18 Mart 2015 Çarşamba

Haldun Taner'in 100. Yaşı Kadıköy'de Kutlandı

Tiyatro ve edebiyat dünyasının usta isimlerinden Haldun Taner doğumunun 100.  Yılında Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenen etkinlikle anıldı. Gecenin en güzel süprizlerinden biri uzun süre sonra ilk kez birlikte sahneye çıkan Zeki Alasya ve Metin Akpınar oldu. 16 Mart Pazartesi Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma etkinliğine sanat ve edebiyat dünyasının usta isimleri ve çok sayıda Kadıköylü katıldı.


Kurgusunu ve metnini Gazeteci yazar Zeynep Oral'ın hazırladığı gecenin sunumunu yazar  tiyatro sanatçısı Orhan Alkaya ile birlikte yaptı.  Haldun Taner'in anılarından kurgulanarak hazırlanan gecede  yazarın doğumu, ilk gençliği edebiyata merakı kendi anlatımlarından Orhan Alkaya ve Zeynep Oral tarafından seslendirildi. İlk olarak Cüneyt Türel'in sesinden Haldun Taner'in anlatıldığı video gösterimiyle başlayan gecede yazarın edebiyatçı kişiliği Doğan Hızlan, Selçuk Erez, Emre Kongar ve Üstün Akmen tarafından anlatıldı.Doğan Hızlan'ın başka bir program dolayısıyla katılamadığı gecede, Haldun Taner ile ilgili mesajı okundu. Hızlan mesajında Taner'i şu sözlerle anlattı: Gülünçle ince mizah arasındaki kıvamı bulan kişiydi. İyi yazarlar sık sık okunmalı hem edebiyat bilincimizi geliştirirler hem de insanlığımızı"

"HALDUN TANER EYLEMCİYDİ"
Hızlan'ın mesajının ardından sahneye çıkan Selçuk Erez, Taner aynı zamanda iyi bir eylemciydi. Gezi hadiselerinde genç aktivistler gibi devran dönecek AKP halka hesap verecek deyip Recep Tayyip Erdoğan'ı kızdıran aktivistlerden değildi ama kendi zamanındaki Erdoğan'ları kızdıran aktivistlerdendi." Dedi.

Üstün Akmen ise usta yazarın tiyatro oyunlarını hatırlatarak, Haldun Taner'in toplumcu bir yazar olduğuna, eserleriyle toplumun sorunlarına dikkat çektiğini ifade etti.

Taner'i anlatan bir başka isimse Emre Kongar'dı. Kongar Taner'le ilgili anılarını anlatarak ulusalla evrenseli birleştiren sanatsal kişiliği önünde saygıyla eğiliyorum dedi.

Gecenin devamında oyuncu Levent Üzümcü'nün yazarın "Konçinalar" öyküsünden okuduğu bölüm büyük beğeni topladı.

Üzümcü'nün ardından Serap Yağız ve Taner Öngür, Çiğdem Erken'in piyanosu eşliğinde Taner'in unutulmaz eseri Keşanlı Ali Destanı'nından Sinekli Dağ'ı seslendirdi.

"MERTLİKTEN SÖVER  İNSAN"
Yazar'ın Üç Ağalar eserinin de seslendirildiği gecede Keşanlı Ali Destanı'nın en sevilen bölümlerinden "Mertlik Belası" da Kıvanç Uğraşbul yorumuyla seslendirildi.

"Nota olsa Do, renk olsa Nar rengi" diye anlattığı Keşanlı Ali Destanı'nın Zarife'si Gülriz Sururi "Şamama" videosu ardından Zilli Zarife'den "Biz Dünyaya Lazımız" şarkısı  ile gecenin konuğu oldu.

Orhan Alkaya'nın Taner'in müziğe olan ilgisi ve sevgisini ifade ettiği gecede Cihat Aşkın'ın kemanı ve Mehru Ensari'nin piyanosu eşliğinde ezgiler gecenin konuğu  oldu.

Keşanlı Ali Destanı'ndan sonra Haldun Taner'in 1966 yılında kaleme ve halen güncelliğini koruyan “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım" oyunundan bir bölüm  Ali Erdoğan tarafından sahnelendi.

"HALDUN BEY BİZİ SİZE HEDİYE ETTİ"
Gecenin bir başka sürprizi ise uzun süredir aynı sahnede görülmeye. Zeki Alasya ve Metin Akpınar ikilisi oldu. Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun eşsiz ikilisi Zeki Alasya ve Metin Akpınar Türkiye'de kabare tiyatrosunun kurucusu, ilk yazarı, ilk uygulayıcısı Haldun Taner için sahneye çıktı.

Kendilerine başarılarının sırrının sorulduğunu anlatan Zeki Alasya "biz şans diyoruz Haldun Taner gibi bir anıt adamla tiyatro yapıyorsanız başarınızın nedeni şans değil de nedir" dedi.

Muhsin Ertuğrul'un Haldun Taner için "Türk Tiyatrosu ne zaman tık nefes olsa Haldun Taner oksijen yetiştirir" sözlerini hatırlatan Metin Akpınar Haldun bey bizi size hediye etti dedi.

ALASYA: BUGÜN BİR YAZSA DÖRT BEŞ GÜN SONRA YASAKLANIR
Haldun Taner'in mizahı, kişiliği ve eserleriyle örnek olduğunu anlatan ikiliden Metin Akpınar onun ileri görüşlülüğüyle ilgili  espiler yaptı. Dönemin Kültür bakanının heykellere peştemal giydirmeye çalıştığını anlatan Akpınar "Bugün kadavraya don giydiriyorlar" Dedi.
Devekuşu kaberesinden anıların anlatıldığı Zeki Alasya şöyle devam etti: "Öylesine özlüyorum ki Haldun Taner'i yeniden bir arada olsak bir oyun yazsa biz de oynasak tahmin ediyorum dört ya da beş gün sonra yasaklanır" Haldun Taner'in eşi Demet Taner'in "Demokrasi" yazısından bir bölüm okuduğu gecede yazarın "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı" oyunundan Selçuk Yöntem'de bir bölüm okudu.Gecenin sonunda tüm sanatçılar ve Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu sahneye çıkarak Haldun Taner için 100. Yıl pastasını kesti. Dakikalarca ayakta alkışlanan sanatçılar, Haldun Taner'i hep birlikte  selamladı.










Karaciğer yağlanmasına dikkat!

Kadın ve erkeklerde aynı sıklıkla görülen karaciğer yağlanmasının toplumdaki her 4-5 kişiden birinde oluştuğunu ve her zaman olmamakla birlikte, bazı durumlarda siroz gibi ciddi komplikasyonlara yol açabildiğini belirten Özel Medline Aydın Hastanesi’nden Dahiliye uzmanı Dr. Vecihe Bayrak karaciğer yağlanması ile ilgili bilgilendiriyor.


Normal sağlıklı bir insanda karaciğer hücrelerinde az miktarda yağ bulunur ve herhangi bir hastalığa neden olmaz. Ancak karaciğerde yağlanma arttığında, bazı yapısal ve fonksiyonel değişikliklere yol açar.

Karaciğer yağlanmasının nedenleri
Obezite
Şeker hastalığı
Açlık veya hızlı kilo kaybı
Wilson hastalığı
Aşırı A vitamini kullanımı
Bazı ilaçlar: Kortizon içeren ilaçlar, amiodaron, tamoksifen, diltiazem, tetrasiklin, talium, östrojenler
Gebelik
Aşırı Alkol Tüketimi
Genellikle belirti vermez

Karaciğer yağlanması genellikle hiçbir belirti vermeden sinsice ilerler. Ancak bazı hastalarda; karnın sağ üst tarafında dolgunluk hissi, halsizlik, çabuk yorulma gibi belirtiler görülebilir. Çok nadir olarak karaciğer yağlanmasına bağlı ileri karaciğer hastalığı olan insanlarda kaşıntı, iştahsızlık, sarılık ve bulantı görülebilir. Genellikle tanı başka nedenlerle yapılan karaciger fonksiyon testleri ve karın ultrasonu sonucu tesadüfen konur.

Alkolden uzak durmalı sağlıklı beslenmeli
Karaciğer yağlanmasında, bu duruma neden olan sebepler bulunur ve ortadan kaldırılır. Örneğin alkol tüketimi sonucu meydana gelen kişilerin alkol tüketimini sonlandırması gerekir. Aşırı kilolu kişilerin de ideal kilolarına kavuşmaları gerekir. Kilolu kişilerin uygulamaları gereken diyetleri konusunda mutlaka bir diyetisyen ve hekim kontrolünde olmaları, hastalığın yanlış diyet ile daha kötü seyir kazanmaması için önemlidir. Aynı zamanda yaşam tarzında değişikliklere gidilmeli  her gün tempolu bir şekilde en azından 45 dakika yürüyüş egzersizi yapılmasına özen gösterilmelidir. Sebze, balık, beyaz et gibi gıdalar tüketilmeli, fast food tarzı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Hastalar,hekim kontrolünde belli aralıklarla tetkik ve takiplerini yaptırmalıdırlar.



Aile Şirketinde 2’ci Kuşağı Profesyonel Olarak Gör, Şirketini Geleceğe Taşı!

AL Danışmanlık Genel Müdürü, Marka Yönetimi ve İnsan Kaynakları Danışmanı Ayşen Laçinel, aile şirketlerinin güçlü bekası için şirkette görev alacak 2’ci kuşakların hazırlanması gerektiğini söyledi. Şirketin omurgası ve iş süreçlerinin anlatılması noktasında, 2’ci kuşağın yetiştirilmesi gerektiğinin anlatan Ayşen Laçinel, 5 öneride bulunarak, şunları belirtti:


1-Başarılı şirket sahipleri; iş sınırları içinde çocuklarını sadece şirket çalışanı olarak görmeyi başarmalıdır.
2-Çocuklar, tanımlı bir görevle, yöneticilerine raporlayarak yetiştirilmelidir.
3-Başarısız şirketlerde, gençlerin genellikle sırtlarını babalarına dayamış oldukları bir yapı dikkat çekmektedir. Eğer bir patron, çocuğunu şirketini ileriye taşıyacak bir yönetici profili olarak görebiliyorsa, o zaman o şirkette taşlar gerçekten yerine oturuyor.
4-Başarılı şirketler, çocuklarını profesyonel olarak görebildikleri için başarılı oluyorlar. Başarılı şirketlerde, çocuklar en tepeden başlamak yerine, şirketin bütün proseslerini öğrenebilecekleri bir statüyle işe başlıyorlar.
5-Patron; çocuklarını her aşamada deneyim sahibi olmak üzere görevlendiriyor; yöneticilerinden de onları yetiştirmelerini, yönetmelerini istiyor ve takip ediyor.

Patronun, sırf kendi çocuğu olduğun için deneyimi olmadan en tepe noktalarda görev ve yetki vermemesi gerektiğinin altını çizen Ayşen Laçinel, “Bu durum, hem şirkete, hem gençlere yapılan büyük bir haksızlık oluyor” dedi.

Uluslararası Diyalog Ensütüsü (IDI) 21 Mayısta Dünya turizm için barış çağrısı yapacak

21 Mayıs'ta Çanakkalede Turizmde Barış Çağrısı
3 yıl önce Berlin'de Nuri Özaltın başkanlığında ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde kurulan Uluslararası Diyalog Ensütüsü (IDI) 21 Mayısta Dünya turizm için  barış çağrısı yapacak.
Çanakkale de 1. dünya savaşının 100 yıl anma töreni vesilesi ile 'turizmin dünya barışına katkıları' konulu uluslar arası turizm ve diyalog zirvesi gerçekleştirelecek.


