28 Kasım 2014 Cuma

“Hidroelektrik Sektörü Paydaşları Şeffaflık ve Katılımcılık Talep Ediyor”



WWF-Türkiye ve Statkraft işbirliğiyle yapılan çalışma, hidroelektrik sektörü ile sektörün faaliyetlerinden etkilenen tarafların, HES’lerin planlama, inşaat ve işletme aşamalarındaki çevresel etkileriyleilgili düşünce, beklenti ve endişelerinitespit ederek; paydaşların çözüme yönelik önerilerini ortaya koyuyor.

Hidroelektrik, Türkiye’de yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerjideen çok tercih edilen yöntemlerin başında gelmektedir. Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Stratejisi Belgesi’nde, “2023 yılına kadar teknik ve ekonomik olarak değerlendirilebilecek hidroelektrik potansiyelinin tamamının elektrik enerjisi üretiminde kullanılması sağlanacaktır”ibaresi yer almaktadır. 2014 yılı itibarıyla, işletmeye alınmış toplam HES sayısı 461 iken  823 HES ise proje aşamasındadır.

HES yapımının son yıllarda ivme kazanması, sıcaktartışmaları da beraberinde getirmiştir. Paydaşlar arasındaki farklı söylem ve taleplereparalel olarak çeşitli fikir ayrılıkları yaşandığıgözlenmektedir. Tartışmalar genel olarak, doğal kaynakların nasıl kullanılacağı ve kimin kaynaklar üzerinde söz hakkına sahip olduğu gibi konularda yoğunlaşmaktadır. Yöre sakinleri, üzerinde yaşadığı, öteden beri kaynaklarını kullandığı vadi ve derelerde hakkı olduğunu öne sürerken; resmi makamlar da, Türkiye’nin ihtiyacını karşılamak için bu kaynakların enerji için kullanılmasının ülke yararına olduğunu vurgulamaktadır.

Kamuoyunayansıyan tartışmalara bakıldığında; sivil toplum kuruluşları, diğer sosyalyapılanmalar ve yerel topluluklardan oluşan taraflar ile devlet kurumları, hidroelektrik yatırımcıları ve onlara danışmanlık hizmeti veren şirketler arasında bir kutuplaşma olduğu görülmektedir.
İlgili taraflar arasında, HES’lerin çevresel etkileri ve bunların çözümü konusundasağlıklı bir iletişim ve diyalog ortamının kurulmadığı bu koşullarda zaman,akarsu ekosistemlerinin aleyhine işlemektedir.
WWF-Türkiye, akarsuekosistemlerinin sağlıklıişleyişini sürdürebilmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunması için HES’lerin planlama, yapım ve işletme süreçlerinde “sürdürülebilir hidroelektrik” ilkelerinin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine inanmaktadır. Bu nedenle,hidroelektrik sektöründe yer alan ve sektörün faaliyetlerinden etkilenen taraflarınçözüm odaklı bir zeminde bir araya gelerek,akarsularınkorunmasına yönelik önlemleri açık bir şekilde tartışmaları ve ortak hareket etme konusunda fikir birliğine varmaları gerekmektedir. HES’lerin çevresel etkileri konusunda farklı tarafların konuyla ilgili algılarının, düşüncelerinin, çözüm önerilerinin ve birbirleriyle olan etkileşimlerinin daha iyi anlaşılmasını ve paydaşların çözüme yönelik önerilerinin ortaya konulmasını amaçlayan bu çalışma, WWF-Türkiye ve yenilenebilir enerjide Avrupa lideri Statkraft işbirliği ileyürütülmekte olan ve ülkemizdeki hidroelektrik üretiminin sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde yapılmasını teşvik etmeyi hedefleyen “Türkiye’de Sürdürülebilir Hidroelektrik Üretimine Doğru” projesi kapsamında gerçekleştirilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder