ödülüne layık görüldü.
Dış hat yolcu sayısı Mart ayında rekor tazeledi
Sabiha Gökçen Havalimanı 2021 yılında Avrupa yolcu trafiğinde altı basamak birden yükselerek altıncı sıraya yükseldi ve pandemi sırasında gösterdiği performans bakımından Avrupa'nın en hızlı normalleşen ikinci havalimanı seçildi. Ayrıca 2022 Mart ayı itibariyle, İSG’den seyahat eden dış hat yolcu sayısı, 2019 yılındaki tarihi zirvesini yüzde 6 oranında geçti. Öte yandan İSG; biyometrik yüz teknolojisi, yeni mobil uygulamalar, gizlilik ve güvenilir veri izlenebilirliği sağlayan blok zinciri tabanlı uçuş planlama süreçleri gibi teknolojilere yaptığı yatırımlarla da adından söz ettiriyor.