Eski Alman Cumhurbaşkanı Christian Wullf ana konuşmacı olduğu toplantıya New York, Mayorka, Hurghada, Rodos, Berlin, Frankfurt, Brüksel ve Tahran'dan devlet ve belediye temsilcilerive turizmciler katılacak. Uluslararası Dialog Ensitüsü başkanı ve Gloria Otellerinin sahibi Nuri Özaltın basına yaptığı açıklamada : Biz turizmi öncelikle bir barış hareketi olarak görmek istiyoruz. Biz insanları din, dil, renk, kültür olarak ayırmadan hepsini aynı değer, sevgi ve saygı ile kuçaklamak istiyoruz. Anadolumuzun bu barış dolu şanlı topraklarında dünyada davet ettiğimiz tüm dostlarımız ile daha dost, daha arkadaş olarak sevgi içinde  yaşamak ve dünyayı bitlikte elele keşfetmek istiyoruz. Ayrıca dünya barışına olan katkısını dahada artırması için sporturizmine de geniş capta yatırm yaptığımı ictenlikle belirtmek isterim . dedi

Toplantıya büyük destek veren Alman Hiristiyan vakfı temsilcisi Prof. Dr. theol., Dr.phil. Peter Antes de : Turizm barış demektir bu barış ve diyalog zievesini çok öemsiyoruz ve harzaman diyalog ve barış düşüncelerinin yanında olacağız' dedi.Diyalog ensitüsün Genel Sekreteri ve Germanyfans Gmbh' nın sahıbi Hüseyin Baraner sözlerinde:  Barış ve insanlararası saygı turizmin değişmez anayasasıdır. Biz turizmi böyle anlıyoruz. Bunun için bu mesleği seçtik. Barış kenti Çanakkale'de tüm dünya turizmcileri ile elele kenetlenerek, hepberaber turizmde Barış  arzumuzu vurguluyacağız.Turizmde barış çağrısını bütün dünya duyacak. Bu çağrımıza ve zirvemize katılmak isteyenleri  Çanakkalede aramızda  görmek istiyoruz.



Ediz Hun Doğa-İnsan İlişkilerini anlatacak

Kadıköy Belediyesi, Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında sinema sanatçısı ve Uzman Ekolog, Ediz Hun’u ağırlayacak.Kadıköy Belediyesi’nin su, hava ve doğa kaynaklarının korunmasına ilişkin farkındalık etkinlikleri sürüyor.


Kadıköy Belediyesi Çevre Koruma Ve Kontrol Müdürlüğü “Dünya Su Günü”nde etkinlikleri kapsamında bir seminer düzenleyecek"Sosyoekonomik Kalkınmada Doğa-İnsan İlişkileri" başlıklı seminerin konuğu ise sinema sanatçısı, Okan Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Uzman Ekolog, Ediz HUN. 19 Mart 2015 Perşembe günü Kozyatağı Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek seminerde Ediz Hun, ekonomik kalkınmada insan ve doğa ilişkileri ve su kaynaklarının korunması hakkında bilgi verecek.
Tarih: 19 Mart 2015
Saat: 14:00-16:00
Yer: Kozyatağı Kültür Merkezi


ICF Airports “Havaalanı Karbon Akreditasyonu” Programında Avrupa’da ve Dünya’da sayılı havaalanları arasında

ICF Airports Antalya Havalimanı, Avrupa Havaalanları Birliği (ACI) tarafından sera gazları salınımı nedeniyle ortaya çıkan zararları minimize etmek üzere 2009 yılında başlatılan “Havaalanı Karbon Akreditasyonu”  programında planlı ve kararlı yürüyüşü ile bu yıl en üst seviyeye ulaşmıştır.2009 yılından beri Avrupa Havaalanları Birliği projesi kapsamında karbon emisyonunu azaltma çalışmalarını sürdüren ICF Airports Antalya Havalimanı,  2010 yılında “Mapping” (karbon kaynaklarının haritası) Seviye 1,  2011 yılında “Reduction” (karbon emisyon azaltımı) Seviye  2  ve 2012 ylında “Optimization” (optimizasyon) Seviye 3 safhasına ulaştı. ICF Airports 2013 ve 2014 yıllarında ise bu başarısını sürdürerek Seviye 3 belgesini yeniledi. 2015 yılında ise en üst düzey olan Seviye 3+ “Neutrality” (karbon emisyon sıfırlama)  belgesini almıştır. Bu seviyeye ulaşmak için; kendi faaliyetlerinden dolayı ortaya çıkan toplam salınımı sıfırlamak amacıyla yenilenebilir enerji üretim yatırımlarına önemli mali destek yapmış, aynı zamanda da iş ortaklarının emisyonlarının düşürülmesi için işbirlikleri ve katkılar sağlanmıştır.


Avrupa yolcu trafiğinin yaklaşık 60%’ını  ağırlayan 90 havaalanı bu belgeye sahip olup, -2013 Temmuz-2014 Haziran dönemi ACI raporunda belirtildiği gibi; söz konusu dönemde 311 bin ton civarında toplam karbon salınımı azaltımı gerçekleştirilmiştir. Bu miktar 129.800’den fazla konutun bir yıllık enerji kullanımına ya da bir yıl süre ile 76.800’den fazla aracın trafikten uzaklaştırılmasına eşittir. Gene aynı yıllarda akredite havaalanları tarafından 181,496 ton CO2 sıfırlanmıştır (off set).Havalimanı karbon akreditasyonunun en üst seviyesinde Avrupa’da 20 adet akredite havalimanı bulunmakta olup, bunlardan bazıları; Roma-Fimuçino, Oslo, Trondheim, Venice, Amsterdam, Milan-Malpensa ve Linate, Swedavia’ya bağlı 10 havalimanı ve Antalya Havalimanı’dır.

