6 Haziran 2014 Cuma

ERBİLLİ GAZETECİLER VAN’DAN MEMNUN AYRILDI


Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (DAKA) Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (DAKA) daveti üzerine Van’a gelen Irak Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’den gelen gazeteciler Van’dan memnun ayrıldı.
2014 Çalışma Programında yer alan ‘Sektörel Bölge Tanıtım’ faaliyeti kapsamında Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (DAKA) daveti ile Van’a gelen Erbilli gazeteciler 4 günlük program kapsamında Atatürk Kültür Parkı’ndaki ‘Dünyanın en kalabalık Van Kahvaltı ’sının Guinness rekoru ile birlikte kentin tarihi ve turistik ören yerlerini gezdi. Van’ın tarihi ve coğrafi güzelliklerini görüntüleyen Kürdistanlı gazeteciler, ziyaret ettikleri Van Valisi Aydın Nezih Doğan, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (VANTSO) Başkanı Necdet Takva ve Daka Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci, işadamları ve turizmcilerle röportajlar yaparak ülkelerindeki televizyon kanallarında yayınlayacaklar. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından daha önce hazırlanan ‘Van Güzel’ tanıtım CD’si ve materyallerinde verildiği Erbilli gazeteciler 4 günlük yoğun programın ardından konakladıkları otelden Daka Uzmanları tarafından ülkelerine uğurlandı.


Kürdistanlı gazeteciler ülkelerine dönmeden önce 4 günlük Van programı ile duygu ve düşüncelerini paylaştı. İlk kez geldikleri Van’da kendilerine gösterilen sıcak ilgi ve kentin güzelliklerinden duydukları memnuniyeti dile getiren gazeteciler, bu tür organizasyonların diğer mesleklerle birlikte sık yapılması tavsiyesinde bulundular. Yaz aylarında 40 derecenin üzerindeki kavurucu sıcaklıktan serin bölgelere tatil için giden Kürdistanlı vatandaşların iyi bir tanıtım yapılması halinde ilk tercihlerinin Van olacağını dile getirdiler. Bölgedeki sınır kapılarının biran önce açılması Van-Çatak-Habur karayolunun bitirilerek, Erbil-Van arasındaki uçak seferlerinin başlamasının iki ülke arasındaki gidiş gelişlere önemli katkısı olacağı vurgulandı. Van programına Erbil’de yayın yapan Rudav TV başta olmak üzere Geli Kürdistan TV, Payam TV, gibi önemli yayın kuruluşların temsilcileri katıldı.


Jalal Mohammad: (Payam TV Muhabiri)
Ben 20 yıldır İran’a gidip geliyorum ve orada uzun süre kalıyorum. Ben oraya gittiğimde hep gurbette olduğum hissini yaşıyorum. Fakat Van’da o gurbetlik hissini hiç yaşamadım. Kendimi evimdeymiş gibi hissettim. Buradaki insanlar çok alçak gönüllü. Hiç kimsede kibir göremedim. Kendilerini büyük görmüyorlar. Gururlanmıyorlar, kibirlenmiyorlar. Şehir merkezinde dolaşırken kadınların yüzde 80’ninin kapalı olduğunu gördüm. Buda bizim inancımıza, gelenek ve göreneklerimize uygun bir durum. Suriye’deki Kürtleri gördüğüm için Van’daki Kürtlerin onlara benzeyeceğini tahmin ediyordum fakat buradakiler daha farklı, daha alçak gönüllü insanlar. İnsanlar aynı zamanda da çok bakımlı ve temiz görünümlü. Van’dan çok olumlu şeylerle ayrılıyoruz. Burada çok sıcak bir şekilde karşılandık. Van’da bulunduğumuz süre içinde 3-4 bölümden oluşan paket programlar hazırladık. Ülkemize döndüğümüzde bunları yayınlayacağız.


Hawkav Yassen: (Geli Kürdistan TV Muhabiri)
Van programı ile ilgili bana gideceksin dediklerin gelmek istemedim. Van programına başka arkadaşların gitmesini istiyorum. Fakat gelip buradaki güzellikleri ve insanların sıcaklığını görünce fikrim tamamen değişti. Van’ın tek bir eksikliği var o da tanıtım. Eğer bu bölge iyi tanıtılırsa çok daha fazla insanlar bu güzellikleri görmek için geleceklerdir. Turizm açısından potansiyel taşıyan çok önemli yerler var. Tarihi ve turistik yerlerdeki eksikliklerin de Türk hükümeti tarafından giderilmesi ve buralara yatırımlar yaparak güzelleştirmesi gerekir. Mesela Muradiye’deki Şelale çok güzel doğal bir güzellik. Ancak suyun akışının olduğu yer insanlar giderken oranın yolu yok. Tepeden aşağıya inerken kaldırım taşlarıyla merdiven yapılarak rahat inilip çıkılabilir.  Önemli bir eksiklikte Vangölü kıyısında plaj ve yüzülecek alanların olmaması. Van’a yapılan organizasyon ve bizim tanıtımlarımızdan sonra çok sayıda insan gelecektir. Bu tür organizasyonların devam etmesi gerekir.


Nawzad Ahmed: (Peyam TV Kameramanı)
Van’a gelmekten dolayı çok mutluyum. Televizyonda bana ilk haberi verdiklerin de çok heyecanlandım. Türkiye’de yaşayan Kürtleri çok merak ediyordum. Gördüğümde herkesin güleryüzlü, sabırlı, yardımsever ve merhametleri yüzlerinden okunuyor. Van ile yaşadığımız il arasındaki farklardan bir tanesi de burada elektrik ve su kesintisine hiç rastlamadık. Bu da önemli bir şey.

Sirwan Hossein: (Hawlati Gazetesi Muhabiri)
Bu organizasyon fikri çok güzel bir fikir. Yalnızca bunun başarıya ulaşması için enaz 15-20 tane daha bu ve buna benzer organizasyonların yapılması gerekiyor. Kürdistandan insanların Van’a gelmesi için Van’ı tanıtan reklamlara ağırlık verilmesi gerekiyor. Sürekli reklam yapılması lazım. Bunun haricinde de Kürdistandaki turizm seyahat acenteleri ile anlaşıp Van’a ucuza seyahat tur organizasyonları yapılırsa çok sayıda insan gelir.


5 Haziran 2014 Perşembe

TURİZM SEKTÖRÜNDE EĞİTİMLER BAŞLIYOR

Selnur Gülek Eğitim Danışmanlık ve Koçluk Hizmetleri profesyoneller yetiştiriyorlar
Selnur Gülek Eğitim Danışmanlık ve Koçluk Hizmetleri turizm sektöründe başarılı işbirlikleri  gerçekleştirerek Turizm sektöründeki deneyimlerini öğrencilere aktarıyor

 Son olarak Arel Üniversitesi’nde “Misafir Şikayetlerinin Etkin Yönetimi”, “Servis Elemanı Eğitimi”, “Turizmde İnsan İlişkileri”  ve “Turizmde Öncelikleri Belirlemek ve Zaman Yönetimi” eğitimleri vermeye başladı.

Selnur Gülek Danışmanlık uzun yıllar boyunca turizm sektöründe elde ettiği deneyimlerini profesyonel eğitimci ve koç ekipleri ile paylaşarak  yol gösteriyorlar.  Hizmet verdikleri markanın misyonuna uygun butik olarak tasarlanan eğitim, danışmanlık ve koçluk hizmeti sunuyorlar.

Bu yolculukta; İlk izlenim, Markalarla duygusal bağların kurulması, Misafirleri büyülemek, Misafir problemlerinde farkındalık ve sahiplenme, Yetkilendirme ve insiyatif,  Zor misafirlerin geri kazanılması ve Sadakat geliştirme gibi konularda eğitimler veriyorlar.

