27 Ocak 2013 Pazar

TURİSTLER TARİHİ CAMİLERİ SORUNSUZ GEZECEK


TARİHİ CAMİLERE ZİYARETLER GÜZELLEŞTİRİLİYOR



Haber ve fotoğraf:Özgür Güvenç
İstanbul(Anayurt)- İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Koordinasyonunda İstanbul İl Müftülüğü ve Turist Rehberleri Birliği işbirliğide “Tarihi Cami Ziyaretlerinin Güzelleştirilmesi Çalıştayı”  müdürlüğün  Atlas Binasında gerçekleşti.

Tarihi Camilerimizdeki turist ziyaretleri, bu ziyaretlerde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerinin, konunun tüm muhataplarının katılımıyla tartışıldığı çalıştayda  Kültür ve Turizm İl Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili , İl Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran ve Rehberler Birliği Başkanı Şerif Yenen  sıkıntıları gündeme getirdiler.
Özellikle Sultanahmet Camii olmak üzere tarihi camilerimize gerçekleşen turist ziyaretlerinde yaşanan sıkıntılar kısaca vurgulanırken, başta Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ve Rehberler Birliği olmak üzere konuyla ilgili tüm muhatap kurumların bir araya geldiği ve tarihi cami ziyaretlerinin en güzel ne şekilde gerçekleşeceğine dair ortak çözüm yollarının ortaya çıkarılacağı belirtildi.


Yaşanan sıkıntıların ve sorunların ortaya konulduğu oturumlara Kültür ve turizm İl Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, İl Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran, Rehberler Birliği Başkanı Şerif Yenen, Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri Daire Başkanı Mevlüt Bulut, Fatih Belediyesi Başkan Yardımcısı Talip Temizer, İl Müftü Yardımcısı Sabri Demir, Vakıflar 1.Bölge Müdürlüğü temsilcisi, Sultanahmet Cami Kuruma ve İhya Derneği Başkanı Emrullah Hatipoğlu, Fatih İlçe Müftüsü İrfan Üstündağ, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Süleyman Derin, Sultanahmet, Süleymaniye, Yeni Cami, Beyazıt ve Rüstempaşa Camileri imamları, Güvenlik ve Temizlik firmaları yetkilileri, Turizmci Mehmet Ata Tansuğ, Kültür ve turizm İl Müdür Yardımcıları ve uzmanları katıldı.

Gerçekleşen I. Oturumda; ulaşım sorunu, anlatım – bilgilendirme sorunları, kıyafet sorunu, ziyaretçi sayısı – süresi sorunu, Gürültü sorunu, tanıtıcı materyal, bilgilendirme materyalleri düzenleri, tuvaletler sorunu, cami temizliği sorunları başlık olarak öne çıkan sorunlar oldular. 2'nciOturumda ise bu sorunlara karşı çözüm önerileri ortaya konuldu. Özellikle Sultanahmet Camii olmak üzere diğer tarihi camilerimiz için ziyaretlerin daha güzel ve etkin olarak sağlanması amacıyla gerçekleşen bu çalıştayın sonuçları önümüzdeki günlerde Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Fatih Belediyesi, TUREB yetkililerinin bir araya gelerek alınan kararları açıklaması ve uygulamaya geçmesi şeklinde gerçekleşetir.

24 Ocak 2013 Perşembe

KÜÇÜK OTELLER DERNEĞİ KURULDU


TÜRKİYE’YE GELEN YABANCI MİSAFİRLERİN ÖNEMLİ BİR ORANI KÜÇÜK OTELLERİ TERCİH EDİYOR


Türkiye  küçük otelciliğinin artık ciddi ve güçlü bir organizasyon altında  buluşmaları ve her anlamda dayanışma içinde olmaları için Küçük Oteller Derneği kurulmuştur

2000’ li yıllarla birlikte, tüm dünyada bireylerin yaşam tarzları, talepleri, seyahat alışkanlıkları ve beklentileri, önceki dönemlere göre daha farklı bir yola girmiştir.   Yoğunlaşan  ve rekabet hızı artan iş koşulları, hızlanan iletişim, teknolojik imkanlar sayesinde öğrenme ve haber alma hızının son derece artması nedeniyle tercihler ve trendler,  insanların kendilerini daha iyi hissettikleri koşullara , ürünlere ve  mekanlara yönelmiştir. Seyahat trendleri de bu akımdan en fazla etkilenen alanlardan biridir.  Daha özeli ve kendine özgü hizmet ve ürünü arayan yeni tip bireysellerin tercihi de yerel  özellikler barındıran, kendini içinde özel hissedeceği, daha küçük ve sevimli otellere doğru olmuştur.


Küçük oteller konusunda ülkemizin özellikle bazı bölgeleri,  örneğin İstanbul, Ege sahilleri, Kapadokya bölgesi gibi, daha yoğun olmakla birlikte, hemen hemen tüm illerimizde  artık özellikli küçük oteller bulmak mümkündür ve bu alanda yatırımlar da devam etmektedir. Türkiye’de çok nitelikli küçük oteller bulunmaktadır. Türkiye’ye gelen yabancı misafirlerimizin önemli bir oranı, küçük otellerimizi tercih etmektedir.  Bugüne kadar,  kendi kendilerine yollarına devam eden Türkiye  küçük otelciliğinin artık ciddi ve güçlü bir organizasyon altında  buluşmaları ve her anlamda dayanışma içinde olmaları için Küçük Oteller Derneği kurulmuştur.

Tüm dünyada internetin hızla yaygınlaşması ve böylece  insanların dünyanın neresinde olursa olsun, konaklayacağı otele doğrudan ulaşabilmesi  ve değişen seyahat trendleri küçük ve butik otelleri ön plana çıkarmıştır. Her ülke bu gerçekler ışığında bu tarz otelciliği geliştirmek amacıyla özel politikalar oluşturmaktadır. Türkiye olarak bizim de bu tür politikalar geliştirmemiz ve  geliştirilen politikaları istikrar ve birlik  içinde uygulayabilmemiz,   hem sektör  hem de Turkiye turizmi açısından önemli  faydalar sağlayacaktır. Bu birliği ve istikrarı sağlamak açısından Derneğimiz sektörde var olan  önemli bir boşluğu doldurmak üzere  kurulmuş olup,  bu amaç doğrultusunda önemli bir görev üstlenmiş bulunmaktadır.  Küçük oteller ölçeklerinden dolayı modern dünyanın getirdiği hizmet ve pazarlama standartlarını yakalamakta bazı zorluklarla karşılaşmaktadırlar.

Çoğu mesleğin dışından gelen, sevgi ve özveriyle işini yapmaya çalışan küçük otel sahipleri bu güçlüklerle mücadele etmekte çoğu zaman sıkıntılarla karşılaşmaktadırlar. Derneğin kurucuları olarak bizler; bir grup küçük otel sahibi ve işletmecisi,  ortak sorunların çözümünü, daha da önemlisi fırsatların ve potansiyelerin, hem sektörümüz ve hem de ülkemiz açısından doğru bir şekilde yönetilmesini,  birlikte  organize olmakta ve birlikte hareket etmekte görüyoruz. Bu derneği kurarken son derece katılımcı ve demokratik olmaya çalıştık.  Sektörde emek veren, konuyla ilgili olan birçok kişiden görüş aldık. Bununla da yetinmeyip yüksek katılımlı bir ortak akıl toplantısı yaptık. Oradan çıkan sonuçları Yönetim Kurulu olarak değerlendirerek Derneğimizin  “ Yol Haritasını” çıkardık.  Bunu ana hatlarıyla sizlerle paylaşıyor ve bu derneğin tüm yaşam evrelerinde aynı katılımcılığın ve çok sesliliğin devam ettirileceğini taahhüt ediyoruz.