ICF Airports Antalya Havalimanı, 2011 yılından bu yana kendi faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 salınımını düşürmenin yanı sıra iş ortaklarının da CO2 emisyonlarını düşürmeleri için önemli işbirlikleri yapmaktadır. İş ortakları ve sektör temsilcilerine verilen seminerler, eğitimler, sosyal sorumluluk projeleri, yenilenebilir kaynaklardan enerji üretim projeleri, teknolojik sistemlerin kullanımı, enerji tasarruf projeleri, atıkların geri dönüşümü, doğal sistemin korunması için yapılan çalışmalar ve yeni yutak alanları yaratma çalışmaları bu kapsamda sayılabilecek en önemli konulardan bazılarıdır. 2014 yılında iş ortakları ile yapılan işbirliği sonucu uçak emisyonlarında 11.505 ton CO2 azaltımı sağlanmıştır. Azaltılan bu miktar ICF Airports’un 1 yıllık toplam emisyonunun %65’i oranındadır. Sözkonusu bu miktar yaklaşık 2.850 aracın bir yıl süre ile trafikten uzaklaştırılması anlamına gelmektedir.ICF Airports’un kendi faaliyetlerinden kaynaklı 2014 yılı toplam emisyonu 17.703 ton CO2,  kişi başı emisyonu ise  0,633 kg CO2 tir. Son 3 yıllık kişi başı ortalama emisyon miktarı olan 0,674 kg CO2 ile 2014 yılı verisi kıyaslandığında %6 düşüş gerçekleştiği görülecektir.Sürdürülebilir çevre stratejisi ve entegre yönetim sistemleri politikalarıyla İş Sağlığı ve Güvenliği, Kalite, Çevre ve Müşteri Memnuniyeti ve Şikayet Yönetimi alanlarında dört farklı TSE belgesine sahip havalimanı olan ICF Airports, “Havaalanı Karbon Akreditasyonu’ nun” en üst seviyesine yükselerek Türk Havacılık sektörüne örnek olmaktadır.

SAĞLIĞINIZ İÇİN SOFRADAN TUZU KALDIRIN

Sağlıklı bir hayat için günde en fazla 5 gram tuz tüketilmesi gerektiği bilgisini veren, Bursa Halk Sağlığı Müdürü Dr. Özcan Akan, aşırı tuz tüketiminin ciddi kronik hastalıklara sebep olabileceğini söyledi.
 


BURSA-Sağlıklı bir hayat için günde en fazla 5 gram tuz tüketilmesi gerektiği bilgisini veren, Bursa Halk Sağlığı Müdürü Dr. Özcan Akan, aşırı tuz tüketiminin ciddi kronik hastalıklara sebep olabileceğini söyledi.Bursa Halk Sağlığı Müdürü Dr. Özcan Akan, fazla tuz tüketiminin sağlık üzerinde olumsuz etkilerine yönelik kamuoyunda farkındalık oluşturulması ve aşırı tuz tüketiminin azaltılması amacıyla kutlanan ‘Tuza Dikkat Haftası’ kapsamında açıklamalarda bulundu.
Tuzun, dünyada en önemli halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen kronik hastalıkları tetiklediğini belirten Dr. Akan, “DSÖ; yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde en fazla 5 gram yani bir çay kaşığı olarak önermektedir. Bu miktar ise yemeklere tuz eklenmeden doğal olarak günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerle sağlanmaktadır. Ülkemizde 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre kişi başı günlük tuz tüketim miktarının 15 gram olduğu görülmüştür. Bu miktar günlük alınması gereken tuzun üç katına karşılık gelmektedir” dedi.

Tuzu Azaltmanın Yolları
Tuzlu besinleri tercih etmenin sonradan öğrenilen bir alışkanlık olduğunu ve bireyin az miktarda tuz tüketimine kısa sürede alışabileceğini vurgulayan Dr. Akan,“Daima taze ve tuz eklenmemiş besinleri tercih ederek, taze sebze ve meyve tüketiminizi arttırın. Ev dışında yemek yiyorsanız az tuzlu besinleri tercih edin. Tuz içeriği yüksek olan konserve besinleri daha az tüketin. Yemeklerin tadına bakmadan tuz eklemeyin ve masanızda tuzluk bulundurmayın. Satın aldığınız hazır besinlerin etiketlerini mutlaka okuyun ve daha az tuzlu olanları tercih edin. Yemeklerle birlikte yoğurt tüketilmesi tuz tüketiminin azaltılmasına yardımcı olur. Maden suları kaynağına göre farklı miktarda sodyum içerir, sodyum içeriğini etiketinden kontrol edin” şeklinde konuştu.

Çocuklarda Tuz Tüketimine Dikkat
Özellikle çocukluk çağından itibaren aşırı tuz alımına bağlı olarak obezite ve kalp damar hastalıklarında artış olabileceğini dile getiren Dr. Akan, “Yüksek miktarda tuz tüketimi ve obezite olma durumu çocuklardaki hipertansiyon için önemli bir risk faktörüdür. Çocuklukta tuzun aşırı alımı; pre-hipertansiyon için risk oluşturur. Bunun yanı sıra çocukluk döneminde tuz miktarı sınırlaması ile beraber tüketilen tuzun iyotlu olmasına dikkat edilmelidir. İyot; anne karnından başlayarak bebeklik ve çocuklukta beyin gelişimi ve en uygun mental fonksiyonlar için gerekli bir elementtir” diye konuştu.Sağlıklı yaşam için az ama iyotlu tuz tüketilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Akan,“İyotlu tuz; zekâ geriliğini ve beyin hasarını önler, okul başarısını arttırır. İyot kaybını önlemek için tuzu; yemeklerinizi pişirdikten sonra ekleyin. Serin, kuru ve ışıksız ortamda ve koyu renkli cam kaplarda saklayın” ifadelerini kullandı.


Oscarlı Yıldızların Konakladığı Otelde Unutulmaz Balayı Sumahan On The Water

Sumahan Otel’den  Balayındaki Çiftlere Balayı Fırsatı
Tamamı Boğaz manzaralı 24 odasıyla ülkemizden ve dünyadan çok önemli konukları ağırlayan Sumahan on the water, evlenecek çiftler için de romantik bir balayı adresi oluyor. Düğün öncesi,düğün günü ve sonrasını kapsayan balayı hizmeti ile çiftler mutlu bir evliliğe adım atıyor.
Çengelköy’de, İstanbul Boğazı’na hakim muhteşem panoramasıyla Sumahan Otel; gizli bir cennet gibi konuklarını ağırlarken balayındaki çiftler için de çok özel balayı alternatifleri sunuyor.