Turizm gönüllüleri olarak faaliyet alanları çerçevesinde bu sektörün olmazsa olmaz güler yüzünü, nezaketini, çözüm odaklılığını bir yaşam biçimi haline getirerek profesyoneller yetiştiriyorlar.

3 Haziran 2014 Salı

ÜNÜ TÜM DÜNYAYA YAYILAN MUCİZE KİNOA, ŞİMDİ İOKİ’DE



İoki, yaza özel hazırladığı az kalorili ama bol lezzetli mönüsündeki İnka efsanesi “Kinoa” bitkisi ve “Kepekli Pirinç”ten yapılan suşilerin yanına şimdi Sashimi Kinoa Salad ve Somon Kinoa Tartar’ı da ekledi.


Amerika’dan popüler olduktan sonra ünü tüm dünyaya yayılan Kinoa şimdi Türkiye’de! İlk restoranını 2011 yılında İstinye’de açtıktan sonra İokiAsia olarak ikinci şubesini Kandilli’de hizmete sokan İoki, bahar aylarına özel olarak hazırladığı “az kalorili” çok özel kinoalı menüsü ile bahara merhaba dedi.


Japon Master Şef Keizo Okita’nın bu az kalorili mönüye eklediği son lezzetler ise somon, ton balığı, avokado, pişmiş kinoa, salatalık ve maruldan oluşan “Sashimi Kinoa Salad”  ve somon, kinoa, kabak, domates, avokado ve somon tartar sostan oluşan “Somon Kinoa Tartar” oldu.ABD’de Hollywood yıldızlarının popüler şeflerinden olan Okita, İoki’de klasik Uzakdoğu mutfağının yanı sıra, başta suşiler olmak üzere kendine özgü pek çok şaşırtıcı lezzete imza atıyor. Türkiye’de ilk kez yapılan ve “Kinoa” ve “Kepekli Pirinç” ile yapılan suşileri tadabileceğiniz İoki, geleneksel Japon mutfağını Türk ve Peru lezzetleriyle harmanlarken, hayranlarını değişik lezzetlerle şaşırtmayı da başarıyor.

“Avea Seyahat” ile dünya avucunuzun içinde




Avea ile iş veya tatil seyahatleri öncesi işlemlerini en kolay ve en hızlı yolu

Avea, Türkiye’nin en kapsamlı uçak-otobüs biletleri satış ve dağıtım hizmetini sunmakta olan Biletall A.Ş. işbirliğiyle hayata geçirdiği yeni servisi “Avea Seyahat” ile kullanıcılar, bilet satın alma, online check-in yapma, seyahat edecekleri yerler hakkında bilgi edinme gibi seyahatlerine yönelik tüm ihtiyaçlarını tek bir servis üzerinden karşılayabilecekler

Hayatın her alanında yenilikçi hizmetler ve çözümler sunan Avea, yeni servisi “Avea Seyahat” ile sadece Avealıların değil tüm operatörlere ait müşterilerin iş veya tatil seyahatleri öncesi işlemlerini en kolay ve en hızlı şekilde çözmelerine imkan sağlıyor.

Avea’nın, Türkiye’nin en kapsamlı uçak-otobüs biletleri satış ve dağıtım hizmetini sunan Biletall A.Ş. ortaklığı ile hayata geçirdiği servisi Avea Seyahat, kullanıcıların, seyahatlerine yönelik tüm ihtiyaçlarını web sitesinin yanı sıra cep telefonlarına indirecekleri mobil uygulama üzerinden de kolayca gidermelerine fırsat tanıyor.

“Avea Seyahat”, seyahat meraklılarının yeni yol arkadaşı olacak!

Hem seyahat öncesinde hem de seyahat esnasında, vazgeçilmez bir yol arkadaşı olmaya aday “Avea Seyahat” ile kullanıcılar, tüm seyahatlerini cep telefonlarından kolayca planlayabilecek, kendilerine özel fiyatlarla gidecekleri seyahat noktalarına ait biletlerini satın alabilecek ve seyahatleri kapsamında ihtiyaç duyabilecekleri her türlü bilgiye kolayca ulaşabilecekler.

“Avea Seyahat” ile rotanızdaki lezzet durakları cebinize geliyor!

Kullanıcıların, mobil uygulama veya web sitesi üzerinden cep telefonlarıyla kolayca yararlanabilecekleri uygulama kapsamında, her yöne yurt içi ve yurt dışı uçak bileti, yurt içi otobüs bileti satın alma, online check-in işlemleri, TL yükleme ve Avea yurt dışı

paketlerini inceleme gibi tüm seyahat öncesi ihtiyaçlarına yönelik çözümlerin yanı sıra gidecekleri yerler için de lezzet ve aktivite önerileri paylaşılacak.

Türk Hava Yolları, Atlas Jet, Anadolu Jet, SunExpress ile Alitalia, British Airways, KLM gibi birçok uluslararası firmadan uçak bileti ile; Ulusoy ve Varan gibi 100’e yakın yerel otobüs şirketinden Türkiye’nin her noktasına otobüs bileti hizmeti sunan Avea Seyahat, önümüzdeki dönemde otel ve tur hizmetleriyle de içeriğini zenginleştirmeyi hedefliyor.

Şu an www.aveaseyahat.com.tr adresinin yanı sıra Android işletim sistemine sahip cep telefonları üzerinden de erişim sağlanabilen Avea Seyahat servisine çok kısa süre içerisinde iOS işletim sistemine sahip cihazlar üzerinden de erişilebilecek.

“Halay başı” hem satışları artırdı hem de ödülü kaptı!



Metglobal bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye’nin önde gelen turizm firmalarından Tatil.com, “Halay başı” reklamlarıyla 2013-2014 cirosunu yüzde 88, erken rezervasyon sayısını da yüzde 61 artırırken, reklam dünyasının Oscar'ı kabul edilen Effie Türkiye Reklam Etkinliği Ödülleri’nde de Gümüş Ödülü almaya hak kazandı.

Tatil.com avantajlarını ve erken rezervasyonun önemini mizahi bir dil ve özgün bir kurguyla anlatan “Halay başı” reklam serisi, bu yıl 6. kez düzenlenen Effie Türkiye Reklam Etkinliği Ödülleri’nde 291 kampanya arasından sıyrılarak Ulaşım-Turizm-Eğlence-Spor kategorisinde Effie Gümüş Ödülü’nü kazandı.

Konsepti BLAB Reklam Ajansı tarafından hazırlanan ve Onur Erdem yönetmenliğinde Kala Film tarafından çekilen başarılı reklam filmi, otel ve uçak rezervasyonlarında geç kalan iki karakterin yaşadığı sorunları aktarırken, “Halay başında olacağına havuz başında ol!” ve “Alican'ın kirvesi olacağına mutluluğun zirvesinde ol” sloganlarıyla her yaştan tatil severi erken rezervasyon için harekete geçiriyor.

Markanın bu uyarısını dikkate alan tatil severler, “Halay başı” reklamlarının televizyonlarda ve sosyal medyada yayınlandığı 3 aylık süre boyunca Tatil.com’u zirveye taşıdı ve yüzde 88’lik bir ciro artışı sağladı. Aralık 2013 – Şubat 2014 tarihleri arasında doğrudan siteye girişlerde yüzde 101, Tatil.com kelime aramalarında ise yüzde 137 artış gözlendi. Geçtiğimiz yıla oranla aynı tarihler arasında Tatil.com web sitesindeki trafik artışı da yüzde 51 olarak kayıtlara geçti.