KÜÇÜK OTELLER DERNEĞİ AMACI
1.Türkiye’deki “Küçük Otel” algısını ortaya çıkarmak, bu algıyı güçlendirmek ve  Türkiye’nin turizm pazarlamasında  güçlü bir şekilde yer almasını sağlamak.
2.Yurt içi ve Yurt dışı sivil toplum örgütleri ile Küçük Oteller lehine işbirlikleri geliştirmek.
3.Küçük Otellere satış ve pazarlama desteği  vermek.
4.Yurtiçi ve yurtdışı turizm fuarlarına katılmak.
5.İlgili Kamu kurumları ile iletişimin yönetilmesi.
6.Hukuki konular, yatırımlar ve  teknoloji  konularında destek vermek  ve danışmanlık yapmak.
7.Lobi çalışmaları yapmak .
8.Küçük otelciliğe uygun  insan kaynağına  ulaşım desteği sağlamak.
9.Personel eğitimlerinde destek vermek.
10.Otel standartlarını yükseltmede akademik ve teknik anlamda destek sağlamak.
11.Küçük Oteller arasında  işbirliğini geliştirmeye  ve güçlendirmeye ortam sağlamak.
12.Bölgesel  olarak Küçük Otellerin örgütlenmesini sağlamak.
13.Küçük otellere özgü “kalite Standartları” oluşturmak ve sertifikasyon programı uygulamak.
14.Satın alma platformu oluşturmak ve maliyet yönetimine katkı sağlamak.
15.Dünya ve Türkiye turizmindeki gelişmelerden üyeleri haberdar etmek.

SERHAD USLAN’DAN ERKEN REZERVASYON ÖNERİSİ


YAZ ERKEN REZERVASYON KAMPANYASINI TEMMUZ AYINA ÇEKMELİYİZ


Gelin  bir başlangıç yapalım ve 2014 yılı yaz erken rezervasyon kampanyasını 2013 yılı Eylül ayında başlatalım. Ondan sonraki sene de Temmuz ayına çekelim. Şu anda ülkemizde Aralık ayında başlayan yaz erken rezervasyon kampanyaları  dünyada tatilin başladığı tarihten 1 yıl önce başlıyor. Ülkemizde  İlk kez  2 ayla başlanmıştı. Şimdi gelinen noktada 6  ay kadar geriye yani Aralık ayına kadar geldi. Gittikce dünya standartlarına yaklaşmaya çalışıyoruz. Ancak çok yavaş gidiyoruz. Bu yavaşlık turizmin bazı kesimlerine zarar vermeye başladı.


Bana göre Yaz erken rezervasyon kampanyası ilk bakışta ters gibi gelmesine rağmen bizim ülkemizde de Haziran veya Temmuz gibi başlamalı. Şayet hal böyle olursa bu uygulama ile devamlı söylediğimiz turizmin ülkemizde 12 aya yayılması ve sürdürülebilir turizmin gerçekleşmesi daha gerçekci olur. Mevcut haliyle şuanda erken rezervasyonun Aralık ayında başlıyor olması başta kış turizmi olmak üzere termal, sağlık, doğa, treking ve kültür turları  gibi alternatif turizm kollarını  olumsuz etkilemektedir.


Mevcut uygulamada Acentelerin Kasım,Aralık hatta Ocak ayında  yaz otelleri erken rezervasyon kampanyalarında % 50  indirimleri piyasada dolaşırken tatilcilerin kış turizmine ve diğer turizm çeşitlerine maddi olanaklar göz önüne alındığında fazlaca ilgi göstermeyecekleri kaçınılmaz bir sonuçtur. Maalesef konunun bu yönü kaş yapalım derken göz çıkarmak gibi oldu dersek yanlış birşey söylemiş olmayız. Nitekim görüştüğüm bazı tur operatörleri bunu açıkca dile getirdiler. Sistemin daha sağlıklı çalışması, sürdürülebilir turizm ve turizmin 12 aya yayılması gibi düşüncelerin sadece söylemlerde kalmaması için doğru olan neyse onu yapmak gerekir diye düşünüyorum. Mademki erken rezervasyon tüm dünyada 1 sene önceden başlıyor o zaman bizimde biraz daha hızlanmamız ve tarihleri daha cesurca geriye çekmemiz gerekir. Yavaş hareket etmemizin yukarıda saydığım nedenlerden dolayı fayda değil sektör açısından zarar verdiğini  kabul etmeliyiz.
Gelin  bir başlangıç yapalım ve 2014 yılı yaz erken rezervasyon kampanyasını 2013 yılı Eylül ayında başlatalım. Ondan sonraki sene de Temmuz ayına çekelim. Hatta bunu önümüzdeki aylarda tüketicilere ilan edelim onları bu tarihlere şimdiden hazırlayalım.
Serhad USLAN  İlos Travel Yön.Krl.Bşk.


CEO’LARIN BÜYÜMEYE OLAN GÜVENİ AZALDI


CEO’LARIN ŞİRKETLERİNİN BÜYÜMESİNE İLİŞKİN GÜVENLERİ GEÇTİĞİMİZ YILA GÖRE DÜŞÜŞ GÖSTERDİ



Dünya genelinde 68 ülkede 1.330 CEO ile yapılan araştırmaya göre, CEO’ların yarısı küresel ekonominin aynı düzeyde kalacağını söylerken, CEO’ların şirketlerinin büyümesine ilişkin güvenleri geçtiğimiz yıla göre düşüş gösterdi.CEO’lar önümüzdeki dönem en çok endişe ettikleri konuları sosyal karmaşa, ABD’de potansiyel ekonomik durgunluk, aşırı regülasyon/düzenleme, piyasa kırılganlığı ve vergi ve enerji maliyetleri olarak belirttiler.

PwC’nin bu yıl “Aksaklıklarla başa çıkmak: Ayakta kalmak ve başarmak için uyum sağlama” başlığıyla yayınladığı 16. Yıllık Küresel CEO Araştırması’na göre, dünya çapında CEO’ların sadece yüzde 36’sı önümüzdeki 12 ay içinde şirketlerinin büyüme göstereceğine aşırı güven duyuyor. Bu oran, geçen yıl yüzde 40 olan oranın ve 2011’deki yüzde 48 olan oranın altında. Buna karşın 2010 yılında görülen yüzde 31 ve 2009 yılında görülen yüzde 21 oranlarının üzerinde seyrediyor.

Ekonomiye genel olarak bakıldığında ise, CEO’ların yüzde 18’i 2013 yılında küresel ekonominin daha fazla düşüş yaşayacağını söylüyor, sadece yüzde 28’i ekonomik iyileşme öngörüyor ve yüzde 52’si durumun aynı şekilde seyredeceğini ifade ediyor. CEO’ların konuya ilişkin bakışları karamsar görünse de 2012 yılında yüzde 48’inin küresel ekonomide düşüş beklemelerine karşın ekonomide iyileşme yaşamıştı.

Türkiye’ye olan güven devam ediyor
Araştırma kapsamında dünya genelinden 33 CEO ile detaylı görüşmeler de gerçekleştirildi. Türkiye’den bu CEO’lar arasında yer alan Turkven CEO’su Seymur Tarı araştırmada ekonomik istikrar, yatırım ortamı ve yeni fırsatlar konusundaki görüşlerini dile getirdi: “Global ekonominin aksine kişisel olarak ben Türkiye’de belirsiz bir ekonomik ortam görmüyorum. Önümüzdeki yıllarda bazı küçük iniş çıkışlar olabilir. Ama genel trend olarak yukarıya doğru bir seyir olacaktır. Bizim için devam eden büyüme işlerimiz açısından olağan hale geldi. Türkiye’deki bazı şirketlerin bölgede çok iyi sonuçlar elde ettiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde orta ölçekli Türk şirketlerinin de bölgede çok daha hakim duruma geleceğini düşünüyorum.”

Araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıllarda küresel arenada gözlenen ekonomik dalgalanmaya rağmen, Türkiye bu süreçte jeopolitik konumu, uyguladığı ekonomik politikalar ve girişimcilerinin dinamik iş yaklaşımı ile dünya çapında güçlü ve yükselen bir değer haline geldi. Her ne kadar Küresel CEO araştırması dünya genelinde büyüme kapsamında bazı tereddütleri yansıtsa da, Türkiye’nin bu noktada da olumlu ayrışma göstermesini beklemek hatalı olmayacaktır.  PwC’nin ‘2041’de Türkiye’ raporunda da öngörüldüğü üzere dünyanın 12. büyük ekonomisi olmaya aday bir ülke olarak tüm iş dünyasının önünde büyük bir fırsat var yeter ki bu dönemde hepimiz devlet, kurumlar ve bireyler olarak üzerimize düşeni başkalarını beklemeden yerine getirelim.”

Güven düzeyi bölgelere göre farklılık gösteriyor
Kısa vadeli gelir büyümesi olacağına en az inananlar Batı Avrupa’daki CEO’lar. Devam eden ekonomik durgunlukla beraber, geçen yıl yüzde 27 olan orandan ve 2011 yılındaki yüzde 39’luk orandan düşüş göstererek, büyümeye güven duyan Batı Avrupalı CEO’ların oranı yüzde 22 oldu. Kısa vadeli büyümeye duyulan güven yüzde 33’le (2012’de yüzde 42) Kuzey Amerika’da ve yüzde 36 ile (2012’de yüzde 42) Asya Pasifik’te de düşüş gösterdi. Birçok kişi tarafından yüksek oranda büyüme gösterecek bir sonraki ekonomi olarak görülen Afrika’da dahi CEO’ların şirket büyümelerine duyduğu güven geçtiğimiz yıl yüzde 57 olan orandan düşüş göstererek yüzde 44’ü buldu.

Buna karşın Latin Amerikalı CEO’lar bu trendin tam tersi bir özellik gösteriyor. Duydukları kısa vadeli güven geçen yıla göre az oranda yükselerek yüzde 53’ü buldu.

CEO’ların beklentilerine ülke düzeyinde bakıldığında ise, duyulan güven büyük ölçüde farklılık gösteriyor: 2013 yılında gerçekleşecek gelir büyümesine yüzde 66’lık oranla aşırı güven duyan Rusya’daki CEO’ları yüzde 63 ile Hindistan yakından takip ediyor ve ardından yüzde 62 ile Meksika geliyor. Bu ülkeleri, Brezilya (yüzde 44), Almanya (yüzde 31), Amerika (yüzde 30), İngiltere (yüzde 22), Japonya (yüzde 18), Fransa (yüzde 13) ve son olarak önümüzdeki yıl için yaşanacak gelir büyümesine sadece yüzde 6 oranındaki CEO’nun güvenle yaklaştığı Kore takip ediyor.

CEO’ların tamamı için güven durumu uzun süre aynı düzeyde devam ederken; geçtiğimiz yılla neredeyse aynı olarak dünya çapındaki CEO’ların yüzde 46’sı önümüzdeki üç yıl için büyümeye aşırı güven duyduklarını ifade ettiler. Afrika’daki ve Ortadoğu’daki CEO’lar uzun vadeli büyümeye en fazla güveni göstererek sırasıyla yüzde 62 ve yüzde 56 oranlarına ulaştılar. Asya Pasifik yüzde 52 ile çok güven duyduğunu belirtirken, Kuzey Amerika yüzde 51 ile aşırı güvenle yaklaşan bölgeydi. Uzun vadeli güven yüzde 34 ile en düşük orana Avrupa’da ulaşmış oldu.

Davos’ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısının ilk gününde araştırma sonuçlarını açıklayan PwC Küresel Başkanı Dennis M. Nally şunları belirtti: “CEO’lar kısa vadeli beklentileri ve küresel ekonomiye ilişkin görüşleri için temkinli yaklaşıyorlar. Buna karşın, aşırı regülasyon/düzenleme, devlet borcu, sermaye piyasasının istikrarsızlığı gibi konulara yönelik olarak CEO’ların aşırı endişe yaşaması sonucunda geçtiğimiz 12 ayda güvenin azalması şaşırtıcı bir durum değil. CEO’ların mevcut risklerle başa çıkmaya çalıştıkları sonucuna ulaştık. Stratejik olarak, durağan bir süreç yaşadıkları için CEO’lar, değer kaybına uğramadan maliyetleri azaltma yolları arayarak, faaliyetlerini düzeltmeye devam ediyor. Geleceğe yönelik kaynakları etkileyecek büyük harcamalardan kaçınarak CEO’lar doğal yollardan büyüme fırsatları arıyorlar. En önemlisi, talebi, bağlılığı ve karşılıklı yeniliği teşvik etmek üzere CEO’lar müşterilerle iş birliği yapıp onları odak noktası yapıyor.”

CEO’ların endişeleri ve risk olarak gördükleri konular
Zorlu ekonomik koşullar devam ettiği için, genel olarak CEO’ların geçtiğimiz yıla oranla endişelendikleri konu sayısı daha fazla. CEO’lar bulundukları ülkelerdeki sosyal karmaşa (yüzde 75),  ABD’de potansiyel ekonomik durgunluk (yüzde 67), siber atak ( yüzde 63) gibi senaryoların şirketlerini olumsuz yönde etkilemesinden endişe ettiklerini dile getirdiler.

Bunun yanı sıra CEO’lar büyümelerinin önünde risk olarak gördükleri konuların başında yüzde  81 ile ekonomik büyümeye ilişkin süregelen belirsizlik geliyor.

Hükümetlere dünya çapında hükümetlere açık bir mesaj gönderen CEO’ların risk olarak gördüğü diğer konuları bütçe açığına karşı hükümetlerin aldığı tedbirler  (yüzde 71), aşırı regülasyon/düzenleme (yüzde 69) ve sermaye piyasalarındaki istikrar eksikliği (yüzde 61) oluşturuyor. CEO’ların aşırı regülasyon/düzenlemeye ilişkin endişeleri 2006 yılından bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. Bu konuda açık sözlü davranan CEO’ların sadece yüzde 12’si hükümetin geçtiğimiz yılda düzenleme yükünü azalttığını söyledi.

İşe yönelik büyüme karşısındaki ana tehdit unsurları hakkında sorular yöneltildiğinde ise CEO’lar ayrıca artan vergi yüküne (yüzde 62), yetenekli insan kaynağına (yüzde 58), enerji ve ham madde materyallerinin maliyetine (yüzde 52) atıfta bulundular.

Aksaklıklarla başa çıkmak
PwC 16. Küresel CEO Araştırması’na göre, karmaşa sürecinde faaliyetlerini sürdürebilecek ve gelişebilecek organizasyonlar oluşturmak için, CEO’lar üç özel stratejiyi izliyor: fırsat hedeflemesi, müşteriye odaklanması ve operasyonel verimliliği iyileştirme.

1. Fırsat hedefleri

CEO’ların yüzde 68’i özenle belirlenen girişimlere odaklanıyor. CEO’lar birkaç akıllı yatırım yaparak ve başarı oranını en üst seviyeye çıkarmak için kaynakları birleştirerek tüm seçenekleri düşünüp tartıyor.

Sadece yüzde 25’i yeni ürün geliştirmeye yönelirken, CEO’ların neredeyse yarısı umutlarını fırsatları gördüğü gelişmekte olan pazarlara bağlıyor. CEO’ların sadece yüzde 17’si yeni satın almalar ve birleşmeler planlıyor. Satın alma ve birleşme planlayan CEO’lar, zor ekonomik zamanları avantaja çevirmeyi düşünerek Kuzey Amerika ve Batı Avrupa bölgelerini öncelikli hedef haline getiriyor.

CEO’ların yüzde 31 tarafından belirtildiği üzere, Çin gelecekteki büyümeye yönelik en önemli ülkelerin başında geliyor, Çin’i Amerika (yüzde 23), Brezilya (yüzde 15), Almanya (yüzde 12) ve Hindistan (yüzde 10) takip ediyor. Endonezya, Japonya’nın iki puan üzerinde yer alarak, bu yıl ilk defa ilk on ülkenin içinde yer alıyor. Buna karşın, büyük şirketler (10 milyar dolardan fazla değere sahip) arasında, Amerika yüzde 20 oranına düşerken, Çin yüzde 45’lik oranla en önemli ülke olarak kabul gördü.

