18 Haziran 2015 Perşembe

Yaşamı keyfe dönüştüren Bodrum Ramada yaza hazır

‘Bodrum Ramada’ Yaşamı Keyfe Dönüştürüyor
Yaşamı keyfe dönüştüren Bodrum Ramada; Ege Denizi, Kos Adası, mandalina bahçeleri ve Bitez Vadisi'ne bakan manzarasıyla yaza hazır.Bodrum’un tüm güzelliklerini içinde barındıran Bodrum Ramada, beş yıldızlı bir otel olmanın dışında, modern yaşamın rahatlığıyla oluşturulmuş ayrıcalıklı bir tatil deneyimi sunuyor. Bodrum merkeze sadece 5 dakika olan Bitez’de fakat doğanın ve sessizliğin içinde, tatilden keyif almayı sağlayan bir kaçış noktası. Bu özelliğiyle merkezdeki gürültülü yaşamanın olumsuz koşullarına da alternatif sunarak farklılaşıyor.


Ödüllere Doymuyor
Açıldığı günden bu yana birçok ödül ile başarısını taçlandıran Bodrum Ramada, Tripadvisor’ın Türkiye’nin En İyi Otelleri ve En Lüks Otelleri Bodrum kategorisinde Travelers Choice ödülünü alarak 2014 ve 2015 senesinde en iyi oteli seçildi. Wyndham otel grubunda 2012 yılının en iyi açılış oteli ödülünün sahibi Bodrum Ramada;  Tripadvisor 2013 Mükemmeliyet Ödülü, Trivago 2014 Türkiye’nin En İyi Ramada Oteli, Venere.com 2013 En Çok Oy Alan Otel gibi birçok ödülün de sahibi…


Yaşamı Keyfe Dönüştürmek İçin Tasarlandı
Doğası, yaşam konsepti ile sadece yaz tatili yapmak için ayrıcalıklı bir yer olmaktan öte, 12 ay boyunca ziyaret edilebilecek keyifli bir mekan alternatifi sunuyor.20.000 m2’lik alan içerisinde 129 odası bulunan Bodrum Ramada; her detayı düşünülmüş ve misafirlerinin tüm gereksinimlerini karşılayacak kapasitede hizmet veren doğa ve deniz manzaralı odalarına ilave olarak, özel havuzlu bağımsız villa alternatifleri ile de öne çıkıyor. 

2.750 m2 alan içerisinde misafirlerin konforu ve rahatı düşünülerek dizayn edilmiş Mystic Wellness da, uzman trainer ve Uzakdoğulu masaj terapistleri eşliğinde misafirlerin hem spor yapabileceği hem de dinlenebileceği; hamam, sauna, fitness, squash, spinning, pilates ve tenis kortu da bulunuyor. 
Bodrum Ramada, dünya mutfağının eşsiz lezzetlerini ve zengin sushi alternatiflerini Bitez vadisi ve Ege Denizi manzarası eşliğinde The Club Restoran’da sunuyor. Aynı zamanda Bodrum Ramada da taş fırından çıkan lezzetler gün içerisinde tadılabilecek alternatifler yaratıyor. 

Bodrum’da Eğlenceyi Ve Sakinliği Bir Arada Yakalamak İsteyenlerin Adresi
Ramada Resort Bodrum, şehrin içinde ama şehrin dışında gibi konaklamaya izin veren önemli bir çekim merkezi oluşturuyor. Bodrum’un eğlencesinin tadını çıkardıktan sonra, deniz manzarasının ve yeşilin içinde bir sığınma bölgesi. Güneşlenmek istenildiğinde geniş havuz alanları ve özel servis ağıyla da 10 dakikada beachlere ulaşabileceğiniz özel bir yer olma özelliği taşıyor.

Fark Yaratan Toplantı ve Seçkin Davetler İçin Tercih Ediliyor
Bodrum Ramada, Valle toplantı salonları ve workshopları ile tüm kongre, davet ve etkinlikleri kişiye özel sunduğu çözümler ile ayrıcalıklı kılıyor. Kos Adası, Bitez vadisi ve mandalina bahçesi manzaralı, 600 kişi oturma kapasiteli, gün ışığı alabilen, bölünebilen, ses ve ışık sistemlerini bünyesinde barındıran Bodrum Ramada, farklı kapasite ve düzenlerde profesyonel iş dünyasını ve konuklarını ağırlıyor.

Özel davetler, temalı kutlamalar ve düğünler için tek tek detayların düşünülerek hizmet verildiği Bodrum Ramada, yüksek teknoloji ve ekipmanlarla donatılmış, modern ve şık toplantı salonlarıyla dikkat çekiyor. Birçok organizasyon için etkinliğe özel catering servisi de bulunan Bodrum Ramada, Dünya mutfaklarının en leziz örneklerini ise kendi çatısı altında barındırıyor.

DÜNYA ÇAPINDA ÜNLÜ BİR PERSONAL TRAINER OLABİLİR MİSİNİZ?

Cevabınız evet ise ve jüride sizin gibi düşünenler çoğunluktaysa neden olmasın?  Her yıl gerçekleştirilen ve bu yıl 5. si düzenlenen Personal Trainers To Watch ( PTTW) yarışması, Dünya çapında en iyi kişisel Fitness Eğitmeni’ni( Personal Trainer) ortaya çıkarmak için adaylarını bekliyor.
Yarışma,  kalıcı müşteri memnuniyeti sağlayan, üstün liderlik gösteren, yüksek motivasyona sahip ve çevresine ilham veren eğitmenleri (PT) tanımak, tanıtmak ve değer kazandırarak en iyi olanı seçmeyi hedefliyor. 


Life Fitness ve sektörün önde gelen kuruluşların partnerliği ile gerçekleşen bu yarışma yine saygın kuruluşlarca destekleniyor (Life Fitness Academy and ACE, ICREPs, EuropeActive (The European Health & Fitness Association). Yarışma jürisi Life Fitness Başkanı Chris Clawson’un ve 2014 senesi yarışma birincisi Christiano S. Parente’nin ( Brrezilya)  içinde bulunduğu 6 kişilik bir ekipten oluşuyor. 


Aday kayıtları 1 Haziran- 15 Temmuz tarihleri arasında www.lifefitness.com/pttw üzerinden toplanacak. Sonbaharda gerçekleşecek yarışmada; popüler fitness teknikleri ve Synrgy 360 gibi fitness ekipmanları üzerinden yapılacak eleme sonucunda kazanan belli olacak. Siz de yıldız bir fitness antrenörü olduğunuza inanıyorsanız bu fırsatı kaçırmayın,  kendi kuracağınız iş için  $5.000’lık para ödülü, Life Fitness Academy’den eğitim ve uluslararası ün sizin olsun. 