“Halay başı” reklam serisinin künyesi ise şöyle:

Reklamveren: Tatil.com
Reklam Ajansı: BLAB
Yaratıcı Fikir: BLAB
Yapım şirketi: Kala Film
Yönetmen: Onur Erdem
Görüntü yönetmeni: Barış Özbiçer
Sanat yönetmeni: Kaan Güreşçi
Post prodüksiyon şirketi: Sinefekt
Müzik: Elec-trip

Reklam filmini izlemek için tıklayınız: http://www.youtube.com/watch?v=fr1Kz1ow0DA

Şampiyonların tatili Gezinomi’den


Gezinomi’den şampiyon taraftara yılın asisti
Turizm sektörünün yenilikçi firması Gezinomi,  Türkiye’de lider ortaklarıyla sunduğu kampanyalara bir yenisini daha ekledi. Fenerbahçe Kart sahiplerine sağlanan yüzde 5’lik indirim ile ligin şampiyon taraftarları, geniş bir yelpazede sunulan tatil seçeneklerinden birini tercih edebiliyorlar.

Şampiyonların tatili…
Kart sahibi Fenerbahçeliler, gezinomi.com web sitesi, çağrı merkezi, Beyoğlu veya Şaşkınbakkal’da bulunan Gezinomi ofislerinden birini tercih ederek, hem yurt içi hem de yurt dışındaki 300’den fazla oteldeki turlarda yüzde 5’lik indirimden yararlanabiliyorlar. Yağmur çamur demeden maçları takip edip takımına destek olan taraftarlar, Gezinomi’nin indirim avantajlı kampanyasıyla Fenerbahçeli olmanın farkını tatilde de yaşayacak.
Kampanya hakkında bilgi almak için http://www.gezinomi.com/kampanyalar/fenerbahce-kart web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

G

35. Uluslararası Koro Yarışması

35 yıldır düzenlenmekte olan ve koro müziğinde Avrupa Grand Prix’si sayılan Prof. Georgi Dimitrov 35. Uluslararası Koro Yarışması 15 – 18 Mayıs 2014 tarihleri arasında, Bulgaristan’ın, Varna şehrinde gerçekleşti. Çeşitli kategorilerde sekiz ülkeden toplam dokuz koronun katıldığı yarışmaya Türkiye’den Serenas Çok Sesli Gençlik Korosu da katıldı.

Yarışmanın kurucusu Prof. Georgi Dimitrov’un heykeli önünde kısa bir anma töreni sonrasında, tüm katılımcılar açılış töreninin düzenleneceği konferans merkezine milli bayrakları ile yürüdü. Açılış töreninde sahneye çıkan Serenas Gençlik Korosu, Soma’da yaşanan facia nedeniyle yarışmaya siyah kurdeleler ile katıldı. Koromuz Türk dostlarına geçmiş olsun ve başsağlığı dileklerini sundular. Açılış töreni kısa bir konser ile sona erdi.

16 Mayıs Cuma günü Serenas Gençlik Korosu sahne aldığında, Koristlerimizin performansı izleyiciler tarafından uzun süre tezahüratlar eşliğinde alkışlandı. Daha sonra, aralarında Boğaziçi Caz Korosu’nun da bulunduğu diğer takımlar performanslarını sundu.

Gençlik kategorisinde, Serenas Çok Sesli Gençlik Korosu yarışma jürisi tarafından ikinciliğe layık görüldü. Bu kategoride birincilik ödülü verilmedi.

17 Mayıs Cumartesi günü ise Varna’nın en büyük alışveriş merkezinde bir konser verildi ve Serenas Çok Sesli Gençlik Korosu Serenas t-shirtleri ile sahne aldı. Aynı gün akşam saatlerinde kapanış töreni yapıldı, ödüller dağıtıldı. Koro temsilcileri yine sahnede yerlerini aldı ve ödüller koro şeflerine takdim edildi.

“Serenas Çok Sesli Gençlik Korosu” hakkında
1983 yılında Opera Çocuk Korosu adı altında kurulmuş olup, 1990 yılında Kültür Bakanlığı bünyesine geçmiştir. Koro; Prof. Saadettin Ünal, Sevim Ünal ve Mustafa Erdoğan ile çalışmış; kaset ve CD kayıtları yapmış; Otello, La Boheme operalarında, Fındıkkıran Balesinde ve Senfoni Orkestralarının konserlerinde görevler alarak başarılı çalışmalara imza atmıştır.

2014 Şubat ayı itibariyle Serenas’ın sosyal sorumluluk projesi desteği ile çalışmalarına “Serenas Çok Sesli Gençlik Korosu” olarak devam etmektedir. Uluslararası alanda birçok ödül kazanan koro Bu sene Bulgaristan’ın Varna kentinde düzenlenen 35. International May Choir Competition yarışmasında da ikincilik ödülüne layık görülmüştür. Koro, ülkemizi uluslararası platformlarında başarıyla temsil eden T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sanatçısı Şef Doç. Dr. Ahter Destan ile çalışmaktadır.

Serenas Çok Sesli Gençlik Korosu’nun misyonu; Türkiye’deki gençleri ses kaliteleri ve dünya standartlarındaki seçkin repertuarları ile Türkiye’ye ve dünyaya tanıtmak, yurt içinde ve dışında konserler verip, yarışmalara katılarak dünyadaki en iyi gençlik korolarının seviyelerine ulaşmaktır. Kaynağından yeni fışkıran bir ırmak gibi Türkiye’de gençlik koro müziği alanında hızlı ve köklü bir gelişme göstererek şaşırtıcı bir gelişim sağlamayı hedefleyen koro, bu amaç doğrultusunda çalışmalarını sürdürmektedir.

Rixos ile Atasay‘dan Evlenecek Çİftlere Balayı

TURİZMİN SESİ
Evlenecek çiftlerin Atasay mağazalarından yapılan alışverişlerde Rixos Hotels’in yurtiçi ve yurtdışı anlaşmalı otellerinde 3 gece 4 gün balayı kazanıyor


1 Haziran 1 Ekim tarihleri arasında evlenecek çiftler, 1 Eylül 2014 tarihine kadar düğün alışverişlerini Atasay mağazalarından yaptıkları taktirde, Rixos Hotels’in yurtiçi ve yurtdışı anlaşmalı otellerinde 3 gece 4 gün balayı kazanıyor.



Atasay Mücevharat Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Tamer ve Rixos Hotels Grubu Yönetim Kurulu başkanı Fettah Tamince, İstanbul Kuruçeşme The Market Restoran’da bir basın toplantısı düzenledi


Atasay CEO’su Cihan Kamer, İstanbul The Market’te yaptığı konuşmada sektörün en büyük kampanyalarından birini başlattıklarını bildirdi. Kamer, konuşmasında şunları söyledi;


“Rixos ile elele vererek geliştirdiğimiz balayı kampanyamız çok özel. Gençlerimizin en fazla harcama yaptıkları bir dönemde bizler onlara nasıl bir destekte bulunabiliriz diye düşündük ve bu kampanyı başlattık. Çiftlerin evlilik öncesinde yapacakları 3 bin 500 TL alışveriş karşılığında Rixos otellerinde 3 gece 4 gün balayı tatili kazanacaklar. Bu kampanyadan bin 500 çift faydalanacak. Bu kampanya kapsamında 5 milyon TL’nin üzerinde ciro bekliyoruz.”



Kampanyayla ilgili bilgi veren Fettah Tamince ise toplantıda şu bilgileri verdi; “Atasay Grubu ile güzel bir işbirliği yaptık. Bu iki marka için de çok önemli. Tesislerimizde balayı çiftlerini ağırlamak bizim için büyük mutluluk olacaktır. Yurtdışında dört bine yakın Türk markası var. Bu Türkiye için iyi bir gelişme. Bu nedenle sinerji yapabileceğimiz her türlü kurum ve kuruluşla işbirliği yapmaktan büyük memnuniyet duyacağız. Türkiye’de birçok sektörde büyük gelişmeler yaşandı. Bir noktadan sonra Türkiye’ye sığılmaz noktaya geldik.  Bu nedenle Türkiye’yi üst düzeyde temsil eden markalarla bir arada olmanın büyük mutluluğunu yaşıyoruz.”


Kampanya kapsamında 1 Haziran 1 Ekim tarihleri arasında evlenecek çiftler, 1 Eylül 2014 tarihine kadar düğün alışverişlerini Atasay mağazalarından yaptıkları taktirde, Rixos Hotels’in yurtiçi ve yurtdışı anlaşmalı otellerinde 3 gece 4 gün balayı hediyesi kazanıyor.Her çift,Evlilik cüzdanı ile  bir balayı hakkına sahip olacak. Çiftler, balayı tatillerini 1 Nisan 2015 yılına kadar kullanabilecek.



Atasay Mücevharat Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Tamer ve Rixos Hotels Grubu Yönetim Kurulu başkanı Fettah Tamince,toplantı sonrasında süpriz yaparak toplantımız burada son buldu dediği anda yeni evlenen bir çift  basın mensupları arasından  Atasay Mücevharat Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Tamer ve Rixos Hotels Grubu Yönetim Kurulu başkanı Fettah Tamince'nin yanına geldi .



Atasay Mücevharat Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Tamer ve Rixos Hotels Grubu Yönetim Kurulu başkanı Fettah Tamince yeni evlene çiftleri kutladı.



Cihan Tamer ve Fettah Tamince  Nikah pastasını  yoğun yağmur altında keserek bereketinle geldi diyerek   toplantıyı sonlandı

Uluslararası CPhI İstanbul 2014 – İlaç Endüstrisi Fuarı



Dünyanın en kapsamlı ilaç fuarları arasında bulunan CPhI İstanbul, kapılarını ilk kez açıyor
Merkezi Londra’da bulunan UBM tarafından Türkiye’de ilk defa düzenlenen dünyanın en kapsamlı ve en büyük ilaç endüstrisi fuarları arasında bulunan Uluslararası CPhI Istanbul İstanbul 4-6 Haziran 2014 tarihinde Lütfi Kırdar İstanbul Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek.

UBM tarafından Türkiye’de ilk kez düzenlenecek Uluslararası CPhI İstanbul 2014 dünyanın en büyük ve en kapsamlı ilaç endüstrisi fuarlarından olma özelliğini taşıyor. UBM tarafından dünyanın 8 farklı ülkesinde düzenlenen Uluslararası CPhI İlaç Endüstrisi Fuarı çatısı altında farklı ihtiyaçlara cevap veren 4 kategoriye (CPhI, Innopack, P-MEC, ICSE) yer veriliyor.


1 Haziran 2014 Pazar

Bu öneriler kilo almanızı önleyecek

SİGARAYI BIRAKTIKTAN SONRA KİLO ALMANIN 5 NEDENİ!
Sigara dumanı 4000’den fazla zehirli, tahriş edici ve kansere yol açan kimyasal madde içeriyor. Kalp krizi, inme, akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanser türü, ciltte bozulma, astım alevlenmesi, kısırlık ve iktidarsızlık gibi pek çok ciddi hastalık riskini de beraberinde getiriyor. Bu korkutucu tabloya rağmen, dünyada ve ülkemizde birçok kişi sigara içmeye devam ediyor. Sigarayı bırakmak isteyenler genellikle sonrasında kilo alma korkusuyla ya içmeye devam ediyor ya da bıraktıktan sonra tartıda artış gördüğünde bu zararlı alışkanlığına hemen geri dönüyor. Oysa toplumdaki yaygın inanışın aksine, ‘Sigara bırakıldığında kesin kilo alınır’ şeklinde bir kural yok. Sigara bırakıldıktan sonra ortalama 3-5 kg alınabiliyor. Ancak dikkatli beslenme ve egzersiz programlarıyla bunun önüne rahatlıkla geçmek mümkün. Peki, sigarayı bıraktıktan sonra neden kilo alma riskiyle karşı karşıya kalıyoruz? Kilomuzu korumak için neler yapmamız gerekiyor?
Acıbadem Atakent Sigarasız Yaşam Polikliniği'nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Pelin Uysal, sigarayı bırakanların dikkat etmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

Sigara, kalbe fazla kilodan çok daha fazla zarar veriyor
Öncelikle belirtmekte fayda var: Sigara kalbe kilo almaktan çok daha fazla zarar veriyor. Araştırmalar, günde bir paket sigara içmenin kalp üzerinde oluşturduğu zararın, ancak fazladan alınan 45 kilo ile gerçekleşebileceğini gösteriyor. Bu nedenle sigarayı bıraktıktan sonra kilo artışı olsa bile bu hiçbir zaman sigara içmekle aynı oranda hasar vermiyor. Tam tersine araştırmalar; sigarayı bırakmanın akciğer başta olmak üzere birçok kanser türü, kalp krizi ve inme geçirme riskini azalttığını gösteriyor.

SİGARAYI BIRAKTIKTAN SONRA KİLO ALMANIN 5 NEDENİ

1. Metabolizmanın yavaşlaması
Sigaranın etken maddesi olan nikotin; metabolik hızı, dolayısıyla harcanan kalori miktarını artırıyor. Sigara bırakıldığında metabolik hız azalıyor ve olması gereken sağlıklı seviyeye düşüyor. Normal seviyeye düşüş birkaç hafta veya birkaç ay sürebiliyor ve bu süreçte vücut daha az kalori harcıyor, bu da kilo alma ihtimalini artırıyor. Ancak metabolizmayı hızlandırmak için sigara içmek son derece yanlış bir yöntem.

2. Enerji dengesizliği
Kilo alımında temel faktör, alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki dengesizliktir. Nikotinin bir diğer özelliği, istirahat ve hafif egzersiz halinde harcanan enerji miktarını da artırması. Kişi eğer sigarayı bırakınca yağ alımını düzenlenmezse, yağ alımı ve yağ yakma arasındaki denge bozulacağı için vücutta depolanan yağ miktarında artma oluyor. Günlük olarak alınması gereken enerji yaşa, cinsiyete, vücut ağırlığına, metabolizmaya ve yapılan egzersiz miktarına göre farklılık gösteriyor. Bu durumda alınan ve harcanan enerji arasındaki dengeyi sağlamak kilo kontrolüne yardımcı oluyor.

3. Beslenme alışkanlıklarının değişmesi
Nikotin; dopamin, norepinefrin ve serotonin seviyelerini artırarak iştahı baskılıyor. Sigarayı bıraktıktan 48 saat sonra tat alma duyumuz aktifleşiyor ve tat ile koku alma hislerinin normale dönmesi nedeniyle iştahta artış ortay çıkıyor. Yemek tüketimindeki artışla beraber sevilen ve sevilmeyen besinlerde de değişiklikler olabiliyor. Özellikle yüksek kalori içeren tatlı ve yağlı besinlere eğilim artıyor. Bunun nedeninin, düşen serotonin seviyesini yükseltmek olduğu düşünülüyor.