İsmini Kuzguncuk, Kanlıca, Vaniköy, Çubuklu, Kandilli gibi Boğaz semtlerinden alan 24 odası, Osmanlı mimarisini modern çizgilerle bütünleştiren tasarımıyla butik hizmet veren Sumahan, yeni evli çiftlere şehrin kalabalığından uzak ama İstanbul’un merkezinde unutulmaz günler vaad ediyor.
Düğünden bir gün önce gelin ve damada özel spa hizmetiyle başlayan balayı paketinde, düğün gününe balayı odasında hazırlık, şampanya ve çilek ikramı, otelde fotoğraf çekimi organizasyonu, düğün yapılacak mekana tekne ile servis, tercihe göre “gelin arabası” niyetine “Sumahan I” isimli teknenin süslenmesi yer alıyor.


“Dünyanın En İyi Tarihi Oteli”, “Dünyanın En Lüks Oteli” ödüllerinin yanına geçtiğimiz yıl “Deniz Kıyısındaki En Mükemmel Otel” ödülünü de ekleyen Sumahan Otel’de ister asma katlı, bahçe çıkışlı, şömineli ve Türk hamamlı loft odalarda ister deluxe ya da executive suite’te balayı geçirmek mümkün. Balayını geçirirken her an bir Hollywood yıldızına ya da Türk sanatçıya denk gelmeniz de mümkün. Bu unutulmaz balayı gecelerinin fiyatları ise, 325 Euro’dan başlıyor.


Levana Spa Nisan Ayında Detoks Günleri Düzenliyor

Hyatt Regency İstanbul Ataköy otelde yer alan Levana Spa, kış yorgunluğundan kurtulup, yaza sağlıklı ve zinde girmek isteyenler için Nisan ayında Detoks Günleri düzenliyor.
1 aylık terapi programında, kişiye özel masaj, beslenme ve egzersiz içeren eksiksiz bir detoks programı sunuluyor.


Hyatt Regency İstanbul Ataköy otelde yer alan Levana Spa, Nisan ayı boyunca Detoks Günleri düzenliyor. Kişiye özel planlanacak terapi programlarıyla misafirler, yaza daha sağlıklı ve zinde girme şansı yakalıyor. Hyatt Regency İstanbul Ataköy, Levana Spa Müdürü Ayşe Güneş, verdikleri detoks hizmetinin kişiye özel planlandığını belirterek şöyle diyor: “Detoks terapisi, mutlaka kişiye özel olmalı. Sadece beslenme tarzını değiştirmek de tek başına yeterli olmayacaktır. Etkili ve hızlı bir sonuç almak için eksiksiz bir detoks planı uygulanmalı. Detoks programını egzersiz yaparak desteklemek, toksinleri vücuttan atmak için  terlemek çok önemli. Detoks terapisi kapsamında sunduğumuz egzersiz programına ek olarak, misafirlerimize özel toksin atımını hızlandıran çamur terapisi de uyguluyor, klasik Türk hamamlarında yapılan bakımlarla vücutlarının tamamen yenilenmesini ve arınmasını sağlıyoruz.”


Detoks Uygulamasında Neler Var?
Levana Spa’da sunulacak detoks günleri kapsamında misafirlere sağlıklı ve lezzetli seçeneklerden oluşan bir beslenme programıyla kişisel ihtiyaçlara göre tasarlanmış egzersiz programı oluşuturulduktan sonra, toksinlerden arınabilmeleri için özel terapi ve masaj desteği sunuluyor. Öncelikle misafirlerin vücut analizleri yapılıyor, analiz sonuçlarına göre, kişiye özel olarak alkali nitelikli detoks suları uzmanlarca hazırlanıyor. 1 aylık program kapsamında misafirlere toplam altı kez, toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olan özel detoks masajı uygulanıyor. Yoğun ve sert bir masaj olan detoks masajı 60 dakika sürüyor. Aynı program kapsamında misafirlere, magnezyum içeriği zengin çamur ile gerçekleştirilen,  herbiri 135 dakikalık 6 adet Levana Mineral Bakım terapisi uygulanıyor. Levana Mineral Bakım terapisinin, kas gerginliğini azaltma ve ağrıları hafifletme özelliğinin yanısra, metabolizmayı hızlandırma ve cildi sıkılaştırma özellikleri de mevcut.



İnoksan’ın Geleneksel İş Ortakları Buluşması Bursa’da gerçekleşti

İnoksan başarılı bayilerini ödüllendirdi
Endüstriyel mutfak sektöründe yeniliklerin öncüsü İnoksan,
Türkiye çapında hizmet sunan bayilerini Bursa’da ağırladı. En fazla satış gerçekleştiren bayilerini ödüllendiren İnoksan aynı zamanda sürdürülebilir inovasyon anlayışının yeni ürünlerini de iş ortaklarına tanıttı.


Endüstriyel mutfak sektöründe 35 yılı geride bırakan ve yenilikleriyle sektöre yön veren İnoksan, Türkiye genelinde hizmet veren bayileriyle Bursa’da bir toplantı gerçekleştirdi. Şirketin 2014 yılındaki performansının ve 2015’e ilişkin hedeflerin paylaşıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, bu yıl sektördeki 35’inci yılını kutlayan İnoksan’ın verdiği emek, sunduğu kalite, teknoloji ve güvenle birlikte sektörün lokomotifi ve lider kuruluşu olduğunu söyledi. 2014 yılının İnoksan için geride kalan 34 yılın en başarılı yılı olduğunu vurgulayan Varlık, “İnoksan olarak 2014 yılında, bütçe hedeflerimizin üzerinde bir performans sergiledik. Ciro ve karlılık hedeflerimizi aştık, bilanço ve finansal yapı hedeflerimizin tamamını gerçekleştirdik. 2015 yılına da yurt dışına daha çok açılmak ve uluslararası platformlarda İnoksan ve Türk markasını tanıtmak ve pazarlamak hedefiyle girdik” şeklinde konuştu.

Varlık, İnoksan’ın kurulduğu günden bu yana pazar payını sürükleyen, sektöre yön veren ve uluslararası pazarda yer alarak ihracat yapan lider birkaç firmadan biri olmayı başardığını kaydederek, bu başarıda iş ortaklarının da büyük katkısı olduğunu dile getirdi. Varlık, Türkiye genelinde açtıkları bayilerle sektörde fark yarattıklarını belirterek şunları söyledi: “Talepleri en iyi şekilde karşılamak ve müşteri memnuniyetini artırmak için bayi yatırımlarımıza aralıksız devam ediyoruz.”Bayi buluşmasının ikinci gününde iş ortakları, fabrikayı gezerek üretimi yerinde izleme fırsatı yakaladı. Bayilere, İnoksan’ın sürdürülebilir inovasyon anlayışının yeni ürünü elektrikli kombi fırını İnosmart’ın yanı sıra Bulaşık Yıkama Makinesi ailesinin yeni üyeleri 42, 52 ve 102 modelleri de tanıtıldı.


Bayilere İnoksan’ın üretim parkuruna yeni dahil ettiği Lazer Kesim Makinesi ve Robotlu Lazer Kaynak Ünitesi’nin de tanıtımı yapıldı. Sektörde sadece İnoksan’ın üretim parkurunda bulunan Robotlu Lazer Kaynak Ünitesi, kullanılan sacı düşük ısıyla işleyerek daha az deforme olmasını sağlıyor ve cihazların paslanma riskini en alt seviyeye çekiyor.

Başarılı bayilere Cumhuriyet Altını hediye edildi
Ayrıca İnoksan, 2014 yılında yıllık satış hedefini tutturan, showroomuna demo pişirim merkezi kuran ve hedeflenen müşteri görüşmelerini gerçekleştiren bayilerini ödüllendirdi. İnoksan tarafından geçtiğimiz yıl hayata geçirilen İnoksan Gold ve Silver Partner anlaşmalarının sonucuna göre Akser Mutfak, Ankara Dizayn, ANF Mutfak ve Sevinoks firmaları ödüle değer bulundu. Başarılı bayiler, hediye Cumhuriyet altınlarını ve plaketlerini üst düzey yöneticilerin elinden aldı.


Bodrum Mantı 3 Yeni Şubeyle Büyümeye Devam Ediyor

Bodrum Mantı Büyümeye  Devam Ediyor
Kurulduğu günden beri eşsiz lezzeti ve kaliteli hizmeti ilke edinen BODRUM MANTI,  2 ay içerisinde 3 yeni şubesini hizmete açmaya hazırlanıyor…Alışıla gelmiş lezzetleri kendine özgü yeniliklerle sofrasına taşıyan Bodrum Mantı; Göktürk, Ataşehir ve Orya Park Ümraniye’de açacağı yeni şubeleriyle İstanbul’daki zincirini genişletiyor…


 İstanbul’da Arnavutköy, Fenerbahçe, Bağdat Caddesi, Ulus ‘ta Ege’nin esintisini eşsiz lezzetleriyle buluşturan Bodrum Mantı; Ataşehir, Göktürk, ve Orya Park Ümraniye’de açacağı yeni şubelerinin heyecanını yaşıyor.  Büyüme hedeflerini müşterilerinin talepleri doğrultusunda gerçekleştirmeyi amaçlayan Bodrum Mantı, 3 yeni şubeyle toplamda 10 şubeye ulaşacak. 2004 yılından beri mutfağındaki usta aşçıları ve yenilikçi mönüleriyle beğeni kazanan Bodrum Mantı, yeni şubelerinden ilkini 20 gün sonra Orya Park Ümraniye’de açacak.

Yenilikleriyle göz dolduran Bodrum Mantı, üretimi kendi imalathanelerinde yaparak tek bir noktadan bütün şubelerine dağıtım yapıyor. 20 kadının elinden çıkan ürünler Bodrum Mantının mönülerinde Bihter olarak müşterilerin beğenisine sunuluyor.  Aşk-ı Memnu dizisinin Bihter’ini mönüsüne taşıyan Bodrum Mantı, başta Arap turistler olmak üzere yerli ve yabancı misafirlerinin ilgisini üzerine toplamayı başardı.

Sanat ve iş dünyasından ünlü isimlerin müdavimi haline gelen Bodrum Mantı kurucusu Cengiz Yanar, zincirlerine eklenecek yeni şubeleriyle ilgili “ 3 yeni şubeyle toplamda 10 şubeye ulaşıyoruz.  Şubelerimizi müşterilerimizin talepleri doğrultusunda belirliyoruz. Amacımız müşterilerimize ulaşabileceğimiz doğru noktalarda var olmak. Geçen yıl 15 ton olan kapasitemizi bu yıl 20 tona çıkarmanın mutluluğunu yaşıyoruz. “ açıklamasında bulundu.

Mantının sarımsaklı yoğurtlusundan başkasını bilmem diyenlere kapılarını çıtır çıtır lezzetleriyle açan Bodrum Mantı’nın 24 saat kesintisiz hizmet veren Arnavutköy ve Fenerbahçe şubeleri ile Bağdat Caddesi, Ulus ve yeni şubeleriyle ilgili detaylı bilgiye www.bodrummanti.com.tr  adresinden ulaşabilirsiniz.

Türk Hava Yolları’nın Porto’ya direkt uçuşları 30 Nisan itibariyle başlıyor

Thy Porto’ya  Direkt Uçuyor
Türk Hava Yolları’nın, Portekiz’de, Lisbon’un ardından sefer sağlayacağı 2.nokta, Porto’ya direkt uçuşlar 30 Nisan itibariyle başlıyor. Dünya genelinde olduğu gibi Güney Avrupa’da da büyümesini hız kesmeden sürdüren Türk Hava Yolları, hâlihazırda bölgenin 6 ülkesindeki 24 noktaya uçuş düzenlemekte. 30 Nisan 2015’de başlayacak seferlerle Porto’yu da geniş uçuş ağına dâhil edecek Türk Hava Yolları, Porto seferlerini Salı, Perşembe, Cumartesi ve Pazar günleri olmak üzere haftada 4 gün karşılıklı olarak icra edecek.