SALAMİS KIBRIS

ÖMER FETHİ GÜRER-Mağusa Kıbrıs’ın en güzel yerlerinden kent merkezi tarihin izleri ile görülmeye değer güzellikleri sergiliyor ama hemen yanı başındaki Salamis antik kenti ise çarpıcı bir görkem ve güzelliğe sahip, Esentepe Belediye Başkanı Cemal Erdoğan ve Meclis Üyesi Vahit Bey ile alanı gezdik.  Kente bir giriş noktasından geçerek eriliyor. Park alanında araçtan indiğiniz anda çevrede görkemli bir tarihi doku zenginliği var. Bu bölgede açığa çıkarılanlar kadar toprak altında kalanlarında olduğu gözle gezerken fark ediliyor. Yüzey araştırmasına dahi gerek olmayacak kadar bariz mevcuta yakın çevrede bilimsel kazı bekleyen alan var.  Açıkcası bu alana gidip gezip görüp etkilenmemek olası değil. Mağusa’nın 6 km kuzeyinde yer alan tarihi kent görkemli bir hali ile günümüze erebilmiş, birde o olduğu dönem düşünerek bakarsanız yaşanmışların derinliğinde sizi düşünce yolculuğuna çıkarması olası. Kıbrıs’ın her köşesinde görülecek yer var ama Selamis harabeleri gerçekten etkileyici. 19 yy sonlarında ağaçlar ve toprakla kaplı alan 1952-74 Aralığında kazılar ile açığa çıkarılmaya başlanmış. 1998 yılında da Anakara  Üniversitesi bölgede kazı çalışmalarına başlamış., 


Bölge içinde çok sayıda ağaçta var. Özünde yeşil alanların varlığı ve korunması çok önemli ama tarihi alan içinde yer alan ağaç ve bitki kökleri tarihmi?  Ağaçmı?  tartışmasını beraberinde getiriyor. Niğde Bor Bahçeli Köşk Roma havuzunun kenarında muhteşem bir görünüm zenginliği de katan Söğüt ağaçları metreye bulan gövdelerine rağmen kesildiğinde çok üzülmüştüm. Roma havuzuna uzanan kökler ile tarihi yapının yok olma riski için zorunlu uygulama yapıldığı ifade edilmişti. On yıl geçti aradan gözler yeni haline alıştı. Salamis kalıntılarını gezerken de çok sayıda ağacın çevrede varlığını gördüm. Yer altındaki dokulara uzanmış kökleri ile bu ağaçların da bölgede yaratacağı zararın varlığı ağaçmı tarihmi düşüncemi bir kez daha sorgulattırdı. Kimi tarihi araştırmacılar koruyamayacağın yeri yeryüzüne çıkarma düşüncesini de dile getiriyor ama bizlerin dünden gelen bu yapıları görme hakkımız olduğunu düşünüyorum.  Salamis kenti, Bronz devrinin sonlarında kurulduğu varsayılıyor. Anadolu’dan gelen kavimlerin kurduğu kent M.Ö 10 yy’a kadar uzanan buluntular ile bilinen en eski yerleşmeler arasında sayılıyor. Akalar, Asurlular, Mısır, Pers yönetiminden sonra Büyük İskender’in egemen olduğu Kıbrıs’ta M.Ö 294 yılında Ptoleme Krallığı döneminde Salamis Başkent olarak önem kazanır. Roma Döneminde önemli bir ticaret merkezi durumuna gelir. Bugün görülen yapıların önemli bölümü de Roma dönemine aittir. MS 76 yılında deprem ile MS. 116 yılında Yahudiler döneminde isyanlarda zarar gören Salamis M.S 332 yılındaki depremlerde ise önemli hasar görür. 


Bizans İmparatoru II. Konstantin kenti daha dar bir alanda yeniden inşa eder. MS 647 Arap akınları ile de kent yeniden zarar görür.  Deniz kenarındaki antik kent günümüze değin yaşadığı işgaller, saldırılar, afetlere rağmen kalıntıları ile bugüne kendini taşıyabilmiş sınırlı yerleşmelerdendir. Surları, yapıları heykelleri ile bölge gezdikçe ilgi çekici noktalarını adeta size sunmaktadır. Dört tarafı sutunlu revaklarla çevrili alanın sonlarında yer alan heykellerde hiç birinde baş kısmı yerinde durmuyor kim bilir kimin eli onları yerinden ayırdı. Hamam, havuz, ibadet yeri, toplanma alanı ve tiyatro, işte dünün çok yapısında yer alan başlıca yerler. Sütunlar, yollar ve de süslemeler, Tiyatro alanı da farklı nedenlerle birden çok kere zarar görse de günümüze eren izleri dahi yapıldığı dönemde sanatsal etkinlikleri anlatmaya yetecek derinlikte. M. Ö 1 yy sonu M.S IV yy arası yapı sahne binası, ön sahne, orchestra, oturma alanı, seats, Dıazoma, oturma sıralarını ayıran geçiş yeri, yan giriş görülebilen yerler.  Kaynaklara göre 322-332 depreminde yıkılan tiyatro taşları ile hamam yapılmış. 15 bin kişilik bir tiyatro izleme alanından söz ediliyor, bir bölümü görülen bu alan dahi kentin dokusu hakkında düşünebilme olanağını yaratıyor.  Kentin girişinde solda hamam yer alıyor. Stadyumunda izleri kalmış, ayrıca açığa çıkan  Roma Hamamı M.S II. yy-M.S IV yy dönemine ait., Görkemli Sütunlu Caddenin 1. Evresi M.S II yy M.S IV yy, 2.nci evresi M.S IV yy M.S. VI olarak tarihleniyor. Roma Villası ve MS. VII yy Bizans surları, Bizans Sarnıcı, Aziz Epiphanius Bazilikası, Agora, Zeus Sunağı, anıtlar, Zeytinyağı işlikli yapı, Kampanopetra Bazilikası, Geometrik Helenistik Kalıntıları, Zeus Tapınağı, St Barnabas Manastırı ve Arkeolojik Müzesi, Nekropol ile gezdikçe baş döndüren bir tarihin izlerini görme ve buluşma süreci Salamis’te sizi sarmalıyor. 


Değerli Dost Adana Çukurova Üniversitesi Endüstri Mühendisliğinden sınıf arkadaşım Yusuf Yüksel Şentuğ ve Engin Özdemir ile Mağusa da Salamis’i konuşurken “gördüğüm en görkemli antik kentlerden” dedim. Bir günü Salamis’e ayırmaya değer. Özellikle tarihe ilgisi olan antik kent görmek isteyenler için sütunlu yollarda yürümek, Romalılar dönemine ait yolları arşınlamak, tarihe yolculuk yapmak için Salamis Kıbrıs’a giden için görmeden dönmeyeceği yerlerden. Denizin yanında bu tarihi liman kenti Kıbrıs gibi size anlatacağı çok ayrıntının ev sahibi, nerelerde nasıl hangi koşullarda yaşam akmış geçmiş tarihe yolculukta gözlemleme olanağınız oluyor. 