4. Ağızda bir şeyler olması gerektiği hissi
Sigara içerken ağızda veya elde sürekli bir şey bulunması alışkanlığı sigarayı bıraktıktan sonra da devam edebiliyor. Bu alışkanlığa duyulan özlem, özellikle atıştırmalık yiyeceklerle giderilmeye çalışılıyor. Sürekli atıştırmalıklar tüketmek de, alınan enerji miktarını artırıyor ve kilo alımını tetikliyor.

5. Yiyeceklerin stres anında kurtarıcı olarak algılanması
Sigara stresi ve sıkıntıyı önlemek, yalnızlığı gidermek, kendini ödüllendirmek, zaman geçirmek ve sosyalleşmek gibi çeşitli amaçlarla kullanılabiliyor. Sigarayı bırakmanın ardından, yemek ve atıştırmalıklar tüm bu konularda destekçi haline gelmeye başlayabiliyor. Bu da kilo alımının bir diğer nedenini oluşturuyor.

BU ÖNERİLER KİLO ALMANIZI ÖNLÜYOR!

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Pelin Uysal, sigarayı bıraktıktan sonra kilo almanızı önleyecek önerileri şöyle sıralıyor:

Özellikle yağlı besinleri kontrollü tüketmeniz oldukça önemli. Çünkü yağlar en fazla enerji veren besin grubudur. Öyle ki; 1 gram yağ 9 kalori verirken, 1 gram karbonhidrat ve protein 4 kalori veriyor. Dolayısıyla yemeklerin porsiyonunu azaltmadan sadece yağ miktarını sınırlayarak, aynı oranda yemek yemeye devam edip aynı kiloda kalabilirsiniz.
Etiket okuma alışkanlığı kazanıp, yiyeceklerde bulanan ve farkına varmadan tükettiğiniz yüksek kalorili ek maddelere dikkat edin.
Yemek aralarında atıştırmak için havuç, salatalık, marul gibi kalorisi düşük besinleri tercih edin.
Sebze ve meyveler açısından zengin, yağsız et ve ürünlerini içeren, az yağlı veya yağsız süt ve ürünlerinin yer aldığı, özellikle yoğurt gibi kan şekerini dengeleyici tam tahıllı gıdalarla desteklediğiniz dengeli bir beslenme programı benimseyin.
Şeker ve şekerli besinlerden uzak durarak gereksiz kalori alımını azaltın. Şekerli besin tüketmek istiyorsanız doğal tatlandırıcılar ile yapılmış olanları tercih edin.
Düzenli egzersiz ya da yoga yaparak kalori harcamanızı artırın, iştahınızı baskılayın. Yoganın ‘eylem farkındalığı’ sağladığı ve kişilerin yoga sonrasında sigaranın gerçek kokusunu ve tadını alarak bir daha içmek istemedikleri yönünde yorumlar mevcut.
İlginç bir bilimsel araştırmaya göre de; ara ara pipetle soğuk su içmek, dopamin salgılamasını artırdığı için sigara bırakma sürecine olumlu katkı sağlayabiliyor.

Coral Travel &ODEON Tours’tan Kıbrıs’a direk uçuşlarda yeni hatlar


Coral Travel & ODEON Tours,  Kıbrıs’a düzenlediği paketli turlarda Türkiye’den direk uçuş noktalarına yenilerini ekledi.Coral Travel &ODEON Tours’un misafirleri artık Bursa, Kayseri ve Trabzon havalimanlarından da Kıbrıs’a direk uçuşlar gerçekleştirebilecek. Türkiye pazarındaki tüketiciye 2006’dan beri tatil hizmetleri sunan ODEON Tours, 2014 yılı itibarı ile faaliyetlerine OTI Holding’in global tur operatörü markası Coral Travel ile devam ediyor. Bugüne kadar İstanbul, İzmir, Ankara, Gaziantep, Adana, Antalya ve Hatay’dan Kıbrıs’a direk uçuşlar gerçekleştiren Coral Travel & ODEON Tours, artık Bursa, Kayseri ve Trabzon’dan da Kıbrıs misafirlerine direk tarifeli uçuş imkanı sunmaya başladı. Bora Jet ile gerçekleştirilecek Bursa, Kayseri ve Trabzon direk uçuşlarına çok yakında Antalya ve Adana da eklenecek. Bora Jet direk seferleri 23 Haziran’dan 31 Ekim’e kadar devam edecek.



Coral Travel & ODEON Tours 2,3,4 veya 5 gece konaklamalı, transferler dahil biletli Kıbrıs paketlerini misafirlerine çok avantajlı fiyatlarla sunuyor. Coral Travel & ODEON Tours İç Pazar Müdür Vekili Mehmet Kamçı: ‘‘Coral Travel & ODEON Tours kalite ve güvencesiyle misafirlerimizi yepyeni hatlardan Kıbrıs’a uçuruyoruz. Kıbrıs’a direk uçuş noktalarımıza Bursa, Kayseri ve Trabzon  da eklendi. Yaz aylarında en çok tercih edilen tatil noktalarından olan Kıbrıs paketlerimiz kapsamında daha fazla noktadan direk uçuş sunmak üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz’’ diye konuştu.

Tur programları hakkında bilgi almak ve kayıt yaptırmak için Coral Travel&ODEON Tours Çağrı Merkezi 444 0 684’yi arayabilir, www.coraltatil.com adresine ulaşabilirsiniz.

Turkcell’den Kocaeli’ne son üç yılda 69 milyon TL yatırım



Turkcell, sabit ve mobil ürün, servis ve hizmetleriyle şirketlere sağladığı verimliliği canlı bir şekilde kurumsal müşterilerine deneyimletmek amacıyla hayata geçirdiği Turkcell Kurumsal Deneyim Merkezi’nde Kocaeli basınını ağırladı.Turkcell’in 20 yıl boyunca ülkede yarattığı toplumsal ve ekonomik faydalar hakkında da bilgilerin aktarıldığı buluşmada Kocaeli’ne son üç yılda 69 milyon TL yatırım gerçekleştirildiği açıklandı.

Bu sene 20. yaşını dolduran Türkiye’nin ilk GSM operatörü Turkcell Kocaeli basınından gazetecileri İstanbul’daki Turkcell Deneyim Merkezi’nde ağırladı. Merkez hakkında bilgi verilen ve Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen organizasyonda gazetecilere Turkcell’in 20 yıl boyunca ülkede yarattığı toplumsal ve ekonomik faydalar aktarılırken Kocaeli’ne yapılan yatırımlar ve projeler hakkında da bilgi verildi.

Son üç yılda Kocaeli’ne 69 milyon TL yatırım
Kocaeli basınına yaptığı açıklamada Turkcell’in müşteri sayısının 9 ülkede 70 milyonu aştığını dile getiren Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş,  Türkiye’nin en önemli sanayi ve endüstri kentlerinden biri olan Kocaeli’nin Turkcell’in Marmara Bölgesi yatırımlarının %20’sini kapsadığını ve Kocaeli’ye son üç yılda toplam 69 milyon TL yatırım yaptıklarını ifade etti.  3G altyapısı için gerçekleştirdikleri yatırımlar sayesinde, Kocaeli’nde yine son üç yıl içerisinde Turkcell data kullanımının %210 artış gösterdiğini, Turkcell  Superonline  tarafında ise 431 km’yi kapsayan altyapı ile 44 bin hanede 18.300 aktif aboneye ulaştıklarını belirtti.