2. Müşteriye odaklanma
CEO’ların neredeyse yarısı (yüzde 49) müşterilerin alım modellerindeki değişikleri ciddi bir tehdit olarak görüyor ve yüzde 51’i müşteri tabanını genişletmeyi önümüzdeki 12 ay için birinci sıradaki yatırım önceliği haline getirdi. CEO’ların yüzde 82’si müşteri sayısındaki büyümeye ilişkin değişiklikler öngörüyor ve yüzde 31’i büyük değişiklikler planlıyor.

3. Operasyonel verimliliği iyileştirme
Operasyonel verimliliği iyileştirme CEO’lar için en üst sıradaki yatırım önceliği olarak öne çıkarken CEO’ların yüzde 77’si geçtiğimiz 12 ayda maliyet azaltmaya yönelik girişimlerde bulundu ve yüzde 70’i ise gelecek 12 ay içinde girişim gerçekleştirmeyi planlıyor.

Yetenekli insan kaynağına erişim
CEO’lar önümüzdeki yıl için çalışan sayısını artırmaya yönelik planlar konusunda nispeten temkinli davranıyorlar. Yüzde 23’ü iş gücü hacmini küçültmeyi planlarken CEO’ların yüzde 45’i (2012 yılındaki yüzde 51’lik orandan düşüş göstererek) 2013 yılında çalışan alımı planlıyor.

Hangi sektörlerin çalışan alımı gerçekleştirdiğine ve hangilerinin işlerde azalmaya gittiğine bakıldığında karşımıza ilginç bir manzara çıkıyor. CEO’ların yüksek olasılıkla çalışan sayısını artıracağı alanlar arasında profesyonel hizmetler (yüzde 56), mühendislik ve inşaat (yüzde 52), perakende (yüzde 49) ve sağlık (yüzde 43) bulunuyor. CEO’ların büyük çoğunluğunun çalışan sayısında azalmaya gitmeyi düşündüğü alanlar arasında ise bankacılık (yüzde 35), metal sektörleri (yüzde 32), ormancılık ve kağıt (yüzde 31) bulunuyor.

İşe alım hakkında görüşleri ne olursa olsun, doğru insanların bulunması ve elde tutulması CEO’lar için en büyük zorluğu oluşturuyor. Dünya çapında yüzde 58’i tarafından ifade edildiği üzere, önemli yetkinliklerin mevcudiyeti CEO’lar tarafından büyüme beklentileri karşısında büyük bir tehdit olarak belirtiliyor. Becerilere ilişkin tehdit özellikle daha küçük şirketlerin ve Afrika, Ortadoğu ve Asya Pasifik gibi yüksek oranda büyüme kaydeden bölgelerde güçlü bir şekilde seyrediyor.

Ayrıca CEO’ların yetenekli insan kaynağının kıtlığına yönelik en fazla endişe duyduğu alanlar arasında madencilik (yüzde 75), mühendislik ve inşaat (yüzde 65), teknoloji (yüzde 64) ve sigortacılık (yüzde 64) bulunuyor.

Bunları göz önünde tutarak, CEO’ların dörtte üçünden fazlası önümüzdeki 12 ay süresince şirketlerindeki yetkinlikleri yönetmek amacıyla şirket stratejilerinde değişiklik yapmayı öngördüklerini belirtiyor ve yaklaşık olarak dörtte biri (yüzde 23’ü) büyük nitelikte değişiklikler olacağını ifade ediyor.

Kamu güveni konusunun ele alınması
CEO’lar ayrıca daha çok sayıda paydaşla güven ilişkisinin kurulmasına yönelik ihtiyacın farkındalar. Yüzde 37’si sektörlerindeki güven eksikliğinin şirketin büyümesini tehlikeye atacağı konusunda endişeli ve yüzde 57’si etiksel kültürün geliştirilmesine daha fazla odaklamayı planlıyor. Bunların yanı sıra, CEO’ların neredeyse yarısı (yüzde 49) gelecek 12 ay içinde çevresel ayak izlerini azaltmak üzere çaba göstermeyi planlıyor.

GÖNÜLLÜLER ORDUSUNDA BAYRAK DEĞİŞİMİ


JCI TÜRKİYE 2013 BAŞKANI PELİN KADILAR BAYRAĞI DEVRALDI



Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirdikleri projelerle daha iyi bir toplumsal yapı hedefleyen gönüllüler ordusu JCI’da 2013 yönetimi göreve başlıyor. Pelin Kadılar liderliğinde çalışmalarına devam edecek olan JCI Türkiye’nin bu yılki hedefleri arasında kadınların toplumdaki yerinin güçlendirilmesi yer alıyor.

23 Ocak 2012, İstanbul – 200 bini aşkın üyesi ile dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşları arasında yer alan JCI’da (Junior Chamber International – Genç Liderler ve Girişimciler Derneği) 2013 yönetimi göreve başlıyor. Yaparak öğrenme felsefesiyle üyelerinin maksimum deneyim kazanmasını hedefleyen ve aktif gençler için önde gelen küresel network olma vizyonu ile hareket eden JCI’da her görev bir yıl süre ile yürütülüyor. Böylece her üye yeni yıl ile birlikte farklı bir görev alarak yeni kazanımlar elde ediyor.

2013 yılı ile birlikte JCI Türkiye’de yeni yönetim görev alıyor. Pelin Kadılar başkanlığında çalışmalarına devam edecek olan JCI Türkiye 1500’e yakın üyesi, 29 şubesi ve üç temsilciliği ile Türkiye’nin dört bir yanında projelerine devam edecek. 2013 planları hakkında bilgi veren Başkan Pelin Kadılar; “JCI’ın global yapılanmasında çok önemli görevler üstlenen JCI Türkiye olarak 2013 yılında aktif vatandaşlık felsefesi ile projelerimizi geliştirerek sürdüreceğiz. ICC, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası ortaklıklarımızın, üyelerimizin ve toplumun değişik kesimlerinden bütün paydaşlarımızın ortak heyecanı ve özverili katkıları ile çalışmaya devam edeceğiz. Gelecek nesillere daha gelişmiş ve yaşanır bir dünya bırakmak için gençlerimizin gelişmesine destek olarak yaşadığımız toplumda pozitif değişime liderlik edeceğiz. Katıldığımız uluslararası kongre ve konferanslarda ülkemizin kültür elçileri olarak özellikle Avrupa’da büyük başarılara imza atıyoruz. Projelerimizi gerek sosyal medya gerekse de basın aracılığı ile takip eden bütün genç liderlerimizi çalışmalarımızda aramızda görmek ve bu vesile ile kendi liderlik vasıflarını geliştirdiklerine tanık olmak en büyük arzumuz” dedi.

JCI Türkiye 2013 Yönetim Kurulu:
Başkan: Pelin Kadılar
Genel Sekreter: Ahmet Erhan Tanyeri
Sayman: Ezgi Oktaş Özdemir
Başkan Yardımcıları: Ayşe Kuyrukçu, Murat Çakır, Aylin Sönmez, Sefa Eroğlu, Koray Erdemir, Selim Taner.


GÜLER SABANCI, SIEMENS’İN YÖNETİM KURULUNDA



GÜLER SABANCI, YÜKSEK OYLA SIEMENS AG’NİN YÖNETİM KURULUNA SEÇİLDİ



Almanya’da yapılan Siemens AG Genel Kurul Toplantısı'nda şirketin Yönetim Kurulu seçimi yapıldı. Toplantı, Münih'in ünlü Olimpiyat Stadı'nda 8.000’i aşkın hissedarın katılımıyla gerçekleştirildi.  Gerhard Cromme’un yeniden başkan olduğu Genel Kurul Toplantısı’nda Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı yaklaşık yüzde 98 gibi yüksek bir oranda oy alarak Siemens AG Yönetim Kurulu Üyesi olarak seçildi.


Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Öncelikle Siemens AG gibi köklü bir kurumdan davet almak ve seçilmek, gurur verici ve ilave bir sorumluluktur. Dünyada bu şekilde bir üst düzey yöneticinin başka bir kurumun yönetiminde yeralması uygulamaları çok rastlanan bir durum. Özellikle kurumsal yönetim açısından böylesine kuvvetli bir yapı içinde yer almanın, şahsım ve Topluluğum adına kazanım olacağına inanıyorum”.