Azak Yokuşunda İftar Vakti

BW PLUS The President Hotel'de ''Azak yokuşunda iftar vakti ile 11 ayın sultanı Ramazan ayını özel karşılayın. Eski İstanbul’un merkezinde, Tarihi Yarımada bölgesindeki otellerin içinde önemli yeri olan muhitimizde Azak Tiyatrosu olarak tanınan noktada bulunan BW PLUS The President Hotel, muhteşem Marmara Denizi manzaralı restoranlarında, özel iftar menüleri hazırladı.



İftar menüsü 1, kişi başı fiyatı: 59 TL  (KDV dahil)
İftar menüsü 2, kişi başı fiyatı: 69 TL  (KDV dahil)


0-6 yaş arası çocuklar ücretsiz
7-12 yaş arası çocuklar %50 indirimli  

Ayrıntılı Bilgi ve Rezervasyon için:  0212 516 69 80      
www.thepresidenthotel.com  


--İftar menüsü-1             Kişi başı fiyatı = 59 TL (KDV dahil)
İftariyelikler: (Kaymak, Beyaz Peynir, Hurma, Siyah Zeytin, Pastırma, Bal, Reçel, Domates, Salatalık, Zeytinyağlı Yaprak Sarma);
Çorbalar: Düğün Çorbası, Soğuk Ayran Çorbası;
Ara Sıcak: Izgara Sucuk;
Ana Yemek: Tereyağlı Pilav ve Sebze sote eşliğinde Piliç Külbastı,
Tatlılar: Güllaç, Parfe veya Karpuz Tabağı
Limitsiz İçecekler: Kızılcık Şerbeti, Ayran, Meşrubatlar, Meyve suları, Çay servisi
Kişi başı fiyatı = 59 TL (KDV dahil)


--İftar menüsü-2               Kişi başı fiyatı = 69 TL (KDV dahil)
İftariyelikler: (Kaymak, Beyaz Peynir, Hurma, Siyah Zeytin, Pastırma, Bal, Reçel, Domates, Salatalık, Zeytinyağlı Yaprak Sarma)
Çorbalar:  Düğün Çorbası, Soğuk Ayran Çorbası,
Ara Sıcak: Izgara Sucuk
Hamur işi: Gül Böreği (Kıymalı)
Ana Yemek: İç Pilav eşliğinde Kuzu Tandır veya  Beğendili Kebap
Tatlılar: Güllaç, Parfe veya Karpuz Tabağı
Limitsiz İçecekler: Kızılcık Şerbeti, Ayran, Meşrubatlar, Meyve suları, Çay servisi
Kişi başı fiyatı = 69 TL (KDV dahil)

Titanic Deluxe Belek Antalya’nın En İyi Konferans Oteli Seçildi

TopHotels.ru’dan Titanic Deluxe Belek’e Ödül
Türkiye’nin en seçkin otel zincirlerinden Titanic Hotels bünyesinde hizmet veren Titanic Deluxe Belek, Rusya ve BDT pazarının  en popüler internet portalı TopHotels.ru tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda  “Antalya Bölgesi’nin En İyi Konferans Otelleri” kategorisinde birinci oldu.


Hizmet kalitesi, toplantı salonu sayısı, ekipman-teknik donanım, banket konsepti ve nitelikli personel gibi farklı kriterlerin göz önünde bulundurularak gerçekleştirilen seçimde, eksperler tarafından dünyadan ve Türkiye'den yüzlerce otel değerlendirildi.


Yüksek kalitedeki teknik altyapısı ve hepsi birbirinden şık, kullanışlı salonlarıyla toplantı ve davetlerin en seçkin adreslerinden biri olan Titanic Deluxe Belek,  belirlenen ilk 10 otel arasından birincilik ödülüne layık görüldü. Uluslararası arenada bugüne dek pek çok ödülün sahibi olan Titanic Hotels, kazandığı ödüllere bir yenisini daha ekleyerek Türkiye’nin en iyilerinden olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.

BW Citadel Hotel’de, denize nazır Ramazan keyfi

İstanbul Ahırkapı’da, bir tarafta Marmara Denizi, diğer tarafta Ayasofya ve Sultanahmet Camisini görebileceğiniz BW Citadel Hotel, 11 ayın sultanı Ramazan ayına özel bir program hazırladı. Ramazan Ayı boyunca, geleneksel anlayışta ve Ramazan-ı Şerif maneviyatını ön planda tutan bir iftar programı sizleri bekliyor.


Kişi başı fiyatı, İftar menüsü-1:  59 TL   (KDV dahil)
Kişi başı fiyatı, İftar menüsü-2:  69 TL   (KDV dahil)

Ayrıntılı Bilgi ve Rezervasyon için: 0212 516 23 13          
www.citadelhotel.com  

--İftar Menüsü-1       Kişi başı: 59 TL (KDV dahil)
İftariyelikler: (Kaymak, Beyaz Peynir, Hurma, Siyah Zeytin, Pastırma, Bal, Reçel, Domates, Salatalık, Yaprak sarma);
Çorbalar: Ezogelin Çorbası veya Düğün Çorbası
Ara Sıcak: Izgara Sucuk
Ana Yemek: Tereyağlı pilav ve sebze sote eşliğinde Piliç Külbastı
Tatlılar: Güllaç, Dondurmalı Kadayıf veya Karpuz Tabağı
Limitsiz İçecekler: Kızılcık Şerbeti, Ayran, Meşrubatlar, Meyve Suları, Çay servisi
Kişi başı: 59 TL (KDV dahil)

--İftar Menüsü-2        Kişi başı: 69 TL (KDV dahil)
İftariyelikler: (Kaymak, Dil Peyniri, Beyaz Peynir, Hurma, Siyah Zeytin, Pastırma, Bal, Reçel, Domates, Salatalık, Kuru kayısı, Yaprak sarma)
Çorbalar: Ezogelin Çorbası veya Düğün Çorbası
Ara Sıcak: Izgara Sucuk Tabağı
Hamur işi: Kıymalı gül böreği,
Ana Yemek: İç Pilavlı Kuzu Tandır veya Tereyağlı Pilav eşliğinde Dana Kavurma
Tatlılar: Güllaç, Dondurmalı Kadayıf veya Karpuz Tabağı
Limitsiz İçecekler: Kızılcık Şerbeti, Ayran, Meşrubatlar, Meyve Suları, Çay servisi
Kişi başı: 69 TL (KDV dahil)

Martı Filotilla ile Hisarönü’nü Keşfedin

Hisarönü Körfezi deniz tutkunları tarafından keşfedilmeyi bekliyor
Türkiye’nin en güzel koylarının bulunduğu Hisarönü Körfezi deniz tutkunları tarafından keşfedilmeyi bekliyor. Martı Marina & Yacht Club, bölgede bilinmeyen koyları tanıtmak, teknecilerin bilerek, güvenle gezmeleri için öncülük etmek adına Martı Filotilla etkinliğini gerçekleştiriyor. 27-30 Haziran’da düzenlenecek Martı Filotilla deniz tutkunları için keyifli bir keşif etkinliği olacak.  
Türkiye denizleri yat ve yelken tutkunları için sonsuz seçenek sunuyor. Hisarönü Körfezi ve çevresi de bu benzersiz ve keşfedilmeyi bekleyen yerler arasında. Martı Marina Yacht Club gizlli cennetlerin keşfi için 27-30 Haziran’da Martı Filotilla’yı düzenliyor. 