İstanbul’dan Portekiz’in en büyük şehirlerinden biri olan Porto’ya, tüm vergiler dâhil, gidiş-dönüş 129 Euro’dan başlayan ücretlerle seyahat edilebilir.

Ayrıca, Miles&Smiles üyeleri, Porto hattında, önümüzdeki Ekim ayına kadar %25 mil indirimli ödül biletle seyahat edebilir ve uçuş sınıflarını yükseltebilirler.

Porto’ya ait tarifeli uçuş saatleri;
Uçuş No. Günler Kalkış Varış
TK1449 Salı,  Perşembe, Cumartesi, Pazar IST 11:30 OPO 17:20
TK1450 Salı,  Perşembe, Cumartesi, Pazar OPO 15:20 IST 21:50
*Tüm saatler lokaldir.

Türk Hava Yolları ve uçuş tarifesi ile ilgili daha ayrıntılı bilgilere www.turkishairlines.com web sitesinden, 444 0 849 numaralı Çağrı Merkezi’nden
veya satış ofislerinden ulaşılabilir.


Sılverlıne Ankastre Bayi Toplantısında "Biz Geleceğiz" Dedi

Yenilikçi, çevreci ve fonksiyonel tasarımlara imza atan Silverline Ankastre, bu yıl düzenlenen 3. bayi toplantısını Antalya Susesi Luxury Otel 'de gerçekleştirdi. Silverline Ankastre'nin tüm yönetim kadrosu ve bayileri 2 gün boyunca keyifli zamanlar geçirirken, organizasyon süresince yeni ürünler tanıtıldı ve toplantının mottosu "biz geleceğiz" den hareketle gelecek dönem projeksiyonları paylaşıldı...


Bu yıl 3.'sü düzenlenen Silverline Ankastre bayi toplantısının mottosu "biz geleceğiz" idi... Geleceğin ankastre teknolojisine yön veren Silverline, Antalya Susesi Luxury Otel'de paydaşlarıyla dolu dolu bir organizasyon çerçevesinde bir araya geldi. Bayi toplantısının ikinci günü Ceylan Saner'in sunduğu, tüm gün süren projeksiyon toplantısı Silverline Ankastre'nin Kurucu Başkanı İbrahim Atay ve CEO Mustafa Laçin'in hoşgeldiniz konuşmaları ile start verdi. Kurulduğu günden bu güne geçen 21 yıl içinde yaşadıkları gelişmeleri duygusal bir konuşma ile anlatan İbrahim Atay, bunda büyük katkısı olan tüm iş ortaklarına teşekkür etti.  Ardından gelen yöneticiler Silverline Ankastre'nin iç piyasa ve ihracata yönelik uzun dönem projeksiyonlarını ve marka tasarım felsefesini paylaştı.


Programa katılan Mehmet Kocabaş ise yönetim becerileri ve yaratıcılık üzerine bayilerin yüzünü güldüren bol esprili bir sunum gerçekleştirdi. Toplantı, Silverline bayilerinin yaşadıkları üzerine kurgulanan ve salonda alkış ve kahkaha tufanına yol açan "Silverline Kabare" ile sonlandı...
Bayiler otelde kurulan Silverline Ankastre standında, dünyanın en önemli ödül kuruluşlarından tasarım ödülleri alan Lift-Up, To the Point, Slide Down, Pop-Up gibi davlumbazları detaylı incelerken yeni ürün gamı hakkında da bilgiler aldı.


Toplantının akşamında gerçekleşen gala gecesinde ise Aşkın Nur Yengi sahne aldı. Eski ve yeni parçalarından oluşan keyifli bir repertuar ile konukları mest eden şarkıcı gecenin sonunda Silverline çalışanları ve bayilerini sahneye çıkararak fasıl yaptı.

Henkel İlk Sürdürülebilirlik Hedeflerine Planlanandan Önce Ulaştı

Henkel, 24. Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınlandı
Henkel yayınladığı 2014 Sürdürülebilirlik Raporunda, şirketin 2014 yılında çevresel ve sosyal konularda kaydettiği gelişmelere yer verdi. Raporda tüm dünyadaki Henkel çalışanlarının sürece aktif katılımı ve şirketin 2030 sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kaydettiği gelişmelerin altı çiziliyor. Henkel İnsan Kaynaklarından Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Konseyi Başkanı Kathrin Menges, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Henkel’in sürdürülebilirlik stratejisi, beş ara dönem hedefimizden dördüne planlanandan önce ulaşmamızı sağlayarak son derece etkin olduğunu kanıtladı. Çalışanlarımız da bu başarıda kilit rol oynadı. Henkel olarak, şirketi daha da ileriye taşımak için çalışanlarımızın deneyim ve uzmanlıklarından yararlanmaya devam edeceğiz.” dedi.


2012 yılında kamuoyuna tanıtılan sürdürülebilirlik stratejisinin merkezinde uzun vadede “daha az tüketerek, daha fazlasını başarmak “ ve “kaynak verimliliğini 2030’a kadar üç katına çıkarmak” yer alıyor. Henkel, 2011-2015 yılları arasındaki beş yıl için yarattığı değer ve ekolojik ayak izi arasındaki ilişkiyi yüzde 30 oranında artırmayı amaçlıyor.2014 sonu itibarıyla, Henkel enerji verimliliğini %20, su kullanımını %19, atık hacmini %18 (inşaat ve yıkıntı atıkları hariç %22) ve iş güvenliği performansını %25 artırarak önemli bir ilerleme kaydetti. Performansını 2015’te bir kez daha artırmayı amaçlayan şirket, 2020 yılına yönelik yeni ara hedefler üzerinde de çalışmalarını sürdürüyor.