Almanya’da yapılan Genel Kurul’da toplantıyla seçilen Siemens AG Yönetim Kurul Üyeleri şöyle:
Josef Ackermann, Zürih Sigorta Grubu Yönetim Kurulu Başkanı; Güler Sabancı, Hacı Ömer Sabancı Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı; Gerd von Brandenstein Siemens AG ve Degewo AG Denetleme Kurulu Üyesi; Dr Gerhard Cromme, Siemens AG ve ThyssenKrupp AG  Denetleme Kurulları Başkanı; Michael Diekmann, Allianz SE Yönetim Kurulu Başkanı; Dr Hans Michael Gaul, Siemens AG Denetim Komitesi Başkanı; Dr Peter Gruss, Max-Planck-Gesellschaft zur Förderung der Wissenschaften v.V. Başkanı; Dr Nicola Leibinger-Kammüller, TRUMPF GmbH + Co KG Başkanı; Gérard Mestrallet, GDF SUEZ SA Başkanı ve CEO'su; Werner Wenning, Bayer AG ve E.ON AG. Denetleme Kurulu Başkanı

ODEON TOURS’DAN EK %5 İNDİRİM


ODEON TOURS, EMITT FUARI’NA 7. KEZ DAMGASINI VURDU


EMITT Fuarı’na katılan OTI Holding iştiraklerinden ODEON Tours, fuar boyunca tüketicilere yüzde 5 ekstra indirim fırsatı sundu…OTI Holding iştiraki ODEON Tours, 17. EMITT – Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı’na 7. kez katıldı. İç pazarda faaliyetine başladığı tarihten itibaren EMITT fuarına katılan ODEON Tours, tüketicilere fuar boyunca erken rezervasyon indirimlerine ek olarak yüzde 5 ekstra indirim sağladı.

Türkiye’nin yanı sıra Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Polonya, Mısır ve Tayland’daki iştirakleri ile tur operatörlüğü, seyahat acenteliği, havacılık, otelcilik ve güvenlik ana alanlarında faaliyet gösteren, 3 binin üzerinde profesyonel çalışanıyla, 26 ülkede, 5 kıtada turizme hizmet veren OTI Holding; turizm sektörünün önemli buluşmalarından 17. EMITT Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı’na katıldı.

Yaygın satış ağı ile ODEON Tours’tan fuara özel ekstra yüzde 5 indirim
Acente odaklı hizmet politikası ile 54 ilde, 181 acente ve  211 satış ofisinden oluşan yaygın satış ağı ile hizmet veren ODEON Tours İç Pazar Müdürü Akın Aksu, EMITT Fuarı’nda ODEON Tours standını ziyaret ederek tatil satın alan tüketicilere erken rezervasyon indiriminin yanı sıra yüzde 5 indirim fırsatı sunduklarını belirtti.

Fuarda yurt dışı turlar kataloğu, erken rezervasyon kataloğu ve kurumsal seyahat kataloğu lansmanlarının da yapılacağını ifade eden Aksu, “ODEON Tours kalite ve güvencesi ile sunulan zengin otel seçeneklerinden oluşan yurt içi ve yurt dışı farklı tatil imkânları, şirket ve kurumsal organizasyonlar da yurt içi ve yurt dışında profesyonel destek, uçak bileti, gemi turları gibi sayısız ürün ve hizmeti hem turizm profesyonellerine, hem tüketiciye tanıtacağız” dedi.

Aksu ayrıca, erken rezervasyon satışlarında dünya sigorta devi Allianz güvencesi ile otele girişe 72 saat kalaya kadar iptal ve iade imkanı sunan erken rezervasyon iptal sigortasını da sunduklarını kaydetti.

Tur programları hakkında bilgi almak ve kayıt yaptırmak için ODEON Tours Çağrı Merkezi 444 0 684’yi arayabilir, www.odeontatil.com adresine ulaşabilirsiniz.



23 Ocak 2013 Çarşamba

İSTANBUL'DA TİCARETİN SİMGESİ DEĞİŞTİ






131 yıllık köklü tecrübesi ve tüm sektörlerden 320 bin kayıtlı üyesi ile dünyanın en büyük beş odasından biri olan İstanbul Ticaret Odası, Türkiye’nin 2023 vizyonuna hizmet eden lider kurumlarından biri olarak projelerini yeni dönemde de tüm hızıyla sürdürüyor. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Teknopark İstanbul’a, ÖZİMEK’ten İhracata İlk Adım’a hayata geçirdiği çok sayıdaki öncü projelerle artık sadece tek şehrin değil tüm Türkiye’nin uluslararası ticaretine yol gösteren bir kuruma dönüşen İstanbul Ticaret Odası, gelecek vizyonuna paralel son yıllarda daha da gelişen ve güçlenen kurumsal kimliğini en iyi şekilde yansıtacak yeni logosuna da kavuştu.

Türkiye’nin marka kimliği duayenlerinden Bülent Erkmen yönetimindeki BEK Tasarım tarafından tasarlanan yeni logo, Türk ticaretinin uluslararası alanda güçlü simgelerinden biri olacağı için ayrıca önem taşıyor.
İstanbul Ticaret Odası’nın yeni logosu ve gelecek dönem hedefleri bir basın toplantısı ile paylaşıldı. Toplantıya İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı İbrahim Çağlar, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş ve İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şekib Avdagiç katıldı. Yeni logonun tanıtım filmi, 3 boyutlu hologram teknolojisi ile sunuldu.

Yeni logo, Türk ticaret dünyasının yeni simgesi olacak
Türkiye’nin gelecek vizyonuna hizmet eden lider ve köklü bir kurum olan İstanbul Ticaret Odası, gelişen ve güçlenen kurumsal kimliğini yansıtması açısından logosunda da değişikliğe gitti. İstanbul Ticaret Odası’nın 12 Temmuz 1974’ten bu yana kullandığı eski logo yerine Türkiye’nin önde gelen marka kimliği duayeni Bülent Erkmen’in hazırladığı logonun kullanılmasına oy birliğiyle karar verildi.  İstanbul Ticaret Odası’nın çok yönlü kimliğini yansıtan, Bülent Erkmen’in dört aylık bir çalışma sonucunda hazırladığı logoda, farklı yönlere ancak aynı devinim içinde uzanan uçlar, Odanın farklı sektörleri, düşünceleri ve talepleri aynı çatı altında toplaması gerçeğinin dışa vurumunu ifade ediyor. Gelişim ve değişimin simgesi olan turkuaz renginden oluşan logonun ahenk içindeki hareketli yapısı ise Oda bünyesindeki farklı talep ve görüşlerin Odayı sinerji ve dinamizme yönlendirmesini temsil ediyor.

21 Ocak 2013 Pazartesi

KIBRIS’IN EN KALİTELİ OTELİ


KIBRIS’IN EN KALİTELİ OTELİ  MERİT CRYSTAL COVE OLDU!


Kuzey Kıbrıs turizminin gelişmesinde en önemli aktörler arasında gösterilen Net Holding bünyesindeki Merit International Hotels  & Resort, yeni bir ödüle sahip oldu. Grubun en önemli markalarından Merit Crystal Cove Hotel, tatilciler tarafından “Kıbrıs’ın En Kaliteli Oteli” seçildi. Merit International Hotels  & Resort’un amiral gemisi Merit Crystal Cove Hotel, ETS Tur'un sitesinde yayınlanan 3 bin 354 turizm tesisi arasında “Kıbrıs’ın En Kaliteli Oteli” ödülüne layık görüldü. Tesisler hakkında değerlendirme yapan 290 binden fazla tatilcinin görüşleri sonucunda “en çok tavsiye edilen”, “en yüksek puan alan” ve “misafirlerin fiyat performans oranından memnun kaldıklarını bildirdikleri” tesisler arasında Merit Crystal Cove Hotel, ilk sıraya yerleşti. “Otelpuan Özel Ödülü’nü alarak "Kıbrıs'ın En Kaliteli Oteli" seçilen Merit Crystal Cove Hotel, huzur, konfor, kalite ve birbirinden lezzetli yemekleriyle tamamı deniz manzaralı 3 kral dairesi, 51 suit ve 233 standart odasıyla dört mevsim misafirlerini ağırlıyor.Türk turizminin öncü grubu Etsgroup’un, birikimlerini misafirlerine aktarmak, doğru bir şekilde bilgilendirmek ve tatile gidecek kişilere yol göstermek amacıyla kurduğu Otelpuan.com’un 5. ödül töreni, 24 Ocak 2013 tarihinde Four Seasons Hotel Bosphorus’ta gerçekleştirilecek.