Martı Filotilla etkinliği, tekneleri özel bir rota ile bölge deniz ve koylarını keşfe davet ediyor. Martı böylelikle civar koylarda evsahipliği yaparak bölgede güvenli ve zevkli seyir alışkanlığı yaratmayı hedefliyor. Gelenekselleşmesi planlanan Martı Filotilla organizasyonu kapsamında özel deniz sohbetleri de gerçekleşecek. Bu kapsamda düzenlenecek “Dünyayı Denizden Dolaşanlar” sohbetinin konuğu ünlü tekneci Ekrem İnözü olacak. 



Martı Filotilla 26 Haziran Cuma akşamı Martı Marina & Yacht Club’da özel bir brifing ile start alacak. Filotilla katılımcıları ilk olarak burada bir araya gelecek. Ardından 27 Haziran Cumartesi günü Martı Marina - Söğüt keşfi başlayacak. Sonrasında Bozukkale, Selimiye güzergahları ile 30 Haziran Salı günü geziler son bulacak. Martı Filotilla’nın son akşamında ise bir kokteyl düzenlenecek. Gecede ayrıca Martı Marina & Yacht Club geleneksel “Dünyayı Denizden Dolaşanlar” sohbeti ünlü tekneci Ekrem İnözü’nün katılımıyla gerçekleşecek. “Dünyayı Denizden Dolaşanlar”da daha önce Tanıl Tuncel, Osman Atasoy gibi önemli isimler ağırlanmış ve büyük ilgi görmüştü. 

DOUBLETREE by HİLTON ISTANBUL PİYALEPAŞA YAŞAMIN ODAK NOKTASI OLACAK

Piyalepaşa’nın İlk 5 Yıldızlı Oteli Açılıyor 
Ofton İnşaat tarafından yaklaşık 450 yıllık geçmişiyle İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Piyalepaşa’da yaptırılan ilk 5 yıldızlı otel DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa hizmete giriyor.  


Adını 1570’lerde bölgeye cami, medrese, tekke, mektep, türbe, çarşı, hamam ve sebilden kurulu bir külliye yaptıran Piyale Mehmed Paşa’dan alan, bulunduğu konum nedeniyle her zaman ticaret ve yaşantının odak noktası olan Piyalepaşa’da; Ofton İnşaat tarafından yaptırılan ilk 5 yıldızlı otel DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor.

DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa; farklı konseptlerdeki konforlu 203 odası, huzurlu ve sakin ortamı, iş dünyasının tüm ihtiyaçlarını karşılayacak kapasitedeki toplantı salonları ve panoramik İstanbul manzarasına sahip Executive Lounge’u ile iş dünyasının ilk tercihi olmayı hedefliyor.

İskandinav Ormanları’nın Yosunları ile Nefes Alan Otel
Toplam 203 adet odası bulunan DoubleTree by Hilton Piyalepaşa İstanbul’un iç mekan dekorasyonunda İskandinav Ormanları’ndan doğallığı korunarak toplanan yosunlar kullanıyor. Misafirlere doğadan gelen yeşil ile sakin, huzurlu ve nefes alabilen bir ortam sunuluyor. Yüksek tavanı sayesinde güneş ışığıyla dolacak olan lobinin yosun bulunan duvarlarında küçük şelaleler yer alacak. Misafir katında yer alan koridorların lobiye hakim manzara ise otelde konaklayan misafirlerin her daim sosyal olmasına olanak tanıyacak.

Aynı zamanda Leed Sertifikası adayı olan DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa misafirleri; kapalı havuzdan hamama, fitness centerdan masaj ve bakım odalarına kadar tüm sağlık ve spor ihtiyaçlarına sahip olacak. Otelde konaklayacak misafirler, Roof katında bulunan toplam 80 kişi kapasiteli Executive Lounge’dan ise İstanbul manzarasının tadını çıkartacak. 

Toplantıların yeni merkezi Piyalepaşa olacak
Dünyanın sayılı meydanlarından biri olan Taksim’in yanı başında, çevreyolu bağlantılarına, D-100 karayoluna, metro ve metrobüs gibi toplu taşıma araçlarına ulaşım kolaylığı sunan, Dolmabahçe ve Kağıthane tünellerine, Çağlayan Adliyesi ve hastanelere yakın konumuyla ön plana çıkan Piyalepaşa’da konumlanan DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa iş dünyasının tercih edeceği önemli bir lokasyon olacak. Otel, bulunduğu konum nedeniyle Haliç, Beyoğlu İstiklal Caddesi, Karaköy, Kabataş, Nişantaşı ve Beşiktaş gibi şehrin merkezi noktalarına eşit uzaklıkta ve kolay ulaşım imkanı sunacak. 

DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa’nın en büyük özelliklerinden biri ise 550 metrekare alana sahip, sütunsuz ve ileri teknoloji ile donatılmış balo salonu olacak. Balo salonu, beşe ayrı parçaya bölünerek 400 kişiye kadar birbirinden farklı gruplara toplantı imkanı sağlayacak. 

İstanbul’un yeni Turizm bölgesi Piyalepaşa Değerleniyor
DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa’nın bulunduğu bölgede başlayan kentsel dönüşüm ileİstanbul’un en eski ve değerli semtlerinden Piyalepaşa, eskiden olduğu gibi ticaret ve sosyal yaşamın odak noktası olacak.

Piyalepaşa ve çevre bölgeleri konumu itibariyle İstanbul’un ihtiyaç duyduğu bir dönüşüm sürecine girerek gelişimini turizm yönlü olarak gerçekleştiriyor. İnşaatına başlanan Salıpazarı Kruvaziyer Limanı Projesi, Haliç Yat Limanı Projesi, Koç Çağdaş Sanat Müzesi ve Polat Holding Gayrimenkul Yatırımı ile bölgede sadece mekansal değil, ekonomik, sosyal ve kültürel bir dönüşüm yaşanıyor. Ayrıca 1893’te ibadete açılan Panayia Evangelistria Kilisesi ise yine bölgenin turizm potansiyelini artıran bir diğer unsur olarak gösteriliyor.