Henkel, sürdürülebilirlikte liderliği yalnızca bir sorumluluk olarak değil, aynı zamanda rekabet gücünü sürekli artırmak için de bir fırsat olarak görüyor. Sürdürülebilirlik stratejisinin uygulanması ise ürünler, iş ortakları ve çalışanlar olmak üzere üç stratejik unsura dayanıyor. Şirket daha fazla değer ile daha iyi performans sunan ve daha az çevresel ayak izine sahip ürünler geliştirmeye odaklanmış durumda. Henkel, iş ortakları ile birlikte, ürünlerini değer zincirinin tamamı boyunca sürekli olarak geliştirmeyi amaçlıyor. Ayrıca, aktif çalışan katılımı da Henkel’in iddialı 2030 hedefi açısından kilit öneme sahip bulunuyor.


2014’te yaygınlaştırılan bir diğer önemli program ise “Sürdürülebilirlik Elçileri” programı. “Sürdürülebilirlik Elçileri” programının amacı, hem çalışanların sürdürülebilirlik konusunu ayrıntılı şekilde anlamasını sağlamak hem de bu bilgiyi çalışma arkadaşlarına, tedarikçilere, müşterilere, tüketicilere ve öğrencilere aktarmalarını sağlamak. Programın uygulanmaya başlandığı Temmuz 2012’den bu yana 70 ülkeden 3,800’i aşkın Henkel çalışanı Sürdürülebilirlik Elçisi sıfatıyla 37 ülkeden 36.000’e yakın öğrenciye ulaştı.

Henkel’in sürdürülebilirlikteki başarıları 2014’te de devam ederken şirket ulusal ve uluslararası sürdürülebilirlik ölçümlerinde ve endekslerinde ilk sıralardaki yerini korudu. 2014 yılında bir kez daha Dow Jones Sürdürülebilirlik Endekslerine girmeyi başaran Henkel, 1999 yılında kurulduğundan beri Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi'nde sekiz yıl boyunca sektör lideri olarak yer aldı. Şirket ayrıca FTSE4Good Etik Endeksinde de 14 yıl arka arkaya yer aldı.

Henkel dünya çapında Çamaşır ve Ev Bakımı, Beauty Care ve Yapıştırıcı Teknolojileri olmak üzere üç iş biriminde lider markalar ve teknolojilerle faaliyet göstermektedir. 1876 yılında kurulan Henkel; Persil, Schwarzkopf ve Loctite gibi tanınmış markaları ile faaliyet göstermekte ve hem tüketici ürünleri hem de endüstriyel alanda, global olarak pek çok pazar liderliği bulunmaktadır. Tüm dünyada yaklaşık 50.000 çalışanı bulunan Henkel, 2014 mali yılında 16 milyar 400 milyon Euro’luk satış ve 2,6 milyar Euro’luk faaliyet karı gerçekleştirmiştir. Henkel imtiyazlı hisse senetleri, Almanya DAX borsa endeksine kayıtlıdır.

Yok Aslında Farkımız, İtalyanlar’la Aynıyız!

Dünyanın 87 ülkesine düzenlediği turlar ve yurtdışı turları bazında sektörün lideri Prontotour, kısa zaman önce yayına açtığı seyahat blog sitesiyle, okuyucularına seyahat destinasyonları hakkında ilginç bilgiler veriyor.


Ülkelerle ilgili genel kültür araştırmaları, yaşam stilleri ve benzeri pek çok konuda bilgi veren, blog.prontotour.com ilginç bir araştırmaya yer veriyor. Araştırmaya göre Türkler ve İtalyanlar, birbirlerine neredeyse kardeş kadar benzer özelliklere sahipler. Bu benzerlikler arasında kabarmış milliyetçilik duygusu, geleneksel aile bağlarına verilen önem verme, kız isteme ve kalabalık düğün ritüeli, misafirperverlik, sıcakkanlılık, abartılı konuşma, büyüklere saygı, küçüklere sevgi anlayışı, trafikte yaşanan diyaloglar, yeme-içme, mutfak kültürü olarak boğazımıza düşkün oluşumuz yer alıyor.


İtalya’ya seyahat edenlerin kendilerini Türkiye’de gibi hissedecekleri üç ilginç bölge bulunuyor. Bunlardan ilki, İtalya’nın kuzeyinde bulunan ve Türk kasabası diye adlandırılan Moena. Araştırmaya göre, bu kasabada yaşayanlar kendilerinin Türk olduğunu iddia edip, Türk gelenek ve göreneklerine göre yaşıyor. Erkeklerin Bıyık bırakıp Osmanlı kıyafetleri giydiği bu kasabada her yıl düzenli olarak Türk festivali düzenleniyor. İşin en ilginç yanı ise kasaba halkının tek kelime bile Türkçe bilmiyor olması.

İtalya’nın güneyinde bulunan iki bölge ise yerleşim açısından ciddi benzerlikler taşıyor. Bunlardan ilki Matera şehrinde bulunan Sassi di Matera semti. Türkiye’deki Kapadokya’nın birebir aynısı olan semt, volkanik tüflerin oyularak ev ve kilise haline getirildiği bir yerleşim yeridir. UNESCO tarafından koruma altına alınmış bu semti ziyaret edenler, çektikleri fotoğrafları sosyal medyada İtalya’nın Kapadokya’sı olarak paylaşıyor. Söz konusu diğer bölge ise, Taranto şehrine yaklaşık 45 dakika mesafedeki Alberobello bölgesi. Burada bulunan evlerse Harran evlerinin birebir kopyası şeklindedir. Bölgeyi ziyaret eden Türkler “trullo” adı verilen bu evleri gördüğünde Harran evlerine olan benzerliği nedeniyle şaşkınlığını gizleyemiyor.

Türk Hava Yolları’nın Bari’ye ilk uçuş ayrıcalığı ile 5 gecelik organize edilmiş Prontotour’un “Puglia” turuyla bu hayret verici benzerlikleri yerinde yaşıyorsunuz. 4 Yıldız otellerde konaklama 699 Avro’dan başlayan fiyatlarla, sıra dışı bir seyahat deneyimi sizi bekliyor. Unutmayın, Türkiye’den ilk uçuş olması bölgeyi ilk keşfedenlerden biri olma ayrıcalığı anlamını da taşıyor.
Ayrıntılı bilgi: blog.prontotour.com