Merit, Kıbrıs’a yatırımı sürdürecek
Son yıllarda artan turizm yatırımlarıyla adadaki hizmet kalitesinin en üst seviyeye geldiğini belirten Merit International Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Reha Arar, “Grubumuzun şu anki amiral gemisi Merit Crystal Cove Hotel’de huzur, konfor, kalite ve birbirinden lezzetli yemeklerimizle misafirlerimizi ağırlıyoruz. Turizm sektöründe misafir memnuniyeti odaklı hizmet anlayışına grubumuz daima öncülük etti. Merit Grubu olarak Kuzey Kıbrıs turizmine yeni yatırımlarımızla da katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Yeni açacağımız Merit Royal Otel de, yakaladığımız bu başarıyı kişiye özel hizmet, uluslararası mutfaklar, lüks ve kalite ile daha da ileriye taşıyacak. Kıbrıs’ta Ortadoğu’nun zengin turistine talibiz. Herşey dahili a’la carte hizmet kalitesinde yapacağız. Herşey size özel, sizin istediğiniz gibi olacak. Tatil alışkanlıklarını değiştireceğiz” dedi. www.merithotels.com



BİZİM TÜRKİYE’DE 400 ŞİRKETİMİZ VAR






DEMSA GROUP’UN GETİRDİĞİ GALERİES LAFAYETTE’İ FRANSIZ BAKAN BRİCQ AÇACAK
Sait Halim Paşa Yalısı’nda Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Bakan Bricq’in de katılımıyla Fransız CEO’larla çalışma kahvaltısında bir araya geldi. Kahvaltıya, Demet Sabancı Çetindoğan, Zeynel Abidin Erdem, Sani Şener, Çağatay Özüdoğru, Ayhan Yavrucu, Yavuz Canevi, Yılmaz Argüden, Ahmet Kırman gibi isimler katıldı.

Toplantı çerçevesinde perakende, enerji, tarım çevre ve şehircilik alanlarında çalışma grupları oluşturduklarını söyledi.Sayın Çağlaya’nın, Sözde Ermeni soykırımına farklı bir bakış açısıyla yaklaşarak bu konu üzerde siyasetçilerin karışmaması gerektiğini sadece tarihçilerin konuya değinmeleri savunarak '' Türkiye' nin her konuda şeffaf olduğunu tarihin bilgileri doğrultusunda ilerlenmesi, siyasetçilerin karışmasıyla her iki ülkenin de her konuda özellikle ekonomin zarar gördüğünü, ilişkilerin gerilediğini ileterek, siyasetçilerinin bu konuya karışmamaları gerektiğini savundu.

Her iki bakanlığın bir komite kuracağını ve başkanlıklarının kendilerimin yapacaklarına mutabık kaldıkların açıklayarak her iki ülkenin  bire bir birbirlerine daha yardımcı olacaklarını ve  işlerin, sorunların  daha çabuk çözüme ulaşacağını ilettiler.Yapılan kahvaltıda dikkat çeken konulardan biri ise; Michel BERNARDAUD, ( Comité Colbert Chairman ) konuşmasında markalardaki sahte ürünlerin giderek çoğalmasına ve ekonomiye ve markaya ciddi zarar verdiğini anlatarak. Yıllardır hukuksal anlamda çok uzun  yılları kapsayan bir süreç olduğunu ve hiç bir caydırıcı yapısının olmadığı gibi çok komik rakamlarla para cezasının olduğunu belirterek her iki bakanlıktan bu konuyla alakalı  ivedi olarak beklentide olduklarını belirtti.

Burada konuşan Bakan Bricq, devletlerin birbirleriyle buluşmalarının önemli olduğunu belirterek, Fransa için Türkiye’nin önemli bir sanayi ortağı olduğunu kaydetti.‘’Bizim Türkiye’de 400 şirketimiz var. Aslında bu da olması gereken düzeyde değil, ama biz Türk şirketlerinin de Fransa’da yatırım yapmasını istiyoruz. Biz Türk şirketlerinin de sermayesinin de satın almalarını, pay almalarını istiyoruz. Avrupalı olarak ben şunun bilincindeyim ki Avrupa öksürdüğünde bütün dünya zatürre olabiliyor.’’ derken konuşmasına şu şekilde devam eden Fransız Dış Ticaret Bakanı Nicole Bricq'in konuşması esnasında Demsa Group un Galeries Lafayette’i İstanbul da açmalarından çok mutlu olduklarını belirterek Bayan Sabancı 'nın  belirttikleri tarihinde seve seve açılışa katılacağını herkesin huzurunda dile getirdi.

GÜNLÜK UÇUŞLAR BAŞLIYOR


ETİHAD HAVAYOLLARI ABU DABI-AMSTERDAM ARASI GÜNLÜK UÇUŞLARINA BAŞLIYOR

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ulusal havayolu şirketi Etihad Havayolları, Abu Dabi ve Amsterdam arasında günlük uçuş gerçekleştirmeye hazırlanıyor. KLM ile ortak uçuş koduyla gerçekleştirilecek uçuşlar 15 Mayıs 2013 tarihinde başlayacak.Etihad Havayolları CEO’su James Hogan ve KLM CEO’su Peter Hartman’ın katılımıyla Amsterdam’da düzenlenen basın toplantısında açıklanan uçuş anlaşmasıyla iki havayolu şirketinin yolcuları da geniş bir uçuş ağından faydalanma fırsatı yakalayacak. Etihad Havayolları ortak uçuş anlaşması ile birlikte KLM’nin Stockholm, Aberdeen, Barselona, Bergen, Birmingham, Kopenhag, Edinburgh, Glasgow, Gothenburg, Helsinki, Leeds/Bradford, Madrid, Nice, Toronto, Billund, Cardiff, Newcastle, Oslo ve Stavanger uçuşlarına; KLM de Etihad Havayolları’nın Bağdat, Basra, Calicut, Kochi, Dhaka, Erbil, Haydarabad, Katmandu, Chennai, Male, Peshawar, Seyşeller, Trivandrum, Kolombo, İslamabad, Lahore, Melbourne ve Sidney uçuşlarına erişim imkanı sağlayacak.

20 Ocak 2013 Pazar

BEYOĞLU’NDA MASALSI YOLCULUK


BEYOĞLU KÜLTÜR GEZİLERİ’NDE 100 BİNE DOĞRU



Beyoğlu Belediyesi tarafından 2005 yılında başlatılan kültür gezilerine katılan gençlerin sayısı yüz bine yaklaştı.Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ve Gençlik Merkezi’nce ortaklaşa yürütülen “Beyoğlu Kültür Gezileri” sayesinde her yıl 10 bin genç yaşadığı şehrin önemini anlıyor, tarih ve kültür bilinci kazanıyor. Beyoğlu Belediyesi tarafından 2005 yılında başlatılan kültür gezilerine katılan gençlerin sayısı yüz bine yaklaştı. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ve Gençlik Merkezi’nce ortaklaşa yürütülen “Beyoğlu Kültür Gezileri” sayesinde her yıl 10 bin genç yaşadığı şehrin önemini anlıyor, tarih ve kültür bilinci kazanıyor. Beyoğlu sınırlarındaki bütün ilkokul, ortaokul ve liselerin öğrencileri ile gençlik derneklerinin dahil edildiği ve yoğun ilgi gören bu gezilere şimdiye kadar 80 binin üzerinde genç iştirak etti.