Yazın keyfini Hilton İstanbul Bosphorus’ta çıkarın

Yemyeşil bahçesi, muhteşem Boğaz manzarası, 60. yıla özel lezzetleri, dünya mutfaklarının seçkin örneklerini sunun restoranları ve şehrin en büyüklerinden biri olan yüzme havuzu ile Hilton İstanbul Bosphorus bu yaz konuklarına keyifli anlar yaşatacak.

Tam 60 yıl önce, 11 Haziran 1955’te kapılarını açan Türkiye’nin ilk uluslararası beş yıldızlı oteli Hilton İstanbul Bosphorus yaza hazır! Otel, yemyeşil bahçesi ve harika Boğaz manzarasıyla şehrin merkezinde huzur vaat ederken, ünlü tasarımcı Rıfat Özbek’in imzasını taşıyan yastıklar kullanılarak dekorasyonu yenilenen otelin Verandası da konukları dinlenmeye davet ediyor. Hilton İstanbul Bosphorus’ta dileyenler ayrıca Executive Chef Andreas Scheuregger ve Yiyecek & İçecek Müdürü Hasan Sabuncu’nun, otelin açıldığı 1955 yılındaki menülerden esinlenerek hazırladıkları özel 60. Yıl Menüsü’ndeki lezzetleri tadabilir ve 60. Yıl Kokteylleri’ni yudumlayabilirler. Özellikle Lady Hilton kokteyli denenmesi gereken kokteyllerden.


Biraz daha “uzaklara gitmeyi” arzu edenler içinse iki alternatif mevcut. “İstanbul’un en iyi Çin Restoranı” ödülüne sahip Dragon Restaurant ve Lübnan mutfağının en seçkin örneklerini sunan Al Bushra Restaurant. Enfes yemeklerin yanı sıra ferah bahçe ve eşsiz Boğaz manzarası her iki restoranı daha da cazip kılıyor!

HAVUZDA SERİNLEYİN
Sıcak yaz günlerinde serin sularda serinlemek isteyenler için de doğru Hilton İstanbul Bosphorus’un yüzme havuzu. Hilton markasının kurucusu Conrad N. Hilton’un ayak izi şeklinde tasarlanan, şehir merkezindeki en büyüklerinden biri olan havuzdan hafta içi yararlanmak isteyenler tek kişi için 120 TL, çift kişi için 220 TL ödüyor. Cumartesi - pazar giriş ücreti tek kişilik 200 TL, çift kişilik ise 390 TL. Hafta sonunda havuz başında barbekü partileri de düzenleniyor; havuzdan yararlanmak ve barbekü keyfi sürmek isteyenler tek kişilik ücret 250 TL, çift kişilik 490 TL. Üstelik sıcak yaz günlerinde serin limonata da Hilton İstanbul Bosphorus’un ikramı. Günde iki defa ücretsiz soğuk havlu servisi de yapılan havuzda ve çocuklar için özel oyun alanı da bulunuyor.

UNUTULMAZ DÜĞÜNLER
Otel, bu yaz dünya evine girmeyi hazırlananları da unutmadı. Kristal avizeleriyle Balo Salonu, özel aydınlatmalı Şadırvan Salonu, nefes kesen manzarasıyla Fatih Salonu ve 3 bin kişi kapasiteli Convention Center’ın yanı sıra açık havada kutlama yapmak isteyenler Boğaz’a hakim Şadırvan Teras’ı, havuz başını veya Gün Bahçesi’ni tercih edebilir. Ya da dilerseniz Hilton İstanbul Bosphorus’un deneyimli Özel Davetler ve Dış İkramlar Ekibi dilediğiniz mekanda size kusursuz bir organizasyon, unutulmaz bir düğün gecesi yaşatabilir.

Buzlar Ülkesi İzlanda’yı Keşfetme Zamanı

Soğuk iklimi, kutu gibi dizilmiş binaları, renkli bir o kadar da hüzünlü gün batımı ile bir ada ülkesi olan İzlanda’yı keşfetmenin tam zamanı. 17 Haziran'da bağımsızlığının 71. yılını kutlayan kutup ülkesi İzlanda'da haziran ayında 18 gün boyunca güneş batmıyor.


Kışın ortalama -39 derece soğukluğun görüldüğü Vikinglerin ülkesi İzlanda’nın, en güzel keşif zamanı ortalama sıcaklığın 11 derece olduğu 18 haziran ve temmuz ayları.
Doğa harikası şelaleleri, mavi göl olarak adlandırılan dünyanın en güzel termal gölü blue lagoon’u, volkanları ve ilginç kültürüyle buzlar ülkesi İzlanda’yı keşfe hazır mısınız?

Türkiye’ye uçakla sadece 5 saat 20 dakikalık uzaklıktaki İzlanda’ya uçuş ve konaklamalar için 9 taksit ve yüzde 10 indirim kampanyası yapan online seyahat asistanı, bavul.com’a göre;  İzlanda’ya ziyaret için en doğru zaman Haziran ayında başlıyor. Bavul.com Türkiye Müdürü Mazhar Özsoy, kutup ülkesi İzlanda’yı ziyaret etmek isteyenlere Haziran ve Temmuz aylarını öneriyor. Buzlar ülkesi İzlanda’nın dünyanın bir çok yerinden ziyaretçi akınına uğradığını ancak Türklerin özellikle yaz aylarını tercih ettiğini kaydeden Özsoy şöyle dedi:

“İzlanda’ya her zaman ziyaretçi akını var. Ancak kış aylarında -39 dereceye yükselen soğuklar nedeniyle Türk ziyaretçiler zorlanabilir.Bu nedenle bu ülkeye ziyaret için en uygun zaman haziran ayında başlıyor. Sıcaklığın 11 dereceye yükseldiği haziran ayında 18 gün boyunca güneş hiç batmıyor. Biz de bavul.com olarak yaz aylarında indirim kampanyası yapıyoruz. Ayrıca haziran ayında geleneksel sanat festivali yapılıyor ve büyük ilgi görüyor.”

Ordusu bulunmayan ülke
 9. yüzyılın sonlarında Norveçli Ingólfur Arnarson tarafından keşfedildiği söylenen adanın, ilk sakinleri Vikingler olmuş. Zamanla yaşanan anlaşmazlıklar ve iç çatışmalar sonrasında ada bağımsızlığını kaybetmiş ve Norveç egemenliği altına girmiş. 14. yüzyılda Norveç’in Danimarka tarafından ele geçirilmesiyle bu sevimli ada Danimarka topraklarına katılmış. İzlanda’nın başkenti Reykjavik. Önceleri ticari anlamda Danimarka’ya bağlı olan şehir, sonraki yıllarda tamamen ülkenin egemenliği altına girdi. Şehirde, 17. yüzyıl hastalık, volkan patlamaları ve salgınlarla geçti. II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere tarafından işgal edilen topraklar, 1941’de Amerika’nın eline geçti. 17 Haziran 1944 ise bu toprakların tanındığı tarih olarak tarihe geçti.