Turkcell’in Kocaeli’de imza attığı sosyal sorumluluk projelerine de değinen Selen Kocabaş “Kardelenler projesi kapsamında Kocaelili 42 Kardelen liseden, 38’i üniversiteden mezun oldu. 83 Kardelenimiz halen liseye, 20’sinin ise üniversiteye devam ediyor. Kocaeli’de gerçekleştirdiğimiz bir diğer sosyal sorumluluk projesi de Ekonomiye Kadın Gücü Projesi.  2012 yılında ekonomik üretime başlamak isteyen dar gelirli kadınlar için Türkiye İsrafı Önleme Vakfı işbirliğiyle Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın himayesinde teknolojisi ve iletişim gücümüzü seferber ederek bu projeyi başlattık. Bu seferberlik sayesinde dünyada ilk defa bir mobil operatör, bir mikro-finans kuruluşuyla ortak olarak ‘sosyal borçlanma’ modelini hayata geçirdi. Proje kapsamda Kocaeli’de bu güne kadar 497 kadınımız destek aldı. Bu kadınlarımıza sağladığımız kredi miktarı ise 778 bin TL’yi buldu. Ayrıca Kurumsal Çözüm Merkezi, Turkcell İletişim Merkezi ve Turkcell Dağıtım Merkezinde toplam 290 kişiye istihdam sağlayarak Kocaeli’deki gençlerimize yeni iş imkanları sunuyoruz.”

520 bini aşkın şirkete hizmet
Turkcell Deneyim Merkezi hakkında gelen soruları da yanıtlayan Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş sözlerine şöyle devam etti. “Turkcell, bugün kurumsal pazarın lideri ve 520 bini aşkın şirkete hizmet veriyor. Turkcell’li olmayı seçen şirketler için fark yaratmak, onları teknolojiyle bir adım öne taşıyabilmek için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Biz istiyoruz ki, boyutu ve faaliyeti ne olursa olsun tüm şirketler bu fırsatı yakalasın. Bunun için de ülkemizi doğudan batıya, kuzeyden güneye adım adım geziyor kurumsal müşterilerimize teknolojik inovasyonla nasıl bir gelişim yaşayacaklarını anlatıyoruz. Son 5 yılda bu amaçla 650 organizasyon düzenledik, 175 bin müşterimize ulaştık. Bununla da yetinmedik farklı sektörlerde faaliyet gösteren kurumsal müşterilerimize eşsiz bir deneyim alanı kurmak için Turkcell Kurumsal Deneyim Merkezi’mizi hayata geçirdik. Merkezimizde sabit ve mobil ürün, servis ve çözümlerimizi tanıtarak deneyime sunuyor, şirketlere kazandırdığımız verimliliği canlı bir şekilde deneyimletebiliyoruz.”

Geleceğin Akıllı Şehirleri dev bir makette Kurumsal Deneyim Merkezi’nde
Sektörel organizasyonların da düzenlendiği ve müşteri memnuniyet oranının %95 olduğu Turkcell Kurumsal Deneyim Merkezi’nde kurumsal müşteriler; Akıllı Araç, Akıllı Ofis, Akıllı Bulut, Akıllı Endüstri, İnternet Çözümleri, Akıllı Makine, Akıllı Çözümler, Akıllı Enerji ve Ekip Mobil uygulamalarını uzman çalışanlar eşliğinde rahatlıkla deneyimleyebiliyor.  Deneyim Merkezi’nde şirket çalışanlarının kullandıkları akıllı cihazları ve uygulamaları yönetebilmek için geliştirilmiş Mobile Device Management (Mobil Cihaz Yönetimi) sistemi bölümünde akıllı telefon, tablet, ultrabook, VINN ailesi ve Smart TV’ler deneyime sunuluyor. Turkcell’in fark yaratan Akıllı Klima, Akıllı Priz, Kargo Takip, Araç Takip, SağlıkMetre gibi M2M (Machine to Machine) çözümleri canlı olarak deneyimlenebiliyor.  Turkcell ve Turkcell Superonline’ün güçlü altyapısıyla farklı segmentlere yönelik Fiber internet, VoIP, PSTN, Yakınsama, Mobil Santral, Süper Santral (IP Centrex) de Kurumsal Deneyim Merkezi’nde yer alan çözümlerden birkaçı…Turkcell Kurumsal Deneyim Merkezi’nin ilgi çeken bir diğer alanı ise geleceğin “Akıllı Şehirleri”nin resmedildiği dev maket. İncelikle işlenmiş dev makette bilimkurgu değil, Turkcell’in hali hazırda sunduğu çözümlerin tümüyle uygulandığı bir yaşam alanı tasvir ediliyor.

‘’TURİST ÇEKMEK İÇİN KENT ESTETİĞİNE ÖNEM VERMELİYİZ’’


ADANA - Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Adana Bölgesel Yürütme Kurulu (BYK) Başkanı Murat Şirin, Adana’nın turizm potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu ancak bazı sorunlar nedeniyle bu potansiyelin istenilen ölçüde kullanılamadığını söyledi.TÜRSAB Adana BYK Başkanı Murat Şirin, yaptığı açıklamada, Adana ve Çukurova yöresinin turizm sektörü açısından, doğal güzelliklerinin yanı sıra geçmişte çeşitli uygarlıkların hüküm sürdüğü tarihi bir bölge olması nedeniyle büyük önem taşıdığını belirtti.  Adana'da ciddi bir turizm potansiyeli olmasına karşın sorunlarının da var olduğunu belirten Şirin, sorunların başında kentin estetiği geldiğini söyledi.

Özellikle yabancı turistlerin seyahat edecekleri yöreleri sosyal medyadan bulup incelediğini belirten Şirin, şöyle konuştu:‘’Eğer sosyal medyada kent hakkında olumsuz düşünceler varsa kesinlikle bu yörelere seyahat etmiyorlar. Turist gittiği yörede  ilk önce huzur ve güvene, ardından gideceği kentteki temizlik görsellik yol  yaya  araç trafiği ile kentsel dokuya ve sosyal çevresine dikkat eder. Maalesef bu konularda kentimizde büyük eksiklikler var. Kentimizin var olan  turizm potansiyelini kullanmamız için kentin estetiğini güzelleştirmemiz yönünde çalışmalar yapılmalı.  Adana'da yaşamanın rahat ve keyifli, gezmenin ve lezzetin doyumsuz olduğunu gelen turistlere gösterebilmeliyiz.Yeni göreve gelen büyükşehir belediye başkanımız Hüseyin Sözlü ile diğer başkanlarımızdan bu yönde adımlar atmalarını bekliyoruz.  Kentimize ne kadar çok turist çekersek  Adana’nın ekonomisi de bir o kadar büyür. Kenti turistlerin cazibe merkezi haline getirmemiz için bu yöndeki adımları bir an önce atmalıyız.’’

TEPEBAĞ HÖYÜĞÜ,  KARATAŞ VE YUMURTALIK SAHİLLERİ İLE SEYHAN BARAJ GÖLÜ
Şirin, Adana’nın tarih turizmi açısından cazibe merkezi haline gelmesi için Büyükşehir Belediyesi’nce geçtiğimiz yıllarda başlatılan Tepebağ Höyüğü kazılarının bir an önce tamamlanması gerektiğini , ayrıca Seyhan Baraj Gölü’nün de günlük tekne gezileri ve sportif amaçlı faaliyetlerin arttırılarak turizme kazandırılması gerektiğini bildirdi.Adananın bakir sahil ilçeleri olan Yumurtalık ve Karataş’taki sahil bandının turizm destinasyonuna dahil olabilmesi için yerel yönetimlerden biran önce gerekli alt yapı çalışmalarını yapmalarını isteyen Şirin,  ‘’Ardından işadamları yöreye yatırım için davet edilmeli kendilerine özel teşvikler sağlanmalı’’ diye konuştu.