Göreve başladığı ilk günden beri ilçenin geleceğini kültür ve turizm endüstrisine göre inşa eden Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, gençlerin Beyoğlu’nun ruhunu çok iyi özümsemelerini arzuluyor. Bu vizyon doğrultusunda gençler Gençlik Merkezi’nde eğitiliyor, kültür gezileri ile Beyoğlu sevdiriliyor, yurtiçi-yurtdışı gezileri ve Kefken Çevre Yaz Kampı’yla da kendilerini geliştirmeleri ve ufuklarını açmaları sağlanıyor.Beyoğlu’nda yaşayan gençlerin bu güzellikleri yakından tanımaları, yaşadıkları yerin değerini fark ederek daha da sevmeleri, gelecekte burada görev alabilecek donanıma sahip olmaları gerektiğini belirten Başkan Demircan geziler hakkında şu bilgileri verdi:

45 kişilik gruplar
“Hafta içi her gün düzenlenen ve Beyoğlu dışında bazı müzelerin de yer aldığı bu gezilerimiz; özel otobüsümüzde tecrübeli rehberimiz ve sorumlu öğretmenler eşliğinde 45 kişilik gruplarla yapılıyor. Gençlerimize, bu gezileri daha sonraları aileleri, arkadaşları ve öğretmenleriyle sürdürebilmeleri için özel hazırlanmış bir Beyoğlu haritası da hediye ediliyor. 14 ayrı noktayı kapsayan ‘Beyoğlu Kültür Gezisi’, Panorama 1453 Tarih Müzesi ile başlıyor. Ardından Miniatürk, Rahmi Koç Müzesi, Turabibaba Kütüphanesi ve Beyoğlu Belediye binası geziliyor. Burada Tepebaşı’ndaki belediye binamızda hep birlikte yenilen öğle yemeğinden sonra İstanbul Modern Sanatlar Müzesi, Nusretiye Camii, Saint Antuan Kilisesi, Neve Şalom Sinagogu, Galata Mevlevihanesi, Aynalıkavak Kasrı, Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi ,Türker İnanoğlu Vakfı Sinema-Tiyatro Müzesi ve Harbiye Askeri Müzesi gibi çok önemli mekanlara gidiliyor.
Kültürel mirasımızın izini sürerek Beyoğlu’nda masalsı bir yolculuk yapan gençlerimiz, gün sonunda evlerine yaşadıkları şehir ile bağları daha da güçlenmiş, tarih ve kültür konusunda bilinçlenmiş bireyler olarak yorgun ama mutlu dönüyorlar.”

AVEA WHİTEFEST EĞLENCEYİ ZİRVEYE TAŞIYACAK



Avea Whitefest 20 Ocak – 13  Şubat tarihleri arasında Uludağ’da gerçekleşiyor.Birbirinden eğlenceli aktivitelerin yer alacağı Avea Whitefest’te; Serdar Ortaç, Hande Yener, Fatih Ürek, Gülşen ve Ozan Çolakoğlu hayranlarıyla buluşurken, Hüseyin Karadayı ve Suat Ateşdağlı DJ performanslarıyla sahne alacak.Yalın ve Murat Dalkılıç ise Avea Whitefest Afterski Partileri kapsamında sahne alacak

Müşterilerini ayrıcalıklı teklifler ve kaçırılmayacak fırsatlarla buluşturan Avea, 2 hafta sürecek Avea Whitefest’te gençleri coşturmaya hazırlanıyor. Uludağ’ın en güzel otellerinde, birbirinden renkli partiler, DJ performansları ve konserler eşliğinde düzenlenen Avea Whitefest; müzik, eğlence ve kayak tutkunlarını bir araya getiriyor.

Kayak tutkunlarını Türkiye’nin en güzel pistlerinde çeşitli oyun, aktivite ve sürprizlerle buluşturan Avea Whitefest’in festival coşkusunu doyasıya yaşamak isteyen Avealıları kaçırılmayacak aktiviteler bekliyor.

Her gün 15:00 – 17:00 saatlerinde yapılacak Avea Jet Tube yarışlarından, 17:00 – 19:00 saatleri arasında gerçekleşecek Avea Whitefest Afterski partilerine, her gece saat 22:00- 00:00 saatleri arasında düzenlenecek Avea Karaoke gecelerine bir çok ayrıcalık Avealıları bekliyor olacak. Avealılar gün boyu play station, jenga, langırt ve wii oyunlarının bulunduğu Avea Lounge’ın keyfini çıkarabilecekler.

Avea Whitefest konserlerle coşturacak
Birbirinden ünlü sanatçıları ağırlayacak Avea Whitefest’te, Serdar Ortaç, Hande Yener, Fatih Ürek, Gülşen ve Ozan Çolakoğlu hayranlarıyla buluşurken, Hüseyin Karadayı ve Suat Ateşdağlı DJ performanslarıyla sahne alacak.

Yalın ve Murat Dalkılıç ise Avea Whitefest Afterski Partileri kapsamında sahne alarak hayranlarını coşturacak.

Avea’nın sosyal medyadan yapacağı yarışmanın sonucunda belirlenecek 3 şansı çiftin  Avea tarafından ağırlanacağı Whitefest’e katılan Avealılar ise özel konaklama ve ulaşımda yüzde 10 indirim imkanından faydalanacak. Avealılar ayrıca imzalı CD’lerin sahibi olurken, kayak kiralama hizmetlerinde yüzde 50 oranında indirim ve düzenlenecek etkinliklere özel davetiyeler kazanacak.

Avea Whitefest’in günlük programı Avealılarla her gün SMS olarak paylaşılacak. Festival boyunca çekilen fotoğraflar Avea instagram sayfasında yayınlanırken, isteyen Avealıların fotoğrafları MMS olarak anında kendilerine iletilecek.

KONSER TAKVİMİ
20 Ocak Pazar SUAT ATEŞDAĞLI
21 Ocak Pazartesi SERDAR ORTAÇ
22 Ocak Salı FATİH ÜREK
23 Ocak Çarşamba HÜSEYİN KARADAYI

27 Ocak Pazar SUAT ATEŞDAĞLI
28 Ocak Pazartesi GÜLŞEN LIVE - OZAN ÇOLAKOĞLU
29 Ocak Salı FATİH ÜREK
30 Ocak Çarşamba HÜSEYİN KARADAYI

10 Şubat Pazar SUAT ATEŞDAĞLI
11 Şubat Pazartesi HANDE YENER
12 Şubat Salı FATİH ÜREK
13 Şubat Çarşamba HÜSEYİN KARADAYI

Konserler Karinna Otel’de gerçekleşecek olup, kapı girişi saat 00:00 itibariyle başlamaktadır

AVEA AFTERSKİ PARTY PROGRAMI
20 Ocak Pazar MURAT DALKILIÇ
21 Ocak Pazartesi DJ PARTİ
22 Ocak Salı DJ PARTİ
23 Ocak Çarşamba DJ PARTİ

27 Ocak Pazar YALIN
28 Ocak Pazartesi DJ PARTİ
29 Ocak Salı DJ PARTİ
30 Ocak Çarşamba DJ PARTİ
10 Şubat Pazar MURAT DALKILIÇ
11 Şubat Pazartesi DJ PARTİ
12 Şubat Salı DJ PARTİ
13 Şubat Çarşamba DJ PARTİ

Avea AfterSki Partiler, her gün saat 17:00 – 19:00 arası Biber’de gerçekleşmektedir

BİTLİS’İ 3 SEKTÖR UÇURACAK


BİTLİSLİ YATIRIMCILARA AÇIK ÇEK PROJE SUNUN DESTEK OLUN”


Bitlis’e madencilik, turizm ve tekstil-konfeksiyon alanında öncelik sunan proje teklifi tanıtım toplantısı gerçekleştiDoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA), 2013 yılı teklif çağrısı sürecinde gerçekleştirdiği tanıtım toplantılarının ikincisini Bitlis Kültür Merkezi'nde gerçekleştirdi. Bitlis’te gerçekleştirilen toplantıya DAKA Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci, Bitlis Ticaret Odası Başkanı Davut Tezcan, DAKA Uzmanları, Bitlisli yatırımcılar ve vatandaşlar katıldı.