Cumhuriyet ile yönetilen  İzlanda'da ordu yok. Nüfusu ise sadece 323 bin. Nüfusun büyük çoğunluğu 170 bin kişi ise başkent Reykjavik'de yaşıyor.

Cennet göller, volkanlar, altın şelaleler: Doğanın en güzel manzaralarına tanıklık edeceğiniz İzlanda'da, safari gezilerinden trekking'e, tarihi keşiflerden müze turlarına kadar onlarca renkli ve eğlenceli aktivite yapılabiliyor.

Geysir Ulusal Parkı: Hala aktif olan bölgede, buzulların içinden fışkıran sularla unutulmaz bir keyfe tanıklık edebilirsiniz.

Gullfoss (Altın Şelale): 10bin yıllık şelale görkemli görüntüsü ile binlerce ziyaretçinin akınına uğruyor.

Kuzey Işıkları: Eğer doğru zamanda doğru yerdeyseniz kuzey ışıklarının rengarenk ışık oyunlarına tanıklık edebilirsiniz. Kafanızı gökyüzüne çevirmeniz yeterli.

Blue Lagoon: Mavi sularıyla beyaz kar  manzaralarına eşlik eden bu göl, yaz kış 38 derece suya sahip. Karla kaplı zamanlarda bile ziyaretçi akınına uğrayan Blue Lagoon’un termal zengin  suyu gençleştirip güzelleştiriyor. Jeotermal deniz suyu olan Mavi Göl, dünyanın her yerinden turistlerin gençleşmek, tedavi olmak, İzlandalıların ise sosyalleşmek  için ziyaret ettikleri bir göl. Filmlere de konu olan Mavi Göl, adını mavi sularından alıyor. Kapalı mekanlardaki termal sular gibi kokusu ve sıcaklığıyla bunaltmayan Blue Lagoon'da saatlerce vakit geçiren ziyaretçiler, çeşitli kokteyller içerek hem dinlenip hem de ciltlerini yeniliyorlar.

Reykjavik City Hall: 20. yüzyıl İzlanda mimarisinin önemli örneklerinden olan bina, Reykjavik’da gezilecek noktalar arasında ilk sıralarda geliyor.

Hallgrímskirkja Kilisesi: Mimari detaylarıyla büyüleyen yapı, şehrin en önemli kiliselerinden

Reykjavik Açık Hava Müzesi:
Bu müzede, şehrin tarımcılık geçmişine doğru bir yolculuk yapılabiliyor.

National Gallery: 19. ve 20. yüzyılda yaşamış İzlandalı sanatçıların eserlerinin bulunduğu müze, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Köpek balığı çorbası ile ziyafet !
Deniz mahsulleri ve av etleri ile ünlü İzlanda’da kendinize bir ziyafet çekebilirsiniz. Fiyatların makul olduğu İzlanda'da, özel tatlar denemek isterseniz köpekbalığı kanadı çorbasını deneyebilirsiniz.
Fishmarket Restaurant: Taze ve lezzetli deniz ürünlerini deneyebilirsiniz.MAR Restaurant: Şehrin liman bölgesinde yer alan mekanda, Avrupa mutfağından lezzetler bulmak mümkün.

Gece hayatı canlı
Uzun kış geceleri ve bitmeyen yaz günleri yaşanan şehirde gece hayatı da hiç uyumuyor. Partiler, canlı performanslar ve DJ’ler eşliğinde organizasyonlar ile gece hayatı sizi bekliyor. Reykjavik’te eğlence mekanları içerisinde en favori olanları Cafe 22, Kaffibarin, Rex Bar, Pravda ve Vegamot olarak sıralanabilir. içerisinde en favori olanları Cafe 22, Kaffibarin, Rex Bar, Pravda ve Vegamot olarak sıralanabilir.Şehirde birçok festival düzenleniyor. Mayıs ve haziran ayları arasında düzenlenen Reykjavík Arts Festivali’ne katılabilirsiniz. Eşcinsel Festivali Ağustos’ta, Uluslararası Film Festivali Ekim’de, Jazz Festivali ise Eylül’de.

Tren yolu yok ama ulaşım kolay
Uluslararası Havaalanı ile şehir merkezi arası ortalama 45 dakika mesafede. Otobüs terminalinden kalkan havaalanı servisleri ilk tercihiniz olabilir. Bu otobüsler sizi şehir merkezine ya da yol üzerindeki otelinize bırakabiliyor. Biletleri havaalanından ya da online olarak satın alabilirsiniz. Gray Line Havaalanı ekspres otobüsleri ise daha sık kalkıyor. Havaalanı ile merkez arası mesafe biraz uzun olduğu için taksi çok tercih edilmese de servisleri kaçırırsanız pratik bir alternatif olabilir.

Burgan Bank’tan Turizm Sektörüne 10 Yıla Kadar Vade Fırsatı!

Burgan Bank’tan Turizm Kredisi ve Hizmet Paketleri
Burgan Bank, Türkiye ekonomisinin en önemli sektörlerinden turizme özel avantajı bol ‘Turizm Kredisi ve Hizmet Paketleri’ sunuyor. Otellere yönelik bu Turizm Kredisi’nde 10 yıla kadar vade seçeneği, 2015 yılında sadece faiz ödemesi ve cazip bankacılık paketleri yer alıyor.  


Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın en güçlü bankalarından Burgan Bank Grubu’nun Türkiye iştiraki olan Burgan Bank, turizm sektörünü sahiplenerek bu sektörün büyümesi ve gelişmesi için yeni ürünler geliştiriyor, yerli ve yabancı yatırımcıları desteklemeye devam ediyorİşletmecilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde tasarlanan Turizm Paketi kapsamında, turizm sektöründe faaliyet gösteren otellere TL, Euro ya da USD cinsinde, 10 yıla kadar vadeli kredi imkânı sunuluyor. Uygun faiz oranlarına sahip kredinin işletmelere sağladığı avantajlardan bir diğeri ise 2016 Haziran’a kadar anapara ödemesi yapılmıyor.Gerek bireysel bankacılık alanlarında, gerekse kurumsal ve ticari bankacılık alanlarında müşterilerinin ihtiyaçlarını doğru analiz ederek ürün geliştirmeyi misyon edinen Burgan Bank, hayata geçirdiği avantajlı turizm kredisinin dışında, müşterilerinin hayatlarını kolaylaştıracak Oda Kahvaltı Paketi ve Ultra Her Şey Dâhil Paketi olarak adlandırdığı cazip bankacılık hizmet paketlerini de sunuyor. 