TÜRSAB GENİŞLETİLMİŞ BYK ’LAR TOPLANTISI ADANA’DA
Şirin, turizm sektörü temsilcilerinin dikkatini Adana’ya çekmek istediklerini ve bu amaçla TÜRSAB Genişletilmiş BYK ‘lar Toplantısı’nı TÜRSAB genel Başkanı Başaran Ulusoy ile Türkiye genelinde faaliyet göstermekte olan 36 adet Bölgesel Yürütme Kurulu üyeleri ve 81 vilayetin turizm temsilcileri acenteleri  ve tur operatörlerinin katılımıyla  Adana’da yapma arzusunda olduklarını bildirdi. Şirin, ‘’Bu toplantıda Adana’nın turizm potansiyelini kentimizin doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi ve kültürel  değerlerini anlatarak kentimizi Türkiye’nin sürekli  tur yapılan bir destinasyon haline getirmeyi hedefliyoruz’’ şeklinde konuştu.



DOSTLUĞU ÖLÜMSÜZLEŞTİREN FOTOĞRAFLAR ÖDÜLLERİNİ ALDI


Rönesans Gayrimenkul Yatırım bünyesindeki Alışveriş Merkezleri ile Yaratıcı Çocuklar Derneği ve fotoğraf sanatı portalı Fotopya işbirliğinde düzenlenen “Dostluk Kareleri” konulu fotoğraf yarışmasında dereceye giren eserler ödüllerine kavuştu. Ödüle layık görülen fotoğraflar Rönesans’ın ülke geneline yayılmış; Optimum Outlet (İstanbul, Ankara, İzmir, Adana), Kozzy AVM (İstanbul) ve Piazza AVM’lerinde (Samsun, Kahramanmaraş, Şanlıurfa) sergilenecek.


“Dostluk Kareleri” fotoğraf yarışmasında dereceye giren isimler, ödüllerini Kozzy AVM’de yer alan Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi’nde düzenlenen törende aldı. Dostlukları hep yaşamak, yaşatmak ve tüm dünya ile paylaşmak amacıyla gerçekleştirilen “Dostluk Kareleri” konulu fotoğraf yarışması, üç farklı yaş grubuna yönelik düzenlendi. Yetişkinler, Lise Öğrencileri ve Ortaokul Öğrencileri kategorilerinde yarışan eserler, “Dostluk” kavramını yansıtan en özel karelerden oluştu. Yarışma sonucunda dereceye girenlere Rönesans Gayrimenkul Yatırım tarafından toplamda 23 bin TL’lik hediye çeki armağan edildi.

Yarışmanın seçici kurulunu oluşturan isimler arasında; Rönesans Holding Yönetim Kurulu Üyesi İpek ILICAK, Yaratıcı Çocuklar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Didem ÇAPA, Yaratıcı Çocuklar Derneği Fotoğraf Komisyonu Başkanı Tuncay BULUZ, Mimar Sinan Üniversitesi - GSF Fotoğraf Bölümü Öğretim Görevlisi Nadir EDE,  Fotoğraf Sanatçısı İzzet KERİBAR, Fotopya Genel Koordinatörü Akın MISIRLIOĞLU, TFSF yetkilisi Serdar AKYAY yer aldı.

“Dostluk Kareleri” fotoğraf yarışmasında ‘Yetişkinler Kategorisi’nde dereceye giren isimler ve aldıkları ödüller şöyle sıralandı: 1. Burak ŞENBAK (İstanbul – 3.500 TL’lik hediye çeki), 2. Galip ÇETİNER (Bursa – 2.500 TL’lik hediye çeki) ve 3. Adil EMEKTAR (Kocaeli – 1500 TL’lik hediye çeki). Aynı kategoride Mehmet KILIÇOĞLU (Diyarbakır) ve İhsan İLZE (İstanbul) Mansiyon’a layık görülerek 500 TL’lik hediye çeki almaya hak kazandılar.
Yarışmanın ‘Lise Öğrencileri Kategorisi’nde dereceye giren isimler ise; 1. Gamze ÖZTÜRK (İstanbul), 2. Ekin ÖZESKİCİ (Çorum) ve 3. Nursu GÖKOĞUL (İstanbul) oldu.  Ece ASLAN (İstanbul) ve Mikail SARI (Ankara) da aynı kategoride Mansiyon ödülü aldı.


‘Orta Okul Öğrencileri’ kategorisinde; 1. Zeynep KONYALI (Konya), 2.  Mina ŞENER (İstanbul), 3. Yaren BALABAN (Çorum) olurken, Mansiyon almaya hak kazanan yarışmacılar da Hilal YEŞİLYURT (İstanbul) ve Asena ARDAMAN (İstanbul) olarak belirlendi.

Lise ve Orta Okul Öğrencileri kategorisinde; 1.’ye 1.500 TL’lik, 2.’ye 1.000 TL’lik, 3.’ye 750 TL’lik ve Mansiyon kazananlara da 250 TL’lik hediye çeki armağan edildi. Geniş bir davetli katılımıyla gerçekleştirilen törende, sosyal sorumluluk projeleri ile dikkat çeken Rönesans Gayrimenkul Yatırım’ın sanat ve eğitime verdiği desteklerin önümüzdeki dönemlerde de devam edeceği açıklandı.





Ayasofya neden müze olarak kalmalıdır?



Tarih Vakfı’nın öncülüğünde oluşturulan Kültürel Mirası İzleme Platformu, Türkiye'nin önde gelen akademisyenleriyle birlikte, yıllar sonra yeniden alevlenen Ayasofya Müzesi’nin ibadete açılması tartışmaları üzerine başlattığı “Ayasofya müze olarak kalmalıdır” imza kampanyasını tanıtmak ve konunun kamuoyunda çok yönlü tartışılmasına zemin oluşturmak için bir basın toplantısı ve
panel düzenledi.

Tarih ve kültürel mirasa müdahale ve istismar alanları üzerinde çalışmak, görüş oluşturmak ve eylem geliştirmek amacıyla Tarih Vakfı’nın öncülüğünde oluşturulan Kültürel Mirası İzleme Platformu, toplantıyı Prof. Dr. Engin Akarlı, Prof. Dr. Şevket Pamuk, Prof. Dr. Aydın Uğur, Prof. Dr. Uğur Tanyeli ve Murat Belge ile birlikte gerçekleştirdi.

İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Engin Akarlı,  Ayasofya'nın Türkiye'deki kültürel zenginliklerin en önemli temsilcilerinden biri olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Ayasofya'nın farklı estetik değerler ve dinlerin birbiriyle buluştuğu birleştirici bir mekan olduğunu dile getiren Akarlı, “Ortak tarihimize ve kültürümüze sahip çıkmalıyız çünkü bugün Ayasofya zaten müze olarak bile yüce bir maksada hizmet etmektedir ve hem Doğu'yu hem Batı'yı kucaklamaktadır” dedi.