“Bu 3 sektöre artı 10 puan”
Bitlis’te program kapsamında öncelikli olarak seçilen sektörler turizm, madencilik, tekstil-konfeksiyon olarak belirlendi. Bu alanlardan herhangi birinden proje teklifi yapan teklif sahipleri öncelikli alanlardan birinden proje sundukları için proje yarışmasında artı 10 puan ile başlamış olacaklar.
Van Gölü Havzası’nda Van’dan sonra ikinci büyük turizm kenti olmayı hedefleyen Bitlis’in Ahlat, Nemrut, Adilcevaz gibi turizm potansiyeline sahip yerleşim birimlerini içine alması bölgenin turizm alt yapısının ilerde verilecek projeler sayesinde daha da gelişeceğini gösteriyor. İktisadi Kalkınma Mali Destek Programı ve Yatırım ve Turizm Altyapısının Güçlendirilmesine Yönelik Küçük Ölçekli Altyapı Projeleri Mali Destek Programı tanıtım toplantısında bir konuşma yapan DAKA Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci, Bitlis’ten yeterli sayıda proje beklediklerini ifade etti.

Van, Muş, Bitlis ve Hakkâri illerine hizmet veren DAKA, 10 milyon lira bütçesi olan 'İktisadi Kalkınma Mali Destek Programı' ile 8 milyon lira bütçeli 'Yatırım ve Turizm Altyapısının Güçlendirilmesine Yönelik Küçük Ölçekli Altyapı Projeleri Mali Destek Programı' teklif çağrı süreci ile ilgili bilgilendirme toplantıları kapsamında Bitlis ilindeki yatırımcılar ve projeye ilgi duyan vatandaşlara yönelik bir toplantı düzenledi.Programın soru cevap kısmında kısa bir konuşma yapan DAKA Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci, “Bitlisli yatırımcılarımız turizm, madencilik, tekstil-konfeksiyon gibi alanlarda proje teklif ederlerse bunların öncelikli alanlar olduğunu bilmeleri ve projelerini dikkatli hazırlamaları gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Tabi ki, DAKA olarak bölgeye katkı sunmaya, bölge şartlarına uygun projeleri destekleyerek amaçladığımız bölgesel kalkınmayı gerçekleştirmek istiyoruz” dedi.


Bitlis Ticaret Odası Başkanı Davut Tezcan, Bitlis’in sorunlarını çok iyi bildiklerini ve projeleri bu doğrultuda hazırlayacaklarına dikkat çekerek salondaki yatırımcılara ve Bitlis halkına seslendi. Proje hazırlama ve DAKA teklif sürecini çok ciddiye aldıklarını belirten Tezcan “Artık bu işler eskisi gibi olmuyor. Projeyi dışarıdan para ile hazırlatıp gelip teşvik alanlar, yan gelip yatanlar oldu. Denetim veya yasal boşluk veya adına ne derseniz deyin bunlar zamanında halka, bölgeye gram faydası olmayan projeler ürettiler ama bundan sonra böyle olmayacak. Halka, bölgeye, kalkınmaya, istihdama ve üretime katkısı olan projeler belirlenip desteklenecek” diye konuştu.Toplantıda daha sonra DAKA Uzmanı Bade Altunel tarafından proje süreci, başvuru şartları, kaynak kullanımı ve teknik bilgiler ile ilgili slayt sunum eşliğinde bilgiler verildi.
DAKA Uzmanı Bade Altunel, DAKA olarak proje teklifleri ile ilgili her türlü işlemler için Genel Sekreterlik ve illerdeki danışma bürolarının açık olduğunu ifade ederek “15 Mart teklif sürecinin son günü. Bu tarihten sonra teklifleri almayacağız. Bu yüzden süreyi iyi kullanmalı ve projeleri zamanından evvel teslim etmeniz faydanıza olacaktır” dedi.Proje ile ilgili vatandaşların sorularının cevaplanmasıyla DAKA Bitlis Tanıtım Toplantısı da sona erdi.

“URAN HOLDİNG” TURİZMDE BENDE VARIM

URAN YENİ OTEL YATIRIMIYLA İSTANBUL TURİZMİNDE “BEN DE VARIM” DİYECEK


Antalya Side’de Grand Prestige Hotel ve İstanbul Altunizade’deki Ramada İstanbul Asia ile turizm sektöründe faaliyet gösteren Uran Holding, İstanbul’da yeni bir otel yatırımı için düğmeye bastı. Grup, ayrıca Antalya’daki talebi karşılamak için 140 odalık yeni bir ek bina yatırımı yapacak.İnşaat, taahhüt, turizm ve dış ticaret alanlarında aktif olarak faaliyet gösteren Uran Holding, turizmde yeni yatırımlara soyunuyor. İstanbul’a gelen turist sayısındaki artışı fırsata çevirmeyi planlayan Uran Holding, denize kıyısı olan bir bölgede 200 odalı yeni bir otel yatırımı için arsa arayışına girdi.
İki yıl içinde hayata geçecek


Kongre, fuar ve ticari potansiyeliyle son yıllarda İstanbul’a gelen turist sayısında patlama yaşandığına dikkat çeken Uran Holding Yönetim Kurulu Üyesi Arcan Uran, “Bu yılın ilk 8 ayında İstanbul’a gelen turist sayısı 6 milyonu geçti. Önümüzdeki birkaç yılda bu rakamın 10 milyonu bulması bekleniyor. Mevcut otel yatırımları talebi karşılayamıyor. Bu nedenle yeni yatırımlara ihtiyaç var. Biz de bu ihtiyaçtan yola çıkarak denize kıyısı olan bir bölgede otel yapma kararı aldık. Şu anda birkaç arsa için görüşmelerimiz sürüyor. İki yıl içinde yatırıma nihayet kazandıracağız” dedi.



Antalya’ya ek yatak geliyor
Antalya Side’deki Grand Prestige Hotel’in arsasına da 140 odalık ek bir bina planlandığını açıklayan Uran, “Side’deki 346 odalı otelimiz 22 yıldır bölgenin en çok tercih edilen otelleri arasında. Yurtdışından 12 ülkeden turist getiriyoruz. Özellikle Alman, Belçika, Rus ve Türk çocuklu ailelerinin tercih ettiği otelimizde yazın talebe yetişmekte zorlanıyoruz. Sorgun ormanları ile çevrili ve Titreyen Göl’e kıyısı olan otelimiz toplam 40 dönümlük arazi üzerine kurulu. Şimdi bu araziye havuzlu iki ek bina yapmak için çalışmalara başladık. 90’ı aile odası olmak üzere toplam 140 odalık ek bir yatırım yapacağız. 2013 Kasım ayında inşaat yasağının sona ermesi ile inşaat çalışmaları başlayacak ek binamızın 2014 yaz sezonuna yetişmesi planlanıyor. Ek bina için 10 milyon liralık yatırım planlıyoruz” dedi.

Uran Holding turizm yatırımları
Uran ailesinin sahibi olduğu Uran Holding, inşaat, taahhüt, turizm ve dış ticaret alanlarında aktif olarak faaliyet gösteriyor. Bu alanlardaki yatırımlarla gündemde olan Grup, turizmde 2 farklı yatırıma sahip. Antalya Side’deki Grand Prestige Side Hotel; Sorgun ormanları ile çevrili, Titreyen Göl’e kıyısı olan, Manavgat Irmağı’na 300 metre mesafede yer alan ve doğayla başbaşa tatil imkanı arayan ailelerin tercih ettiği oteller arasında yer alıyor. Dünya genelinde 12 ülkeden turist çeken Grand Prestige Side, 346 odaya sahip. Uran Holding’in bir diğer turizm yatırımı ise İstanbul Altunizade’deki Ramada Asia. Anadolu Yakası’nın ilk Ramada’sı olan 80 odalı otel, iş adamlarının çalışabilmek için gereksinim duyabileceği her türlü ihtiyaçlarını karşılıyor. Ramada Asia, iş adamlarının işten arta kalan zamanlarında ise dinlenebilecekleri ve kendilerini yenileyebilecekleri özel bir butik otel olarak hizmet sunuyor.