 “Oda Kahvaltı Paketi”ni tercih eden otel işletmecileri; bir yıl boyunca ilk 25 yapraklık çek karnesini, Burgan Bank çeklerinde çek tahsilatını, internet şubesi ve çağrı merkezi kullanılarak yapılan 60 adet EFT ve havale işlemlerini ücretsiz yaparken, 1 adet hesap için hesap işletim ücreti muafiyetinden faydalanabilecekler. “Ultra Her Şey Dâhil Paketi”ni tercih eden otel işletmeleri ise; bir yıl boyunca ilk 25 yapraklık çek karnesini, Burgan Bank çeklerinde çek tahsilatını, internet şubesi ve çağrı merkezi kullanılarak yapılan 60 adet, şubeden yapılan 40 adet EFT ve havale işlemini ücretsiz yaparken, 1 adet hesap için hesap işletim ücreti muafiyetinden de faydalanabilecekler. 

Perakende Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Pınar Kuriş, “Burgan Bank olarak turizm sektörüyle özel olarak ilgilendiğimizi ve sahiplendiğimizi her fırsatta dile getiriyoruz. Bu sektörü sahiplenmemizin temel nedeni, turizm sektörünün ülkemizin gelişmesinde, kalkınmasında ve tanınmasında büyük bir rol oynamasıdır. Dolaysıyla, turizm sektörüne gönül vermiş olan yatırımcıların, işletmecilerin yanında olmak ve onları desteklemek de bizim için ayrı bir önem taşıyor. Turizm Kredisi sayesinde otel işletmecileri, 10 yıl gibi uzun bir vade seçeneği ile cazip faizli kredi kullanarak nakit ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. 

Üstelik bu kredi, 2016 Haziran ayına kadar anapara ödemesiz olup 2015 sonbaharda sadece faiz ödemeli bir kredi. Ayrıca isteyen müşterilerimiz kapsamlı ve avantajlı bankacılık hizmet paketlerimizden de yararlanabiliyorlar. Deneyimlerimiz ve müşteri ilişkilerimizden bildiğimiz üzere her müşterinin kullandığı bankacılık işlemleri bir diğerinden farklı oluyor. Bu nedenle bankacılık hizmet paketlerini de Oda Kahvaltı Paketi ve Ultra Her Şey Dâhil Paketi olarak iki farklı alternatifle müşterilerimize sunduk. Otellere yönelik hazırladığımız bu kredi ve cazip bankacılık hizmet paketleri ile müşterilerimizin nakit ihtiyaçlarını karşılayarak rahat nefes alacaklarına inanıyoruz. 2015 yazının tüm turizm sektörü için hareketli, bol kazançlı ve hem turizmcileri,  hem de tatilcilerin yüzünü güldürerek geçmesini temenni ediyoruz” dedi. 

37. Moskova Uluslararası Film Festivali (19-26 Haziran 2015)

Türkiye Sineması Tarih Yazıyor
Rusya’nın Oscar’ları olarak anılan Moskova Uluslararası Film Festivali, otuz yedinci kez tüm dünyada sinema sanatına gönül verenleri çatısı altında buluştururken, festival tarihinde ilk kez bu yıl; “CINEMA OF TURKEY - YESTERDAY AND TODAY” adı altında Türkiye bölümü açıldı. Ülkemiz sinemasını temsilen Cinema of Turkey platformu tarafından seçilen 10 film, 19-26 Haziran tarihleri arasında Moskova’da izleyicilerle buluşacak. Katılımcılar arasında Uğur Yücel, Tolga Karaçelik, Emre Tanyıldız, Ahmet Mümtaz Taylan, Mert Fırat ve Feyyaz Duman gibi önemli isimler de bulunuyor.


Cinema of Turkey’in Büyük Başarısı
Sinemanın dünyadaki en güçlü tanıtım, etki ve buluşturma araçlarından biri olduğu gerçeğinden hareketle Yapımcı Elif Dağdeviren’in kurduğu ve direktörlüğünü yaptığı “Cinema of Turkey” platformu tarafından, geçen yıl Moskova’da Türkiye Akademik Buluşmaları’nın ilk düzenlenmişti. Bu organizasyon sırasında Moskova Uluslararası Film Festivali yetkilileriyle bir araya gelen Türkiye ekibi bu sene yapılacak olan festivalin içinde; “Türkiye Sineması Seçkisi”ni gerçekleştirmek üzere çalışma yapma kararı aldılar. Alınan davete T.C. Başbakanlık ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da verdiği katkı ile güçlü bir tanıtımla katılacak olan Türkiye Sineması, bir hafta boyunca Moskova sokaklarını ve sinema sektörünün gündemini işgal edecek.  Böylece 37 yıllık tarihinde bu yıl, Moskova Uluslararası Film Festivali’nde açılan Türkiye özel bölümüyle bir ilk gerçekleşmiş olacak.

Dünden Bugüne Türkiye Sineması: “CINEMA OF TURKEY - YESTERDAY AND TODAY”
Sovyetler Birliği döneminde, 1959 yılında başlayan ve 2000 yılına kadar iki yılda bir düzenlenip ardından her yıl organize edilen Moskova Uluslararası Film Festivali’nde Türkiye sinemasını temsilen belirlenen filmlerden ilki, usta yönetmen Ömer Lütfi Akad imzasını taşıyan “Gelin-Düğün-Diyet” üçlemesinin ilk filmi GELİN… Hülya Koçyiğit’in başrolünü üstlendiği 1973 tarihli, ülkemiz sinemasının kilometre taşlarından olan “GELİN”,  Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film ödülü dahil olmak üzere toplam beş ödül kazanmıştı.

Yavuz Turgul’un yazıp yönettiği ve başrol oyuncularından Uğur Yücel’e 1987 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazandıran “MUHSİN BEY” ile dünya prömiyerini 63. Berlin Film Festivali’nde gerçekleştiren, Uğur Yücel’in senaryosunu yazıp yönettiği “SOĞUK” da Moskova’ya giden filmler arasında. Nuri Bilge Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı ve 2003 yılında Cannes Film Festivali'nde Büyük Ödül'ü kazandığı “UZAK”; 2010 tarihli Tolga Karaçelik’in yönetmenliğini üstlendiği ve Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İlk Film ödülünü aldığı “GİŞE MEMURU” filmi de Rusya’da, beyaz perdeye tekrar yansıyacak.

Ünlü oyuncu Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği, uluslararası festivallerde En İyi Film, En İyi Oyuncu dahil pek çok ödül alan 2012 tarihli “KELEBEĞİN RÜYASI”; Kaan Müjdeci’nin yönettiği, 71. Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan ödülünü ülkemize getiren  “SİVAS”; Erol Mintaş’a geçen yıl Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi İlk Film ve başrol oyuncusu Feyyaz Duman’a En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazandıran “ANNEMİN ŞARKISI” da uluslararası bu yolculukta ülkemizi temsil edecek filmlerden. Geçen yıl, İstanbul Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü alan Tayfun Pirselimoğlu’nun yönettiği “BEN O DEĞİLİM” ve ünlü yönetmen Derviş Zaim’in yönettiği 2014 tarihli  “BALIK” filmi de Rusya’ya gidiyor.