“Tedaviye muhtaç, hastalıklı bir düşünce yapısının uzantısı”
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi gazeteci-yazar Murat Belge ise, konuşmasını müze-cami tartışmasını politize eden olaylara dayandırarak sosyal psikoloji bağlamında sürdürdü. Bu gerginliğin 1950'li yıllarda Osman Yüksel Serdengeçti'nin Ayasofya ile ilgili olarak kaleme aldığı saldırgan bir yazıyla başladığını söyleyen Belge, sözlerini şöyle sürdürdü: “O yazıdan sonra Ayasofya, her daim birilerinin gönlünde yatan aslan olarak bir yerlerde durmuş ve zaman zaman alevlenmiştir. O tarihten bu yana ciddi bir rövanş takıntısı vardır. 'Biz vaktiyle dünyaya egemendik, bizi ne hale getirdiler, Ayasofya'yı da elimizden aldılar' gibi kompleksli söylemlerle beslenen hatalı, hastalıklı ve zararlı bir ruh hali hala devam etmektedir. Ayasofya'nın neden cami olmaması gerektiğine dair bir sürü gerekçe sayabilirim ama burada en önemli sorun, 2014'te hala kiliseleri cami yaparak dünyaya kafa tutma mantığının sürmesidir. Bu yaklaşım, intikam isteyen, karşısındakini susturmaya çalışan bir tavrın uzantısıdır; tedaviye muhtaç bir düşünce yapısıdır. Bu, aynı zamanda İslam'ın tavrını da belirlemektedir. Ayasofya'nın ibadete açılması önerisi, İslamiyet'in başka dinlerle huzur ve barış içinde yaşayamayacağını, zaten yaşamaması gerektiğini vurgulayan bir öneridir. İslamiyet'in bugün mahalle çocuğu gibi inatçı bir siyaset mi benimsemesi lazım, yoksa diyalog kuran, kucaklayan bir din olması mı gerek?”

Medeniyetler çatışmasına karşı medeniyetler ittifakı
Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Pamuk da konuşmasında çatışma zihniyetini aşmanın ve hoşgörüden yana tavır almanın mümkün olduğunu vurguladı ve konuşmasına şöyle devam etti: “Bu coğrafya medeniyetler arasında pek çok çatışma gördü ve görmeye devam ediyor. Bu süreçte içinde bulunduğumuz Yakın Doğu coğrafyasının bize emanet ettiği tarihi ve kültürel varlıklara karşı alacağımız tavır çok önemldiri. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti, çatışmadan yana bir yaklaşım yerine, hoşgörü ve barıştan yana tavır koymalıdır. 1934'te Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesi, kardeşlikten yana bir tavırdır. Erdoğan, 2006'da Zapatero ile birlikte Medeniyetler İttifakı'nın öncülüğünü yapmıştır. Şimdi bu ittifakı yeniden göstermeli ve bir kez daha tüm dünyaya örnek olmalıdır.”

“Ayasofya'yı yerel tutkularımızla sınırlamaya çalışmak haksızlıktır”
İstanbul Bilgi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Uğur da Angkor Wat ve Machu Picchu gibi dünyaya mal olmuş tarihi yapıtlardan örnek vererek konuşmasına başladı.  “Önce Hindu, sonra Budist inancıyla kurulan Angkor Wat'ta bizim için asıl önemli olan hangi kralın, din adamının baskın çıkarak kime karşı bu eseri yaptırdığından çok, oradaki benzersiz ve büyüleyici ortamdır. Medeniyetler ötesi, mucizevi bir aşkınlık duygusunu ortak insanlık tarihine hayranlık duyarak o anda yaşamamızdır. Esas öne çıkan duygu, o büyük insanlık macerasında olağanüstü bir boyutla yüzyüze olduğumuzu hatırlatmasıdır. Bazı yerler bize, o büyünün bir parçası olduğumuzu hatırlatıyor. Ayasofya da işte böyle bir yerdir. Ayasofya'yı yerel tutkularımız ve çatışmalarımızla sınırlamaya çalışmak haksızlıktır. Kültür ve anlayış açısından fakirleşmedir. Biz hala İstanbul'da zengin bir kültür ortamında yaşıyoruz ama bu gerçeği hep sıradanlığa indirgiyoruz. Bu zenginliğimizi farketmek ve ona sahip çıkmak o sıradanlıktan çıkarıyor bizi.”

“Türkiye'nin dokularına işlemiş bir sorun var ortada”
Mardin Artuklu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Tanyeli ise, Ayasofya'nın camiye dönüştürülme talebinin ardında köklü bir siyasal kavganın yattığını dile getirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada belli ki Ayasofya'nın kimse için önemi yoktur maalesef çünkü cami yapılması talebi, gerçekte yıllardır süren Bizans kavgamızdaki açık bir siyasal ve kültürel itişmenin bir tezahürüdür. Çünkü biz İstanbul'u sanki 1000 yıl Bizans başkenti değilmiş, tarihi 1453'te başlamış gibi düşünmekte diretiyoruz. Hayır, öncelikle bu tarihi gerçeği kabul etmeliyiz. Ayasofya bir kiliseydi. Bu gerçeği sık sık inkar etme suretiyle konuşmaya devam edemeyiz artık. Bizans'la barış olmadıkça, bu kavga da devam edecektir. İslam hukukunun incelikli bir yorumunu yaparsak da, Ayasofya'nın vakfedilme sürecinin bile sorunlu olduğunu söylemek zorundayız. Ayasofya'ya dair elimizde bir rehin yok ve saygı göstermemiz gereken çok önemli bir yapıdır. Burada kılıçla ele geçirilmiş bir yapıdan bahsediyoruz. 15. yy'da kılıç hakkından söz etmek normal olabilir ama 21. yy'da aynı dilde konuşuyorsak Ayasofya'nın camileştirilmesinden daha ciddi sorunlarımız vardır. Türkiye için yapısal bir soruna işaret etmektedir camiye dönüştürülmesi talebi. Bugün müze olmasına rağmen Ayasofya'yı resmen çarşı gibi kullanıyoruz. Yani müzeyken bile koruyamadığımız bir yapıyı binlerce insanın girip çıktığı bir camiyken nasıl koruyacağız?”

İmza kampanyası
Sanat ve mimarlık tarihinin en önemli yapıtlarından biri olan Ayasofya'nın müze olarak kalmasını talep eden kampanya, kamuoyu gündemini bir süredir meşgul eden Ayasofya Müzesi’nin ibadete açılması tartışmaları üzerine 12 Mayıs’ta imzaya açılmış ve kısa sürede aralarında Osmanlı-Türkiye iktisat ve mimarlık tarihi alanında dünya çapında çalışmaları olan tarihçiler, koruma uzmanları, gazeteciler ve kanaat önderlerinin de bulunduğu 1000’i aşkın isim tarafından desteklenmişti.

“Ayasofya müze olarak kalmalıdır” çağrısıyla kamuoyuna ve ilgili kurumlara seslenen kampanyanın metni şöyle:

“Ayasofya, İstanbul ve Türkiye'nin olduğu kadar Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Avrupa'nın başlıca ortak dini, kültürel, sanatsal ve siyasi simgeleri arasında yer almaktadır. Ayasofya'nın müze olarak bütün ziyaretçilerine eşit şekilde açık olması, bu emsalsiz anıtın evrensel değerini yansıtan ve çok katmanlı tarihinin herhangi bir dönemini dışlamadan kucaklayan barışçıl ve kapsayıcı bir davranıştır. Bu güzide eserin İstanbul ve dünya tarihinin ortak mirası olarak yaşatılabilmesi müze statüsünde kalmasına bağlıdır.”

Ayasofya Müzesi
İnsanlık tarihinin baş yapıtlarından biri olarak 15 yüzyıl boyunca ayakta duran Ayasofya, M.S. 532-537 yılları arasında Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından İstanbul'un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezinde bir patrik katedrali olarak inşa ettirildi. Bizans İmparatorluk Kilisesi olarak uzun süre işlev gören katedral, 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürüldü ve tam beş asır sonra Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye çevrilerek 1935 yılında yerli ve yabancı ziyaretçilere açıldı. Ayasofya Müzesi, bugün her yıl yaklaşık 3.5 milyon turist çekiyor ve Topkapı Sarayı ile birlikte Türkiye'nin en çok ziyaret edilen yapıtları arasında yer alıyor.