Türkiye sineması açısından bir ilk olan bu önemli organizasyonla ilgili olarak Direktör Elif Dağdeviren; “Türkiye sinemasının dünya ile doğru organizasyonlarda ve güçlü bir şekilde buluşmasına verdiğimiz önem bizi Moskova Uluslararası Film Festivali gibi saygın ve köklü bir festivalin içinde özel bir bölümü gerçekleştirme onuruna kavuşturdu. Sanırım bundaki en önemli nedenlerden biri Kasım 2014’te Moskova VGİK üniversitesinde Türkiye Sineması Dünya Akademik Buluşmaları çerçevesinde yaptığımız programın başarılı yankıları oldu. Nitekim bu organizasyonda da benzer bir başarı elde edersek bu hem başka önemli organizasyonların kapısını böyle saygın ve güçlü bir şekilde açabilecek, hem de Türkiye sinemasının seçilmiş başarılı örnekleri sayesinde Rusya başta olmak üzere çeşitli ülkelerde filmlerimizin dağıtımından, yeni işbirlikleri kurulmasına kadar birçok olanağı olası hale getirecektir. ” dedi.

37. Moskova Uluslararası Film Festivali’ne; ülkemiz sinemasını temsilen 10 film ve güçlü isimler katılıyor. Bu isimler arasında Uğur Yücel (Muhsin Bey-Soğuk), Tolga Karaçelik (Gişe Memuru), Emre Tanyıldız (Soğuk),  Ahmet Mümtaz Taylan (Kelebeğin Rüyası), Mert Fırat (Kelebeğin Rüyası) ve Feyyaz Duman (Annemin Şarkısı) da bulunuyor.

Türk mutfağının geleneksel lezzetleri Ramazanda Dedeman İstanbul’da

Ramazan sofralarına tat katacak menüleri ile Dedeman İstanbul, 65 TL’den başlayan farklı damak tatlarına uygun benzersiz lezzetleri ile iftarını açmak isteyenleri bekliyor. Dedeman İstanbul, Ramazan boyunca geleneksel Dedeman misafirperverliği ile özel menüleriyle iftarda da konuklarını ağırlıyor. Dedeman İstanbul, Osmanlı ve Türk mutfağından oluşan zengin açık büfesinde geleneksel iftar lezzetlerini bir araya getiriyor.


Dedeman İstanbul’un 7 farklı menüsü farklı damak zevklerine sahip konuklar için birçok alternatifi bir araya getiriyor. Geleneksel serpme iftariyeliklerin her menüde olduğu set menülerde; Piliç Kavurma, Fırında Piliç Topkapı, Kuzu Tandır, Izgara Antrikot, Hünkar Beğendi Kebabı, Dana Rosto, Püreli Tas Kebabı gibi ana yemek seçenekleri, leziz çorbalar, ara sıcaklar ve tatlılar ile birlikte sunuluyor. Dedeman İstanbul’un 100 kişilik Turkuaz Restoran ve panoramik Boğaz manzarasına sahip Roof Restoran’ında birbirinden leziz 7 farklı iftar menülerinin fiyatları 65 TL ile 95 TL arasında değişiyor.

Türk mutfağının geleneksel lezzetleri Ramazanda Dedeman İstanbul’da

Ramazan sofralarına tat katacak menüleri ile Dedeman İstanbul, 65 TL’den başlayan farklı damak tatlarına uygun benzersiz lezzetleri ile iftarını açmak isteyenleri bekliyor. Dedeman İstanbul, Ramazan boyunca geleneksel Dedeman misafirperverliği ile özel menüleriyle iftarda da konuklarını ağırlıyor. Dedeman İstanbul, Osmanlı ve Türk mutfağından oluşan zengin açık büfesinde geleneksel iftar lezzetlerini bir araya getiriyor.


Dedeman İstanbul’un 7 farklı menüsü farklı damak zevklerine sahip konuklar için birçok alternatifi bir araya getiriyor. Geleneksel serpme iftariyeliklerin her menüde olduğu set menülerde; Piliç Kavurma, Fırında Piliç Topkapı, Kuzu Tandır, Izgara Antrikot, Hünkar Beğendi Kebabı, Dana Rosto, Püreli Tas Kebabı gibi ana yemek seçenekleri, leziz çorbalar, ara sıcaklar ve tatlılar ile birlikte sunuluyor. Dedeman İstanbul’un 100 kişilik Turkuaz Restoran ve panoramik Boğaz manzarasına sahip Roof Restoran’ında birbirinden leziz 7 farklı iftar menülerinin fiyatları 65 TL ile 95 TL arasında değişiyor.

RAFFLES ISTANBUL ZORLU CENTER, ZENGİN İFTAR MENÜSÜYLE RAMAZAN AYINDA KONUKLARINI AĞIRLAYACAK

Şehrin merkezindeki lokasyonuyla kısa sürede yerli ve yabancı misafirlerin tercihi olan Raffles İstanbul Zorlu Center, İstanbul’un en iyi çağdaş Türk lokantalarından Rocca Restaurant’ın özel iftar menüleri ile Ramazan’ı karşılamaya hazır.


“Lüks ne yaptığınızla değil, nasıl hissettiğiniz ile ilgilidir” felsefesiyle İstanbul’a “duygusal lüks” kavramını taşıyan Raffles, bu yıl Ramazan ayında iftar için nezih ve lezzetli bir adres arayanlara, otelin Executive Chef’i Ali Ronay yönetimindeki Rocca Restaurant’ta, fasıl müziği eşliğinde lezzetli bir iftar menüsü sunuyor.


Türk mutfağının lezzetlerini modern bir yorumla sunarak kısa sürede şehrin en çok tercih edilenlerinden biri haline gelen Rocca Restaurant, Ramazan’a özel olarak hazırlanan geniş açık büfe menüsü ve restoranın ferah ve şık atmosferinde keyifle dinlenecek geleneksel canlı fasıl eşliğinde, konuklarını keyifli bir iftar sofrasına davet ediyor. Soğuk ve sıcak başlangıçların, çorba ve iftariyeliklerin yanı sıra, turşu,  yerli peynir ve böreklere kadar uzanan açık büfede, ana yemek ve tatlılardan başka; Hatay lezzetleri, et ve dondurma istasyonları da mevcut.Çay, kahve, ayran, şerbet, limonata gibi tüm meşrubatların dahil olduğu açık büfe iftar menüsünün fiyatı, kişi başı fiyat 145TL.

KALABALIK İFTARLAR İÇİN…
Raffles İstanbul Zorlu Center’da Ramazan ayı boyunca, iş arkadaşları, şirket iftarları ve küçüklü büyüklü gruplar için özel salonlar ve 700 kişi yemek kapasiteli balo salonunda da iftar set menüleri ve açık büfeleri sunulabilecek.
Rezervasyon için; 0212.924 02 00